Emsal Mahkeme Kararı Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2023/229 E. 2023/2245 K. 20.12.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T. C.
KAYSERİ
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2023/229
KARAR NO: 2023/2245
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: KAYSERİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 05/12/2022
NUMARASI: 2020/709 Esas, 2022/961 Karar
DAVA: Tazminat (Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 27.10.2020
İSTİNAF KARARININ
VERİLDİĞİ TARİH : 20.12.2023
YAZILDIĞI TARİH : 20.12.2023
Kayseri 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2020/709 Esas 2022/961 Karar sayılı ilamı davalı vekili tarafından istinaf incelemesi için Dairemize gönderilmekle inceleme aşamasında dosyadaki tüm bilgi ve belgeler incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLÜP GÖRÜŞÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili …’in …tarihinde meydana gelen maddi hasarlı ve yaralamalı trafik kazası neticesinde ağır yaralandığını, hayati tehlikesi bulunduğundan çocuk cerrahisi bölümüne yatırıldığını ve ameliyat olduğunu, ameliyatın ardından konuşma güçlüğü çektiğini, müvekkilinin meydana gelen trafik kazası neticesinde geçici ve kalıcı olarak iş göremezliğe uğradığını, ilgili hesaplamaların yapılarak gerekli ödemelerin kendilerine yapılması için davalı …A.Ş.’ne 16/10/2019 tarihli dilekçe ile başvurulduğunu, zararın karşılanması hakkında bir dönüş alamadıklarını, 09/01/2020 tarihinde arabuluculuk başvurusu yapılıp görüşmeler üzerine sonuç alınamayınca dava açma zorunluluğunun hâsıl olduğunu, müteselsilen sorumlu olan davalı … A.Ş.’ne yönelik dava ve talepleri olduğunu, dava dışı sürücü … sevk ve idaresindeki … plakalı ticari otobüs ile … Caddesi üzerinden … Caddesi istikametine seyrederken bahse konu kaza mahalli olan No:… önüne geldiğinde yol üzerinde bulunan park halindeki aracın solundan geçmek istediği esnada aracının ön sol kısmına karşı istikametten gelip … Caddesi istikametine doğru kendisine ait şeridin sol kısmından ilerleyen müvekkilinin sevk ve idaresindeki … plaka kayıtlı hususi motosikleti ile karşılıklı, kafa kafaya çarpışması sonucu yaralamalı ve maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiğini beyanla; davacı müvekkilinin adına fazlaya ilişkin her türlü talep ve dava hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik belirsiz alacak davası niteliğinde ve ilerde bilirkişi marifetiyle hesaplanacak bedel kadar tamamlamak üzere, kalıcı iş göremezlik tazminatı olarak şimdilik 200,00-TL, geçici iş göremezlik tazminatı olarak şimdilik 200,00-TL, tedavi sebebi ile SGK tarafından karşılanmayan ya da SUT kapsamı dışında olan ve müvekkili tarafından karşılanan tedavi giderleri ve tüm iyileşme sürecinde yapılan her türlü masraflar için şimdilik 100,00-TL olmak üzere toplamda 500,00-TL Maddi tazminatın ddavalı … A.Ş.’nden poliçe limitleri dahilinde alınarak müvekkiline ödenmesine, hükmedilecek tazminatlara olay tarihinden itibaren yasal faizin işletilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine, fazlaya ilişkin talepleri saklı kalmak kaydıyla karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 91/1. maddesinde zorunlu mali sorumluluk sigortasının, motorlu araç işletenlerinin aynı Yasa’nın 85/1. maddesinde belirtilen sorumluluklarını karşılamak üzere yaptırıldığının açıklandığını, buna göre zorunlu mali sorumluluk sigortacısının sorumluluğunun işletenin sorumluluğu esasına dayandığını, bu durumda zorunlu trafik sigortacısı olan davalı müvekkilinin ancak işletenin kusuru oranında zarar gören 3. şahıslara (davacıya) karşı sorumlu olacağını, müvekkilinin sigorta şirketinin sorumluluğunun