Emsal Mahkeme Kararı Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2022/365 E. 2022/2106 K. 29.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
KAYSERİ
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/365
KARAR NO: 2022/2106
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: KAYSERİ 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 09/12/2021
NUMARASI: 2019/485 Esas 2021/1096 Karar
DAVA: Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
İSTİNAF KARARININ
VERİLDİĞİ TARİ: 29/12/2022
YAZILDIĞI TARİH: 29/12/2022
Kayseri 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2019/485 Esas 2021/1096 Karar sayılı ilamı davalı vekili tarafından istinaf incelemesi için Dairemize gönderilmekle inceleme aşamasında dosyadaki tüm bilgi ve belgeler incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLÜP GÖRÜŞÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde; 26/03/2018 günü 20:40 saatlerinde … Karayolu … Mevkii … yol ayrımında …’ın sevk ve idaresinde bulunan … plakalı araçta tek taraflı yaralamalı ve ölümlü trafik kazası meydana geldiğini, araçta yolcu olarak bulunan … ile müvekkili …’un yaralandığını, …’ın ise vefat ettiğini, müvekkilinin Kayseri Eğitim ve Araştırma Hastanesinde tedavi altına alındığını, kaza nedeniyle müvekkilinin … Üniversitesi Adli Tıp Ana Bilim Dalı Başkanlığınca yapılan muayene de %13 oranında kalıcı iş göremez olduğunun saptandığını, meydana gelen sakatlanma neticesinde oluşan maddi zararın davalı sigorta şirketince karşılanması amacıyla 08/07/2019 tarihinde başvurulduğunu ancak geri dönüş yapılmadığını, bu nedenlerle 100,00-TL geçici iş göremezlik tazminatı ve 1.000,00-TL daimi maluliyet tazminatının 09/07/2019 tarihinden itibaren başlayacak yasal faizi ile birlikte tahsilini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin de davalı şirkete yükletilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde; … plakalı aracım müvekkili sigorta şirketi nezdinde trafik sigorta poliçesi ile sigortalı olduğunu, sigortalı aracın 26/03/2018 tarihinde karıştığı trafik kazası nedeniyle davacının talep ettiği geçici iş göremezlik tazminatı taleplerinin poliçe teminatına dahil olmadığını, davacının maddi tazminat taleplerinin sadece tedavi masrafları ve sürekli sakatlık hallerinde poliçe teminatı dahilinde değerlendirilebileceğini, söz konusu taleplerin makbul ve muteber belgelere dayanması gerektiğini beyan ederek bu nedenlerle davacının maluliyetinin tespiti için adli tıp kurumundan maluliyet raporu alınmasını, kusur oranı ve tazminat miktarının tespitini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ:İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; “…26/03/2018 günü meydana gelen davacının yolcu olarak bulunduğu … plakalı aracın karıştığı trafik kazası sonucunda yaralandığı, davacıya atfı kabil herhangi bir kusur bulunmadığı, bu hususun bilirkişi raporu tespit edildiği, kaza nedeniyle … Adli Tıp Kurumu Başkanlığından alınan 18/06/2021 tarihli raporunda belirtilen oranda maluliyeti ile sonuçlandığı, dava tarihinden önce davalıya yapmış olduğu başvuru nedeniyle kendisine geçici ödeme yapılmadığı, dosyada mevcut hasar dosyasından davalı sigorta şirketine, kaza ve hasar ihbarının dava tarihinden önce 08/07/2019 tarihinde yapıldığı ve bu tarihin temerrüt tarihi olarak kabul edilmesi gerektiği, bu tarihten itibaren işleyecek yasal faiz ile birlikte davacının sürekli iş göremezlik şeklindeki maddi zararının poliçe limiti ile sınırlı olmak üzere tazminine karar vermek gerekmiş, hükme esas alınan ve karar tarihine en yakın hesap raporunun yerleşik Yargıtay uygulamasına uygun TRH 2010 Yaşam Tablosuna göre %10 arttırım ve indirim uygulanarak hesaplama yapılmış olduğu gözetilerek alınan ek rapor doğrultusunda davacının sürekli iş göremezlik zararının tespit edilerek davacının dava ve ıslah dilekçesi doğrultusunda davadaki talebi yerinde görülerek davanın kabulü ile; 90.786,85-TL maddi tazminatın (sürekli iş göremezlik zararı) 08/07/2019 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davacı yararına davalıdan tahsiline
