Emsal Mahkeme Kararı Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2022/715 E. 2023/420 K. 02.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T. C.
KAYSERİ
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/715
KARAR NO: 2023/420
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: KAYSERİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 20/09/2021
NUMARASI: 2016/653 Esas 2021/762 Karar
2016/653 ESAS SAYILI ASIL DAVA DOSYASINDA:
DAVA: TAZMİNAT
DAVA TARİHİ: 20/06/2017
İSTİNAF KARARININ
VERİLDİĞİ TARİH:02/03/2023
YAZILDIĞI TARİH:02/03/2023
Kayseri 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2016/653 Esas 2021/762 Karar sayılı ilamı birleşen dosya davalısı … vekili tarafından istinaf incelemesi için Dairemize gönderilmekle inceleme aşamasında dosyadaki tüm bilgi ve belgeler incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLÜP GÖRÜŞÜLDÜ:Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkili … ‘in … tarihinde … plakalı aracı ile trafikte seyrederken davalılardan … ‘ın kullanmakta olduğu … plakalı aracın çarpışması sonucu trafik kazasının meydana geldiğini, kazanın meydana gelmesinde kusurun tamamını davalı … ‘a ait olduğunu, … plakalı aracı kullananın … olduğunu, … ‘un aracın maliki olduğunu, … A.Ş.’nin de aracın zorunlu trafik sigortasını yapan şirket olması nedeniyle müvekkillerinde oluşacak cismani zararlardan ve tazminat taleplerinden sorumlu olduğunu, trafik kazasında müvekkili … ‘in kullandığı araçta bulunan diğer müvekkillerinden eşi … ile çocuğu … ‘in yaralandıklarını, fazlaya ilişkin dava ve talep hakları saklı kalmak kaydı ile belirsiz alacak davası olarak şimdilik davalıların müşterek ve müteselsil sorumlu olarak müvekkili … ‘e 1.000,00-TL, … ‘e 1.000,00-TL maddi tazminat ödemeye, davalıların müştereken ve müteselsilen müvekkili … ‘e 500,00-TL bakım ve tedavi gideri ödemeye, davalılardan … ve … ‘un müşterek ve müteselsil sorumlu olarak müvekkili’e 50.000,00-TL, … ‘e 100.000,00-TL ve … ‘e 20.000,00-TL manevi tazminat ödemeye mahkum ettirilmesini, hükmettirilecek tazminat miktarının kaza tarihi olan 05/10/2014 tarihinden itibaren faiz işletilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalılara tahmiline karar verilmesini vekaleten talep ve dava etmiştir.Davalı … A.Ş. vekili cevap dilekçesinde özetle;… tarihli trafik kazasına karıştığı belirtilen … plaka sayılı aracın müvekkili şirkette … nolu poliçe ile 17/01/2014-2015 tarihleri arasında zorunlu mali mesuliyet (trafik) sigortası ile sigortalı olduğunu, söz konusu poliçeye göre teminatsız, sakatlanma kişi başına 268.000,00-TL olduğunu beyanla, davanın reddini, dava açılmasına sebebiyet vermediklerinden söz konusu olmadığından aleyhlerine masraf, faiz ve avukatlık ücretine hükmolunmamasına karar verilmesini talep etmişlerdir.Davalılar … ve … vekili cevap dilekçesinde özetle; öncelikle davacı tarafın taleplerinin somutlaştırılmasını, kusur raporunu kabul etmediklerini, davacının taleplerinin sigorta poliçesi kapsamında olduğunu, davacıların bakıma muhtaç olduklarının devlet hastanesinden rapor ile belirlenmesi gerektiğini beyanla, davacının haksız ve hukuki dayanaktan yoksun davasının reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı tarafa tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Birleşen Kayseri 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2017/892 Esas sayılı dava dosyasında; Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; 05/10/2014 tarihihinde … , … ile … plaka sayılı araçlar arasında trafik kazası meydana geldiğini, kazada küçük … ‘ın yaralandığını, Adli Tıp Kurumu’ndan 01/02/2017 tarihli kusur raporu ve Erciyes Adli Tıp Ana Bilim Dalı Başkanlığı’ndan 23/03/2017 tarihli maluliyet raporunun alındığını, Kayseri 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2015/440 Esas sayılı dava dosyasından … plaka sayılı araç ve sigortacısına karşı dava açıldığını ve bu dosyanın 12/06/2017 tarihinde karara çıktığını, Kayseri 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2016/653 Esas sayılı dava dosyasında ise tefrik edilen baba … ve küçük … hakkındaki davaya devam edildiğini, bu dosyanın davalılarının mahkemenin davalılarından farklı olduğunu, 2016/653 Esas sayılı dosyada alınan kusur raporunda adı geçen mahkeme dosyası olan davalının kusurlu olduğunun tespit edildiğini, davacının maddi zararını karşılamaya … A.