Emsal Mahkeme Kararı Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2023/1293 E. 2023/1388 K. 14.07.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T. C.
K A Y S E R İ
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2023/1293
KARAR NO: 2023/1388
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: KAYSERİ 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 10/03/2022
NUMARASI: 2021/146 Esas, 2022/199 Karar
DAVANIN KONUSU: Ölüm Sebebiyle Açılan Maddi Tazminat
DAVA TARİHİ: 26.02.2021
İSTİNAF KARARININ
VERİLDİĞİ TARİH: 14.07.2023
YAZILDIĞI TARİH: 14.07.2023
Yukarıda ayrıntılı bilgileri yazılı Kayseri 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2021/146 Esas 2022/199 Karar sayılı kararına karşı davacılar vekilince istinaf kanun yoluna başvurulmuş ve dosya istinaf incelemesi yapılmak üzere Dairemize tevzi edilmiş olmakla dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:Tarafların İddia ve Savunmalarının Özeti: Davacılar vekili, dava dilekçesinde özetle; Davacıların babası olan …’ın 30/12/2018 tarihinde meydana gelen trafik kazasında vefat ettiğini, davacıların destekten yoksun kaldıklarını, sürücü …’nın sevk ve idaresinde bulunan … plakalı aracı ile … istikametinde seyir halinde iken yaya olan davacıların babası …’a çarpması sonucu kazanın meydana geldiğini, araç sürücüsünün tam ve asli kusurlu olduğunu, müteveffanın kazada kusurunun bulunmadığını, Ürgün CBS 2019/73 Soruşturma dosyası kapsamında soruşturma yapıldığını, kazaya karışan aracın davalı sigorta şirketince sigortalı olduğunu, 21/01/2021 tarihli dilekçe ile başvuruda bulunulduğunu, arabuluculuk görüşmelerinden sonuç elde edilemediğini, bu nedenle şimdilik davacıların her biri için 250,00-TL destekten yoksun kalma tazminatının olay tarihinden itibaren başlayacak yasal faizi ile birlikte davalı sigorta şirketinden alınarak davacılara verilmesini, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, cevap dilekçesinde özetle; … plaka sayılı aracın davalı şirket nezdinde 13/03/2018-2019 vade tarihli olmak üzere sigortalı olduğunu, davalı şirketin ancak sigortalısının kazadaki kusuru oranında ve maddi zararın varlığı ispat edildiği takdirde teminat limiti dahilinde sorumlu olabileceğini, sigortalı aracın kazanın meydana gelmesinde kusurunun bulunmadığını davanın reddini gerektiğini, murisin yaşı, muhtemel ömrü, geliri, sigortalının kusuru, davacıların yaşı, muhtemel ölüm tarihleri ve destek oranları gibi hususlar dikkate alınarak rapor alınması gerektiğini, TRH 2010 yaşam tablosunun kullanılması gerektiğini, SGK dan davacılara herhangi bir ödeme yapılıp yapılmadığını, bu nedenlerle davanın reddini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacıya yükletilmesini talep etmiştir.
İlk Derece Mahkemesi Kararının Özeti: İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonunda; Davacıların maddi tazminat taleplerinin ayrı ayrı reddine dair karar verildiği anlaşılmıştır.
Taraflarca İleri Sürülen İstinaf Sebepleri: Davacılar vekili, süresi içinde verdiği istinaf dilekçesinde özetle; Sürücü …’nın hız limitini aşmış olduğunun açıkça görüldüğünü, bu hususa yönelik 29.11.2021 tarihli bilirkişi raporundaki değerlendirmenin ve iş bu bilirkişi raporu doğrultusunda verilen kararın kabulünün mümkün olmadığını, sürücü …’nın meydana gelen kazada tam ve asli kusurlu olduğunu, meydana gelen kazada kusur durumunun tespiti açısından dosya kapsamında alınan bilirkişi raporuna yönelik itirazları değerlendirilmediğini, itirazları doğrultusunda dosyanın Ankara ATK’ya gönderilmesi gerekirken eksik değerlendirme sonucu davanın reddine karar verildiğini, işbu kararın kaldırılmasını talep ettiğini, yeterli ve karar vermeye elverişli olarak yeniden rapor düzenlenmek üzere dosyanın Ankara ATK’ya sevkinin sağlanması gerekirken itirazları dikkate alınmaksızın karar vermeye elverişli olmayan gerekli ve yeterli inceleme ve değerlendirme yapılmamış olan 29.11.2021 tarihli bilirkişi raporu doğrultusunda davanın reddine karar verildiğini, bu nedenlerle ilk derece mahkemesince verilen kararın kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
Delillerin Değerlendirilmesi ve Gerekçe: Bölge Adliye Mahkemesince istinaf talebinin değerlendirilerek incelemeye alınabilmesi için Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 352. maddesinde sayılan ön inceleme koşullarının gerçekleşmiş olması zorunludur. Bu maddede sayılan koşullardan birinin mevcut olmaması halinde istinaf başvurusunun usulden reddedilmesi gerekir. Bu şartlar kamu düzeninden olup yargılamanın her aşamasında re’sen dikkate alınmaktadır. İstinaf talebine konu eldeki dosya kapsamı incelendiğinde, Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 352. maddesinde sayılan ön inceleme koşullarında herhangi bir eksiklik bulunmadığı, davacıların istinaf başvurularının ön inceleme bakımından kabul edilebilir olduğu ve inceleme aşamasına geçilmesi gerektiği tespit edilmiştir.6100 sayılı HMK’nın 355. maddesinde, Bölge Adliye Mahkemesinin, incelemesini kamu düzenine ilişkin hususlar hariç olmak üzere istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplere bağlı olarak yapması gerektiği hususu düzenlenmiştir. (Aynı yönde Yargıtay 22. Hukuk Dairesinin 2018/9860 Esas ve 2018/14781 Karar sayılı ilamında da Bölge Adliye Mahkemelerinin istinaf sebepleri ile bağlı olduğu vurgulanmıştır.)
