Emsal Mahkeme Kararı Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi 2022/1248 E. 2022/1373 K. 13.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
KAYSERİ
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
4. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/1248
KARAR NO: 2022/1373
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: Kayseri 2. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ: 28/06/2022
NUMARASI: 2020/50 Esas, 2022/562
DAVA KONUSU: Alacak (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 13/10/2022
KARARIN YAZILDIĞI TARİH: 17/10/2022
Taraflar arasında görülen dava sonucu ilk derece mahkemesince verilen hükme yönelik süresi içinde istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine gönderilen dosyanın yapılan incelemesi sonucunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekilinin 10.01.2020 havale tarihli dava dilekçesinde özetle; Taraflar arasında 15.03.2016 tarihinde eser sözleşmesi imzalanmış olduğunu, sözleşmenin 2. maddesine göre davalı tarafından yapımı devam eden 4 Blok inşaatın uygulamalı olarak mermer işlerini taşeron sıfatıyla müvekkilinin gerçekleştireceğini, sözleşmenin 4. maddesine göre uygulama esnasında bağlayıcı malzemelerin işverene ait olduğunu, sözleşmenin 5. maddesine göre ilk 2 bloğun iş bitiminde müvekkilince yapılan işin hesaplanarak, yapılan imalat karşılığında … Ada … Parselde kayıtlı … Kat güney-batı cephede bulunan dairenin, bedeli 210.000,00 TL kabul edilmek suretiyle müvekkiline verileceğini, yapılan iş bedeli ile daire bedeli arasında fark olması halinde her iki tarafın eksik kalan ya da fazla çıkan tutarı diğer tarafa ödemesinin kararlaştırıldığını, müvekkili tarafından yüklenilen 2 bloğa ait mermer işlerinin tamamlanarak en geç 15.04.2018 tarihi itibariyle davalıya teslim edilmiş olduğunu, sözleşme gereği daire tapusunun devrinin istenildiğini ancak davalının bu talebi reddetmiş olduğunu, müvekkili tarafından tapu kayıtlarında araştırma yapıldığında, devredilmesi gereken dairenin bulunduğu arsanın … adına kayıtlı olduğunu, bu kişinin davalı şirketin imza yetkilisi olduğunu, söz konusu arsaya ilişkin inşaat ruhsatının bulunmadığını öğrendiğini, arsa üzerine 2 adet 14 katlı müvekkilinin mermer işlerini yaptığı apartmanın bulunduğunu, sözleşmeye güre müvekkiline devri vaat edilen dairenin yasal olarak devrinin mümkün olmadığının tespit edildiğini, sözleşme imzalanırken davalının kötü niyetli davrandığını, müvekkili tarafından yapılan işin bedelinin tespiti amacıyla Kayseri 2. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2019/4D.iş sayılı dosyasından tespit yaptırıldığını, bilirkişi raporuna göre müvekkili tarafından gerçekleştirilen mermer imalat bedelinin … Blok için 87.465,42TL, B Blok için 85.185,40TL olmak üzere toplamda 172.650,82TL olarak belirlendiğini, ayrıca, her iki blok yapının zemin katında bulunan asansör etrafına uygulanan granit farkının 1.400,00TL olacağının tespit edildiğini, buna göre müvekkili tarafından yapılan imalat bedeli toplamının 174.050,82TL olduğunu, müvekkili tarafından yapılan imalatların bulunduğu binaların Kayseri İli … ilçesi … Mah. … Ada … Parselde kayıtlı olduğunu, müvekkili tarafındanı yapılan işlere ilişkin 23.12.2019 tarihli … ve … sıra numaralı faturaların Kayseri 5. Noterliği’nin 25.12.2019 tarih ve … yevmiye numaralı ihtarnamesi ekinde davalı tarafa gönderildiğini ancak davalı tarafın bu