Emsal Mahkeme Kararı Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi 2022/1250 E. 2022/1410 K. 20.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
KAYSERİ
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
4. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/1250
KARAR NO: 2022/1410
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ:Kayseri 2. Asliye Ticaret Mahkemesi
NUMARASI:2019/713 Esas 2022/406 Karar
TARİHİ:24/05/2022
DAVA KONUSU :Alacak (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 20/10/2022
KARARIN YAZILDIĞI TARİH: 20/10/2022
Taraflar arasında görülen dava sonucu ilk derece mahkemesince verilen hükme yönelik süresi içinde istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine gönderilen dosyanın yapılan incelemesi sonucunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin mimari proje, dekorasyon projesi ve projelerin uygulama ve danışmanlık işleri ile faaliyet göstermekte olduğunu, davalının sahiplerinden …’ın kızı …’ın davacının liseden sınıf arkadaşı olduğunu ve 2018 yılının ocak ayının ilk haftasında davacıyı arayarak davalı şirkette tadilat ve dekorasyon işleri ile ilgilenmesini talep ettiğini, davacının davalı şirket yetkilileri ile görüşerek anlaştığını, davacıya hakettiği proje bedelinin ödenmemesi nedeni ile davalılar hakkında Kayseri 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2019/661 E sayılı dosyasında dava açtıklarını, projenin imalatının gerçekleştirilmesine rağmen taraflarca anlaşılan bedelin ödenmemesi nedeni ile davalı adına dava açılmasının gerekli hale geldiğini, arabuluculuğa başvurulmasına rağmen sonuç alınamadığını, tarafların eser sözleşmesi konusunda anlaştıklarını ancak davalının iş yapılmış olmasına rağmen bedeli ödemediğini, davacının yüklenici olarak üzerine düşeni yerine getirdiğini, davacının imalat aşamasına dayanan çalışmaların bedelini kendisinin karşıladığını, davalı tarafça yapılan harcamaların kendisine ödeneyeceği konusunda söz verildiğini, davacının yaptığı masraflara dair faturaları davalı adına düzenlediğini, davalı tarafça sonrasında ödeme yapılmak istenmediğini, davacının yaptığı işler konusunda iş sahibine karşı bağımsız olduğunu, iş sahipleri tarafından gönderilen 4 adet faturalara itiraz olmadığını, yapılan iş ve imalatların tespiti için Kayseri 3. Sulh Hukuk mahkemesinde dava açıldığını ve 1.500.000 TL davacının harcama ve diğer alacağı olduğunun anlaşıldığını belirterek şimdilik 10.000 TL alacağın davalıdan tahsili ile davacıya verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı vekiline dava türünün açıklatılması gerektiğini, davacı vekilinin bu dosya için ayrı bir arabuluculuğa başvurduğuna dair evrakları dosyaya sunması gerektiğini, davalının davacıya borcu olmadığını, davalının üzerine düşen edimleri yerine getirdiğini, davacının davasını yazılı delil ile ispat etmesi gerektiğini, davacının talepleri arasında çelişki olduğunu, davacının davalıya gönderdiği fatura olmadığını, davacıya verilen birinci işin bedelinin eksiksiz ödendiğini, ancak ikinci işin verildiği iddiasının doğru olmadığını, akdi ilişkiyi inkar ettiklerini, davacının eser sözleşmesini varlığını ispat etmesi gerektiğini, davacının iddiasını senetle ispat etmesi gerektiğini, yazılı delil başlangıcı belirtilmediğini, sonrasında belirtilmesi halinde muvaffakatleri olmadığını, whatsapp yazışmalarının üçüncü kişilerin ilişkin olduğunu ve sahte olabileceğini, davacının dış cehpe işine ilişkin olarak çelişkili beyanları olduğunu, tanık dinlenmesine muvaffakatleri olmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece “Somut davada, davacı taraf dava konusu eser sözleşmesinden kaynaklanan alacağının tahsilini talep etmiş olup, mahkememizce yapılan keşif, alınan uzman bilirkişi raporları ve dosya içerisine celbedilen tüm kayıt ve belgeler dikkate alındığında; davalı taraf ilişkiyi inkar etse de, davacı tarafın imalat işi yapmış olduğu anlaşılmış olup, tarafların ticari defter ve belgeleri üzerinde yapılan inceleme sonucu faturalara karşılık yapılan ödemeler toplamının 605.000,00-TL olduğu, ayrıca davacı kayıtlarında yer alan ancak davalı kayıtlarında yer almayan 4 adet faturaya yönelik yapılan incelemeler neticesinde bu faturalardan 26.12.2018 tarihli … nolu 53.100,00-TL bedelli faturanın proje ve danışmanlık içerikli olduğu, bu fatura yönünden Kayseri 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2019/661 Esas sayılı dosyasında davanın kabulüne karar verilmiş olduğu, bu nedenle imalat kalemi olmadığı, diğer 3 adet fatura içeriğinin ise davaya konu işin imalat kalemleri içerisinde yer aldığı anlaşılmıştır. Davacı, davalı adına yapılan işler için dava dışı kişilerce davalıya kesilen faturaların ödemesini yaptığını, dolayısı ile bu bedellerin de alacak kalemi olarak dikkate alınmasını talep etmiştir. Ancak davacının yapmış olduğu bu ödemeler davacı için bir alacak kalemi oluşturmaz. Yapılan iş için alınan malzemeler vesilesiyle yapılan ödemeler, yapılan işin bedelinden ayrıca bir alacak kalemi oluşturmaz. Zira bu bedeller; yapılan işin maliyeti olup zaten işin bedeli içerisinde kabul edilir. Bu nedenle davacının bu yöndeki talebi dikkate alınmamıştır. Taraflar arasında yazılı bir sözleşme olmayıp, dosyada mevcut Kayseri 3. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2019/17 D. İş sayılı dosyasında mevcut olan imalatların renkli fotoğrafları ve bilirkişi tespitleri, taraflar arasında bilirkişi raporunda tespit edilen Whatsapp ve e-posta yazışmaları, tanık ifadeleri, dosyada mevcut faturalar, yapılan imalatlara ait plan ve görseller neticesinde inşaat mühendisi bilirkişi tarafından, yapılan inşaat imalatlarının işin yapım tarihi itibarı ile 1.361.384,88-TL, işin dava tarihi itibarı ile ise 1.650.134,12-TL olduğunun belirlendiği anlaşılmıştır. Dosya incelendiğinde taraflar arasında yazılı bir eser sözleşmesi olmadığından, imalat tarihinin dikkate alınması gerektiği sonucuna varılarak, işin yapıldığı tarihte davacının KDV dahil alacağının 1.361.384,88-TL’den taraflarca ihtilaf olmayan 605.000,00-TL ödeme mahsup edildiğinde; davacının dava tarihi itibarı ile 756.384,88-TL alacaklı olduğu kanaatine varılarak davanın kısmen kabulü kısmen reddi ile 10.000,00-TL alacak bedelinin dava tarihinden itibaren, 746.384,88-TL alacak bedelinin ise ıslah tarihi olan 18/04/2022 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar vermek gerekmiştir.” gerekçesiyle; Davanın kısmen kabulü kısmen reddi ile, 10.000,00-TL alacak bedelinin dava tarihinden itibaren, 746.384,88-TL alacak bedelinin ise ıslah tarihi olan 18/04/2022 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF NEDENLERİ: Davacı vekili, istinaf dilekçesinde özetle; mahkemece taraflar arasında 105.000,00 TL’lik kısım yönünden ihtilaf olmadığı belirtilerek bu kısım alacaktan düşülmüş ise de taraflar arasında bu hususta ihtilaf bulunduğu, bu ödemenin bu alacağı istinaden yapılmadığının yargılama sırasında açıkça dile getirildiğini, iş bedelinin dava tarihi itibariyle hesaplanması gerekirken hatalı bir şekilde işin yapıldığı tarih olarak belirlemesinin hatalı olduğunu belirterek hükmün kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili, istinaf