Emsal Mahkeme Kararı Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2022/547 E. 2023/261 K. 03.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
KAYSERİ
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/547
KARAR NO: 2023/261
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: KAYSERİ 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 21/12/2021
NUMARASI: 2021/100 Esas 2021/1148 Karar
DAVA:Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
İSTİNAF KARARININ
VERİLDİĞİ TARİH: 03/02/2023
YAZILDIĞI TARİH: 03/02/2023
Kayseri 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2021/100 Esas 2021/1148 Karar sayılı ilamı davacılar vekili, davalı … vekili, … vekili, davalı … vekili ve davalı … A.Ş vekili tarafından istinaf incelemesi için Dairemize gönderilmekle inceleme aşamasında dosyadaki tüm bilgi ve belgeler incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLÜP GÖRÜŞÜLDÜ: Davacılar vekili dava dilekçesinde; 11/03/2016 tarihinde davacılar … ve …’ın, …’ın sevk ve idaresinde bulunan motorsiklet ile hareket halindeyken …’a ait … plakalı aracın motorsikletle çarpışması sonucu davacıların ağır şekilde yaralandıklarını, aracın olay tarihini kapsayan ZMMS poliçesinin davalı sigorta şirketince tanzim edildiğini bildirerek, davacı … için 1.000,00-TL, davacı … için 1.000,00-TL maddi tazminatın tüm davalılardan, davacı … için 60.000,00-TL, davacı … için 10.000,00-TL manevi tazminatın sigorta şirketi dışında davalılardan tahsiline karar verilmeni talep etmiştir. Davalı … A.Ş vekili cevap dilekçesinde özetle; … plakalı aracın olay tarihini kapsayan ZMMS poliçesinin kendilerinde tanzin edildiğini, sorumluluklarının sigortalı araç sürücüsünün kurulu oranında ve poliçe teminat limiti ile sınırlı olabileceğini bildirerek davanın reddini istemiştir. Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; olayda kusurun davacılarda olduğunu, davacıların ehliyetleri olmadan, kask takmadan motorsiklet ile trafiğe çıktıklarını, aşırı süratle motorsiklet kullandıklarını bildirerek, davanın reddini istemiştir.Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; derdestlik, kesin hüküm ve zamanaşımı itirazlarında bulunduklarını, davalı …’in …’ın personeli olduğunu, … ile … arasında yapılan işletme Hakkı Devir Sözleşmesi’nin 33. maddesi uyaruınca kendilerine husumet yöneltilmeyeceğini, davanın …’a ihbarının gerektiğini bildirerek, davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ
İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda;
“…1-Davacıların geçici iş göremezlik tazminat taleplerinin REDDİNE,
2-Davacı … için 32.892,47-TL sürekli iş göremezlik maddi tazminatının davalı sigorta şirketinden temerrüt tarihi olan 08/08/2016 tarihinden, davalı … A.Ş’den dava tarihi olan 19/10/2016 tarihinden ve davalı …’ten ise kaza tarihi olan 11/03/2016 tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacılara verilmesine,
3-Davacı … için 130.589,02-TL sürekli iş göremezlik tazminatının davalı sigorta şirketinden temerrüt tarihi olan 12/09/2016 tarihinden, davalı … A.Ş’den dava tarihi olan 19/10/2016 tarihinden ve davalı …’ten ise kaza tarihi olan 11/03/2016 tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacılara verilmesine,
4-Davalı … yönünden aracın kurum üzerine kayıtlı olması nedeniyle maddi tazminatının reddine,
5-Davacıların manevi tazminat davasının KISMEN KABULÜ İLE; Davacı … için 40.000,00-TL ve davacı … için 5.000,00-TL olmak üzere toplam 45.000,00-TL manevi tazminatın davalı … A.Ş’den dava tarihi olan 19/10/2016 tarihinden ve davalı …’ten ise kaza tarihi olan 11/03/2016 tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacılara hak ettikleri bedelin ayrı ayrı verilmesine,” şeklinde karar verildiği görülmüştür.