Emsal Mahkeme Kararı Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi 2022/866 E. 2022/926 K. 29.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
KAYSERİ
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
4. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/866
KARAR NO: 2022/926
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: KAYSERİ 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ:08/09/2020
NUMARASI:2020/287 Esas 2020/388 Karar
DAVA KONUSU: Alacak (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 29/06/2022
KARARIN YAZILDIĞI TARİH: 01/07/2022
Taraflar arasında görülen dava sonucu Dairemizce verilen verilen hükme yönelik süresi içinde temyiz yasa yoluna başvurulması üzerine Yargıtay 6. Hukuk Dairesince yapılan bozma üzerine gönderilen dosyanın yapılan incelemesi sonucunda,
GEREĞİ DÜNÜŞÜLDÜ:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; taraflar arasında imzalanan 30.05.2013 tarihli taşeronluk sözleşmesi uyarınca davacı şirketin üstlendiği edimleri yerine getirmesine rağmen davalı şirketin edimlerini yerine getirmediğini, davalının Yapı Denetim firması ödemelerini, itfaiye harcını, asansör harcını, … güvence parası ve abone bağlantı bedelini, mesken harcını, yol katılım harcını, bina harcını, … abone bedelini, … abone bedelini, DASK bedelini ödemediğini, ayrıca davacının, davalının isteği ile 8 dairede mahal listesi dışında 8 dairede giyinme odası, 6 daire mutfağında normal mermer tezgah yerine corian tezgah imalatları yapıldığını, bunların bedellerinin de ödenmediğini, davalının sözleşmenin 18. maddesine aykırılık nedeniyle 50.000 Euro cezai şart alacakları olduğunu bildirerek toplamda 330.230,00-TL’nin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin, davacı şirkete karşı 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2016/1509 Esas sayılı dosyasını açarak geç teslimden dolayı kira tazminatı ve alacak davası açtığını, davacının 1. Asliye Ticaret Mahkemesi dosyasındaki davalı alacaklarından vazgeçilmesini sağlamak amacıyla böyle bir dava açtığını, davacının yapı denetim firması ödemesini yaptığı iddiasının asılsız olduğunu, sözleşmenin 4 ve 7 maddeleri uyarınca elektrik, su, doğalgaz, mesken aboneliklerinden davacının sorumlu olduğunu, başka bir şirket ile daha taşeronluk sözleşmesi imzalandığı iddiasının da asılsız olduğunu, tüm işlerin davacı şirket ve davacı şirketin anlaşmalı firmaları tarafından yapıldığını, yapılan imalat ile düzenlenen mahal listesinin birbirine uyumlu olduğunu, fazla bir imalatın söz konusu olmadığını bildirerek, davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARAR ÖZETİ: İlk derece mahkemesi tarafından; taraflar arasındaki sözleşmenin 4. maddesi kapsamında mesken işlerinin (elektrik-su-doğalgaz abonelikleri) davacı/müteahhit tarafından karşılanacağı, bu bağlamda davacının elektrik-su-doğalgaz aboneliklerine ilişkin yaptığı masrafları isteyemeyeceği, yine asansör muayene ücretinin müteahhit sorumluluğunda olacağı, ayrıca Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi’nin 2020/76 Esas – 2020/167 Karar sayılı ilamı da göz önünde bulundurularak yol katkı payı bedeli ile cins değişikliği işlemleri için ödenen bedel ve DASK bedeli de müteahhit sorumluluğunda olup bu bedellerin de talep edilemeyeceği, bununla birlikte sözleşmenin 5.2.4. maddesi gereğince yapı denetim firması istihdamının işveren tarafından sağlanacağından davacının yapı denetim masrafı olarak ödediği 19.950,00-TL’nin davalıdan tahsiline ilişkin talebinin yerinde olduğu, yine davacının davalıya isabet eden 6 daireye ilişkin mutfak tezgahı ile 8 daireye ilişkin giyinme dolabının mahal listesine göre değil daha lüks yapıldığı, bu hususta taraflar arasında yazılı sözleşme olmasa da davalının giyinme dolabı fiyatı ve mutfak tezgahının mahal listesindeki özellikler ile yapılan malzemenin özellikleri arasındaki fiyat farkı kadar zenginleştiği, buna göre davacının giyinme dolapları için 12.400,00-TL (1.550,00×8), mutfak