Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T. C.
KAYSERİ
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2023/45
KARAR NO: 2023/2183
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: KAYSERİ 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 27/10/2022
NUMARASI: 2021/144 Esas 2022/767 Karar
DAVA: Tazminat (Ölüm ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
İSTİNAF KARARININ
VERİLDİĞİ TARİH:14/12/2023
YAZILDIĞI TARİH:14/12/2023
Kayseri 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2021/144 Esas 2022/767 Karar sayılı ilamı davalı vekili tarafından istinaf incelemesi için Dairemize gönderilmekle inceleme aşamasında dosyadaki tüm bilgi ve belgeler incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLÜP GÖRÜŞÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; … tarihinde … plakalı aracın şarampolden aşağı takla atarak yuvarlanması sonucu ölümlü trafik kazası meydana geldiğini, aracın içinde yolcu olarak bulunan davacının ve annesinin ağır yaralandığını, hastaneye kaldırıldığını, davacının annesinin hastanede hayatını kaybettiğini, davacının ayaklarından, kollarından, yüzünden ve vücudunun çeşitli yerlerinden ağır yaralandığını, bir dişinden ameliyat geçirdiğini, kazanın meydana gelmesinde aracın asli ve tek kusurlu olduğunun tespit edildiğini, araçta yolcu olarak bulunan davacının kusurunun bulunmadığını, davalı sigorta şirketinin sorumluluğunun bulunduğunu, davacının kaza nedeniyle beden gücü kaybı ve maddi tazminat taleplerinin bulunduğunu, sigorta şirketine başvurulduğunu, arabuluculuk görüşmelerinde anlaşma sağlanamadığını, bu nedenlerle davacı lehine şimdilik 100,00-TL maluliyet-sürekli iş göremezlik tazminatının 10/07/2019 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile davalıdan tahsilini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalıya yükletilmesini talep ve dava etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ
İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; “…… plakalı aracın karıştığı tek taraflı trafik kazası sonucunda davacı araç içi yolcusunun yaralandığı, kaza nedeniyle adli tıp raporunda belirtilen oranlarda maluliyeti ile sonuçlandığı, dava tarihinden önce davalıya yapmış olduğu başvuru nedeniyle kendilerine geçici ödeme yapılmadığı, dosyada mevcut hasar dosyasından davalı sigorta şirketine, kaza ve hasar ihbarının ve hak sahibi olan davacının başvurusunun 19/11/2020 tarihinde yapıldığı, buna göre davacının bu tarihten 8 iş günü sonrasından itibaren faiz talep edebileceği aracın ticari araç niteliğinde olmadığı gözetilerek yasal faiz işletilmek suretiyle davacının maddi zararının poliçe limiti ile sınırlı olmak üzere tazminine karar vermek gerekmiş, davanın kabulü ile 390.000,00-TL sürekli iş göremezlik şeklindeki maddi tazminatın 04/12/2020 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine” şeklinde karar verildiği görülmüştür.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; mahkeme tarafından yeterince değerlendirilme yapılmadan dosyanın karara bağlandığını, kusur oranı temin edilmeden ve maluliyet oranlarında ise herhangi bir birlik olmadan hüküm tesis edildiğini, davanın belirsiz alacak davası olarak açılmasında davacı yanın hukuki yararının bulunmadığını, dava açıldığı tarihte maddi tazminata ilişkin alacak kalemlerinin miktarı yahut değerinin tam ve kesin olarak tespit edilebilir olduğundan davanın usulden reddi gerektiğini, kesinlikle bir kabul anlamına