Emsal Mahkeme Kararı Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2023/192 E. 2023/2249 K. 21.12.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T. C.
KAYSERİ
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2023/192
KARAR NO: 2023/2249
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: KAYSERİ 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 23/11/2022
NUMARASI: 2021/948 Esas 2022/836 Karar
DAVANIN KONUSU: Ölüm ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat
DAVA TARİHİ: 19.06.2017
İSTİNAF KARARININ
VERİLDİĞİ TARİH: 21.12.2023
YAZILDIĞI TARİH: 21.12.2023
Kayseri 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2021/948 Esas 2022/836 Karar sayılı kararına karşı davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuş ve dosya istinaf incelemesi yapılmak üzere dairemize tevzi edilmiş olmakla dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLÜP GÖRÜŞÜLDÜ:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ
Davacılar vekili, dava dilekçesinde özetle; davacının eşi ve babası …’ın kullandığı … plaka sayılı aracın 25/08/2010 tarihinde … poliçe no ile ZMMS ile davalı … AŞ (eski adıyla… AŞ) nezdinde sigorta yapıldığının tespit edildiğini, meydana gelen trafik kazası nedeniyle Kayseri 9. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2021/101 Esas sayılı dosyasında davanın devam etmekte olduğunu, davalı sigorta şirketine karşı manevi tazminat talebi bulunmadığını, açılan iş bu davanın tensip zaptı ile dava konusu olay tarafları ve konusu aynı olması nedeniyle Kayseri 9. Asliye Hukuk mahkemesi’nin 2021/101 Esas sayılı dosyası ile birleştirilmesine karar verilmesini, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin karşı tarafa yükletilmesini talep ve dava etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ
İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonunda; davanın kabulü ile, davacı … için 116.884,93 TL, davacı … için 58.442,46 TL olmak üzere toplam 175.327,39 TL destekten yoksun kalma tazminat bedelinin (poliçe limiti ile sınırlı olmak üzere) temerrüt tarihi olan 09/02/2021 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacılara hak ettikleri bedelin ayrı ayrı verilmesine, (Davacı…’a ait bedelin vasisi …’a verilmesine) dair karar verildiği görülmüştür.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
Davalı vekili tarafından süresi içinde verilen istinaf dilekçesinde özetle; ilk derece mahkemesi tarafından kendilerine kusur raporu tebliğ edilmeden önce aktüer raporunun tebliğ edildiğini, taraflarınca kusura ilişkin bilirkişi tarafından tespit edilen hususların dahi öğrenilmeden aktüer raporu ile hesaplamaya geçildiğini, söz konusu rapora itiraz veya beyanlarını sunmaları için makul süre verilmeden hesaplama yapılmasının adil yargılama hakkını ihlal ettiğini, ilk derece mahkemesince kusur oranları hususundaki çelişkinin giderilmesi için yeni bir bilirkişi raporunun tanzim edilmesi gerekirken ilk derece mahkemesince hiçbir inceleme ve değerlendirme yapılmaksızın karar tesis edildiğini, maddi tazminat talepli davanın olay tarihinden 10 yıl sonra ikame edildiğini, davanın zamanaşımı yönünden reddi gerektiğini, bu hususun ilk derece mahkemesince dikkate alınmadığını, aktüer bilirkişi raporunda tazminat hesaplamasının, müteveffanın net gelirine göre yapılması ve pasif dönem için AGİ ücretleri dahil edilmeksizin ZMMS genel şartlarına göre yapılması gerektiğini, Kayseri 4. İş Mahkemesi 2017/649 Esas numaralı dosyasında tanzim edilen söz konusu bilirkişi raporlarının hem görev hem yetki bakımından farklı mahkeme tarafından alınan raporlar olduğunu, bu nedenle iş mahkemesi sıfatıyla görülen dava ile ilk derece mahkemesinde ikame olan dava dosyasının esasa ilişkin farklılık arz ettiğini, bu nedenlerle istinaf başvurusunun kabulünü, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacılar üzerinde bırakılmasına karar verilmesi talebiyle istinaf kanun yoluna başvurduğu görülmüştür.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 53. maddesi gereği destekten yoksun kalma tazminatından oluşan maddi tazminat istemine ilişkindir.İstinaf incelemesi HMK 355. maddesi gereğince ileri sürülen istinaf sebepleri ve kamu düzeni ile sınırlı olarak yapılmıştır.Duruşma açılmasını gerektiren sebepler bulunmadığından HMK’nın 353 ve 355 maddeleri gereğince inceleme ve müzakereler dosya üzerinden yürütülmüştür.
