Emsal Mahkeme Kararı Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi 2021/1367 E. 2022/33 K. 17.01.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
KAYSERİ
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
4. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO:2021/1367
KARAR NO:2022/33
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ:Kayseri 2. Asliye Ticaret Mahkemesi
NUMARASI:2019/477 Esas, 2021/652 Karar
KARAR TARİHİ:10/09/2021
DAVA KONUSU:İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ:17/01/2022
KARARIN YAZILDIĞI TARİH :17/01/2022
Taraflar arasında görülen dava sonucu ilk derece mahkemesince verilen hükme yönelik süresi içinde istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine gönderilen dosyanın yapılan incelemesi sonucunda,
GEREĞİ DÜNÜŞÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili, dava dilekçesinde özetle; davacı müvekkili ile davalı arasındaki ticari ilişkiden dolayı 09/05/2018 tarihinde davalının davacıya 47.200,00-TL borçlu olduğu konusunda mutabakat yapıldığını, bu mutabakattan sonra davalının 20.000,00-TL ödeme yaptığını ve bakiye 27.200,00-TL alacağı kaldığını, bu alacak için davalıya Beyoğlu 13. Noterliği’nin … tarih, … yevmiye numaralı ihtarnamesinin gönderildiğini, davalının ihtarnameye cevabında; “27.200,00-TL’nin İstanbul’da perakende satış ve mağazacılık işlemleri başladığında ödeneceği hususunda taraflar arasında anlaşma olduğunu ve davacıya muaccel borcu olmadığını” belirttiğini, taraflar arasında bu meblağın İstanbul’da perakende satış ve mağazacılık işlemleri başladığında ödeneceği hususunda bir anlaşma olmadığını ileri sürerek ve İstanbul 31. İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyası ile yaptıkları takipte yetkiye itiraz üzerine Kayseri 8. İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyasından takibin devam ettiğini belirterek, davacının 27.200,00-TL bakiye alacak ve 106,00-TL ihtarname masrafı olmak üzere 27.306,00-TL alacağına yönelik itirazının iptaline, takibin asıl alacak işlemiş faizi ile birlikte devamına, borçlu aleyhine, takibe konu alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzeri icra inkar tazminatın hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili, cevap dilekçesinde özetle; davalı ile davacı arasında perakende satış işlemlerin yapılabilmesi için mağazacılık hizmeti alımına yönelik mimari konsept proje hazırlanması işi ile ilgili sözlü anlaşma yapıldığını, yapılan anlaşma kapsamında 20.000,00-TL’nin nakit olarak, kalan kısmının ise İstanbul’da bulunan mağazanın perakende satış işlemleri başlamasından sonra proje bitiminde ödeneceğinin kararlaştırıldığını, projenin gerçekleşmediğini ve davacıdan hizmet alınmadığını, tebliğ edilmeyen ve itiraz hakkı kullanılmayan fatura içeriğinin kesinleşmediğini, cari hesap mutabakatındaki imzanın müvekkili şirket yetkilisine ait olmadığını, taraflar arasında cari hesap ilişkisi bulunmadığını, davacının ihtarname masrafı talep edemeyeceğini savunarak davanın reddini, davacının %20’den az olmamak üzere kötüniyet tazminatına hükmedilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretini davacı tarafa yükletilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece; “tarafların ticari defter ve kayıtları üzerinde yapılan bilirkişi incelemesi sonucu düzenlenen raporlardan, cari hesap alacağına konu faturalardan dolayı davacının davalıdan 27.200,00 TL alacaklı olduğu, davacının bakiye borcun ödenmesi hususunda davalıya gönderdiği noterlik ihtarname masrafını da talep edebileceği gerekçesi ile davanın kabulü ile davalının bu miktarla borçlu olduğunu kendi ticari defterlerini incelemekle bilebilecek durumda iken takibe itiraz etmiş olduğundan hükmedilen miktarın likid bir alacak olduğunun kabulü ile davacı lehine icra inkar tazminatına hükmedilerek; 1-Kayseri 8. İcra Dairesi’nin … esas sayılı takip dosyasına davalı tarafından yapılan itirazın iptali takibinin devamına, asıl alacağa takip tarihinden tahsil tarihine kadar yasal faiz işletilmesine,
