Emsal Mahkeme Kararı Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2023/1192 E. 2023/1441 K. 14.09.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T. C.
KAYSERİ
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2023/1192
KARAR NO: 2023/1441
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: KAYSERİ 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 15/05/2023
NUMARASI: 2023/450 Esas (Ara Karar)
DAVA: Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARARININ
VERİLDİĞİ TARİH:14/09/2023
YAZILDIĞI TARİH:14/09/2023
Kayseri 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2023/450 Esas sayılı dosyasında verilen 15/05/2023 tarihli ara kararına karşı davacı vekili tarafından istinaf incelemesi için Dairemize gönderilmekle inceleme aşamasında dosyadaki tüm bilgi ve belgeler incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLÜP GÖRÜŞÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; …’un sevk ve idaresindeki … plaka sayılı aracı ile 29.02.2022 tarihinde Eski Bursa- Balıkesir yolu üzerinden … güzergahına doğru seyir halindeyken … Mühendislik önüne geldiği esnada önündeki aracı sollayarak karşı şeritte Karayolları Trafik Kanunu’na uygun olarak karşı istikamette kendi şerinde ilerleyen müvekkili …’un kullandığı … plaka sayılı motosiklete çarpması sonucu müvekkilinin motosikletinde maddi hasar meydana geldiğini ve motosikletin kullanılamaz hale geldiğini, kaza neticesinde müvekkilinin bedensel zarara uğradığını, alkollü şekilde trafikte araç kullanan olan davalının asli ve tam kusurlu olduğunu, kazanın gerçekleşmesine davalı araç sürücüsünün alkollü olması, hızlı olması ve şerit ihlali yapması ile iş davaya konu kazanın yaşanmasına sebebiyet verdiğini, müvekkilinin tedavilerinin halen devam ettiğini, bu tedavilere ilişkin müvekkili tarafından yapılan giderlerin davalı tarafından karşılanması gerektiğini, müvekkilinin hastanede yapılan tedavisi neticesinde iş göremezlik raporu tanzim edilmiş olup bu durumun halen devam ettiğini beyan ederek öncelikle adli yardım talebinin kabulü ile yapılacak yargılama sonucunda davanın KABULÜNE, maddi tazminat olarak 75.000,00-TL manevi tazminat olarak da 50.000,00-TL geçici ödemeye hükmedilmesine ve bu hususta tensiple birlikte ara karar yazılmasına, fazlaya ilişkin talep ve dava hakkı saklı kalmak kaydıyla müvekkilinin 100 TL geçici iş göremezlik, 100 TL sürekli iş göremezlik, 100 TL bakıcı gideri, 100 TL hastane ve tedavi gideri, 100 TL araç pert bedeli veya onarım bedeli, 100 TL araç mahrumiyet bedeli, 100 TL araç değer kaybı bedeli, 570 TL çekici bedeli, 100 TL gelir kaybı olmak üzere toplam 1.370 TL maddi tazminatın davalılardan haksız fiil tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen (davalı sigortanın poliçe limitleri sınırlı olması kaydıyla) TAHSİLİNE, müvekkilinin kaza nedeniyle duyduğu acı, elem ve kişilik haklarının zedelenmesine istinaden 300.000,00-TL manevi tazminat talebinin kabulü ile davalılar araç sürücüsü ve araç sahibinden dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiz ile TAHSİLİNE, davalı araç sürücüsü ve işletenin, yukarıda talep edilen maddi ve manevi tazminat taleplerimize yetecek miktarda menkul, gayrimenkul, banka hesapları ile 3.şahıslardaki hak ve alacaklarının müvekkil yönünden teminatsız olarak ihtiyati tedbir mahiyetinde İHTİYATEN HACZİNE karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk derece mahkemesinin 15/05/2023 tarihli ara kararında; “…davacı vekilinin, davaya konu alacağın tahsil edilememesine karşılık davalı araç sürücüsü ve işleteninin menkul, gayrimenkul, banka hesapları ve 3. şahıslardaki hak ve alacaklarının teminatsız olarak ihtiyati tedbir mahiyetinde ihtiyaten haczine karar verilmesini talep ettiği görülmektedir. Davalının menkul, gayrimenkul ve banka hesaplarının bizatihi dava konusu olmadığı, HMK.’nın 389 maddesi uyarınca ancak uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebileceği, 6100 sayılı HMK’nun ihtiyati tedbirle ilgili hükümlerinde açıkça uyuşmazlık konusu olmayan mal ve haklar üzerine ihtiyati tedbir konulamayacağının belirtildiği dikkate alınarak davacı vekilinin ihtiyati tedbir mahiyetindeki ihtiyati haciz talebinin reddine” şeklinde karar verildiği görülmüştür.