Emsal Mahkeme Kararı Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi 2022/1587 E. 2022/1641 K. 01.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
KAYSERİ
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
4. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/1587
KARAR NO: 2022/1641
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ:Kayseri 2. Asliye Ticaret Mahkemesi
NUMARASI:2022/295 D.İş 2022/295 Karar
TARİHİ:04/07/2022
KARAR TARİHİ:01/12/2022
KARARIN YAZILDIĞI TARİH :02/12/2022
Taraflar arasında görülen dava sonucu ilk derece mahkemesince verilen karara yönelik süresi içinde istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine gönderilen dosyanın yapılan incelemesi sonucunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:İhtiyati haciz talep eden vekili, dilekçesinde özetle; müvekkili ile borçlu arasında 29.03.2022 tarihili iş yapım sözleşmesi imzalandığını, 27.05.2022 tarihinde işin bitirilerek teslim edildiğini, sözleşmede belirtildiği üzere iş bedelinin yarısı 6.300,00 Euro’unun müvekkiline ödendiğini, iş bitmesine rağmen bakiye tutarın ödenmediğini belirterek 6.326 Euro (101.245,00 TL) tutarında ihtiyati haciz kararı verilmesini talep etmiştir.Mahkemenin 04.07.2022 tarihli kararıyla alacağın rehinle temin edilmemiş olması ve mevcut kanıtlara göre istem kanuna uygun görülmüş olmakla, 101.245,00-TL alacak yönünden alacağın %15’ine tekabül eden 15.187,00-TL teminat karşılığında İİK.’nin 257/1 maddesi gereğince borçluların menkul ve gayrimenkul malları ile üçüncü şahıslardaki hak ve alacaklarından borca yetecek miktarın İcra İflas Kanunun koyduğu sınırlar içinde (Tahsilde tekerrür olmamak üzere) ihtiyaten hacizine karar verilmiştir.Karşı taraf vekili, itiraz dilekçesinde özetle; müvekkilinin 4 adet soğuk hava deposunun tadilat işlemlerini yapmak için ihtiyati haciz talep eden firmadan teklif aldığını,karşılıklı mutabakata vararak sözleşme imzaladığını, iş başlangıcında bir miktar ödeme yaptığını ancak yapılan tadilatlar neticesinde soğuk hava depolarında sorunlar oluştuğunu ancak firma tarafından ödeme yapmaktan kaçındıkları yönünde suçlamaya maruz kaldıkları,tüm bu sebeplerle durumdan sonuç alınamayınca İstanbul 10. ATM’ye tespit dosyası açıldığı,ihtiyati haciz talep edenin dayandığı sebeplerin haksız olduğunu aksine müvekkiline borcu bulunduğunu, bu nedenle gerçeği yansıtmayan faturalara ilişkin verilmiş olan ihtiyati haczin teminatsız olarak mahkeme aksi kanaatte ise teminatlı olarak kaldırılmasını talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ:Mahkemece itiraz duruşmalı olarak incelenerek 05.08.2022 tarihli ek karar ile “İİK.nun 265. maddesinde ihtiyati haciz kararına itiraz nedenleri sınırlı olarak sayılmıştır. Buna göre borçlu, kendisi dinlenmeden verilen ihtiyati haczin dayandığı sebeplere, mahkemenin yetkisine ve teminata karşı itiraz edebilir. Yine aynı yasanın 257. maddesi uyarınca rehinle temin edilmemiş ve vadesi gelmiş bir para borcunun alacaklısı ihtiyati haciz kararı verilmesini talep edebilir. Açıklandığı gibi, ihtiyati haciz istenebilmesi için alacağın vadesinin gelmesi ve rehinle temin edilmemiş olması yeterli olup, tam ispat gerekmeyip yaklaşık ispat yeterlidir.İhtiyati hacze itiraz eden, ayrıca ihtiyati haczin dayandığı sebeplere itiraz etmiş olup, bu itirazlarının değerlendirilmesi gerekmektedir.İhtiyati haciz isteyen dilekçe ekinde işin teslimini yaklaşık da olsa kanıtlayan (kısmi) ödeme dekontu, e-fatura sunmuş olup; alacağın varlığı ve vadesinin geldiği bu belgelere göre yaklaşık da olsa kanıtlanmıştır. Borçlu, işin sözleşmeye uygun yapılmadığını bu nedenle davacının alacağının bulunmadığını ileri sürerek ihtiyati haczin kaldırılmasını talep etmiş ise de borçlunun iddiasının yargılamayı gerektirdiği kanaatine varılarak ihtiyati haciz kararına itirazın reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıda yazılı olduğu şekilde hüküm kurulmuştur.” gerekçesiyle ihtiyati hacze itirazın reddine karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF NEDENLERİ:Davalı vekili, istinaf dilekçesinde özetle; işte eksik ve ayıpların bulunduğunu, buna ilişkin tespit yaptırıldığını ve tespit kararından sonra da ihtiyati haciz talep edene ayıp ihbarında bulunduklarını, ihtiyati haciz talep edenin kötü niyetli olduğunu, faturaya dayanak işlerin tamamının ayıplı olduğunu, ihtiyati haciz şartlarının oluşmadığını, faturanın ihtiyati haciz için yeterli olmadığını, Yargıtay uygulamasının da bu yönde olduğunu, yaklaşık ispat koşulunun sağlanmadığını, tespit dosyasıyla da talep edenin dayandığı faturanın gerçeği yansıtmadığının ortaya çıktığını, müvekkili şirketin hesaplarına ihtiyati haciz uyulanmış olması nedeniyle ticari açıdan sıkıntı yaşadığını, mahkemenin ihtiyati hacze itirazın reddine ilişkin kararın ve ihtiyati haczin teminatsız olarak kaldırılmasına aksi takdirde teminatsız olarak kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER:İddia, savunma ve tüm dosya kapsamı,