Dosya içerisindeki bilgi ve belgeler esas alındığında; 29/06/2011 tarihinde davalı …AŞ’ye (… AŞ’ye) sigortalı, sürücüsü davacıların desteği … ve işleteni dava dışı … olan … plaka sayılı traktörün dava dışı … Ltd. Şti. yolu üzerinde devrilmesi neticesinde davacıların desteği …’ın vefat etmiş olduğu; davacılar ve dava dışı desteğin mirasçıları tarafından,dava dışı … Ltd.Şti. aleyhine Kayseri 4. İş Mahkemesi’nin 2017/649 Esas 2021/140 Karar sayılı dosyasında ikisi trafik kusur raporu düzenlemeye ehil makine mühendisi olmak üzere üç kişilik iş güvenliği uzmanı tarafından düzenlenmiş olan 19/11/2018 tarihli raporda, kazanın meydana gelmesinde davacıların desteği …’ın %60 oranında, dava dışı … Ltd.Şti’nin ise %40 oranında kusurlu olduğunun rapor edilmiş olduğu; Kayseri 4. İş Mahkemesi’nin 2017/649 Esas 2021/140 Karar sayılı görevsizlik kararı ile dosyanın Kayseri 9. Asliye Hukuk Mahkemesi’ne gelmiş olduğu, eldeki dosyanın Kayseri 6. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2021/280 Esas 2021/316 Karar sayılı kararıyla Kayseri 9. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2021/101 Esas sayılı dosyasıyla birleştirilmesine karar verildiği, Kayseri 9. Asliye Hukuk Mahkemesince davalı … AŞ aleyhine açılmış olan eldeki davanın asıl dosyadan tefrikine karar verilerek, Kayseri 9. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2021/242 Esas 2021/282 Karar sayılı kararıyla görevsizlik kararı verilerek, Kayseri 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2021/948 Esas sayılı sırasına kaydedilmiş olduğu, Kayseri 9. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2021/101 E.sayılı alınmış ve birlikte düzenlenmiş olan 03/01/2022 havale tarihli kusur ve aktüerya bilirkişi raporunda, trafik kazasının meydana gelmesinde … plaka sayılı traktör sürücüsünün %60 oranında, dava dışı …Ltd.Şti’nin ise %40 oranında kusurlu olduğunun, %60 kusur indirimi yapılmak suretiyle davacı eş …’ın destekten yoksun kalma tazminat alacağının 116.884,93 TL, davacı kız …’ın 58.442,46 TL destekten yoksun kalma tazminat alacağının olduğunun tespit edildiği; davacı vekili tarafından 20/04/2022 tarihinde aktüerya bilirkişisi raporundaki bedeller üzerinden bedel artırımı yapıldığı ve Kayseri 2. Asliye Ticaret Mahkemesince eldeki davada ayrıca kusur, aktüerya bilirkişi raporu alınmayarak, Kayseri 9. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2021/101 Esas sayılı dosyasında alınmış olan bu kusur ve aktüerya raporunun taraflara tebliğ edildiği ve bu raporlar esas alınarak hüküm kurulduğu, neticeden mahkemece davanın kabulüne, davacı… lehine 116.884,93 TL, davacı … için 58.442,46 TL destekten yoksun kalma tazminatına hükmedildiği, kararın davalı … AŞ’nin istinafı üzerine dosyanın istinaf incelemesi için dairemize gelmiş olduğu görülmüştür.Trafik kazası ile ilgili olarak, ceza dosyasında alınan kusur bilirkişisi raporu, eldeki davada alınan kusur bilirkişisi raporu ile aynı trafik kazasına bağlı olarak açılmış olan diğer tazminat davalarında alınmış olan kusur bilirkişisi raporlarının tutarlı olup, birbiriyle çelişkili olmaması gerekir. Raporlar arasında çelişki olduğu takdirde çelişkinin mahkemece Karayolları Genel Müdürlüğü Trafik kürsüsünden seçilecek heyetten ya da İTÜ trafik kürsüsünden seçilecek heyetten rapor aldırılmak suretiyle çelişkinin giderilmesi gerekir.Somut olayda, Kayseri 4. İş Mahkemesi’nin 2017/649 Esas 2021/140 Karar sayılı dosyasında ikisi trafik kusur raporu düzenlemeye ehil makine mühendisi olmak üzere üç kişilik iş güvenliği uzmanı tarafından düzenlenmiş olan 19/11/2018 tarihli raporda, kazanın meydana gelmesinde davacıların desteği …’ın %60 oranında, dava dışı … Ltd.Şti’nin ise %40 oranında kusurlu olduğunun rapor edilmiş olduğu, Kayseri 9. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2021/101 Esas sayılı alınmış ve birlikte düzenlenmiş olan 03/01/2022 havale tarihli kusur ve aktüerya bilirkişi raporunda, trafik kazasının meydana gelmesinde …plaka sayılı traktör sürücüsünün %60 oranında, dava dışı … Ltd.Şti’nin ise %40 oranında kusurlu olduğunun rapor edilmiş olduğu, raporlar arasında herhangi bir çelişkinin olmadığı, hükme esas alınan kusur raporlarının olayın oluş şeklini doğruladığı anlaşılmakla, davalı sigorta vekilinin aksi yöndeki istinafının yerinde olmadığı görülmüştür.6098 sayılı TBK’nın 49. maddesi maddesinde haksız fiil tanımlanmış, 72. maddesinde haksız fiilden zarar görenin, bundan kaynaklanan zararının tazmini istemiyle açacağı davaların zararı ve faili öğrendiği tarihten itibaren 2 yıl ve herhalde haksız fiil tarihinden itibaren 10 yıllık zamanaşımı süresine tabi bulunduğu belirtilmiştir. Aynı doğrultuda, 2918 sayılı KTK’nın 109/1 maddesinde; motorlu araç kazalarından doğan maddi zararların tazminine ilişkin talepler zarar görenin zararı ve tazminat yükümlüsünü öğrendiği tarihten başlayarak 2 yıl ve herhalde, kaza gününden başlayarak 10 yıl zamanaşımı süresi öngörülmüştür. Bu süre maddi tazminat talepleri için de geçerlidir. Maddenin özellikle 2. fıkrasında “dava, cezayı gerektiren bir fiilden doğarsa” ifadesi ile kanun koyucu taraf ayrımı yapmaksızın (davacı, davalı veya dava dışı 3. kişi) yapmış olduğu fiil cezayı gerektiriyor ise uzamış ceza zamanaşımı uygulanacağı ifade edilmiştir.Görüldüğü gibi, TBK’nın 72. ve 2918 sayılı KTK’nın 109/2. maddesindeki düzenlemeler, zamanaşımı süresinin başlangıcı ve miktarları yönünden birbirine paraleldir. 