Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T. C.
K A Y S E R İ
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2023/110
KARAR NO: 2023/2167
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: KAYSERİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 09/11/2022
NUMARASI: 2021/112 Esas, 2022/893 Karar
DAVA TÜRÜ: Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Maddi Tazminat
DAVA TARİHİ: 10.02.2021
İSTİNAF KARARININ
VERİLDİĞİ TARİH: 12.12.2023
YAZILDIĞI TARİH: 12.12.2023
Yukarıda ayrıntılı bilgileri yazılı Kayseri 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2021/112 Esas, 2022/893 Karar sayılı kararına karşı davalı … vekilince istinaf kanun yoluna başvurulmuş ve dosya istinaf incelemesi yapılmak üzere Dairemize tevzi edilmiş olmakla dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
Tarafların İddia ve Savunmalarının Özeti: Davacı vekili, dava dilekçesinde özetle; 12.03.2019 tarihinde plakası ve kimliği tespit edilemeyen dava dışı sürücünün sevk ve idaresindeki araç ile … Mahallesi … Sokak üzerinde bulunan … yanındaki yolun gidiş yönüne göre sağ tarafında bulunan kaldırımda yaya olarak giden davacı müvekkili …’a arkadan çarpması neticesinde yaralanmalı trafik kazası meydana geldiğini, müvekkilinin meydana gelen trafik kazası sebebiyle ağır şekilde yaralandığını, geçici ve kalıcı iş göremezliğe maruz kaldığını, aynı zamanda bakıcı ihtiyacının hasıl olduğunu, trafik kazasının meydana gelmesinde müvekkilinin hiçbir kusuru bulunmadığını, 5684 sayılı Sigortacılık Kanunu’nun 14/2-a ve Güvence Hesabı Yönetmeliği’nin 9/1-a maddeleri uyarınca; “Sigortalının tespit edilememesi durumunda kişiye gelen bedensel zararlar için Güvence Hesabı’na başvurulabileceğinin düzenlendiğini, müvekkilinin yaralanmasına sebebiyet veren dava konusu trafik kazasına sebebiyet veren aracın plakası ve sürücüsü tespit edilemediğinden Güvence Hesabının müvekkilinin uğramış olduğu maddi zararların tazmininden sorumlu olduğunu, kaza sonucu müvekkilinin vücudunun çeşitli yerlerinde çatlaklar, kırıklar, sıyrıklar ve yaralanmalar meydana geldiğini ve hastanede yatarak tedavi gördüğünü, çeşitli cerrahi operasyonlar geçirdiğinden bahisle belirsiz alacak davası niteliğinde davanın kabulü ile kalıcı iş göremezlik bedeli olarak şimdilik 100,00-TL, geçici iş göremezlik bedeli olarak şimdilik 100,00-TL ve bakıcı gideri tazminatı olarak şimdilik 100,00-TL olmak üzere toplam 300,00-TL maddi tazminatın kaza tarihi olan … tarihinden itibaren işleyecek değişen oranlarda avans faizi ile birlikte davalı …’ndan tahsili ile müvekkil davacıya ödenmesine karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
Davalı vekili, cevap dilekçesinde özetle; Davacı tarafından başvuru şartının tam olarak yerine getirilmediğini, huzurdaki davanın başvuru şartı eksikliği nedeniyle reddinin gerektiğini, müvekkili kurum tarafından davacıya yapılan ödeme doğrultusunda müvekkili kurumun kaza nedeniyle sorumluluğunun kalmadığını, davadan önce müvekkili kurum nezdinde açılan … hasar numaralı dosya nezdinde alınan kusur, maluliyet ve aktüer raporu çerçevesinde davacıya ödeme yapıldığını, yapılan ödeme ile müvekkili kurumun kaza nedeniyle sorumluluğunun kalmadığını, kazanın oluşumunda öncelikle kusur oranlarının tespit edilmesi gerektiğini, kaza nedeniyle davacı …’un maluliyeti oluşup oluşmadığı ve oluşmuşsa bunun kaza nedeniyle olup olmadığının tespit edilmesinin gerektiğini, müvekkili kurumun sürekli ve geçici iş göremezlik zararlarını ve tedavi, bakıcı giderlerini karşılamasının mümkün olmadığından bahisle haksız ve kötü niyetli olarak açılmış davanın reddine, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İlk Derece Mahkemesi Kararının Özeti: İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonunda; Açılan davanın kabulü ile, bakıcı gideri olarak 596,96-TL’nin 13/12/2019 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, geçici iş göremezlik tazminatı olarak 3.658,04-TL’nin 13/12/2019 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, kalıcı iş göremezlik tazminatı olarak 86.108,66-TL’nin 13/12/2019 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, dair karar verildiği görülmüştür.