Ş’nin limitinin yetersiz kaldığını, bu nedenle ek davayı açtıklarını, davalı sigorta şirketine başvuru yaptıklarını belirterek bu davaların birleştirmesine, şimdilik 1.000,00-TL maluliyet tazminatı ile 500,00-TL bakım ve tedavi gideri olmak üzere toplam 1.500,00-TL maddi tazminatın kaza tarihi olan 05/10/2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile ile asıl ve birleşen dosya davalılarından müştereken ve müteselsilen tahsiline, sigorta şirketlerinin limit uyarınca sorumlu tutulmalarına, her iki sigorta şirketinin maluliyet zararı için ayrı, bakıma muhtaçlık ve tedavi zararı için ayrı ayrı sorumlu tutulmalarına, … ‘e 100.000,00-TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 05/10/2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte sigorta şirketleri dışındaki asıl ve birleşen dosya davalılarından müştereken ve müteselsilen tahsiline, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalılara tahmiline karar verilmesini vekaleten talep ve dava etmiştir.Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; bu davalının meydana gelen olayda kusurunun bulunmadığını, bu durumunun Kayseri 9. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 2015/227 Esas sayılı dosyasında alınan kusur raporu ile sabit olduğunu, birleştirme talep edilen dosyadaki kusur raporunu kabul etmediklerini, talep edilen maddi ve manevi tazminat miktarının çok yüksek olduğunu, taleplerinin sigorta şirketinden istenmesi gerektiğini belirterek davanın reddini talep ettiği görülmüştür.Davalı … Sigorta Şirketi vekili cevap dilekçesinde; davacının eksik evrakları tamamlamaması nedeniyle gerçek bir başvuru yapmadığından davanın dava şartı yokluğundan reddedilmesi gerektiğini, davanın zamanaşımına uğradığını, maluliyet ve kusur raporunun kabul etmediklerini, davacıların müterafik kusurlarının olduğunu, sigorta araç sürücüsünün kusurunun olmadığını, tedavi ve bakıcı giderinin SGK’nın sorumluluğunda olduğunu, SGK’na davanın ihbarını talep ettiklerini, aktüer bilirkişiden rapor alınması ve SGK’nun rücuya tabi bir ödemesi olup olmadığının sorulmasını talep ettiklerini belirterek davanın reddini talep ettikleri görülmüştür.Fer’i müdahale talep eden … ve … vekili talep dilekçesinde özetle; Kayseri 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2016/653 Esas sayılı dava dosyasında alınan kusur bilirkişisi raporunda yazdığı üzere davacıların aracında çocuk koltuğunun bulunmadığının ortaya çıkması halinde hem müvekkillerinin hem de bu dosyada davalı olanların kusur sorumluluğunun azalacak olması nedeniyle HMK’nun 66. maddesi gereği davalıların yanında bu davaya fer’i müdahil olmak istediklerini beyanla, davaya katılma taleplerinin kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda;
“…1-2016/653 Esas sayılı asıl dava dosyasında davalı … (Euro) … A.Ş. hakkındaki maddi tazminat DAVASININ KONUSUZ KALMIŞ OLMASI NEDENİ İLE ESAS HAKKINDA KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA,
2-Birleşen 2017/892 Esas sayılı dava dosyasında davacının tedavi giderlerine ilişkin maddi tazminat davasının davacının FERAGATI NEDENİ İLE REDDİNE,
3-2016/653 Esas sayılı asıl ve birleşen 2017/892 Esas sayılı dava dosyasında davacının sürekli iş göremezlik zararı ve bakıcı gideri zararına yönelik maddi davasının KISMEN KABULÜ ile 917.722,00-TL sürekli iş göremezlik zararı ve 1.210.973,00-TL bakıcı gideri zararı olmak üzere toplam 2.128.695,00-TL’den TBK’nun 52. maddesi gereğince takdiren %20 oranında mütefarik kusur indirimi yapılarak neticeten 1.702.956,00-TL maddi tazminatın asıl dava dosyasında davalılar … ve … ile birleşen 2017/892 Esas sayılı dava dosyasında davalılar … ve … ‘nın trafik kaza tarihi olan 05/10/2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte sorumlu olmaları, birleşen 2017/892 Esas sayılı dava dosyasında davalı … Şirketi’nin ise ZMMS poliçesi teminat limiti ile sınırlı (sakatlanma ve ölüm klozundan 268.000,00-TL, sürekli iş göremezlik tazminatı ve sağlık tedavi giderleri klozundan 268.000,00-TL, bakıcı gideri tazminatından toplam 536.000,00-TL olmak üzere) sorumlu olması ve birleşen dosya dava tarihi olan 20/06/2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte sorumlu olması koşulu ile asıl ve birleşen dava dosyalarında yukarıda adı geçen tüm davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacı …’e verilmesine,
