Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.
T. C.
KAYSERİ
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2023/1369
KARAR NO: 2023/1421
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: KAYSERİ 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 26/05/2022
NUMARASI: 2017/716 Esas 2022/419 Karar
DAVA: Tazminat (Ölüm ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
BİRLEŞEN KAYSERİ 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
2018/52 ESAS, 2018/568 KARAR SAYILI DOSYASI
DAVA: Tazminat (Ölüm ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
İSTİNAF KARARININ
VERİLDİĞİ TARİH: 13/09/2023
YAZILDIĞI TARİH: 13/09/2023
Kayseri 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2017/716 Esas 2022/419 Karar sayılı ilamı asıl ve birleşen dosyada davacı vekili tarafından istinaf incelemesi için Dairemize gönderilmekle inceleme aşamasında dosyadaki tüm bilgi ve belgeler incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLÜP GÖRÜŞÜLDÜ:Asıl dosyada davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacının içinde bulunduğu ve … idaresindeki … plakalı araç ile 05/03/2017 tarihinde seyir halindeyken davalı …’ın sevk ve idaresinde …plakalı, davalı sigorta şirketince sigortalanan aracın çarpması neticesinde yaralamalı ve maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiğini, kaza neticesinde davacının ayak bileğinin kırıldığını, boyun ve omzunda ağır yaralanma ve zedelenme olduğunu, davacının 1967 doğumlu ve kaporta işletme sahibi olduğunu, kaza nedeniyle davacının çalışamaz olduğunu, meydana gelen kaza nedeniyle oluşan yaralanmanın davacıyı ciddi şekilde etkilediğini, mesleği gereği ağır işler yapması gerektiği ancak kaza sonrası çalışamaz hale geldiğini, 2 ay hastanede yattığını, sonrasında da 3 ay süre ile işini hiç yapamadığını, ayrıca psikolojik olarak derinden etkilendiğini, bu nedenlerle şimdilik 1.000,00-TL maddi, 49.000,00-TL manevi tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte tahsilini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalılara yükletilmesini talep ve dava etmiştir. Birleşen dosyada davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacının içinde bulunduğu … plakalı aracın 05/03/2017 tarihinde …plakalı araç ile çarpışması sonucu trafik kazasının meydana geldiğini ve davacının yaralandığını, davacının kaporta üzerine işletmesi olduğunu, yıllarca bu iş üzerine geçimini sağladığını, kazadan sonra çalışamaz hale geldiğini, aylık kazancının 5.000,00-TL olup, 5 ay boyunca çalışamadığını ve devamında iş gücü kaybı uğraması nedeniyle zarara uğradığını, davacının ağrılarının devam ettiğini, kalıcı maluliyetinin olabileceğini, olaydan 5 ay sonra ağrılarına rağmen davacının çalıştığını, davacının olayda kusurunun olmadığını, kusurunun davalı tarafından sigorta ettirilen araçta olduğunu, daha önce mahkememizin 2017/716 Esas sayılı dosyasında açılan davanın davalı yönünden dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine karar verildiğini, davalıya Kayseri 7. Noterliğinin … yevmiye nolu, … tarihli ihtarnamesi ile başvurulduğunu belirterek şimdilik 1.000,00-TL tazminatın faizi ile birlikte ödenmesi ve dosyanın öncelikle Mahkememizin 2017/716 Esas sayılı dosyası ile birleştirilmesini talep etmiştir.