Taraflarca İleri Sürülen İstinaf Sebepleri: Davalı… vekili, süresi içinde verdiği istinaf dilekçesinde özetle; İlk derece mahkemesince verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, davacı tarafından başvuru şartı yerine tam olarak getirilmediğini, ilk derece mahkemesi tarafından bu hususun görmezlikten gelindiğini, davacı tarafa, müvekkili kurum tarafından yapılan ödemenin tarih itibariyle hak düşürücü sürenin geçtiğini, iş bu davanın yapılacak istinaf incelmesi neticesinde reddinin gerektiğini, müvekkili kurum tarafından davacıya yapılan ödeme doğrultusunda müvekkili kurumun kaza nedeniyle sorumlulğunun kalmadığını, davacıya yapılan ödene tarihi itibariyle, teknik faiz uygulanarak hesap yapılması halinde, müvekkili kurum tarafından yapılacak bir ödeme kalmadığının tespit edileceğini, dava konusu kazada, kazaya sebep olan aracın tespit edilemediğini, kazaya sebep olan tarafın belirlenmeksizin meydana geldiği kesin olarak tespit edilemeyen bir kaza nedeniyle müvekkili şirket aleyhine hüküm kurulmasının usul ve yasaya aykırı olduğunu, dosya kapsamında yer alan maluliyet raporları arasındaki çelişki giderilmeksizin, kaza ile davacıda oltuğu iddia edilen maluliyet arasında illiyet bağı kurulmaksızın karar verilesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, iş bu dava dosyasında müvekkili kuruma sunulan maluliyet raporu ile ik derece mahkemesi tarafından alınan maluliyet raporu arasında çok ciddi bir çelişki bulunduğunu, ayrıca meydana gelen kaza ile davacının maluliyet arasındaki illiyet bağına ilişkin bir inceleme yapılmadığını, bu sebeple raporlar arasındaki çelişki giderilmeden illiyet bağı kurulmaksızın hüküm kurulmasının usul ve yasaya aykırı olduğunu, müvekkili kurumun sürekli ve geçici iş göremezlik zararlarını ve tedavi bakıcı giderlerini karşılamasının mümkün olmadığını, kabul anlamına gelmemekle birlikte, geçici iş göremezlik zararlarının 04.12.2021 tarihi itibariyle teminat kapsamına alındığını, bu tarihten sonraki kazalar için geçerli olduğunu, ilk derece mahkemesi tarafından her ne kadar davacı lehine bakıcı gierlerine hükmedilmiş ise de davacıya fiilen bakıcı tutulduğunun ispatlanmadan karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, davacı tarafça iş bu davada 2. defa sunulan ıslah dilekçesi doğrultusunda karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından kaza nedeniyle davacıya maddi tazminata mahsuben ödeme yapılıp yapılmadığı hususunda bir araştırma yapılmadığını, ilk derece mahkemesi tarafından tespit edilen temürrüt tarihinin hatalı olduğunu, kabul anlamına gelmemekle birlikte müvekkili kurumun temerrüdünün dava tarihi itibariyel oluştuğunu, davacı tarafından usulüne uygun bir başvuru olmadığından müvekkili kurum açısından faiz başlangıç tarihini dava tarihi olan 10.02.2021 tarihi olduğunu, bu nedenlerle tehri-i icra taleplerinin kabülü ile ilk derece mahkemesince verilen kararın kaldırılarak, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Delillerin Değerlendirilmesi ve Gerekçe: Bölge Adliye Mahkemesince istinaf talebinin değerlendirilerek incelemeye alınabilmesi için Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 352. maddesinde sayılan ön inceleme koşullarının gerçekleşmiş olması zorunludur. Bu maddede sayılan koşullardan birinin mevcut olmaması halinde istinaf başvurusunun usulden reddedilmesi gerekir. Bu şartlar kamu düzeninden olup yargılamanın her aşamasında re’sen dikkate alınmaktadır. İstinaf talebine konu eldeki dosya kapsamı incelendiğinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 352. maddesinde sayılan ön inceleme koşullarında herhangi bir eksiklik bulunmadığı, davalı … vekilinin istinaf başvurusunun ön inceleme bakımından kabul edilebilir olduğu ve inceleme aşamasına geçilmesi gerektiği tespit edilmiştir.6100 sayılı HMK’nın 355. maddesinde, Bölge Adliye Mahkemesinin, incelemesini kamu düzenine ilişkin hususlar hariç olmak üzere istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplere bağlı olarak yapması gerektiği hususu düzenlenmiştir. (Aynı yönde Yargıtay 22. Hukuk Dairesinin 2018/9860 Esas ve 2018/14781 Karar sayılı ilamında da Bölge Adliye Mahkemelerinin istinaf sebepleri ile bağlı olduğu vurgulanmıştır.)