tezgahları için 11.400,00TL (1.900,00X6) talep edebileceği; ancak bu iki kalem için 10.000,00-TL talep edildiği, bu şekilde davacının toplam yapı denetim masrafı olarak ödediği 19.950,00-TL ile giyinme dolapları ve mutfak tezgahları için ise taleple bağlılık kuralı gereği 10.000,00-TL olmak üzere toplam 29.950,00-TL alacak talebinde haklı olduğu, davacının sözleşmenin 18. Maddesi gereğince işverenin sözleşmede belirtilen edimlerden birini yerine getirmemesi, alt yüklenici sözleşmesi yapması, işin yapılmasına mani olacak bir durum ortaya çıkmasına sebep olması nedeniyle 50.000 Euro cezai şart talebi incelendiğinde; yukarıda sayılan üç halin cezai şart sebebi olarak sözleşmenin 8. Maddesinde yer aldığı; ancak davalının alt yüklenici ile sözleşme yapması gibi bir durumun olmadığı, dosyada bu hususta bir delil bulunmadığı, yine davalının işin yapılmasına engel bir durum yaratmadığı, davalıya isabet eden dairelere ilişkin bir kısım ödemelerin davacı tarafından yapılmasının doğrudan cezai şart doğurmayacağı gözetilerek davacının cezai şart talebinin reddi gerektiği, davacı taraf imalat tarihinden itibaren ticari faiz talep etmiş ise de Yargıtay 19. Hukuk Dairesi’nin 2016/10181 Esas, 2017/5505 Karar sayılı ilamı doğrultusunda ticari faiz adı altında bir faiz türü olmayıp ancak avans veya reeskont faizi türleri olduğu gözetilerek dava tarihinden itibaren işleyecek değişen oranlarda avans faizine hükmedilmesi gerektiği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEP VE GEREKÇESİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle: taraflar arasındaki sözleşmenin kat karşılığı inşaat sözleşmesi değil inşaat yapım sözleşmesi olduğunu, hal böyle iken sözleşmenin niteliğini ve şartlarını yok sayıp klasik manada bir kat karşılığı inşaat sözleşmesi gibi yorumlamayıp hüküm kurmanın doğru olmadığını, sözleşmenin alt yüklenici sözleşmesi olduğunu, davalının arsa sahibi değil arsa sahipleriyle kat karşılığı sözleşme imzalayan müteahhit konumunda olduğunu, dolayısıyla bilirkişilerce müvekkili şirket tarafından resmi kurumlara yapılmış olan ödemelerin tarafların daire sayısına göre hesap etmeleri kabul edilemez olduğunu, müvekkilli şirketin bedeli karşılığı iş yapan konumunda olup, bedelin daire olarak anlaşılmış olması dairelerle ilgili resmi kurum ve kuruluşlara ödenecek olan harç ve masraflardan sorumlu olacağı anlamına gelmediğini, bütün harç ve masraflardan daire miktarından bağımsız olarak davalının sorumu olduğunu, taleplerinden olan …’a ait abone bağlantı bedelinin 393,00 TL olmadığını, bu bedelin toplam 25.442,00 TL olduğunun dosya kapsamındaki belgelerle sabit olduğu, ayrıca sözleşmenin 4. Maddesi dayanak gösterilerek … ödenen bedelin müvekkili tarafından istenemeyeceğini kabul etmenin hiçbir hukuk kuralı ile bağdaşmadığını, zira 4. Maddenin açıkça mesken işleri (elektrik, su, doğalgaz abonelikleri)… dendiğini, ancak maddenin başlığından da anlaşılacağı üzere bu işlerin yapımının müvekkile ait olduğunu, bedellerin davalı tarafından ödeneceğini, sözleşmenin kat karşılığı inşaat sözleşmesi olarak kabul edilmesi halinde dahi bu abonelik bedellerinin arsa sahibi tarafından karşılanmak zorunda olduğunu, burada müvekkillin sadece işlemleri gerçekleştirmekle sorumlu olduğunu, asansör harcının dahi davalıya ait olduğunu, yine müvekkilinin sözleşmede taşeron olması nedeniyle dava dilekçesiyle talep edilen gider kalemlerinin hiçbirinden sorumlu olmadığını, müvekkilinin sadece bu inşaatı bu seviyeye getirmek ve işlemleri takip etmekle yükümlü olduğunu, bunun dışındaki giderlerin tamamından müteahhit olan davalının sorumlu olduğunu, davalının hem işin tamamını müvekkiline verdiğini, hem de daha sonra boya, sıva gibi kalemleri 3. bir kişiye sözleşme ile devrettiğini, ayrıca davalı tarafından ilgili kurumlara ödenmesi gereken masraf ve harçların zamanında ödenmeyerek işin yapılmasına bir şekilde engel olduğunu, verilen sürede müvekkilli tarafından ifa imkansız hale geleceğinden müvekkilli tarafından bu ödemeler yapıldığını, müvekkillinin bu bedelleri cebinden ödememiş olsa idi işin yapılamayacağını ve yarım kalacağını, 18. Maddenin son fıkrasında kararlaştırılan “her ne sebeple olursa işin yapılmasına mani olacak bir durumun” ortaya çıktığını, dolayısıyla müvekkil lehine cezai şarta hükmedilmesi gerektiğini, yine kısa kararda ve gerekçe kısmında avans faize hükmedilmesine rağmen hüküm kısmında yasal faize hükmedilmesinin yasaya aykırı olduğunu belirterek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılması talep edilmiştir. Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; taraflar arasındaki sözleşmenin nitelik olarak, “kat karşılığı inşaat sözleşmesi” niteliğinde olduğunu, sözleşmenin başlığında “alt yüklenici sözleşmesi” yazıyor olmasının, içerik ve kapsam olarak kat karşılığı inşaat sözleşmesi olan sözleşmenin bu niteliğini değiştirmediğini, davaya konu ve mesnet olan taraflar arasındaki 30.05.2013 tarihli “alt yüklenici sözleşmesi”nin 3, 4, ve 7. Maddeleri işin kapsamı ile hangi imalat ve giderlerin davacı yükleniciye ait olduğunun ortaya konulduğunu, giyinme dolaplarının sözleşmenin 4. Maddenin ilk bendinde “gömme dolaplar” şeklinde, yapılacak iş ve imalatlara dahil olduğunun açıkça yazılı olduğunu, mimari projede açıkça giyinme odası ve giyinme dolapları çizildiğini, sözleşmenin 5.1.2 maddesinde de açıkça “yapılacak işler, işveren tarafından verilen projeye uygun olarak yapılacaktır” hükmünün mevcut olduğunu, bu hükme göre zaten davacının giyinme dolapları projede mevcut olduğu için yapmak zorun olduğunu, diğer yandan aynı hükümde “beraber belirlenecek malzeme ve mahal listesi uygulanacaktır” denildiğine göre giyinme dolabı taraflar arasında ortak belirlenmiş ve uygulanmış anlamına geldiğini, bunun davacı aleyhine, davalı lehine bir karine olup, aksini davacının yazılı delil ile ispat etmesi gerektiğini, davacının bu yönde bir delili de bulunmadığını, yine sözleşmenin birinci sayfasının en sonunda yer alan 4. Maddesinin altıncı bendinde açıkça yazılı olduğu gibi sadece ikinci, dördüncü ve altıncı katlardaki 6 adet daire için bir mahal listesi yapılmış olup, burada dahi mutfak tezgahlarının cins ve kalitesinden bahsedilmediğini, sözleşmenin 4. Maddesinin son bendi olan ve sözleşmenin 3. Sayfasının başında yer olan hükme göre ise diğer 22 adet dairenin mahal listesinin taraflarca beraber kararlaştırılıp yapılacağı açık bir şekilde yazılı olduğunu, bir anlamda davacı yüklenici kendi dairelerine ne yapmış ise aynısını davalı müvekkile ait dairelere yapması gerektiğini, bu hükümde “beraber belirlenecek malzeme ve mahal listesi uygulanacaktır” denildiğine göre söz konusunu mutfak tezgahı taraflar arasında ortak belirlenmiş ve uygulanmış anlamına geldiğini, bu cümlenin davacı aleyhine, davalı lehine bir karine olup, aksinin davacının yazılı delil ile ispat etmesi gerektiğini, davacının bunun aksine bir delili de bulunmadığını, tüm bu durumlar karşısında sadece 6 adet daire için belirlenen mahal listesinde mutfak tezgahlarının cins marka ve kalitesinin belirtilmemiş olması, diğer yandan kalan 22 adet daire için taraflarca müştereken belirlenecek mahal listesinin uygulanacağı kararlaştırıldığına göre, davacının mutfak tezgahını daha lüks yaptım deme ve fark isteme hakkı bulunmadığını, yapı denetim masrafının da götürü bedel içinde olduğunu, bir an aksi düşünülse dahi 4708 sayılı Yasa uyarınca bu bedelden yapı malikinin sorumlu olduğunu, davacının da yaptığı iş karşılığı daire alması nedeniyle yapı sahibi sıfatına da sahip olduğunu, bu nedenle yapı denetim ücretinin taraflara ait daire sayısı oranlanarak hesaplanması gerektiğini, ayrıca yerel mahkemece bir kısım talepler yönünden BAM kararına atıf yapılıp davacı talepleri reddedilirken, atıf yapılan BAM kararına göre reddedilmesi gereken diğer taleplerin kabul edildiğini belirterek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılması gerektiğini talep etmiştir.
