Emsal Mahkeme Kararı Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2022/537 E. 2023/223 K. 31.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T. C.
K A Y S E R İ
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/537
KARAR NO: 2023/223
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: KAYSERİ 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 19/11/2021
NUMARASI: 2021/227 Esas, 2021/999 Karar
DAVANIN KONUSU: Trafik Kazasından Kaynaklanan Maddi Tazminat
DAVA TARİHİ: 06.05.2019
İSTİNAF KARARININ
VERİLDİĞİ TARİH: 31.01.2023
YAZILDIĞI TARİH: 31.01.2023
Yukarıda ayrıntılı bilgileri yazılı Kayseri 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2021/227 Esas, 2021/999 Karar sayılı kararına karşı davalı … vekilince istinaf kanun yoluna başvurulmuş ve dosya istinaf incelemesi yapılmak üzere Dairemize tevzi edilmiş olmakla dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: Tarafların İddia ve Savunmalarının Özeti: Davacı vekili, dava dilekçesinde özetle; Davalı şirket tarafından sigortalı olan, … sevk ve idaresindeki … plaka sayılı araç ile davacıya ait … plaka sayılı aracın sol ön tarafına çarpması sonucu maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiğini, davalı …’ın iki yönlü gidiş geliş şeklinde olan yolda şerit izleme ve değiştirme kurallarına uymamak süretiyle kural ihlali yaptığını ve tam kusurlu olduğunu, davacıya ait aracın … model … marka olduğunun, aracın tüm bakımlarının yapılmış olduğunu, kaza tarihine kadar araçta herhangi bir değişim dahi olmadığını, kaza sonrasında maddi hasar meydana geldiği ve toplam 60.402,30-TL olduğunu, ancak bu tutarın ZMMS poliçesi ile teminat limitinin üzerinda kaldığı belirtilerek davacının başvurunun reddedildiğini belirterek şimdilik 1.000,00-TL araç değer kaybının kaza tarihi olan 20/12/2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalılardan alınarak davacı tarafa verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı … vekili, cevap dilekçesinde özetle; Davacının aracını servisite yaptırdığını ve 60.402,30-TL marsaf iddia ettiğini, ancak maddi hasarlı trafik kazasında bu bedelinin çıkmasının ve aracın pert kaydı olmamasının hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, kazanın meydana geldiği alanda yol çalışmasının olduğunu, davalının yol çalışmasında yolunu şaşırdığını ve istemsiz olarak karşı şeride geçerek davacının aracına çarptığını, hasar ve değer kaybı davasında Karayolları Genel Müdürlüğü’nün de davalı olarak gösterilmesi gerektiğini, poliçe teminatının araç başına 36.000,00-TL, kaza başına 72.000,00-TL olduğunu, ZMMS poliçesinin bulunduğu şirketin 36.000,00-TL ödeme yaptığını, davacı tarafından kaza bedelinin şişirme faturalarla 60.402,30-TL gösterildiğini ve değer kaybı bedelinin teminat dışında kaldığını, kaza başına teminat limitinin 72.000,00-TL olması nedeni ile davalının geri kalan araç değer kaybından sorumlu olmasının mümkün olmadığını belirterek araç değer kaybı ve tüm hasarlardan sigorta şirketinin sorumlu olduğunu, davalının sorumluluğunun bulunmadığını, davanın reddi ile yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasını talep etmiştir.Davalı … A.Ş. vekili, cevap dilekçesinde özetle; Teminat limitinin tamamının rücu hasar bedeli için kullanılmasından dolayı sigorta şirketinden bakiye hasar ve değer kaybı talebinin mümkün olmadığını, değer kaybı talebi bakımından değer kaybı zararının 06/01/2015 yürürlük tarihli ZMMS sigortası genel şartlarının yürütmesinin durdurulması dışında değer kaybı şartları ve hesaplama formülüne göre tespit edilmesi gerektiğinin açık olduğunu, sigortalı araç sürücüsünün tam kusurlu olduğu yönündeki iddiaları kabul etmediklerini, davacının kaza tarihinden itibaren faiz istemlerinin reddine, teminat limitinin tamamının ödenmesi nedeniyle iş bu davanın reddine, muaccel bir alacağın oluşmadığı, bu sebeple davalının sorumlu tutulmamasını, yargılama giderleri vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesini talep etmiştir.
