Emsal Mahkeme Kararı Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2022/768 E. 2023/220 K. 31.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T. C.
K A Y S E R İ
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/768
KARAR NO: 2023/220
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: KAYSERİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 11/11/2021
NUMARASI: 2020/506 Esas, 2021/1006 Karar
DAVANIN KONUSU: Trafik Kazasından Kaynaklı Maddi Tazminat
DAVA TARİHİ:17.08.2020
İSTİNAF KARARININ
VERİLDİĞİ TARİH: 31.01.2023
YAZILDIĞI TARİH: 31.01.2023
Yukarıda ayrıntılı bilgileri yazılı Kayseri 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2020/506 Esas, 2021/1006 Karar sayılı kararına karşı davalı …A.Ş. vekilince istinaf kanun yoluna başvurulmuş ve dosya istinaf incelemesi yapılmak üzere Dairemize tevzi edilmiş olmakla dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:Tarafların İddia ve Savunmalarının Özeti: Davacı vekili, dava dilekçesinde özetle: … plakalı aracın müvekkili adına kayıt ve tescilli olduğunu, … plakalı aracın davalılardan… adına kayıtlı ve tescilli olduğunu, …’nün sevk ve idaresindeki müvekkiline ait aracın… İli … Bulvarı’nda seyir halinde iken Arif caddesinden gelmekle olan …’un sevk ve idaresindeki… plaka sayılı davalı…’a ait aracın kırmızı ışıkta geçerek müvekkilinin aracında 04/04/2019 tarihinde çarpması sonucu maddi hasarlı trafik kazasının meydana geldiğini, müvekkilinin aracında 27.890,51 TL hasar bulunduğunu, müvekkilinin 04/04/2019 tarihinde davalı…’ın aracının sigorta şirketine müracaat edildiğini ancak davalı sigorta şirketinin davalı sürücü …’un alkollü olması nedeniyle ödeme yapmadığını, davalıların oluşan trafik kazasında %100 oranında kusurlu olduğunu, davadan önce arabuluculuk sürecine başvurulduğunu ancak bir sonuç alınamadığını ileri sürerek; 27.890,51 TL’nin kaza tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte davalılardan tahsiline, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalılar üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı …A.Ş. vekili, cevap dilekçesinde özetle; Yetki itirazlarının bulunduğunu, davanın yetkili İstanbul Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesi’nde açılması gerektiğini, … plakalı aracın müvekkili şirket nezdinde … numaralı Trafik Sigorta Poliçesi ile 01/06/2018 – 2019 tarihleri arasında sigortalı olduğunu, poliçe limitinin 36.000,00 TL ile sınırlı olup sorumluluklarının sigortalı araç sürücüsünün kusuru oranında ve zarar nispetinde olduğunu, müvekkili şirketin sigortalısının kusurun oranında ve ancak gerçek hasarı ödemekle yükümlü olduğunu savunarak davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı…, cevap dilekçesinde özetle; Bahsi geçen kazadan aylar sonra haberdar olduğunu, bu süreçte aracını süren …’u aradığını ancak kaza ile ilgili net bilgiler alamadığını, trafik kaza tutanağını kabul etmediğini, kazada geçiş üstünlüğünün adına ait olan… plakalı araçta olduğunu, tam kusurlu tarafın karşı taraf olduğunu, kendi aracında 30.000,00 TL’ye yakın hasar meydana geldiğini, …A.Ş.’nin ödeme yapmayı kabul etmemesinin hukuka aykırı olduğunu, maddi hasarın sigorta şirketinden talep edilmesi gerektiğini, iddia edilen 27.890,51 TL’lik hasarın fahiş olduğunu, …’ın davacıya 5.000,00 TL ödeme yaptığını bunun mahsubunun gerektiğini savunarak davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İlk Derece Mahkemesi Kararının Özeti: İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonunda; davacının davasının kısmen kabulü ile, 18.128,84 TL hasar bedelinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, alacağa sigorta şirketi yönünden 14/04/2019 tarihinden itibaren davalılar … yönünden ise kaza tarihi olan 04/04/2019 tarihinden itibaren yasal faiz uygulanmasına, sigorta şirketinin poliçe limiti ile sınırlı sorumlu tutulmasına, fazlaya ilişkin istemin reddine
dair karar verildiği anlaşılmıştır.