gelmemekle birlikte tazminat hesaplamasının zorunlu mali mesuliyet sigortası genel şartlarına göre yapılması gerektiğini, Anayasa Mahkemesi’nin 2019/40 Esas, 2020/40 Karar sayılı ve 09/10/2020 tarihinde yürürlüğe giren ve Karayolları Trafik Kanunu’nun 90 ve 92. maddelerinde ZMMS genel şartlarına atıf yapan ibarelerinin iptaline ilişkin kararı nedeniyle %1.8 teknik faiz kullanılarak tazminat hesabı yapılmasının mümkün olmayacağı görüşünün hatalı olduğunu, müvekkili şirkete Karayolları Trafik Kanunu madde 97 hükmü gereğince yapılması gereken zorunlu başvurunun usulüne uygun olarak yapılmadığından dava şartı eksikliği nedeniyle davanın usulden reddinin gerektiğini, davacı yanın tek taraflı meydana gelen yaralanmalı trafik kazasına karışan araçta yolcu konumunda bulunması sebebiyle herhangi bir kusur durumu ve/veya kusur oranının tespit edilmesine gerek görülmemesi gerekçesinin hukuka aykırı olduğunu, müvekkili sigorta şirketinin sorumluluğunun sigortalısının kusuru oranında ve poliçe teminat limiti dahilinde olduğunu, hatır taşıması ile müterafik kusurun var olup olmadığının tespitinin gerektiğini, gelinen noktada kusura ilişkin Adli Tıp Kurumu’nun Trafik İhtisas Dairesi tarafından alınan bir raporun mevcut olmaması sebebi ile eksik inceleme yapıldığını ve işbu rapora dayanarak karar tahsis edilmesinin hatalı olduğunu, kaza tarihi itibarıyla Erişkinler İçin Engellilik Değerlendirmesi Hakkında Yönetmelik’e göre rapor alınması gerekirken maluliyet tespit yönetmeliğine uygun maluliyet raporunun alınmasının hukuka aykırı olduğunu, özel denetim şirketi tarafından temin edilen aktüer raporu ile mahkeme tarafından temin edilen aktüer raporlarının arasında yaklaşık 700.000,00-TL fark bulunmasının mahkeme tarafından aldırılan aktüer raporunun tarafsızlığına şüphe düşürdüğünü, davaya konu kaza hakkında Yeşilhisar Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 2019/479 Esas sayılı dosya akıbetinin araştırılmadığını, ceza dosyasının bekletici mesele yapılması gerekmekteyken yapılmamasının hukuka aykırı olduğunu, müvekkili sigorta şirketinin poliçe teminatı ve sigortalının kusuru oranında sorumlu olup bu miktarı aşar nitelikteki tazminattan sorumlu tutulamayacağını, yargılama giderleri, vekalet ücreti gibi sair giderler de poliçe teminatı kapsamında olup tüm bu bedellerin toplam tutarının poliçe limitinde belirlenen tutarları aşamayacağını, mahkeme tarafından poliçe teminatını aşar bir vaziyette maddi tazminata hükmedildiğini, ilgili asıl alacağın fer’ileri niteliğinde bulunan geçmiş gün faizi, vekalet ücreti ve yargılama giderleri gibi sair giderlerin eklenmesi durumunda poliçe teminatının bir hükmünün kalmadığını, hal böyleyken ilgili kararın kabulünün mümkün olmadığını beyan ederek mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
Davalı vekili tarafından Uyap sistemi üzerinden ilk derece mahkemesine ibraz edilen 15/03/2023 tarihli beyan dilekçesinde; davacı taraf ile yürütülen sulh ve ibra süreçleri doğrultusunda, taraflar arasında Sulh ve İbra Protokolü tanzim edildiğini, sulh ve ibra protokolü uyarınca mahkemece verilen ilamın tahsiline ilişkin başlatılan Kayseri Genel İcra Dairesi … Esas sayılı dosyasına konu borcun 02/01/2023 tarihinde haricen davacı vekiline ödendiğini, bu hususta davacı vekili tarafından Kayseri Genel İcra Dairesinin … Esas sayılı dosyasına 20/01/2023 ve 21/03/2023 tarihlerinde haricen tahsil bildirimlerinde bulunulmuş olup hem vekalet ücreti hem