Emsal Mahkeme Kararı Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi 2022/1073 E. 2022/1208 K. 29.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
KAYSERİ
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
4. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/1073
KARAR NO: 2022/1208
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ:Kayseri 2. Asliye Ticaret Mahkemesi
NUMARASI:2019/651 Esas 2022/211 Karar
TARİHİ:15/03/2022
DAVA KONUSU: İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 29/09/2022
KARARIN YAZILDIĞI TARİH: 29/09/2022
Taraflar arasında görülen dava sonucu ilk derece mahkemesince verilen hükme yönelik süresi içinde istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine gönderilen dosyanın yapılan incelemesi sonucunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin davalı şirketten olan iş ve imalat bedeli alacaklarının tahsili amacıyla davalı aleyhine Kayseri Genel İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile ilamsız icra takibi başlatıldığını, davalının söz konusu icra takibine itiraz etmesi üzerine takibin durdurulmasına karar verildiğini, davalı şirket aleyhine girişilen icra takibine mesnet teşkil eden faturaların müvekkili tarafından yapılan malzemeli samanlık inşaatı ve çelik işleri imalatı montajı, malzemeli çelik çatı ve imalat montajı, malzemeli çelik konstrüksiyon kapı, padok imalat ve montajı iş ve imalatlarına ilişkin olarak davaya ve icra takibine konu edilen faturaların tanzim edildiğini, yasal düzenlemeler ve yerleşik içtihatlar birlikte nazara alındığında davalının müvekkiline yaptırmış olduğu iş ve imalatlara karşılık varlığını pek tabii bildiği borçlarına ilişkin icra takibine karşı itirazında haksız ve bilhassa kötüniyetli olmasından dolayı icra takibine itirazın iptali ile takibin kaldığı yerden devamına ve asıl alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu faturaların düzenleme sebebinin Kayseri İli, … İlçesi, … Mevkii … ada, … parsel üzerine Tarım Bakanlığı’nın … nolu projesi ile 200 başlık ahır inşaatı yapımına ilişkin olduğunu, dava konusu faturaların düzenlenmesine sebebiyet veren işin yapılması için 15/02/2018 tarihinde müvekkili firma ile iş sahibi … … A.Ş ve … arasında sözleşme imzalandığını, sözleşmede davacı …’in yer almadığını, ancak dava konusu faturaların müvekkili firma tarafından … adına kabul edilmesi gerekirken sehven … adına kabul edildiğini, davacı …’in sehven adına işlenen faturalarda belirtilen hizmetleri kesinlikle sağlamadığını, buna ilişkin faturaları destekleyen irsaliyeleri, teslim fişleri vb. kesinlikle bulunmadığını, işbu davanın haksız ve mesnetsiz olduğunu bildirerek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece “Tarafların 2018 ve 2019 yıllarına ilişkin ticari defter ve belgeleri üzerinde bilirkişi incelemesi yapılmasına karar verilmiş olup, taraf vekillerince istenilen ticari defter ve belgeler dosyaya ibraz edilmekle bir mali müşavir ile bir nitelikli hesaplama uzmanı bilirkişiden oluşan bilirkişi heyetinden 26/12/2021 tarihli bilirkişi raporu alınmıştır. Mali müşavir bilirkişi… ile nitelikli hesaplama uzmanı bilirkişi …’ın 26/12/2021 tarihli bilirkişi raporunda