Taraflarca İleri Sürülen İstinaf Sebepleri: Davalı …A.Ş. vekili, süresi içinde verdiği istinaf dilekçesinde özetle; İlk derece mahkemesince maddi meselenin takdirinde hata yapıldığını ve eksik incelemeye dayalı olarak hüküm kurulduğunu, usul ve yasaya aykırı ilk derece mahkemesi hükmünün kaldırılarak davanın reddine karar verilmesinin gerektiğini, müvekkili şirkete beyan edilen hasar ile kazanın oluş şeklinin uyumsuzluk arz ettiğini, bu husus araştırılmadan hüküm kurulmasının hatalı olduğunu, davacının üzerine düşen yükümlülüklerini yerine getirmediğini, meydana gelen hasar ile beyanları arasında uyumsuzluğun söz konusu olduğunu, davacının taleplerinin teminat dışında kaldığını, davaya konu araç harasının açıkça trafik sigortası genel şartları uyarınca “teminat dışında kalan zararlar” kapsamında olduğunu, bu nedenle davaya konu tazminat talepleri bakımından müvekkili şirketin herhangi bir sorumluluğunun bulunmadığını, bu nedenle davaya konu tazminat talepleri bakımından müvekkili şirketin herhangi bir sorumluluğunun bulunmadığını, ayrıca kazaya ilişkin olarak davacı sigortalının müvekkili şirkete yapmış olduğu hasar ihbarı sonrası kazanın sigortalı araç sürücüsünün belirttiği şekilde olmadığının anlaşıldığını, yapılan tahkikat neticesinde elde edilen bulgular ile beyan ve olay yeri resimlerinin birbiriyle örtüşmediğini, araçtaki hasarla birlikte kamu malına verilen zararda uyuşmazlıkların görüldüğünü, işbu olayda mağdur ve sigortalının kasten doğru olarak beyan vermediklerinden sigortacının tazminatı ödememe hakkının olduğunu, davacı tarafın dava öncesinde müvekkili şirkete yapmış olduğu başvurunun kara taşıtları trafik sigortası poliçesi genel ve özel şartlara göre aykırılık teşkil ettiğinden haklı olarak reddedildiğini, davacının meydana geldiğini iddia ettiği kazanın beyan ettiği şekilde ve poliçe vadesi içerisinde meydana geldiğini ispat ile mükellef olduğunu, meydana geldiği iddia edilen kazanın tek taraflı oluşu ve kaza neticesinde kamu malına zarar verildiğinin göz önünde bulundurulduğunda trafik zabıtası tarafından tutanak tutulması gerektiğini, kabul anlamına gelmemek üzere iskontosuz şeklide hesaplama yapılmasının haksız ve hukuki mesnetten yoksun olduğunu, müvekkili şirketin sorumluluğu Karayolları Trafik Kanunu’nun 85/1. ve Trafik Poliçesi Genel Şartlarının 1. maddesi gereğince sigortalı araç sürücüsünün kusuru oranında ve poliçe limiti ile sınırlı olduğunu, hükme esas alınan raporda sigortalı araç sürücüsüne izafe edilen kusur oranı fahiş olduğunu, bu orana katılmanın mümkün olmadığını, kabul anlamına gelmemek üzere müvekkili şirketin temerrüde düşmediğinden dava tarihinden önce faiz işletilmesinin hatalı olduğunu, bu nedenlerle ilk derece mahkemesince verilen kararın kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Delillerin Değerlendirilmesi ve Gerekçe: Bölge Adliye Mahkemesince istinaf talebinin değerlendirilerek incelemeye alınabilmesi için Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 352. maddesinde sayılan ön inceleme koşullarının gerçekleşmiş olması zorunludur. Bu maddede sayılan koşullardan birinin mevcut olmaması halinde istinaf başvurusunun usulden reddedilmesi gerekir. Bu şartlar kamu düzeninden olup yargılamanın her aşamasında re’sen dikkate alınmaktadır. İstinaf talebine konu eldeki dosya kapsamı incelendiğinde, 6100 sayılı HMK’nın 352. maddesinde sayılan ön inceleme koşullarında herhangi bir eksiklik bulunmadığı, davalı …A.Ş.’nin istinaf başvurusunun ön inceleme bakımından kabul edilebilir olduğu ve inceleme aşamasına geçilmesi gerektiği tespit edilmiştir.