faturaları Kayseri … Noterliği’nin … tarih ve … yevmiye numaralı ihtamamesi ile iade ettiğini, müvekkili tarafından sözleşmedeki edimlerin yerine getirilmiş olduğunu ancak davalı tarafın sözleşmedeki edimini ifa etmemiş olduğunu beyan ederek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, eser sözleşmesi kapsamında müvekkilinin gerçekleştirdiği imalat kapsamında 174.050,82TL’nin 18 Kdv’si ile birlikte, işin teslim tarihi olan 15.04.2018 tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili 30.01.2020 tarihli cevap dilekçesinde özetle; Müvekkilinin davacıya hiçbir borcu olmadığını, müvekkilinin davacıya herhangi bir iş ve imalat yaptırmadığını, davaya dayanak gösterilen 15.06.2016 tarihli sözleşmenin dosyaya sunulan nüshası ile müvekkilinin elinde bulunan nüshanın birbirinden farklı olduğunu, bu sözleşmenin Kayseri 2. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2019/4 D.iş dosyasıyla tespiti yapıları adreste yapılacak inşaat için değil, müvekkilinin … yolunda yaptırdığı … Blok işyeri ve … Blok çok katlı idari bina için yapılan sözleşme olduğunu, belediyenin onay vermemesi üzerine inşaatın 4 Blok ket katlı iş yeri olarak yapıldığını, çok katlı imar izni verilmemesi nedeniyle bu 4 Blok inşaatta davacının herhangi bir imalatının bulunmadığını, tarafların – imzaladığı sözleşmenin 5. maddesinin boş olarak imzalandığını, davacı tarafın sözleşmeyi … Pafta … Ada … Parselle ilişkili göstermek için sözleşmenin 5. maddesini bu taşınmaz bilgilerini yazarak paraf ettiğini, sözleşmenin 5. maddesindeki imza ve yazıların müvekkili şirket yetkilisine ait olmadığını, müvekkilinin elindeki sözleşmenin bu kısmının boş olduğunu, bu kısmın davacı tarafından sonradan doldurulduğunu, tespit yapılan adresteki mermer imalatının müvekkili tarafından 03.01.2019 tarih ve … numaralı fatura ile yaptırmış olduğunu, fatura tutarının da banka yoluyla ödendiğini, yapılan imalata ilişkin hammade mermer ise müvekkilinin siparişi üzerine … Ltd. Şti.’den temin edilerek imalatı yapan firmaya faturalandırıldığını, davacının yaptığını iddia ettiği imalatın sözleşmede yazılı kalemler ile örtüşmediğini, müvekkilinin taşınmazda asansör ve benzeri birçok yerde granit taş kullandığını ancak sözleşmede böyle bir iş kaleminin olmadığını, tespit dosyasındaki hesaplamaların hatalı olduğunu, sözleşmede 4 Blok inşaattan bahsedildiğini ancak tespit yapılan parselde 2 Blok inşaat bulunduğunu beyan ederek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece “Dosyada mevcut olan dava konusu sözleşmenin incelenmesinde; taraflardan …’in iş veren, …’nin taşeron olduğu işin konusunun iş verenin yüklenimi altında yapımı devam eden 4 blok inşaatın taşeron tarafından uygulamalı olarak mermer işlerinin yapılması olduğu (mad 2) uygulama esnasında bağlayıcı malzemeler ( kum, çimento, kalekim derz dolgu vs) iş verene ait olduğu (mad. 4) ilk iki blokun iş bitiminde yapılan iş hesaplanarak … Pafta … ada … parseldeki 8 kat güney batı cephedeki dairenin 210.000,00-TL karşılığında taşeron firmaya verileceği, daire bedelinden eksik kalan ya da fazla çıkan tutarın her iki tarafça tahsil edilerek 210.000,00-TL’ye tamamlanacağı, iş bitiminde daire tapusunun taşeron firmaya verileceği (md. 5) birim fiyatlarının sözleşmenin 6. Maddesinde belirtildiği ve fiyatlara KDV dahil olmadığı belirtilerek, iş bu sözleşmenin 15/03/2016 tarihinde taraflarca imzalanmış olduğu anlaşılmıştır. Davalı