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; İİK m.257 hükmünde açıkça belirtildiği üzere vadesi gelmiş bir para borcunun alacaklısı, borçlunun yedinde veya üçüncü şahısta olan taşınır ve taşınmaz mallarını ve alacaklarıyla diğer haklarını ihtiyaten haczettirebileceğini, haksız fiilden kaynaklanan tazminat davalarında tazmin yükümlülüğünün olay tarihi itibariyle muaccel hale geleceğinin belirtildiğini, davalıların sorumluluklarının da haksız fiilden kaynaklandığı göz önüne alındığında maddi tazminat taleplerinin söz konusu trafik kazasının gerçekleştiği 29.02.2022 tarihinde muaccel hale geldiğini, nitekim kazadan kaynaklı müvekkilinin uğradığı zararı gösterir evrak ve deliller sunulmuş olup illiyet bağının varlığı hususunda da herhangi bir şüpheye yer olmadığını, kanunun öngördüğü ihtiyati haczin bütün şartları mevcut olmasına rağmen yerel mahkemece ihtiyati haciz talebimizin reddedilmesinin hukuka aykırı olduğunu, davalı …ve davalı …’un KTK hükümlerine göre işleten olarak sorumluluklarının sabit olduğunu, müvekkilinin söz konusu trafik kazası neticesinde yaralandığını, dosyada maddi ve manevi tazminat taleplerinin haklılığını yaklaşık olarak ispatlamaya yarayacak deliller olmasına rağmen yerel mahkemece ihtiyati haciz talebimizin reddedilmesinin hukuka aykırı olduğunu beyan ederek Kayseri 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2023/169 D. İş ve karar nolu kararı ile de tespit edildiği üzere müvekkilinin istinaf harç ve giderlerini karşılamak maddi imkanından yoksun olduğundan istinaf başvuru yönünden de adli yardım talebinin kabulüne, Kayseri 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2023/450 E. sayılı dosyasında vermiş olduğu 15/05/2023 tarihli ara kararının kaldırılmasına, davalı araç sürücüsü ve işletenin, davada talep edilen maddi ve manevi tazminat taleplerine yetecek miktarda menkul, gayrimenkul, banka hesapları ile 3. şahıslardaki hak ve alacaklarının müvekkili yönünden teminatsız olarak ihtiyati tedbir mahiyetinde ihtiyaten haczine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Uyuşmazlık; haksız fiil nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemli davada, davalının menkul, gayrimenkul, banka hesapları ile üçüncü kişilerdeki hak ve alacakları üzerine davacı yönünden teminatsız olarak ihtiyati haciz kararı verilmesine ilişkindir.İstinaf incelemesi HMK 355. maddesi gereğince ileri sürülen istinaf sebepleri ve kamu düzeni ile sınırlı olarak yapılmıştır.Duruşma açılmasını gerektiren sebepler bulunmadığından HMK’nın 353 ve 355 maddeleri gereğince inceleme ve müzakereler dosya üzerinden yürütülmüştür.Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 2013/21-1791 Esas 2013/1676 Karar sayılı ilamı gereğince, davacıların amacının para alacağını teminat altına almak olduğuna göre, HMK’nın 33. maddesi gereğince “uygulanacak hukuk normunun resen hakimce tespit edilmesi ve uygulanması hakime aittir” ilkesi gereğince talep hakkında ihtiyati haciz hükümlerinin uygulanması ve bu hükümler çerçevesinde talebin değerlendirilmesi gereklidir.Geçici hukuki koruma kurumu olan ihtiyati haciz, İİK’nın 257 vd. maddelerinde düzenlenmiştir. İİK’nın 257. maddesinde “Rehinle temin edilmemiş ve vadesi gelmiş bir para borcunun alacaklısı, borçlunun yedinde veya üçüncü şahısta olan taşınır ve taşınmaz mallarını ve alacaklarıyla diğer hakların ihtiyaten haczettirebilir.Vadesi gelmemiş borçtan dolayı yalnız aşağıdaki hallerde ihtiyati haciz istenebilir.