İlk Derece Mahkemesi Kararının Özeti: İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonunda; Davalı sigorta şirketine karşı açılan davanın reddine, davalı …’a yönelik açılan davanın kabulü ile; 25.000,00-TL değer kaybı tazminatının 1.000,00-TL’ sinin kaza tarihi olan 20/12/2018 tarihinden itibaren, 22.048,75-TL’sinin talep artırım tarihi olan 25/11/2019 tarihinden itibaren, 1.951,25-TL’sinin ıslah tarihi olan 11/10/2019 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı …’dan alınarak davacıya verilmesine dair karar verildiği anlaşılmıştır.Taraflarca İleri Sürülen İstinaf Sebepleri: Davalı … vekili, süresi içinde verdiği istinaf dilekçesinde özetle; İlk derece mahkemesi tarafından verilen kararda müteselsil davalılardan sadece davanın müvekkili açısından kabul edilmesinin hukuka aykırı olduğunu, davacı aracını serviste yaptırdığını ve 60.402,30 TL masraf yaptığının iddia ettiğini, ancak aracın yeni olduğundan ve servisten yaptırıldığından dolayı bu bedelin çıktığını, maddi hasarlı trafik kazasında bu miktar bir bedel çıkmasının ve o aracın pert kaydı olmamasının hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, aldırılacak bilirkişi raporu ile araçtaki asıl masrafın bu tutar olmayacağının görüldüğünü, araçta meydana gelen tüm hasar ve değer kaybı davalarında Karayolları Genel Müdürlüğünün de davalı olarak gösterilmesi gerektiğini, ilk derece mahkemesince eksik inceleme ile karar verildiğini, kasko şirketi müvekkiline karşı Erzurum Asliye Hukuk Mahkemesinde de rücu davası açıldığını, bu nedenle müvekkilin yapacağı ödemenin mükerrer ödeme olacağını, bu nedenle verilen kararın bozulması gerektiğini, dava şartının davacı tarafından yerine getirilmediğini, sigorta tazminatı talep eden tarafın dava açılmasından evvel sigorta şirketine başvuruda bulunması gerektiğini, ancak huzurda görülen davada başvuru yapılmadığından dava şartının yerine getirilmediği belirtilerek davanın reddedildiğini, bu nedenlerle ilk derece mahkemesince verilen kararın kaldırılarak talepleri doğrultusunda karar verilmesini talep etmiştir.Delillerin Değerlendirilmesi ve Gerekçe: Bölge Adliye Mahkemesince istinaf talebinin değerlendirilerek incelemeye alınabilmesi için Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 352. maddesinde sayılan ön inceleme koşullarının gerçekleşmiş olması zorunludur. Bu maddede sayılan koşullardan birinin mevcut olmaması halinde istinaf başvurusunun usulden reddedilmesi gerekir. Bu şartlar kamu düzeninden olup yargılamanın her aşamasında re’sen dikkate alınmaktadır. İstinaf talebine konu eldeki dosya kapsamı incelendiğinde, Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 352. maddesinde sayılan ön inceleme koşullarında herhangi bir eksiklik bulunmadığı, davalı … vekilinin istinaf başvurusunun ön inceleme bakımından kabul edilebilir olduğu ve inceleme aşamasına geçilmesi gerektiği tespit edilmiştir.6100 sayılı HMK’nın 355. maddesinde, Bölge Adliye Mahkemesinin, incelemesini kamu düzenine ilişkin hususlar hariç olmak üzere istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplere bağlı olarak yapması gerektiği hususu düzenlenmiştir. (Aynı yönde Yargıtay 22. Hukuk Dairesinin 2018/9860 Esas ve 2018/14781 Karar sayılı ilamında da Bölge Adliye Mahkemelerinin istinaf sebepleri ile bağlı olduğu vurgulanmıştır.)
