Emsal Mahkeme Kararı Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi 2022/1025 E. 2022/1527 K. 10.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
KAYSERİ
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
4. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO:2022/1025
KARAR NO:2022/1527
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ:Kayseri 2. Asliye Ticaret Mahkemesi
NUMARASI:2020/458 Esas 2021/1108 Karar
KARAR TARİHİ:10/12/2021
DAVA KONUSU:Alacak (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ:10/11/2022
KARARIN YAZILDIĞI TARİH :11/11/2022
Taraflar arasında görülen dava sonucu ilk derece mahkemesince verilen hükme yönelik süresi içinde istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine gönderilen dosyanın yapılan incelemesi sonucunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ :Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkil şirketin alacağının, sözleşme esaslarına göre fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 10.602,25-TL’lik kısmının tahsiline ilişkin olduğunu, müvekkili şirket tarafından sözleşmenin ilk aşaması olan tesis yapım ve teslim işinin tamamlanarak, taraflar arasında 03.08.2017 tarihinde yapım işinin geçici kabulünün yapılmış olduğunu, böylece sözleşmenin ikinci aşaması olan arıtma tesisinin üç yıl süreyle işletilmesi aşamasına geçildiğini, davalı tarafın sözleşmeyi ihlal etmesi nedeniyle Beyoğlu 22. Noterliği’nin …. tarih ve …. yevmiye numaralı ihtarnamesinin davalı tarafa gönderilerek davalının sözleşmeyi ifaya davet edildiğini, akabinde müvekkili şirket tarafından Beyoğlu 22. Noterliği’nin …. tarih ve …. yevmiye numaralı ihtarnamesi ile sözleşmeyi feshetmiş olduğunu, sözleşme ilişkisinin süresinden önce sona ermesi yüzünden müvekkili şirketin uğramış olduğu müspet zararın tazmini, yapım işinden kaynaklanan alacakların tahsili ile haksız yere paraya çevrilen teminat mektupları bedelinin tazmini amacıyla Kayseri 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2018/735 Esas sayılı dosyası ile dava açıldığını ve bu dosyanın derdest olduğunu, işbu dava dosyası ile talep ettikleri kısmi alacak kalemlerinin ise Kayseri 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2018/735 Esas sayılı dosyasından talep edilmeyen, doğrudan temin yoluyla yapılan sözleşme dışı ek işlerden olan lojman yıkımına ilişkin alacaklar ve sözleşme sırasında davalı ….’nin kullanımına tahsis edilen araç için ödenen trafik para cezalarına ilişkin olduğunu, müvekkilinin sözleşme ile üstlenmiş olduğu iş bedelinin 10.845.900,00-TL olduğunu, daha sonradan sözleşmeye yapılan ek uyarınca götürü bedel esasına göre belirlenen bu tutarın 11.928.138,50-TL’ye ulaştığını, ….’nin 16.01.2015 tarihli yazısı ile sözleşme konusu iş kapsamında, arıtma tesisi kapasitesinin artışını ilgilendiren ek işler talep ettiğini, …. tarafından gönderilen 25.07.2016 tarihli yazıda tesis boyutunda artış olması, buna bağlı olarak imalat kalemlerinde artış meydana gelmesinden bahsedilerek müvekkili şirkete 9410 iş artışı ve 147 gün ek süre verildiğini, bu hususlarda ödenmeyen bedellerin tahsili için Kayseri 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2018/735 esas sayılı dosyası ile dava açıldığını, taraflar arasındaki sözleşme ilişkisi devam ederken ….’nin ek iş olarak atık su arıtma tesisinin kurulduğu