Asıl dosyada davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; dava şartının yerine getirilmemesi nedeniyle davanın usulden reddi gerektiğini, davacının davalıya eksik evrak ile başvurduğunu, davalının sigortalının kusuru oranında sorumlu olduğunu, adli tıp kurumundan kusur ve maluliyete ilişkin rapor alınması gerektiğini, geçici iş göremezliğin teminat kapsamında olmadığını, emniyet kemeri takmaması nedeniyle tazminatta indirim yapılması gerektiğini belirterek davanın reddini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ
İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda;
“…1-Davacının geçici iş göremezlik şeklindeki maddi tazminat talebinin kabulü ile; 500,00-TL maddi tazminatın davalı … yönünden kaza tarihi olan 05/03/2017 tarihinden itibaren, diğer davalı … AŞ yönünden dava tarihi olan 23/05/2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine,
2-Davacının sürekli iş göremezlik şeklindeki maddi tazminat talebinin reddine,
3-Davacının manevi tazminat talebinin kısmen kabulü ile; 5.000,00-TL manevi tazminatın davalı …’dan kaza tarihi olan 05/03/2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsili ile davacıya verilmesine, fazla istemin reddine,
4-Davacının manevi tazminat talebinin davalı … AŞ yönünden reddine, ” şeklinde karar verildiği görülmüştür.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
Asıl ve birleşen dosyada davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; mahkemenin delilleri değerlendirmede hata yaptığını, kaza sonrası 2 ay hastanede, 3 ay evde olmak üzere 5 ay gibi bir süre çalışamadığını, kazada davalı …’ın tam ve asli kusurlu olduğunun göz önüne alınmadığını, bilirkişi ve adli tıp raporunda yapılan değerlendirmelerin de hukuka ve hakkaniyete aykırı olduğunu, geçici ve kalıca maluliyete ilişkin bir hesaplama yapılmadığı gibi iş göremezlik durumuna ilişkin bir hesaplama da yapılmadığını, hükmedilen tazminat miktarlarının çok düşük olduğunu, kaza sebebiyle uğramış olduğu zararın gerek maddi gerek manevi yönden hayatını ciddi bir şekilde etkilediğini, hastane masrafları, çalışamadığı süreler için gelir kaybını hükmedilen tazminat miktarının kat kat fazlası olduğunu, hiçbir kusuru yokken, karşı tarafın tam kusuru ile sebebiyet verdiği kazada zararlarının giderilmemesinin hukuka ve hakkaniyete aykırı olduğunu, karşı tarafa hükmedilen ayrı ayrı vekalet ücretleri ve manevi tazminat yönünden sigorta şirketine vekalet ücreti çıkmasının hatalı olduğunu beyan ederek mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
HMK’nın 355. maddesindeki düzenleme gereğince davacı vekilinin istinaf sebepleri ve kamu düzenine ilişkin hususlar ile bağlı kalınarak ilk derece mahkemesine ait dava dosyası esas bakımından incelendiğinde;
Dava, haksız fiilden kaynaklı 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 54.ve 56. maddeleri gereği cismani zarardan doğan maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir. Somut uyuşmazlıkta, 05/06/2016 tarihinde davalı … sevk ve idaresindeki …plakalı aracın davacının içerisinde yolcu olarak bulunduğu … plakalı araca çarpması neticesinde davacının yaralandığı sabittir. Davalı … Şirketi ise …plaka sayılı aracın zorunlu mali mesuliyet sigorta şirketidir.
Mahkemece 24/07/2017 tarihli ara karar ile davalı … Şirketi’ne yönelik açılan davanın tefrikine karar verilmiş olup Uyap Bilişim Sistemi üzerinden yapılan incelemede tefrik edilen dosyanın aynı mahkemenin 2017/996 Esasına kaydedildiği 2017/ 520 K. Sayılı karar ile dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine karar verildiği ve kararın 17/01/2018 tarihinde kesinleştiği görülmüştür.Yine Uyap Bilişim Sistemi üzerinden yapılan incelemede davacı tarafça aynı kazaya ilişkin davalı … Şirketi’ne yönelik yeniden dava açıldığı, davanın Kayseri 2. Ticaret Mahkemesi’nin 2018/52 Esas sayısına kaydedildiği ve anılan dosyada 2018/568 K.sayılı karar ile dosyanın aynı mahkemenin 2017/716 Esas sayılı dosyası ile birleştirilmesine karar verildiği görülmektedir.