4-Davacı … ‘in asıl ve birleşen 2017/892 Esas sayılı dava dosyasında fazlaya ilişkin maddi tazminat istemlerinin REDDİNE,
5-Davacı … ‘in asıl ve birleşen 2017/892 Esas sayılı dava dosyasındaki manevi tazminat davasının kısmen kabulü ile 80.000,00-TL manevi tazminatın trafik kaza tarihi olan 05/10/2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte asıl dava dosyasında davalılar … ve … ile birleşen 2017/892 Esas sayılı dava dosyasında davalılar … ve … ‘dan müştereken ve müteselsilen alınarak davacı … ‘e verilmesine,
6-Davacı … ‘in asıl ve birleşen 2017/892 Esas sayılı dava dosyasında fazlaya ilişkin manevi tazminat isteminin REDDİNE,
7-2016/653 Esas sayılı asıl dava dosyasında davacı … ‘in manevi tazminat davasının KABULÜ ile 20.000,00-TL manevi tazminatın trafik kaza tarihi olan 05/10/2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte asıl dosyada davalılar … ve … ‘tan müştereken ve müteselsilen alınarak davacı … ‘e verilmesine,” şeklinde karar verildiği görülmüştür.Davalı … Şirketi vekili 10/11/2021 tarihli beyan dilekçesinde; davacı taraf ile sulh olduklarını, davacının davadan ve fazlaya ilişkin haklarından feragat ettiklerini, davacı taraf ile karşılıklı şekilde avukatlık vekalet ücreti ve yargılama gideri talebinin de bulunmadığını beyan ederek davanın müvekkili şirket açısından feragat nedeniyle reddine, taraflarca bu hususta anlaşılmış olunduğundan vekalet ücreti ve yargılama giderine hükmedilmemesine karar verilmesini talep etmiştir.Davacı vekili 15/11/2021 tarihli beyan dilekçesinde; mahkemece esas hakkında karar verildikten sonra, davalı Anadolu … Şirketi ile sulh anlaşması yapılmış olduğunu, poliçe limitleri dahilinde sorumlu oldukları miktarın tarafına ödenmek kaydı ile ibraname imzalanarak sigorta şirketine gönderildiğini, sadece davalı … Şirketi için geçerli olmak üzere davadan feragat ettiğini, feragat nedeniyle davalı … Şirketi açısından davanın reddine karar verilmesini, karşılıklı olarak yargılama gideri ile vekalet ücretine hükmedilmemesini talep etmiştir.Mahkemenin 25/11/2021 tarihli ek kararı ile; “…1-2016/653 Esas sayılı asıl dava dosyasında davalı … A.Ş. hakkındaki maddi tazminat DAVASININ KONUSUZ KALMIŞ OLMASI NEDENİ İLE ESAS HAKKINDA KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA,
2-Birleşen 2017/892 Esas sayılı dava dosyasında davacının tedavi giderlerine ilişkin maddi tazminat davasının davacının FERAGATI NEDENİ İLE REDDİNE,
3-Birleşen 2017/892 Esas sayılı dava dosyasında davacının davalı … Şirketi hakkındaki davasının davacının FERAGATI NEDENİ İLE REDDİNE,
4-2016/653 Esas sayılı asıl ve birleşen 2017/892 Esas sayılı dava dosyasında davacının sürekli iş göremezlik zararı ve bakıcı gideri zararına yönelik maddi davasının KISMEN KABULÜ ile 917.722,00-TL sürekli iş göremezlik zararı ve 1.210.973,00-TL bakıcı gideri zararı olmak üzere toplam 2.128.695,00-TL’den TBK’nun 52. maddesi gereğince takdiren %20 oranında mütefarik kusur indirimi yapılarak neticeten 1.702.956,00-TL maddi tazminattan birleşen 2017/892 Esas sayılı dava dosyasında hakkındaki davadan feragat edilen davalı … Şirketi’nin ZMMS poliçesi teminat limiti kapsamında sorumlu olduğu sakatlanma ve ölüm klozundan 268.000,00-TL, sürekli iş göremezlik tazminatı ve sağlık tedavi giderleri klozundan 268.000,00-TL, bakıcı gideri tazminatından toplam 536.000,00-TL’nın mahsubu ile neticeten 1.592.695,00-TL maddi tazminatın asıl dava dosyasında davalılar … ve … ile birleşen 2017/892 Esas sayılı dava dosyasında davalılar … ve … ‘nın trafik kaza tarihi olan 05/10/2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte sorumlu olmaları koşulu ile asıl ve birleşen dava dosyalarında yukarıda adı geçen davalılar … , … , … ve … ‘dan müştereken ve müteselsilen alınarak davacı … ‘e verilmesine,
4-Davacı … ‘in asıl ve birleşen 2017/892 Esas sayılı dava dosyasında davalılar … , … , … ı ve … ı hakkındaki fazlaya ilişkin maddi tazminat istemlerinin REDDİNE,
5-Davacı … ‘in asıl ve birleşen 2017/892 Esas sayılı dava dosyasındaki manevi tazminat davasının kısmen kabulü ile 80.000,00-TL manevi tazminatın trafik kaza tarihi olan 05/10/2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte asıl dava dosyasında davalılar … ve … ile birleşen 2017/892 Esas sayılı dava dosyasında davalılar … ve … ı’dan müştereken ve müteselsilen alınarak davacı … ‘e verilmesine,
