Emsal Mahkeme Kararı Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi 2022/101 E. 2022/255 K. 02.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
KAYSERİ
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
4. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/101
KARAR NO: 2022/255
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ:Kayseri 2. Asliye Ticaret Mahkemesi
NUMARASI: 2019/73 Esas 2021/944 Karar
KARAR TARİHİ: 10/11/2021
DAVA KONUSU: Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 02/03/2022
KARARIN YAZILDIĞI TARİH: 03/03/2022
Taraflar arasında görülen dava sonucu ilk derece mahkemesince verilen hükme yönelik süresi içinde istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine gönderilen dosyanın yapılan incelemesi sonucunda,
GEREĞİ DÜNÜŞÜLDÜ:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacıya ait şahıs firması olan … İnşaat’a davalı … tarafından 17/01/2016 tarihinde yazılı olarak verilen taahhüt ve diğer davalı şirket ile davacı arasında 07/05/2016 tarihinde akdedilen ticari satım sözleşmesi gereğince davacı tarafından 30/10/2016 da 11.500 TL, 30/12/2016 da 11.500 TL, 28/02/2017 de 11.500 TL 30/04/2017 de 17.250 TL ve 30/06/2017 de 17.250 TL tutarlı çeklerin teslim edilip ödendiğini, sözleşme konusu satın alınan ürünlerin bedeli olan 69.000 TL’nin tamamının davacı tarafından çeklerle ödenmesine rağmen sözleşme gereği yapılması gereken işlerin 30/07/2016 tarihine kadar yapılmadığı ve malların teslim edilmediğini, bunun üzerine Kayseri 7. Noterliği’nin … tarihli ve … yevmiye nolu ihtarnamesinin düzenlendiğini, arabuluculuk görüşmesine davalıların katılmadığını, bu şekilde sözleşme gereği yapılması ve teslimi gereken 10 dairenin kapıları, vestiyerleri ve mutfak dolaplarının 30/07/2016 tarihine kadar teslim edilmemesi ve işin yapılmaması nedeni ile davacının inşaata devam etmek zorunda kalması nedeni ile ürünleri başka yerden temin ettiğini, bu nedenle davacının teslim edilmeyen mallar gereği ödeme yapmış olmakla zarar gördüğünü belirterek sözleşmeye aykırılık nedene ile çeklerle ödenen toplam 69.000 TL’nin ödeme tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesini talep etmiştir. Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; davalı hakkında açılan davanın pasif husumet nedeni ile reddi gerektiğini, davalının davalı şirketin çalışanı olup davalı şirket işvereninin talebi üzerine sözleşmeyi imzaladığını, davalının kişisel bir menfaat ve edimi olmadığını, çeklerin davalı şirket adına kullanıldığını, bu nedenle bu bedelden davalının sorumlu olamayacağını, davacının işin yapılmadığı iddialarının doğru olmadığını, sözleşme gereklerinin davalı şirket tarafından yerine getirildiğini, davacının malların başka firma tarafından temin edildiği iddiasının doğru olmadığını, davacı tarafın ürünlerin başka firmadan temin ettiğine ilişkin evrak sunmadığını, bu şekilde davanın hukuki dayanaktan yoksun olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … şirketi vekilinin cevap dilekçesinde özetle; davacını iddia ettiği hususların hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, kötü niyetli olarak, firmalarınca teslim edilen ürünlerin bedelleri hiç teslimat yapılmamış gibi yeniden talep edildiğini, ürünlerin teslim edilmemiş olsaydı çeklerin taraflarınca biraz edilmesi söz konusu olamayacağını, çeklerin bedellerinin taraflarınca ödendiğini, bu nedenle haksız açılan bu davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARAR ÖZETİ :Mahkemece; her ne kadar davacı tarafça 07/05/2016 tarihinde yapılan sözleşmesi gereğince davalının anlaşma konusu işi yapmadığı ve bu nedenle 30/10/2016’da 11.500 TL, 30/12/2016’da 11.500 TL, 28/02/2017’de 11.500 TL 30/04/2017’de 17.250 TL ve 30/06/2017’de 17.250 TL olarak yapılan çek ödenmelerinin iadesi gerekli olduğu belirtilerek alacak davası açılmış ise de, anlaşma konusu işin yapılıp yapılmadığının tespiti için mahallinde keşif yapıldığı, keşifte tanıkların dinlendiği ve bilirkişi heyeti raporu alındığı , davacının işi … isimli başka bir kişiye yaptırdığı iddiasını ispatlayamadığı, davalı …’ın taraflar arasında imzalanan sözleşmeye davalı şirket adına imza attığı, keşif esnasında sözleşme konusu ürünlerin mevcut olduğu ve montajının yapıldığı tespit edilmiş olmakla söz konusu bu işleri davalı dışında başkasının yaptığını davacının ispat edemediği, bu hali ile davalı şirketin anlaşma gereğince işleri yapmış olduğu, bu nedenle davacının davalıdan yapılan işin değeri gereği de alacaklı olmadığı ve davacının yemin deliline de dayanmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEP VE GEREKÇESİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davalının taraflar arasındaki sözleşme geriği üstlendiği işi eksiksiz olarak teslim ettiğine yönelik savunmasını ispat edemediğini, müvekkilinin işi asıl yaptırdığı …’in tanık olarak dinlenmeden eksik inceleme ile karar verildiğini, davanın kabulü yerine reddine karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu ileri sürerek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir.Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davanın reddine karar verildiği halde müvekkili lehine vekalet ücretine hükmedilmemesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu ileri sürerek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
DELİLLER: İddia, savunma, sözleşme evrakları, çek suretleri, banka kayıtları ,keşif ,bilirkişi raporu ve dosyada mevcut diğer bilgi ve belgeler.
