Emsal Mahkeme Kararı Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi 2022/623 E. 2022/939 K. 04.07.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
KAYSERİ
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
4. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO:2022/623
KARAR NO:2022/939
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ:Kayseri 1. Asliye Ticaret Mahkemesi
NUMARASI:2020/152 Esas, 2022/164 Karar
KARAR TARİHİ:23/02/2022
DAVA KONUSU:Alacak (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ:04/07/2022
KARARIN YAZILDIĞI TARİH :05/07/2022
Taraflar arasında görülen dava sonucu ilk derece mahkemesince verilen hükme yönelik süresi içinde istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine gönderilen dosyanın yapılan incelemesi sonucunda,
GEREĞİ DÜNÜŞÜLDÜ:
DAVA:Davacı vekili, dava dilekçesinde özetle; müvekkil firma ile davlaı Şirket arasında 24.04.2017 tarihinde akdedilen Taşeron Sözleşmesine göre davalı firmanın, müvekkil firmaya ait 60 villadan oluşan … Villaları Villa Sitesi için çevre düzenlemesi ve sulama işlerini, 24.04.2017’de işe başlamak ve 24.05.2017’de işleri eksiksiz ve hatasız olarak teslim etmek üzere yüklendiğini,Davalı firmanın 20.04.2017 tarihli Teklif Formunda, müvekkil firmaya sağlayacağı hizmetleri ve meydana getireceği eserleri belirttiğini, sözleşmede bu teklife atıf yapıldığını,Müvekkili firmanın, bu sözleşmeye göre, taşeron olan davalı firmaya, yapacağı işle ilgili şantiye ortamını, elektrik, su ve yolu sağladığını, ancak davalı firmanın, çalıştığı sahada sözleşmeye uygun şekilde standartları belirli malzemeleri kullanmadığını veya yanlış montaj-işçilik sonucu site peyzajını tamamlayamadığını, villalardaki bahçelerde yer altına döşediği sulama sistemini çalışır vaziyete getiremediğini, çim ekimi ve bitki dikimi konularında ortak alanda hiçbir edimde bulunmadığını, davacı firmaca 150.000,00 TL.’lik ödemenin sözleşmeye uygun şekilde çeklerle yapıldığını, Nisan 2018’de, villalardaki sulama sisteminin test edildiğini ve sistemin çalışmadığının farkedildiğini, davalıya gönderilen Kayseri 8. Noterliğinden … tarihli, … yevmiye nolu ihtarnamesine de cevap verilmediğini, Kayseri 3. Sulh Hukuk Mahkemesi nin 2018/22 D. İş E. dosyasıyla, delil tespiti talep edildiğini, uzman bilirkişilerce, sulama sisteminin tamamen ayıplı olduğu, bitkilerin pek çoğunun ve çim alanın büyük oranda kurumuş olduğu, villa bahçelerindeki sulama sistemini çalışır vaziyete getirme ile ortak alana sulama sistemi kurdurma bedeli hariç villa bahçelerindeki kuruyan çim ve bitkilerin yeniden sağlanması ile ilgili hiçbir edim yapılmadığı, ortak alana bitki- çim ekilmesi açısından “toplam 92.107,00 TL. Lik zararı bulunduğu”nun tespit edildiğini, Kayseri 8. Noterliği nin … Haziran … tarihli, … yevmiye nolu ihtarnamesi gönderilerek, borcun aynen ifasından vazgeçilerek oluşan maddi zararın ödenmesinin talep edildiğini, davalı tarafından bu ihtara cevaben Kayseri 7. Noterliği nden … tarihli … yevmiye nolu ihtarnamesi gerçek dışı olaylar öne sürerek taleplerini reddettiğini ve bu kadar eksik ve kusurlu imalatları karşısında 150.000,00 TL ödeme almalarına rağmen halen alacakları kaldığını iddia ettiğini,Müvekkil firmanın, ticari itibarının da zedelendiğini, villa sahiplerine verdiği sözü tutamadığını, bu sebeple müvekkil firmaya karşı pek çok villa sahibinin ihtarname gönderdiğini, yaz aylarında peyzajı-çimlendirilmesi- bitkileriyle hazır villaların satışını yapmayı bekleyen müvekkil firmayı, satış yapamaz