Eldeki dosyada hükme esas alınan 05/03/2019 tarihli trafik bilirkişi raporunda davalı …’ın kavşağa yaklaşırken hızını azaltmaması ve kendisine hitap eden DUR levhasına riayet etmeden kavşağa girerek ana yoldaki araca ilk geçiş hakkını vermemesi nedeniyle kazanın meydana gelişinde %100 kusurlu bulunduğu, dava dışı sürücü …’ın kusurunun bulunmadığı belirlenmiş olup, raporun ceza dosyasında tanzim edilen 24/04/2018 tarihli bilirkişi heyeti raporuyla ve olayın oluş şekli ile uyumlu olduğu açıktır.Yargıtay uygulamalarına göre, maluliyet raporu adli tıp uzmanları tarafından düzenlenmeli ve maluliyet oranı kaza tarihindeki mevzuata uygun olarak belirlenmelidir. Haksız fiil sonucu çalışma gücünde kayıp olduğu iddiası ve buna yönelik bir talebin bulunması halinde, zararın kapsamının tespiti açısından maluliyetin varlığı ve oranının doğru bir şekilde belirlenmesi gerekmektedir. Söz konusu belirlemenin ise Adli Tıp Kurumu veya Üniversite Hastanelerinin Adli Tıp Anabilim Dalı bölümleri gibi kuruluşlarının çalışma gücü kaybı olduğu iddia edilen kişide bulunan şikâyetler dikkate alınarak oluşturulacak uzman doktor heyetinden kaza tarihi 11.10.2008 tarihinden önce ise Sosyal Sigorta Sağlık İşlemleri Tüzüğü, 11.10.2008 tarihi ile 01.09.2013 tarihleri arasında Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği, 01.09.2013-01.06.2015 tarihleri arası Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmeliği, 01.06.2015-20.02.2019 tarihleri arası Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurul Raporları Hakkında Yönetmelik, 20.02.2019 tarihinden sonra Erişkinler İçin Engellilik Değerlendirmesi Hakkında Yönetmelik hükümleri dikkate alınarak yapılması gerekmektedir. (Yargıtay 4. Hukuk Dairesi’nin 2021/6197 Esas, 2021/8738 Karar Sayılı ilamı)
Somut olayda, ilk derece mahkemesince, usulüne uygun teşekkül ettirilmiş olan Erciyes Üniversitesi Tıp Fakültesi Dahili Tıp Bilimleri Bölümü Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığın’dan alınan raporda davacının kaza nedeniyle geçici iş göremezlik süresinin 1 hafta olduğu, sürekli iş göremezliğinin bulunmadığı tespit edilmiştir. Her ne kadar davacı tarafça geçici iş göremezlik süresinin daha uzun olduğu ayrıca sürekli iş göremezliğinin de bulunduğu ileri sürülmekte ise de mahkemece davaya konu kazaya ilişkin tedavi belgeleri toplanarak aynı kurumdan yeniden rapor alındığı, 09/11/2018 tarihli rapor ile 05/11/2021 tarihli raporun birbiri ile uyumlu olduğu görülmektedir. Hal böyle iken davacının aksi yöndeki istinaf başvuru sebebi yerinde görülmemiştir.
Davacı vekili 18/01/2018 tarihli celsede, dava dilekçesinde 1000,00-TL olarak talep edilen maddi tazminatın 500,00-TL’sinin geçici iş göremezlik, 500,00-TL’sinin ise sürekli iş göremezlik tazminatı olarak talep edildiğini açıklamış olup yine dava dilekçesinde davacının kaportacı olduğu ve aylık kazancının en az 5.000,00-TL civarında olduğu belirtilmiştir. Mahkemece dosya kapsamındaki 03/03/2022 tarihli hesap raporu hükme esas alınmış olup anılan raporda davacının gelirinin asgari ücret düzeyinde olduğunun kabulü halinde 303,56-TL, gelirinin 4.000,00-TL olduğunun kabulü halinde ise 933,33-TL geçici iş göremezlik tazminatı talep edilebileceği belirtilmiştir Mahkemece 500,00-TL maddi tazminata hükmedilmiş olunduğundan davacının gelirinin 4.000,00-TL olarak dikkate alındığı sonucuna ulaşılmıştır. Gerek tanık beyanları gerekse sosyal ekonomik durum araştırması gözönüne alındığında davacının gelirinin aylık 4.000,00-TL olarak kabul edilmesi ve sonuç olarak talep aşılmayarak 500,00-TL geçici iş göremezlik tazminatına hükmedilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır.6098 sayılı TBK md. 56 ve 58 hükümlerine göre, hakimin özel halleri göz önünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği bir para tutarı adalete uygun olmalıdır. Manevi tazminat, zarara uğrayanda, manevi huzuru gerçekleştirecek ve tazminata benzer bir fonksiyonu da olan özgün bir nitelik taşır. Manevi tazminat bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. Zarar görenin zenginleşmemesi, zarar sorumlusunun da fakirleşmemesi gerekmektedir. Takdir edilecek miktarın, mevcut halde elde edilmek istenen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22.6.1976 günlü ve 7/7 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde de takdir edilecek manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden, hakim bu konuda takdir hakkını kullanır iken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.Manevi tazminat zenginleşme aracı olmamakla beraber, bu yöndeki talep hakkındaki hüküm kurulurken olay sebebiyle duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amaçlanmalı ve bu sebeple tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile birlikte olayın meydana geliş şekli de göz önünde tutularak, hak ve nesafet kuralları çerçevesinde bir sonuca varılmalıdır. Zira, Türk Medeni Kanununun 4. maddesinde, kanunun takdir hakkı verdiği hallerde hakimin hukuka ve hakkaniyete göre hükmedeceği öngörülmüştür.