GEREKÇE:HMK’nun 355. maddesi uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebepler ve kamu düzeni ile sınırlı olarak yapılan istinaf incelemesinde;
Talep, değişik iş dosyasından verilen ihtiyati hacze itirazın reddine ilişkin karar ve ihtiyati haczin kaldırılması istemine ilişkindir. İİK’nın 257. maddenin birinci fıkrasında, vadesi gelmiş borçlar için ihtiyati haciz talep etme koşulları; ikinci fıkrada ise vadesi gelmemiş borçlar için ihtiyati haciz istenebilecek haller düzenlenmiştir. Gerek birinci, gerekse ikinci fıkra hükümleri birlikte dikkate alındığında, ihtiyati haciz talep edebilmek için, öncelikle ortada bir para borcunun bulunması, bir diğer deyişle ihtiyati haciz talep eden kişinin talep konusu borcun alacaklısı sıfatına sahip olması gerekir. Maddenin birinci fıkrasına göre ihtiyati haciz isteyebilmek için, alacağın kural olarak vadesinin gelmiş olması gerekir. Vadesi gelmiş borçlar için ihtiyati haciz istenebilmesinin diğer bir şartı ise alacağın rehin ile temin edilmemiş olmasıdır. Rehin ile temin edilmiş olan bir alacak teminata haiz olduğu için ihtiyati hacze gerek yoktur. Vadesi gelmemiş bir borçtan dolayı ihtiyati haciz talep edilebilmesi ise; İİK’nun 257 maddesinin ikinci fıkrasında düzenlenmiştir. Söz konusu fıkraya göre, borçlunun muayyen yerleşim yeri yoksa, borçlu taahhütlerinden kurtulmak maksadıyla mallarını gizlemeye, kaçırmaya veya kendisi kaçmaya hazırlanır yahut kaçar ya da bu maksatla alacaklının haklarını ihlal eden hileli işlemlerde bulunursa, bu hallerde ihtiyati haciz talep edilebilecektir. Yine İİK’nun 258. maddesi uyarınca, ihtiyati haciz talep eden taraf, dilekçesinde alacağı ve ihtiyati haciz sebepleri hakkında mahkemeye kanaat oluşturacak haklı, geçerli ve somut delilleri göstermek ve bunları dava dilekçesinin ekinde Mahkemeye eksiksiz şekilde sunmak zorundadır.İİK’nın 258/1. maddesi hükmüne göre ihtiyati haciz kararı verilebilmesi için mahkemenin ”alacağın varlığı hakkında kanaat edinmiş olması” yeterlidir. Mahkemenin ”alacağın varlığına kanaat edinmiş olmasından” anlaşılması gereken alacağın usul hukuku kurallarına göre kesin veya tam olarak ispat edilmesi değildir. Diğer hukuki himaye tedbirlerinde olduğu gibi ihtiyati hacizde de amaç davaya ilişkin yargılamadan farklı olarak, maddi hukuka dayanan hak bakımından nihai bir karar verip, uyuşmazlığı esastan sona erdirmek değildir. Yani ihtiyati haciz kararı verilebilmesi için ispat gerekmez, yaklaşık ispat için delil sunulması yeterli olup, alacaklının ilişkisinin varlığını ve muaccel olduğunu tam ve kesin olarak ispat etmesi aranmamaktadır.(Yargıtay 19. HD 2016/18235 E. 2018/731 K.)İhtiyati haciz talep eden yüklenici, aleyhine ihtiyati haciz istenen ise iş sahibidir.Taraflar arasında yazılı eser sözleşmesi kurulduğu ve eser bedelinin bir kısmının ödendiği hususunda ihtilaf bulunmamaktadır.Yüklenici işin tamamının bitirildiği ve bakiye alacağının ödenmediği iddiasıyla ihtiyati haciz talep etmiştir. İş sahibi ise eserde eksik ve ayıplar olduğu alacağın ihtilaflı olduğu iddiasıyla ihtiyati haczin kaldırılmasını talep etmiştir.İlk derece Mahkemesi tarafından yapılan yargılamaya, toplanan delillere, dosya içeriğine, hükmün dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye, karşı tarafın savunmasından da işin teslim edilmiş olduğu ve yaklaşık ispatın ispatlandığı anlaşılmasına göre delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmadığı kanaatine varılarak 6100 Sayılı HMK’nun 353/1-b.1. maddesi gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Karşı taraf vekilinin istinaf başvurusunun ESASTAN REDDİNE,
2-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
3-Harç peşin alındığından yeniden harç alınmasına yerolmadığına,
4-İstinaf edence yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
5-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, İİK.265/5 maddesi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi.01.12.2022