özetle; dava konusu faturaların her iki tarafın ticari defterlerinde birbirini teyit eder şekilde kayıtlı olmasına göre, faturaları ticari defterlerine kaydedip süresinde itiraz etmeyen tarafın fatura konusu işin (eser sözleşmesinin gereğinin) (onun tarafından) yapılmadığı veya eksik-gereği gibi yapılmadığı hususunu senet veya diğer kesin delillerle ispatlamamış olması gerektiği, taraf ve tanık beyanları sunulan bilirkişi raporları veya diğer delillerin bu ispata yeterli olup olmadığı veya kesin delil aranmasını gerektirmeyen bir halin bulunup bulunmadığı hususunda takdirin mahkemeye ait olduğu, öğretide yer alan bazı görüşlere ve kimi Yargıtay kararları içeriğine göre, faturaların ticari defterlere kayıtlı olsa dahi faturada yer alan malın alıcıya teslim edildiğinin, faturanın temelinde yatan işin yapılmış olduğunun sipariş formları gibi dayanak belgeler ile ayrıca ispat edilmesi gerektiği, zira bu hususların ticari defterler ve fatura ile ispat edilebilecek mahiyette olmadığının savunulduğunu, takdirin mahkemeye ait olduğunu, davacının … , …ve …nolu faturalar toplamı olan 408.280,00 TL için takip başlattığını, takip tarihinden (02.08.2019) itibaren ticari temerrüt faizi talep edildiğini, ticari temerrüt faizi istenebilmesi için borçlunun tacir olması ve borcun da ticari işletmesi ile ilgili bulunmasının yeterli olduğu, bu durumda alacaklının da tacir olmasının şart olmadığı, dolayısıyla alacaklının haksız eylem dahil her türlü nedenden kaynaklanan alacakları için ancak tacir olan borçludan avans faizi oranında temerrüt faizi isteme hakkı bulunduğu, dava konusu olaya gelince, davalı limited şirketinin tüzel kişi tacir olduğu ve adi iş sahası olmadığı, davacının fatura alacağına 3095 sayılı Kanun’un 2. maddesi hükmüne göre 02.08.2019 tarihinden itibaren ticari faizi oranında temerrüt faizi uygulanmasını talebinin mümkün olduğu, bu durumda dava tarihine kadar işlemiş ticari temerrüt faiz miktarının 17.886,02-TL olduğu belirlenmiştir. Davalı vekili yemin deliline dayanmış olduğundan mahkememizce davacıya yemin teklif etme hakkı hatırlatılmış olup, yemin teklifinde bulunacak ise usulüne uygun yemin metnini ibraz etmesi hususunda davalı vekiline 2 haftalık kesin süre verilmiş, ancak davalı vekilince kesin süre içerisinde herhangi bir yemin metni ibraz edilmemiştir.
Somut davada, davacı taraf davaya konu iş ve imalatlara ilişkin düzenlenen 3 adet fatura alacağının tahsili amacıyla başlattığı icra takibine itirazın iptalini talep etmiş olup, davalı taraf ise davacı …’in taraflar arasındaki davaya konu edilen iş ile ilgili sözleşmenin tarafı olmadığını bu nedenle davacının alacağının bulunmadığını iddia etmiştir.
Takip konusu faturalara ilişkin olarak, davalı şirketin vergi dairesine bildirdiği Form BA belgeleri ile fatura karşılığı mal ve hizmet aldığını beyan etmiş olup, bu durum faturalarda yazılı emtianın teslim alındığı, fatura konusu işin yapıldığı anlamına gelmektedir. (bkz.Yargıtay19.HD. 2014/7040E. -2015/4465K. ve 2014/19083E. -2015/8197 K.) Fatura içeriklerine 8 gün içinde itiraz edilmediği için davalı taraf TTK 21/2 maddesi uyarınca fatura içeriklerini kabul etmiş sayılacağından dolayı fatura