dilekçesinde özetle; akdi ilişkinin ispat edilemediğini, somut bir delil olmasına rağmen eser ilişkisi kurulduğunun kabulünün hatalı olduğunu, varlığı iddia edilen sözleşmesinin kanunlara ve yerleşik Yargıtay uygulamasına göre senet ile ispat zorunluluğunun bulunduğu hallerde yazılı sözleşme ile, yazılı delil başlangıcı niteliğinde bir belge sunulmuş ise tanık anlatımlarıyla, karşı tarafın muvafakatiyle tanık anlatımlarıyla ve yemin ile ispat edilmesi gerektiğini, somut olayda ispatın gerçekleşmediğini, sadece şirket ortaklarından dahi olmayan kişile ile olan Whatsapp mesaj kayıtlarının yazılı delil başlangıcı olarak kabul edilmemesi gerektiğini, zira müvekkili şirketin herhangi bir resmi yetkilisinin ya da çalışanının taraf olmadığı bu mesaj kayıtlarının müvekkili aleyhine delil kabul edilmesinin hukuk kuralları nezdinde hatalı olduğunu, faturaların davacının iddia ettiği ikinci işi ispatlayıcı nitelikte olmadığını, tek yanlı irade ile düzenlenen faturaların müvekkilini sorumlu tutmak adına yeterli olmayıp faturaya itiraz yapılmamış olması da kanıtlayıcı unsur niteliğinde olmadığını, hizmet karşılığında alınan bir teslim evrakı olmamakla birlikte sözleşmeye ilişkin başka bir kanıtında olmadığını, faturaya itiraz edilmemiş olması faturanın hukuki ilişkiyi ispatlamasını sağlamadığını, müvekkilinin ticari deftere işlemediği sürce hiçbir önemi olmayan faturaların, müvekkilinin ticari defterine kaydedilmiş olsa bile yazılı delil başlangıcı olmaktan öteye gidemeyeceğini, tanık beyanlarının hatalı değerlendirildiğini, sayın mahkemece ödeme hususunun eksik olarak ele alındığını, defterdeki ödemeler dışında başkaca ödeme olup olmadığının araştırılmadığını belirterek hükmün kaldırılması ve davanın reddini istemiştir.
DELİLLER: Faturalar, Whatsapp uygulaması mesajları, 15.01.2019 tarihli faturalara itiraza ilişkin tutanak, keşif, bilirkişi raporu, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamı,
GEREKÇE: HMK’nun 355. maddesi uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebepler ve kamu düzeni ile sınırlı olarak yapılan istinaf incelemesinde;
Dava, sözlü eser ilişkisine dayalı bakiye iş bedelinin tahsili istemine ilişkindir. Davacı sözlü eser sözleşmesi iddiasında bulunmuş, davalı ise iddia edilen işlerin davacı tarafından yapılmadığını, daha önce taraflar arasında yapılan işlerin bedelinin ise ödendiğini savunmuştur. Taraflar arasında daha önce inkar edilmeyen ve tarafların ticari defterlerine kaydedilmiş ve ödenen faturalar, 15.01.2019 tarihli faturalara itiraza ilişkin tutanak ile whatsapp yazışmaları, dinlenen tanıkların davalıya ait iş yerinde davacının talimatıyla iş yaptıklarına dair beyanları birlikte değerlendirildiğinde taraflar arasında sözlü eser sözleşmesi ilişkisi kurulduğu anlaşılmaktadır. Taraflar arasında eser sözleşmesi ilişkisinin kurulduğu sabit olup bedelde anlaşamamaları halinde gerçekleştirilen iş ve imalât bedelinin 6098 sayılı TBK’nın 481. maddesi gereğince yapıldığı tarihteki mahalli piyasa rayiçlerine göre belirlenmesi gerekir. Ancak işi yapan, yüklenici tarafından yapılan işlerle ilgili fatura düzelenlenerek iş sahibine tebliğ edilip, 6102 sayılı TTK’nın 21/2 maddedeki hükmünce 8 gün içinde itiraz edilmemesi halinde içeriği ve bu arada fatura içeriğine dahil bedel kesinleşeceğinden ayrıca mahalli piyasa rayiçlerine göre iş bedelinin tespitine gerek kalmayacaktır (Yargıtay 15. Hukuk Dairesi’nin 06.07.2010 gün 2013/3182 Esas 2010/3866 Karar, 04.05.2017 gün 2017/140 Esas, 2017/1900 Karar sayılı ilamları).Davacı tarafından yapım işiyle ilgili dört adet