sahada bulunan ve lojman olarak nitelendirilen eski yapının çevre düzenlemesi bittiğinde sahada kötü gözükeceğinden yıkılmasını talep ettiğini, talep edilen ek işler karşılığında hak edişle karşılanamayan 208.432,37 TL’lik kısmın doğrudan temin prosedürü Üzerinden ödenmesi hususunda tarafların anlaşmaya varmış olduğunu, yasal düzenleme gereğince davalı tarafın fiyat teklifinde bulunduğunu, …. tarafından sadece 66.432,88 TL’lik kısmın faturalandırılarak ödendiğini, geriye kalan 142.059,49 TL’lik kısmın ödenmediğini, davalının lojman yıkımına ilişkin ödeme hakkında doğrudan temin prosedürünü işletemeyeceğini ve bu ek işe ilişkin yazılı talep gönderemeyeceğini sözlü olarak belirttiğini, …. başkanı tarafından gönderilen …. tarihli malt ve ekinde tesisin yol/çevre planının son halinin gönderildiğini, yıkılması talep edilen lojmanın planda yeşil otopark çizgileri ile araç otoparkı olarak çizilmiş olduğunu, lojman yıkımına ilişkin yazı gönderemeyen davalının mail yoluyla talebini yazılı hale getirmeye çalıştığını, yol/çevre planının son halinin gönderilmesi üzerine müvekkili şirket tarafından lojmanın, ….’nün talebi ve kontrol teşkilatının onayı ile 15.04.2017 tarihinde yıkılmaya başlandığını ve 15 günde yıkımın tamamlanmış olduğunu, bu alanın hali hazırda otopark olarak kullanıldığını, ….’nin lojmanın yıkılmasına itirazının olmadığını, yıkım sonrasında geçici kabul tutanağının imzalanmış olduğunu, bu şekilde lojman yıkımının …. tarafından zımnen Kabul edilmiş olduğunu, lojman yıkımının …. tarihinde geçekleşmesi, 03.08.2017 tarihinde geçici kabul tutanağının imzalanmasına rağmen, davalı tarafından 2017 yılında yıkılması 130.575,96 TL tutan lojman yıkım bedelini müvekkiline ödememiş olduğunu, kısmi alacak davası kapsamında şimdilik 10.602,25 TL’lik kısmı talep ettiklerini, taraflar arasında akdedilmiş olan sözleşmenin Diğer Hususlar başlıklı 33.1.8. maddesi uyarınca müvekkili şirket tarafından …. aracı üçüncü kişi …. A.Ş.’den kiralayarak 09.03.2015 tarihinde ….ye teslim etmiş olduğunu, 11.10.2017 tarihinde ise bu aracı geri alınarak …. firmasına teslim edilmiş olduğunu, araç davalının kullanımında iken 10.06.2015, 12.05.2016 tarihinde hız ihlalleri nedeniyle idari para cezası düzenlenmiş olduğunu, araç kiralama firması olan …. tarafından bu cezaların ödenerek müvekkili şirkete fatura düzenlediğini ve müvekkili şirketin cari hesap ilişkisi kapsamında bu cezaların araç kiralama firmasına ödenmiş olduğunu, bu nedenlerle ….’nin kusurundan kaynaklanan toplam 602,25 TL’lik ödemenin …. den talep edilmekte olduğunu beyan ederek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 10.602,25 TL’lik kısmın dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, dosyanın Kayseri 2. ATM 2018/735 esas sayılı dosyası ile birleştirilmesine karar verilmesi, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davaya konu edilen lojman yıkımının anahtar teslimi sözleşme kapsamında tamamen davacının insiyatif ve kararı ile idarenin herhangi bir talimatı olmaksızın gerçekleşmiş olup, sözleşme bedeline dahil olduğunu, trafik cezalarının da davacı sorumluluğunda olduğunu, davacının delil olarak sındı mailde lojman yıkımı için herhangi bir talep ve talimatın bulunmadığını, resmi yazışma yerine mailin iddia vasıtası olarak kullanılmasının kabul edilemez olduğunu, davacının