6-Davacı … ‘in asıl ve birleşen 2017/892 Esas sayılı dava dosyasında fazlaya ilişkin manevi tazminat isteminin REDDİNE,
7-2016/653 Esas sayılı asıl dava dosyasında davacı … ‘in manevi tazminat davasının KABULÜ ile 20.000,00-TL manevi tazminatın trafik kaza tarihi olan 05/10/2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte asıl dosyada davalılar … ve … ‘tan müştereken ve müteselsilen alınarak davacı … ‘e verilmesine,” şeklinde karar verildiği görülmüştür.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ Birleşen dosya davalısı … vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; mahkemece alınan bilirkişi raporlarında bilirkişi heyetlerince dikkate alınmayan önemli bir hususun kazanın meydana geldiği kavşakta 05/10/2014 tarihinden sonra Kayseri Büyükşehir Belediye Başkanlığı, Ukome Kurulunun 17/10/2015 tarih ve 2015/08-43 sayılı kararı ile ada için depolama ünitelerinin iptal edilerek orta adanın küçültülmesi sonucu 3 seyir şeridi oluşan … bulvarının kaza tarihindeki ve rapor tarihindeki düzeninin farklı olması olduğunu, kavşağın geometrik özelliklerinin dikkate alınmak suretiyle, kaza tarih ve saatindeki kaza yeri yol kesimi özellikleri incelenip araştırılmaksızın tanzim olunan İstanbul Trafik İhtisas Dairesinin 01.02.2017 tarihli ve … sayılı kusura ilişkin rapor ile İTÜ Ulaştırma Anabilim Dalı, Karayolları ve Trafik Heyetinden alınan 29/08/2018 tarihli kusura ilişkin bilirkişi heyet raporundaki hatalı tespit ve değerlendirmelerle izafe olunan kusur durumlarının hükme esas alınması verilen hükmün hatalı olmasına yol açtığını, dava konusu olayla ilgili mahkeme dosyasına sunulan 22.07.2019 tarihli uzman mütalaa raporunda bahse konu eksiklikler, hatalar ve çelişkiler ortaya konulmasına rağmen, adil bir karar verilmesi için öncelikle uzman mütalaası, itiraz ve beyanları ile re’sen tespit edilecek sair nedenlerle dosyanın yeniden incelenmek ve hüküm kurulmak üzere olay yeri yol kesiminin incelenip araştırılarak ve de Kayseri Büyükşehir Belediye Başkanlığı Ukome Kuruluna yazı yazılmak suretiyle, kaza tarihindeki kaza yeri yol kesiminin geometrik özellikleri hakkında bilgi aldıktan sonar yeniden kusur durumu tespiti için dosyanın bilirkişi heyetine tevdii ile kavşağın kaza tarihindeki ve sonraki durumu göz önünde bulundurularak raporlar alındıktan sonra hüküm verilmesi gerekirken, bu hususların mahkeme heyetince dikkate alınmadığını, eksik inceleme ve araştırma ile kurulan hükmün müvekkilinin mağduriyetine neden olduğunu, olayın aydınlatılmasına ve açıklığa kavuşturulmasına yarayacak maddi delil niteliğinde olan kaza mahalli yol kesimi ile kavşağın geometrik özelliklerini gösterir, 05.10.2014 tarih ve 21:40 saati itibarıyla olan ancak, temininin sağlanması talebine rağmen temin edilip dava dosyasına kazandırılmayan, ukome kararları, fotoğraflar ve kamera kayıtlarının ilgili kurumlar olan Kayseri Büyükşehir Belediye Başkanlığı, Ukome Kurulundan tarafımızca temin edilerek dilekçe ekinde sunulduğunu, Kayseri Trafik Denetleme Şube Müdürlüğü ile Kayseri Emniyet Müdürlüğü Nezdindeki Olay Yeri İnceleme Şube Müdürlüklerinden gerekli bilgi ve belgelerin istenilmesi talebinin dikkate alınmayıp, eksik inceleme ve araştırma neticesi olgunlaşmamış dosya üzerinden düzenlenen kusura ilişkin raporlara itiraz ve beyanları dikkate alınmayıp hatalı raporlar üzerinden hüküm kurulmak suretiyle müvekkilinin mağduriyetine yol açacak ve davacı tarafın sebepsiz zenginleşmesine yol açacak şekilde karar verildiğini, bu hususun dosyaya müvekkili tarafından sunulan uzman mütalaası ile de doğrulandığını, mahkemece dava konusu olayın gerçekleştiği yerde keşif yapılmış olsa idi dahi bir çok konu açıklığa kavuşabilecek iken mahkemece keşif yapılmadığını, … ili, … İlçesinde bulunan … Bulvarı ile … kavşağında … günü müvekkiline ait aracın sürücüsünün karışmış olduğu yaralanma ile neticelenen trafik kazasıyla ilgili olarak keşif yapılmamışsa da Trafik Denetimlerinde ve Trafik Kazalarında Alınacak Önlemlere İlişkin 31/10/2011 tarihli İçişleri Bakanlığı tarafından onaylı Yönergenin 49., 50. ve 51. maddelerince soruşturma ve dava dosyalarına sunulması gereken, olayı aydınlatmaya yarayan kamera kaydı, fotoğraflar ve varsa ukome kararlarının celbi gerektiği halde bu yönde bir işlem yapılmadan, bu konudaki itirazları değerlendirilmeden yargılamaya devam olunmasının hatalı olduğunu, trafik görevlilerinin 