2-İtirazın iptaline karar verilen asıl alacak miktarı olan 27.200,00 TL’nin % 20’si oranında (5.440,00-TL) icra inkâr tazminatının davalı-borçludan alınarak davacıya verilmesine” karar verilmiştir.Karara karşı davalı vekili istinaf kanun yoluna başvurmuştur. İSTİNAF NEDENLERİ: Davalı vekili, istinaf dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin davacıya hiç bir borcunun bulunmadığını, müvekkili şirket ile davacı şirket arasında parakende satış işlemlerinin yapılabilmesi için mağazacılık hizmet alımına yönelik mimarı konsept proje hazırlanması işi ile ilgili sözlü anlaşmaya varıldığını, bu anlaşma çerçevesinde 20.000,00TL, nakit kalanı ise müvekkili şirketin İstanbul’da bulunan mağazasında parekende satış işlemlerine başlanılmasından sonra proje bitiminde kalan bakiyenin ödeneceği hususunda anlaşmaya varıldığını, ancak söz konusu poroje gerçekleşmediği için davacıdan hizmet alınmadığını, davacı tarafın idida edilen hizmetin verildiğinin ispatlanması gerektiğini, mahkemece alacağın esasına, faturalara ilişkin itirazlarının gereği şekilde değerlendirilmediğini, davacı tarafından tüm anlaşma tutarı üzerinden fatura düzenlemiş olmasının davacının edimini ifa ettiği anlamına gelmediğini, davacı tarafların anlaşmasına mütakip ön ödeme niteliğinde 20.000,00 TL nakit tahsil ettiğini ve akabinde de müvekkil şirket adına fatura düzenlediğini, tarafların anlaşmış olduğu düşünülerek de söz konusu faturalara itiraz edilmediğini, fakat işbu faturalara itiraz edilmemiş olmasının fatura karşılığı hizmetin alındığı anlamını taşımadığını, taraflar arasında davacının da kabul ettiği üzere perakende satış işlemlerin yapılabilmesi için mağazacılık hizmet alımı projesi hususunda anlaşma sağlandığını, fakat henüz proje hayata geçirilmeden davacının haksız ve hukuka aykırı taleplerde bulunduğunu, dosyada mevcut cari hesap protokolü, protokoldeki imzanın müvekkili tarafından hiç bir aşamada kabul edilmediğini, ancak bu husustaki itirazlarının değerlendirilmediğini, davacı tarafından dosyaya sunulan cari hesap mutabakatının da müvekkil şirket tarafından kabul edilmediğini, cari hesap mutabakatı olarak sunulan belgenin altındaki imzanın müvekkil şirket yetkilisine ait olmadığını, taraflar arasında cari hesap ilişkisi bulunmadığını, davacının ihtarname masrafı talep edemeyeceğini,söz konusu davada tanıkları dinlenmeksizin savunma hakları kısıtlanarak hüküm kurulduğunu, alacak iddiasına dayanak hizmetin verilmediğinin tanık beyanı ile ispatlanması gerektiğini, davacı yanın icra inkar tazminatı talebinin reddi gerekli iken kabulüne karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu beyanla, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir.Davacı vekili, istinafa cevap dilekçesinde özetle, yerel mahkemede yapılan yargılama neticesinde müvekkili şirketin davalıdan alacaklı olduğu hususunun subuta erdiğini, davalının faturaya karşı sonradan yapmış olduğu itirazlar ile savunma hakkının kısıtlandığı yönündeki iddiaların yersiz ve tamamen kötü niyetli olduğunu, davalının mutabakat formunun usulüne uygun düzenlenmediği iddiasının haksız ve dürüstlük kuralına aykırı olduğunu, icra inkar tazminatına hükmedilmesinin hukuka uygun olduğunu beyanla, davalı tarafın istinaf başvurusunun reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER: İddia, savunma, sözleşme evrakları, tanık beyanları, bilirkişi raporu ve dosyada mevcut diğer bilgi ve belgeler.