lojman yıkımını gerçekleştirdiğine ilişkin herhangi bir belge ve kayıt bulunmadığını, davacının iddiasını ispat etmesi gerektiğini, davacının 2015 yılında yıktığını iddia ettiği lojman yıkım bedelini 2020 yılı güncel bedeli üzerinden talep etmesinin hiçbir yasal dayanağı bulunmadığını, trafik cezalarının da idareye ait olmadığını beyan ederek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARAR ÖZETİ : Mahkemece; lojman yıkım işinin taraflar arasında imzalanan sözleşme içeriğinden sözleşme ve projesi ile muhtevasında bulunmadığı anlaşılmış olup alınan bilirkişi raporunda yıkılan lojman binasının bulunduğu alanın yol ve otopark alanı olarak düzenlendiği ve kullanıldığının tespit edildiği, davacıya ihale edilen sözleşme konusu işin sözleşme ve ekleri ile projesine uygun olarak yapılmasının yüklenici tarafından yıkılan lojman binasının da yıkımına bağlı olduğu, yüklenici tarafından sözleşme dışı lojman yıkım işinin yapım işleri genel şartnamesinin sözleşme kapsamında yaptırılabilecek ilave işler, iş eksilişi ve işin tasfiyesi bölümünün 21.1. maddesi kapsamında, yapım sözleşmelerinde öngörülemeyen durumlar nedeniyle bir iş artışının zorunlu olması halinde artışa konu olan işin, sözleşme esas proje içinde kalması ve idareyi külfete sokmaksızın asıl işten ayrılmasının teknik veya ekonomik olarak mümkün olmaması şartlarını sağladığı, yüklenici tarafından sözleşme dışı yapılan lojman yıkım işinin sözleşme kapsamında yaptırılabilecek ilave işler kapsamında olduğu, sözleşme dışı olan bu işin yapım bedelinin TBK’nın 526 ve devamı maddelerinde düzenlenen vekâletsiz iş görme hükümleri uyarınca davacı yüklenici tarafından talep edilebileceğinin anlaşıldığı, emsal nitelikteki Yargıtay 15. Hukuk Dairesi’nin 2020/147 esas, 2020/1948 karar sayılı ilamı doğrultusunda lojmanın yıkım tarihi itibariyle mahalli piyasa rayiçleri ile bedeli konusunda, mahalli piyasa rayiçleri (fiyatları) içerisinde KDV ve yüklenici kârı da bulunacağından bu kalemler ayrıca eklenmeksizin davacının talep edebileceği yıkım bedelinin hesaplanması hususunda bilirkişilerden rapor talep edilmesi üzerine düzenlenen raporda lojman yıkım bedelinin 2017 yılı piyasa rayiç bedelinin 27.641,30 TL olacağının hesaplandığı, yine davacı tarafından sözleşme gereği davalı idareye tahsis edilen …. plakalı aracın davalı idarenin kullanımdayken 11/06/2015 tarihinde kesilen trafik cezasının araç maliki tarafından 293,25 TL olarak, 12/05/2016 tarihinde kesilen trafik cezasının ise 309,00 TL olarak ödendiği ve davacı şirket tarafından da bu trafik cezalarının dava dışı araç maliki …. A.Ş’ye ödendiği, ödenen bu trafik cezalarının taraflar arasında imzalanan sözleşmenin 33.1.8. maddesi gereğince yüklenicinin katlanacağı kullanım gideri kapsamında bulunmadığı bu nedenle davalıdan rücusunu talep edebileceği değerlendirildiğinden davacının davasının ıslah dilekçesi doğrultusunda kabulüne karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEP VE GEREKÇESİ : Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davada zamanaşımı itirazlarının olmasına rağmen bu itirazın değerlendirilmediğini, bu nedenle yerel mahkeme kararını kabul etmediklerini, davaya konu lojmanın yıkımı anahtar teslimi sözleşme kapsamında tamamen davacının inisiyatifi ve kararı ile İdaremizin herhangi bir talimatı olmaksızın gerçekleştiğini, Yerel