1-Borçlunun muayyen yerleşim yeri yoksa;
2-Borçlu taahhütlerinden kurtulmak maksadıyla mallarını gizlemeye, kaçırmaya veya kendisi kaçmaya hazırlanır yahut kaçar ya da bu maksatla alacaklının haklarını ihlal eden hileli işlemlerde bulunursa; bu suretle ihtiyati haciz konulursa borç yalnız borçlu hakkında maucceliyet kesbeder.” hükmü ile ihtiyati haciz kurumu açıklanmıştır.Bilindiği üzere manevi tazminat kişinin kişilik haklarının ihlali, bu kapsamda huzur, güvenlik, sağlık ve benzeri haklarının saldırıya uğraması halinde miktarının, kapsamının ve koşullarının hakimin takdirine bağlı olarak belirlendiği bir tazminat türü olup, tazminat yükümlüsünün tutum ve davranışları olayın özelliği, kusurun varlığı, niteliği, ekonomik, sosyal çevre ve benzeri pek çok subjektif etkene göre belirlenen bir tazminat türü olup, maddi tazminat gibi miktarı objektif koşullara göre belirlenecek bir tazminat türü değildir. Bu nedenlerle alacağın muaccel olması yanında, ihtiyati hacze esas belirli bir miktar olması koşulu sağlanamamaktadır. Bu nedenlerle manevi tazminat talebi yönünden ihtiyati haciz talebinin reddine ilişkin ilk derece mahkemesi kararı yerinde görüldüğünden, davacı vekilinin bu hususa ilişkin istinaf talebinin de esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.Davacı vekilinin maddi tazminata ilişkin ihtiyati haciz talebine gelince; davacılar, davalı aleyhinde haksız fiil nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemli davada, davalının menkul, gayrimenkul, banka hesapları ile ile üçüncü kişilerdeki hak ve alacakları üzerine davacı yönünden teminatsız olarak ihtiyati haciz kararı istemi ile iş bu davayı açtığı, iş bu davada şimdilik tazminat olarak talep ettiği 1.370-TL’nin, paranın satın alma gücü, ülkenin ekonomik koşulları, tarafların sosyal ve ekonomik durumları dikkate alındığında, her halükarda hayatın olağan akışı içerisinde neredeyse herkes tarafından, dolayısı ile davalı tarafınca da ödenecek meblağ dahilinde bulunduğu, kaldı ki maddi tazminat yönünden ihtiyati haciz talebinin kabulüne ilişkin karar verilmesi halinde dahi talep edilen tazminat miktarı ile sınırlı şekilde ihtiyati hacze karar verilmesi gerektiği anlaşılmakla, (HMK’nın 355. maddesi gereğince davacılar vekilinin istinaf sebepleri ile bağlı kalınarak yapılan inceleme sonunda) davacı vekilinin bu hususa ilişkin yerinde görülmeyen istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerektiği görülmüştür.
Yukarıda izah edilen sebeplerle; ilk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucu vakıa ve hukuki değerlendirmede kanuna aykırılığın bulunmadığı, ihtiyati haciz talebinin reddine yönelik ilk derece mahkemesinin verdiği ara kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşılmakla 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b/1 maddesi gereğince davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : (Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere)
1-) Davacının istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b/1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-) Davacının adli yardım talebi kabul edildiğinden (Kayseri 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2023/169 D. İş 2023/163 Karar sayılı kararı ile) harç alınmasına yer olmadığına,
3-) İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından AAÜT md. 2/2 uyarınca vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
4-) Davacı tarafça yapılan istinaf yargılama giderleri bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
5-) Kararın kesin olması nedeniyle taraflara tebliği ve gider avansı iadesi işlemlerinin 6100 sayılı HMK md. 302/5 ve 359/3 uyarınca ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dair; tarafların yokluğunda, Hukuk Muhakemeleri Kanunu md. 353/1-b/1 uyarınca dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı HMK’nın 362/1 -f maddesi uyarınca KESİN olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 14/09/2023