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacılar vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; manevi tazminatlar için taktir edilen miktarların düşük olduğunu, davalı sıfatı sona eren … lehine vekalet ücreti takdirinin hatalı olduğunu beyan ederek mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir. … Anonim Şirketi vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; müvekkilinin, kazaya karışan diğer davalı …’ün işvereni olduğunu, müvekkili ile kaza arasında bir illiyet bağının olmadığını, müvekkilinin Türk Borçlar Kanununun aradığı özen sorumluluğunu yerine getirdiğini, çalışanını denetlerken ve talimat verirken gereken tüm özeni gösterdiğini, zira çalışan …’ün araç kullanma ehliyetine sahip olduğunu, çalışma saatlerinde alkol alınmaması konusunda denetim yapıldığını, kaza esnasında çalışanın alkollü olmadığını, ayrıca kazaya karışan aracın da herhangi bir arızasının olmadığını ve ruhsatının olduğunu, müvekkilinin çalışanlarının seçiminde, denetimde, ve doğru kuralların konulmasında, gözetim altında tutulmasında gerekli dikkat ve özeni gösterdiğinden çalışanının verdiği zarardan sorumlu olmadığını, müvekkilinin üzerine düşen sorumlulukları yerine getirdiğini, müvekkili şirketin faaliyetleri ile davacıların zararı arasında illiyet bağı bulunmadığını, müvekkili şirketin olayda herhangi bir kusuru bulunmadığından müvekkili yönünden davanın reddine karar verilmesi gerekirken kabulüne karar verilmesi ve müvekkilin maddi ve manevi tazminat ödemeye mahkum edilmesinin hukuka aykırı olduğunu, mahkeme dosyasında yer alan, …’ın vücut genel çalışma gücünden %17,61 oranında kaybettiğine dair maluliyet raporuna müvekkili şirket tarafından ısrarla itiraz edildiği halde itirazların dikkate alınmadığını ve bu maluliyet oranı üzerinden iş göremezlik zararlarının hesaplandığını, maluliyet oranlarının çok yüksek hesaplandığını, bilirkişiler tarafından hesaplanan bu maluliyet oranları üzerinden mahkeme tarafından karar verildiğini, dosyada yer alan, Kocasinan Askerlik Şubesinden gelen yazı cevabında …’ ın 19.03.2020 ile 22.09.2020 tarihleri arasında askerlik hizmetini yerine getirdiğinin bildirildiğini, davacının, askerde olduğu süre boyunca herhangi bir gelire sahip olmadığını, sürekli iş göremezlik tazminatı hesaplanırken askerde geçen altı ayın düşürülmesinin gerektiğini, bu nedenlerle askerde geçen dönem dışlanmadan iş göremezlik tazminatı hesaplanmasına ısrarla itiraz etmiş olmasa rağmen bu dönemin tazminat hesabında düşülmediğini, hükmedilen manevi tazminat miktarının yüksek olduğunu beyan ederek mahkeme kararının kaldırılmasını ve davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı … vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; davacının manevi tazminatın düşük olduğunu ileri sürmüşse de manevi tazminatın aksine yüksek hükmedildiğini, manevi tazminatın zenginleşme aracı olmaması kriteri, davacının iş gücü kaybı ile tarafların sosyal ekonomik durumları de göz önüne alındığında mahkemece hükmedilen manevi tazminatın davacının iddiasının aksine yüksek kaldığını, diğer davalı … A.Ş. nin de kaza tarihi itibari ile maddi tazminattan sorumlu olması gerekirken faiz tarihlerinin her davalı için ayrı ayrı belirlenmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, müvekkili ile tüm davalıların manevi tazminattan müştereken ve müteselsilen aynı tarihten itibaren sorumlu olması gerekirken müvekkili için kaza tarihinden diğer davalı içinse dava tarihinden itibaren faize hükmedilmiş olmasının usul ve yasaya aykırı olduğunu, hükmedilen manevi tazminat miktarlarının da afaki derecede yüksek olduğunu, her ne kadar davacıların davalının kullanmış olduğu araçla hatalı manevra yaptığını iddia etse de bu durumun gerçeği yansıtmadığını, hesap bilirkişisi kök ve ek raporların usul ve yasaya aykırı olduğunu, raporlara yaptığı itirazları tekrar ettiğini, bilirkişi tarafından itirazlarının değerlendirilmediğini, davacıların maluliyet oranlarının afaki derecede yüksek ve kusur oranlarının da afaki derece hatalı olduğu için her iki rapora da itiraz edilmesine rağmen mahkemece raporlara yaptığı itirazlarının dikkate alınmadığını ve yeni rapor talebi hakkında bir kararın kurulmadığını, zamanaşımı itirazı hakkında da mahkemece hüküm kurulmadığını beyan ederek mahkeme kararının kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı … A.