Emsal Mahkeme Kararı Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2023/101 E. 2023/2136 K. 07.12.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T. C.
KAYSERİ
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2023/101
KARAR NO: 2023/2136
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: KAYSERİ 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 21/04/2022
NUMARASI: 2019/545 Esas 2022/337 Karar
DAVA: Ölüm ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat
DAVA TARİHİ: 28/09/2015
İSTİNAF KARARININ
VERİLDİĞİ TARİH: 07.12.2023
YAZILDIĞI TARİH: 07.12.2023
Kayseri 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2019/545 Esas 2022/337 Karar sayılı kararı davacılar vekili tarafından istinaf incelemesi için dairemize gönderilmekle dosyadaki tüm bilgi ve belgeler incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLÜP GÖRÜŞÜLDÜ:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ
Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; olay tarihinde davalılardan … ‘ın sevk ve idaresinde bulunan… plakalı araç müvekkili … ile …’ın velayeti altında bulanan …’a …bulvarında … Sokak ile …sokağın kesiştiği mevkide çarpması sonucu yaralamalı trafik kazası meydana geldiğini, kazada …’ın ağır şekilde yaralandığını ve sol bacağında ağır derece de kırık meydana geldiğini, davalı… aleyhine Kayseri Cumhuriyet Başsavcılığınca alınan bilirkişi raporunda her ne kadar Kayseri 3. Sulh Ceza Mahkemesinde yapılan yargılamada alınan bilirkişi raporunda davalı …’ın tali kusurlu olduğu tespit edilmiş ise de bu durumu kabul etmenin mümkün olmadığını, müvekkilinin kaza tarihinde 4 yaşında bir çocuk olduğunu kusur sorumluluğununda olmadığını, bu kaza neticesinde …’ın uzun bir süre hastanede tedavisine devam ettiğini, Kayseri Eğitim ve Araştırma Hastanesinde düzenlenen raporda sol bacak ve eklemlerinde ağır derece kırıklar meydana geldiğini, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak koşuluyla …’da meydana gelen iş gücü kaybı nedeniyle 300,00 TL iş ve güçten kalması nedeniyle 300,00 TL bakıma muhtaç olması sebebiyle bakıcı gideri olarak 400,00 TL olmak üzere toplam 1.000,00 TL maddi tazminatın kazar tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılardan tahsiline, müvekkili … için 25.000 TL, müvekkilleri …, …, …, …, … için ayrı ayrı 5.000 TL olmak üzere toplam 50.000 TL manevi tazminatın kazar tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılardan tahsiline, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalılara yüklenmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar … ve …vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin hız olarak olması gereken hızda olmasına rağmen küçük çocuğun yol ortasında oynamasından dolayı dikkatsiz ve tedbirsizliğinden dolayı kaza meydana geldiğini, olaya ilişkin olarak Kayseri 3. Sulh Ceza Mahkemesinin 2013/995 Esas sayılı dosyasında yapılan yargılama ve alınan bilirkişi raporları neticesinde müvekkilı tali kusurlu davacı küçük … ise asli kusurlu bulunduğunu, kazanın gerçekleştiği gün müvekkilinin çocuğunun dünyaya geldiğini, onu hastaneye götürdüğünü, kazanın davacıların evinin önünde olduğunu ancak olay esnasında çocuğun anne ve babasının hastaneye gelmediğini, dava dilekçesinde iddia edildiği şekilde davacıda kalıcı bir maluliyetin