de asıl alacak yönünden bir kısım feragat edilmek sureti ile anlaşma sağlandığı ve haricen tahsil edildiğinin beyan edildiğini, dilekçe ekinde yer ilan ibraname uyarınca davacı tarafın ödeme yapılması ile birlikte mahkeme dosyasına feragat dilekçesi sunma yükümlülüğü bulunmasına rağmen davacı tarafından bu tarihe kadar bu dosyaya feragat dilekçesi sunmadığını, mahkeme dosyasına feragat sunulmaması nedeniyle tarafınca davacı vekiline 20/02/2023 tarihi itibariyle bildirimde bulunulduğunu, tüm bu çabaya ve ödemenin yapılması üzerine 2 aydan fazlaca süre geçmesine rağmen davacı vekilinin bu dosya nezdinde feragat dilekçesi sunmaktan haksız ve mesnetsiz yere imtina ettiğini, tarafların uyuşmazlığa ilişkin sulh olmaları ile davanın konusuz kaldığını beyan ederek mahkeme dosyasına sunduğu sulh ve ibra protokolü uyarınca dosyanın konusuz kalmasına karar verilmesini ve ibraname uyarınca gerekli ödemeler yapıldığından dosyada davacı taraf lehine vekalet ve yargılama giderlerine hükmedilmemesini talep etmiş olup 07/12/2023 tarihli dilekçe ekinde davacı vekili hesabına 462.188,72-TL ödeme yapıldığına dair dekontu ibraz ettiği görülmüştür.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE Bölge Adliye Mahkemesince istinaf talebinin değerlendirilerek incelemeye alınabilmesi için Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 352. maddesinde sayılan ön inceleme koşullarının gerçekleşmiş olması zorunludur. Bu maddede sayılan koşullardan birinin mevcut olmaması halinde istinaf başvurusunun usulden reddedilmesi gerekir. Bu şartlar kamu düzeninden olup yargılamanın her aşamasında re’sen dikkate alınmaktadır. İstinaf talebine konu eldeki dosya kapsamı incelendiğinde, Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 352. maddesinde sayılan ön inceleme koşullarında herhangi bir eksiklik bulunmadığı, davalı vekilinin istinaf başvurusunun ön inceleme bakımından kabul edilebilir olduğu ve inceleme aşamasına geçilmesi gerektiği görülmüştür.
Yukarıda açıklaması yapılan 6100 sayılı HMK’nın 355. maddesindeki düzenleme gereğince davalı vekilinin istinaf sebepleri ve kamu düzenine ilişkin hususlar ile bağlı kalınarak ilk derece mahkemesine ait dava dosyası esas bakımından incelendiğinde;
Dava, trafik kazasından kaynaklanan cismani zarar nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkindir.
Somut uyuşmazlıkta; 26/02/2021 tarihinde dava dışı …’in sevk ve idaresindeki…plakalı aracın tek taraflı kaza geçirmesi neticesinde araç içerisinde yolcu olan davacının yaralandığı, davalının … plakalı aracın zorunlu mali mesuliyet sigorta şirketi olduğu görülmektedir. Eldeki davada sürekli iş göremezlik tazminatı talep edilmiştir.İlk derece mahkemesince yapılan yargılama neticesinde 390.000,00-TL sürekli iş göremezlik tazminatının 04/12/2020 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsiline karar verilmiş olup ayrıca hükümde davalı tarafa 2.569,70-TL yargılama gideri ile 57.600,00-TL vekalet ücreti yüklenmiştir. Davalı sigorta şirketi ilk derece mahkemesi kararını istinaf ettikten sonra dosyamıza sunmuş olduğu 15/03/2023 tarihli dilekçesinde davacının ilk derece mahkemesi kararını Kayseri Genel İcra Dairesi’nin … esas sayılı dosyasında takibe koyduğu ancak dilekçe ekinde yer alan “Makbuz, İbraname ve Feragatname” başlıklı belge doğrultusunda davacı tarafla sulh olunduğu, sulh kapsamında 482.188,72-TL ödeme yapıldığından davanın konusuz kalmasına karar verilmesi talep edilmiştir.
