Emsal Mahkeme Kararı Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2022/2833 E. 2023/2171 K. 12.12.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T. C.
K A Y S E R İ
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/2833
KARAR NO: 2023/2171
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KAYSERİ 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 25/10/2022
NUMARASI: 2022/240 Esas, 2022/758 Karar
DAVA TÜRÜ: Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Maddi Tazminat
DAVA TARİHİ : 07.01.2020
İSTİNAF KARARININ
VERİLDİĞİ TARİH: 12.12.2023
YAZILDIĞI TARİH: 12.12.2023
Yukarıda ayrıntılı bilgileri yazılı Kayseri 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2022/240 Esas, 2022/758 Karar sayılı kararına karşı davacı … vekili, davalı … vekili ile davalı … vekilince istinaf kanun yoluna başvurulmuş ve dosya istinaf incelemesi yapılmak üzere Dairemize tevzi edilmiş olmakla dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
Tarafların İddia ve Savunmalarının Özeti: Davacı vekili, dava dilekçesinde özetle; 14/08/2010 tarihinde sürücü davalı … ‘in sevk ve idaresindeki ve mülkiyeti diğer davalı … ‘ya ait olan … plakalı aracıyla … Bulvarından seyir ile … Caddesi istikametinden gelip … Caddesi istikametine doğru seyir halinde iken … Caddesi … Belediyesi’ndeki yaya geçidinden karşıdan karşıya geçmekte olan yaya müvekkili … ile kucağındaki … ‘a aracın çarpması sonucu yaralamalı trafik kazasının meydana geldiğini, kazada davalının tam kusurlu olduğunu, bu kazaya ilişkin Kayseri 6. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 2010/740 Esas sayılı dosyasında davalının yargılandığını, ayrıca Kayseri 1. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2017/216 Esas sayılı dosyası üzerinden maddi ve manevi tazminat davası açıldığını, mahkemece aldırılan bilirkişi raporuna görev davanın ıslah edildiğini ve bunun üzerine karar verildiğini, kararın temyiz edilmesi üzerine Yargıtay’ca kararın kaldırıldığını ve bozma ilamı doğrultusunda tekrar rapor aldırıldığını, raporda meslekte kazanma gücü tazminat bedeli 260.322,00-TL, bakıcı gideri ise 402.940,09-TL olarak hesaplanmış, ancak davada bir kez ıslah yapılabileceğinden bu miktarlar üzerinden yeniden ıslah yapılamadığını bildirerek davanın kabulü ile 260.322,00-TL meslekte kazanma gücü tazminatı ile 402.940,09-TL bakıma muhtaçlık tazminatı olmak üzere 663.262,09-TL maddi tazminatın davalılardan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalılar … . ile … vekili, cevap dilekçesinde özetle; Kazaya karışan … plakalı aracın kaza tarihinde kasko sigortacısı olan … Sigorta’ya davanın ihbar edildiğini, ayrıca dava konusu taleplerin zamanaşımına uğradığını, bu nedenle davanın zamanaşımından reddinin gerektiğini, bu davanın Kayseri 1. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2017/216 Esas sayılı dosyasına ek dava olarak değerlendirilemeyeceğini, davacının bakıcı parası talebinin hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, ayrıca davacının bakıcı bedeli talebine dayanak gösterdiği özel bilirkişi raporunu da kabul etmediklerini, mahkemece yeni bir bilirkişi raporu alınması gerektiğini bildirerek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Davalı … vekili, cevap dilekçesinde özetle; Zamanaşımı itirazlarının bulunduğunu, ayrıca zarar görenlerin dava açmadan önce sigorta şirketine başvuru yapmasının zorunlu olduğunu ve davacılar tarafından başvuru yapılmadığını, dava tarafın da ikrar ettiği üzere aynı konu ve talebe ilişkin olarak önceden Kayseri 1. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2017/216 Esas sayılı dosyası üzerinden görülen davada karar verildiğini ve kesinleştiğini, davacının maluliyet oranının değiştiği iddiası il yeni bir dava açma hakkı bulunmadığını, bu davanın ek dava olarak nitelendirilemeyeceğini, sigorta şirketi tarafından 08/07/2014 tarihinde 33.885,58-TL ve 02/11/2010 tarihinde 226,80-TL ödeme yapıldığını, davacının taleplerinin fahiş olduğunu, mahkemece yeniden kusur raporu ve hesap raporu alınması gerektiğini, sigorta şirketinin bakıcı giderlerinden sorumlu olmadığını bildirerek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İlk Derece Mahkemesi Kararının Özeti: İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonunda; Davanın kabulü ile, davacı … için 338.070,69-TL sürekli iş göremezlik tazminatı ile 774.909,52-TL bakıcı tazminatı olmak üzere toplam 1.112.980,21-TL’nin davalılar … ile … ‘den kaza tarihi olan 14/08/2010 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile, davalı … yönünden ise bu bedelin poliçe sakatlık teminatı kapsamında 144.114,42-TL ile tedavi teminatı kapsamında 175.000,00-TL olmak üzere toplam 319.114,42-TL’sinden sorumlu olmak üzere ilk dava tarihi olan 18/01/2011 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya velayeten … ve …’a ödenmesine, dair karar verildiği görülmüştür.