İSTİNAF NEDENLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: HMK’nun 355. maddesi uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebepler ve kamu düzeni ile sınırlı olarak yapılan istinaf incelemesinde;
Dava; Eser sözleşmesinden kaynaklanan istirdat istemine ilişkindir.
Davacı eldeki dava ile ; davalılar ile arasında akdedilen eser sözleşmesi uyarınca yüklenici olan davalıların işi tam ve eksiksiz yapıp teslim etmedikleri, işin kendisi tarafından başkasına yaptırıldığı iddiasıyla iş bedeli olarak çek vasıtasıyla ödediği 69.000 TL’nin davalılardan istirdatı ile kendisine ödenmesine karar verilmesini talep etmiş, davalı …, 17/01/2016 tarihli belgeye davalı şirket çalışanı olarak imza attığı, eldeki davanın pasif husumet yokluğundan reddini savunmuş, diğer davalı şirket ise davacı ile aralarındaki sözleşme gereği üstlendiği işi eksiksiz teslim ettiğini savunarak davanın reddini talep etmiştir.Mahkemece yapılan keşif sonucu Mobilya ve Nitelikli Hesap Uzmanı bilirkişi heyetinden alınan 06/01/2020 havale tarihli raporda; keşif tarihi itibarıyla davaya konu taşınmazda yapılan incelemelerde iç kapıların 97.586 TL, vestiyer ve mutfak dolaplarının 23. 753,40 TL, total hesap toplamının da 121.339,40 TL olduğunun tespit edildiği, taraflar arasında asıl uyuşmazlığın, keşif sırasında takılı olduğu tespit edilen davaya konu kapı, vestiyer ve dolapların kim tarafından imalat ve montajlarının gerçekleştirildiğinin tespiti ile davaya konu ödenen çek bedellerinin iade edilip edilmeyeceği noktasında olduğu, mobilya bilirkişisi tarafından detaylıca incelenen dolap ve kapıların ne zaman takıldığı, takılmış olabileceği, davalı tarafından yapılıp yapılmadığı ya da kim tarafından imalat ve/veya montajının gerçekleştirildiği, tespit edilememekle birlikte, yapılan incelemede sözleşmede yazılan tüm imalatların sözleşmeye uygun olarak yerlerinde takılı olduğu, montajının yapılı olduğunun tespit edildiği bildirilmiştir.
Mahkemece Mobilya, Mali Müşavir ve Nitelikli Hesap Uzmanı bilirkişi heyetinden alınan 14/12/2020 havale tarihli raporda; davacının incelemelerine sunduğu 2017 ve 2018 yıllarına ilişkin olanı raporda da belirtildiği üzere işletme defteri olduğu, söz konusu defterler niteliği gereği alacak, borç, tahsilat ve ödemeleri göstermeyeceği; bu defterlere sadece gelir ve giderlerin kaydedileceği; davacıya ait bahse konu yıllara ilişkin ticari defterlerde davalılardan … Ltd. Şti ve …’tan alınmış herhangi bir alış ve bu kişilere yapılmış bir satışın gözükmediği, davacının 2016 yılı ticari defteri ise yukarıda da belirtildiği üzere sadece envanter defteri olduğu ve bu defterde de herhangi bir kayıt olmadığı, dosyada mevcut davacının 2016 yılına ilişkin Ba formlarında da davalılardan herhangi bir alış gözükmediği, hal böyle olunca uyuşmazlığın çözümüne yönelik olarak davacının ticari defter kayıtlarından herhangi bir bulgu elde edilemediği bildirilmiştir.