Yukarıda açıklaması yapılan 6100 sayılı HMK’nın 355. maddesindeki düzenleme gereğince davalı … vekilinin istinaf sebepleri ve kamu düzenine ilişkin hususlar ile bağlı kalınarak ilk derece mahkemesine ait dava dosyası esas bakımından incelendiğinde;
İstinaf incelemesine konu dava, trafik kazasından kaynaklanan değer kaybı zararı nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkindir.
İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda: Davanın davalı sigorta şirketi bakımından reddine, davanın davalı … bakımından kabulüne, değer kaybı karşılığı olarak 25.000,00 TL maddi tazminatın yasal faiziyle birlikte davalı …’dan tahsili ile davacıya verilmesine dair karar verilmiştir. Bu karara karşı sadece davalı … vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
Bilindiği üzere, trafik kazasında sürücünün kusurlu olması halinde zarar gören maddi zararını 6098 sayılı TBK’nun 49, 54 ve 56. maddeleri uyarınca sürücüden (somut olayda davalı … kazaya karışan … plaka sayılı aracın sürücüsüdür) isteyebilir.
Dava konusu kazanın, 20/12/2018 günü, davalı … A.Ş.’nin zorunlu mali sorumluluk (ZMSS) sigortacısı olduğu, davalı …’ın maliki olduğu aynı zamanda sevk ve idaresindeki … plakalı araç ile seyri sırasında davacıya ait … plakalı araca çarpmasıyla meydana geldiği, kazanın oluşuna ilişkin ilk derece mahkemesince alınan 16/08/2019 havale tarihli bilirkişi raporu uyarınca, davalı sürücü …’ın olayın oluşumunda tam kusurlu olduğu, davacı araç sürücüsünün ise kusursuz olduğunun belirtildiği anlaşılmıştır. İlk derece mahkemesinin 10/01/2020 tarihli birinci kararında; kusur ve hasar uzmanı bilirkişiden alınan 16/08/2019 havale tarihli raporda, ZMSS Genel Şartları ekindeki formüle göre davacıya ait araçta 23.048,75 TL araçta değer kaybı oluşturacağının tespit edildiği ve mahkemece bu meblağdan değer kaybı tazminatına hükmedildiği anlaşılmıştır. Bu karara karşı davacı tarafça istinaf kanun yoluna başvurulması nedeniyle Dairemizin 16/03/2021 tarihli, 2021/462 Esas, 2021/373 Karar sayılı kaldırma kararında; araç hasarında değer kaybı; aracın hasarsız haldeki 2. el piyasa değeri ile hasarın onarımından sonraki 2. el piyasa değeri arasındaki fark olup, Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin yerleşik içtihatlarında, değer kaybının, araçların modeli, markası, özellikleri, hasarı, yapılan onarım işlemleri, kilometresi, olay tarihindeki yaşı, davacı tarafın iddiaları, davalının savunmaları ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirilerek araçların kaza öncesi hasarsız ikinci el piyasa rayiç değeri ile kaza meydana geldikten ve tamir edildikten sonraki ikinci el piyasa rayiç değerleri arasındaki farka göre belirlenmesi gerektiği kabul edilmiştir. (Yargıtay 17. H.D. 2019/6070 E. 2020/3614 K.) Hal böyle olunca mahkemece, dava konusu aracın kaza tarihindeki hasarsız ikinci el piyasa değerinden, aracın onarıldıktan sonraki piyasa rayiç bedelinin mahsubu ile ortaya çıkan farkın değer kaybını oluşturacağı gözetilerek karar verilmesi gerekirken, değer kaybının ZMSS Genel Şartları ekindeki formüle göre belirlendiğinden davacı vekilinin istinaf başvurusu yerinde bulunarak ilk derece mahkemesi kararı kaldırılmıştır. Dairemizin kaldırma kararı sonrasında ilk derece mahkemesince kaldırma kararında belirtildiği şekilde makine mühendisi