Mahkeme tarafından dayanak yapılan bilirkişi raporunda bahse konu taahhüt işinin ek/fazla iş kapsamında değerlendirilmesi gerektiğine dair kanaat bildirildiğini ancak Yerel Mahkeme tarafından bu doğrultuda karar verilmesini kabul etmediklerini, İdarelerinin kamu kurumu olduğu dikkate alındığında sözleşme, ihale, şartname ve uyulması gereken diğer yasal prosedür olmadan davacının lojman yıkımına ilişkin alacağı olduğunun söylenmesinin hukuka aykırı olduğunu, İdareleri tarafından lojman yıkımı için davacıya verilen herhangi bir talep ve talimat olmadığını, dinlenen tanıkların dinlenilmesine muvafakatimiz olup olmadığı Yerel Mahkeme tarafından sorulmadan tanıkların dinlendiğini, hükme dayanak bilirkişi raporunun idareleri yararına olup olmadığı hususu değerlendirme yapılmasının mümkün olmadığı belirtilmesine rağmen idareleri aleyhine eksik ve yanlış hesaplamalar yapıldığını, bilirkişi raporunda ilave maliyetler hesaplanmış olup yıkım neticesinde binadan çıkan demir, kiremit, kapı ve pencere gibi malzemelerin yok sayılmasına rağmen bunlar için nakliye ödemesi hesaplanmasının hatalı olduğunu, sözleşme hükümleri gereğince davacının yapmış olduğunu iddia ettiği ödemelerin kendisinin sorumluluğunda olup buna ilişkin alacak ve hak iddia edemeyeceğini, bu nedenle trafik parası cezalarından İdaresinin sorumluluğu bulunmamakta olup trafik cezalarının davacının yükümlülüğü ve sorumluluğu altında olduğunu ileri sürerek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
DELİLLER : İddia, savunma, sözleşme evrakları, bilirkişi raporu ve dosyada mevcut diğer bilgi ve belgeler.
İSTİNAF NEDENLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE :HMK’nun 355. maddesi uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebepler ve kamu düzeni ile sınırlı olarak yapılan istinaf incelemesinde; Dava eser sözleşmesine dayalı sözleşme dışı işler nedeniyle alacak istemine ilişkindir. Taraflar arasında tarihli … tesisi Yapılmaması İşine ait sözleşme imzalanmıştır. İşin geçici kabulü yapılmış sonrasında işletme yüklenici tarafından işletilmeye devam edilmiş ancak yüklenici tarafından sözleşme Beyoğlu 22. Noterliği’nin … tarih ve … yevmiye nolu ihtarı ile feshedilmiştir. Sözleşmenin 6.1 maddesine göre sözleşme götürü bedelli olup bedeli 10.845.900,00 TL’dir. Davacı sözleşme dışı imalât yaptığı iddiasıyla eldeki davayı açmıştır. İhtilaf bu imalâtların sözleşme dışı imalat olup olmadığı ve bedelinin ödenip ödenmeyeceği noktasındadır. Davacı ve davalı arasındaki akdi ilişki sözleşme tarihinde yürürlükte olan 6098 sayılı TBK’nın 470 ve devamı maddelerinde açıklanan eser sözleşmesi olup davacı yüklenici, davalı iş sahibidir.
Yüklenicinin sözleşme dışı imalâtları varsa ve bunlar iş sahibinin yararına ise bedelinin ödenmesi gerekir. Somut olayda davacının yaptığı lojman yıkımı imalâtının hükme esas alınan bilirkişi raporuna göre sözleşme kapsamında kalmadığı belirlenmiş olmakla, anılan imalatın davalı tarafından kabul edilmiş olması nedeniyle davalının yararına olduğunun kabulü gerekir. Sözleşme dışı işlerle ilgili olarak, sözleşmede bunların hesabı ile ilgili bir düzenleme getirilmemiş ise bedellerinin 6098 sayılı TBK’nın 526. ve devam eden maddelerinde tanımlanan vekaletsiz iş görme hükümlerine göre yapıldığı yıl mahalli rayiçlerine göre belirlenmesi gerekir.