2918 sayılı Kanunun anılan madde hükmünde gözden kaçırılmaması gereken husus, ceza kanununda öngörülen daha uzun zamanaşımı süresinin tazminat talebi ile açılacak davalar için de geçerli olabilmesinin sadece eylemin ceza kanununa göre suç sayılması koşuluna bağlanmış bulunmasıdır. Bu düzenlemenin iki ayrı sonucu bulunmaktadır. Söz konusu yasa hükmü, ceza zamanaşımının uygulanabilmesi için sadece eylemin aynı zamanda bir suç oluşturmasını yeterli görmekte; bunun dışında fail hakkında mahkumiyet kararıyla sonuçlanmış bir ceza davasının varlığı hatta böyle bir ceza davasının açılması ya da zarar görenin o davada tazminat yönünden bir talepte bulunmuş olması koşulu aranmamaktadır. Dahası söz konusu hükümde, ceza zamanaşımının uygulanması bakımından sürücü ve diğer sorumlular (örneğin işleten) arasında bir ayrım da yapılmamış, böylece kuralın bunların tümü için geçerli olduğu hepsi için aynı zamanaşımı süresinin uygulanacağı öngörülmüştür. (HGK’nun 5.6.2015 gün 2014/17-2198 2015/1495 sayılı kararı ile uzamış ceza zamanaşımı benimsenmiştir.) Açıklanan ilkeler ışığında somut olay incelenecek olursa; davalı araç sürücüsünün neden olduğu trafik kazasının aynı zamanda 5237 sayılı TCK’nın 85/2. maddesinde düzenlenen ve taksirle yaralama olarak tanımlanan cezayı gerektiren eylem niteliğinde bulunması; bu eylemle ilgili ceza davasının TCK’nın 66/1-d maddesi uyarınca onbeş yıllık zamanaşımı süresine tabi olması; 2918 sayılı KTK’nın 109/2. maddesi uyarınca bu sürenin görülmekte olan maddi tazminat davası için de geçerli olması; davanın olay tarihi üzerinden onbeş yıl geçmeden önce 26/04/2021 tarihinde açılmış olması karşısında, somut olayda zamanaşımının gerçekleşmediği ve davalının zamanaşımı definin yerinde olmadığı açıktır.Somut olayda, kaza … tarihinde meydana gelmiş olup, dava 26/04/2021 tarihinde açılmış, davacı vekili tarafından 20/04/2022 tarihinde bedel artırımına gidilmiştir. Dava, davacı tarafça onbeş yıllık uzun ceza zamanaşımı süresi içerisinde açılmış, davacının zararının bilinebilir hale geldiği 03/01/2022 tarihli aktüerya bilirkişisi raporundan yaklaşık 3,5 ay sonra, yasal iki yıllık süre içerisinde ve kazanın meydana geldiği 29/06/2011 tarihinden itibaren onbeş yıllık uzun ceza zamanaşımı süresi geçmeden ıslah edilmiştir. Haksız fiilden kaynaklı tazminat davalarında haksız fiilin işlendiği tarih itibariyle alacak muaccel hala gelmiş, istenebilir olmuş olup ancak zararın miktarı bilinmediğinden, hesaplanması gerektiğinden ancak bilirkişi raporu alındıktan sonra belirlenebilir olduğundan, bilirkişi raporundan sonra yapılmış ve süresi içerisinde bedeli artırılmış olan tazminat miktarının zamanaşımına uğradığına ilişkin davalı sigorta vekilinin istinafının yerinde olmadığı görülmüştür.