İSTİNAF NEDENLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: HMK’nun 355. maddesi uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebepler ve kamu düzeni ile sınırlı olarak yapılan istinaf incelemesinde;Dava, cari hesap alacağının tahsili için başlatılan ilamsız icra takibine vaki itirazın iptâli istemine ilişkindir.Kayseri 8. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasının incelenmesinde; davacı alacaklının … San. Ve Tic. A.Ş, borçlunun … A.Ş. olduğu, davalı borçlunun 12/11/2018 tarihli dilekçesi ile takibe itiraz ederek takibin durdurulmasına karar verildiği anlaşılmıştır.Davacı vekili tarafından, davalı ile kurulan eser sözleşmesi ilişkisi kapsamında düzenlenen iki adet fatura bulunduğu, davalının 04/07/2018 tarihinde yaptığı 20.000,00 TL’lik ödeme dışında bakiye 27.200,00 TL fatura alacağı ve 106,00 TL ihtarname masrafını ödemesi gerektiği, davalı tarafa mimari kitapçığın, kullanılacak malzemenin, proje ve numunenin teslim edildiğini ancak davalı tarafın üzerine düşen edimini ifa etmediği belirtilerek faturalara konu bakiye alacağın ve ihtarname masrafının tahsili isteğinde bulunulmuştur.Davalı vekili, müvekkili şirket ile davacı şirket arasında parakende satış işlemlerin yapılabilmesi için mağazacılık hizmet alımına yönelik mimari konsept proje hazırlanması işi ile ilgili sözlü anlaşmaya varıldığını, yapılan iş bu anlaşma çerçevesinde 20.000,00-TL nakit, kalanın ise müvekkili şirketin İstanbul’da bulunan mağazasında parekende satış işlemlerine başlanmasından sonra proje bitiminde kalan ödeneceği hususunda anlaşmaya varıldığını, ancak söz konusu proje gerçekleşmediği için davacıdan hizmet de alınmadığını beyan edilerek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.Mahkemece, Kadıköy 14. Noterliği ihtarnamesi, … Vergi Dairesi müzekkere yanıtı ile form BA kayıtları dosyaya sağlanmıştır.Mahkemece İstanbul Çağlayan Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesine yazılan talimat ile düzenlenen 20/01/2020 tarihli rapor ile; davacı … A.Ş. nin 2017-2018-2019 defter bilgilerinin TTK hükümlerine uygun olarak yasal süresi içinde büyük defter ve yevmiye defter E defter beratlarının zamanında oluşturulduğu, kağıt ortamında tutulan envanter defter açılış kaydının zamanında onaylanmış olduğu ve kesin delil olma vasfı taşıdığı, 09/05/2018 ve 02/03/2018 tarihlerinde boş bakiyeli doğrulama mutabakat formu gönderildiği ve karşılıklı bakiyede mutabık kalınmış olduğu, iki mutabakat formunda da şirket kaşesi altında iki farklı imza görüldüğü, GIB tarafından gelen cevap yazısı ekinde davalı Şirket tarafından verilen BA formlarında 2 adet faturanın da bildiriminin yapıldığının görüldüğü, davacı firma tarafından keşide edilen (… e arşiv 2017) ve (… efatura 2018) faturalara itiraz bulunmadığı, davacı tarafın iddia edilen hizmetin verildiğinin ispatlanması gerektiği konusunun Mahkemenin takdirinde olduğu, davacı Şirketin 27.200,00-TL alacaklı olduğu tespit ve kanaatleri belirtilmiştir.Mahkemece davalı tarafın 2017-2018-2019 yıllarına ait ticari defter kayıtları üzerinden 06/07/2020 tarihli bilirkişi raporuna göre; davacının davalıya her birisi 23.600,00-TL olan 2 adet fatura düzenlediği (toplam tutar 47.200,00-TL), davacı tarafça davalıya düzenlenen faturaların hem davacının hem de davalının ticari defterlerinde kayıtlı olduğu, ayrıca bu faturaların davalı tarafça BA formu ile vergi idaresine beyan edildiği, birbirini teyit eden ticari defter kayıtları ve davalı tarafça BA formu ile faturaların vergi idaresine bildirilmesi sebebiyle satışın ispatlanmış olduğu, bu durumda ödemelerin ispatlanması gerektiği, tarafların birbirini teyit eden ticari defter kayıtlarına göre davacının davalıdan bakiye 27.200,00-TL alacaklı olduğu, davacının da bu tutarı takip konusu yaptığı, takip tarihinden sonra ve dava tarihinden önce ve dava tarihinden sonra herhangi bir ödeme iddiasının da olmadığı ve bu konuda bir delil de sunulmadığı ve ticari defterlerde de bir ödeme kaydı bulunmadığı, hal böyle olunca davacının takip tarihi ve dava tarihi itibariyle davalıdan