6100 sayılı HMK’nın 355. maddesinde, Bölge Adliye Mahkemesinin, incelemesini kamu düzenine ilişkin hususlar hariç olmak üzere istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplere bağlı olarak yapması gerektiği hususu düzenlenmiştir. (Aynı yönde Yargıtay 22. Hukuk Dairesinin 2018/9860 Esas ve 2018/14781 Karar sayılı ilamında da Bölge Adliye Mahkemelerinin istinaf sebepleri ile bağlı olduğu vurgulanmıştır.)
Yukarıda açıklaması yapılan 6100 sayılı HMK’nın 355. maddesindeki düzenleme gereğince davalı …A.Ş. vekilinin istinaf sebepleri ve kamu düzenine ilişkin hususlar ile bağlı kalınarak ilk derece mahkemesine ait dava dosyası esas bakımından incelendiğinde;
İstinaf incelemesine konu dava, trafik kazasından kaynaklanan hasar bedeli nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkindir.
İlk derece mahkemesince yapılan yargılamada sonucunda: Davanın kısmen kabulü ile 18.128,84 TL hasar bedelinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, alacağa sigorta şirketi yönünden 14/04/2019 tarihinden itibaren davalılar … yönünden ise kaza tarihi olan 04/04/2019 tarihinden itibaren yasal faiz uygulanmasına, sigorta şirketinin poliçe limiti ile sınırlı sorumlu tutulmasına dair karar verilmiştir. Bu karara karşı sadece davalı …A.Ş. vekilince istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 91/1. maddesinde, “İşletenlerin, bu kanunun 85/1. maddesine göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası yaptırmaları zorunludur.”; 85/1 maddesinde, “Bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüsün ünvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen biletle işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar.”; 85/son maddesinde ise, “İşleten ve araç işleticisi teşebbüsün sahibi, aracın sürücüsünün veya aracın kullanılmasına katılan yardımcı kişilerin kusurundan kendi kusuru gibi sorumludur.” hükümlerine yer verilmiş, Karayolları Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarının A-1. maddesinde de, “Sigortacı bu poliçede tanımlanan motorlu aracın işletilmesi sırasında bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına sebebiyet vermesinden dolayı 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’na göre işletene düşen hukuki sorumluluğu, zorunlu sigorta limitlerine kadar temin eder.” şeklinde ifade edilmiştir.
Davalı …A.Ş.’nin, davacıya ait … plaka sayılı araca çarparak kazaya sebebiyet veren karşı araç olan… plaka sayılı aracın 01/06/2018-01/06/2019 tarihleri arasındaki trafik sigortacısı (ZMMS) olduğu dosya arasındaki poliçe suretinden anlaşılmaktadır.