bedellerinin ödendiğine dair ispat yükü davalı taraftadır.Mali müşavir bilirkişiden ve hukukçu bilirkişiden oluşturulan heyetten alınan rapordan takip konusu faturaların her iki tarafın ticari defterlerinde kayıtlı olduğu,ödeme kaydının bulunmadığı anlaşılmıştır.Yine dava konusu faturalardaki işlerin bedeline ilişkin inşaat bilirkişisinden alınan raporda işin değerinin 512.036,90 TL olduğu tespit edilmiştir.Dava konusu faturaların toplam bedeli daha düşük olduğundan ve davalı tarafından faturaların ödendiği hususu ispat edilemediğinden açılan davanın kabulüne karar verilmiştir. Davacı vekili dava dilekçesinde icra inkar tazminatı talep etmiştir. İİK 67/1.maddesine göre “Bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın “yüzde yirmisinden” aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edilir.” Buna göre davacı lehine icra inkar tazminatına hükmetmek için İİK 67.maddesindeki itirazın iptaline özgü dava şartlarının yanında, davalının haksız olması, itirazın iptaline karar verilen alacağın likit olması ve davacının talebi gerekir. Anılan şartlar incelendiğinde takibe konu alacağın likit olduğu ve davalının itirazının haksız olduğu gözetilerek davalı aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilerek aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.” gerekçesiyle; davanın kabulü ile, Kayseri Genel İcra Dairesi’nin … Esas sayılı icra dosyasında davalının vaki itirazının iptali ile 408.280,00-TL asıl alacak üzerinden takibin devamına, asıl alacağa 02/08/2019 tarihinden itibaren ticari temerrüt faizi işletilmesine, itirazın iptali ile takibin devamına karar verilen 408.280,00-TL’nin %20’si oranında (81.656‬,00-TL) icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF NEDENLERİ: Davalı vekili, istinaf dilekçesinde özetle; davacının dayandığı faturaların temelinin dosya içerisine sunmuş oldukları eser sözleşmesi olduğunu, bu sözleşmenin tarafının davacı olmayıp kardeşi olduğunu, işin kardeşi tarafından yapıldığını, dava konusu faturaların sehven davacının kardeşi olan ve bahsi geçen eser sözleşmesinin tarafı olan … adına kabul edilmesi gerekirken davacı … tarafından tanzim edilen faturaların sehven işlendiğini, faturanın akdi ilişkiyi ispat etmediğini Yargıtay kararlarının da bu yönünde olduğunu, her ne kadar sunmuş oldukları eser sözleşmesinin fesih edildiği ve fesihten sonra … ile yeni bir sözleşme yapıldığının savunulmasına rağmen bu sözleşmenin dosyaya sunulmadığını, …’in iş ile alakasının bulunmadığını, kendisinin sadece bahsi geçen şantiyede çalışan olduğunu, mahkemenin bu yönde araştırma yapmadığını belirterek hükmün kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER: Takip dosyası, takibin dayanağı faturalar, keşif, bilirkişi raporu, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamı,
GEREKÇE: HMK’nun 355. maddesi uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebepler ve kamu düzeni ile sınırlı olarak yapılan istinaf incelemesinde;
Dava, itirazın iptali istemine ilişkindir.
Dava, taraflar arasındaki ticari ilişki kapsamında düzenlenen faturadan kaynaklanan alacağın tahsili amacıyla başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali davasıdır.