DELİLLER: Tanık Beyanları, Bilirkişi raporları, Dosyada mevcut diğer bilgi ve belgeler.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava eser sözleşmesinden kaynaklanan alacak istemine ilişkindir.
Davacı Vekili tarafından açılan davada 30/05/2013 tarihli sözleşmeye dayalı olarak ödenmiş ve yapılmış imalat bedelleri ile cezai şarttan kaynaklanan alacak talep edilmiştir.İlk derece Mahkemesi tarafından davanın kısmen kabulü ile, yol katkı payı, cins değişikliği, Dask bedeli, yapı denetim masrafı ile fazla imalat bedellerinin davalıdan tahsiline, fazlaya ilişkin istem ile cezai şart isteminin reddine dair verilen 03/12/2019 tarihli kararın taraf vekillerince istinafı üzerine Dairemizin 05/03/2020 tarih 2020/76 Esas-167 Karar sayılı ilamı ile gerekçe ile hüküm arasında çelişki bulunması nedeniyle kararın kaldırılmasına karar verilmiş, kabule göre de ; sözleşmenin 4. ve 7. maddesinden de açıkça anlaşıldığı üzere inşaat işi ilgili her türlü abone bedeli, sigorta vergi, harçların davacı taşerona ait olacağı kararlaştırılmış olup bu bedellerin davalı iş sahibinden istenmesinin mümkün olmadığı, bu nedenle ilk derece mahkemesi tarafından elektrik-su-doğalgaz abonelikleri ve asansör muayene ücretinin davacı müteahhidin sorumluluğunda olduğu yönündeki kararı yerinde ise de yol katkı payı bedeli ile cins değişikliği işlemleri için ödenen bedel ve DASK bedelinden 14 daire bakımından davalının sorumlu olduğu yönündeki kararın hatalı olduğu, taraflar arasında imzalanmış olan sözleşmenin arsa karşılığı kat sözleşmesi olmayıp bedel karşılığı inşaat sözleşmesi olduğu, davacının yapacağı iş karşılığınca ödenecek bedelin daire olarak belirlendiği, sözleşmede ödenmesi gereken bedel belirlendiğinden, sözleşme götürü bedel olarak kararlaştırılmış olmakla, götürü bedel kararlaştırılan sözleşmelerde yüklenicinin işi kararlaştırılan bedel ile yapmak zorunda olduğu, TBK’nın 480/1. Maddesi uyarınca kural olarak öngörülenden fazla emek ve masrafı gerektirmiş olsa bile belirlenen bedelin artırılmasını isteyemeyeceği, bu nedenle davacının davalıya isabet eden 6 daireye ilişkin mutfak tezgahı ile 8 daireye ilişkin giyinme dolabının mahal listesine göre değil daha lüks yapıldığından bahisle alacak talep edemeyeceği, davacının avans faiz isteminin yerinde olduğu belirtilmiştir. Kaldırma kararından sonra mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın kısmen kabulü ile; yapı denetim masrafı ile fazla imalat bedelinin davalıdan tahsiline, fazlaya ilişkin istem ile cezai şar talebinin reddine ilişkin istinafa konu 08/09/2020 tarihli karar verilmiş olmakla, anılan kararın taraf vekillerince istinafı üzerine Dairemizin 18/03/2021 tarih 2020/681 Esas 2021/297 Karar sayılı ilamı ile; taraflar arasında imzalandığı tartışmasız olan 30/05/2013 tarihli sözleşme incelendiğinde sözleşmenin konusunun; davalı iş sahibi tarafından … ada … parselde yapılmakta olan inşaat işlerinin sözleşmede belirtilen koşullarla davacı tarafından yerine getirilmesi, bunun karşılığında da yapılmakta olan inşaatta belirli dairelerin davalıya verilmesi olduğu, taraflar arasında imzalanmış olan sözleşmenin arsa karşılığı kat sözleşmesi olmayıp bedel karşılığı inşaat sözleşmesi olduğu, sözleşmede ödenmesi gereken bedel belirlendiğinden, sözleşme götürü bedel olarak kararlaştırılmış olmakla, götürü bedel kararlaştırılan sözleşmelerde yüklenicinin