hale getirdiğini, kusurlu olarak ifa edilen işleri de tamamlattırmak zorunda kaldığını,Bu sebeple yeni bir taşeronla anlaşıldığını ve 30.04.2019 tarihli iş yeri teslim tutanağı düzenlendiğini, yeni taşerona 41.300,00-TL. ödeme yapılmak zorunda kalındığını, ayrıca bu fatura ödemesi sonrası, yeni taşerona ortak alana çim ekimi yaptırıldığını, davalı firmanın bu şekilde pek çok firmayı mağdur ettiğinin öğrenildiğini belirterek,Mahkemece, peyzaj ve tesisat açısından uzman bilirkişilere keşif yaptırılarak, davalının, gecikmedeki kusurunun, imalatındaki eksikliklerin, tam teslimat yapılmadığının, buna karşılık müvekkil firmanın sözleşmeye göre edimini yerine getirdiğinin tespitine, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, davalının 24.04.2017 tarihli Taşeron Sözleşmesine aykırılığı sonucu oluşan müspet ve munzam zararlarının tespiti ile şimdilik 100,00 TL. nin, temerrüt tarihinden itibaren, ticari temerrüt faiziyle davalıdan tahsiline, müvekkil firmanın 30 yılı aşkın bir süredir inşaat sektöründe kazandığı güvenilirlik imajını davalı firmanın kusurlu davranışlarla zedelemesi ve villa sahiplerine karşı mahcup etmesi nedeniyle, 2.000,00 TL.’lik manevi tazminatın işletilecek ticari temerrüt faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:Davalı vekili, cevap dilekçesinde; müvekkil ile davacı arasında taşeron (alt müteahhit) sözleşmesi imzalandığını, işbu sözleşme gereğince davacının … Mahallesindeki villa şantiyesinde yapılacak olan çevre düzenlemesi ile ilgili işlerin yapılması konusunda anlaşıldığını, şantiye durumuna göre yapılması gereken işlerin tamamının yapıldığını, sözleşmeye uygun şekilde eksiksiz olarak tamamlandığını, davacı tarafça şantiyenin hazır edilmemesi nedeniyle bir kısım işlerin müvekkil tarafından tamamlanamadığını, davacı tarafa defalarca müvekkil tarafından bildirilmesine rağmen davacıdan herhangi bir dönüş olmadığını, davacı tarafından şantiyenin peyzaja uygun bir şekilde taş işçiliğinin, dolgu toprağının bitmiş bir şekilde 2017 yılı Mayıs ayında müvekkile teslimi gerekirken teslim edilmediğini, ortak alanların, halen günümüze kadar projeye uygun şekilde bitirilip müvekkile teslim edilmediğini, dolgu toprağının davacı tarafından yetiştirilememesi nedeniyle sözleşme dışında davacının talimatıyla yaklaşık 130 yevmiyelik (yevmiye başı 120,00 TL.) işin müvekkili tarafından yaptırılıp, toplamda çıkan 15.600,00 TL. bedelin müvekkile ödenmediğini, müvekkilinin yapılacak işlerde kullanacağı şantiyeye su temininin davacı tarafça yapılması gerekmekte iken, su temini yapılmadığını, sözleşmenin 7.maddesinde açıkça müteahhidin taşerona karşı sorumlukları başlıklı kısmında “şantiyedeki elektrik, su ve yol yüklenici tarafından şantiyeye kadar getirilir” hükmü gereğince bu konudaki sorumluluğun davacıya ait olduğunu, davacıdan kaynaklı olarak yapılacak işler tamamlanamadığını, daha sonra davacı tarafça Kayseri 8.Noterliği’nin … tarih … yevmiye numaralı ihtarnamesi ile müvekkilden asılsız taleplerde bulunulduğunu,Söz konusu ihtarnamede her ne kadar 116 adet 200 cm leyladin isminde bitkinin dikilmediği belirtilmiş ise de, öncelikli olarak sözleşmede böyle bir ağacın dikileceğinin belirtilmediğini, diğer belirtilen bitkilerin tamamının dikildiğini, bu konuda müvekkilin bir eksiği bulunmadığını, ihtarnamede belirtilen 60 adet küresel vananın da sözleşmede belirtilmediğini, bu konuda bir yükümlülükleri bulunmadığını, 11 adet kontrol ünitesi, 6 adet kontrol ünitesi, 1500 metre 9×0,8 NYY kablo, 180 adet teflon, 