Ş vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; kaza tarihinde hangi yönetmelik yürürlükte ise maluliyet tespitinin de buna göre yapılması gerektiğini, mahkemece aksi yönde yapılan hatalı değerlendirmeler neticesinde karar kurulmasının kabul edilemeyeceğini, yanlış yönetmelik esas alınarak kurulan hükmün kaldırılması gerektiğini, maluliyet raporunda belirtilen maluliyet oranının fahiş olduğunu, karara esas alınan bilirkişi raporunda TRH 2010 yaşam tablosu ile beraber Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları ekleri gereğince % 1,8 teknik faiz uygulanması gerektiğini, bilirkişi raporunda progresif rant sistemi esas alınarak hesaplanan tazminatın ve bu raporun karar esas alınmasının mümkün olmadığını, davacılardan …’ın ehliyetinin bulunmadığının tespit edildiğini, ehliyetinin olmadığı hallerde hesaplanan tazminattan %20 oranında müterafik kusur indirimi yapılması gerektiğini, diğer davacı … açısından ise sürücünün ehliyetsiz olduğunu bilmesine rağmen aracına binerek kendisi açısından tehlikeyi farkında olarak risk halini artırdığından hesaplanan tazminattan %20 oranında müteraafik kusur indirimi yapılması gerektiğini, her iki davacı için de müterafik kusur hususu değerlendirilmeden karar verilmiş olduğundan eksik inceleme ile kararın verildiğini, müvekkilinin sigorta bedelini ödeme yükümlülüğünün dava tarihinde muaccel hale geldiğini, bu sebeple mahkemece faize hükmedilmesi halinde hükmedilecek faizin dava tarihinden itibaren işletilecek yasal faiz olduğunu, haksız olarak avans faizi üzerinden kurulan kararın hatalı olduğunu beyan ederek mahkeme kararının kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı … Genel Müdürlüğü istinaf başvuru dilekçesinde özetle; mahkemenin … yönünden lehe vekalet ücretine hükmetmişse de manevi tazminat davasından … için red hükmü kurmadığını ve … lehine vekalet ücretine hükmetmediğini, dolayısıyla maddi ve manevi tazminat taleplerinin her ikisi için de müvekkili yönünden red hükmü kurulması gerekirken yalnızca maddi tazminat davasında … yönünden red kararı verilmiş olmasının, manevi tazminat davasında … yönünden red kararı verilmemiş olmasının, sadece maddi tazminat davası yönünden … lehine vekalet ücretine hükmedilmiş olmasının manevi tazminat davasında … lehine vekalet ücreti verilmemiş olması, nispi vekalet ücreti hesaplanması gerekirken maktu vekalet ücretine hükmedilmiş olmasının doğru olmadığını beyan ederek mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Bölge Adliye Mahkemesince istinaf talebinin değerlendirilerek incelemeye alınabilmesi için Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 352. maddesinde sayılan ön inceleme koşullarının gerçekleşmiş olması zorunludur. Bu maddede sayılan koşullardan birinin mevcut olmaması halinde istinaf başvurusunun usulden reddedilmesi gerekir. Bu şartlar kamu düzeninden olup yargılamanın her aşamasında re’sen dikkate alınmaktadır. İstinaf talebine konu eldeki dosya kapsamı incelendiğinde, Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 352. maddesinde sayılan ön inceleme koşullarında herhangi bir eksiklik bulunmadığı, davacılar vekili, davalı … vekili, davalı … vekili, davalı … A.Ş. vekili ve … vekilinin istinaf başvurusunun ön inceleme bakımından kabul edilebilir olduğu ve inceleme aşamasına geçilmesi gerektiği görülmüştür.
Yukarıda açıklaması yapılan HMK’nın 355. maddesindeki düzenleme gereğince taraf vekillerinin istinaf sebepleri ve kamu düzenine ilişkin hususlar ile bağlı kalınarak ilk derece mahkemesine ait dava dosyası esas bakımından incelendiğinde;
Dava, trafik kazasından kaynaklı geçici ve kalıcı iş göremezlik tazminatı ile manevi tazminat istemine ilişkindir.