Bilindiği üzere, trafik kazasında sürücünün kusurlu olması halinde zarar gören maddi zararını 6098 sayılı TBK’nun 49 maddesi uyarınca sürücüden (somut olayda davalı …) isteyebilir. 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 85. maddesi uyarınca bir motorlu aracın işletilmesinin bir kişinin ölümüne, yaralanmasına veya bir şeyin zararına sebep olması halinde motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüs sahibi bu zarardan müşterek ve müteselsilen sorumlu tutulmuştur. Aynı Kanun md. 3 uyarınca aracın maliki işleten sayıldığından araç malikinden (somut olayda davalı…) de maddi zararın tazmini talep edilebilir. Öte yandan 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun 91. maddesi ve Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarında, sigortacı poliçede belirtilen aracın işletilmesi sırasında bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına sebebiyet vermiş olmasından dolayı 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununa göre işletene düşen hukuki sorumluluğu zorunlu sigorta limitlerine kadar temin edeceği, düzenlenmiştir. Dolayısıyla davacının, maddi zararını… plaka sayılı aracın zorunlu mali mesuliyet sigortacısı olan davalı … A.Ş.’den isteme hakkı da vardır.
Tarafların kusur durumunun ve ayrıca davacının aracındaki hasar miktarının tespiti için makine mühendisi bilirkişiden alınan 17/05/2021 tarihli raporda davalı sürücü …’un %65, davacıya ait aracı kullanan dava dışı sürücü…’nün %35 oranında kusurlu olduğunun belirtilmesi, hukuk mahkemesinde belirlenen bu kusur durumunun mahkemece dinlenen tanıklar …’un anlatımlarıyla doğrulandığı ayrıca kazaya karışan taraflar arasında düzenlenen anlaşmalı kaza tespit tutanağına da uygun olduğu bir bütün olarak nazara alındığında; dava konusu trafik kazasında davalı sürücü …’un %65, davacıya ait aracı kullanan dava dışı sürücü…’nün %35 oranında kusurlu olduğu sonuç ve kanaatine varılmıştır. Dolayısıyla da davalı sigorta şirketinin kazanın oluş şekli, kusur raporu ve kusur oranı bakımından yaptığı istinaf itirazlarının yerinde olmayıp reddedilmesi gerektiği anlaşılmıştır.
Dosya kapsamında davacıya ait aracın hasar bedelinin tespiti için makine mühendisi bilirkişiden alınan 17/05/2021 tarihli rapor mevcuttur. Bunun dışında aynı doğrultuda tespit ve açıklamalar içeren sigorta eksperinin hazırladığı hasar raporu da vardır. 17/05/2021 tarihli raporda davacının aracındaki hasar miktarı kusur oranına göre indirim yapıldığında 40.509,22 TL olarak belirlenmiş, ilk derece mahkemesince dava dilekçesindeki talep miktarı ve davalının kusur oranı esas alınarak resen yapılan hesaplama sonucunda davacının talep edebileceği hasar bedelinin 18.128,84 TL olduğu belirtilip bu rakam üzerinden kabul kararı verilmiştir. Bu nedenle gerçek zararın ispatlanamadığı ve hasar miktarının hatalı hesaplandığı yönündeki davalı istinaf itirazlarının yerinde olmayıp reddedilmesi gerektiği anlaşılmıştır.
Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin E:2015/14700, K:2016/4229 sayılı kararında da belirtildiği üzere sigortacı, sigorta ettiren veya sigortadan yararlananın uğradığı gerçek zararı tazminle yükümlü olup mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda, iskonto uygulanmadan hasar bedelinin hesaplanması doğrudur. Ayrıca 3065 sayılı KDV Kanunu’nun 1. maddesine göre Türkiye’de yapılan sınai, ticari, zirai faaliyet ve serbest meslek faaliyet çerçevesinde yapılan teslim ve hizmetler katma değer vergisine tabidir. Davacının aracına verilen zararı gidermek için gerekli onarım, parça ve işçilik hizmeti de anılan yasa gereğince KDV’ye tabidir. Bu nedenle davacı lehine KDV dahil edilerek hasar tazminatına hükmedilmesi de doğru davalı sigorta şirketinin aksi yöndeki istinaf itirazları haklı bulunmamıştır.