” şeklinde karar verildiği görülmüştür.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; davacının dava açılmadan önce usuli işlemler gereği müvekkili şirkete başvurduğunu, ancak bu başvurunun eksik evrak ile yapıldığından kendisinden eksik evrakların temininin talep edilmiş ise de bu talebine dönüş yapılmayarak dava açma yoluna gittiğini, davacının müvekkili şirkete başvuru yaparken kaza raporunu sunmadığını, gereken belgeler sunulmadığından müvekkili şirkete başvurusunu usuli olarak tamamlamayan davacının başvurusunun başvuru şartı eksikliği nedeniyle usulden reddi gerekirken hüküm kurulmasının hatalı olduğunu, bilirkişi raporunda hatalı hesaplama yönteminin kullanıldığını, aktüer hesaplamasında % 1,65 teknik faiz yönteminin uygulanmadığını, ıslaha konu edilen rakam için ancak ıslah tarihinden itibaren yasal faiz isteyebileceğini beyan ederek mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:Bölge Adliye Mahkemesince istinaf talebinin değerlendirilerek incelemeye alınabilmesi için Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 352. maddesinde sayılan ön inceleme koşullarının gerçekleşmiş olması zorunludur. Bu maddede sayılan koşullardan birinin mevcut olmaması halinde istinaf başvurusunun usulden reddedilmesi gerekir. Bu şartlar kamu düzeninden olup yargılamanın her aşamasında re’sen dikkate alınmaktadır. İstinaf talebine konu eldeki dosya kapsamı incelendiğinde, Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 352. maddesinde sayılan ön inceleme koşullarında herhangi bir eksiklik bulunmadığı, davalı vekilinin istinaf başvurusunun ön inceleme bakımından kabul edilebilir olduğu ve inceleme aşamasına geçilmesi gerektiği görülmüştür.
Yukarıda açıklaması yapılan HMK’nın 355. maddesindeki düzenleme gereğince davalı vekilinin istinaf sebepleri ve kamu düzenine ilişkin hususlar ile bağlı kalınarak ilk derece mahkemesine ait dava dosyası esas bakımından incelendiğinde;
Dava, haksız fiilden kaynaklı 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 54. maddesi gereği cismani zarardan doğan maddi tazminat istemine ilişkindir.
Somut uyuşmazlıkta, 26/03/2018 tarihinde davacının yolcu olarak içerisinde bulunduğu … plakalı aracın tek taraflı kaza geçirmesi neticesinde davacı yaralanmıştır. Davalı şirket … plakalı aracın söz konusu aracın zorunlu mali mesuliyet sigorta şirketidir.
Trafik bilirkişi tarafından tanzim edilen 05/11/2020 tarihli raporunda, dava dışı sürücünün %100 kusurlu olduğu tespit edilmiş olup, davacının yolcu olması hasebiyle kazanın oluşumunda kusuru bulunmadığı açıktır. … Adli Tıp Kurumu 2. İhtisas Kurulu’nun 18/06/2021 tarihli maluliyet raporuna göre davacının Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırılması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmeliği çerçevesinde davaya konu kaza nedeniyle geçici iş göremezlik süresi 4 ay, sürekli maluliyet oranı %3 olarak tespit edilmiştir.
Anayasa Mahkemesi’nin 17/07/2020 tarih 2019/40 Esas 2020/40 Karar sayılı kararıyla 2918 sayılı KTK’nın 90. ve 92. maddelerinde “genel şartlara” atıf yapan cümlelerin iptaline karar verilmiş ve bu karar 09/10/2020 tarihli Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe girmiş olmasıyla birlikte, Yargıtay 17. Hukuk Dairesince zarar görenlerin cismani zarar ve destekten yoksun kalma tazminatı alacağının hesaplanmasında TRH 2010 ve %10 artırım %10 iskonto yöntemi benimsenmiş olup TRH 2010 yaşam tablosunun uygulamasından vazgeçilmemiştir. (Yargıtay 17.HD.’nin 2019/5206 E. 2020/8874 K. 22/12/2020 tarihli ilamı) Bu şekilde destekten yoksun kalma tazminatının hesabında TRH 2010 Tablosu’na göre bakiye ömür sürelerinin belirlenmesi, % 1,8 teknik faiz uygulanmadan, %10 artırım %10 iskonto yöntemine göre hesaplama yapılması gerektiğinden hükme esas alınan hesap raporunun hesaplama yönetimi itibariyle doğru olduğu görülerek aksi yöndeki davalı sigorta şirketi vekilinin istinaf sebeplerinin yerinde olmadığı görülmüştür.