Somut olayda davacının kaza sonucunda geçici iş göremezliği oluştuğu, kusur durumu, kaza tarihi ve tarafların sosyal ekonomik durumu gözetildiğinde takdir edilen manevi tazminat miktarının manevi doyum yönünden yeterli olduğu kanaatiyle davacının manevi tazminat miktarına ilişkin istinaf sebepleri yerinde görülmemiştir.Eldeki dosyada gerekçeli kararda dosyadaki tefrik ve birleşme bilgilerinden bahsedilmediği gibi karar başlığında da birleşen dosya bilgisi bulunmaması hatalıdır. İlk derece mahkemesince birleşen dosyada sigorta şirketinden yalnız maddi tazminat istenilmiş olmasına rağmen sigorta şirketine yönelik açılan manevi tazminat talebinin reddine karar verilmesi ve bu karara dayanarak sigorta şirketi lehine manevi tazminat takdir edilmesi hatalıdır. Ayrıca davacı vekilince asıl dosya ve birleşen dosya dava dilekçelerinde olay tarihinden itibaren faiz işletilmesinin istenildiği ancak olay tarihinin hatalı olarak 05/03/2017 olarak yazıldığı, mahkemece 18/01/2018 tarihli duruşmada davacı vekilinin bu husustaki beyanının alındığı ve olay tarihinin dava dilekçesine yazımı sırasında maddi hata yapıldığının açıklığa kavuşturulduğu, buna rağmen mahkemece kaza tarihinin 05/06/2016 tarihi olduğu gözetilmeksizin hükmün 1. ve 3. fıkrasında kaza tarihinin hatalı olarak 05/03/2017 şeklide yazılması isabetli bulunmamıştır. Yine hükmün 1. Fıkrasında sigorta şirketi yönünden dava tarihinden itibaren faiz işletilmesi yönünde karar verilmesine rağmen birleşen dosya dava tarihinin 18/01/2018 olduğu gözetilmeksizin birleşen dosya dava tarihinin de hatalı olarak yazıldığı anlaşılmakla hükümdeki bu hataların infazda tereddüt yaratacağı gözetilerek Dairemiz tarafından düzeltilmesi gerekmiştir.Tüm bunlarla birlikte asıl dava dosyası ve birleşen dava dosyası bakımından ayrı ayrı harç alınması ve vekalet ücretlerinin de ayrı ayrı değerlendirilmesi gerekmesine rağmen ilk derece mahkemesi kararının bu yönlerden de eksik ve hatalı olduğu açıktır.