Somut uyuşmazlıkta; 11/03/2016 tarihinde davacı … sevk ve idaresindeki tescilsiz motosiklet ile davalı … idaresindeki … plakalı aracın çarpışması neticesinde motosiklet sürücüsü … ile motosiklette yolcu …’ın yaralanmasına bağlı olarak geçici ve sürekli iş göremezlik tazminatı ile manevi tazminat talep etmektedir. Davalı sigorta şirketi … plakalı aracın ZMMS şirketi olup, anılan aracın maliki ise …’tır. Ankara Adli Tıp Kurulu Trafik İhtisas Dairesi’nin 20/04/2018 tarihli kusur raporuna göre davalı …’ün U dönüşü yaparken dikiz aynasından arkadan gelen aracı kontrol etmemesinden kaynaklanan kazada davalı …’in tam kusurlu olduğu, davacı …’ın kusuru bulunmadığı tespit edilmiş olup, anılan rapor kaza tespit tutanağı ile uyumlu olup, olayın oluş şekline uygun görülmüştür. Aksi yöndeki davalı … A.Ş. ve … vekillerinin istinaf sebepleri uygun görülmemiştir. Her ne kadar davalı … A.Ş. vekili ile … vekili, davacı …’ın ehliyetsiz olduğu yönünde savunma yapmış ise de ehliyetsizlik durumunun kazanın oluşunda veya zararın artmasında doğrudan bir etkisinin olmadığı açıktır. Yine davalı … vekilince davacıların kask takmadığı ileri sürülmekte olup kaza tespit tutanağında davacı …’a ilişkin kask takıp takmadığına ilişkin bir tespit olmadığı gibi, eldeki dosyada da bu iddiayı destekler delil bulunmamaktadır. Yine kaza tespit tutanağında davacı …’ın kask takmadığı tespit edilmiş ise de davacının yaralanması femur kırığı, sağ diz hareket kısıtlılığı ve yumuşak doku yaralanması olması sebebiyle kask takmamanın zararı arttırdığından bahsedilemez bu itibarla davalı … vekilinin istinaf başvuru sebebi haklı bulunmamıştır. Usuli kazanılmış haklar gözetilerek taraflarca ilk karara karşı ileri sürmeyen istinaf sebepleri yerinde görülmemiştir. Erciyes Üniversitesi Adli Tıp Ana Bilim Dalı Başkanlığı’nın … tarihli raporları esas alınarak Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmeliği uyarınca davacı …’ın geçirdiği kaza sonucunda 4 ay süreyle mutad iş ve gücünden kaldığı, %3,3 oranında sürekli iş göremezliği oluştuğu, davacı …’ın geçirdiği kaza sonucunda 6 ay süreyle mutad iş ve gücünden kaldığı, %17,61 oranında sürekli iş göremezliği oluştuğu tespit edilmiştir. Erciyes Üniversitesi Adli Tıp Ana Bilim Dalı Başkanlığı’nın … ve … tarihli raporlarında ise Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik uyarınca davacı …’ın geçirdiği kaza sonucunda 4 ay süreyle mutad iş ve gücünden kaldığı, %5 oranında sürekli iş göremezliği oluştuğu, davacı …’ın geçirdiği kaza sonucunda 6 ay süreyle mutad iş ve gücünden kaldığı, %21 oranında sürekli iş göremezliği oluştuğu tespit edilmiştir. Farklı yönetmelikler esas alınarak hazırlanan raporlarda farklı sonuçlara ulaşılması raporlar arasında çelişki olduğu sonucunu doğurmayacağı gibi hükme esas alınan aktüer raporunda Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmeliği uyarınca belirlenen maluliyet oranlarına göre hesaplama yapıldığından, istinaf edenin sıfatı gözetilerek davalı … A.Ş. vekili ile … vekilinin maluliyet raporuna yönelik istinaf sebepleri yerinde görülmemiştir.Anayasa Mahkemesi’nin 17/07/2020 tarih 2019/40 Esas 2020/40 Karar sayılı kararıyla 2918 sayılı KTK’nın 90. ve 92. maddelerinde “genel şartlara” atıf yapan cümlelerin iptaline karar verilmiş ve bu karar 09/10/2020 tarihli Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe girmiş olmasıyla birlikte, Yargıtay 17. Hukuk Dairesince zarar görenlerin cismani zarar ve destekten yoksun kalma tazminatı alacağının hesaplanmasında TRH 2010 ve %10 artırım %10 iskonto yöntemi benimsenmiş olup TRH 2010 yaşam tablosunun uygulamasından vazgeçilmemiştir. (Yargıtay 17.HD.’nin 2019/5206 E. 2020/8874 K. 22/12/2020 tarihli ilamı) Bu şekilde tazminat hesabında TRH 2010 Tablosu’na göre bakiye ömür sürelerinin belirlenmesi, % 1,8 teknik faiz uygulanmadan, %10 artırım %10 iskonto yöntemine göre hesaplama yapılması gerektiğinden hükme esas alınan hesap raporunun hesaplama yönetimi itibariyle doğru olduğu, 18 yaşından önceki dönem için AGİSİZ asgari ücrete göre hesaplama yapılması, davacı …’ın askerde olduğu dönemin dışlanması yerinde görülerek aksi yöndeki davalı taraf istinaf sebeplerinin