tarafından dosyaya sunulan sözleşme suretine bakıldığında ise sözleşmenin 5 maddesinde taşerona verileceği belirtilen daire bilgilerinin boş olduğu görülmüştür. Dosya kapsamına bakıldığında; taraflar arasında 15/03/2016 tarihli eser sözleşmesi imzalanmış sözleşmeye göre davacı yüklenicinin 4 adet blok yapıda uygulamalı olarak mermer işlerini yapmakla mükellef olduğu, ilk iki blok için yapılacak iş karşılığında da iş sahibi olan davalının 210.000,00-TL bedel karşılığında daire tapusunu devretmekle mükellef olduğu anlaşılmıştır. Buna göre taraflar arasındaki iş bedelinin iki blok için KDV hariç 210.000,00-TL olduğu görülmüştür. Ancak sözleşme içerisinden, sözleşmenin hangi iş için yapıldığı veya iş sahibinin hangi inşaatında yapılacak olan mermer uygulamasına ilişkin olduğu incelemelerden anlaşılamamıştır. Dosya kapsamında bakıldığında davalının iddiası doğrultusunda dava konusu taşınmazlardaki mermer uygulamalarının başka bir firma tarafından yapıldığının tespiti mümkün olmamış ise de davacı yüklenici faturasındaki malzeme ve metrajlar ile yerinde yapılan tespitlerin örtüştüğü ayrıca davacı yüklenici tarafından imalat ve uygulamaya yönelik malzeme alımı olduğu anlaşılmıştır. Mahkememizce alınan imza örnekleri ile sözleşmedeki imza örneklerinin incelemesinden de anlaşılacağı üzere, inceleme konusu sözleşmenin işveren … San. Tic. Ltd. Şti. İle taşeron olarak yapmak üzere …-… arasında düzenlenen sözleşmedeki kaşenin üzerindeki imzanın …’in elinden çıktığı, davalı tarafından dosyaya sunulan sözleşme suretine bakıldığında ise sözleşmenin 5 maddesinde taşerona verileceği belirtilen daire bilgilerinin boş bırakılan yerde bulunan yazının ise davalı şirkette şantiye şefi olarak görev yapan …’ın elinden çıktığı anlaşılmıştır. Mahkememizce tüm dosya kapsamı dinlenen tanık beyanları alınan bilirkişi raporları ve tüm deliller incelendiğinde; davacı şirketin keşif mahallinde dinlenen tanık beyanlarından anlaşılacağı üzere A ve B bloklarının mermer işinin davacı firma tarafından davalı adına yapıldığı ve davacı şirketin kendi edimlerini yerine getirerek bilirkişi raporunda belirtilen miktarı hak ettiği anlaşıldığından davanın kabulü ile 204.907,97-TL alacak bedelinin teslim tarihi olan 15/04/2018 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine karar verildi ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edildi. ” gerekçesiyle; davanın kabulü ile, 204.907,97-TL alacak bedelinin alacağın teslim tarihi 15/04/2018 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF NEDENLERİ: Davalı vekili, istinaf dilekçesinde özetle; davacının söz konusu işin tarafından yapıldığını yasal delillerle ispat edememiş olması ve müvekkilinin işi dava dışı üçüncü kişilere yaptırdığını ispat etmesi nedeniyle davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, müvekkili ile davalı arasında … Şantiyesi için herhangi eser sözleşmesi mevcut olmadığı gibi yaptığı bir işin de bulunmadığını, yazılı bir delil olmadan farazi tespit ile üçüncü kişinin yaptığı işin sahiplenmesinin hukuken olanak bulunmadığını, aksine davacının talebi üzerine beyanı alınan …’ın sözleşmenin İncesu Şantiyesi için düzenlediğini söylediğini, …’ın şüpheli konumunda olup hakkında kovuşturmaya yer olmadığı kararı verildiğini, sözleşmenin 5. maddesinin sonradan doldurulduğunu, üzerindeki imzaların ise müvekkili şirketin yetkililerine ait olmadığını, hukuk hakimi ceza mahkemesinde