2918 sayılı KTK nun 5/b-4 ve 83/b maddelerine istinaden yaptıkları incelemeler sonucu olay yerinde çekmek zorunda oldukları ve soruşturma ve dava dosyalarına sunmadıkları kamera kaydı ve fotoğraflar ile olay yeri inceleme ekiplerinin olay yerinde yaptıkları çalışma sonuç raporları ve krokiler, ilgili kurumlardan temin edilerek dava dosyalarına eklenmesi dahi kaza anına ilişkin önemli bir katkı sağlayacağı halde bu hususun dikkate alınmamasının usul ve yasaya aykırı nitelikte olduğunu, yargılama konusu olayda kusur raporları alınırken, davacı tarafın aracında bebek koltuğu bulunup bulunmadığı, bebek koltuğu bulunmamasının davacının maluliyetine etkisinin hiçbir şekilde raporlara konu edilmediğini, bu konuda yapmış olduğu itirazların kabul edilmediğini, mahkemenin bebek koltuğu bulunmaması hususunu hüküm kurulurken mütefarik kusur olarak değerlendirerek tazminat miktarında %20 indirim yapmayı uygun görmüşse de raporla belgelendiğini ve bilimsel temele oturtulmuş bir gerekçe koymadıklarından bu şekilde verilen kararın da usul ve yasaya aykırı olduğunu, bebek koltuğu bulunmamasından dolayı davacı tarafa %20’den daha fazla kusur izafe edilmesi gerektiğini, hükme esas alınan hesap raporunda da eksik inceleme ve hatalı değerlendirme yapıldığını, zira davacı lehine hükmedilen bakıcı gideri yönünden hesaplama yapılırken davacının bakıcısının aile üyeleri olduğu hususu göz önünde bulundurularak indirimin hesap edilmesi gerekirken bu konuya değinilmediğini ve en azından alternatifli şekilde hesap yapılarak takdirin mahkemeye bırakılmamış olmasını kabul etmediğini, davacıya aile üyeleri bakmıyor da haricen bakıcı tutulması söz konusu ise bu durumun belgelenmesi gerektiğini, aksi halde aile üyelerinin bakacağının kabul edilmesi gerektiğini, mahkemenin bilirkişi raporunda yer almasa dahi bu konuya ilişkin değerlendirme yapmamış olmasının ve indirim uygulamamasının da kabul edilemez nitelikte olduğunu, kaldı ki, SGK’nın bakıma muhtaç kişilerin bakıcıları lehine bakıcı ödeneği verdiği bilinmekte olup davacı tarafın bu tür bir yardımdan yararlanıp yararlanmadığı konusunda SGK’ya sorulmadan ve yararlanılıyor ise alınan ödeneğin peşin sermeye değerinin hesaplanan miktardan düşülmesi sağlanmadan eksik ve hatalı hesap raporuna dayanılarak verilen kararı kabul etmediğini, mahkemece davacı tarafa %20 mütefarik kusur izafe edilerek ıslah edilen tazminat miktarının %20 daha azına hükmedildiği halde bu miktar yönünden davalı müvekkili lehine vekalet ücretine hükmedilmediğini, manevi tazminat yönünden de kısmı kabul söz konusu olduğu halde davalı müvekkili lehine vekalet ücretine hükmedilmediğini, yargılama giderleri yönünden de kabul ret durumunun yeniden değerlendirilmesi ve asıl ve birleşen dosya yönünden ayrı ayrı buna göre karar verilmesi gerektiğini, eldeki somut olaya dair maddi gerçeği aydınlatmak adına alınan ve dosya muhteviyatında bulunan ek delil niteliğindeki “adli belge uzman mütalaası”nı düzenleyen trafik kazası uzmanı Veli Teke’nin duruşma esnasında mahkemece dinlenilmesini talep etmesine rağmen dikkate alınmadığını beyan ederek mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE Bölge Adliye Mahkemesince istinaf talebinin değerlendirilerek incelemeye alınabilmesi için Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 352. maddesinde sayılan ön inceleme koşullarının gerçekleşmiş olması zorunludur. Bu maddede sayılan koşullardan birinin mevcut olmaması halinde istinaf başvurusunun usulden reddedilmesi gerekir. Bu şartlar kamu düzeninden olup yargılamanın her aşamasında re’sen dikkate alınmaktadır. İstinaf talebine konu eldeki dosya kapsamı incelendiğinde, Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 352. maddesinde sayılan ön inceleme koşullarında herhangi bir eksiklik bulunmadığı, birleşen dosya davalısı … vekilinin istinaf başvurusunun ön inceleme bakımından kabul edilebilir olduğu ve inceleme aşamasına geçilmesi gerektiği görülmüştür.6100 sayılı HMK’nın 355. maddesinde, Bölge Adliye Mahkemesinin, incelemesini kamu düzenine ilişkin hususlar hariç olmak üzere istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplere bağlı olarak yapması gerektiği hususu düzenlenmiştir. (Aynı yönde Yargıtay 22. Hukuk Dairesinin E:2018/9860, K:2018/14781 sayılı ilamında da Bölge Adliye Mahkemelerinin istinaf sebepleri ile bağlı olduğu vurgulanmıştır.)