Yukarıda açıklaması yapılan 6100 sayılı HMK’nın 355. maddesindeki düzenleme gereğince davalı … vekilinin istinaf sebepleri ve kamu düzenine ilişkin hususlar ile bağlı kalınarak ilk derece mahkemesine ait dava dosyası esas bakımından incelendiğinde;İstinaf incelemesine konu dava, trafik kazasından kaynaklanan cismani zarar nedeni ile maddi tazminat istemine ilişkindir.
İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; davanın kabulü ile, bakıcı gideri olarak 596,96-TL, geçici iş göremezlik tazminatı olarak 3.658,04-TL, kalıcı iş göremezlik tazminatı olarak 86.108,66-TL’nin 13/12/2019 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine dair karar verilmiştir. Bu karara karşı sadece davalı … vekilince istinaf başvurusunda bulunulduğundan istinaf incelemesi davalının istinaf itirazları kapsamında yapılacaktır.
Somut olayda; 12.03.2019 tarihinde plakası ve sürücüsü tespit edilemeyen aracın … Mahallesi … Sokaktaki … yanındaki yolun gidiş yönüne göre sağ tarafında yer alan kaldırımda yaya olarak bulunan davacı …’a arkadan çarpması neticesinde yaralamalı trafik kazasının meydana geldiği tüm dosya kapsamından anlaşılmaktadır. Dava konusu olayla ilgili ceza soruşturmasının yürütüldüğü Kayseri Cumhuriyet Başsavcılığının 2019/34047 Soruşturma sayılı dosyası içeriği ve daimi ara kararı da trafik kazasını ve gelişim şeklini doğrulamaktadır. Bu olayda, sürücüsü ve plakası tespit edilemeyen aracın sürücüsünün 2918 sayılı K.T.K.’nun 52/1-h maddesindeki kural ihlali ile “tam kusurlu” olduğu, davacı yaya …’un ise atfı kabil kusurunun bulunmadığı sonuç ve kanaatine varılmıştır. Dolayısıyla; davalı … vekilinin, davacının yaralanmasının sürücüsü ve plakası tespit edilemeyen araç tarafından meydana getirildiğinin ispatlanamadığı hususunda ve kusur durumu bakımından yaptığı istinaf itirazlarının yerinde olmayıp reddedilmesi gerektiği, davalı … 5684 sayılı Sigortacılık Kanunu’nun 14. maddesi ve Güvence Hesabı Yönetmeliği’nin 9. maddesi uyarınca davacının uğradığı bedensel zarardan sorumlu olduğu anlaşılmıştır.
Davacı tarafça dava açılmadan önce davalı … başvurulduğu ve davalı tarafından 13/12/2019 tarihinde kısmi ödeme yapıldığı, davacının ödemenin yetersiz olduğu iddiasıyla 10/02/2021 tarihinde eldeki davayı açtığı tespit edilmiştir. Bu haliyle; 2918 sayılı KTK md. 97 kapsamında başvuru şartının yerine getirildiği ve davanın KTK md. 111’deki 2 yıllık süre içinde açıldığı, kısmi ödeme tarihinin temerrüt tarihi olarak kabul edilmesinin doğru olduğu anlaşıldığından, davalının KTK md. 97’deki başvuru şartı yerine getirilmeden ve 2 yıllık süre geçirildikten sonra dava açıldığı ayrıca temerrüt tarihinin hatalı belirlendiği yönündeki istinaf itirazları haklı bulunmamıştır.