bilirkişiden alınan 06/07/2021 tarihli raporda davacıya ait araçtaki değer kaybı 25.000,00 TL olarak belirlenmiştir. İlk derece mahkemesince bu raporun hükme esas alınarak karar verilmesi doğru olup davalı vekilinin, değer kaybı zararının hatalı hesaplandığı yönündeki istinaf itirazları yerinde bulunmamıştır.Davacının değer kaybı nedeniyle maddi zararının sigorta şirketi tarafından karşılandığına dair bir delil veya belge dosya kapsamında mevcut değildir. Eldeki dosyada sigorta şirketine 2918 sayılı KTK md. 97 uyarınca dava açılmadan önce başvuru yapıldığına dair belge ve posta gönderisi dava dilekçesinin ekinde sunulmuştur. Öte yandan, davanın davanın Karayolları Genel Müdürlüğüne de yöneltilmesi gerektiği ve davacının aracındaki hasarın gerçekte daha az olduğu yönündeki davalı tarafın istinaf itirazlarının da yerinde olmadığı ve reddedilmesi gerektiği anlaşılmıştır.6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-1 maddesinde belirtilen koşulların varlığı halinde, incelenen ilk derece mahkemesine ait dava dosyasındaki kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğunun anlaşılması durumunda istinaf incelemesi sırasında istinaf talebinin esastan reddine karar verileceği düzenlenmiştir. Bu durum istinaf incelemesi sırasında duruşma yapılmadan karar verilebilecek haller kapsamında yer almaktadır. Hal böyle olunca yukarıda açıklanan nedenler ve tüm dosya içeriğine göre; istinaf başvurusunda bulunanın sıfatı ve istinaf nedenleriyle sınırlı olarak yapılan inceleme üzerine; ilk derece mahkemesince taraflarca gösterilen delillerin toplanmasında, değerlendirilmesinde esas ve usul bakımından hukuka aykırılık bulunmadığı ve davalı … vekilinin tüm istinaf nedenleri yerinde görülmediğinden 6100 sayılı HMK’nun 353/1. fıkrası (b-1) bendi uyarınca istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin karar verilmesi gerektiği anlaşılarak aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : (Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere)
1-) Davalı …’ın istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-) Alınması gereken 1.707,75-TL istinaf karar ve ilam harcından istinaf başvurusu sırasında peşin alınan 426,94 TL’nin mahsubu ile bakiye 1.280,81 TL’nin davalı …’dan alınarak Hazineye gelir kaydına, davalı … tarafından yatırılan istinaf kanun yoluna başvuru harcının da Hazineye gelir kaydına,
3-) İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından AAÜT md. 2/2 uyarınca vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
4-) Davalı … tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin bu davalı üzerinde bırakılmasına,
5-) Davalı … tarafından istinaf yargılaması bakımından yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının, HMK’nun 333. maddesi, Yönetmeliğin 207/1. maddesi ve HMK Gider Avansı Tarifesi’nin 5. maddesi hükümlerine göre yatırana İADESİNE,
6-) Kararın kesin olması nedeniyle taraflara tebliği ve gider avansı iadesi işlemlerinin 6100 sayılı HMK md. 302/5 ve 359/3 uyarınca ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dair, 6100 sayılı HMK md. 353/1-b-1 uyarınca dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 362/1-a maddesi gereğince uyuşmazlık miktarı itibariyle Yargıtay nezdinde temyiz yolu kapalı (KESİN) olmak üzere oy birliği ile karar verildi.31/01/2023