Emsal Mahkeme Kararı Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi 2022/999 E. 2022/943 K. 04.07.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
KAYSERİ
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
4. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO:2022/999
KARAR NO:2022/943
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ:Kayseri 1. Asliye Ticaret Mahkemesi
NUMARASI:2022/345 Esas sayılı derdest dosya
ARA KARAR TARİHİ:27/04/2022
DAVA KONUSU:Menfi Tespit (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ:04/07/2022
KARARIN YAZILDIĞI TARİH :05/07/2022
Taraflar arasında görülen dava sonucu ilk derece mahkemesince verilen hükme yönelik süresi içinde istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine gönderilen dosyanın yapılan incelemesi sonucunda,
GEREĞİ DÜNÜŞÜLDÜ:
DAVA :Davacı taraf dilekçesinde özetle; davalının müvekkile 718.175,00 TL’lik fuar stand işi yaptığını, müvekkilin buna istinaden borcunu ödediğini ve başka bir borcu kalmadığını, buna karşılık anlaşmanın 1.565.412,43 TL tutarında yapıldığı iddiasıyla alacak talep edildiğini, talep edilen alacağın hukuki dayanağının olmadığını ileri sürerek müvekkile 423.618,7 TL tutarında borçlu olmadığının tespitini talep ettiklerini,Davalının davacı müvekkile karşı soyut ve gerçek dışı iddialara dayanarak tanzim edilmiş ve taraflarınca da süresinde itiraz edilmiş, hukuki geçerliliği bulunmayan faturalara dayanarak takip başlattığını, itiraza uğramış ihtarnameye dayanarak ihtiyati hacizde bulunduğunu, davalının yine aynı sebeplere dayalı ihtiyati haciz ve takipte bulunacağının da kuvvetle muhtemel olduğunu, davalının icra takiplerine ve ihtiyati haciz talebine dayanak gösterdiği hiçbir belgenin müvekkilin davalıya borcu olduğunu ispatlamadığını, kendilerinin borçlu bulunmadıklarını ispatladıklarını,
Davalının bakiye alacak iddiasını asla kabul etmemek kaydıyla faturada belirtilen 718.175,00 TL davalıya peşin olarak ödendiğini,
Davalının, müvekkil aleyhine faturada iddia edilen Şubat ayı bakımından 211.809,35 TL bedele ilişkin icra takibi başlattığını ve bu bedeli icra baskısı altında müvekkilden tahsil ettiğini, buna ilişkin istirdat davası açtıklarını, dosyanın derdest olduğunu,
Davalının yine faturada iddia edilen Mart ayı bakımından 211.809,35 TL bedele ilişkin ihtiyati haciz kararı aldırıp takip başlattığını, söz konusu bedelin icra baskısı altında ihtiyati haciz dosyasına yatırıldığını, dosyanın derdest olduğunu, yapılan takibe itiraz edildiğini ve takibin de durduğunu,İşbu menfi tespit davasının ise sadece ve sadece davalının faturalarda iddia ettiği Nisan ve Mayıs ayına ilişkin yine her biri 211.809,35 TL olmak üzere toplamda 423.618,7 TL bedele ilişkin Mayıs ve Haziran aylarında açılması kuvvetle muhtemel olan icra takipleri için olduğunu, bu davanın konusunun ve değerinin 423.618,7 TL olduğunu beyanla bu miktarda borçlu olmadıklarının tespitini ve yapılaca olan icra takibinin tedbiren durdurulmasını talep ve dava etmiştir.