2918 Sayılı Kanun’un 99. maddesinde, sigortacılar, hak sahibinin zorunlu mali sorumluluk sigortası genel sartlarıyla belirlenen belgeleri, sigortacının merkez veya kuruluşlarından birine ilettiği tarihten itibaren sekiz iş günü içinde zorunlu mali sorumluluk sigortası sınırları içinde kalan miktarları hak sahibine ödemek zorundadırlar. Zorunlu Mali Mesuliyet Sigortacısı 2918 Sayılı KTK’nun 98/1, 99/1, ZMMS Genel Şartlarının B.2-c maddesi uyarınca hak sahibine kaza ve zarara ilişkin tespit tutanağının ve bilgi ve belgeleri ile birlikte sigortacıya başvurmasından itibaren 8 iş günü sonunda tazminat miktarını ödememesi halinde, bu tarihte, böyle bir başvurunun yapılmaması halinde ise dava tarihinde temerrüde düşeceğinden, temerrüt faizine bu tarihten itibaren hükmedilmesi gerekir.
Davalı sigorta şirketine dava tarihinden önce 04/04/2019 tarihinde başvuru yapıldığı dikkate alınarak davalı sigorta şirketi bakımından faizin 14/04/2019 tarihinden başlatılması doğru olup davalı sigorta şirketinin faizin başlangıç tarihi bakımından yaptığı istinaf itirazlarının da yerinde olmadığı ve reddedilmesi gerektiği anlaşılmıştır.
6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-1 maddesinde belirtilen koşulların varlığı halinde, incelenen ilk derece mahkemesine ait dava dosyasındaki kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğunun anlaşılması durumunda istinaf incelemesi sırasında istinaf talebinin esastan reddine karar verileceği düzenlenmiştir. Bu durum istinaf incelemesi sırasında duruşma yapılmadan karar verilebilecek haller kapsamında yer almaktadır.
Hal böyle olunca yukarıda açıklanan nedenler ve tüm dosya içeriğine göre; istinaf başvurusunda bulunanın sıfatı ve istinaf nedenleriyle sınırlı olarak yapılan inceleme üzerine; ilk derece mahkemesince taraflarca gösterilen delillerin toplanmasında, değerlendirilmesinde esas ve usul bakımından hukuka aykırılık bulunmadığı ve davalı …A.Ş.’nin tüm istinaf nedenleri yerinde görülmediğinden 6100 sayılı HMK’nun 353/1. fıkrası (b-1) bendi uyarınca istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin karar verilmesi gerektiği anlaşılarak aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : (Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere)
1-) Davalı …A.Ş.’nin istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-) Alınması gereken 1.238,38 TL istinaf karar ve ilam harcından istinaf başvurusu sırasında peşin alınan 309,60 TL’nin mahsubu ile bakiye 928,78 TL’nin davalı …A.Ş.’den alınarak Hazineye gelir kaydına, davalı …A.Ş. tarafından yatırılan istinaf kanun yoluna başvuru harcının da Hazineye gelir kaydına,
3-) İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından AAÜT md. 2/2 uyarınca vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
4-) Davalı …A.Ş. tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin bu davalı üzerinde bırakılmasına,
5-) Davalı …A.Ş. tarafından istinaf yargılaması bakımından yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının, HMK’nun 333. maddesi, Yönetmeliğin 207/1. maddesi ve HMK Gider Avansı Tarifesi’nin 5. maddesi hükümlerine göre yatırana İADESİNE,
6-) Kararın kesin olması nedeniyle taraflara tebliği ve gider avansı iadesi işlemlerinin 6100 sayılı HMK md. 302/5 ve 359/3 uyarınca ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dair, 6100 sayılı HMK md. 353/1-b-1 uyarınca dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 362/1-a maddesi gereğince Yargıtay nezdinde temyiz yolu kapalı (KESİN) olmak üzere oy birliği ile karar verildi.31/01/2023