faturaya da dayanılmıştır. Dört adet faturadan üçü yapım işiyle ilgili bir tanesi ise proje çizim ve danışmanlık hizmetine ilişkindir. Davalıya dört adet fatura 03.01.2018 tarihinde tebliğ olunmuş, davalı tarafından 8 günlük süre geçtikten sonra 15.01.2019 tarihli tutanak ile “posta yoluyla göndermiş olduğunuz adımıza kesilmiş faturalardan mahiyeti yapım ve işçilik olduğundan tarafımıza keseceğiniz faturaların hak edişe eklenip tevkifatlı olarak, firmanın onayı alındıktan sonra kesilmesi, kesmiş olduğunuz dört adet no: … , …, …, … faturanın tarafımızdan kabul edilmediği tarafınıza iade edilmiştir” açıklamasıyla itiraz edilmiştir. Davacı, … nolu faturayla ilgili ayrı bir takip yapılmış, takibe davalı iş sahibi tarafından itiraz edilmesi üzere davacının açmış olduğu itirazın iptali davası Kayseri 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 22.12.2021 gün ve 2019/661 E. 2021/1170 K. sayılı ilamıyla kabulü ile itirazın iptaline ve takibin devamına karar verilmiş, davalı iş sahibinin istinafı ise Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesinin 09.06.2022 gün ve 2022/689 E. 2022/803 K. sayılı ilamıyla reddedilmiştir. Mahkemece hükme dayanak bilirkişi raporunda işin yapıldığı yıl değerinin belirlendiği belirtilmiş ise de bunun piyasa rayiç değeri mi olduğu yoksa bayındırlık birim fiyatları mı olduğu açıklanmamış olması ve davacının dayandığı faturadaki işlerin ve fatura dışı işlerin nelerden ibaret olduğu tespiti yapılmamış olması nedeniyle hükme yeterli olmadığı anlaşılmaktadır. Bu durumda mahkemece konusunda uzman teknik bilirkişiler marifeti ile mahallinde keşif yapılmak sureti ile dinlenecek tanık beyanları da dikkate alınarak davacı yüklenicinin yaptığı işler ve sözleşme kapsamı belirlenip davacının gerçekleştirdiği imalâtın yapıldığı 2018 yılı mahalli piyasa rayiçleri ile bedeli konusuda gerekçeli ve denetime elverişli rapor alınıp …, …, …sıra nolu fatura içerikleri kesinleştiği de gözetilerek bunun dışında davacının gerçekleştirdiği imalât bedeli mahalli piyasa rayiçlerine göre hesaplattırılıp varsa yapılan ödemeler mahsup edilip sonucuna uygun bir karar verilmesi gerekirken bu hususlar üzerinde durulmadan eksik inceleme ve yanlış değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm tesisi doğru olmamıştır. Açıklanan nedenlere taraf vekillerinin istinaf başvurusu kabul HMK’nun 353/1-a.6 maddesi uyarınca kabul edilerek ilk derece mahkemesi tarafından yeniden yargılama yapılmak üzere hükmün kaldırılmasına karar verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere,
1-Davacı vekili ve davalı vekilinin istinaf başvurularının ayrı ayrı KABULÜNE,
2-Kayseri 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 24/05/2022 gün ve 2019/713 E. 2022/406 K. sayılı kararının KALDIRILMASINA,
3-Dosyanın yeniden yargılama yapılarak karar verilmek üzere kararı veren ilk derece mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
4-İstinaf kanun yoluna başvuran davacı tarafından yatırılan 80,70 TL istinaf karar harcının talep halinde yatırana iadesine,
5-İstinaf kanun yoluna başvuran davalı tarafından yatırılan 12.836,30 TL ve 80,70 TL istinaf karar harcının talep halinde yatırana iadesine,
6-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
7-İstinaf kanun yoluna başvuranın yaptığı istinaf giderlerinin kararın niteliği gereği ilk derece mahkemesinde yeniden yapılacak yargılamada dikkate alınmasına,
8-Kararın taraflara Mahkemesince tebliğine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK’nın 353/1-a.6 maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.20/10/2022