Yukarıda açıklaması yapılan 6100 sayılı HMK’nın 355. maddesindeki düzenleme gereğince davada, ilk derece mahkemesinin kararına karşı birleşen dosya davalısı Ali Aydıncı vekilinin istinaf sebepleri ve kamu düzenine ilişkin hususlar ile bağlı kalınarak ilk derece mahkemesine ait dava dosyası esas bakımından incelendiğinde;
Dava trafik kazasından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.Davacı … yönünden tefrik kararı verildiğinden eldeki asıl davada davacı … yönünden … plakalı aracın sürücüsü … , işleten … ve … A.Ş.ye yönelik maddi ve manevi tazminat, davacı … yönünden ise manevi tazminat talep edilmiş ayrıca birleşen dosyada da davacı … yönünden … plakalı araç sürücüsü … , işleten … ve … şirketi olan … Şirketine yönelik maddi ve manevi tazminat talep edildiği görülmektedir.Davaya konu kazaya ilişkin düzenlenen kaza tespit tutanağında davalı … ’ın kavşağa girerken önünde giden aracı güvenli mesafeden takip etmemesi nedeniyle tam kusurlu olduğu belirtilmiş, ceza mahkemesi dosyasında Ankara ATK’dan alınan raporda ise davalı … ’ın tam kusurlu olduğu kabul edilerek Kayseri 9. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 2015/227 E. 2015/780 K. sayılı ilamı ile adli para cezası ile cezalandırılmasına karar verilmiş, Yargıtay 12. Ceza Dairesi’nin 2019/4942 Esas, 2020/1395 K. Sayılı ilamı ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verildiği, bozma sonrası Kayseri 9. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 2020/431 E. 2020/717 K. sayılı ilamı ile hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair verilen karar itirazın reddi suretiyle 04/02/2021 tarihinde kesinleşmiştir. Yargıtay 4. Hukuk Dairesinin 2014/17625 Esas, 2015/14873 Karar sayılı ilamında da belirtildiği üzere, hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı maddi anlamda kesin hüküm teşkil eder nitelikte bir hüküm olmadığından hukuk yargıcı yönünden bağlayıcı değilse de, bu durum ceza mahkemesi dosyasının delil olma niteliğini değiştirmemektedir. Mahkemece kusur oranlarının tespiti için İstanbul ATK’dan alınan raporda ise kaza yerinin dönel kavşak olduğu, davalı … ’ın sağ önünden sinyal vererek sola yönelen aracı fark ettiğinde gerekli uyarıyı yapmaması ve tedbiri almaması nedeniyle %50 oranında, sürücü … ’nın ise kavşakta sola döneceğini dikkate alarak yeterli mesafeden sol şeride geçmesi gerekirken sol şeridin dışından geniş kavisle refüj aralığına yönelmesi nedeniyle %50 oranında kusurlu olduğu,… ’in kusurunun bulunmadığı belirtilmiştir. Eldeki dosyada tefrik edilen davacı … in maddi ve manevi tazminat davasınında yukarıda açıklanan İstanbul ATK’dan alınan rapora dayanılarak hüküm tesis edildiği, kararın Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 26. Hukuk Dairesi’nin 2017/2072 Esas, 2018/1481 Karar sayılı ilamı ile manevi tazminat yönünden düzeltilerek yeniden karar verildiği, anılan kararın Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 2019/662 Esas, 2020/6943 Karar sayılı ilamı ile onanmıasına karar verildiği görülmektedir. Yine birleşen dosyada İstanbul Teknik Üniversitesi öğretim görevlilerince hazırlanan 29/08/2018 tarihli bilirkişi raporunun da İstanbul ATK Trafik İhtisas Kurulu’nun 01/02/2017 tarihli raporu ile aynı doğrultuda olduğu görülmektedir. Sonuç itibariyle davaya konu kazanının meydana gelmesinde davalı … ‘ın %50, davalı … ‘nın %50 kusurlu olduğu, raporun olayın oluş şekline uygun olduğu açıktır. Mahkemece kaza tarihinde 40 günlük bebek olan … ‘in araç içerisinde bebek koltuğunda seyahat etmediği gözetilerek %20 müterafik kusur indirimi yapılmış olması da yerinde görülerek açıklanan nedenlerle birleşen dosya davalısı… ‘nın kusura ilişkin istinaf sebepleri yerinde görülmemiştir.Yargıtay uygulamalarına göre, maluliyet raporu adli tıp uzmanları tarafından düzenlenmeli ve maluliyet oranı kaza tarihindeki mevzuata uygun olarak belirlenmelidir.Haksız fiil sonucu çalışma gücünde kayıp olduğu iddiası ve buna yönelik bir talebin bulunması halinde, zararın kapsamının tespiti açısından maluliyetin varlığı ve oranının doğru bir şekilde belirlenmesi gerekmektedir. Söz konusu belirlemenin ise Adli Tıp Kurumu veya Üniversite Hastanelerinin Adli Tıp Anabilim Dalı bölümleri gibi kuruluşlarının çalışma gücü kaybı olduğu iddia edilen kişide bulunan şikâyetler dikkate alınarak oluşturulacak uzman doktor heyetinden kaza tarihi 11.10.2008 tarihinden