1 adet 12” vana kutusu, 2 adet 14” vana kutusu, 162 adet rotor spring (rain bird) ve fazlarının sözleşmeye uygun şekilde yapıldığını, bu konuda müvekkilinin bir eksikliği bulunmadığını,İhtarnamede belirtilen diğer eksik hususların ise davacıdan kaynaklanan sebepler dolayısı ile teslim edilememiş olduğunu, bu konuda müvekkilin herhangi bir sorumluluğu bulunmadığını, sözleşme konusu bedelin de tamamının müvekkiline ödenmediğini, bu hususta da davacıdan defalarca sözlü ve yazılı olarak talepte bulunulmasına rağmen bir sonuç alınamadığını, sözleşmedeki edimini yerine getirmeyen davacının, edim ifasını isteme hakkı da bulunmadığını, davacı tarafından sözleşme gereği müvekkiline ödenmesi gereken halen KDV dahil 74.203,68 TL. ve dolgu toprağı işçiliği olarak 15.600,00 TL var iken davacının böyle bir dava açmış olmasının açıkça kötü niyetinin göstergesi olduğunu, müvekkil şirket tarafından Kayseri 4. Sulh Hukuk Mahkemesinde delil tespiti yapıldıktan sonra, davacı tarafça da Kayseri 3. Sulh Hukuk Mahkemesi 2018/22 D.İş dosyasından tespit yaptırıldığını ve yokluklarında yapılan bu tespite karşı da itirazlarını sunduklarını belirterek, davanın reddine karar verilmesini, talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI:Mahkemece; ” … taraflar arasında 24 042017 tarihli ‘Taşeron (alt müteahhit) Sözleşmesi düzenlendiği, yapılan keşif sırasında da sözleşme konusu yerin 60 Villalık Kaynak Koru Villaları Sitesine ait alan olduğu, sözleşme içeriğinin her iki tarafın da kabulünde olduğu, tespit dosyalarında oluşan tespitlere göre bu tespitlerden sonra taşeron firma tarafından yapılan ilave bir imalat olmadığı, tespit dosyasında da ekilen çim alanlarının sulama yapılmamasına bağlı olarak çimlerin kurumuş olduğu, dikilen ağaçların kuruduğu, sözleşmede yer alan müteahhit firmanın “taşerona yapacağı işle ilgili şantiye ortamını vermek zorundadır” ibaresi ile yine şantiyedeki “elektrik, su, yol yüklenici tarafından şantiyeye kadar getirilir.” maddesine göre dosya içeriğinden anlaşıldığı üzere sözleşme tarihinde sahada ruhsata bağlı elektrik ve su aboneliğinin bulunduğu, ancak sistemin davalı tarafından kurulmadığı, bu eksikliğin farklı bir taşeron tarafından giderildiği bu işin karşılığında davacıya kesilmiş olan faturanın davacının zararı olarak dikkate alınması gerektiği, taraflar arasındaki sözleşmenin 190.003,12TL üzerinden imzalandığı ve davacının 150.000,00TL ödeme yaptığı, sözleşmede yer alan ve eksik bırakılan imalatların yapım maliyetinin 61.272,00TL, hiç yapılmamış işlerin bedelinin 18.400,00TL, çalışmayan sulama tesisatının faaliyete geçirilmesi bedelinin 41.300,00TL olduğu ve bu halde davacının toplam zararının 120.972,00TL olduğu, bu tutardan davacının sözleşmeye göre ödemesi gereken (190.003,12-150.000,00=40.003,12) 40.003,12 TL’nin çıkarılması sonucunda davacının bakiye zararının 80.968.88TL olacağı sonuç ve kanaatine varılmakla, 80.968,88 TL alacağın ıslahla artırılan 80.868,88 TL’sine ıslah harcının yatırıldığı 25/01/2022 tarihinden,100,00TL’sine ise Kayseri 8.Noterliği … yevmiye numaralı … tarihli ihtarnamesi nedeniyle 02.05.2018 tarihinden itibaren tarafların tacir olmaları nedeniyle ticari (avans) faizi işletilmek suretiyle toplam 80.968,88 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,Manevi tazminat talebi yönünden ise; işlerin eksik bırakılması nedeniyle davacı şirketin itibarının olumsuz etkilendiği ve bu sebeple zarar gördüğü kanaatine varılmakla 2.000,00TL manevi tazminatın davalı şirketten alınarak davacı şirkete ödenmesine ” karar verilmiştir.Karara karşı davacı vekili ve davalı vekili istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