alınan kusur raporu ile bağlı değil ise de ceza mahkemesinin kabul ettiği ettiği olguların hukuk mahkemesini bağladığını, sözleşmenin dava konusu iş ile ilgili imzalanmadığını, mahkemenin de sözleşmede hangi iş yerindeki işe ilişkin sözleşmede hüküm bulunmadığının kabul edildiğini, değişik dosyasındaki tespit yapılan yerin sözleşmedeki yer olmadığını, müvekkilinin tespit yapılan adresdeki mermer imalatı daha önceden dosyaya sunulan 03.01.2019 tarihli ve … numaralı fatura ile yapıldığı ve bedelinin ödendiğini, yapılan iş ile sözleşmedeki işlerin birbiriyle uyuşmadığını, müvekkilinin işi …’e yaptırdığını, fatura, banka dekontu hatta …’in temin ettiği taşlara ilişkin faturanın da dosyada olduğunu, bankaya sorulduğunda …’e ödemenin neden yapıldığının ortaya çıkacağını, tanık … beyanında, davalı şirketin muhasebe kayıtlarını tuttuğunu, işin …’e verildiğini ve işin onun tarafından yapıldığını, yine tanıklar … ve …’ın işin …’e verildiğini söylediklerini belirterek istinaf incelemesi sonucu talepleri doğrultusunda yeniden karar kurulmasını talep etmiştir.
DELİLLER: Dayanak sözleşme, faturalar, ticari defterler, keşif, bilirkişi raporu, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamı,
GEREKÇE: HMK’nun 355. maddesi uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebepler ve kamu düzeni ile sınırlı olarak yapılan istinaf incelemesinde;
Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan iş bedelinin tahsili istemiyle açılmış olup, mahkemece davanın kabulüne dair verilen hüküm, davalı tarafından yasal süresi içerisinde istinaf olunmuştur.Davacının dayandığı “sözleşme başlıklı” sözleşmede davalı …’in iş veren, …’nin taşeron, işin konusunun iş verenin yüklenimi altında yapımı devam eden 4 blok inşaatın taşeron tarafından uygulamalı olarak mermer işlerinin yapılması olduğu (mad 2) uygulama esnasında bağlayıcı malzemeler ( kum, çimento, kalekim derz dolgu vs) iş verene ait olduğu (mad. 4) ilk iki blokun iş bitiminde yapılan iş hesaplanarak … Pafta … ada … parseldeki 8 kat güney batı cephedeki dairenin 210.000,00-TL karşılığında taşeron firmaya verileceği, daire bedelinden eksik kalan ya da fazla çıkan tutarın her iki tarafça tahsil edilerek 210.000,00-TL’ye tamamlanacağı, iş bitiminde daire tapusunun taşeron firmaya verileceği (md. 5) birim fiyatlarının sözleşmenin 6. maddesinde belirtildiği ve fiyatlara KDV dahil olmadığı düzenlenmiştir. 4721 sayılı TMK’nın “İspat yükü” başlıklı 6. maddesi “Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür.” hükmünü amirdir.Somut olayda, davacı yüklenici yapmış olduğu işlerin karşılığını talep etmiş ise de, davalı taraf akdî ilişkiyi inkâr ettiğinden, akdî ilişkinin kurulduğunu ispat külfeti davacı yüklenici üzerinde kalmaktadır. Bir başka deyişle davacı yüklenici eser meydana getirdiğini ve iş bedelini hak ettiğini usulüne uygun yasal delillerle kanıtlama yükümlülüğü altındadır. O halde, davacı akdî ilişkiyi kanıtlamak zorundadır. Davacı taraf, davalının müteahhitliğini yaptığı inşaatta mermer işlerini yaptığını iddia etmekte olduğundan iddiasını, 6100 sayılı HMK’nın “Senetle ispat zorunluluğu” başlıklı 200. maddesi “(1) Bir hakkın doğumu, düşürülmesi, devri, değiştirilmesi, yenilenmesi, ertelenmesi, ikrarı ve itfası amacıyla yapılan hukuki işlemlerin, yapıldıkları zamanki miktar veya değerleri ikibinbeşyüz Türk Lirasını geçtiği takdirde senetle ispat olunması gerekir. Bu hukuki