olmadığını, kazadan birkaç ay sonra küçük çocuk sürekli olarak kendi başına sokakta oynamaya başladığını, davacı tarafın taleplerinin zamanaşımına uğramış olup, zamanaşımı itirazları yönünden de haksız ve yersiz davanın reddine karar verilmesini, müvekkili …nin olay anında orada olmayıp olayda hiçbir kasıt ve kusurunun mevcut olmadığını, kazaya karışan adına kayıtlı… plaka sayılı aracın malik olup araç …, . … poliçe numarası ile Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası ile sigortalı olduğunu, sigorta şirketinin de poliçe de belirtilen teminat miktarlarınca sorumluluğu bulunmakta olduğunu, dava dilekçesindeki tüm talep ve iddialar haksız ve yersiz olduğunu, davanın reddine karar verilmesini talep ettiklerini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yüklenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; dava dilekçesinde bahsi geçen 05/09/2013 tarihli kazaya karıştığı belirtilen, …plakalı aracın müvekkili şirketine 02/08/2013 -02/08/2014 tarihleri arasında geçerli olmak üzere …numaralı Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk (Trafik) Sigorta Poliçesi ile sigortalı olduğunu, söz konusu poliçede teminatın limitlerinin kişi başı 250.000 TL olduğunu, trafik sigortacısı şirketin üçüncü kişilerin uğramış olduğu bedeni zararlardan, sigorta poliçesinde belirtilen azami limitlerle ve işletenin veya işletenin eylemlerinden sorumlu tutulduğu kişilerin kusuru oranında maddi tazminat ile sorumlu olduğunu, müvekkili şirket tarafından ödeme yapıldığını, davacıya maluliyeti nedeniyle, 22/12/2014 tarihinde %12 maluliyet oranları esas alınarak 7.240 TL ödeme yapıldığını, davacıya yapılan ödemenin denetlenmesinde ödeme tarihi olan 22/12/2014 tarihindeki verilerin dikkate alınması gerektiğini, daha ileri bir tarihteki verilerin dikkate alınması halinde davacı yararına haksız kazanıma yol açacağını, davacının trafik kazası sebebi ile meydana gelmiş bir maluliyetinin olup olmadığının ve varsa oranının belirlenmesi gerektiğini, bu amaçla davacının Adli Tıp Kurumu 3. İhtisas Dairesi’ne veya Üniversite Hastanelerinin Adli Tıp Anabilim Dalı Bölümlerine sevkine karar verilmesini talep ettiğini, davacının bakıma muhtaç olduğunun tespit edilmesi halinde hem malul kalan kişinin hem bakım ihtiyacını karşılayan kişinin yaşı, evlilik durumu, sosyal ve ekonomik durumu, tazminat takdirinde dikkate alınması gerektiğini, aleyhlerine hüküm kurulmaması halinde, yargılama masrafları ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ
İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda davacıların maddi tazminat ve manevi tazminat taleplerinin ayrı ayrı reddine dair karar verildiği görülmüştür.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacılar vekili tarafından süresi içinde verilen istinaf dilekçesinde özetle; davalı…’ın sokak arasında göstermesi gereken dikkati göstermediğini ve müvekkiline çarptığını, kazaya dair düzenlenen tutanağın olaydan çok sonra ve … ‘ın beyanları esas alınarak düzenlendiğini, dosyada olaya dair kamera kaydı ve tanık beyanları bulunmamasına rağmen olayın davalının anlattığı şekilde gerçekleştiği sayıldığını ve müvekkili …’a asli oranda kusurlu çıkarıldığını, dava konusu olayda davalı …’ın iddia ettiği şekilde düşük bir hızda aracın sadece yan kısmıyla