İSTİNAF NEDENLERİ:Davacı vekili, istinaf dilekçesinde özetle; mahkemece taleplerinin tümünün değerlendirilmediğini, davalının tam teslimat yapmadığını, müvekkilinin edimlerini yerine getirdiğinin tespitine dair taleplerinin yerine getirilmediğini, tespit hükmü verilmediğini,
Ayrıca davalının sebep olduğu munzam zararın tespiti için ilgili banka şubelerinden müvekkilin, villalar için çektiği krediler, davalının peyzajı tamamlamaması nedeniyle satış yapamaması sonucu ödeyemediği, geciktirdiği hesap özeti tablolarına dair yazı cevaplarının hiçbir şekilde değerlendirilmediğini, müvekkiline ait olan, 24.05.2017 (sözleşmeye göre peyzaj işinin tamamlanması gereken tarih) ila 2020 yılı arasındaki ihtiyaç, işletme, yapılandırma vb. tüm nakdi kredilere ilişkin gecikmeleri gösteren ödeme dökümünün müzekkere ile … Bankası’ ndan istenilmesini talep ettiklerini, cevabın dosyaya gönderilmesine rağmen bu durumun araştırılmadığını, bankalardan gelen yazı cevaplarında müvekkil firmanın davalı firmanın kusuru sonucu peyzajını tamamlayamadığı 60 adet villanın satışını gecikmeli olarak yaptığı ve pek çok villanın satılamamış olması nedeniyle, bankalardan yüksek meblağlı kredi çekmek zorunda kaldığını, bu kredileri ödeme güçlüğü çektiğini, bu yüzden kredileri yapılandırmak zorunda kaldığını ve … ‘ tan gelen dökümlerde görüldüğü üzere müvekkilin, ödeme planında sıkışma yaşamamak adına, teminat olarak gösterdiği taşınmazlarını, bankanın nakde çevirmesine izin vermek zorunda kaldığını, ödeme planındaki tarihlerden önce kapanan kredilerin bu şekilde kapatıldığını,
Bilirkişilerin ilk raporda, villa inşaatı ve satışı konusunda alınan banka kredilerindeki davalının işi geciktirmesi kaynaklı zararlar konusunda, dosyada hangi dönem kaç adet villa satışı yapıldığı bilgisinin bulunmadığını belirttiğini, son celse bu belgelerin istenmesi talep edilmişse de mahkemece ek rapordan sonra değerlendirilmesine karar verildiğini, Mahkemece Tapu Genel Müd.’ den müzekkere ile 60 adet villanın, dava konusu işin sözleşmedeki teslim tarihi olan 24.05.2017′ den itibaren, yeni taşeronun İş Bitirme Tutanağını imzaladığı … tarihine kadarki tapu kayıt belgelerinin (müvekkilin yaptığı satışları göstermesi açısından) değerlendirilmesi uygun iken ve talep edilmesine rağmen bu konuda herhangi bir işlem de yapılmadığını,Peyzajın gecikmesi ile aynı dönem banka kredilerinin gecikmesi ve fazlaca ödeme yapılmak zorunda kalınması nedeniyle, bu tutarların da munzam zarar olarak hesabı gerektiğini, bu konulara ilişkin uzman bir hesap bilirkişisinden rapor alınması gerektiğini, sunulan raporların, içerik olarak taleplerini tam olarak karşılamadığını, rapor ve ek raporun eksiklikler içerdiğini,Kayseri 3. Sulh Hukuk Mah.’nin 2018/22 D. İş sayılı dosyasında 2018 yılı rayiç bedellere göre hesaplama yapılmışken, mahkemeye sunulan ek raporda sözleşme yılı olan 2017 yılının esas alındığı, oysa davalı firmaya 2 kez ihtar çekildiğini ve ilk ihtarda 24.05.2017′ de teslim edilmesi gereken işlerin eksik ve kusurlu olduğu, ihtar öncesinde davalı firma ile defalarca görüşüldüğü ancak sonuç alınamadığının belirtildiğini ve eksikliklerin giderilmesinin talep edildiğini, 2017 ve 2018 de bu eksikliklerin davalı firmaca giderilmediğini, önce yapılacağı sözlü olarak belirtilerek müvekkilini oyaladıklarını, bunun üzerine müvekkili firmanın delil tespitini 2018 de