Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.
T.C.
KAYSERİ
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
4. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO:2021/951
KARAR NO:2021/1110
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ:Kayseri 2. Asliye Ticaret Mahkemesi
NUMARASI:2019/573 E, 2021/610 K
KARAR TARİHİ:14/07/2021
DAVANIN KONUSU:İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ:04/11/2021
KARARIN YAZILDIĞI TARİH :05/11/2021
Taraflar arasında görülen dava sonucu ilk derece mahkemesince verilen hükme yönelik süresi içinde istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine gönderilen dosyanın yapılan incelemesi sonucunda,
GEREĞİ DÜNÜŞÜLDÜ:
DAVA:Davacı vekili, dava dilekçesinde özetle; davacı ile davalı arasında 28/07/2017 tarihli taşeronluk sözleşmesi imzalandığını, davacının sözleşme gereği demir doğrama işini yaptığını ancak davalının ödeme borcunu yerine getirmediğini, sözleşmede ödeme şeklinin açıkça düzenlendiğini, davacının işi yaparken davalının işin yapılması konusunda başkası ile anlaştığını, davalının sözleşmeye uygun davranmadığını, davalıya Kayseri 7. Noterliği’nin 17/04/2019 tarihli ve … yevmiye nolu ihtarnamesinin gönderildiğini, davalının ödeme yapmaması nedeni ile icra takibi başlatıldığını ileri sürerek, itirazın iptali ile icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili, cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafla demir doğrama işinde anlaşılmasına rağmen davacının Mabel projesi işini yarım bıraktığını, sözleşmeye aykırı davrandığını, davalının kat karşılığı inşaat sözleşmesi gereği daireleri süresinde teslim etmek için başka bir taşeron ile anlaştığını, bu yeni taşeronla anlaşmanın daha yüksek bir bedel ile olması nedeni ile zarara uğradığını, bu konuda alacaklarının tespit edilmesi halinde takas mahsup talepleri olduğunu, davalının davacıya sözleşmeye göre hakedişlerini süresi içerisinde ödediğini savunarak, davanın reddi ile tazminata karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI:Mahkemece “taraflar arasında imzalan 28/07/2017 tarihli taşeronluk sözleşmesi ile sonrasında düzenlenen faturalar kapsamında davacının iş yapmasına rağmen davalının ödeme yapmadığını belirterek başlattığı takibe davalı tarafça itiraz edilmiş olması nedeni ile davacının işi yapıp yapmadığı ve davalının yapılan iş karşılığı ödemesi olup olmadığının tespiti için deliller toplanmış olup, vergi dairelerinin müzekkere cevaplarına göre davacı ile davalının takibe konu faturalardan 2018 yılı 7. ay, 11. ay ile 2019 yılı 1. ayında form-BS-BA beyanlarının uyumlu olduğu görülmüştür. Yapılan işin tespiti için keşif yapıldığı, tanıkların keşif esnasında dinlendiği ve bilirkişi heyetinden 21/01/2021 tarihli bilirkişi raporu alındığı, raporda davalının defterlerinde takibe konu faturaların kayıtlı olduğu, ancak davalı defterinde ödeme olarak görünen kayıtların davacı defterinde olmadığının belirtildiği görülmüş olup, davacı tarafın ödemeleri teyit etmemesi ile davalının kendi defter kayıtları ile ödemeyi ispat edemeyeceği anlaşılmıştır. Bu nedenle davalının ödemeyi yazılı delili ile ispat edememesi nedeni ile davalı vekiline yeminin hatırlatılmış olmasına rağmen yemin deliline başvurulmaması ile davacının davasında haklı olduğu anlaşılmış ve alacağın faturalardan kaynaklı likit alacak olması nedeni ile de davacı lehine icra inkar tazminatına karar verilmiştir. Davanın kabulü ile, Kayseri 7. İcra Müdürlüğü’nün … dosyasına davalı tarafça yapılmış olan itirazın iptali ile takibin 41.336,00 TL alacak üzerinden devamına, kabul edilen alacak bedeli olan 41.336,00 TL’nin %20 si oranında icra inkar tazminatının İİK madde 67 gereğince davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, davalı tarafın takas mahsup talebinin reddine” karar verilmiştir.Karara karşı davalı vekili istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