yayaya çarparak hayati tehlikeye sebebiyet verecek boyutta bir yaralanmaya sebebiyet verilmesinin mümkün görünmediğini, emniyet tarafından düzenlenen tahkikat evrakında davacı …’ın alınan doktor raporunda hayati tehlikesinin mevcut olduğunun bildirildiğini ancak müvekkili …’a % 75 oranında asli kusurlu kabul edilmesinin kabul edilemez olduğunu, kaza anı ve olayın gelişiminin yeterli şekilde aydınlatılmadan davalının anlatımları üzerine bu şekilde rapor sunulması ve kusurun müvekkiline yükletilmesinin hak kaybına sebebiyet verdiğini, müvekkili …’ın % 34 engelli durumuna düştüğünü, muayene raporunda bacakta ağır derecede kırık olduğunun tespit edildiğini ve aylar sonra iyileşmesine rağmen bacak kemiğinde kötü kaynama olduğunun belirtildiğini, Engelli Sağlık Kurulu raporunda bilişsel düzeyde sınır gelişme tespit edildiğini, bilirkişi raporlarında bu hususların gözardı edilerek bu engelin kaza ile ilişiği yok gibi gösterildiğini ancak buna dair yetkili sağlık kuruluşlarınca yapılmış bir açıklama olmadığını, bilirkişi raporunda takdiren 95.987,44 TL sürekli iş göremezlik zararı tespit edilmesine rağmen mahkemece müvekkilinin herhangi bir kazancı olmadığı ve geçici iş göremezlik kararı bulunmadığından davacının söz konusu maddi tazminat talebi yerinde görülmediğini, müvekkilinin yaşının küçük olması sebebiyle henüz çalışmıyor olmasının sürekli iş göremezlik bakımından bir kıstas olmadığını, müvekkillerinin yaşanan kaza sonucunda hem maddi hem de manevi olarak yıprandıklarını dolayısıyla manevi tazminat haklarının doğduğunu ancak mahkemece manevi tazminat talebinin de reddedildiğini bu nedenlerle ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmesi talebiyle istinaf kanun yoluna başvurduğu görülmüştür.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava, trafik kazasından kaynaklı 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 54. maddesi gereği cismani zarardan, bakıcı giderlerinden oluşan maddi tazminat ve aynı kanunun 56/1. 2. maddeleri gereği manevi tazminat istemine ilişkindir.
Kayseri 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 21/04/2022 tarih, 2019/545 Esas 2022/337 Karar sayılı kararı ile, trafik kazasından kaynaklı, geçici ve sürekli iş göremezlikten ve bakıcı giderlerinden oluşan maddi tazminat davasının ve manevi tazminat davasının reddine karar verilmiştir.
İlk derece mahkemesi kararına karşı süresi içerisinde davacılar vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İstinaf incelemesi HMK 355. maddesi gereğince ileri sürülen istinaf sebepleri ve kamu düzeni ile sınırlı olarak yapılmıştır.
Duruşma açılmasını gerektiren sebepler bulunmadığından HMK’nın 353 ve 355 maddeleri gereğince inceleme ve müzakereler dosya üzerinden yürütülmüştür.
Trafik kazası ile ilgili olarak, ceza dosyasında alınan kusur bilirkişisi raporu, eldeki davada alınan kusur bilirkişisi raporu ile aynı trafik kazasına bağlı olarak açılmış olan diğer tazminat davalarında alınmış olan kusur bilirkişisi raporlarının tutarlı olup, birbiriyle çelişkili olmaması gerekir. Raporlar arasında çelişki olduğu takdirde çelişkinin mahkemece Karayolları Genel Müdürlüğü Trafik kürsüsünden seçilecek heyetten ya da İTÜ trafik kürsüsünden seçilecek heyetten rapor aldırılmak suretiyle çelişkinin giderilmesi gerekir.