aracın işleticisi veya aracın sürücüsünün kusuru oranında olacağını, her ne kadar trafik kaza raporunda sigortalı araç sürücüsüne de kusur izafesi yapılmaktaysa da bunun doğru olmadığını, kusurun tamamının davacıda olduğunu, davacının bu kazadan dolayı daimi maluliyete uğradığını kabul etmediklerini, dava dilekçesinde ifade edildiği gibi davacının geçici veya daimi maluliyet yaşamadığını, kaldı ki Mali Mesuliyet Sigorta Poliçesi Genel Şartları’nda geçici maluliyetinin sigorta teminatı kapsamı dışında tutulduğunu, davacının dava açmadan önce müvekkili sigorta şirketine müracaat ettiğini ve zararlarının tazminini istediğini, müvekkili şirketin davacının bu istemini değerlendirebilmesi için davacıdan eksik belgeleri temin etmesini istediğini, davacının istenen belgeleri göndermeden dava yolunu seçtiğini, dava açılmasında müvekkilinin bir kusurunun bulunmadığını, bu nedenle mahkeme masraf ve vekil ücretinden davalının sorumlu tutulmaması gerektiğini beyanla davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ
İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda;
“…DAVANIN KISMEN KABULÜNE, KISMEN REDDİNE;
1)Kalıcı iş göremezlik zararı 384.460,50-TL ve tedavi gideri zararı 5.539,50-TL olmak üzere toplam 390.000,00-TL maddi tazminatın temerrüt tarihi olan 29/01/2020 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2)Davacının geçici iş göremezlik tazminatına yönelik isteminin REDDİNE,
3)Davacının beyan ve talebi üzerine fazlaya ilişkin haklarının saklı tutulmasına,” şeklinde karar verildiği görülmüştür.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Sigortalı araç sürücüsüne kusur izafesinin doğru olmadığını, davacının olayın meydana gelmesinde % 100 kusurlu olduğunu, Adli Tıp Üst Kurulundan bu konuda rapor alınmadan hüküm tesis edilmesinin doğru olmadığını, kusurun belirlenmesinde, “bizatihi kask kullanılmaması” olgusunun da dikkate alınmadığını, davacının ayrıca kask kullanmamasından dolayı kendisine atfı kabil kusur oranının daha yüksek seviyelerde olması gerekeceğinin açık olduğunu, kazai kararlarda kask kullanılmaması olgusunun, mevcut kusur oranına ilaveten % 20 oranında davacıyı daha kusurlu kılacağını, davacının maluliyeti ile ilgili raporların gerçeği yansıtmadığını, davacının maluliyet oranı yönetmeliğe uygun olmayan bir şekilde tespit edildiğini, ayrıca kanıtlanmayan tedavi giderlerinden dolayı müvekkili şirketin sorumluluğuna hükmedilmesinin yasaya aykırı olduğunu beyan ederek mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Bölge Adliye Mahkemesince istinaf talebinin değerlendirilerek incelemeye alınabilmesi için Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 352. maddesinde sayılan ön inceleme koşullarının gerçekleşmiş olması zorunludur. Bu maddede sayılan koşullardan birinin mevcut olmaması halinde istinaf başvurusunun usulden reddedilmesi gerekir. Bu şartlar kamu düzeninden olup yargılamanın her aşamasında re’sen dikkate alınmaktadır. İstinaf talebine konu eldeki dosya kapsamı incelendiğinde, Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 352. maddesinde sayılan ön inceleme koşullarında herhangi bir eksiklik bulunmadığı, davalı vekilinin istinaf başvurusunun ön inceleme bakımından kabul edilebilir olduğu ve inceleme aşamasına geçilmesi gerektiği görülmüştür.
Yukarıda açıklaması yapılan 6100 sayılı HMK’nın 355. maddesindeki düzenleme gereğince davalı vekilinin istinaf sebepleri ve kamu düzenine ilişkin hususlar ile bağlı kalınarak ilk derece mahkemesine ait dava dosyası esas bakımından incelendiğinde;
Dava, haksız fiilden kaynaklı 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 54. maddesi gereği cismani zarardan doğan maddi tazminat istemine ilişkindir.