… ile davacı … arasında yapılan 07.05.2016 tarihli sözleşmeye göre, mtelikleri sözleşmede belirtilen, 10 dairenin kapıları, vestiyeri ve mutfak dolaplarının yapımı konusunda anlaşıldığı (m.4.1), iş bedelinin 69.000 TL olduğu, sözleşme bedelinin 30.10.2016, 30.12.2016, 28.02.2017 tarihli 11.500 liralık, 30.04.2017, 30.06.2017 tarihli 17.250 liralık toplamı 69.000 TL olan 5 parça çek ile ödeneceği, 30.07.2016 tarihinde teslimin yapılacağının sözleşmeye bağlandığı, Vakıfbank tarafından dosyaya gönderilen 12.09.2019 tarihli yazı ve ekli belgelerinden davaya konu 69.000 TL bedelli 5 adet çekin ciro edildiği, yetkili hamilleri tarafından tahsil edildiği, davacı tarafından davalılar … ile …’a çekilen 30112018 tarihli ihtarnameye göre, sözleşme çerçevesinde 5 adet çek bedelinin ödenmesine rağmen henüz sözleşmeye konu malın teslim edilmediği, imalatların gerçekleştirilmediği, 30 gün içerisinde yapılmaması durumunda sözleşmeden kaynaklı zarar ve ziyan talepleri olacağının ihtar edildiği anlaşılmıştır.Dosyaya davacı tarafından sunulan 03.012019 tarihli anlaşmaya göre, davaya konu inşaatta yapılmadığı iddia edilen imalatlar konusunda dava dışı … ile anlaşma yapıldığı, anlaşma içeriği ile davaya konu yapılmadığı iddia edilen imalatların benzer olduğu, 75.000 TL’ye anlaşıldığı, yine davacı tarafından dosyaya sunulan 10.02.2019 tarihli belgeye göre de, 03.01.2019 tarihli sözleşmede yapıları iş ve işlemlerin teslim edildiği anlaşılmıştır. Mahkemece sözleşmeye konu işin davacı tarafça bir başkasına yaptırıldığı hususunun yasal delillerle kanıtlamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Taraflar arasında düzenlenen sözleşme, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 470 (818 sayılı Borçlar Kanunu’nun 355) ve devamı maddelerinde düzenlenen götürü bedel eser sözleşmesi niteliğinde olup, uyuşmazlığın bu hükümlere göre çözümlenmesi gerektiği açıktır.
6098 Sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 470.maddesi: “Eser sözleşmesi, yüklenicinin bir eser meydana getirmeyi, iş sahibinin de bunun karşılığında bir bedel ödemeyi üstlendiği sözleşmedir”6098 sayılı Türk Borçlar Kanunun 471/1 maddesi: “Yüklenici, üstlendiği edimleri iş sahibinin haklı menfaatlerini gözeterek sadakat ve özenle ifa etmek zorundadır.”4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 6. ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 190. maddeleri uyarınca taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür. Yine, gerek doktrinde gerekse Yargıtay içtihatlarında kabul edildiği üzere; ispat yükü, hayatın olağan akışına aykırı durumu iddia eden ya da savunmada bulunan kişiye düşer. Bu kabul, adi karine niteliğindedir. Nitekim; Yargıtay 15. Hukuk Dairesinin istikrar bulmuş içtihatlarında kabul edildiği üzere, taraflar arasında geçerli bir eser sözleşmesi ilişkisi kurulması durumunda işi üstlenen yüklenicinin işe hiç başlamadığı ya da işi terk ederek yarım bıraktığı iş sahibi tarafından yasal delillerle kanıtlanmadıkça sözleşmeye uygun olarak gerçekleştirilen imalatın bu işi üstlenmiş olan yüklenici tarafından yapılmış kabul edilmesi gerektiği, ancak, sözleşme feshedilmiş ve işin üçüncü kişiye yaptırıldığı ileri sürülmüşse, bu kez karine, üçüncü kişi yararına oluşmaktadır. Elbette, her iki durumda da, bu karinelerin aksini ileri süren tarafın, bu savunmasını kanıtlanması mümkündür.Sözleşmenin feshedilmeyip ayakta kalması durumunda, bu sözleşme kapsamında kalan işlerin tümüyle yüklenici tarafından ifa edildiği karine olarak kabul edilmesi, bu karinenin aksini savunan iş sahibinin, bu savunmasını yasal delillerle ispatlaması