Somut olayda, trafik kusur bilirkişisi …’dan alınmış olan 01/03/2017 tarihli kusur raporunda trafik kazasının meydana gelmesinde davacı yaya …’ın %75 oranında asli kusurlu, …plaka sayılı araç sürücüsü davalı …’ın ise %25 oranında tali kusurlu olduğunun rapor edildiği, yine İstanbul ATK’dan alınmış olan 24/09/2018 tarihli kusur raporunda, trafik kazasının meydana gelmesinde …plaka sayılı araç sürücüsü davalı …ın %25 oranında kusurlu, davacı yaya …’ın ise %75 oranında kusurlu olduğunun rapor edildiği, dosya içerisinde bulunan Kayseri 3. Sulh Ceza Mahkemesi’nin 2013/995 Esas 2014/503 Karar sayılı ceza dosyasında trafik bilirkişisi …’den alınmış olan kusur raporunda trafik kazasının meydana gelmesinde davacı yaya …’ın asli kusurlu, davalı sürücü…’ın ise tali kusurlu olduğunun rapor edildiği, gerek eldeki dosyada alınmış olan iki kusur bilirkişisi raporunda ve gerekse ceza dosyasında alınmış olan trafik bilirkişisi raporunda, trafik kazasının meydana gelmesinde davalının tali kusurunun olduğunun saptandığı, trafik kazasının tamamıyla davacı yayanın tutum ve davranışlarından kaynaklanmadığı, olayın oluş tarzından da davalının kusurunun da olduğu kanaatine varılmış olunduğundan, mahkemece trafik kazasının meydana gelmesinden tamamıyla davacı tarafın sorumlu tutulması doğru görülmemiş olup, davacılar vekilinin bu yöndeki istinafının yerinde olduğu görülmüştür.
Yargıtay uygulamalarına göre, maluliyet raporu adli tıp uzmanları tarafından düzenlenmeli ve maluliyet oranı kaza tarihindeki mevzuata uygun olarak belirlenmelidir.
“Cismani Zarar Halinde Lazım Gelen Zarar ve Ziyan” başlığı altında düzenlenen TBK’nın 54. maddesinde, bedensel zarara uğranılması nedeni ile talep edilebilecek zarar türleri belirtilmekte olup çalışma gücü kaybı da bu zarar türleri arasında yer almaktadır. Haksız fiil sonucu çalışma gücü kaybının olduğu iddiası ve buna yönelik bir talebinin bulunması halinde, zararın kapsamının belirlenmesi açısından maluliyetin varlığı ve oranının belirlenmesi gerekmektedir. Söz konusu belirlemenin ise Adli Tıp Kurumu İhtisas Dairesi veya Üniversite Hastanelerinin Adli Tıp Anabilim Dalı bölümleri gibi kuruluşların çalışma gücü kaybı olduğu iddia edilen kişide bulunan şikayetler dikkate alınarak oluşturulacak uzman doktor heyetinden, haksız fiilin gerçekleştiği tarihte yürürlükte olan Yönetmelik hükümleri dikkate alınarak yapılması gerekmektedir.
Maluliyete ilişkin alınacak raporların, haksız fiil; 11/10/2008 tarihinden önce ise Sosyal Sigorta Sağlık İşlemleri Tüzüğüne, 11/10/2008 ila 01/09/2013 tarihleri arasında ise Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği’ne, 01/09/2013-01/06/2015 tarihleri arasında Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmeliği’ne, 01/06/2015 tarihinden sonra ise Özürlülük Ölçütü Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik, 20/02/2019 tarihinden sonra Erişkinler İçin Engellilik Değerlendirmesi Hakkında Yönetmelik hükümleri, yaralananın çocuk olması halinde ise 20/02/2019 tarihinde yürürlüğe giren Çocuklar İçin Özel Gereksinim Değerlendirilmesi Hakkındaki Yönetmelik hükümlerine göre maluliyetin tespiti gerekmektedir.
Somut olayda, ilk derece mahkemesince, usulüne uygun teşekkül ettirilmiş olan Erciyes Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığı’ndan davacı …’ın maluliyet oranının tespitine ilişkin olarak alınmış olan … tarihli “Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmeliği” hükümleri dikkate alınmak suretiyle hazırlanmış olan rapor mevzuata uygun kuruluşlardan ve maluliyet yönünden mevzuata uygun yönetmelik uygulanarak ve maluliyetle trafik kazası arasında illiyet bağı kurulmak suretiyle hazırlanmış olup, davacı tarafça bakıcı giderleri talep edildiği halde, Erciyes Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığı’ndan, davacının trafik kazası neticesinde oluşan maluliyetinin bakıcıya ihtiyaç duyacak derecede olup olmadığının istenmeden karar verildiği anlaşılmakla, davacı vekilinin bu yöndeki istinafının yerinde olduğu görülmüştür.