yerinde olmadığı görülmüştür. Davalı … vekilince davacı …’ın askerlik döneminin dışlanması gerektiği ileri sürülmüş ise de davalı vekilinin 28/01/2020 tarihli karara karşı bu yönde istinaf başvuru sebebi ileri sürmediği görülmekle usuli kazanılmış haklar gözetilmiştir. Mahkemece HMK’nın 124. maddesi kapsamında davacıya, davalı … yönünden taraf değişikliği talebi olup olmadığını açıklamak üzere süre verilmiş olup, davacılar vekilince taraf değişikliği talep edilmesi üzerine mahkemece taraf değişikliği talebi yerinde görülmüş, … plakalı aracın maliki … davalı olarak davaya katılım sağlanmıştır. Her ne kadar … vekilince sorumluluğun … kurumunda olduğu ileri sürülmekte ise de … plakalı aracın … adına kayıtlı olduğu gözetilerek … vekilinin bu husustaki istinaf sebebi haklı görülmemiştir. Davaya konu aracın davalılardan … adına kayıtlı olması nedeniyle, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun “Tarafta iradi değişiklik” başlıklı 124. maddesinin 4. fıkrasındaki “Dava dilekçesinde tarafın yanlış veya eksik gösterilmesi kabul edilebilir bir yanılgıya dayanıyorsa, hâkim karşı tarafın rızasını aramaksızın taraf değişikliği talebini kabul edebilir. Bu durumda hâkim, davanın tarafı olmaktan çıkarılan ve aleyhine dava açılmasına sebebiyet vermeyen kişi lehine yargılama giderlerine hükmeder.” hükmü uyarınca taraf olmaktan çıkartılan …’ın davada kendisini vekille temsil ettirmiş olduğu gözetilerek lehine vekâlet ücretine hükmedilmesi uygun ise de …’ın taraf olmaktan çıkarılması ve yalnızca hüküm kısmında ilgili maddeye atıf yapılarak lehine vekalet ücreti tesis edilmesi gerekmekte iken gerekçeli karar başlığında davalı olarak gösterilmesi ve hükümde hakkında ret kararı verilmesi hatalı olmuştur. Bu şekilde …’a karşı açılan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına dair hüküm tesis edilmesi suretiyle hükmün düzeltilmesi ve karar başlığının düzenlenmesi gerekmektedir.
Davalı … vekili istinaf başvuru dilekçesinde zamanaşımı defisinin Mahkemece değerlendirilmediğini belirtmiş ise de davalının cevap dilekçesinde zamanaşımı defisinde bulunmadığı açıktır.Manevi tazminat miktarı yönünden yapılan tetkikte; 6098 sayılı TBK md. 56 ve 58 hükümlerine göre, hakimin özel halleri göz önünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği bir para tutarı adalete uygun olmalıdır. Manevi tazminat, zarara uğrayanda, manevi huzuru gerçekleştirecek ve tazminata benzer bir fonksiyonu da olan özgün bir nitelik taşır. Manevi tazminat bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. Zarar görenin zenginleşmemesi, zarar sorumlusunun da fakirleşmemesi gerekmektedir. Takdir edilecek miktarın, mevcut halde elde edilmek istenen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22.6.1976 günlü ve 7/7 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde de takdir edilecek manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden, hakim bu konuda takdir hakkını kullanır iken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir. Manevi tazminat zenginleşme aracı olmamakla beraber, bu yöndeki talep hakkındaki hüküm kurulurken olay sebebiyle duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amaçlanmalı ve bu sebeple tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile birlikte olayın meydana geliş şekli de göz önünde tutularak, hak ve nesafet kuralları çerçevesinde bir sonuca varılmalıdır. Zira, Türk Medeni Kanununun 4. maddesinde, kanunun takdir hakkı verdiği hallerde hakimin hukuka ve hakkaniyete göre hükmedeceği öngörülmüştür. Somut olayda davacıların kaza sonucunda geçici ve sürekli iş göremezliği oluştuğu, kazada davacı tarafın kusurunun bulunmayışı, kaza tarihi ve tarafların sosyal ekonomik durumu gözetildiğinde davacı … yönünden talebin tamamen kabulü gerekirken kısmen kabul edilmesi uygun görülmemiş ise de davacı … yönünden takdir edilen manevi tazminat miktarının manevi doyum yönünden yeterli olduğu kanaatiyle davacılar vekilinin manevi tazminat miktarına ilişkin istinaf sebepleri kısmen haklı bulunmuş davalılar vekillerinin ise manevi tazminat miktarına ilişkin istinaf sebepleri yerinde görülmemiştir. Davalı sigorta şirketi vekili istinaf dilekçesinde, hükmedilen tazminatlara yasal faiz uygulanmasına karar verilmesi gerektiği halde ticari faiz uygulanmasının hatalı olduğu yönünden de istinaf itirazında bulunmuştur. Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin E:2018/4265, K:2019/9714 sayılı kararında da belirtildiği üzere zarara sebebiyet veren araç, ticari nitelikte olup, TTK’nın 3. maddesi uyarınca bu müesseseyi ilgilendiren fiil ve işlerin ticari iş sayılması ve ayrıca 3095 sayılı Yasa’nın 2. maddesinin 2. fıkrasında; ”arada sözleşme olmasa bile, ticari işlerde temerrüt faizi, T.C.Merkez Bankası’nın kısa vadeli avanslar için öngördüğü faiz oranına göre istenebileceği” belirtilmiş olmasına göre, kazaya sebep olan … plakalı aracın kapalı kasa kamyonet olduğu ve kullanım şeklinin yük nakli olduğu gözetildiğinde olayda istem gibi avans oranında temerrüt faizine hükmedilmesi yerinde olup aksi yöndeki davalı sigorta şirketi vekilinin istinaf sebepleri yerinde değildir. 2918 sayılı KTK.’nun 99/1. maddesi ve Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları’nın B.2.b. maddesi uyarınca, rizikonun bilgi ve belgeleri ile birlikte sigortacıya ihbar edildiği tarihten itibaren 8 iş günü içinde sigortanın tazminatı ödeme yükümlülüğü bulunmakta, bu sürenin sonunda ödememe halinde temerrüt gerçekleşmektedir. Eldeki davada davacıların dava açmadan önce sigorta şirketine başvurdukları, sigorta şirketinin eksik belgeler bulunduğunu bildirmesi üzerine davacı … yönünden 28/07/2016 tarihinde, davacı … yönünden 01/09/2016 tarihinde eksik belgelerin tamamlandığı, bu tarihler gözetilerek 8 iş günü sonrasının temerrüt tarihi olarak belirlendiğinde sigorta şirketinin davacı … yönünden 10/08/2016 tarihinde, davacı … yönünden 14/09/2016 tarihinde temerrüte düştüğü ancak Dairemizin kaldırma kararında da açıklandığı üzere davacı tarafça temerrüt tarihine yönelik istinaf başvurusu olmadığından mahkemece ilk karar ile hüküm altına alınan temerrüt tarihinin (20/09/2016) davalı sigorta şirketi açısından usuli kazanılmış hak oluşturduğu gözetilmeden davalı sigorta aleyhine yeniden temerrüt tarihlerinin belirlenmesi hatalıdır, bu kapsamda yapılan açıklamalarla sınırlı olarak davalı sigorta şirketi vekilinin istinaf başvuru sebebi haklı bulunmuştur.Sürücü ve işleten yönünden tazminat sorumluluğunun kaynağı haksız fiil olup, sürücü ve işletenin haksız fiil tarihinde temerrüde düşeceği kuşkusuzdur. Ancak mahkemece davalı … yönünden maddi ve manevi tazminata hükmedilmesine rağmen sürücü ile işleten için farklı temerrüt tarihlerinin belirlenmesi, …’ın dava tarihinden, sürücünün ise kaza tarihinden itibaren faizle sorumlu tutulması doğru değil ise de davacı tarafın temerrüt tarihine yönelik istinaf başvurusu olmadığından davalı … yönünden bu hususta usuli kazanılmış hak oluştuğu gözetilerek, mahkemenin hatalı değerlendirmesi eleştirilmekle yetinilmiştir. Kabule göre; hükmün 21 ve 22. fıkralarında davacılar … ve … tarafından açılan manevi tazminat davaları yönünden davalılar … ve … lehine vekalet ücreti takdir edilmesi gerekirken “…davalı … lehine A.A.Ü.T hükümleri 10/2 maddesi gereğince 5.000,00-TL nispi vekalet ücreti takdirine” şeklinde yazılmış olup, hükmün infazında tereddüt oluşturmaması için hükmün düzeltilmesi gerekmiştir.6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu md. 353/1-b-2 uyarınca yargılamada bir eksiklik bulunmamakla birlikte kanunun olaya uygulanmasında hata edilip de yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmadığı veya yargılamada bulunan eksikler duruşma yapılmadan tamamlanacak nitelikte ise Bölge Adliye Mahkemesince düzelterek yeniden esas hakkında karar verilmesi mümkündür.İlk derece mahkemesi kararındaki belirtilen hatalar bakımından gerekli düzeltmelerin yapılması amacıyla davacılar vekili ve davalı … A.Ş. vekilinin istinaf başvurusunu kısmen kabulü, davalı … vekili, davalı … vekili ve … vekilinin istinaf başvrusunun reddi ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-b-2 maddesi uyarınca ilk derece mahkemesinin kararı kaldırılarak Dairemizce duruşma açılmaksızın yeniden esas hakkında karar verilmesi gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : (Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere) ;