Yukarıda açıklaması yapılan 6100 sayılı HMK’nın 355. maddesindeki düzenleme gereğince davacıların istinaf sebepleri ve kamu düzenine ilişkin hususlar ile bağlı kalınarak ilk derece mahkemesine ait dava dosyası esas bakımından incelendiğinde;
İstinaf incelemesine konu dava, trafik kazasından kaynaklanan ölüm nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince yapılan yargılamada davalı tarafın kusursuz olduğu gerekçesiyle davacıların maddi tazminat taleplerinin reddine, dair karar verilmiştir.
Davacılar vekili, istinaf dilekçesinde özetle; İlk derece mahkemesince, yetersiz inceleme ve araştırmayla hatalı tespit ve değerlendirme sonucunda karar verildiğini, kusur durumu hakkında alınan raporun hatalı olduğu belirtilerek istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
Bilindiği üzere, trafik kazasında sürücünün kusurlu olması halinde zarar gören maddi ve manevi zararını 6098 sayılı TBK’nun 49, 53 ve 56. maddeleri uyarınca sürücüden isteyebilir. 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 85. maddesi uyarınca bir motorlu aracın işletilmesinin bir kişinin ölümüne, yaralanmasına veya bir şeyin zararına sebep olması halinde motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüs sahibi bu zarardan müşterek ve müteselsilen sorumlu tutulmuştur. Aynı Kanun md. 3 uyarınca aracın maliki işleten sayıldığından araç malikinden de maddi ve manevi zararın tazmini talep edilebilir. Öte yandan, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun 91. maddesi ve Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarında, sigortacı poliçede belirtilen aracın işletilmesi sırasında bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına sebebiyet vermiş olmasından dolayı 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununa göre işletene düşen hukuki sorumluluğu zorunlu sigorta limitlerine kadar temin edeceği, düzenlenmiştir. Bu nedenle davacıların, … plaka sayılı aracın zorunlu mali mesuliyet sigortacısı olan davalı … Anonim Şirketine karşı eldeki maddi tazminat talepli davayı açtıkları anlaşılmıştır.
2918 sayılı KTK’nın 85. maddesi uyarınca motorlu bir aracın karayolunda işletilmesi sırasında, bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına neden olması halinde o aracı işleten zarara uğrayan 3. kişilere karşı tehlike sorumluluğu esasına göre sorumludur. 2918 sayılı Kanunun 86. maddesinde ise, bu Kanun’un 85. maddesinde düzenlenen sorumluluktan kurtulma ve sorumluluğu azaltma koşullarına yer verilmiştir. Bu düzenlemelere göre, araç işleteni veya araç işleteninin bağlı bulunduğu teşebbüs sahibi, kendisinin veya eylemlerinden sorumlu tutulduğu kişilerin kusuru bulunmaksızın ve araçtaki bozukluk kazayı etkilemiş olmaksızın kazanın bir mücbir sebepten veya zarar görenin veya üçüncü kişinin ağır kusurundan ileri geldiğini ispat ederse sorumluluktan kurtulabilecek; sorumluluktan kurtulamayan işleten veya araç işleticisinin bağlı olduğu teşebbüs sahibi ise kazanın oluşunda zarar görenin kusurunun bulunduğunu ispat ederse, hakim, durum ve şartlara göre tazminat miktarını indirebilecektir.Meydana gelen kazada araç sürücüsünün hiç kusurunun bulunmaması halinde kaza ile araç sürücüsünün sorumluluğu arasında uygun illiyet bağı ortadan kalkmış olacağından, 2918 sayılı KTK 86. maddesi uyarınca işletenin sorumluluğu dolayısıyla 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun 91. maddesi ve Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları uyarınca işletenin sorumluluğunu üstlenen zorunlu mali mesuliyet sigortacısının sorumluluğu da ortadan kalkacaktır. (Yargıtay 4. Hukuk Dairesi’nin E:2021/14785, K:2021/3429 sayılı kararında da aynı yönde kabul ve açıklamalara yer verilmiştir.)