01/06/2015 tarihinden önce meydana gelmiş olan trafik kazalarında cismani zarar ve destekten yoksun kalma tazminatının hesaplanmasında Yargıtayca PMF – 1931 yaşam tablosu esas alınıyor ve %10 artırım %10 iskonto yöntemiyle zarar görenlerin tazminat alacağı hesaplanıyordu. 01/06/2015 tarihinde yeni Genel Şartların yürürlüğe girmesiyle birlikte, 01/06/2015 tarihinden sonra meydana gelen ve 01/06/2015 tarihinden sonra düzenlenmiş olan poliçelerde PMF 1931 yaşam tablosu ve %10 artırım %10 iskonto yönteminden vazgeçilerek poliçelerin eki niteliğindeki genel şartlar gereğince tazminat hesabında TRH – 2010 yaşam tablosu ve 1,8 Teknik Faiz yöntemi kullanılmaya başlanıldı. Anayasa Mahkemesi’nin 17/07/2020 tarih 2019/40 Esas 2020/40 Karar sayılı kararıyla 2918 sayılı KTK’nın 90. ve 92. maddelerinde “genel şartlara” atıf yapan cümlelerin iptaline karar verilmiş ve bu karar 09/10/2020 tarihli Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe girmiş olmasıyla birlikte, Yargıtay 17. Hukuk Dairesince zarar görenlerin cismani zarar ve destekten yoksun kalma tazminatı alacağının hesaplanmasında TRH 2010 ve %10 artırım %10 iskonto yöntemi benimsenmiş olup TRH 2010 yaşam tablosunun uygulamasından vazgeçilmemiştir. (Yargıtay 17.HD’nin 2019/5206 E. 2020/8874 K. 22/12/2020 tarihli ilamı)Somut olayda, yöntemince alınmış olan aktüerya raporunda davacıların destekten yoksun kalma tazminatı hesaplanmış olduğu anlaşılmakla;19/06/2021 tarihinde 31516 sayılı RG’de aynı gün yürürlüğe giren 7327 kanun numaralı “İcra ve İflas Kanunu İle Bazı Kanunularda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un; 18. maddesi ile 2918 sayılı KTK’nun 90. maddesine yapılan değişiklik neticesinde “…sürekli sakatlık tazminatı, ulusal doğum ve ölüm istatistikleri kullanılarak hazırlanan hayat tablosu, zorunlu malu sorumluluk sigortası genel şartlarında yüzde 2’yi geçmemek üzere belirlenen iskonto oranı ve sürekli sakatlık oranı esas alınarak hayat üniteleri ile genel kabul görmüş aktüerya kurallarına uygun olarak, hesaplanır…” hükmünün 19/06/2021 tarihinden sonraki kazalar neticesinde açılan sürekli işgöremezlik tazminatı davalarında uygulanacağı kanaatine varılmış olunduğundan, davalı sigorta vekilinin tazminatın TRH 2010 ve 1,8 teknik faiz uygulanmak suretiyle hesaplanması gerektiği yönündeki istinafının ve aktüerya bilirkişi raporlarının çelişkili olduğu yönündeki istinafının yerinde olmadığı görülmüştür.
Yukarıda izah edilen sebeplerle, ilk derece mahkemesi kararında davanın esasıyla ilgili hükme etki edecek tüm delillerin toplandığı, ihtilafın doğru olarak tanımlandığı, kanunun olaya uygulanmasında hata edilmediği anlaşılmakla, davalı … AŞ vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1. maddesi uyarınca esastan reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan gerekçelerle;
1-) Davalı… AŞ’nin istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b/1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-) İstinaf başvurusu nedeniyle alınması gereken 11.976,61 TL istinaf karar harcından davalı tarafından başvuru sırasında peşin yatırılan 2.994,90 TL harcın mahsubu ile eksik kalan 8.981,71 TL istinaf karar harcının istinaf eden davalıdan alınarak Hazineye irat kaydına,
3-) İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından istinaf vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
4-) Davalı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin davalı üzerinde bırakılmasına,
5-) İstinaf yargılaması bakımından davalı tarafça yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının HMK’nun 333. maddesi, Yönetmeliğin 207/1. maddesi ve HMK Gider Avansı Tarifesi’nin 5. maddesi hükümleri uyarınca yatırana iadesine,
6-) Kararın kesin olması nedeniyle taraflara tebliği, harç ve avans iadesi işlemlerinin HMK md. 302/5 ve 359/3 uyarınca ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dair, tarafların yokluğunda, HMK’nın 353/1-b/1 maddesi uyarınca dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, 6100 sayılı HMK’nın 362/1 – a maddesi gereğince KESİN olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 21/12/2023