A-) Davalı … vekili, davalı … vekili ve … vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
Davacılar vekili ve davalı … A.Ş. vekilinin istinaf başvurusunun KISMEN KABULÜ İLE,
B-) Kayseri 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2021/100 Esas 2021/1148 Karar sayılı kararının yeniden hüküm kurulmak üzere KALDIRILMASINA, hükmün HMK’nın 353/1-b/2 maddesi gereğince YENİDEN TESİSİNE,
1-Davacıların geçici iş göremezlik tazminat taleplerinin REDDİNE,
2-Davacı … için 32.892,47-TL sürekli iş göremezlik maddi tazminatının davalı sigorta şirketinden temerrüt tarihi olan 20/09/2016 tarihinden, davalı … A.Ş’den dava tarihi olan 19/10/2016 tarihinden ve davalı …’ten ise kaza tarihi olan 11/03/2016 tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacı …’a verilmesine,
3-Davacı … için 130.589,02-TL sürekli iş göremezlik tazminatının davalı sigorta şirketinden temerrüt tarihi olan 20/09/2016 tarihinden, davalı … A.Ş’den dava tarihi olan 19/10/2016 tarihinden ve davalı …’ten ise kaza tarihi olan 11/03/2016 tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacı …’a verilmesine,
4-Tedaşa yönelik açılan dava yönünden HMK’nın 124. maddesi gereğince KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA,
5-Davacı …’ın manevi tazminat davasının KISMEN KABULÜ İLE; 40.000,00-TL manevi tazminatın ve davacı …’ın manevi tazminat davasının KABULÜ İLE; 10.000,00-TL olmak üzere toplam 50.000,00-TL manevi tazminatın davalı … A.Ş’den dava tarihi olan 19/10/2016 tarihinden ve davalı …’ten ise kaza tarihi olan 11/03/2016 tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacılara hak ettikleri bedelin ayrı ayrı verilmesine,
6-Maddi tazminat davası yönünden alınması gereken, 11.167,45-TL karar ve ilam harcından dava açılırken davacı tarafından yatırılan 245,92-TL peşin harcın ve 591,76-TL ıslah harcının mahsubu ile bakiye 10.329,80-TL karar ve ilam harcının davalı sigorta şirketinden, davalı … A.Ş’den ve davalı …’ten müştereken ve müteselsilen alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
7-Davacılar tarafından yatırılan 29,20-TL başvurma harcı, 245,92-TL peşin harç ile 591,76-TL ıslah harcının davalı sigorta şirketinden, davalı … A.Ş.’den ve davalı …’ten müştereken ve müteselsilen alınarak davacılara verilmesine,
8-Maddi tazminat davası yönünden davacılar tarafından yargılama boyunca yapılan; 237,80-TL tebligat gideri, 88,25-TL müzekkere ve posta gideri, 375,00-TL bilirkişi ücreti, 157,25-TL ATK gideri, 350,00-TL Erciyes Üniversitesine ATK Başkanlığı’na ödenen ücret olmak üzere toplam 1.208,3‬0-TL yargılama giderinin davanın kabul oranına göre belirlenen 805,42-TL yargılama giderinin davalı sigorta şirketinden, davalı … A.Ş.’den ve davalı …’ten müştereken ve müteselsilen alınarak davacılara verilmesine,
9-Maddi tazminat davası yönünden davalı … tarafından yargılama boyunca yapılan 153,25-TL yargılama giderinin davanın red oranına göre belirlenen 51,10-TL yargılama giderinin davacılardan müştereken ve müteselsilen alınarak iş bu davalıya verilmesine,
10-Maddi tazminat davası yönünden davalı Sigorta şirketi tarafından yapılan 67,50-TL yargılama giderinin davanın red oranına göre belirlenen 22,50-TL yargılama giderinin davacılardan müştereken ve müteselsilen alınarak iş bu davalı tarafa verilmesine,
11-Maddi tazminat davası yönünden davalı … A.Ş tarafından yapılan 54,30-TL yargılama giderinin davanın red oranına göre belirlenen 18,10-TL yargılama giderinin davacılardan müştereken ve müteselsilen alınarak iş bu davalı tarafa verilmesine,
12-Maddi tazminat davası yönünden davacı … lehine, A.A.Ü.T hükümleri 13/1 maddesi gereğince 5.100,00-TL vekalet ücreti takdirine, takdir edilen vekalet ücretinin davalı sigorta şirketinden, davalı … A.Ş’den ve davalı …’ten müştereken ve müteselsilen alınarak, davacı …’a verilmesine,
13-Maddi tazminat davası yönünden davacı … lehine, A.A.Ü.T hükümleri 13/1 maddesi gereğince 16.355,95-TL vekalet ücreti takdirine, takdir edilen vekalet ücretinin davalı sigorta şirketinden, davalı … A.Ş’den ve davalı …’ten müştereken ve müteselsilen alınarak davacı …’a verilmesine,