İlk derece mahkemesi kararındaki belirtilen hatalar bakımından gerekli düzeltmelerin yapılması amacıyla davacı vekilinin istinaf başvurusun kısmen kabulü ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-b-2 maddesi uyarınca ilk derece mahkemesinin kararı kaldırılarak Dairemizce duruşma açılmaksızın yeniden esas hakkında karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : (Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere) ;
A-)Asıl dosya ve birleşen dosyada davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile,
B-)Kayseri 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2017/716 Esas 2022/419 arar sayılı kararının yeniden hüküm kurulmak üzere KALDIRILMASINA, hükmün HMK’nın 353/1-b/2 maddesi gereğince YENİDEN TESİSİNE,
“A) Asıl ve birleşen dosyada;
1-Davacının geçici iş göremezlik şeklindeki maddi tazminat talebinin kabulü ile; 500,00-TL maddi tazminatın davalı … yönünden kaza tarihi olan 05/06/2016 tarihinden itibaren, birleşen dosyada davalı … AŞ yönünden birleşen dava tarihi olan 18/01/2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine,
2-Davacının sürekli iş göremezlik şeklindeki maddi tazminat talebinin reddine,
3-Davacının manevi tazminat talebinin kısmen kabulü ile; 5.000,00-TL manevi tazminatın davalı …’dan kaza tarihi olan 05/06/2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsili ile davacıya verilmesine, fazla istemin reddine,
4-Alınması gereken 375,70-TL nispi karar ve ilam harcından davacıdan asıl ve birleşen dosyada peşin olarak alınan 170,78-TL ve 35,90-TL harç toplamı olan 206,68-TL harcın mahsubu ile eksik kalan 169,02-TL’nin davalılardan müteselsilen alınarak (davalı sigorta şirketinin sorumluluğu 80,70-TL maktu harç ile sınırlı olmak üzere) hazineye gelir kaydına,
5-Asıl dosyada davacı tarafça yapılan 527,40-TL davetiye ve posta müzekkere gideri ile 1.000,00-TL bilirkişi ücreti, birleşen dosyada yapılan 8 adet tebligat gideri 112,00-TL, müzekkere gideri 85,40-TL, … ilanı masrafı 130,00-TL olmak üzere toplam 1.854,80-TL yargılama giderinden davanın kabul oranına göre belirlenen 200,02-TL’nin davalılardan müteselsilen (davalı sigorta şirketinin sorumluluğu 18,18-TL ile sınırlı olmak üzere) alınarak davacıya verilmesine, bakiyesinin davacı üzerinde bırakılmasına,
6-Asıl dosyada davacı tarafça yatırılan 31,40-TL başvuru harcı ve 170,78-TL peşin harç, birleşen dosyada yatırılan 35,90-TL başvuru harcı ve 35,90-TL peşin harç olmak üzere toplam 273,98-TL’nin davalılardan müteselsilen (davalı sigorta şirketinin 80,70-TL maktu harç ile sınırlı olmak üzere) alınarak davacıya verilmesine,
7-Davacı lehine kabul edilen maddi tazminat yönünden AAÜT uyarınca takdir olunan 500,00-TL vekalet ücretinin davalılardan müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
8-Davacı lehine kabul edilen manevi tazminat yönünden AAÜT uyarınca takdir olunan 5.000,00-TL vekalet ücretinin davalı …’dan alınarak davacıya verilmesine,
9-Davalılar lehine reddedilen maddi tazminat yönünden AAÜT uyarınca takdir olunan 500,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara eşit olarak verilmesine,
10-Davalı … lehine reddedilen manevi tazminat yönünden AAÜT uyarınca takdir olunan 5.000,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak adı geçen davalıya verilmesine,
11-Artan gider avansı olması halinde karar kesinleştiğinde ve talepleri halinde ilgili taraflarına iadesine,
C-) Asıl ve birleşen dosyada davacı vekilinin istinaf başvurusu kabul edilmiş olmakla;
1-) İstinaf karar harçlarının talep halinde davacıya iadesine,
2-)İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
3-)Davacı tarafından yatırılan asıl dosya için 220,70-TL istinaf kanun yoluna başvurma harcı, birleşen dosya için 492,00-TL istinaf kanun yoluna başvurma harcı, 4 adet elektronik tebligat ücreti 37,00-TL, 3 adet tebligat ücreti 51,00-TL, dosya gönderi gideri 312,00-TL olmak üzere toplam 1.112,70-TL’nin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
4-) İstinaf yargılaması bakımından istinaf kanun yoluna başvuran tarafından yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının HMK’nun 333. maddesi, Yönetmeliğin 207/1. maddesi ve HMK Gider Avansı Tarifesi’nin 5. maddesi hükümleri uyarınca yatırana iadesine,
5-) Kararın kesin olması nedeniyle taraflara tebliği, harç ve avans iadesi işlemlerinin HMK’nın md. 302/5 ve 359/3 uyarınca ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dair; tarafların yokluğunda, Hukuk Muhakemeleri Kanunu md. 353/1-b/2. maddesi uyarınca dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı HMK’nın 362/1 -a maddesi uyarınca KESİN olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 13/09/2023