CEVAP :Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkil ile davacı arasında anlaşma sağlanan ve müvekkilce yapılan işlerin toplam bedelinin 718.175,00 TL değil, 1.565.412.43 TL olduğunu, müvekkil ile davacı arasındaki fuar stand yapım işi konusunda anlaşma sağlandığı ve müvekkilce bu işin eksiksiz bir biçimde yapıldığı davacının kabulünde olup bu hususlarda uyuşmazlık bulunmadığını, buna karşılık, davacı tarafça öne sürülen ”anlaşma bedelinin toplam 718.175,00 TL olduğu” yönündeki iddianın maddi gerçeğe tamamen aykırı durum olduğunu, taraflar arasında 23.12.2021 tarihinde yapılan anlaşma uyarınca müvekkilin; 25-30 Ocak 2022 tarihleri arasında … Fuar ve Kongre Merkezi’nde gerçekleşen … Mobilya Fuarı’nda davacının kullanmış olduğu standın yapımını üstlendiğini, davacının da bunun karşılığında 115.000 USD’nin anlaşma tarihi karşılığı olan 1.436.350,00 TL’yi ve işin yapımı sırasında davacının talepleri doğrultusunda yapılacak ilave işler için ayrıca bedel ödemeyi üstlendiğini, tarafların kararlaştırılan bu bedelin yarısının işin başında peşin olarak, geri kalanının ise işin yapılmasının akabinde davacı tarafça 2022 yılı Şubat, Mart, Nisan ve Mayıs ayları sonu için keşide edip müvekkile teslim edeceği 4 adet eşit bedelli çekle ödenmesi hususunda mutabık kaldıklarını,Davacının, 20.01.2022 tarihinde 718.175,00 TL tutarında ödeme yaptığını, müvekkilin de anlaşmaya konu standın imalatını, montajını ve fuar bitiminde sökümünü gerçekleştirdiğini, tüm bunların neticesinde davacının ilk anlaşma sağlanan tutar üzerinden 718.175,00 TL, ayrıca ilave işlerden kaynaklı 129.062,43 TL olmak üzere toplamda 847.237,43 TL borcu kaldığını,Davacı bu borcunu 2022-Şubat, Mart, Nisan, Mayıs ayları sonuna keşide edip teslim edeceği her biri (847.237,43 / 4) = 211.809,35 TL tutarında olması gereken 4 eşit bedelli çekle ödemesi gerekirken, çekleri teslim etmediğin ve bedellerini de ödemediğini, ayrıca davacının, müvekkilce kesilen faturalara istinaden de sonradan kötüniyetli olarak iade faturaları tanzim ettiğini, o esnada, 2022-Şubat sonunda ödenmesi gereken 211.809,35 TL borcun muaccel hale geldiğini, buna ilişkin olarak Kayseri Genel İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, davacının kendisine tebliğ edilen ödeme emrine itiraz etmediğini, takibin kesinleşmesi üzerine davacının dosya borcunu bahse konu icra dosyasına yatırdığını, dosyanın infazen kapatıldığını, davacının ödeme yaptığı tutarın istirdadı için de kötüniyetli bir dava açtığını beyanla davanın reddini talep etmiştir.
İHTİYATİ TEDBİR TALEBİ :Davacı vekili … tarihli dilekçesinde özetle; Mahkemenin 26/04/2022 tarihli ara kararıyla ihtiyati tedbir talebine ilişkin harcı mahkeme veznesine yatırıldığını ve dava dilekçesinde belirtilen nedenlerle ihtiyati tedbir talebinin tekrar gözden geçirilerek mahkemenin belirleyeceği teminat karşılığında ihtiyati tedbir talebinin kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ ARA KARARI Mahkemece 20.04.2022 tarihli ara karar ile; “davacının tedbir talebinin yaklaşık ispat olmadığından ve davacının yapılacak takibe itiraz hakkı olduğu” gerekçesiyle ihtiyati tedbir taleplerinin reddine karar verilmiş, akabinde davacı vekili tarafından tekrar ihtiyati tedbir talebinde bulunulmuş, mahkemece 26.04.2022 tarihli ara kararı ile “ihtiyati tedbire ilişkin harcın yatırılmaması” gerekçesiyle davacının tedbir talebinin usulden reddine karar verilmiş, davacı taraf ihtiyati tedbir talebine ilişkin harcı yatırılarak yeniden ihtiyati tedbir talebinde bulunmuş, mahkemece 27.04.2022 tarihli ara karar ile de “davacının tedbir talebinin yaklaşık ispat olmadığından ve davacının yapılacak takibe itiraz hakkı olduğu” gerekçesi ile davacının ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ:Davacı vekili 11/05/2022 tarihli istinaf dilekçesinde özetle;Yerel mahkemece 20.04.2022 tarihli ara karar ile; “davacının tedbir talebinin yaklaşık ispat olmadığı ve davacının yapılacak takibe itiraz hakkı olduğu” gerekçesiyle ihtiyati tedbir taleplerinin reddine karar verildiğini, akabinde, verilen kararın yeniden gözden geçirilmesi taleplerinin de 26.04.2022 tarihli ara karar ile “ihtiyati tedbire ilişkin harcın yatırılmaması” gerekçesiyle usulden reddedildiğini, ardından ihtiyati tedbir talebine ilişkin harcı yatırarak yeniden ihtiyati tedbir talebinde bulunduklarını, mahkemece 27.04.2022 tarihli ara karar ile aynı sebebe dayanarak; “davacının tedbir talebinin yaklaşık ispat olmadığından ve davacının yapılacak takibe itiraz hakkı olduğu” gerekçesiyle ihtiyati tedbir taleplerinin reddedildiğini,Müvekkilin davalıya herhangi bir borcu olmamasına rağmen, davalının haksız ve kötü niyetli olarak, müvekkiline karşı soyut ve gerçek dışı iddialara dayanarak tanzim edilmiş hukuki geçerliliği bulunmayan faturalara dayanarak takip başlattığını, yine itiraz edilmiş ihtarnameye dayanarak ihtiyati hacizde bulunduğunu, davalının icra takiplerinde ve ihtiyati haciz talebine dayanak gösterdiği belgeler ile müvekkilinin davalıya borcu olduğunu ispatlayamadığını,Yerel mahkemenin tedbir taleplerine ilişkin verdiği red kararlarında ayrıca; davalı tarafından “ileride açılacak icra takiplerine tarafımızca itiraz edilebileceği” hususunun gerekçe gösterildiğini, ancak bu gerekçeye dayanılarak takip öncesi menfi tespit davalarında ihtiyati tedbir kararı verilmesinin imkansız olduğunu, bu durumun gerek geçici koruma yargılaması olan ihtiyati tedbir müessesesinin amaç ve niteliğine, gerekse İİK. M. 72 “İcra takibinden önce açılan menfi tesbit davasına bakan mahkeme, talep üzerine alacağın yüzde onbeşinden aşağı olmamak üzere gösterilecek teminat mukabilinde, icra takibinin durdurulması hakkında ihtiyati tedbir kararı verebilir.” hükmüne açıkça aykırılık teşkil ettiğini, ayrıca davalının Kayseri İcra Müdürlüğü … E. sayılı dosyasında yaptığı gibi yine aynı şekilde takip başlatmadan önce ihtiyati haciz kararı alıp takip başlatma olasılığının kuvvetle muhtemel olduğunu, davalı tarafından ileride açılması kuvvetle muhtemel olan icra takiplerine taraflarınca süresinde itiraz edilse de yapılan itirazın davalının ihtiyati haciz tatbikiyle icra takibinde bulunması sebebiyle müvekkilin yeniden telafisi mümkün olmayan zararlara uğramasını engellemeyeceğini, bu sebeple ileride başlatılması kuvvetle muhtemel olan icra takiplerin durdurulmasına ilişkin ihtiyati tedbir kararı verilmediği takdirde yine ileride açılacak takiplere itiraz edilse dahi müvekkil bakımından telafisi güç zararlar meydana geleceğini beyanla tedbir taleplerinin reddine ilişkin verilen kararın kaldırılarak ihtiyati tedbir taleplerinin kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.Davalı vekili, istinafa cevap dilekçesinde özetle;Davacının gerçeğe aykırı ve mesnetsiz iddialara dayalı olarak yapmış olduğu istinaf başvurusunun reddi gerektiğini, davaya konu edilen davacının borcunun 2022 Nisan sonu itibariyle muaccel olduğunu, 211.809,35-TL lik kısım için Kayseri Genel İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosya kapsamında icra takibi başlattıklarını, davacının kendisine tebliğ edilen ödeme emrine kötü niyetli olarak itiraz ettiğini ve takibin durduğunu, davaya konu tutarın geri kalan kısmının 2022-Mayıs sonu itibariyle muaccel olacak takibe ilişkin başlatacakları icra takibinde de aynı durumun söz konusu olacağını, davacının koşulları oluşmamış tedbir talebine ilişkin olarak yerel mahkemece verilen kararın hukuka uygun olduğunu beyanla davacının istinaf başvurusunun reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:HMK’nun 355. maddesi uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebepler ve kamu düzeni ile sınırlı olarak yapılan istinaf incelemesinde;Davacı, davalının fuarda bulunan stand işlerini yaptığını, kendisinin ödeme yapmasına rağmen takibe fatura koyduğunu beyanla icra takibinden önce menfi tespit talep etmiş, davacı alacaklarının ödenmediğini beyanla davanını reddini talep etmiştir.Bunun yanında menfi tespit davalarında ihtiyati