Emsal Mahkeme Kararı Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi 2022/615 E. 2022/851 K. 16.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
KAYSERİ
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
4. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO:2022/615
KARAR NO:2022/851
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ:Kayseri 2. Asliye Ticaret Mahkemesi
NUMARASI:2019/919 Esas, 2022/76 Karar
KARAR TARİHİ:01/02/2022
DAVA KONUSU:Menfi Tespit, Alacak
KARAR TARİHİ:16/06/2022
KARARIN YAZILDIĞI TARİH :17/06/2022
Taraflar arasında görülen dava sonucu ilk derece mahkemesince verilen hükme yönelik süresi içinde istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine gönderilen dosyanın yapılan incelemesi sonucunda,
GEREĞİ DÜNÜŞÜLDÜ:
DAVA:Davacı vekili, dava dilekçesinde, özetle; tarafların 2015 yılından itibaren birlikte iş yaptıklarını, davacının bu ortaklık sebebiyle davalıdan bazalt taşı ve türevlerini satın aldığını, taraflar arasındaki ortaklık ilişkisinin 2018 yılının başlarında bozulduğunu, ticaretin devam ettiği 20.05.015-07.11.2016 döneminde davalının davacıya 54 adet fatura düzenlediğini, bu faturaların toplam değerinin 483.614,45 TL olduğunu, davacının davalıya toplam 756.000,00-TL ödeme yaptığını,Davalının davacıya … tarihinde … numaralı 306.800,00-TL tutarında fatura düzenlediğini, bu faturadan davacının davalıya borcu olmadığını, davacının bahse konu faturayı ileride yapılacak iş sebebiyle kabul ettiğini, fatura içeriği incelendiğinde “… Dönüştürülmesi İşi” yazılı olduğunu, böyle bir işin yapılmadığını ve davacının borcu olmadığını, davalının faturaya konu işi ispatlaması gerektiğini belirterek bahse konu faturadan borçlu olmadığının tespitine ve fazla ödemenin davacıya ödenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP:Davalı vekili, cevap dilekçesinde özetle; davacı beyanının haksız ve mesnetsiz olduğunu, taraflar arasında herhangi bir ortaklık olmadığını, davacı her ne kadar faturaya konu ticaretin gerçekte olmadığının ve fatura açığı sebebiyle işbu faturanın kesildiğini iddia etmiş ise de bahsetmiş olduğu iddianın suç teşkil ettiğini, yapılan işe ilişkin … tarihli … numaralı faturanın mevcut olduğunu, faturaya karşı davacı tarafça süresi içerisinde yapılmış bir itiraz bulunmadığını, taraflar arasında sadece ticari ilişki bulunduğunu, davalının borcu olmadığını iddia ettiği faturayı kabul ettiğini ve herhangi bir itirazı olmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI:Mahkemece; “….taraflar arasındaki akdi ilişki ve menfi tespit (borçlu olmadığının tespiti) istemine ilişkin dava dilekçesinde belirtilen fatura her iki tarafın da ticari defterlerinde kayıtlıdır. Ticari bir iş gereği fatura alan, bu faturaya 8 gün içinde itiraz etmeyen ve ticari defterlerine kaydeden davacı, faturaya konu işi teslim almadığı yönünde ispat yükünü üzerine almış kabul edilir. Diğer bir deyimle faturanın defterlere işlenip benimsenmesi, fatura içeriği mal ve hizmeti faturayı düzenleyenin, faturayı defterlerine işleyen muhataba teslim ettiğine delil teşkil eder. (Benzer Yargıtay 11. HD 7/2/2017 t., 2015/12456 E, 2017/618 K s. kararı; İzmir BAM 22. HD 16/12/2021 t., 2020/1029 E, 2021/1697 K s. kararı) Usulüne uygun olarak tutulmuş olsun yahut olmasın, ticari defterler sahibi aleyhine delil teşkil eder. (Yargıtay 19. HD 1/6/2020 t., 2019/3164, 2020/699 s. kararı; Yargıtay 19. HD 27/6/2012 t., 3164-10644 s. kararı) Aksini ileri süren taraf bu hususu HMK madde 200 hükmü gereği senetle ispat zorunluluğu altındadır. Menfi tespit davasına konu edilen … tarihli … numaralı 306.800,00-TL bedelli faturanın davacı defterlerinde kayıtlı olduğu, Yargıtay’ın, “bir satım faturası alıcı ticari defterlerine kaydedilmesi halinde sonradan bu kayıt silinse dahi malın teslim alındığına karine olduğu gibi satım faturası BA formu ile vergi dairesine bildirilirse sonradan düzeltme yapılsa da malın teslim alındığına karinedir.” şeklindeki yerleşik içtihatları gereğince faturanın davacı defterlerinde kayıtlı olmasının, mal ve hizmetin alındığına karine teşkil ettiği, aksini davacının ispatlaması gerektiği, böylelikle ispat yükü yer değiştirerek davacıya geçtiği, davacının ticari defterlerindeki bu kaydın aksini HMK m. 200 kapsamında senet gibi kesin delillerle ispat etmesi gerektiği, dava dilekçesinde yemin deliline dayanan davacıya karşı tarafa yemin teklifi hatırlatıldığı, davacının yemin teklifinde bulunmadığı anlaşılmakla ispatlanamayan davanın reddine” karar verilmiştir.