2918 sayılı KTK’nın 97. maddesi uyarınca “zarar görenin, zorunlu mali sorumluluk sigortasında öngörülen sınırlar içinde dava yoluna gitmeden önce ilgili sigorta kuruluşuna yazılı başvurulması gerekir. Sigorta kuruluşunun başvuru tarihinden itibaren en geç 15 gün içinde başvuruyu yazılı olarak cevaplamaması veya verilen cevabın talebi karşılamadığına ilişkin uyuşmazlık olması halinde, zarar gören dava açabilir veya 5684 sayılı kanun çerçevesinde tahkime başvurabilir”. 2918 sayılı KTK’nın 97. maddesi dava şartı olup, sigortaya başvurmak yeterlidir. Aynı kanunun 99. maddesinde ise “Sigortacılar, hak sahibinin mali sorumluluk şartlarıyla belirlenen belgeleri, sigortacının merkez veya kuruluşlarından birine ilettiği tarihten itibaren sekiz işgünü içinde zorunlu mali sorumluluk sigortası sınırları içinde kalan miktarları hak sahibine ödemek zorundadırlar” hükmü düzenlenmiş olup, bu hükme göre kendisine tazminat talebiyle başvurmuş olan hak sahibi mali sorumluluk şartlarıyla belirlenen belgeleri sigortaya eksiksiz olarak sunacak ve ödenecek tazminat bu sunulan belgeler ve bilgiler dikkate alınarak hesaplanarak, hak sahibine ödenecektir. Belgelerin eksik sunulması ve sonradan tamamlanmaması halinde tazminat hesabı yapılamayacağından sigortanın ödeme yapması kendisinden beklenilemeyecektir. (Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin 20118/3847 Esas, 2020/823 Karar Sayılı ilamı) Bu durumda sigorta temerrüte uğramış olmayacak, dava tarihinden ya da icra takibinden itibaren temerrüte uğramış sayılacaktır. Bu itibarla dosya kapsamında bilgi ve belgelerden davacı vekilinin sigorta şirketine dava açmadan önce başvuru yaptığı sabit olup dava şartının yerine getirildiği açıktır. Ayrıca davalı sigorta şirketi vekilince ıslah edilen kısım yönünden ıslah tarihinden itibaren yasal faiz işletilmesi gerektiği ileri sürülmüş ise de mahkemece davalı sigorta şirketinin sorumlu olduğu maddi tazminatın tamamı yönünden temerrüt tarihinden itibaren yasal faize hükmedilmesi doğrudur. ( Yargıtay 17. HD. 15/10/2020 tarih 2019/6477 Esas 2020/5698 Karar sayılı ilamı ve Yargıtay 17. HD. 16/05/2019 tarih 2016/9984 Esas 2019/6211 Karar sayılı ilamı) Bu nedenle davalı sigorta şirketinin ıslah edilen kısım yönünden ıslah tarihinden itibaren yasal faiz işletilmesi gerektiğine dair istinaf başvuru sebebi yerinde değildir.
Kamu düzeni yönünden yapılan incelemede 100,00-TL geçici, 1.000,00-TL sürekli iş göremezlik tazminatına yönelik eldeki davanın açıldığı, 03/11/2021 tarihli ıslah dilekçesi ile 1.000,00-TL sürekli iş göremezlik tazminatı talebinin 89.786,85-TL arttırılarak 90.786,85-TL’ye çıkarıldığı açıklanmış olup mahkemece davacının sürekli iş göremezlik talebinin kabulü ile 90.786,85-TL’nin davalıdan tahsiline karar verilmiş ise de 100,00-TL geçici iş göremezlik talebi hakkında olumlu veya olumsuz bir karar verilmediği görülmektedir. Tüm talepler bakımından olumlu veya olumsuz bir karar verilmesi zorunluluğu da kamu düzeninden sayılmakta ve bu niteliği itibariyle de temyiz ile istinaf aşamasında re’sen nazara alınabilmektedir. (Yargıtay 15. Hukuk Dairesi’nin E:2019/1234, K:2019/3335 ve yine 15. Hukuk Dairesi’nin E:2019/1479, K:2019/2442 sayılı kararlarında da aynı yönde kabul ve açıklamalara yer verilmiştir) Bu haliyle; ilk derece mahkemesi kararının kaldırılması yerine yerine yeniden hüküm tesis edilmesi gerekmiştir.