Taraflarca İleri Sürülen İstinaf Sebepleri: A-) Davacı … vekili, süresi içinde verdiği istinaf dilekçesinde özetle; İlk derece mahkemesince verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, 06.01.2021 tarihli ıslah dilekçelerinde alacak kalemlerinin kaza tarihinden itibaren işleyecek ticari (avans) temerrüt faiziyle birlikte tahsili için ıslah ettiklerini, ilk derece mahkemesi tarafından usul ve yasaya aykırı olarak alacaklarının yasal faiziyle tahsiline karar verildiğini, faiz türünün ıslah ile sonradan değiştirilmesinin mümkün olduğunu, ilk derece mahkemesince alacak kalemlerinin Ticari (avans) temerrüt faziyile birlikte tahsiline karar verilmesi gerekirken yasal faizden hüküm kurulmasının usul ve yasaya aykırı olduğunu, bu nedenlerle ilk derece mahkemesince verilen bakıcı tazminatı ve sürekli iş göremezlik tazminatının yasal faiziyle tahsili yönünden verilen kararların ortadan kaldırılasına ve yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
B-) Davalı … . vekili, süresi içinde verdiği istinaf dilekçesinde özetle; İlk derece mahkemesince verilen kararın hatalı olduğunu, dava konusu taleplerin dava tarihi itibarıyla zamanaşımına uğradığını, dava konusu edilen tazminat alacakları için fail ve zararın öğrenilmesinden itibaren 2 yıl geçmesi durumunda bu alacakların zamanaşımına uğrayacağını, iş bu davaya konu kazanın 14.08.2010 tarihinde meydana geldiğini, iş bu davanın 07.01.2020 tarihinde açıldığını, dolayısıyla iş bu davadaki taleplerin zamanaşına uğradığını, davanın öncelikle zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilemsi gerekirken kabulüne karar verilmesin hatalı olduğunu, dava konusu taleplerinin ilk derece mahkemesi ve BAM kararlarının aksine zamanaşımına uğradığını, davacı tarafça davalılar aleyhine iş bu davaya konu kaza nedeniyle maddi ve manevi tazminat talepli olarak Kayseri 1. Asliye Hukuk Mahkemisinin 2017/216 Esas sayılı davayı açtıklarını, bu davada verilen ıslah dilekcesi ile fazlaay ilişkin hakları saklı tutulmadan taleplerinin ıslah edildiğini, iş bu davanın davacı lehine sonuçlandığını ve 25.12.2019 tarihinde kesinleştiğini, davacı tarafın eldeki bu davayı o davanın eki olarak açtığını belirttiğini, iş bu davadaki talepler farklı olduğu için ek dava olarak nitelendirmenin mümkün olmadığını, yeni bir dava için ise zamanaşımının gerçekleştiğini, bir an için ek dava olarak kabul edilse dahi asıl davada taleplerin ıslah edildiğini ve ıslah dilekçesinde fazlaya dair hak ve taleplerinin saklı tutulmadığını, bu nedenle davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, hükme esas alınan bilirkişi ek raporunun hüküm kurmaya elverişli olmadığını, iş bu ek rapora karşı itirazlarının dikkate alınmadığını, raporda TRH 2010 yaşam tablosuna göre hesaplama yapıldığını, hesaplamanın PMF 1931 tablosuna göreyapılması gerektiğini, bu konudaki usuli kazanılmış hakkın gözardı edildiğini, davacıya annesinin baktığı, bu durumun Yargıtay uygulamalarına göre indirim nedeni olarak kabul edildiğinin göz önüne alınması ve bu konuda bir indirim yapılması gerekirken bunun uygulanmamış olmasının hatalı olduğunu, davacıya kaman annesine devlet tarafından bağlanan düzenli bir aylık ödemenin söz konusu olduğunu, öncelikle bunun miktarının tespiti ve bundan sonrada bu miktarın tazminattan mahsubu gerekirken bu hususta inceleme ve araştırma yapılmadığını, davacı tarafça sunulan talep artırım dilekçesine yönelik 19.09.2022 tarihli itirazlarınında dikkate alınmamasının hatalı olduğunu, davacı tarafça iş bu dilekçenin her ne kadar talep artırım dilekçesi olarak nitelendirilmiş olsa da bunun bir ıslah dilekçesi olduğunu, davacı tarafça daha öcneden taleplerin ıslah edildiğini, aynı davada ikinci bir ıslahın mümkün olmadığını, bu nedenlerle tehir-i icra taleplerinin kabulü ile ilk derece mahkemesince verilen kararın kaldırılarak davanın müvekkili yönünden tümüyle reddine karar verilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