Somut uyuşmazlıkta, 05/08/2019 tarihinde davacının sevk ve idaresindeki … plakalı motosiklet ile dava dışı … idaresindeki … plakalı otobüsün çarpışması neticesinde davacının yaralandığı sabittir. Davalı … A.Ş. … plaka sayılı aracın zorunlu mali mesuliyet sigorta şirketidir.
Hükme esas alınan Ankara Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesinin … tarihli raporunda; dava dışı sürücü …, sevk ve idaresindeki … plaka sayılı halk otobüsü ile meskun mahaldeki iki yönlü yolda seyir halinde iken olay mahallinde yolun sağında park halinde olan aracı da dikkate alarak seyrini kontrollü ve müteyakkız sürdürmesi ve kendi nizami şeridini yeterince kullanmaya özen göstermesi hususlarına riayet etmeyip karşı yönden gelen motosiklet ile yolun orta kısımlarında karşılıklı çarpışmaları neticesi meydana gelen olayda %50 kusurlu olduğu, davacı sürücü … ise sevk ve idaresindeki … plaka sayılı motosiklet ile gece vakti, meskun mahaldeki iki yönlü yolda seyir halinde iken virajlı yol bölümüne geldiğinde mahal şartlarını dikkate almadan kendi seyir yönüne ayrılmış yol bölümünü nizami şekilde kullanmaya özen göstermeyip karşı yönden gelen otobüsün sol ön köşe kısımlarına zamanında etkin tedbir almadan yolun orta kısımlarında çarpması neticesi meydana gelen kazada %50 oranında kusuru olduğu sonucuna ulaşılmıştır. Hükme esas alınan raporun kaza tespit tutanağı ve olayla uyumlu olduğu açıktır. Her ne kadar davalı sigorta şirketi tarafından koruyucu ekipman takılmaması nedeniyle müterafik kusur indirimi yapılması gerektiği ileri sürülmüş ise de mahkemece gerek kazadan kaynaklanan ve SGK kapsamında ödenmeyen tedavi giderlerinin hesaplanması gerekse davacının maluliyeti ile kask takıp takmaması arasında illiyet bağı bulunup bulunmadığı hususunda adli tıp uzmanı bilirkişisinden rapor alındığı, 27/05/2022 tarihli bilirkişi raporunda; davacının kaza esnasında yüksek olasılıkla kask kullanmadığı yönünde kanaat oluştuğu, kafa ve yüz bölgesindeki yaralanmaların kask kullanılması ile hafifletilmesinin mümkün olduğu, kask/koruyucu ekipman kullanılmaması ile maluliyetine neden olan vertebra çökme kırıkları arasında direk ya da dolaylı bir ilişki bulunmadığı, dolayısıyla kask/koruyucu ekipman kullanılmamasının maluliyetine etkisi bulunmadığı, SGK kapsamında olmayan belgelendirilen tedavi giderleri 1079,00 TL, belgelendirilmeyen tedavi giderleri 10.000,00- TL olmak üzere toplam tedavi giderinin 11.079,00 TL olduğu belirtilmiş olup bu itibarla ilk derece mahkemesince müterafik kusur indirimi yapılmaması isabetli bulunmuştur. 6111 sayılı Kanun’un 59.maddesi ile değişik Karayolları Trafik Kanunu’nun 98.maddesinde Sosyal Güvenlik Kurumu’nca karşılanacak sağlık hizmeti bedellerinin neler olduğu açıklanıp sınırlandırılmıştır. KTK’nın 98.maddesi gereği SGK Başkanlığı’nın sorumlu olduğu sağlık giderleri, trafik kazaları nedeniyle üniversitelere bağlı hastaneler ve diğer resmi ve özel sağlık kuruluşlarında yapılan tıbbi tedaviye ilişkin sağlık hizmet bedellerinden ibarettir. SGK’nın hangi sağlık giderlerinden sorumlu olduğu kanunla belirlenmiş olup, normlar hiyerarşisinde daha altta olan genel şartlar ile kanun kapsamının değiştirilip genişletilemeyeceği aşikardır. Açıklanan maddi ve hukuki vakıalar karşısında; Anayasa Mahkemesinin KTK 90/İ maddesinin iptali de göz önüne alınıp TBK’nın 54. maddesi ile KTK’nın 98. maddesi hükümleri birlikte