Emsal Mahkeme Kararı Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi 2022/166 E. 2022/263 K. 03.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
KAYSERİ
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
4. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/166
KARAR NO: 2022/263
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: Kayseri 2. Asliye Ticaret Mahkemesi
NUMARASI: 2021/168 Esas 2021/1110 Karar
TARİHİ: 10/12/2021
DAVA KONUSU: İtirazın İptali
KARAR TARİHİ: 03/03/2022
KARARIN YAZILDIĞI TARİH: 03/03/2022
Taraflar arasında görülen dava sonucu ilk derece mahkemesince verilen hükme yönelik süresi içinde istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine gönderilen dosyanın yapılan incelemesi sonucunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekilinin dava dilekçesinden özetle; Davalı borçlu hakkında Kayseri Genel İcra Müdürlüğü… esas sayılı dosyası ile başlatılan ilamsız icra takibi borçlunun haksız ve yersiz yere itirazda bulunması üzerine durmuş olduğunu, Arabuluculuk başvurusu yapılmakla yapılan görüşmeler sonucunda anlaşamama tutanağı tutulmuş olduğunu, Davacı müvekkili şirket cari hesap kayıtlarında ve ticari şirket kayıtlarında davalı borçludan alacaklı olduğunu, Davalı borçlu takibe konu tüm faturaları ticari defterlerine kayıt ettirmiş ve faturalara itiraz etmemiş olduğunu, davalı borçlu şirket cari hesap ekstresi ve takibin dayanağı olan faturalara yasal süre içinde itiraz etmemek suretiyle faturaları kabul etmiş olduğundan borçlu olmadığını ileri süremez olduğunu, Davalı borçlu borca itirazda bulunmuş ise de borca itirazı hukuki mesnetten yoksun olduğunu, TTK. 21. Maddesi gereğince fatura ve içeriğine 8 günlük süre içerisinde itirazda bulunulmaması halinde fatura içeriği kabul edilmiş sayılmakta olduğunu, Davalı borçlunun Yasada belirtilen süre zarfında davacı alacaklı müvekkile yaptığı bir itiraz bulunmadığını, Davacı müvekkilin ticari kayıtlarında ve cari hesaplarında bakiye borç tutarı 67.248,63-TL olduğunun sabit olduğunu, Davalı taraf her ne kadar 30.12.2020 tarihli fiyat farkı adı altında 48.248,63-TL bedelli fatura kesmiş ve E-Fatura sisteminden göndermişse de , E-Fatura sisteminde iptal veya iade işlemi yapılamadığından TTK.21/2. Maddesi uyarınca davacı müvekkilimiz şirket Kayseri 13. Noterliğinin … tarih ve … yevmiye numaralı ihtarnamesi ile faturaya ve içeriğine itiraz ettiğini, faturayı kabul etmediğini ve 67.248,63 TL. borcu ödemeleri gerektiğini ihtar etmiş olduğunu, İhtar davalıya tebliğ edilmiş olduğunu, Davalı borçlunun faiz oranına yönelik itirazı hukuki mesnetten yoksun olduğunu, Taraflar tacir olup icra takibinde talep edilen ticari temerrüt faizi yasa ve usule uygun olduğunu, Taraflar arasında yapılan ticaret faturalı olup fatura ile 6102 sayılı Ticaret Kanunu’nun 1530. Maddesi hükümleri çerçevesinde fatura bedelini geç ödeyen davalının ticari temerrüt faizi ödemesi yasal bir zorunluluk olduğunu, faturaların tarafların ticari defterlerine işlendiği tarihten itibaren başlamak üzere 30 günlük sürenin sonunda ticari temerrüt faizi ödemesi gerekir. Bu nedenle davalı borçlunun haksız ve hukuki mesnetten yoksun itirazının iptali gerekmekte olduğunu, İcra takibine konu alacak likittir. Zira taraflar tacir olup ticari defter ve kayıtlarında alacak bakiyesinin sabit olduğunu, Davalıya noter ihtarı da keşide edilmiştir. Bu nedenlerden dolayı alacağın asgari 6 20’sinden aşağı olmamak kaydıyla borcun tamamına itiraz eden davalı borçlunun inkar tazminatı ödemesine hükmedilmesini talep etmekte olduğunu, yukarıda arz ve izalı ettiğimiz sebeplerden dolayı davalı borçlunun itirazının iptaline, takip konusu alacağın asgari “%20’sinden az olmamak üzere inkar tazminatının davalı borçludan alınarak davacı alacaklı şirkete ödemesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekilinin cevap dilekçesinde özetle; Müvekkil şirket ile davacı arasında 30/07/2020 tarihli halı saha çelik imalatı sözleşmesi yapılmış olduğunu, İlgili sözleşme gereğince iş bedelinin 339.000,00-TL olduğunu, müvekkilin bu sözleşme ve cari hesap kapsamında davacıya herhangi bir borcu bulunmadığını, Davacı tarafça sözleşme bedeli belirli olmasına rağmen haksız ve kötü niyetli olarak 387.248,63-TL bedelli fatura kesilmiş olduğunu, fatura e-fatura olarak düzenlenmiş olup e-fatura sisteminden iptal edilemediğinden sehven elektronik ortamda kayıt edilmiş olduğunu, Müvekkil şirket tarafından 30/12/2020 tarihli … nolu fatura düzenlenmiş olup davacı tarafa tebliğ edilmiş olduğunu, İlgili faturaya davacı taraf haksız olarak itiraz ettiğini, müvekkil şirket ile davacı arasında sözleşme ilişkisi bulunduğunu, İlgili sözleşme gereğince müvekkil şirketin iş bedelince ödemesi gereken tutar 339.000,00-TL olup bu sözleşme kapsamında davacıya herhangi bir borcu bulunmadığını, faturanın düzenlenmiş olması yazılı malın alıcıya mutlaka, daha önce teslim edilmiş olduğu anlamına gelmeyeceğini, satıcının faturada yazılı malı alıcıya veya kanuni temsilcisine teslim ettiğini ayrıca ispat etmesi zorunlu olduğunu, Davacı tarafça her ne kadar faturalara dayalı icra takibi yapılmış olsa da sözleşme ilişkisi ve ürün/hizmetlerin teslimine ilişkin dosya kapsamında bilgi/belge bulunmadığını, Davacı ile müvekkil şirket arasındaki ticari ilişki … Kaymakamlığı Köylere Hizmet Götürme Birliği ile müvekkil şirket arasındaki sözleşme kapsamında gerçekleşmiş olduğunu, yapılan işin kontrolörlüğünü … İl Özel İdaresi Geçici Kabul Heyeti denetlemekte olup sözleşmede belirtilen şartlara uygun yapılmadığı tespit edilmiş olduğunu, Davacı ile müvekkil şirket arasındaki borç kaynağı sözleşme gereği gibi ifa edilmemiş olup eksikliklerin giderilmesi için Kayseri 7. Noterliğinin … tarihli … yevmiye numaralı ihtarnamesi keşide edilmiş olduğunu, İlgili ihtarname davacıya ulaşmasına rağmen sözleşme kapsamındaki eksiklikler yerine getirilmemiş olduğunu, Sözleşme kapsamındaki eksikler ve müvekkil şirket tarafından gerçekleştirilen ödemeler birlikte değerlendirildiğinde müvekkil şirketin davacıdan alacaklı olduğu ortaya çıkacaktır. İlgili sözleşme ve geçici kabul heyetinin tespit raporu incelendiğinde belirtmiş olduğumuz hususlar sabit olacağını, Davacı tarafça her ne kadar alacağın likit olduğundan bahsedilmiş olsa da sözleşme bedelini müvekkil gereği gibi ifa etmiş olup davacıya herhangi bir borcu bulunmadığını, İtirazın iptali davasında borçlunun inkâr tazminata mahkum edilebilmesi için, öğretide ve Yargıtay kararlarında genellikle kabul edildiği üzere, aşağıdaki şartların (birlikte) gerçekleşmesi gerekir:
1) Alacaklının ilâmsız icra takibi yapması;
2) Borçlunun ödeme emrine itiraz etmiş olması;
3) İtirazın iptali davasının süresi içinde açılmış olması;
4) Alacaklının talepte bulunulması
5) Borçlunun itirazının haksızlığına karar verilmesi. Gerek öğretide gerek Yargıtay kararlarında genel olarak kabul edildiği üzere; eğer alacak likit değilse, borçlu itiraz etmekte haklıdır ve itirazın iptali davasını kaybetse dahi inkâr tazminatına mahkum edilemez O halde, alacağın likit olması üzerinde durulması gerektiğini, Genel bir kavram olarak “likit diquide alacak”, “tutarı belli (Muayyen), bilinebilir, hesaplanabilir alacak anlamında olduğunu, bu sebeple davacının icra inkar tazminat taleplerinin reddi ile kötü niyet tazminatı taleplerimizin kabulü gerekmekte olduğunu belirterek haksız ve hukuki dayanaktan yoksun davanın reddi ile; davacı aleyhine %20’den az olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesini, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin davacı