Somut olayda sözleşmenin “Sözleşmede Bulunmayan İşlere Ait Birim Fiyat Tespiti” başlıklı 28.1. maddesinde “Sözleşme ve eklerinde birim fiyatı bulunmayan yeni iş kalemlerinin bedeli, Yapım İşleri Genel Şartnamesi hükümlerine göre hesaplanır” düzenlemesi mevcut olup, 27. maddede ilave işlerin bedelinin Yapım İşleri Genel Şartnamesinin uygulanacağı kabul edilmiştir. Sözleşme kapsamında yaptırılacak ilave işlerin yaptırılması koşulları, Yapım İşleri Genel Şartnamesi’nin 21. maddesinde sayılmıştır. Anılan koşullar şunlardır:
a)Yapım sözleşmelerinde, öngörülmeyen durumlar nedeniyle bir iş artışının zorunlu olması,
b)Artışa konu olan işin, sözleşmeye esas projenin içinde kalması,
c)İdareyi külfete sokmaksızın asıl işten ayrılmasının teknik ve ekonomik olarak mümkün olmaması,
d)İlave işlerin, anahtar teslimi götürü bedel ihale edilen yapım işlerinde sözleşme bedelinin %10’una; birim fiyat teklif alınarak ihale edilen yapım işleri sözleşmelerinde ise %20’sine kadar oran dahilinde kalması.
Sözleşmede bulunmayan işlerin fiyatının belirlenmesi koşulları da, Yapım İşleri Genel Şartnamesi’nin 22. maddesinde düzenlenmiştir.
Bu şartlar da şunlardır:
a)Yapım İşleri Genel Şartnamesi’nin 12/4. maddesinde belirtilen proje değişikliği şartlarının gerçekleşmesi;
aa)Sözleşme konusu işlerle ilgili proje-teknik belgelerde, değişiklik yapılmaksızın işin tamamlanmasının fiilen imkânsız olması,
bb)İşin niteliğine (Sözleşmede belirtilen) uygun bir şekilde tamamlanmasını sağlayacak şekilde gerekli değişiklikleri yapmaya idarenin yetkili olması,
cc)Yüklenicinin işlerin devamı sırasında gerekli görülecek bu değişikliklere uygun olarak işe devam etmesi,
b)İşin yürütülmesi aşamasında idarenin gerekli görerek yapılmasını istediği yeni iş kalemlerinin veya iş gruplarının,
aa)İhale dokümanında veya
bb)Teklif kapsamında fiyatlarının verilmemiş olması,
İlave işlerin ve yeni iş kalemlerinin veya iş gruplarının bedelleri ise Yapım İşleri Genel Şartnamesi’nin 22. maddesine göre hesaplanması gerekir.
Y.İ.G.Ş. hükümlerine göre sözleşme koşullarında yaptırılabilecek oran dışında kalan imalât olması halinde bu işlerin bedellerinin ise sözleşme tarihinde geçerli olan 6098. sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 526 ve devamı maddelerine göre yapıldığı zamanlardaki mahalli serbest piyasa rayiçleri dikkate alınarak hesaplaması gerekmektedir. Bu açıklamalar ışığında somut olaya tekrar dönüldüğünde; mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda anılan düzenlemelere uygun şekilde hesaplama yapıldığı görülmüştür. Her ne kadar davalı taraf, bilirkişi raporunda ilave maliyetler hesaplanmış olup yıkım neticesinde binadan çıkan demir, kiremit, kapı ve pencere gibi malzemelerin yok sayılmasına rağmen bunlar için nakliye ödemesi hesaplanmasının hatalı olduğunu ileri sürmüş ise de; dosya kapsamında söz konusu hafriyatların kullanımı, nakliyesi ile ilgili soyut tanık anlatımları dışında somut bir delil bulunmaması nedeniyle bilirkişi tarafından Uydu görüntülerine bakıldığında, eskiden var olan lojman binasının mevcut durum itibariyle yıkılmış olduğu tespit edilmiş olup, yıkımın yapıldığı iddia edilen 2017 yılı itibariyle yapının niteliği ve tahmini alanı ile yıkımdan çıkan enkazın 75 km uzaktaki … Alanına taşındığı kanaati ile yıkımdan çıkan para edebilecek demir, kiremit, kapı ve pencere gibi malzemelerin binadan çıkan molozlarla birlikte depolama alanına taşındığı kabul edilerek, davacı tarafın sözleşme dışı yapmış olduğu ek yıkım işi kapsamında talep edebileceği bedelin 27.641,30 TL olarak hesaplanmasında bir isabetsizlik görülmemiştir. Bununla birlikte davacı yüklenici; sözleşme gereğince davalıya tahsis ettiği aracın sürücüsü tarafından yapılan kural ihlalleri sonucu düzenlenen idari para cezalarının, aracın kiralandığı şirkete ödenmesi nedeniyle ödenen bedelin davalıdan rücuen tahsilini de talep etmiştir.