İSTİNAF NEDENLERİ:Davalı vekili, istinaf dilekçesinde özetle; müvekkil tarafından yapılan ödemelerin çoğunluğu banka kanalıyla havale ve senet ile ödeme şeklinde yapıldığını, davacının kendi şahsi hesabına ödeme yapıldığını, davalı tarafından verilen bono senetlerinin tahsilatlarının bizzat davacı asil tarafından banka kanalıyla yapıldığını, ancak davacınını kötü niyetli olarak bu tahsilatları defterine işlemediğini, bilirkişi incelemesi ve defter kayıtları ile sabit olan müvekkilin davacıya yapmış olduğu ödemelerin aşağıda dökümünün yapıldığını ve ticari defterlerde kayıtlı olduğunu, banka havalesi, bizzat ve üçüncü şahıslara ait çek ve senetler ile ödemeler yapılmış olduğunu,Davacıya, davalı ticari defterlerinde kayıtlı olan iş bu ödemeleri alıp almadığı veya neden bu ödemeleri kayıtlarına işlemediği sorulması gerekirken, iş bu ödeme kayıtları da araştırılmadan taraflarına yemin teklif edilmesinin usul ve yasalara aykırı olduğunu,Davaya cevap dilekçelerinde müvekkil tarafından davalıya banka kanalıyla ödemeler belirtildiği gibi delil listesinin 4. maddesinde ”müvekkil tarafından yapılan ödemelere ilişkin banka kayıtları, ödeme belgeleri“ delil olarak belirtilmiş olmasına rağmen, mahkemenin banka kayıtlarını celp etmediği gibi, ödeme belgeleri şeklindeki delillerinizi toplamadan eksik inceleme ile karar verdiğini, bilirkişi tarafından bir ödeme tespiti mevcut olup, bu ödemelerin nasıl yapıldığı mahkemece şüpheye yer bırakmayacak şekilde araştırılıp tüm deliller toplanarak karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile karar verildiğini, davacı tarafından takibe konu edilen fatura tarihinden sonra ayrıntılı olarak dökümünü verdikleri ve ekte sundukları belgeler ile ödeme yapıldığının sabit olduğunu, zira davacının takip konusu ettiği faturalar 14.05.2018, 20.07.2018, 10.08.2018, 22.11.2018, 22.012019 tarihlerine ilişkin toplam 41.336,0TL bedelli fatural olup müvekkilin, 14.05.2018-22.01.2019 tarihleri arasında ve sonrasında ödemelerinin olduğunun ekli ödeme belgeleri ile sabit olduğunu,Ödeme definin yargılamanın her aşamasında ileri sürülmesinin mümkün olduğunu, Yargıtay 13.Hukuk Dairesinin 2016/28269 Esas ve 2017/2440 Karar sayılı ilamında “Davalının bu savunması ödeme defi niteliğinde olup, borcu söndüren sebeplerdendir ve davanın her aşamasında ileri sürülmesi mümkündür.” Yargıtay 22.Hukuk Dairesinin 2016/28269 Esas ve 2017/2440 Karar sayılı ilanında “kural olarak davaya konu borcun ödenmiş olduğunu gösteren belgeler yargılamanın her aşamasında sunulabilirler. Davanın hukuksal niteliği ve somut olayın özelliği gereği davalı temyiz aşamasında dahi dava konusu borcu söndüren nitelikte bir belge vermişse bu belge üzerinde gerekli inceleme yapılmak suretiyle bir karar verilmesi gerekir” şeklinde olup, hem yargılama aşamasındaki hem de işbu istinaf dilekçesinde ödeme def’ilerini yinelediklerini beyanla ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:HMK’nun 355. maddesi uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebepler ve kamu düzeni ile sınırlı olarak yapılan istinaf incelemesinde;Dava, Kayseri 7. İcra Dairesi’nin … dosyasında takibe konulan, eser sözleşmesinden kaynaklanan alacağın varlığına ve miktarına ilişkin itirazın iptali davasıdır.Davaya konu, Kayseri kapatılan 7. İcra Dairesi’nin … icra sayılı dosyasında alacaklı … tarafından borçlu … İnş. San. Ltd. Şti. aleyhine 24/05/25019 tarihinde beş adet faturaya dayalı olarak 41.336,00-TL üzerinden takip başlatıldığı, borçlunun takibe itiraz etmesi üzerine icra müdürlüğü tarafından takibin durdurulduğu anlaşılmıştır.Kayseri … Vergi Dairesi’ne müzekkere yazılarak, davalı şirket yönünden form BA-BS belgelerinin çıktılarının celp edildiği anlaşılmıştır.Kayseri … Vergi Dairesi’ne müzekkere yazılarak, davacı ve davalı yönünden FORM BA ve FORM BS belgelerinin celp edildiği anlaşılmıştır.