işi kararlaştırılan bedel ile yapmak zorunda olduğu, TBK’nın 480/1. Maddesi uyarınca kural olarak öngörülenden fazla emek ve masrafı gerektirmiş olsa bile belirlenen bedelin artırılmasını isteyemeyeceği, götürü bedelli olarak anlaşılan eser sözleşmelerinde iş sahibinin talimatıyla ya da iş sahibinin talimatı olmaksızın işin gereği olarak yüklenici tarafından sözleşme dışı ve iş sahibi yararına imalatlar yapılmış olabileceği, yüklenicinin götürü bedelli sözleşme dışında kalan imalat bedellerinin iş sahibinin yararına olması koşuluyla TBK’ nın 526 ve devamı maddelerinde düzenlenen vekaletsiz iş görme hükümleri uyarınca yapıldığı yıl piyasa rayiçleri ile iş sahibinden talep edebileceği, ancak; taraflar arasındaki sözleşmenin birinci sayfasının en sonunda yer alan 4. Maddesinin altıncı bendinde açıkça yazılı olduğu gibi sadece ikinci, dördüncü ve altıncı katlardaki 6 adet daire için bir mahal listesi yapılmış olup, burada dahi mutfak tezgahlarının cins ve kalitesinden ve giyinme dolabından bahsedilmediği, sözleşmenin 4. Maddesinin son bendi olan ve sözleşmenin 3. Sayfasının başında yer olan hükme göre ise diğer 22 adet dairenin mahal listesinin taraflarca beraber kararlaştırılıp yapılacağının açık bir şekilde yazılı olduğu, bir anlamda davacı yüklenici kendi dairelerine ne yapmış ise aynısını davalıya ait dairelere de yapması gerektiği, kaldı ki; yapılan bu imalatların tüm bağımsız bölümlerde aynı olduğu, davalıya ait dairelere diğerlerinden farklı bir imalat yapılmadığının bilirkişi raporları ile de sabit olduğu, dolayısıyla davacının talep ettiği hususların götürü bedel içerisinde olması kararlaştırıldığından bu talepler için ayrıca davalıdan talepte bulunmayacağı, bununla birlikte her ne kadar sözleşmenin 5.2.4 maddesinde yapı denetim firması istihdamının davalı işverence sağlanacağı düzenlenmiş ise de; aynı sözleşmenin 9.1 maddesinde ise; bu sözleşmedeki hükümler tahtında ya da onlar gereğince istihdamla ilgili tüm giderlerin müteahhit tarafından karşılanacağı düzenlemesi yer aldığından, bu kalem alacağın kabul edilmesinin hatalı bulunduğu gerekçesiyle, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nun 353/1-b.2 maddesi uyarınca kabulüyle kararın kaldırılmasına ve esas hakkında yeniden karar verilerek ,davanın reddine karar verilmiştir. Dairemiz kararının davacı tarafça temyizi üzerine, Yargıtay 6. Hukuk Dairesi 2021/4442 Esas, 2012/2293 Karar, 20/04/2022 tarihli ilamı ile özetle; davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddi ile taraflar arasında imzalandığı ihtilafsız olan 30/05/2013 tarihli sözleşmede davacının yüklenici,davalının iş sahibi olduğu, sözleşmenin 9.6 maddesi gereği işin yapılması ile ilgili her türlü izin ruhsat benzeri şeylerin işverence yapılacağının düzenlendiği, bu kapsamda 5.670,00 TL cins değişikliği bedelinin istenebileceği, sözleşmenin 5.2.4. maddesi gereğince yapı denetim firması istihdamı işveren tarafından sağlanacağından, davacının yapı denetim masrafı olarak ödediği 19.950,00- TL’nin davalıdan tahsiline ilişkin talebinin yerinde görülmesi gerekirken reddinin hatalı olduğu, davacının fazla imalat bedeli istemine ilişkin olarak, davalıya isabet eden 6 daireye ilişkin mutfak tezgahı ile 8 daireye ilişkin giyinme dolabının mahal listesine göre değil daha lüks yapıldığı, bu hususta taraflar arasında yazılı sözleşme olmasa da davalının