gerektiği, iş sahibi tarafından noter ihtarnamesi ile eksik ve kusurlu işlerin tamamlanmasını yükleniciden istemiş olması durumunda, sonrasında bu işlerin yüklenici tarafından tamamlanmadığına dair bir belge ya da tespitinin bulunması gerekmektedir. Ayrıca faturalar her zaman temini ve düzenlenmesi mümkün belgeler olup, eksik ve kusurlu işlerin yüklenici tarafından tamamlanmadığını, iş sahibi tarafından tamamlandığını ispatlamaya, davacı yüklenici yararına oluşan karineyi çürütmeye yeterli delil olarak kabul edilemeyecektir.Davacı her ne kadar eserde eksik ve ayıplı işler olduğunu, bunların kendisi tarafından yapıldığını, yine davalıya yaptığı ödemeleri olduğunu ve bunların iadesi gerektiğini iddia etmiş ise de; dosya kapsamında davacıya işi yapan üçüncü kişi dava dışı … ile iki adet aralarında imzalanan el yazısı sözleşme dışında başkaca bir delil olmadığı, davacı tarafça da yemin deliline de dayanılmadığı dolayısıyla iddialarını ispat edememiştir.6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-11 maddesinin; “Taraflardan birinin geçerli bir mazeret göstermeksizin ilk toplantıya katılmaması sebebiyle arabuluculuk faaliyetinin sona ermesi durumunda toplantıya katılmayan taraf, son tutanakta belirtilir ve bu taraf davada kısmen veya tamamen haklı çıksa bile yargılama giderinin tamamından sorumlu tutulur. Ayrıca bu taraf lehine vekâlet ücretine hükmedilmez.” şeklinde olduğu, dolayısıyla yargılama gideri takdir edilirken söz konusu madde uyarınca geçerli bir mazeret sunmaksızın Arabuluculuk toplantılarına katılmayan diğer Davalı şirket lehine vekalet ücreti takdir edilmemesinde bir isabetsizlik yoktur.İlk derece Mahkemesi tarafından yapılan yargılamaya, toplanan delillere, dosya içeriğine, hükmün dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye göre delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmadığı anlaşıldığından, davanın esastan reddine karar verilmesinde ve 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/A-11. Maddesi uyarınca davalı lehine vekalet ücreti takdir edilmemesinde usul ve kanuna aykırılık görülmediğinden taraf vekillerinin yerinde olmayan istinaf başvurularının 6100 Sayılı Hmk’nun 353/1-b.1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M:Yukarıda açıklanan nedenlerle,
1-Taraf vekillerinin istinaf başvurularının ESASTAN REDDİNE,
2-Davalı … istinafı nedeniyle alınması gerekli 80,70 TL harçtan peşin yatan 59,30 TL’nin mahsubu ile bakiye 21,40 TL harcın davalı …’tan alınarak Hazineye gelir kaydına,
-Davalı … PVC Doğrama Mob. Nak. İnş. Taahhüt San.ve Tic. Ltd. Şti istinafı nedeniyle alınması gerekli 80,70 TL harçtan peşin yatan 59,30 TL’nin mahsubu ile bakiye 21,40 TL harcın davalı … PVC Doğrama Mob. Nak. İnş. Taahhüt San.ve Tic. Ltd. Şti’ den alınarak Hazineye gelir kaydına,
3-Davacının istinafı nedeniyle alınması gerekli 80,70 TL harçtan peşin yatan 59,30 TL’nin mahsubu ile bakiye 21,40 TL harcın davacıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
4- Davacı ve davalılar tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
5-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
6-Karar tebliği ve harç işlemlerinin 6100 Sayılı HMK’nun 359/4 md. uyarınca İlk Derece Mahkemesi tarafından yerine getirilmesine,
7-Kullanılmayan gider avansı var ise 6100 Sayılı HMK’nun 333. maddesi ve Hukuk Muhakemeleri Kanunu Yönetmeliği’nin 59. maddesi uyarınca karar kesinleştikten sonra İlk Derece Mahkemesi Yazı İşleri Müdürünce başvurana iadesine,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 362/1-a. Maddesi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi.