Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C.
KAYSERİ
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
4. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO:2021/1140
KARAR NO:2022/319
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ:Kayseri 2. Asliye Ticaret Mahkemesi
NUMARASI :2017/981 Esas 2021/397 Karar
TARİHİ:08/06/2021
DAVA KONUSU:Tapu İptali Ve Tescil
KARAR TARİH:17/03/2022
KARARIN YAZILDIĞI TARİH:18/03/2022
Taraflar arasında görülen dava sonucu ilk derece mahkemesince verilen hükme yönelik süresi içinde istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine gönderilen dosyanın yapılan incelemesi sonucunda,
GEREĞİ DÜNÜŞÜLDÜ:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı şirket ile diğer davalı … arasında Kayseri 1. Noterliği’nin … tarih ve … yevmiye sayılı işlemiyle düzenleme şeklinde kat karşılığı inşaat yapım sözleşmesi akdedildiğini, sözleşmeye göre arsa sahibine isabet eden daireler ile davalı şirketin müteahhit olarak alacağı dairelerin açıkça belirtildiğini ve belirtilen dairelerin dışında bağımsız bölümlerin tamamı müteahhit firmaya aittir şeklinde düzenlendiğini, arsa sahibi adına tapuda kayıtlı bulunan ve müteahhite devredilmesi gereken dairelerin var olduğunu, müvekkili ile davalı… …Tur. İnş. Yapı Ltd. Şti. arasında davanın dayanağını teşkil eden 15/02/2014 tarihinde malzemeli iş yapım sözleşmesinin imza edildiğini ve sözleşme gereği müvekkilinin,sıhhi tesisat, kalorifer tesisatı gibi işlemleri taşeron firma olarak üstlendiğini, …Şirketinin zaman içerisinde isim değişikliğine giderek …yapı İnşaat san. Tic. Ltd. Şti. olarak faaliyetlerini devam ettirdiğini, taşeron yüklenici sözleşmesinde işin bedeli olarak dava konusu dört adet dairenin müvekkil şirket adına iş karşılığı devredilmesi ve buna ilave olarak 530,000,00 TL paranın çek aracılığı ile müvekkile ödenmesinin öngörüldüğünü, müvekkil şirketin sözleşme gereği Gesi Mahallesinde yer alan iki bloğun birinin tamamını ve birinin de %70’i oranındaki kısmını yapıp davalı şirkete teslim ettiğini, çeklerin karşılığını aldığını fakat hak ediş gereği alması gereken dairelerin hiçbirinin tapusunu devir alamadığını, dört adet daireden 2 tanesinin fiilen müvekkiline teslim edildiğini, diğer iki dairenin ise teslimi yapılmadığını ve tapuda devrin de yapılmadığını, teslimi yapılacak dairelerden … ada … parseldeki … Blok …, … … Blok … nolu Bağımsız bölümlerin arsa sahibi ve davalı … adına kayıtlı olduğunu, … Blok … nolu bağımsız bölümün tapusunun ise davalı…Şirketi adına tescilli olduğunu davalı şirketin kendi adına tescilli olan daire ile arsa sahibinden hak ettiği dairelerin tamamını müvekkil şirkete devretmek istediğini fakat arsa sahibinin buna yanaşmadığını belirterek … ada … parseldeki A Blok … … Blok … nolu Bağımsız bölümlerin ve … Blok … nolu bağımsız bölümün tapu kayıtlarının iptali ile müvekkili adına tesciline ve sözleşme gereği %15 cezai şartın fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 1.000 TL’nin faiziyle birlikte davalı…şirketinden tahsili ile müvekkiline ödenmesini talep etmiştir.Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; dava dilekçesini kabul etmediğini, diğer davalı şirket ile tarafı arasında 1. Noterliğinin …tarihli düzenleme şeklinde kat karşılığı inşaat yapım sözleşmesi akdedildiğini sözleşmenin ; madde -3 arsa bedeli olarak arsa sahibine verilecek daireler başlıklı maddesinin a, b ve c bentlerinde sözleşmeye konu olan … ili … İlçesi … Mahallesinde bulunan pafta no … ada no: … parsel no: … taşınmaz üzerine müteahhit firma tarafından toplam 88 daire ve zemin katların tamamı dükkan olmak üzere yapılacak binalardan, arsa sahibine toplam 30 daire ve 55 m. lik yola ve parka bakan güney taraf blok altında yaklaşık 550 m2 dükkanın verileceğini, bu dairelerin dışında bağımsız bölümlerin tamamının müteahhit firmaya ait olacağı şeklinde olduğunu, sözleşme tarihinden itibaren 42 ay içerisinde diğer davalı müteahhit firma tarafından binaların yapımı bitirilerek teslim edileceği hüküm altına alındığını, bloklardan 1 tanesinin tamamlandığını, ancak mesken alınmadığını, diğer bloğun ise davacı tarafından belirtildiği üzere %75 seviyesinde tamamlandığını bu süreç içerisinde müteahhit firmanın Kayseri 5. Noterliği kanalı ile ihtarname ile yükümlülüklerini yerine getirmediği için uyarıldığını ve cezai şart talep edildiğini, davalı şirketin teminat olarak gösterilen dairelerin tamamını davacı şirkete devretmek istediğini ancak arsa sahibinin buna yanaşmaması sebebiyle devredilemediğini şifai olarak dile getirdiğini oysa müteahhit firmaya 46 dairenin tapu devri yapılırken davacı tarafa teminat olarak gösterilen müteahhit firmanın kendisinden talep etmediğini, davalı müteahhit firma edimini tamamlamadığını için tapu devrinin yapılamadığını, bu nedenlerle davacı iddialarını kabul etmediğini, tarafına açılan davanın haksız ve hukuki dayanaktan yoksun açıldığını bu nedenle davanın reddini talep ettiğini, belirtmiştir.Davalı…Taah. Yapı İnş. San. Tic. Ltd. Şti’ne dava dilekçesi tebliğ edilmişse de; davalı şirketçe cevap dilekçesi sunulmamıştır.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARAR ÖZETİ :Mahkemece; her ne kadar dava dilekçesinde bloklardan bir tanesinin %70, diğer bir ifadesinde ise %75 seviyesinde tamamlandığının belirtilmiş ve yine dava tarihinden sonra CD içerisinde dosyaya sunulan … Belediyesi sonraki tarihli seviye tespit raporlarından A Blok bakımından %80, B Blok bakımından ise %95 seviye tespiti raporlansa da keşif heyetinde bulunan bilirkişilerce keşif tarihi itibarıyla yapılan inceleme ve gözlemlere göre, davacının sözleşme gereği işlerini tamamlayıp bitirmiş olduğu ve sözleşmeye göre de dava konusu taşınmazların kat karşılığı inşaat sözleşmesine göre müteahhit firmaya isabet eden daireler olduğundan inşaatların da bitirilip, oturulmakta olduğu da dikkate alınarak davacının sözleşmede bahsi geçen … Blok … ve …bağımsız bölüm nolu taşınmazlar ile … Blok …bağımsız bölüm nolu taşınmazların halen tapusunun arsa sahibi üzerinde olduğu görülmekle, davacının bu dairelerin tapusunun kendi adına tescilini talep etmekte haklı olduğu kanaatine varılarak Kayseri İli, … İlçesi,…i Mahallesi, … ada, …parselde yer alan … Blok … ve … nolu bağımsız bölüm ile B Blok …bağımsız bölüm nolu taşınmazlar yönünden tapu iptali ile davacı adına kayıt ve tesciline , her ne kadar dava dilekçesinde…Taah. Ve Yapı İnş. Ltd. Şti adına tescilli olduğu belirtilen … Blok …nolu dairenin de tapu tescili talep edilmiş ise de, bu dairenin tapusunu aldıklarını beyan etmiş olup, dosya arasındaki kayıtların incelenmesinde de bu taşınmazın 06/10/2016 tarihinde …adına tescil edilmiş olduğu görülmekle, bu daire ile ilgili tapu iptali ve tescil talebi yerinde görülmeyerek bu taşınmaz yönünden talebin reddine, dosyada ve taraf beyanlarında yapılan incelemelere göre tarafların sözleşmeden vazgeçtiğine dair herhangi bir bilgi ve bulguya rastlanılmadığından sözleşmenin halen yürürlükte olduğu ve davacının da bu sözleşmeye dayanarak işleri yaptığını ve sözleşmede belirtilen iş karşılığı dairelerin tapusunun verilmesini talep ettiğinden cezai şart (ceza koşulu) alacağı talebinin yerinde görülmediği gerekçesiyle, bu talebin de reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEP VE GEREKÇESİ :Davalılar …, … ve … vekili istinaf dilekçesinde özetle; ilk derece mahkemesince taraf teşkili sağlanmaksızın keşif yapılmış, müvekkillerinin adil yargılanma haklarının kısıtlanmış olduğunu, bekletici mesele yapılması gereken Kayseri 2. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2018/652 E. (Yeni esas: Kayseri 10. Asliye Hukuk Mahkemesi 2021/96 E.) sayılı dava dosyası sonuçlanıp kesinleşmeden karar verilmesinin hatalı olduğunu, TBK’nın 97. maddesinde düzenli “birlikte ifa kuralı” gözetilmeden, depo kararı verilmeksizin, müvekkilinin yükleniciden olan alacağı depo ettirilmeksizin hüküm kurulmasının hukuka aykırı olduğunu, yüklenici aleyhine açılan Kayseri 2. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2018/652 E. (Yeni esas: Kayseri 10. Asliye Hukuk Mahkemesi 2021/96 E.) sayılı dosyasından düzenlenmiş dosya arasında da bir örneği bulunan 11.06.2020 tarihli bilirkişi kök raporuna göre müvekkillerinin yükleniciden 500.760,00 TL geç teslim nedeni ile kira kaybı alacağı bulunmakta, 02.02.2021 tarihli ek rapora göre ise taşınmazda 50.530,00 TL imalat eksiği bulunmakta olduğunu, müvekkillerinin, yükleniciden hem geç teslim nedeniyle kira kaybı ve hem de eksik imalat nedeniyle alacaklı olduğu somut durumda müvekkillerinin alacaklarının depo ettirilmesi gerektiğini, zira yüklenicinin kişisel hakkını devralan üçüncü kişi davacının da yüklenicinin halefi olarak tescil isteminde bulunabilmesi için yapının arsa sahibinin reddedemeyeceği seviyeye getirilmesi, ayıp ve eksiklikler varsa bunların yüklenicinin halefi olan üçüncü kişi tarafından tamamlanması veya bedelinin arsa sahibine ödenmek üzere depo ettirilmesi gerektiğini, dosyadan aldırılan bilirkişi raporları eksik inceleme ve hatalı değerlendirmeye dayanmakta olup, hükme esas alınmasının doğru olmadığını, zira bilirkişilerin, inşaatın keşif tarihindeki durumuna bakarak değerlendirme yapmaları doğru olmayıp, değerlendirmenin dava tarihi dikkate alınarak yapılması gerektiğini, neticeten kat karşılığı inşaat sözleşmesi hükümleri dikkate alındığında, taşınmazlardan birinin iskan ruhsatının bulunmadığı, taşınmazlarda eksik imalat bulunduğu, eksik imalatların niteliği gereği son %20 ve %10’luk kısım için arsa sahibinin devir borcunun bulunmadığı ortada iken mahkemece bu konuda yeterli araştırma yapılmadan arsa sahiplerinin yükleniciye bir devir borcunun bulunup bulunmadığı belirlenmeden eksik inceleme ve değerlendirmeye dayanarak karar verildiğini, kabule göre ise müvekkilleri aleyhine yargılama gideri ve vekalet ücretine hükmedilmesinin hatalı olduğunu ileri sürerek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.DELİLLER :İddia, savunma, sözleşme evrakları, tapu kayıtlar, keşif, bilirkişi raporu ve dosyada mevcut diğer bilgi ve belgeler.
İSTİNAF NEDENLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE :HMK’nun 355. maddesi uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebepler ve kamu düzeni ile sınırlı olarak yapılan istinaf incelemesinde;Dava Taşeronluk Sözleşmesi Uyarınca Yükleniciden Temlik Alınan Şahsi Hakka Dayalı Tapu İptali Ve Tescil ve Cezai Şart alacağı davasıdır.Somut olayda; davacı vekili, davalı arsa sahibi … ile diğer davalı …Yapı San. Tic. Ltd. Şti. arasında Kayseri 1 Noterliği’nin … tarih ve … yevmiye numaralı düzenleme şeklinde kat karşılığı inşaat sözleşmesi düzenlendiğini, söz konusu sözleşme ile 388 Ada 1 parselde bulunan ve davalı … adına kayıtlı arsa üzerine dava dışı …Yapı San Tic. Ltd. Şti. tarafından inşaat yapılacağının ve sözleşmenin 3. maddesi ile yükleniciye kalacak bağımsız bölümlerin hangilerinin olacağının kararlaştırıldığını, dava konusu …Ada … parselde bulunan … Blok … ve … numaralı daireler ile …Blok … ve… numaralı dairelerin bu bağımsız bölümlerden olduğunu, davacı ile davalı …Yapı San. Tic. Ltd. Şti. arasında 15.02.2014 tarihinde imzalanan sözleşme gereğince davacının söz konusu inşaatta tesisat işleri yapacağının ve karşılığında dava konusu dairelerin davacıya devredileceğinin kararlaştırıldığını, davacının edimini fazlası ile yerine getirdiğini, buna rağmen kendisine devir edileceği kararlaştırılan taşınmazın halen devredilmediğini belirterek; davalı arsa sahibi adına kayıtlı Kayseri İli, … İlçesi, … Mahallesi … Ada … parselde yer alan …Blok … ve …, B Blok … numaralı bağımsız bölüm niteliğindeki taşınmazlar ile davalı …Yapı San Tic. Ltd. Şti. adına kayıtlı aynı yer B Blok 39 numaralı bağımsız bölüm niteliğindeki taşınmazın tapu kaydının iptali ile davacı adına tescil edilmesine, olmadığı takdirde dava tarihindeki rayiç bedeline hükmedilmesine, ayrıca taşeronluk sözleşmesinden kaynaklanan cezai şart alacağının da davalı …Yapı San Tic. Ltd. Şti. ‘den tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı yüklenici şirket davaya cevap vermezken, diğer davalı arsa sahibi ; yüklenicinin arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinden kaynaklanan edimlerini tam olarak yerine getirmediğini, yükleniciden sözleşmeden kaynaklanan alacakları olduğunu, bu alacakları için Kayseri 2. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2018/652 E. (Yeni esas: Kayseri 10. Asliye Hukuk Mahkemesi 2021/96 E.) sayılı dosyası üzerinden yükleniciye karşı dava açıldığını, söz konusu davanın sonucunun eldeki davayı etkileyeceğini , sözleşmeden kaynaklanan alacakları kapsamında birlikte ifa kuralının işletilmesi gerektiğini savunmuştur.Mahkemece yazılı gerekçe ile davanın kısmen kabul kısmen reddine karar verilmiş olup, kararı davalı arsa sahibinin bir kısım mirasçıları istinaf etmiştir.Eser sözleşmelerinin bir türü olan arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi, taraflara karşılıklı hak ve borçlar yüklemekte; yüklenici, finansı sağlayan arsa malikinin taşınmazı üzerine bina yapma işini üstlenmekte, arsa maliki ise inşa edilecek binadaki bir kısım bağımsız bölümlerin mülkiyetini yükleniciye devretmeyi vaat etmektedir.Arsa maliki ile yüklenici arasında düzenlenen inşat sözleşmesi gereğince yükleniciden bağımsız bölüm temlik alınmasına dayalı olarak açılan tapu iptali ve tescil davaları ile ilgili olarak kanunlarımızda bir düzenleme mevcut olmadığından bu konulardaki uyuşmazlıkların çözümünde uygulanan 30.09.1988 tarihli ve 1987/2 1988/2 sayılı Yargıtay İBBGK Kararı ile “tapuda kayıtlı bir taşınmazın mülkiyetini devir borcu doğuran ve ancak yasanın öngördüğü biçim koşullarına uygun olarak yapılmadığından geçersiz bulunan sözleşmeye dayanılarak açılan bir cebri tescil davasının kural olarak kabul edilemeyeceği, bununla beraber Kat Mülkiyeti Kanununa tabi olmak üzere yapımına başlanılan taşınmazdan bağımsız bölüm satımına ilişkin geçerli bir sözleşme olmadan tarafların bağımsız bölüm satımında anlaşarak alıcının tüm borçlarını eda etmesi ve satıcının da bağımsız bölümü teslim ederek alıcının onu malik gibi kullanmasına rağmen satıcının tapuda mülkiyetin devrine yanaşmaması hallerinde; olayın özelliğine göre Medeni Kanunun 2. maddesi gözetilerek açılan tescil davasını kabul edilebileceği” benimsenmiştir.Yüklenicinin arsa payı karşılığı inşaat yapmakta olduğu veya arsa sahibinin aynı zamanda yüklenici sıfatıyla hareket ederek (yapsatçı konumunda) inşa etmekte olduğu binalardan bağımsız bölüm satın alınması halinde Türk Borçlar Kanununun 184. maddesi gereğince üçüncü kişiye yapılacak temlikin yazılı olması yeterlidir.Bu tür davalarda mahkemece öncelikle yüklenicinin edimini (eseri meydana getirme ve teslim borcunu) yerine getirip getirmediğinin, ardından sözleşme hükümlerindeki iskan koşulu (oturma izni) v.s. diğer borçlarını ifa edip etmediğinin açıklığa kavuşturulması zorunludur. Bunun için de davaya konu temlik işleminin geçerli olup olmadığı, arsa maliki ile yüklenici arasında düzenlenen arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi gereğince yüklenicinin borçlarının neler olduğunun sözleşme hükümleri çerçevesinde incelenip değerlendirilmesi gerekmektedir.Davacının, arsa sahibi ile yüklenici arasında düzenlenen arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi gereğince yükleniciye bırakılması kararlaştırılan bağımsız bölümü yükleniciden temlik alması halinde arsa sahibini ifaya zorlayabilmesi için bazı koşulların varlığı gerekir. Türk Borçlar Kanununun 188. maddesi gereğince; “Borçlu, devri öğrendiği sırada devredene karşı sahip olduğu savunmaları, devralana karşı da ileri sürebilir.” Buna göre temliki öğrenen arsa sahibi, temlik olmasaydı önceki alacaklıya (yükleniciye) karşı ne tür defiler ileri sürebilecekse, aynı defileri yeni alacaklıya (temlik alan davacıya) karşı da ileri sürebilir. Temlikin konusu, yüklenicinin arsa sahibi ile yaptığı sözleşme uyarınca hak kazandığı gerçek alacak ne ise o olacağından, temlik eden yüklenicinin arsa sahibinden kazanmadığı hakkı üçüncü kişiye temlik etmesinin arsa sahibi bakımından bir önemi bulunmamaktadır. Diğer taraftan, yüklenici arsa sahibine karşı edimini tamamen veya kısmen yerine getirmeden kazanacağı şahsi hakkı üçüncü kişiye (davacıya) temlik etmişse, üçüncü kişi (davacı) Türk Borçlar Kanununun 97. maddesi hükmünden yararlanma hakkı bulunan arsa sahibini ifaya zorlayamaz (Yargıtay 14. Hukuk Dairesinin 2016/14665 Esas ve 2018/4563 Karar sayılı ilamı).Arsa sahibinin eksik ve ayıplı işlerle ilgili bir savunması var ise;bilirkişi kurulundan eksik ve ayıplı olduğu belirtilen işlerin hangilerinin eksik, hangilerinin ayıplı olduğu, ayıplı işlerin gizli veya açık ayıp olup olmadığı, ayıplı işlerde davalı arsa sahibinin teslim sırasında süresinde yükleniciye BK’nın 359. (TBK’nın 474.) maddesinde öngörülen şekilde süresinde ihbarda bulunup bulunmadığı, gizli ayıplarla ilgili olarak da ayıbın ortaya ne zaman çıktığı, çıkmasından sonra yüklenicinin BK’nın 362. (TBK’nın 477) maddesine uygun olarak haberdar edilip edilmediği hususları üzerinde durularak, eksik işlerin bedelinin ihbara gerek kalmaksızın her zaman istenebileceği, süresinde ayıp ihbarında bulunulması halinde ayıplı işler bedelinin de talep edilebileceği, ortak alanlara ilişkin ayıplı işlerde ise arsa payı oranında talepte bulunulabileceği gözetilerek, birlikte ifaya ilişkin ilke doğrultusunda, eksik işler ve süresinde