giyinme dolabı fiyatı ve mutfak tezgahının mahal listesindeki özellikler ile yapılan malzemenin özellikleri arasındaki fiyat farkı kadar zenginleştiği, buna göre davacının giyinme dolapları için 12.400,00-TL(1.550,00×8), mutfak tezgahları için 11.400,00 TL(1.900,00X6) talep edebileceği ancak bu iki kalem 10.000 TL olarak talep edildiğinden, taleple bağlı kalınarak 10,000,00 TL fazla imalat bedelinin kabulü gerekirken istinaf istemi kabul edilerek götürü bedelli sözleşmelerde yüklenici işi kararlaştırılan bedel ile yapmak zorunda olduğundan bahisle davanın reddine karar verilmesinin hatalı olduğu, o halde mahkemece yapılması gereken işin; davacının taleplerinden 19.950,00 TL yapı denetim ücreti, 10,000,00 TL fazla imalat bedeli, 5.670,00 TL cins değişikliği bedeli olmak üzere toplam 35.620,00 TL bakımından davanın kabulüne karar verilmesinden ibaret olduğu gerekçeleriyle hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
Dairemizce bozmadan sonra yapılan yargılamada usul ve yasaya uygun bozma ilamına uyulmuştur.
Bozmadan sonra yapılan yargılamada davacı vekili 15/06/2022 tarihli dilekçesi ile; 10.000 TL olarak talep ettikleri fazla imalat bedelini 13.800 TL daha artırarak 23.800 TL olarak ıslah ettiklerini bildirmiştir.
Davalı vekili ise; 15/06/2022 tarihli ıslaha cevap dilekçesi ile ; ıslah edilen miktarın zaman aşımına uğradığını, HMK 357/1 maddesi uyarınca istinaf aşamasında ıslah yapılamayacağını, HMK 177 maddesinin ise ; ancak davanın ilk derece mahkemesine gönderilmesi halinde ve ilk derece mahkemesince tahkikata dair bir işlem yapılması halinde uygulanma imkanı olduğunu belirterek ıslah talebinin reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; taraflar arasında ayni edim karşılığı inşaat sözleşmesi mevcut olup, davacı yüklenicinin eldeki davada; davalının yükümlülüğünde olmasına karşın kendisi tarafından ödenen 19.950,00 TL yapı denetim firması ödemelerinin, 3.775,00 TL itfaiye harcının, 354,00 TL asansör harcının, 11.067,00 TL … güvence parasının, 14.375,00 TL abone bağlantı bedelinin, 497,00 TL mesken harcının, 65.319,00 TL yol katılım harcının, 5.700,00 TL bina harcının, 5.335,00 TL … abone bedelinin, 7.545,00 TL … abone bedelinin, 2.313,00 TL DASK bedelinin tahsilini, ayrıca davacının, davalının isteği ile 8 dairede mahal listesi dışında 8 dairede giyinme odası, 6 daire mutfağında normal mermer tezgah yerine corian tezgah imalatları yapılmasına karşılık şimdilik 10,000,00 TL, davalının sözleşmenin 18. maddesine aykırılık nedeniyle 50.000 Euro, ceza-i şart karşılığı 184.000,00 TL alacakları olduğunu bildirerek toplamda 330.230,00-TL’nin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ettiği, taraflar arasında imzalandığı ihtilafsız olan 30/05/2013 tarihli sözleşmede davacının yüklenici, davalının iş sahibi olduğu, sözleşmenin 9.6 maddesi gereği işin yapılması ile ilgili her türlü izin ruhsat benzeri şeylerin işverence yapılacağının düzenlendiği, bu kapsamda 5.670,00 TL cins değişikliği bedelinin davalıdan talep edilebileceği, sözleşmenin 5.2.4. maddesi gereğince yapı denetim firması istihdamının işveren tarafından sağlanacağından, davacının yapı denetim masrafı olarak ödediği 19.950,00- TL’nin davalıdan tahsiline ilişkin talebinin de yerinde olduğu, davacının fazla imalat bedeli istemine ilişkin olarak, davalıya isabet eden 6 daireye ilişkin mutfak tezgahı ile 8 daireye ilişkin giyinme dolabının mahal listesine göre değil daha lüks yapıldığı, bu hususta taraflar arasında yazılı sözleşme olmasa da davalının giyinme dolabı fiyatı ve mutfak tezgahının mahal listesindeki özellikler ile yapılan malzemenin özellikleri arasındaki fiyat farkı kadar zenginleştiği, buna göre davacının giyinme dolapları için 12.400,00-TL(1.550,00×8), mutfak tezgahları için 11.400,00 TL(1.900,00X6) talep edebileceği ancak bu iki kalem 10.000 TL olarak talep edildiğinden ve HMK 357/1 maddesi uyarınca istinaf aşamasında ıslah yapılamayacağından, dava dilekçesindeki talebiyle bağlı kalınarak 10,000,00 TL fazla imalat bedelinin kabulü gerektiği, fazlaya ilişkin istemleri ile cezai şart talebinin ise yerel mahkemece reddine ilişkin kararda isabetsizlik olmadığı anlaşılmış olup; bozma ilamındaki gerekçelerle ve Hukuk Genel Kurulu’nun 04/03/2021 tarih 2021/2-96 Esas 2021/205 Karar sayılı ilamında da belirtildiği üzere , temyiz kanun yolunda bir karar verildikten sonra ilk derece mahkemesi ile bölge adliye mahkemesi sadece birer hüküm mahkemesi hâline geldiğinden , bölge adliye mahkemesinin denetim mahkemesi yetkisi kalmadığından alt derece hüküm mahkemesi olarak aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
H Ü K Ü M:Yukarıda açıklanan nedenlerle,
1-Davanın KISMEN KABULÜ ile; 35.620,00-TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Fazlaya ilişkin istem ile ceza-i şart talebinin REDDİNE,
2-Alınması gereken 2.433,20 TL karar ve ilam harcının peşin alınan 5.639,51-TL harçtan mahsubu ile fazla alınan 3.206,31-TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafça yatırılan 2.433,20-TL harcın davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine;
4-Davacı tarafça yapılan 29,20 TL başvuru harcı, 322,60-TL tebligat ve posta masrafı, 3.750,00-TL Bilirkişi ücreti, 200,00 TL keşif araç ücreti, 567,80-TL keşif harcı, Yargıtay bozmasından sonra yapılan 43,10 TL posta gideri, 51,50 TL dosyanın Yargıtay’a gönderilme posta ücreti olmak üzere toplam 4.964,20-TL yargılama giderinden kabul red oranına göre hesaplanan 513,79-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiye yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafından yargılama boyunca yapılan; 34,10-TL tebligat gideri ile 169,90-TL müzekkere ve posta gideri olmak üzere toplam 204,00-TL yargılama giderinden davanın kabul red oranına göre belirlenen 182,88-TL’sinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, bakiyesinin davalı üzerinde bırakılmasına,
6-Davacı taraf davada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. gereğince hesaplanan 5.343,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Davalı taraf davada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. gereğince hesaplanan 32.532,10 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
8-Yatırılan gider avansından varsa kullanılmayan kısmın HMK’nın 333. maddesi gereğince Yazı İşleri Müdürlüğü tarafından karar kesinleştiğinde ilgilisine iadesine,
9-Taraflarca yatırılan istinaf harçlarının talepleri halinde yatıranlara iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, 6100 Sayılı HMK’nun 356/1. maddesi uyarınca duruşmalı olarak oybirliği ile HMK’nun 361/1 maddesi gereğince Dairemiz kararının tebliğinden itibaren İKİ HAFTALIK süre içinde Yargıtay nezdinde temyiz kanun yolu açık olmak üzere karar verildi. 29/06/2022