Anılan hususla ilgili sözleşmenin “Diğer Hususlar” başlıklı 33.1.8. maddesinde “Yüklenici firma, iş süresince ulaşım için 1 adet idarenin uygun göreceği marka ve model en az 1600cc motor hacimli, dizel, klimalı, otomatik şanzıman, trafik setli, Abs, radyo ve CD çalar, alarm özellikli aracı idareye teslim edecek ve yakıt hariç tüm vergi, sigortaları ile bakım yedek parça, köprü ve oto yıl hızlı geçiş sistemi vb. işletme masrafları gibi her türlü sarf giderlerini karşılayacaktır. Araç kaza vb. nedenlerle hizmet dışı kaldığı takdirde yüklenici araç hizmete girene kadar başka bir ulaşım aracını idarenin hizmetine vermek zorundadır.. Araç kesin kabul tarihine kadar idarenin kullanımında kalacaktır.İşin herhangi bir safhasında, sözleşmenin herhangi bir nedenle feshedilmesi durumunda, araç fesih tarihinden başlayarak on gün içerisinde yükleniciye iade edilir. Ancak yüklenici, bu aracın bedelini, her türlü giderleri ve kullanımı ile ilgili olarak idareden herhangi bir alacak talebinde bulunamaz ve hak iddia edemez” düzenlemesi mevcut olup, gerek bilirkişi gerekse mahkeme tarafından söz konusu idari para cezalarının sözleşmenin 33.1.8. maddesi gereğince yüklenicinin katlanacağı kullanım gideri kapsamında bulunmadığının haklı olarak tespit edildiği, dolayısıyla mahkemenin hükme esas alınan bilirkişi raporu doğrultusunda bu alacak kalemi yönünden de 602,25 TL alacağın davalıdan tahsiline karar verilmesinde bir isabetsizlik olmadığı kanaatine varılmıştır. İlk derece Mahkemesi tarafından yapılan yargılamaya, toplanan delillere, dosya içeriğine, hükmün dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye göre delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmadığı anlaşıldığından, davanın kabulüne karar verilmesinde usul ve kanuna aykırılık görülmediğinden davalı vekilinin yerinde olmayan istinaf başvurusunun 6100 Sayılı Hmk’nun 353/1-b.1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M:Yukarıda açıklanan nedenlerle,
1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun ESASTAN REDDİNE,
2-Davalının istinafı nedeniyle alınması gerekli 1.929,32-TL harçtan peşin yatan 482,50-TL’nin mahsubu ile bakiye 1.446,82-TL harcın davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
3-Davalı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
5-Karar tebliği ve harç işlemlerinin 6100 Sayılı HMK’nun 359/4 md. uyarınca İlk Derece Mahkemesi tarafından yerine getirilmesine,
6-Kullanılmayan gider avansı var ise 6100 Sayılı HMK’nun 333. maddesi ve Hukuk Muhakemeleri Kanunu Yönetmeliği’nin 59. maddesi uyarınca karar kesinleştikten sonra İlk Derece Mahkemesi Yazı İşleri Müdürünce başvurana iadesine,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 362/1-a. Maddesi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 10/11/2022