yaptırdığını ve sonrasında yeni taşerona yeniden bedel ödeyerek sulama sistemini düzelttirmek zorunda kaldığını, zira davalının kusuruyla çorak bir görünüme sahip olan villa sitesinden villa satışı yapmanın oldukça zor olduğunu, pek çok alıcının bu sebeple vazgeçtiklerini, hakkaniyete göre 2018 yılında en erken bu eksiklikler giderilebileceğinden, 2018 yılı rayiçleri üzerinden hesaplama yapılması gerektiğini, belirtilen eksiklik ve yanlışlıkların taleplerine rağmen mahkemece giderilmeyerek, yetersiz raporlara göre hüküm verildiğini, Dava dilekçesinde müspet ve munzam zararların tespiti ile davalının temerrüt tarihinden itibaren, ticari temerrüt faiziyle zarar hesabı yapılmasının istendiğini, kısmi olarak açılan alacak tutarına temerrüt tarihinden itibaren kalan büyük meblağa ise ıslah tarihinden itibaren faiz işletilmesinin müvekkilinin zararını gidermediğini, müvekkili firmanın bu iş dolayısıyla arka arkaya ödemeler gerçekleştirerek toplamda 150.000 TL’ yi 6-7 ve 8. aylarda 2017′ de davalıya ödediğini, dolayısıyla kendisine tam bir teslimat da yapılmadığı için 2017 den itibaren zarar gördüğünü, buna ilişkin zararın da hesap edilmesi gerektiğini beyanla ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir.Davalı vekili, istinaf dilekçesinde özetle; Davacı ile davalı müvekkil arasında taşeron-eser sözleşmesi imzalandığını, müvekkil ile davacının işbu sözleşme gereğince davacının … Mahallesindeki villa şantiyesinde yapılacak olan çevre düzenlemesi ile ilgili olan işlerin yapılması konusunda anlaştığını ve taraflara karşılıklı olarak sözleşme gereği edimler yüklendiğini, şantiye durumuna göre yapılması gereken işlerin tamamının sözleşmeye uygun şekilde yapıldığını ve tamamlandığını, ancak davacıdan kaynaklı sebepler dolayısıyla bir kısım işlerin müvekkil tarafından tamamlanamadığını,Türk Borçlar Kanunu’nda eser sözleşmesinin düzenlendiğini, 472.maddesinin 3.fıkrasında ‘Eser meydana getirilirken, işsahibinin sağladığı malzemenin veya eserin yapılması için gösterdiği yerin ayıplı olduğu anlaşılır veya eserin gereği gibi ya da zamanında meydana getirilmesini tehlikeye düşürecek başka bir durum ortaya çıkarsa, yüklenici bu durumu hemen işsahibine bildirmek zorundadır; bildirmezse bundan doğacak sonuçlardan sorumlu olur.’ ve yine 485.maddede ‘Eserin tamamlanması, işsahibi ile ilgili beklenmedik olay dolayısıyla imkansızlaşırsa yüklenici, yaptığı işin değerini ve bu değere girmeyen giderlerini isteyebilir.İfa imkansızlığının ortaya çıkmasında işsahibi kusurluysa, yüklenicinin ayrıca tazminat isteme hakkı vardır.’ hükümleri gereğince eserin yapılması için gösterilen yerin hazır edilmemesi dolayısıyla sözleşmenin yerine getirilemediği ayrıca ifa imkansızlığının ortaya çıkmasında davacının açıkça kusuru varken ve bu durumda müvekkilin tazminat imkanı varken, aksine verilmiş yerel mahkeme kararının hukuka ve yasalara aykırı olduğunu,Bilirkişilerin tarafsız ve bağımsız olarak rapor düzenlemesi gerekirken tamamen davacının yaptırmış olduğu tespit esas alınarak ve davacı lehine rapor düzenlendiğini, Kayseri 4. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2018/22 D.