Maluliyete ilişkin alınacak raporlar 11/10/2008 tarihinden önce Sosyal Sigorta Sağlık İşlemleri Tüzüğü, 11/10/2008 tarihi ile 01/09/2013 tarihleri arasında Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmelik’i, 01/09/2013 tarihi ile 01/06/2015 tarihleri arasında sonrada Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmelik’i, 01/06/2015 tarihi ile 20/02/2019 tarihleri arasında Özürlülük Ölçütü Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik hükümlerine, 20/02/2019 tarihinden sonra da Erişkinler için Engellilik Değerlendirmesi Hakkında Yönetmelik hükümlerine uygun olarak düzenlenmesi gerekir. (Yargıtay 4. Hukuk Dairesi’nin E:2021/11777, K:2022/4888 sayılı ve Yargıtay 4. Hukuk Dairesi’nin E:2021/12597, K:2022/4965 sayılı kararları da aynı yöndedir.) Somut olayımızda kaza … tarihinde gerçekleştiğinden mahkemece 20/02/2019 tarihinden sonra uygulanması gereken Erişkinler için Engellilik Değerlendirmesi Hakkında Yönetmelik hükümlerine göre hazırlanan Erciyes Üniversitesi Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığı’nın … tarihli maluliyet raporu hükme esas alınarak karar verilmesi doğrudur. Dolayısıyla davalının maluliyet raporunun yetersiz olduğu ve maluliyet oranı bakımından çelişki bulunduğu kapsamındaki istinaf itirazlarının da reddedilmesi gerektiği kanaatine varılmıştır.
Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin E:2020/8835, K:2021/2355 sayılı kararındaki açıklamalar da nazara alındığında; davacı için, TRH 2010 Tablosu’na göre muhtemel bakiye ömrün belirlenmesi ve bilinmeyen/işleyecek devre hesabı yapılırken, bilinen son gelirin her yıl için % 10 artırılıp % 10 iskonto edilmesi yönteminin kullanılması doğru olup davalı…’nın %1,8 teknik faiz uygulanarak tazminatın hesaplanması gerektiği yönündeki istinaf itirazı haklı bulunmamıştır.
Dosya kapsamında bulunan Melikgazi Sosyal Güvenlik Müdürlüğü’nün 19/02/2021 tarihli yazı cevabında, davacıya geçici iş göremezlik ödemesi yapılmadığı bildirildiğinden bu yönüyle eksik araştırmayla karar verildiği şeklindeki davalı … istinaf itirazı da haklı bulunmamıştır.
Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin E:2015/7677, K:2015/10693 sayılı kararında da belirtildiği üzere davalı …, bedensel zararlardan sorumlu iken ve Güvence Hesabı hakkında düzenlenen hükümlerde hesabın geçici iş göremezlik tazminatından ve tedavi gideri ile bakıcı giderinden sorumlu olmadığı yönünde bir hüküm bulunmamasına göre geçici iş görememezlik zararının ve SGK tarafından karşılanmayan tedavi giderleri ile bakıcı giderinin Güvence Hesabı teminatının kapsamında kaldığı yönündeki ilk derece mahkemesi kararı doğru olup aksi yöndeki davalı istinaf itirazı yerinde bulunmamıştır. Öte yandan KTK’nın 6704 sayılı Yasayla değişik 90, 92, 93, 97 ve 99. maddelerinin kimi yönlerden Anayasanın bir kısım hükümlerine aykırılık oluşturacağından bahisle yapılan itiraz başvuruları üzerine, 09/10/2020 günlü ve 31269 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Anayasa Mahkemesinin 17/07/2020 tarih, 2019/40 esas ve 2020/40 karar sayılı ilamında; 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 14/04/2016 tarihli ve 6704 sayılı Yasası’nın 3. maddesiyle değiştirilen 90. maddesinin birinci fıkrasında yer alan “… ve bu Kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda ..” ibaresi ile ikinci cümlesinde yer alan “… ve genel şartlarda…” ibaresinin; aynı Kanunun 92’nci maddesine 6704 sayılı Yasa’nın 4. maddesiyle eklenen “i” bendinin; Anayasaya aykırı olduğundan iptaline karar verilmiştir. Bu nedenle, davalının sorumluluğunun kapsamının 26.04.2016 tarihinde yürürlüğe giren Karayolları Trafik Kanunu’nun 90. maddesinde yapılan değişiklikle Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk (Trafik) Sigortası Genel Şartları’na göre belirleneceği söylenemez. Dolayısıyla da 01.06.2015 tarihinde yürürlüğe giren Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk (Trafik) Sigortası Genel Şartları A.5. maddesinin (b) bendine göre geçici iş göremezlik tazminatından Sosyal Güvenlik Kurumunun sorumlu olacağı düzenlemesinin de olayımızda uygulanma imkanı kalmayıp geçici iş göremezlik tazminatından ve SGK tarafından karşılanmayan tedavi giderleri ile bakıcı giderinden davalının sorumlu tutulması doğrudur.