Kayseri Genel İcra Dairesi’nin … Esas sayılı icra dosyasında davacı alacaklı … tarafından borçlu … Ltd. Şti hakkında üç adet faturaya dayalı olarak 408.280,00-TL üzerinden 01/08/2019 tarihinde ilamsız icra takibi başlatıldığı, ödeme emrinin borçlu şirkete 07/08/2019 tarihinde tebliğ edildiği, borçlu şirket yetkilisi tarafından 07/08/2019 tarihli dilekçe ile borca itiraz edilmesi üzerine takibin durdurulmasına karar verildiği anlaşılmıştır.Takibe konu faturaları davacı tarafından “malzemeli çelik çatı ve imalat montajı”, “samanlık inşaatı ve çelik işleri imalatı ve montajı (malzemeli)” ve “malzemeli çelik konstrüksiyon kapı, podoğ imalatı ve montajı” işi için davalı aleyhine düzenlenmiştir. Bilirkişi incelemesi ile takibe konu faturalara itiraz edilmeyerek davalı defterine kaydedilmiş olduğu tespit edilmiştir. Vergi Usul Kanunu hükümlerine göre fatura emtia veya yapılan iş karşılığında müşterinin borçlandığı meblağı göstermek üzere emtiayı satan veya işi yapan tüccar tarafından müşteriye verilen ticari vesikadır (229. md.). Fatura malın teslimi veya hizmetin yapıldığı tarihten itibaren azami “yedi gün” içinde düzenlenir. Bu süre içerisinde düzenlenmeyen faturalar hiç düzenlenmemiş sayılır (231/5. md.). 6102 sayılı TTK’da da fatura konusunda hükümler vardır. Ticari işletmesi bağlamında bir mal satmış, üretmiş, bir iş görmüş veya bir menfaat sağlamış olan tacirden, diğer taraf, kendisine bir fatura verilmesini ve bedeli ödenmiş ise bunun da faturada gösterilmesini isteyebilir” (6102 Sayılı TTK 21/1) Bir fatura alan kişi aldığı tarihten itibaren sekiz gün içinde, faturanın içeriği hakkında bir itirazda bulunmamışsa bu içeriği kabul etmiş sayılır (6102 Sayılı TTK 21/2). 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu (HMK) hükümlerine göre: Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir (HMK 222/1). Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır (HMK 222/2). Bu şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması ve defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerektiği ise üçüncü fıkrada düzenlenmiştir. Açılış veya kapanış onayları bulunmayan ve içerdiği kayıtlar birbirini doğrulamayan ticari defter kayıtları, sahibi aleyhine delil olur (HMK 222/4). Faturanın delil olması ile ticari defterlerin delil olması birbirinden farklıdır. 6102 sayılı TTK’nın 21/2. maddeye göre faturaya itiraz edilmemiş ise içeriği kesinleşir ise de akdî ilişkinin yazılı delillerle ispatı gerekir. Fatura ticari defterlere kayıt edilmiş ise artık faturanın delil olmasıyla ilgili bu maddeye değil ticari defterlerin delil olmasıyla ilgili TTK’nın 222. maddeye bakmak gerekir. Bu nedenle ticari defterlere kaydedilmiş fatura akdi ilişkinin varlığını da kanıtlar. Faturayı teslim aldıktan sonra süresi içinde itiraz ve iade etmeyerek ticari defterlerine kaydeden kimse, bu faturanın mal veya hizmet aldığı için geçerli bir sözleşme ilişkisine göre düzenlendiğini kabul etmiş sayılır ve fatura nedeniyle mal veya hizmet almadığını, bu faturadan dolayı borçlu olmadığını yazılı veya kesin delillerle ispatlaması gerekir.
Senetle ispat zorunluluğuna ilişkin HMK 200 ve devamı maddelerdeki düzenlemelerin sonucu olarak hukuki işlem niteliğinde olan ödeme olgusunun kural olarak yazılı delille veya diğer kesin delillerle ispatlanması gerekir.
İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı delillerle, yasaya uygun gerektirici nedenlere, ileri sürülen istinaf sebeplerine ve davalı tarafından takibe konu faturaların ticari defterine kaydedilmiş olmasına göre mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla davalı vekilinin istinaf nedenleri yerinde görülmeyerek istinaf başvurusunun HMK’nun 353/1-b.1 maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan REDDİNE,
2-Alınması gerekli 27.889.61 TL harçtan peşin yatan 6.973,00 TL’nin mahsubu ile bakiye 20.973,61TL’nin davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
3-Davalı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
5-Davalı tarafından yatırılan gider avansından kullanılmayan bölümünün karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
6-Kararın Dairemizce taraflara tebliğine,
6100 sayılı HMK’nın 353/1-b.1, 361/1, 362/1-a ve 365/1. maddesi gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde Dairemize veya hükmü veren İlk Derece Mahkemesi’ne veya temyiz edenin bulunduğu yer Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesine veya İlk Derece Mahkemesi’ne verilebilecek bir dilekçe ile Yargıtay nezdinde temyiz kanun yolu açık olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.29/09/2022