ihbar edilen ayıplı işlerin giderim bedelinin hükme en yakın tarihteki piyasa rayiçlerine göre hesaplattırılması gerekmektedir. Hesap edilen tutar, faizsiz olarak yüklenici tarafından mahkeme veznesine 818 sayılı BK’nın 81. (6098 sayılı TBK’nın 97.) maddesi uyarınca depo edilmez ise yüklenici tescile hak kazanamaz. Depo edilir ise, depo edilen paranın karar kesinleştiğinde arsa sahibine ödenmesi koşulu ile yüklenici lehine tescile karar verilebilir.Bu açıklamalar ışığında yeniden somut olaya dönülecek olursa; davacı taraf davalı yüklenici şirkete karşı edimlerini yerine getirmiş olsa da; davalı yüklenici diğer davalı arsa sahiplerine karşı edimlerini yerine getirmediği sürece davacı; dava konusu taşınmazların tescili konusunda arsa sahibini zorlayamaz.Mahkemece, davacının sözleşme gereği işlerini tamamlayıp bitirmiş olduğu ve sözleşmeye göre de dava konusu taşınmazların kat karşılığı inşaat sözleşmesine göre müteahhit firmaya isabet eden daireler olduğundan inşaatların da bitirilip, oturulmakta olduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmişse de, bu gerekçenin dayandığı eser sözleşmesinin ve eser sözleşmesi gereği davalı yüklenicinin arsa sahibine karşı edimlerini yerine getirip getirmediği, arsa sahibinin sözleşmeden kaynaklı eksik imalat ve tazminat alacakları olup olmadığı Kayseri 2. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2018/652 E. (Yeni esas: Kayseri 10. Asliye Hukuk Mahkemesi 2021/96 E.) sayılı davanın konusunu oluşturduğu açık olduğuna göre, öncelikle anılan davanın sonucunun beklenmesi gerekmektedir. Zira, arsa sahibi ile yüklenici arasındaki sözleşmeden kaynaklı edimlerin ifası ve alacak hakları söz konusu davada tartışılıp belirlenecektir. Anılan davanın sonucunda, dava konusu eser sözleşmesi uyarınca yüklenicinin edimini tam olarak yerine getirmediği ve arsa sahibinin alacaklı olduğuna karar verilmesi halinde ise, işbu davanın da doğrudan etkileneceği tabiidir.Mahkemece, yukarıda açıklanan ilkeler doğrultusunda; davalı arsa sahibinin dava konusu taşınmazları teminat maksatlı elde bulundurulduğuna, eksik işlerin giderilmesi ve sözleşmeden kaynaklanan alacaklarının ödenmesi halinde tapu devrinin yapılacağına ilişkin savunması üzerinde durulmadan, bu doğrultuda Kayseri 2. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2018/652 E. (Yeni esas: Kayseri 10. Asliye Hukuk Mahkemesi 2021/96 E.) sayılı dava dosyasının sonucunun beklenmeden ve anılan davadan hasıl olacak sonuca göre birlikte ifa kuralı da gözetilerek davacının tescil talebi konusunda inceleme yapılmadan yazılı şekilde karar verilmesi usul ve kanuna aykırı olup 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-a.6. maddesi gereğince hükmün kaldırılmasına dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M:Yukarıda açıklanan nedenlerle,
1-Davalılar vekillerinin istinaf başvurusunun KABULÜNE,
2-Kayseri 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 8/6/2021 gün ve 2017/981 E. 2021/397 K. sayılı kararının KALDIRILMASINA,
3-Dosyanın yeniden yargılama yapılarak karar verilmek üzere kararı veren İlk Derece Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
4-İstinaf kanun yoluna başvuran tarafından yatırılan istinaf karar harcının talep halinde yatırana iadesine,
5-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
6-İstinaf kanun yoluna başvuranın yaptığı istinaf giderlerinin kararın niteliği gereği İlk Derece Mahkemesinde yeniden yapılacak yargılamada dikkate alınmasına,
7-Kararın taraflara Mahkemesince tebliğine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK’nun 353/1-a.6. maddesi uyarınca kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi.17/03/2022