Dosya kapsamına sunulan “Makbuz, İbraname ve Feragatname” başlıklı belge incelenmekle; Kayseri 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2021/144 esas sayılı dosyası yönünden stopaj ve KDV kesintisi neticesinde 482.188,12-TL ödeme karşılığında tarafların sulh olduğu görülmüştür. Uyap Bilişim Sistemi üzerinden yapılan incelemede davacı vekili tarafından 20/01/2023 tarihinde Kayseri Genel İcra Dairesi’nin …esas sayılı dosyasına icra dosyası alacağının haricen tahsil edildiğinin bildirildiği tetkik edilmiştir. Dairemiz tarafından davalı sigorta şirketine müzekkere yazılarak ödemeye ilişkin belgelerin gönderilmesi istenilmiş olup davalı sigorta şirketi 07/12/2023 tarihli dilekçesi ekinde gönderdiği dekontta davacı vekiline 462.188,72-TL’nin ödendiği görülmekle ilk derece mahkemesi kararı kaldırılarak davanın konusuz kalması nedeniyle karar verilmesine yer olmadığına ilişkin yeniden hüküm tesis edilmesi gerekmiştir. Sulh kapsamında vekalet ücreti ve yargılama giderinin ödendiği anlaşıldığından davacı lehine yargılama gideri ve vekalet ücreti takdir edilmemiştir. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu md. 353/1-b-2 uyarınca yargılamada bir eksiklik bulunmamakla birlikte kanunun olaya uygulanmasında hata edilip de yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmadığı veya yargılamada bulunan eksikler duruşma yapılmadan tamamlanacak nitelikte ise Bölge Adliye Mahkemesince düzelterek yeniden esas hakkında karar verilmesi mümkündür.İlk derece mahkemesi kararındaki belirtilen hatalar bakımından gerekli düzeltmelerin yapılması amacıyla davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-b-2 maddesi uyarınca ilk derece mahkemesinin kararı kaldırılarak Dairemizce duruşma açılmaksızın yeniden esas hakkında karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : (Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere) ;
A-)Davalının istinaf başvurusunun KABULÜ İLE,
B-)Kayseri 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2021/144 Esas 2022/767 Karar sayılı kararının yeniden hüküm kurulmak üzere KALDIRILMASINA, hükmün HMK’nın 353/1-b/2 maddesi gereğince YENİDEN TESİSİNE,
1-Konusuz kalan dava hakkında KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞNA,
2-Davacı tarafından peşin harç 59,30-TL ile ıslah harç 1.332,00-TL olarak yatırılan toplam 1.391,30-TL harçtan alınması gerekli 269,85-TL harcın mahsubu ile arta kalan 1.121,45-TL’nin karar kesinleştiğinde ve talebi halinde davacıya iadesine,
3-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/A-11-13. maddesi uyarınca ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği Tarife hükümleri uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin (yargılama gideri) davalıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydına,
4-Taraflar arasında sulh olunduğundan yargılama gideri ve vekalet ücreti hususunda hüküm kurulmasına yer olmadığına,
5-Artan gider avansının karar kesinleştiğinde avansı yatıran tarafa iadesine,
C-) Davalının istinaf başvurusu kabul edilmiş olmakla;
1-) İstinaf karar harcının talep halinde davalıya iadesine,
2-) İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
3-) Kararın mahiyeti geriğince davalı tarafından yapılan istinaf giderlerinin kendi üzerine bırakılmasına,
D-) 1-) İstinaf yargılaması bakımından istinaf kanun yoluna başvuran tarafından yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının HMK’nun 333. maddesi, Yönetmeliğin 207/1. maddesi ve HMK Gider Avansı Tarifesi’nin 5. maddesi hükümleri uyarınca yatırana iadesine,
2-)Kararın kesin olmaması nedeniyle taraflara tebliği işlemlerinin Dairemiz tarafından yerine getirilmesine,
Dair, tarafların yokluğunda, 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı HMK md. 361/1 uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde Yargıtay nezdinde temyiz kanun yolu açık olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 14/12/2023