önce ise Sosyal Sigorta Sağlık İşlemleri Tüzüğü, 11.10.2008 tarihi ile 01.09.2013 tarihleri arasında Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği, 01.09.2013-01.06.2015 tarihleri arası Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmeliği, 01.06.2015-20.02.2019 tarihleri arası Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurul Raporları Hakkında Yönetmelik, 20.02.2019 tarihinden sonra Erişkinler İçin Engellilik Değerlendirmesi Hakkında Yönetmelik hükümleri dikkate alınarak yapılması gerekmektedir. (Yargıtay 4. Hukuk Dairesi’nin 2021/6197 Esas, 2021/8738 Karar Sayılı ilamı)Somut olayda, ilk derece mahkemesince, usulüne uygun teşekkül ettirilmiş olan Erciyes Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Ana Bilim Dalı Başkanlığı’ndan alınmış olan 08/06/2021 tarihli raporda eldeki kaza nedeniyle davacı küçük Burak Tacettin’in maluliyet oranının Maluliyet Tespit İşlemleri Yönetmeliği’ne göre tespit %100 olduğu, sürekli bakıcı ihtiyacı bulunduğu belirlenmiştir.Hükme esas alınan 17/03/2021 havale tarihli bilirkişi raporunda; TRH yaşam tablosu ve prograsif rant yöntemine göre davacı … ‘in 2.969.769,77-TL bakıcı tazminatından … A.Ş. tarafından davadan sonra ödenen 268.000,00-TL’nin mahsubu sonucunda 2.701.769,77-TL bakiye bakıcı tazminatı bulunduğu, 2.258.353,91-TL sürekli iş göremezlik tazminatından yine … A.Ş. tarafından davadan sonra ödenen 268.000,00-TL’nin mahsubu sonucunda 1.990.353.91-TL bakiye sürekli iş göremezlik alacağı bulunduğu belirlenmiştir. Mahkemece aktüer bilirkişinden alınan denetime elverişli rapor ve ıslah dilekçesi gözetilerek 917.722,00-TL sürekli iş göremezlik zararı ve 1.210.973,00-TL bakıcı gideri zararı olmak üzere toplam 2.128.695,00-TL’den TBK’nun 52. maddesi gereğince takdiren %20 oranında mütefarik kusur indirimi yapılarak neticeten 1.702.956,00-TL maddi tazminata dair hüküm tesis edilmiş, ardından karar tarihinden sonra … A.Ş. tarafından poliçe limiti olan 536.000,00-TL ödeme dikkate alınarak 1.702.956,00-TL maddi tazminattan sakatlanma ve ölüm klozundan 268.000,00-TL, sürekli iş göremezlik tazminatı ve sağlık tedavi giderleri klozundan 268.000,00-TL, bakıcı gideri tazminatından toplam 536.000,00-TL’nın ıslah edilen toplam bedelden (2.128.695,00-TL) mahsubu ile neticeten 1.592.695,00-TL maddi tazminatın asıl dava dosyasında davalılar … ve … ile birleşen 2017/892 Esas sayılı dava dosyasında davalılar … ve … ‘dan tahsiline dair karar verilmiştir. 20/09/2021 tarihli kararda neticeten 1.702.956,00-TL maddi tazminata hükmedilmiş olduğu, karar tarihinden sonra … A.Ş. tarafından 536.000,00-TL ödeme yapıldığı gözetilerek ödemenin mahsubu suretiyle ek karar verilmiş ise de sonuç olarak 1.592.695,00-TL maddi tazminata ne şekilde ulaşıldığı denetime elverişli olarak açıklanmamıştır. Nitekim 1.702.956,00-TL’den 536.000,00-TL’nin mahsubu neticesinde bakiye tazminatın 1.166,956,00-TL olacağı, mahkemece ek kararda harcın da bu miktar üzerinden alındığı ancak 1.592.695,00-TL maddi tazminata yönelik davanın kabul edildiği bu şekilde kararın infazında tereddüt olduğu açıktır. Kaldı ki emsal nitelikteki Yargıtay 4. Hukuk Dairesi’nin 2021/11591 Esas, 2022/5709 Karar sayılı ilamında “Hakim tarafların kusur durumunu dikkate alarak tazminatın kapsamını belirledikten sonra bir menfaat karşılığı olmayan hatır için taşıma varsa hatır indirimi yapılacak, ayrıca zarar gören zararın artmasına sebep olmuş ya da zarar doğuran fiile rıza göstermiş ise Yargıtay kararlarında yerleşmiş olduğu üzere tazminattan müterafik kusur indirimi yapılarak nihai zarar ve ödenmesi gereken tazminat belirlenecek, son olarak da davadan önce yapılan ödemenin güncellenen değeri düşülecektir.” demek suretiyle önce müterafik kusur indiriminin yapılması gerektiği ardından ödemelerin mahsup edileceği açıklanmıştır. Hal böyle iken anılan içtihat doğrultusunda önce %20 müterafik kusur indirimi yapılması ardından asıl ve birleşen dosya davalıları olan … A.Ş. ve … A.