İş esas sayılı dosyasında yapılan tespitlerin göz ardı edildiğini, davacı tarafından Kayseri 3.Sulh Hukuk Mahkemesinde yaptırılan tespit dosyasındaki tüm hususlar göz önünde bulundurulduğunu, kendileri tarafından yaptırılan tespitteki hususların hiçbir şekilde göz önünde bulundurulmadığını, Bilirkişiler tarafından yapılan hesaplamalar da sözleşme yılı itibariyle değerlendirilmeler yapılacağının belirtildiğini, ancak hesaplama yapılırken ligistrum bitkisinin sözleşmede belirtilen fiyatının adet fiyatı 2.50 TL. olmasına rağmen, herhangi bir bilgi ve belgeye dayanmadan bilirkişiler tarafından adet fiyatı 4,00 TL. üzerinden hesaplandığını ve yine toplamda 2.235,00 TL. fazlaca hesaplama yapıldığını ve yine buna göre yerel mahkemece hüküm kurulduğunu,Yine ek raporda ortak alanda sulama alt yapısı da kurulmadığı anlaşılmakta şeklinde rapor verildiğini, Kayseri 4. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2018/22 D.İş esas sayılı dosyasında mahkeme heyeti ve bilirkişiler heyeti ile yaptırılmış olan tespitler sonucu hazırlanmış olan bilirkişi raporunda otomatik sulama sistemin alt yapısının yapıldığı, elektrik hattının çekildiği, ancak sulama sistemine bağlanacak olan su hattının bulunmadığının tespit edildiğini, yerel mahkemece yapılan keşfin 02.04.2021 taraflarınca yaptırılan keşfın ise 2018 yılı Nisan ayı olduğunu, 2018 yılı Nisan ayında var olan sulama sistemi alt yapısının 3 yıl sonra yapılan keşifte olmadığının belirtilmesinin hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, hüküm kurulurken bu çelişkilerin giderilmediğini,Sözleşmede belirtilmemesine rağmen davacı tarafından 116 adet 200 cm leyladin ağacın dikilmediğinin dava dilekçesinde belirtildiğini, bilirkişiler tarafından da bu husus aynen yazılarak 116×42,00 TL.= 4.872,00-TL. bedel çıkartıldığını, müvekkili ve davacının imzalamış olduğu sözleşmede böyle bir ağacın olmadığını, müvekkilinin de bu edimi yerine getirmek zorunda olmadığını, sözleşmede böyle bir hüküm olmamasına rağmen müvekkil aleyhine bu hususta da karar verildiğini, Davacının sunmuş olduğu sözde yeni taşerona ödemiş olduğu 41.300,00-TL. tutarında faturanın hiçbir araştırma yapılmaksızın, kabul edildiğini ve müvekkil aleyhine karar verildiğini,Müvekkili aleyhine manevi tazminata hükmedilmesinin de hukuka aykırı olduğunu,Davacı tarafından yapılan ıslah süresinde olmamasına rağmen, HMK. M.180 gereğince ıslah hiç yapılmamış gibi değerlendirme yapılması gerekirken davanın tam kabulüne karar verilmesinin hukuka aykırı olduğunu,
Kayseri 3. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2018/20 D.iş sayılı dosyası ile davanın bir alakası olmadığını, yine bu kısımda yer verilen muhdesat, evli bağ vs. ile de ilgisi olmadığını, kararın gerekçe kısmının da bu yönden hatalı olduğunu, Davacı tarafından talep üzerine 29.03.2022 tarihli karar ile manevi tazminat için sonradan 2.000,00 TL. vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine şeklinde madde eklendiğini, bunun usul ve yasaya aykırı olduğunu, davacının bu talebinin ancak istinaf kanun yoluna başvuru ile mümkün olduğunu, ek karar ile böyle bir karar alınmasının da mümkün olmadığını beyanla ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:HMK’nun 355. maddesi uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebepler ve kamu düzeni ile sınırlı olarak yapılan istinaf incelemesinde;Dava, taraflar arasında düzenlenen taşeronluk sözleşmesi gereği, taraflar arasındaki sözleşmeden kaynaklı edimlerin yerine getirilip getirilmediğinin tespiti ve uğranılan maddi manevi zararların tazmini istemine ilişkin açılan alacak davasıdır. Davacı yüklenici, davalı ise taşerondur.Davacı yüklenici davalı taşeronun sözleşmeye aykırı şekilde eksik ve ayıplı iş yaptığını beyanla müspet ve munzam zarar talep etmiştir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş olup, hüküm davacı vekilince istinaf edilmiştir.