Somut olayımızda; 30.12.2018 günü saat 03:00 sıralarında sürücü …, sevk ve idaresindeki … plaka sayılı minibüs ile … istikametinden Nevşehir istikametine seyirle olay yerine geldiğinde, ön ilerisinde yolun sağ şeridi içerisinde ters yönde farları açık vaziyette park halinde olan … plaka sayılı aracın yan tarafında, yol ortasına yakın yaya olarak bulunan davacıların desteği …, … ve …’a aracının sağ ön kesimi ile çarpması neticesi soruşturma konusu olay meydana gelmiştir. Sürücü …, sevk ve idaresindeki minibüs ile yerleşim yeri dışındaki bölünmüş yolda seyri sırasında olay yerine geldiğinde, seyrine göre yolun sağ şeridinde ters yönde farları açık olarak durmakta olan aracın yanında, yol içerisinde bulunan görülebilir vaziyette olmayan yayalara çarptığı olaydaki oluş şartlarında, eldeki verilerle oluşa etken kural ihlali görülmediğinden atfı kabil kusuru yoktur. Yol ortalarında yaya olarak bulunan davacılar desteği …, … ve …, ters yönde farları açık vaziyetteki aracın yanında, aydınlatmanın bulunmadığı yol içerisinde, mahal şartları gözetmeksizin ve herhangi bir önlem almadan, üzerilerindeki koyu renk giysiler ile can güvenliklerini tehlikeye düşürmüş olup bu haliyle de yaklaşan aracın çarpmasına maruz kaldıkları olayın oluşumunda dikkatsizlikleri, tedbirsizlikleri ve kurallara riayetsizlikleri ile asli ve tam kusurludurlar. İlk derece mahkemesince de kabul edilen bu kusur durumu gerek dosya kapsamından anlaşılan olaşın gelişim şekliyle gerekse mahkemece icra edilen keşifte görev alan trafik bilirkişisi tarafından hazırlanan 29/11/2021 tarihli bilirkişi raporuyla uyumludur. Öte yandan, olayla ilgili Ürgüp Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 2019/73 Soruşturma, 2019/315 Karar sayılı takipsizlik kararına dayanak teşkil eden Adli Tıp Kurumu Ankara Grup Grup Başkanlığı’nın 21/03/2019 tarihli kusur raporunda da aynı yönde açıklamalara yer verilmiştir. Dolayısıyla hukuk mahkemesince alınan kusur raporu ile ceza soruşturması kapsamında alınan kusur raporu arasında kazanın gelişim şekli ve kusur durumu açısından bir fark veya çelişki olmadığı da dikkate alınarak davacılar vekilinin kusur raporu ve oranı ile kusur durumu bakımından yeni rapor alınmadan karar verilmesinin hatalı olduğu yönündeki istinaf itirazları haklı görülmemiş ve reddedilmiştir.6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-1 maddesinde belirtilen koşulların varlığı halinde, incelenen ilk derece mahkemesine ait dava dosyasındaki kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğunun anlaşılması durumunda istinaf incelemesi sırasında istinaf talebinin esastan reddine karar verileceği düzenlenmiştir. Bu durum istinaf incelemesi sırasında duruşma yapılmadan karar verilebilecek haller kapsamında yer almaktadır.Hal böyle olunca yukarıda açıklanan nedenler ve tüm dosya içeriğine göre; istinaf başvurusunda bulunanın sıfatı ve istinaf nedenleriyle sınırlı olarak yapılan inceleme üzerine; ilk derece mahkemesince taraflarca gösterilen delillerin toplanmasında, değerlendirilmesinde esas ve usul bakımından hukuka aykırılık bulunmadığı ve davacıların tüm istinaf nedenleri yerinde görülmediğinden 6100 sayılı HMK’nun 353/1. fıkrası (b-1) bendi uyarınca istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin karar verilmesi gerektiği anlaşılarak aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : (Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere)
1-) Davacıların istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b/1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-) Alınması gereken harç olan 269,85 TL harçtan peşin alınan 80,70 TL harcın mahsubu ile bakiye 189,15 TL harcın davacılardan alınarak Hazineye irat kaydedilmesine, davacılar tarafından yatırılan istinaf kanun yoluna başvuru harcının da Hazineye irad kaydına,
3-) İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından AAÜT md. 2/2 uyarınca vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
4-) Davacılar tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin davacılar üzerinde bırakılmasına,
5-) Davacılar tarafından istinaf yargılaması bakımından yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının, karar kesinleştiğinde, HMK’nun 333. maddesi, Yönetmeliğin 207/1. maddesi ve HMK Gider Avansı Tarifesi’nin 5. maddesi hükümlerine göre yatırana iadesine,
Dair, tarafların yokluğunda, 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b/1 maddesi uyarınca dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, 6100 sayılı HMK md. 361/1 uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde Yargıtay 4. Hukuk Dairesi nezdinde temyiz kanun yolu açık olmak üzere oybirliği ile karar verildi.14/07/2023