taraftan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece “Davalı tarafa yemin metnini sunmak üzere süre verildiği, davalı vekilinin 04/11/2021 tarihli yemin metnini ibraz ettiği, davacı şirket temsilcisi ‘nın 10/12/2021 tarihli celsesinde; Takip dayanağı olan faturaları sözleşme gereği yapılan iş karşılığından fazla düzenlemediğime, davalı tarafından düzenlenen iade faturasının gerçeği yansıtmadığına, davalı şirket defterlerinde kayıtlı olan ve kredi kartı ile yapıldığı belirtilen 20.000,00-TL ödemenin şirketimize veya şirket adına ödenmediğine namusum, şerefim ve kutsal saydığım bütün inanç ve değerlerim üzerine yemin ediyorum.” şeklinde yemin ettiği anlaşılmıştır. Dava, faturalardan kaynaklı cari hesap alacağına dayalı olarak yapılan ilamsız icra takibine davalının itirazı üzerine İİK 67.maddesi uyarınca 1 yıllık yasal süresi içinde açılmış itirazın iptali davasıdır. Fatura akdin kurulumuna değil, ifasına ilişkin belge olduğundan faturaya dayalı alacak talebinde bulunmak için öncelikle sözleşmesel ilişkinin kanıtlanması gerekir. Bu nedenle faturaya dayalı alacağın ispatı kural olarak davacıya aittir. Her ne kadar davalı tarafça sözleşmeye konu iş bedelinin 339.000,00 TL olduğu, davalı tarafından fazla miktarda fatura kesildiği beyan edilmiş ise de 30/07/2020 tarihli sözleşmenin 6.maddesinde iş bedelinin 339.000,00 TL olduğu fazla malzeme kullanılması halinde kg fiyatı 6.40 TL+ KDV olarak hesaplanıp iş bitimi nakit olarak ödeneceğinin kararlaştırıldığı anlaşıldığından davalının bu beyanına itibar edilmemiştir. Takip konusu faturalara ilişkin olarak, davalı taraf ticari defterlerine takip dayanağı faturaları kaydetmiş olup, bu durumdan faturalarda yazılı emtianın teslim alındığı, faturalara konu işin yapıldığı sabittir. Yine davalı tarafından 48.248,63 TL fiyat farkı faturası düzenlenmiş ise de iş bu faturanın davacı defterlerine kayıtlı olmadığı, davalının, defterlerine kaydettiği davacı tarafından düzenlenen faturalara 8 gün içinde itiraz etmediği için davalı taraf TTK 21/2 maddesi uyarınca fatura içeriklerini kabul etmiş sayılacağından dolayı fatura bedellerinin ödendiğine dair ispat yükü davalı taraftadır. Davacı tarafın ticari defter ve kayıtları üzerinde yapılan bilirkişi incelemesi sonucu düzenlenen raporda takip konusu faturalardan dolayı davalıdan 67.248,63 TL alacaklı olduğu tespit edilmiştir. Davalı defter ve kayıtlarında ise 20.000,00 TL kredi kartıyla davacıya ödeme yapıldığı kayıtlı olsa da bu ödemenin davacı defterlerinde kayıtlı olmadığı, davalı tarafça ödemeye ilişkin makbuz vs sunulmadığı, ödemeyi ispat külfeti üzerinde olan davalı tarafça delil listesinde yemin deliline dayanıldığından yemin metninin sunulması için davalı vekiline 2 haftalık kesin süre verilmiş ve davalı tarafça süresi içerisinde sunulan yemini, davacı şirket temsilcisinin eda etmesi nedeniyle davalı tarafça davaya konu borcun ödendiği ispatlanamadığından davacının davasının kabulüne karar verilmiş, davalı bu miktarla borçlu olduğunu kendi ticari defterlerini incelemekle bilebilecek durumda iken takibe itiraz etmiş olduğundan hükmedilen miktarın likid bir alacak olduğunun kabulü ile davacı lehine icra inkar tazminatına hükmedilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.” gerekçesiyle davanın kabulüne, Kayseri Genel İcra Müdürlüğü’nün… Esas sayılı dosyasında davalı tarafından yapılan itirazın iptali ile takibin 67.248,63 TL asıl alacak üzerinden devamına, asıl alacağa takip tarihinden tahsil tarihine kadar ticari faiz işletilmesine, itirazın iptaline karar verilen 67.248,63 TL’nin % 20’si oranında (13.449,72-TL) icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya ödenmesine karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF NEDENLERİ: Davalı vekili, istinaf dilekçesinde