alacaklı olduğu, davacının ayrıca davalıdan 106,00-TL ihtarname masrafı talep edebileceğinin düşünüldüğü, davalının ileri sürdüğü alacağın muacel olmadığı ve davacıdan hizmet alınmadığına yönelik iddialarını ispatlaması gerektiği, mevcut delilleri içinde bu iddianın ispatlanmadığı kanaatini bildirmiştir. Bilindiği üzere fatura ticari defterlere kayıt edilmiş ise TTK’nın 222. maddesine göre ticari defterlere kaydedilmiş fatura akdi ilişkinin varlığını da kanıtlar, faturayı teslim aldıktan sonra süresi içinde itiraz ve iade etmeyerek ticari defterlerine kaydeden kimse, bu faturanın mal veya hizmet aldığı için geçerli bir sözleşme ilişkisine göre düzenlendiğini kabul etmiş sayılır ve fatura nedeniyle mal veya hizmet almadığını, bu faturadan dolayı borçlu olmadığını yazılı veya kesin delillerle ispatlaması gerekir.Somut olayda, faturaya konu işin taraflar arasında kurulan eser sözleşmesi kapsamında olduğu yönünde taraflar arasında ihtilaf yoktur. Davalının, takip dayanağı faturaları form BA belgeleri ile vergi dairesine bildirerek fatura karşılığı hizmet/mal aldığını beyan etmiş olması nedeniyle faturalarda yazılı mal/hizmetin teslim alındığı sabit olup, fatura içeriklerine 8 gün içinde itiraz edilmediği için davalı taraf TTK 21/2 maddesi uyarınca fatura içeriklerini kabul etmiş sayılacağından dolayı fatura bedellerinin ödendiğine dair ispat yükü davalı taraftadır. Her ne kadar davalı tarafından yapılan işin anlaşma çerçevesinde 20.000,00-TL’si nakit olarak kalanının ise davalı şirketin İstanbul’da bulunan mağazasında parekende satış işlemlerine başlanılmasından sonra proje bitiminde ödeneceği hususunda anlaşmaya varıldığını iddia etmiş ve bu hususta tanıklarının dinlenilmesini talep etmiş ise de sözleşme ilişkisini kabul etmiş olmasına ve davacının düzenlediği faturaları ticari defterlerine kaydetmiş olmasına, davalı ve davacı taraf ticari defterlerinin de alacak miktarı yönünden uyumlu olmasına göre artık bu alacağın aksini yazılı delil ile ispatlaması gerekmekte olup bu yönde bir delil sunmadığı gibi yemin teklifinde de bulunmamıştır. Davacı kesin delil niteliğindeki ticari defterler ile alacağını ispatlamıştır.Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu’nun 27/06/2003 tarih ve 2001/1 E., 2003/1 K. sayılı ilamında da açıklandığı üzere borçlunun faturaları kendi defterlerine kaydetmesi (faturaları deftere kayıt öncesinde ya da sonrasında süresi geçtikten sonra itiraz ve iade etmiş olması) halinde alacaklının (hizmet vermiş olsun ya da olmasın) HMK’nın 222. (6762 sayılı TTK’nın 84. ve 85.) maddesi uyarınca alacağını ispatladığının kabul edilmesi gerektiği gözetilmelidir.
Açıklanan nedenlerle Mahkemece yukarıdaki şekilde gerekçe ile varılan sonuç toplanan delillerin değerlendirilmesi ile ulaşılan sonuca uygun olup davacı alacak iddiasının faturaya dayalı likit alacak olduğu anlaşıldığından, davacı lehine inkar tazminatına karar verilmesi isabetlidir. İlk derece mahkemesi karar ve gerekçesinde yasa ve usule aykırılık bulunmadığı gibi kamu düzenine aykırılık da görülmediğinden, davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK 353/1-b1 maddesi uyarınca esastan reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M:Yukarıda açıklanan nedenlerle,
1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun ESASTAN REDDİNE,
2-Davalının istinafı nedeniyle alınması gerekli 1.865,27 TL harçtan peşin yatan 466,70 TL’nin mahsubu ile bakiye 1.398,57 TL harcın davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
3-Davalı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
5-Karar tebliği ve harç işlemlerinin 6100 Sayılı HMK’nun 359/4 md. uyarınca İlk Derece Mahkemesi tarafından yerine getirilmesine,
6-Kullanılmayan gider avansı var ise 6100 Sayılı HMK’nun 333. maddesi ve Hukuk Muhakemeleri Kanunu Yönetmeliği’nin 59. maddesi uyarınca karar kesinleştikten sonra İlk Derece Mahkemesi Yazı İşleri Müdürünce başvurana iadesine,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 362/1-a. Maddesi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi.17/01/2022