14-Maddi tazminat davası yönünden davacı … aleyhine red olan kısım için davalılar lehine A.A.Ü.T hükümleri 13/2 maddesi gereğince 4.709,84-TL nispi vekalet ücreti takdirine, takdir edilen vekalet ücretinin davacı …’dan alınarak davalı sigorta şirketine, davalı … A.Ş’ye ve davalı …’e verilmesine,
15-Maddi tazminat davası yönünden davacı … aleyhine red olan kısım için davalılar lehine A.A.Ü.T hükümleri 13/1 maddesi gereğince 5.100,00-TL vekalet ücreti takdirine, takdir edilen vekalet ücretinin davacı …’dan alınarak davalı sigorta şirketine, davalı … A.Ş’ye ve davalı …’e verilmesine,
16-… kendisini vekille temsil ettirdiğinden 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 124/4. hükmü uyarınca 9.200,00-TL maktu vekalet ücretinin davacılardan alınarak bu tarafa verilmesine,
17-Manevi tazminat davası yönünden alınması gereken 3.415,50‬-TL karar ve ilam harcının davalı …’ten ve davalı …’tan alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
18-Manevi tazminat davası yönünden davacılar tarafından yargılama boyunca yapılan 237,80-TL tebligat gideri, 88,25-TL müzekkere ve posta gideri, 375,00-TL bilirkişi ücreti, 157,25-TL ATK gideri, 350,00-TL Erciyes Üniversitesine ATK Başkanlığı’na ödenen ücret olmak üzere toplam 1.208,3‬0-TL yargılama giderinin davanın kabul oranına göre belirlenen 863,07-TL yargılama giderinin davalı …’ten ve davalı …’tan alınarak davacılara verilmesine, bakiye kısmın davacıların üzerinde bırakılmasına,
19-Davacı … tarafından açılan manevi tazminat davası yönünden bu davacı lehine, A.A.Ü.T hükümleri 10/1-4 maddeleri gereğince 5.100,00-TL maktu vekalet ücreti takdirine, takdir edilen vekalet ücretinin davalı …’ten ve davalı …’tan alınarak, davacı …’a verilmesine,
20-Davacı … tarafından açılan manevi tazminat davası yönünden bu davacı lehine A.A.Ü.T hükümleri gereğince hesaplanan 9.200,00-TL maktu vekalet ücretinin davalı …’ten ve davalı …’tan müştereken ve müteselsilen alınarak davacı …’a verilmesine,
21-Davacı … tarafından açılan manevi tazminat davasının reddedilen kısmı yönünden A.A.Ü.T hükümleri 10/2 maddesi gereğince hesaplanan 5.100,00-TL vekalet ücretinin iş bu davacıdan alınarak davalı …’e ve davalı …’a verilmesine,
22-Taraflarca yatırılan gider avansından artan kısmın karar kesinleştiğinde taraflara iadesine,
C-) Davacılar vekili ve davalı … A.Ş vekilinin istinaf başvurusu kabul edilmiş olmakla;
1-) İstinaf karar harcının talep halinde davacılara ve davalı … A.Ş’ne iadesine,
2-) İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
3-) Davacılar tarafından yatırılan 220,70-TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacılara verilmesine,
4-) Davalı … A.Ş tarafından yatırılan 220,70-TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının davacılardan alınarak bu davalıya verilmesine,
Ç-) Davalı … vekili, davalı … vekili ve … vekilinin istinaf başvurusu reddedilmiş olmakla;
1-) Alınması gereken 14.582,95-TL harçtan davalılar … ve … tarafından peşin yatırılan toplam 7.120,85-TL harcın mahsubu ile bakiye 7.462,20-TL harcın davalılar … ve …’dan müştereken ve müteselsilen alınarak Hazineye irat kaydına,
2-) Taraf olmaktan çıkarılan … tarafından yatırılan 80,70-TL maktu istinaf istinaf karar ve ilam harcı ile 220,70-TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının karar kesinleştiğinde ve talebi halinde iadesine,
3-) İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
4-)Davalılar tarafından yapılan istinaf yargılama giderinin kendi üzerlerinde bırakılmasına,
D-) 1-) İstinaf yargılaması bakımından istinaf kanun yoluna başvuran taraflar tarafından yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının HMK’nun 333. maddesi, Yönetmeliğin 207/1. maddesi ve HMK Gider Avansı Tarifesi’nin 5. maddesi hükümleri uyarınca yatırana iadesine,
2-) Kararın kesin olması nedeniyle taraflara tebliği, harç ve avans iadesi işlemlerinin HMK’nın md. 302/5 ve 359/3 uyarınca ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dair; tarafların yokluğunda, Hukuk Muhakemeleri Kanunu md. 353/1-b/1,2. maddesi uyarınca dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca KESİN olmak üzere oybirliği ile karar verildi.03/02/2023