Karara karşı davacı vekili istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
İSTİNAF NEDENLERİ:Davacı vekili, istinaf dilekçesinde özetle; mahkemenin ispat yükünün müvekkilinde olduğu ve HMK 200 kapsamında senet gibi kesin delillerle ispatlanamadığı yönündeki değerlendirmesinin hatalı olduğunu,
Davalı Şirketin müvekkiline düzenlemiş olduğu … tarihli … numaralı ve 306.800,00TL’lik fatura üzerinde yer alan … Dönüştürülme İşini yaptığı yönünde bir beyanı olmadığını,
Yerel mahkemece Kayseri … Müdürlüğünden faturaya konu … Dönüştürülme İşinin davalı … Ltd. Şti tarafından yapılıp yapılmadığı, ödeneğin kime ve ne zaman ödendiği ve çalışanların işçi listesinin sorulduğunu, verilen cevapta söz konusu işin açıkça müvekkili tarafından yapıldığı, çalışanların müvekkilinin çalışanları olduğu, SGK primlerinin müvekkili tarafından ödendiği, davalı şirketin hiçbir kaydının olmadığının açıkça ifade edildiğini, verilen bu cevabın HMK 200 maddesi kapsamında senet gibi kesin delil niteliğinde olduğunu, buna rağmen davanın ispatlanamadığından bahisle reddine karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu,
Yerel mahkemenin söz konusu fatura içeriğini reddetmeyen ve ticari defterlerine kaydeden müvekkilinin ispat yükünü üzerine aldığını ifade ettiğini, ancak fatura alan kişinin sekiz gün içerisinde itiraz etmemesi halinde, fatura içeriğini kabul etmiş sayılacağını, fatura içeriğinin kabul edilmiş sayılmasının en önemli şartının taraflar arasında sözleşme ilişkisinin varlığı olduğunu, bu şart yerine getirilmezse fatura içeriğinin kabul edilmiş sayılması karinesinin hüküm ve sonuçlarını doğurmayacağını,
Taraflar arasında bir sözleşme olmadan gönderilen belgenin, faturanın şekil şartlarını taşısa bile, gerçek anlamda bir fatura olmayıp, öneri (teklif) niteliğinde bir yazı olduğunu, taraflar arasındaki sözleşmenin hukuken geçerli olması gerektiğini, batıl bir sözleşmeye dayanılarak gönderilen faturaya süresi içinde itiraz edilmemesinin, fatura içeriğinin kabul edilmiş sayılması sonucunu doğurmayacağını, bu nedenle faturanın, taraflar arasında önceden yapılmış ve geçerli bir sözleşme ilişkisine dayanmasının şart olduğunu,Davaya konu … tarih ve … numaralı fatura içeriğinde “(… Toprak Sahanın Halı Sahaya Dönüştürülme İşi)” ifadesinin yer aldığını, söz konusu işin yapımı konusunda hiçbir zaman davalı şirket ile bir anlaşma yapılmadığını, davalı şirketin de böyle bir iş yapmadığını,Davalı tarafın faturaya konu işin kendileri tarafından yapıldığı yönünde bir iddialarının bulunmadığını, davalı şirketin sadece söz konusu faturaya itiraz edilmediği ve bu sebeple kabul edildiği yönünde bir değerlendirmede bulunulduğunu,Davalı şirketin … Dönüştürülme İşi’ni yaptığını ve bu konuda müvekkili ile aralarında sözleşme olduğunu ispatlaması gerektiğini, davalı … Limited Şirketinin hiçbir zaman … Dönüştürülme İşini yapmadığını ve müvekkilinin de bundan dolayı davalı şirkete bir borcunun olmadığını beyanla ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:HMK’nun 355. maddesi uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebepler ve kamu düzeni ile sınırlı olarak yapılan istinaf incelemesinde;
Dava, menfi tespit ve alacak talebine ilişkindir.Davacı vekili dava dilekçesinde alacak davasına yönelik fazlaya ilişkin hakkı saklı kalmak kaydı ile 10.000,00-TL’nin davalıdan tahsilini talep etmiş olup, … tarihli ıslah dilekçesi ile alacak talebini 239.385,55-TL artırarak 249.385,55-TL’ye yükseltmiştir.Dava konusu … tarihli … numaralı 306.800,00-TL bedelli faturanın davacı defterlerinde kayıtlı olduğu, malın teslim alındığına karine olduğu, davacı tarafından faturanın mal ve hizmet alım faturası olarak BA formu ile vergi dairesine bildirildiği, yine davalının defterlerinde de kayıtlı olup davalı tarafından da bilanço satış (BS) olarak vergi dairesine bildirildiği, mal ve hizmetin alınmadığının davacı tarafından aynı kuvvetle belgelerle ispat edilmesi gerektiği, yemin teklifinde de bulunmadığı anlaşılmakla ispatlanamayan davanın reddine dair mahkeme kararının dosya kapsamına, usul ve yasaya uygunduğu,İlk derece Mahkemesi tarafından yapılan yargılamaya, toplanan delillere, dosya içeriğine, hükmün dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye göre delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmadığı anlaşıldığından, davacı vekilinin yerinde olmayan istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK’nun 353/1-b.1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M:Yukarıda açıklanan nedenlerle,
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun ESASTAN REDDİNE,
2-Harç peşin alındığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına.
3-Davacı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
5-Kullanılmayan gider avansı var ise; 6100 Sayılı HMK’ nun 333. Maddesi ve Hukuk Muhakemeleri Kanunu Yönetmeliği’nin 59. Maddesi uyarınca karar kesinleştikten sonra başvuranlara iadesine,
6-Kararın Dairemizce taraflara tebliğine,
6100 sayılı HMK’nın 353/1-b.1, 361/1, 362/1-a ve 365/1. maddesi gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde Dairemize veya hükmü veren İlk Derece Mahkemesi’ne veya temyiz edenin bulunduğu yer Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesine veya İlk Derece Mahkemesi’ne verilebilecek bir dilekçe ile Yargıtay nezdinde temyiz kanun yolu açık olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.16/06/2022