işlemlerin miktar veya değeri ödeme veya borçtan kurtarma gibi bir nedenle ikibinbeşyüz Türk Lirasından aşağı düşse bile senetsiz ispat olunamaz. (2) Bu madde uyarınca senetle ispatı gereken hususlarda birinci fıkradaki düzenleme hatırlatılarak karşı tarafın açık muvafakati hâlinde tanık dinlenebilir.” hükmü gereği müddeabihin miktarı ve davalı tarafın tanık dinlenilmesi hususunda açık muvafakati olmadığına göre senetle ispat etmek zorundadır.Bu kapsamda, taraflar arasında eser sözleşmesi ilişkisi kurulduğu iddia olunmuşsa da dayanılan yazılı sözleşmede işin yapılacağı yerin açıkça belirtilmemiş olması, davalı tarafından sözleşmenin dava konusu işe ait olduğunun kabul edilememesi nedeniyle sözleşme ilişkisi davacı tarafça kanıtlanamadığından ve dava konusu miktar itibariyle de sözleşme ilişkisinin kurulduğu hususuna dair davalı tarafın tanık dinlenilmesine açık muvafakatinin bulunmadığı anlaşıldığından, kaldı ki dinlenen tanık beyanlarına göre de sözleşmenin dava konusu yere ait olduğu da sabit olmadığından yerel mahkemece davanın akdi ilişkinin kanıtlanamaması sebebiyle reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde kabulü usul ve yasaya aykırı olmuştur. Ne var ki; bu hatanını düzeltilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nun 353/1-b.2 maddesi uyarınca kabulüyle hükmün kaldırılarak yerinden esas hakkında davanın reddine reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere,
A-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE,
B-Kayseri 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 28/06/2022 gün ve 2020/50 E. 2022/562 K. sayılı kararının KALDIRILMASINA,
C- Davanın yeniden esasıyla ilgili olarak;
1-Davanın REDDİNE,
2-Alınması gerekli 80,70 TL harcın peşin yatan 2.972,36 TL’den mahsubu ile bakiye 2.891,66 TL ve davacı tarafça yatırılan tamamla harcı 526,95 TL’nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatırana iadesine,
3-Davacının yapmış olduğu yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı davada kendini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT göre hesap ve takdir edilen 31.687,11 TL’nin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Artan gider avansının kullanılmayan bölümünün karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
D- İstinaf yargılaması yönünden;
1-Davalı tarafından yatırılan 3.499,32 TL istinaf karar harcının karar kesinleştiğinde ve talep halinde iadesine,
2-İstinaf eden tarafından yapıldığı anlaşılan 220,70 TL istinaf başvuru harcı, 143,00 TL posta masrafından ibaret toplam 363,70 TL yargılama giderlerinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
3-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
4-İstinaf yasa yolu aşamasında yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının HMK’nun 333. maddesi gereğince karar kesinleştiğinde talep aranmaksızın yatırana iadesine,
5- HMK’nın 359/4. maddesi gereğince; kararın ilk derece mahkemesi tarafından taraflara tebliğe çıkarılmasına,
6100 sayılı HMK’nın 353/1-b.2, 361/1, 362/1-a ve 365/1. maddesi gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde Dairemize veya hükmü veren İlk Derece Mahkemesi’ne veya temyiz edenin bulunduğu yer Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesine veya İlk Derece Mahkemesi’ne verilebilecek bir dilekçe ile Yargıtay nezdinde temyiz kanun yolu açık olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.13/10/2022