Taraflar arasında düzenlenen … tarihli sözleşme ile davacının yükümlülüğünde villa sitesinin, sözleşme ekinde belirtilen imalatlarının sözleşme şartnamesine uygun olacak şekilde sözleşmeye bağlı birim fiyat cetvelleri üzerinden geçerli olmak üzere davalı taşeron tarafından yapılması kararlaştırılmıştır.Sözleşmede işin bedeli birim fiyat olarak belirlenmiş olup, fiyatlara KDV’nin dahil olmadığı belirtilmiştir.Mahkemece keşfen alınan 16/07/2021 tarihli bilirkişi heyet raporunda; eksik ve kusura bağlı zarar gören imalatların yenilenmesi için gereken bedelin 61.272,00 TL olacağı, sözleşmede yer alan ve eksik bırakılan imalatların yapım maliyetinin 18.400,00 TL olacağı, çalışmayan sistemin farklı taşeron tarafından yapıldığı bedelin ispata bağlı olmak üzere kesilen fatura bedelinin taktirinin mahkemeye ait olduğu, zira tespit dosyalarında bu tür bir eksiğin net belirlenmemiş olduğu, davacı ile davalı arasında yapılan sözleşmenin 190.003,32TL KDV hariç olduğunu, bu bedelden 150.000,00TLsinin davacı tarafça ödendiği, sözleşmeden kaynaklı kalan bedelin 40.003,12 TL KDV hariç olduğu, bu rakamdan 81.272,00TL kusura bağlı imalatların da yenilenmesi bedelinin 18.400,00 TL sözleşmede yer alan eksik imalatların yapım bedeli 18.400,00 TL’nin mahsup edilmesiyle (61.272,00TL+18.400.00 TL= 79.672,00TL), 79.672,00TL, -40.003,12 = 39.668,88TL davacının alacaklı olacağı, Mahkemece ikinci taşeronun kesmiş olduğu 41.300,00TL lik fatura davacının maliyetine eklenecekse, davacının alacağının 39.668,88 + 41.300,00=80.968.88TL olacağı sonuç ve kanaatine varılarak bu miktar üzerinden davanın kabulüne karar verilmiştir.Tarafların istinaf nedenleri bakımından;Dosya içeriğinden anlaşıldığı üzere sözleşme tarihinde sahada ruhsata bağlı elektrik ve su aboneliğinin bulunduğu ancak sistemin davalı tarafından kurulmadığı, bu eksikliğin farklı bir taşeron tarafından giderildiği, bu işin karşılığında davacıya kesilmiş olan faturanın davacının zararı olarak dikkate alınması gerektiği yönündeki Mahkeme kabulü yerinde olmakla beraber; davacının yaptırdığı tespit sonucu 3. Sulh Hukuk Mahkemesinden alınan bilirkişi raporunda ağaçların, satın alma bedeli, söküm ve yenilerinin ekim-dikim işçiliği, çim alan hazırlığı bedeli ve enkaz nakli ile birlikte davacının zararı hesaplanmış olup, eldeki dosyada sadece ağaç satın alma fiyatları üzerinden zarar hesabı yapılmıştır. Değişik dosyalarında alınan raporlarda da çelişkiler mevcut olup, yüklenicinin yaptığı iş bedelleri sözleşmede belirlenen birim fiyatlar üzerinden hesaplanmamıştır.Davacının munzam zarar talebine ilişkin olarak; davacı, belirttiği kredi geri ödemelerindeki gecikmelerinin, pek çok villayı satamamış olmasının, bankalardan yüksek meblağlı kredi çekmiş olmasının, teminat olarak gösterdiği taşınmazların nakde çevrilmesinin dava konusu işlerin yapılmamasından kaynakladığı iddia etmekte ise de, bu işlemlerin nedeninin dava konusu işin yapılmaması olduğuna dair uygun illiyet gösteren delillerinin mahkemece sorularak, davalının temerrüdü ile munzam zarar arasında uygun illiyet bağı bulunduğunun yasal delillerle ve somut olarak davacı tarafından kanıtlanması durumunda davalının munzam zarardan sorumlu tutulabileceğinin değerlendirilmesi gerekmektedir.Davalı, davacının sunmuş olduğu yeni taşerona ödendiği belirtilen 41.300,00 TL. tutarında faturanın hiçbir araştırma yapılmaksızın kabul edildiğini ve müvekkil aleyhine karar verildiğini beyanla, bu yönde araştırma yapılmadığını savunmuş olup, yeni taşerona yaptırıldığı belirtilen işi kendisinin yaptığını iddia etmediğine göre faturaya konu işin bilirkişi tarafından niteliğinin ve bedelinin belirlenmesi gerekmektedir. Zira davalı, şantiyeye elektrik, su ve yolun yüklenici tarafından getirilmesi gerektiğini savunmakta olup, kendisinin bu işi tamamladığına ilişkin bir iddiası bulunmamaktadır. 4. Sulh Hukuk 2018/22 değişik sayılı dosyası ile davalı tarafından sözleşme ve ekinde belirtilen ağaçların dikildiği ancak ortak kullanım alanlarında su bulunmadığı için ağaçların kuruduğu tespit edilmiştir. Sözleşmenin 7. Maddesinde yüklenici tarafından şantiyeye elektrik ve su getirileceği belirtilmiş olup, belediye ve elektrik şirketi yazılarına ve yapı ruhsatlarına göre şantiye alanında elektrik ve su bulunmaktadır. Sözleşme ekindeki listede kazı-montaj işçiliği bedeli 40.040,00 TL olarak eklenmiştir. Bu maddeden de kazı ve montaj işçiliğinin davalı yüklenici tarafından üstlenildiği ancak faturaya konu işin tamamlanmadığı anlaşılmaktadır. Mahkemece mahallinde konusunda uzman teknik bilirkişiler marifetiyle yeniden keşif ve bilirkişi incelemesi yapılarak sözleşme birim fiyat esasına göre düzenlendiğinden yüklenicinin gerçekleştirdiği ve sözleşme eki teklif formunda belirtilen imalâtların bedeli hesaplattırılıp, varsa ayıplı işlerin bedelinin er bir iş kalemi yönünden oranlama veya nesafet indirimi yapılarak tespiti ile iş sahibinin sorumlu olacağı miktarın belirlenmesi ve bundan ödendiği ihtilâfsız olan 150.000,00 TL mahsup edilerek varsa kalan miktar üzerinden davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken, sözleşmedeki birim fiyatları esas almadan düzenlenen bilirkişi raporuna göre hüküm kurulması doğru olmamıştır.Yazılı şekilde karar verilmesi usul ve kanuna aykırı olup 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-a.6. maddesi gereğince hükmün belirtilen nedenlerle kaldırılmasına, kaldırma nedenlerine göre bu aşamada diğer istinaf nenelerinin incelenmesine yen olmadığına dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M:Yukarıda açıklanan nedenlerle,
1-Taraf vekillerinin istinaf başvurusunun KABULÜNE,
2-Kayseri 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 23/02/2022 gün ve 2020/152 E. 2022/164 K sayılı kararının KALDIRILMASINA,
3-Dosyanın yeniden yargılama yapılarak karar verilmek üzere kararı veren İlk Derece Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
4-İstinaf kanun yoluna başvuran davacı ve davalı tarafça yatırılan istinaf karar harcının talep halinde yatırana iadesine,
5-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
6-İstinaf kanun yoluna başvuranın yaptığı istinaf giderlerinin kararın niteliği gereği İlk Derece Mahkemesinde yeniden yapılacak yargılamada dikkate alınmasına,
7-Kararın taraflara Mahkemesince tebliğine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK’nun 353/1-a.6. maddesi uyarınca kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi.04/07/2022