İnşaat mühendisi, nitelikli hesap bilirkişisi ve mali müşavirden oluşan bilirkişi heyeti keşfen düzenlediği 21/01/2021 havale tarihli rapor sunmuşlardır.21/01/2021 tarihli bilirkişi heyeti raporunda; “taraflar arasındaki taşeronluk sözleşmesinin davalının genel şantiyelerinde yapılacak olan demir doğrama işlerine ait olması nedeniyle davacının hangi projede ne iş yaptığının ve tutarının tespitinin mümkün olmadığı, davacı tarafından yapılan veya yapılmayan işlere ilişkin herhangi bir delil tespiti bulunmadığı, taraf defterlerinde davacı tarafından davalıya düzenlenen faturaların karşılıklı olarak mevcut olduğu, uyumsuz kayıtların davalı tarafından davacıya yapılan ödemelerin 2018-2019 yıllarında davacı kayıtlarında yer almamasından kaynaklandığı, davalı tarafından davacıya yapılan ödemelerin davacı defterlerine işlenmesi halinde hesapların karşılıklı tutacağı ve bu durumda takibe konu edilen faturalardan kaynaklı takip tarihi itibarile davacının 11.723,00-TL alacaklı olduğu, davalı defterlerinde takip tarihinden sonra ve iş bu dava tarihinden önce 01/09/2019 tarihinde davalının 7.000,00-TL müşteri senedi vermek suretiyle davacıya ödeme yaptığı anlaşılmakla, yapılan bu ödemenin de dikkate alınması halinde, davalının dava tarihi itibariyle 7.029,31-TL ana para borcu ile dava tarihine kadar geçen sürede 39,86-TL işlemiş faiz borcu olmak üzere toplam borcunun 7.069,17-TL olduğu şeklinde görüş bildirilmiştir.Taraflar arasında eser sözleşmesi bulunduğu ve davacı tarafından işin bir kısmının yapıldığı tarafların kabulündedir. Uyuşmazlık iş bedelinin ödenip ödenmediği yönünde toplanmaktadır. Davacı iş bedelinin bir kısmını almadığını iddia etmekte, davalı, ödeme yaptığını savunmaktadır. Davalının istinaf aşamasında sunduğu ödeme belgeleri bilirkişi ve mahkeme değerlendirmesinde yer almamaktadır. Bilirkişi davalının muavin defterine dayanarak rapor vermiş, Mahkemece de, davacı defterlerine kayıtlı olmaması nedeniyle davalının defterlerindeki ödemelere itibar edilmeyerek davanın kabulü yoluna gidilmiştir.Keşif sırasında işin tamamlanmış olduğu ve davacının yaptığı kısmın tespit edilmediği anlaşılmakla, davacının yaptığı kısım yönünden beyanına itibar etmek gerekecektir. Esasen davalının da davacının yaptığı iş miktarına itirazı olmayıp belgeye dayalı ödeme yaptığını savunmaktadır. Bu noktada davacının yevmiye defteri ve defteri kebiri incelenmiş, davalının ise muavin defteri incelenmiştir. Davalı bir limited şirket olup muavin defteri bulunduğuna göre defteri kebir ve yevmiye defterinin varlığı kaçınılmazdır. Muavin defteri onaya tabi defterlerden olmayıp onaya tabi defterleri kebir ve yevmiye defterinin incelenmesi, defterlerin usulüne uygun tutulup tutulmadığının belirlenmesi halinde davalının savunduğu ödemelerin davalı defterlerinde yer alıp almadığının usulünce belirlenmesi gerekmektedir. Ayrıca davacının takipte dayandığı fatura asıllarına dosyada rastlanmamış olup bunlar dosyaya sağlanarak, davacının istinaf aşamasında sunduğu ödeme belgelerinin bu faturalara dair olup olmadığının değerlendirilmesi gerekmektedir. Davalının defterlerinde ödemeleri yaptığının belirlenmesi halinde sunduğu ödeme evrakları ile de karşılaştırılarak sonuca gidilmelidir. Bu hali ile inceleme eksik olmuştur. Davalının defterleri ile uyumlu olmayan davacı defterlerine dayanılıp sonuca gidilmesi yasaya ve dosya kapsamına uygun olamıştır.Belirtilen bu eksikliklerin giderilmesi, delillerin tam olarak toplanıp, ödeme def’isinin ve ödeme belgelerinin incelenmesi ile bilirkişi raporu da irdelenmek sureti ile sonuca varılması gereği nedeni ile ilk derece mahkemesi kararının 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-a.6. maddesi gereğince kaldırılmasına dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M:Yukarıda açıklanan nedenlerle,
1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE,
2-Kayseri 2 Asliye Ticaret Hukuk Mahkemesi’nin 14/07/2021 gün ve 2019/573 E. 2021/610 K sayılı kararının KALDIRILMASINA,
3-Dosyanın yeniden yargılama yapılarak karar verilmek üzere kararı veren İlk Derece Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
4-İstinaf kanun yoluna başvuran tarafından yatırılan istinaf karar harcının talep halinde yatırana iadesine,
5-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
6-İstinaf kanun yoluna başvuranın yaptığı istinaf giderlerinin kararın niteliği gereği İlk Derece Mahkemesinde yeniden yapılacak yargılamada dikkate alınmasına,
7-Kararın taraflara Mahkemesince tebliğine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK’nun 353/1-a.6. maddesi uyarınca kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 04/11/2021