değerlendirildiğinde, kazadaki yaralanmadan kaynaklanan ve SGK tarafından karşılanmayan tedavi giderleri zararından sorumluluk, zarara neden olanlar ile bu kişilerin sorumluluğunu poliçe ile üstlenen sigorta şirketine ait olduğundan davalı sigorta şirketinin aksi yöndeki istinaf sebepleri yerinde görülmemiştir.Haksız fiil sonucu çalışma gücünde kayıp olduğu iddiası ve buna yönelik bir talebin bulunması halinde, zararın kapsamının tespiti açısından maluliyetin varlığı ve oranının doğru bir şekilde belirlenmesi gerekmektedir. Söz konusu belirlemenin ise Adli Tıp Kurumu veya Üniversite Hastanelerinin Adli Tıp Anabilim Dalı bölümleri gibi kuruluşlarının çalışma gücü kaybı olduğu iddia edilen kişide bulunan şikâyetler dikkate alınarak oluşturulacak uzman doktor heyetinden kaza tarihi … tarihinden önce ise Sosyal Sigorta Sağlık İşlemleri Tüzüğü, 11.10.2008 tarihi ile 01.09.2013 tarihleri arasında Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği, 01.09.2013-01.06.2015 tarihleri arası Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmeliği, 01.06.2015-20.02.2019 tarihleri arası Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurul Raporları Hakkında Yönetmelik, 20.02.2019 tarihinden sonra Erişkinler İçin Engellilik Değerlendirmesi Hakkında Yönetmelik hükümleri dikkate alınarak yapılması gerekmektedir. (Yargıtay 4. Hukuk Dairesi’nin 2021/6197 Esas, 2021/8738 Karar Sayılı ilamı)
Somut olayda, ilk derece mahkemesince, …tarihli kaza nedeniyle oluşan geçici ve sürekli iş göremezliğin tespiti için Erciyes Üniversitesi Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığı’ndan rapor istendiği, mahkemenin 02/02/2021 tarihli ara kararında hazırlanacak raporun alternatifli olarak öncelikle 20/02/2019 tarihli Resmî Gazete’de yayımlanan Çocuklar İçin Özel Gereksinim Değerlendirmesi Hakkında Yönetmelik, ikinci ihtimalde ise Maluliyet Tespit İşlemleri Yönetmeliği çerçevesinde, bu yönetmeliği göre maluliyetin tespit edilememesi halinde gerekçesi açıklanarak Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği çerçevesinde hazırlanmasının istenildiği, Erciyes Üniversitesi Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığı … tarihli raporunda 20/02/2019 tarihli Çocuklar İçin Özel Gereksinim Değerlendirmesi Hakkında Yönetmeli’ğinin (ÇÖZGER) temel olarak çocuklar ile ilgili özel gereksinim alanlarının belirlenmesine ilişkin ortak bir uygulama alanı geliştirmek amacıyla çocukların özel gereksinimi olup olmadığı ve bu gereksinim düzeyini tanımladığını, ÇÖZGER’in herhangi bir şekilde maluliyet oranını, vücut fonksiyon kaybı oranını, özür oranını belirleyen bir yönetmelik olmadığı, bu nedenle … tarihli trafik kazası ile ilgili olarak ÇÖZGER üzerinden rakamsal olarak ifade edilebilen bir maluliyet/engel oranı tespit edilmesinin mümkün olmadığı, davacıda tespit edilen patolojiler için Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmeliği ile Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği açısından tespit edilen oranlarda herhangi bir değişim söz konusu olmadığı, geçici iş göremezlik süresinin 6 ay, sürekli iş göremezlik oranının ise %24 olduğu belirlenmiştir. Davalı vekilince maluliyet oranının yönetmeliği uygun tespit edilmediği yönünde istinaf başvurusunda bulunulmuş olup davalı sigorta şirketi vekilinin rapora karşı 04/01/2022 tarihli itiraz dilekçesinde de maluliyet oranına itiraz ettiği görülmektedir.