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun E:2012/4-1227, K:2013/436 sayılı kararında da belirtildiği üzere; bakıcı gideri talep edildiğinde davacının yaralanma derecesinin bakıcı gideri yapılmasını gerektirip gerektirmeyeceği ve kaç gün süreyle bakıcı ihtiyacı ortaya çıkacağı tespit edilerek oluşacak sonuca göre karar verilmelidir. İlk derece mahkemesince de bu kapsamda Erciyes Üniversitesi Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığı’ndan alınan … tarihli raporda davacının yaralanmasının niteliğine göre 1 hafta süreyle bakıcı ihtiyacı olduğu tespit edildiğinden mahkemece, hesap bilirkişisi tarafından belirlenen 1 haftalık bakıcı giderine hükmedilmesi doğru olup bakıcı giderine hükmedilmesinin hatalı olduğu yönündeki davalı vekilinin istinaf itirazı yerinde değildir.
Davacı vekilinin 13/05/2022 tarihli dilekçesi belirsiz alacak davası kapsamında talep artırım dilekçesi olup 24/10/2022 tarihli dilekçesi ise ıslah dilekçesidir. Dava dilekçesinde davanın belirsiz alacak davası olduğu açıklandığına göre davacı tarafça önce talep artırım sonra ıslah dilekçesi verilmesinde usule aykırılık bulunmadığından iki defa ıslah yapıldığı ve bunun usule aykırı olduğu yönündeki davalı vekilinin istinaf itirazı da haklı bulunmamıştır.
6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-1 maddesinde belirtilen koşulların varlığı halinde, incelenen ilk derece mahkemesine ait dava dosyasındaki kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğunun anlaşılması durumunda istinaf incelemesi sırasında istinaf talebinin esastan reddine karar verileceği düzenlenmiştir. Bu durum istinaf incelemesi sırasında duruşma yapılmadan karar verilebilecek haller kapsamında yer almaktadır.
Hal böyle olunca yukarıda açıklanan nedenler ve tüm dosya içeriğine göre; istinaf başvurusunda bulunanın sıfatı ve istinaf nedenleriyle sınırlı olarak yapılan inceleme üzerine; ilk derece mahkemesince taraflarca gösterilen delillerin toplanmasında, değerlendirilmesinde esas ve usul bakımından hukuka aykırılık bulunmadığı, davalı … vekilinin tüm istinaf nedenleri yerinde görülmediğinden 6100 sayılı HMK’nun 353/1. fıkrası (b-1) bendi uyarınca istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin karar verilmesi gerektiği anlaşılarak aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : (Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere);
1-) Davalı … istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b/1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-) İstinaf başvurusu nedeniyle alınması gereken 6.172,74 TL istinaf karar harcından davalı tarafından başvuru sırasında peşin yatırılan 1.543,19 TL harcın mahsubu ile eksik kalan 4.629,55 TL istinaf karar harcının istinaf eden davalıdan alınarak Hazineye irat kaydına,
3-) İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından istinaf vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
4-) Davalı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin davalı üzerinde bırakılmasına,
5-) İstinaf yargılaması bakımından davalı tarafça yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının HMK’nun 333. maddesi, Yönetmeliğin 207/1. maddesi ve HMK Gider Avansı Tarifesi’nin 5. maddesi hükümleri uyarınca yatırana iadesine,
6-) Kararın kesin olması nedeniyle taraflara tebliği ve gider avansı iadesi işlemlerinin HMK md. 302/5 ve 359/3 uyarınca ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dair, tarafların yokluğunda, HMK’nın 353/1-b/1 maddesi uyarınca dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, uyuşmazlık miktarı dikkate alınarak 6100 sayılı HMK’nın 362/1 – a maddesi gereğince KESİN olmak üzere oy birliği ile karar verildi.12/12/2023