Ş. tarafından yapılan ödemeler gözetilerek bakiye tazminatın belirlenmesi, akabinde ıslah ve usuli kazanılmış haklar gözetilerek yeniden hüküm tesis edilmesi gerektiğinden 20/09/2021 tarihli gerekçeli karar ile 25/11/2021 tarihli ek kararın kaldırılması gerekmiştir. Her ne kadar birleşen dosya davalısı … vekilince davacı … için bakıcı tutulup tutulmadığının araştırılması gerektiği ileri sürülmüş ise de Erciyes Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Ana Bilim Dalı Başkanlığı’ndan alınmış olan 08/06/2021 tarihli raporuyla davacının sürekli bakıcıya ihtiyaç duyacağı açıkca tespit edilmiş olduğundan ayrıca bakıcı tutulup tutulmadığının araştırılmasına ihtiyaç olmadığı gibi SGK’nın 22/12/2017 tarihli cevabi yazısına göre davaya konu kaza nedeniyle davacıya ödeme yapılmadığı ve aylık bağlanmadığı da sabit olduğundan aksi yöndeki istinaf başvuru sebepleri yerinde görülmemiştir.Mahkemece Yargıtay uygulamaları doğrultusunda %20 oranında müterafik kusur indirimi yapılmasında bir isabetsizlik bulunmadığından davalı vekilinin %20’den daha fazla oranda indirim yapılmasına ilişkin istinaf sebebi haklı bulunmamıştır. Yasal, hakkaniyet ve takdiri indirimler nedeni ile davanın kısmen kabul edilmesi halinde, indirimden dolayı reddedilen kısım yönünden davalı yararına vekalet ücreti takdir edilip edilmeyeceği önem kazanmaktadır. Kısmen reddedilen miktar, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 51 ve 52 maddesinden kaynaklanan bir indirim ise indirim miktarı yasadan kaynaklandığından bu indirim nedeni ile davalı yararına vekalet ücreti takdir edilemeyecektir. Şu durumda; ilk derece mahkemesince, maddi tazminatların kısmen reddedilen miktarın, asıl alacaktan takdiri indirim yapılması nedeniyle yasadan kaynaklandığı ve bu nedenle davalı yararına vekalet ücreti takdir edilemeyeceği nazara alınarak karar verilmesi doğrudur. (Benzer uyuşmazlıklarda Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin E:2018/4519, K:2020/892 ve yine 17. Hukuk Dairesi’nin E:2013/17778, K:2014/2685 sayılı kararlarında da aynı yönde kabul ve açıklamalara yer verilmiştir.) Birleşen dosya davalısı … müterafik kusur nedeniyle manevi tazminat yönünden de lehine vekalet ücreti takdir edilmediğini ileri sürmekte ise de davacı … yönünden reddedilen manevi tazminata ilişkin hükmün 23. fıkrasında davalı yararına da vekalet ücreti takdir edildiği ancak vekalet ücretinin hatalı hesaplandığı görülmekle bu kapsamda davalı vekilinin istinaf sebepleri haklı bulunmuştur.
Yukarıda ayrıntılı olarak belirtildiği üzere davanın çözümünü sağlayacak ve esasına etki edecek nitelikteki deliller usulünce ve tam manasıyla toplanmadan dolayısıyla değerlendirilmeden hüküm kurulmuş olduğundan, birleşen dosya davalısı … vekilinin istinaf talebi yukarıda yapılan açıklamalarla sınırlı olarak kabul edilerek, ilk derece mahkemesi kararının, duruşma yapılmaksızın, kaldırılması ve davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye iadesi gerektiği sonuç ve kanaatine varılmıştır. Bu nedenle; ilk derece mahkemesi kararının kaldırılıp davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye gönderilmesine dair 6100 sayılı HMK md. 353/1-a-6 gereğince duruşma açılmaksızın karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçelerle;
1-)Birleşen dosya davalısı … nın istinaf başvurusunun KABULÜ İLE; 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a/6. maddesi gereğince Kayseri 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 20/09/2021 tarih 2016/653 E. 2021/762 K. sayılı kararı ile 25/11/2021 tarih 2016/653 E. 2021/762 K. sayılı ek KARARININ KALDIRILMASINA,
2-)Davanın yukarıda gerekçe bölümünde belirtilen hususlar değerlendirilerek yeniden görülmesi için dosyanın MAHKEMESİNE İADESİNE,
3-) Peşin alınan istinaf karar harcının istek halinde istinaf kanun yoluna başvurana iadesine,
4-) İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından istinaf kanun yoluna başvuran yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
5-) İstinaf kanun yoluna başvuran tarafca yapılan istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına,
6-) İstinaf yargılaması bakımından istinaf kanun yoluna başvuran tarafından yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının HMK’nun 333. maddesi, Yönetmeliğin 207/1. maddesi ve HMK Gider Avansı Tarifesi’nin 5. maddesi hükümleri uyarınca yatırana iadesine,
7-) Kararın kesin olması nedeniyle taraflara tebliği, harç ve avans iadesi işlemlerinin HMK’nın md. 302/5 ve 359/3 uyarınca ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dair; tarafların yokluğunda, 6100 sayılı HMK md. 353/1-a/6 maddesi gereğince dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı HMK md. 353/1 – a, 362/1 – g maddeleri uyarınca KESİN olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 02/03/2023