Trafik kazasının …tarihinde meydana geldiği dikkate alındığında, kaza tarihinde 18 yaşından küçük olan davacı için yürürlükte olan Çocuklar İçin Özel Gereksinim Değerlendirilmesi Hakkındaki Yönetmelik hükümleri esas alınarak rapor düzenlenmesi gerekirken, hatalı raporla karar verilmesi doğru değildir. Mahkemece Çocuklar İçin Özel Gereksinim Değerlendirilmesi Hakkındaki Yönetmelik hükümleri esas alınmak suretiyle rapor alınması sağlanması, Çocuklar İçin Özel Gereksinim Değerlendirilmesi Hakkındaki Yönetmelik hükümleri gereğince maluliyet oranının belirlenmesinin Adli Tıp Kurumu ve Üniversite Hastanelerinin Adli Tıp Bölümlerinden oran belirtilmek suretiyle sağlanmasının mümkün olduğuna ilişkin Yargıtay kararları da taranmak suretiyle Erciyes Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığı’ndan ek rapor alınması, ek rapor neticesinde oransal maluliyet raporunun temin edilememesi halinde Adli Tıptan rapor alınmasının sağlanması ve sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme neticesinde karar verilmiş olduğu kanaatine varılmış olup, davalı sigorta vekilinin bu yöndeki istinafının yerinde olduğu görülmüştür.
Yukarıda ayrıntılı olarak belirtildiği üzere davanın çözümünü sağlayacak ve esasına etki edecek nitelikteki deliller usulünce ve tam manasıyla toplanmadan dolayısıyla değerlendirilmeden hüküm kurulmuş olduğundan, davalı vekilinin istinaf talebi yukarıda yapılan açıklamalarla sınırlı olarak kabul edilerek, ilk derece mahkemesi kararının, duruşma yapılmaksızın, kaldırılması ve davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye iadesi gerektiği sonuç ve kanaatine varılmıştır. Bu nedenle; ilk derece mahkemesi kararının kaldırılıp davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye gönderilmesine dair 6100 sayılı HMK md. 353/1-a-6 gereğince duruşma açılmaksızın mahkemesine iadesine karar verilmesi gerektiği anlaşılarak aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçelerle;
1-) Davalının istinaf başvurusunun KABULÜ İLE; 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a/6 maddesi gereğince Kayseri 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 05/12/2022 tarih, 2020/709 Esas 2022/961 Karar sayılı KARARININ KALDIRILMASINA,
2-) Davanın yukarıda gerekçe bölümünde belirtilen hususlar değerlendirilerek yeniden görülmesi için dosyanın MAHKEMESİNE İADESİNE,
3-) Peşin alınan istinaf karar harcının istek halinde istinaf kanun yoluna başvurana iadesine,
4-) İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından istinaf kanun yoluna başvuran yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
5-) İstinaf kanun yoluna başvuran tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına,
6-) İstinaf yargılaması bakımından istinaf kanun yoluna başvuran tarafından yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının HMK’nun 333. maddesi, Yönetmeliğin 207/1. maddesi ve HMK Gider Avansı Tarifesi’nin 5. maddesi hükümleri uyarınca yatırana iadesine,
7-) Kararın kesin olması nedeniyle taraflara tebliği, harç ve avans iadesi işlemlerinin HMK’nın md. 302/5 ve 359/3 uyarınca ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dair; tarafların yokluğunda, 6100 sayılı HMK md. 353/1-a/6 maddesi gereğince dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı HMK md. 353/1 – a, 362/1 – g maddeleri uyarınca KESİN olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 20/12/2023