Ayrıca bakiye harca ilişkin hesaplamada da maddi hata yapıldığı gözetilerek hükmün 2. fıkrasındaki eksik bakiye harcın 5.847,24-TL olarak düzeltilmesi gerekmiştir.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu md. 353/1-b-2 uyarınca yargılamada bir eksiklik bulunmamakla birlikte kanunun olaya uygulanmasında hata edilip de yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmadığı veya yargılamada bulunan eksikler duruşma yapılmadan tamamlanacak nitelikte ise Bölge Adliye Mahkemesince düzelterek yeniden esas hakkında karar verilmesi mümkündür.
İlk derece mahkemesi kararındaki belirtilen hatalar bakımından gerekli düzeltmelerin yapılması amacıyla davalı vekilinin istinaf başvurusunun reddine, kamu düzeni yönünden 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-b-2 maddesi uyarınca ilk derece mahkemesinin kararı kaldırılarak Dairemizce duruşma açılmaksızın yeniden esas hakkında karar verilmesi gerektiği sonuç ve kanaatine varılarak aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : (Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere) ;
A-)Davalının istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
B-)Kayseri 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2019/485 Esas 2021/1096 Karar sayılı kararının yeniden hüküm kurulmak üzere kamu düzeni yönünden KALDIRILMASINA, hükmün HMK’nın 353/1-b/2 maddesi gereğince YENİDEN TESİSİNE,
1-a)Davanın KISMEN KABULÜ İLE; 90.786,85-TL maddi tazminatın (sürekli iş göremezlik zararı) 08/07/2019 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davacı yararına davalıdan tahsiline,
b) 100,00-TL geçici iş göremezlik tazminat talebinin REDDİNE,
2-Alınması gereken 6.201,64-TL nispi karar ve ilam harcının davacıdan peşin olarak alınan 44,40-TL harçtan ve 310,00-TL ıslah harcından mahsubu ile eksik bakiye 5.847,24-TL’nin davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına.
3-Davacı tarafça yatırılan 44,40-TL başvuru harcı, 44,40-TL peşin harç ve 310,00-TL ıslah harcı olmak üzere toplam 398,80-TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafça yapılan 328,70-TL davetiye ve posta müzekkere gideri, 820,00-TL … ATK gideri ve 1.900,00-TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 3.048,70-TL’nin kabul/red oranına göre hesaplanan 3.045,34-TL’sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiye kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
6-Taraflarca yatırılan gider avanslarından kullanılmayan miktarların istekleri halinde ve karar kesinleştiğinde kendilerine iadesine.
7-Davacı lehine AAÜT uyarınca 12.574,75-TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8-Davalı lehine AAÜT uyarınca 100,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
9-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/A-11-13. maddesi uyarınca ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği Tarife hükümleri uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin (yargılama gideri) kabul/red oranına göre hesaplanan 1.318,54-TL’nin davalıdan alınarak, 1,46-TL’sinin ise davacıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydına,
C-) Davalının istinaf başvurusu reddedilmiş olmakla;
1-) Alınması gereken 6.201,64-TL harçtan peşin yatırılan 1.550,55-TL harcın mahsubu ile bakiye 4.651,09-TL’nin davalıdan alınarak Hazineye irat kaydına,
2-) İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
3-) Davalı tarafından yapılan istinaf yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına,
D-) 1-) İstinaf yargılaması bakımından istinaf kanun yoluna başvuran tarafından yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının HMK’nun 333. maddesi, Yönetmeliğin 207/1. maddesi ve HMK Gider Avansı Tarifesi’nin 5. maddesi hükümleri uyarınca yatırana iadesine,
2-) Kararın kesin olması nedeniyle taraflara tebliği, harç ve avans iadesi işlemlerinin HMK’nın md. 302/5 ve 359/3 uyarınca ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dair; tarafların yokluğunda, Hukuk Muhakemeleri Kanunu md. 353/1-b/1,2. maddesi uyarınca dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca KESİN olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 29/12/2022