tedbir koşulları değerlendirilirken İİK 72 maddesi yanında, HMK 389 vd. maddelerinin de göz önünde bulundurulması gerekir.HMK’nın 389. maddesi, “Mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme sebebiyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkansız hale geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hallerinde uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir.” şeklindedir.Aynı yasanın 390/3 maddesi, ”Tedbir talep eden taraf, dilekçesinde dayandığı ihtiyati tedbir sebebini ve türünü açıkça belirtmek ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmek zorundadır” düzenlemesini içermektedir. Bu hükümler dikkate alındığında, mevcut durumun değişmesi hâlinde, hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşması, hakkın elde edilmesinin tamamen imkânsız hâle gelmesi, gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğması tehlikesi varsa, ihtiyati tedbir sebebi var kabul edilecektir. Hâkim kararında somut sebep gösteremiyor, bunu en azından açıklayacak veya asgari ölçüde ikna edecek delil değerlendirmesi yapamıyor, yaklaşık ispat ölçüsünü yakalayamıyorsa tedbire karar vermemelidir. Ancak bu da hiçbir zaman tam bir ispat seviyesinde ispat şartına dönüşmemelidir.(… ,… /… ,… /… … ; Hukuk Muhakemeleri Kanunu Hükümlerine Göre Medeni Usul Hukuku, 11. Bası, Ankara 2011-Sh.715-717) (Yüksek Yargıtay 11.Hukuk Dairesi’nin 24/04/2012 gün ve 2011/15388 esas,2012/6651 karar sayılı ilamında belirtildiği gibi) İİK. M. 72/2 “İcra takibinden önce açılan menfi tesbit davasına bakan mahkeme, talep üzerine alacağın yüzde onbeşinden aşağı olmamak üzere gösterilecek teminat mukabilinde, icra takibinin durdurulması hakkında ihtiyati tedbir kararı verebilir.” hükmüne rağmen, dosya kapsamı, mevcut delil durumuna göre 2004 sayılı İİK’nın 72/2 maddesi ve 6100 sayılı HMK 390/3 maddesi gereğince davacı tarafından davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat edecek nitelikte delil sunulmadığı, davalının cevap dilekçesindeki delilleri, taraflar arısındaki teklif formu, e-mail yazışmaları ve dosya kapsamına göre mevcut durum ve sunulan deliller itibarıyla bulunan aşamada ilk derece mahkemesince icra takibinin durdurulması ihtiyati tedbir talebinin reddine ilişkin kararın usul ve yasaya ve dosya kapsamına uygun olduğu, davacı vekili tarafından yapılan istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b.1 maddesi uyarınca esastan reddine karar vermek gerektiği sonucuna varılmıştır.İlk derece Mahkemesi tarafından yapılan yargılamaya, toplanan delillere, dosya içeriğine, hükmün dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye göre delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmadığı anlaşıldığından, davacı vekilinin yerinde olmayan istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK’nun 353/1-b.1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M:Yukarıda açıklanan nedenlerle,
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun ESASTAN REDDİNE,
2-Harç peşin alındığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına,
3-Davacı tarafça istinaf karar harcı ve istinaf kanun yoluna başvuru harcının 3 kez yatırıldığı anlaşılmakla fazla alınan 242,10TL istinaf karar harcı ile 441,40TL istinaf kanun yoluna başvuru harcının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
4-Davacı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
5-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
6-Karar tebliği ve harç işlemlerinin 6100 Sayılı HMK’nun 359/4 md. uyarınca İlk Derece Mahkemesi tarafından yerine getirilmesine,
7-Kullanılmayan gider avansı var ise 6100 Sayılı HMK’nun 333. maddesi ve Hukuk Muhakemeleri Kanunu Yönetmeliği’nin 59. maddesi uyarınca karar kesinleştikten sonra İlk Derece Mahkemesi Yazı İşleri Müdürünce başvurana iadesine,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda oybirliği ile olmak üzere geçici hukuki koruma kararı olduğundan HMK.nun 362/(1)-f.maddesi itibariyle kesin olarak karar verildi.04/07/2022