Olay tarihinde yürürlükte olan TBK’nın 56. maddesi hükümlerine göre, hakimin manevi tazminat adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği bir para tutarı adalete uygun olmalıdır. 22/06/1996 günlü ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararının gerekçesinde takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Diğer yandan hakim manevi tazminatın miktarını tayin ederken saldırı teşkil eden eylem ve olayın özelliği yanında tarafların kusur oranını, sıfatını, işgal ettikleri makamı ve diğer sosyal ve ekonomik durumlarını da dikkate almalıdır. Miktarın belirlenmesinde her olaya göre değişebilecek özel hal ve şartların bulunacağı da gözetilerek takdir hakkını etkileyecek nedenleri karar yerinde objektif olarak göstermelidir. Çünkü kanunun takdir hakkı verdiği hususlarda hakimin hukuka ve hakkaniyete göre hüküm vereceği Türk Medeni Kanunu’nun 4. maddesinde belirtilmiştir. Hükmedilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir fonksiyonu olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. O halde bu tazminatın sınırı, onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır.
Somut olayda, taraflar arasında yaşanan olayın oluş şekli, olay tarihi, kusur durumu, davacı …’ın ceza dosyası içerisindeki adli tıp raporları da dikkate alınmak suretiyle (özellikle davacı… dışındaki davacıların 6098 sayılı TBK’nın 56/2. maddesi gereğince manevi tazminat taleplerinin değerlendirilmesi açısından), tarafların sosyal ve ekonomik durumları, paranın satın alma gücü ile yukarıda ilkeler birlikte değerlendirilerek, oluşan sonuca göre manevi tazminat hakkında hüküm kurulması gerekirken, manevi tazminat talebinin reddine karar verilmesi doğru görülmemiş olup, davacılar vekilinin bu yöndeki istinafının yerinde olduğu görülmüştür.
Yukarıda ayrıntılı olarak belirtildiği üzere davanın çözümünü sağlayacak ve esasına etki edecek nitelikteki deliller usulünce ve tam manasıyla toplanmadan dolayısıyla değerlendirilmeden hüküm kurulmuş olduğundan, davacılar vekilinin istinaf başvurusunun yukarıda açıklanan sebeplerle sınırlı olarak kabulü, ilk derece mahkemesi kararının, duruşma açılmaksızın, HMK’nın 353/1-a/6. maddesi gereğince kaldırılması ve davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye iadesine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçelerle;
1-) Davacıların istinaf başvurusunun sınırlı olarak KABULÜ İLE; 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a/6. maddesi gereğince Kayseri 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2019/545 Esas 2022/337 Karar sayılı KARARININ KALDIRILMASINA,
2-) Davanın yukarıda gerekçe bölümünde belirtilen hususlar değerlendirilerek yeniden görülmesi için dosyanın MAHKEMESİNE İADESİNE,
3-) Peşin alınan istinaf karar harcının istek halinde istinaf kanun yoluna başvuranlara iadesine,
4-) İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından istinaf kanun yoluna başvuran yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
5-) İstinaf kanun yoluna başvuran taraflarca yapılan istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına,
6-) İstinaf yargılaması bakımından istinaf kanun yoluna başvuranlar tarafından yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının HMK’nun 333. maddesi, Yönetmeliğin 207/1. maddesi ve HMK Gider Avansı Tarifesi’nin 5. maddesi hükümleri uyarınca yatırana iadesine,
7-) Kararın kesin olması nedeniyle taraflara tebliği, harç ve avans iadesi işlemlerinin HMK’nın md. 302/5 ve 359/3 uyarınca ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dair; tarafların yokluğunda, 6100 sayılı HMK md. 353/1-a/6 maddesi gereğince dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı HMK md. 353/1 – a, 362/1 – g maddeleri uyarınca KESİN olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 07/12/2023