özetle; müvekkil şirket ile davacı arasında 30/07/2020 tarihli halı saha çelik imalatı sözleşmesi yapılmış olduğunu, İlgili sözleşme gereğince iş bedelinin 339.000,00-TL olduğunu, müvekkilin bu sözleşme ve cari hesap kapsamında davacıya herhangi bir borcu bulunmadığını, Davacı tarafça sözleşme bedeli belirli olmasına rağmen haksız ve kötü niyetli olarak 387.248,63-TL bedelli fatura kesilmiş olduğunu, fatura e-fatura olarak düzenlenmiş olup e-fatura sisteminden iptal edilemediğinden sehven elektronik ortamda kayıt edilmiş olduğunu, davacı tarafça mahkemeye sunulan sözleşme dışında alacak/borç ilişkisinin bulunmadığını, fazladan fatura kesilerek şirketin borçlu durumda göstermeye çalışıldığını, taraflar arasındaki sözleşmenin … Gençlik Spor Kapalı Halı Saha ve Spor Tesisi Yapım İşi kapsamında olduğunu, yargılama sırasında bu işle ilgili belgelerin dosyaya getirilmesi istenmesine rağmen getirtilmeyerek eksik inceleme yapıldığını, davaya konu faturaların içeriğinin kabul edilmediğini, davacı tarafça ek bir imalat yapıldığının da sunulmadığını, faturanın e-fatura olmaması nedeniyle itiraz edilmemiş olmasının şirket için yeterli kusur kabul edildiğini, fatura içeriklerinin gerçek olup olmadığı gerçeği yansıtıp yansıtmadığı hususunda inceleme yapılmadığını, belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER: Takip dosyası, takip dayanağı sözleşme ve faturalar, taraflara ait ticari defterler, bilirkişi incelemesi, yemin, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamı,
GEREKÇE: HMK’nun 355. maddesi uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebepler ve kamu düzeni ile sınırlı olarak yapılan istinaf incelemesinde; Dava, itirazın iptali istemine ilişkindir. Davacı yüklenici tarafından borçlu iş sahibi aleyhine 30.07.2020 tarihli çelik çatı sözleşmesi ve faturalara dayalı fatura bedeli 62.512,63 TL ve faturalar ve cari hesap ekstresi bedeli 4.736,00 TL olmak üzere toplam 67.248,63 TL alacak üzerinden başlatılan icra takibine davalı tarafından yapılan itiraz üzerine takip durmuş, davacı takibin iptali istemiştir. Taraflar arasında eser sözleşmesi niteliğinde Çelik Çatı Sözleşmesi başlıklı 30.07.2020 tarihli yaklaşık 45.000,00 kg çelik çatı işi sözleşmesi imzalanmış olup iş bedeli 45.000,00 kg üzerinden bir kilogramı 6,40 TL +KDV olmak üzere 339.000,00 TL olarak kararlaştırılmış, artı malzeme kullanılması halinde de ücretinin yine 6,40 TL +KDV olacağı belirtilmiştir. Davacının dayanmış olduğu faturaların davalı defterinde kayıt edilmiş olduğu bilirkişi incelemesi ile tespit edilmiştir. Davacı temsilcisi, yapılan iş kadar fatura kesildiği, davalı tarafından düzenlenen iade faturasının gerçeği yansıtmadığı, kredi kartı ile yapılan ödemenin şirkete veya şirket adına ödenmediğine ilişkin yemin etmiştir.İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı delillerle, yasaya uygun gerektirici nedenlere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla davalı vekilinin istinaf nedenleri yerinde görülmeyerek istinaf başvurusunun HMK’nun 353/1-b.1 maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan REDDİNE,
2-Alınması gerekli 4.593,75 TL harçtan peşin yatırılan 1.149,00 TL’nin mahsubu ile bakiye 3.444,75 TL’nin davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
3-Davalı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerlerine bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
5-Davalı tarafından yatırılan gider avansından kullanılmayan bölümünün karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
6-Kararın Mahkemesince taraflara tebliğine,
6100 sayılı HMK’nın 353/1-b.1 ve 362/1-a maddesi gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde dava değeri dikkate alınmak suretiyle kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 03/03/2022