C-) Davalı… vekili, süresi içinde verdiği istinaf dilekçesinde özetle; İlk derece mahkemesince verilen kararın hatalı ve hukuka aykırı olduğunu, ilk derece mahkemesince, davacının sadece sakatlık tazminatı talepli ikame etmiş olduğu Kayseri 1.Asliye Hukuk Mahkemesinin 2017/2016 Esas sayılı dosyasındaki dava tarihini esas alarak sürkli bakıcı gideri yönünden faiz başlangıç tarihini belirleyerek hüküm kurulmasının usul ve yasaya aykırı olduğunu, kabul anlamına gelmemek kaydıyla davacının sürekli bakıcı gideri zararı Kayseri 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2017/216 Esas sayılı dosyasında alınan 21/12/2018 tarihli Adli Tıp Kurulu raporu ile tespit edildiğini, davacının sürekli bakıcı giderinin tazmini için ek dava niteliğinde iş bu davayı ikame ettiğini, ilk derece mahkemesi tarafnıdan ilk davada talep edilmeyen ve yargılama sırasında ortaya çıkan bir zarar kalemi için ilk dava tarihi olan 18.01.2011 tarihiden itibaren fazil işletilmesinin kabul edilemeyeceğini, sürekli sakatlık tazminatı yönünden ilk kararda değişiklik olmadığını, hükmün aynen bozma sonrası kararda tekrarlandığını, bu bakımdan hükmün “Tahsilde tekürrür olmamak kaydıyla” oluşturulması gerektiğini, bu nedenlerle ilk derece mahkemesince verilen kararın kaldırılarak davanın müvekkili şirket yönünden reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Delillerin Değerlendirilmesi ve Gerekçe: Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun esas yönünden incelenebilmesi için Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 352. maddesi gereğince ön inceleme koşullarının gerçekleşmiş olması gerekmektedir. Bu maddede sayılan koşullardan birinin mevcut olmaması halinde istinaf başvurusunun usulden reddedilmesi zorunludur. Bu şartlar kamu düzeninden olup, yargılamanın her aşamasında re’sen dikkate alınmaktadır. İstinaf talebine konu dosya kapsamı incelendiğinde; 6100 sayılı HMK’nın 352. maddesinde düzenlenen ön inceleme koşullarında herhangi bir eksiklik bulunmadığı, davacı vekili, davalı … . vekili ve davalı … vekilinin istinaf başvurularının ön inceleme bakımından kabul edilebilir olduğu ve inceleme aşamasına geçilmesi gerektiği tespit edilmiştir.
6100 sayılı HMK’nın 355. maddesinde, Bölge Adliye Mahkemesinin, incelemesini kamu düzenine ilişkin hususlar hariç olmak üzere istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplere bağlı olarak yapması gerektiği hususu düzenlenmiştir. (Aynı yönde Yargıtay 22. Hukuk Dairesinin 2018/9860 Esas ve 2018/14781 Karar sayılı ilamında da Bölge Adliye Mahkemelerinin istinaf sebepleri ile bağlı olduğu vurgulanmıştır.)
Trafik kazasından kaynaklanan cismani zarar nedeniyle maluliyet tazminatı ve bakıcı gideri istemlerine ilişkin davada, ilk derece mahkemesinin davanın kabulüne dair kararına karşı kamu düzenine ilişkin hususlar ve tarafların istinaf itirazlarıyla sınırlı olarak yapılan istinaf incelemesi sonucunda;
İlk derece mahkemesinin 26/01/2021 tarihli birinci kararında; davacının maluliyet tazminatı talebinin kabulüne, bakıcı gideri nedeniyle tazminat talebinin ise zamanaşımı nedeniyle reddine dair karar verilmiş, bu karara karşı sadece davacı tarafça istinaf kanun yoluna başvurularak bakıcı gideri nedeniyle tazminat talebinin zamanaşımı nedeniyle reddine dair karar verilmesinin hatalı olduğu istinaf itirazı olarak ileri sürülmüştür. Bunun üzere Dairemizin 09/03/2022 tarihli, 2021/1258 Esas, 2022/444 Karar sayılı kararında ilk derece mahkemesinin bakıcı gideri nedeniyle tazminat talebinin zamanaşımı nedeniyle reddine dair kararı hatalı olduğu açıklanarak ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına dair karar verilmiştir.
Dairemizin kaldırma kararı sonrası ilk derece mahkemesince devam edilen yargılama sonrası verilen 25/10/2022 tarihli ikinci kararda; davanın kabulü ile, davacı … için 338.070,69-TL sürekli iş göremezlik tazminatı ile 774.909,52-TL bakıcı tazminatı olmak üzere toplam 1.112.980,21-TL’nin davalılar … ile … ‘den kaza tarihi olan 14/08/2010 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile, davalı… yönünden ise bu bedelin poliçe sakatlık teminatı kapsamında 144.114,42-TL ile tedavi teminatı kapsamında 175.000,00-TL olmak üzere toplam 319.114,42-TL’sinden sorumlu olmak üzere ilk dava tarihi olan 18/01/2011 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya ödenmesine karar verilmiştir. Bu karara karşı davacı vekili, davalı … vekili ve davalı … . vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İlk derece mahkemesinin 26/01/2021 tarihli birinci kararında davacının maluliyet tazminatı talebinin kabulüne ve 338.070,69-TL sürekli iş göremezlik tazminatının davalılar … ve … ‘den kaza tarihi olan 14/08/2010 tarihinden itibaren, (Davalı … yönünden ise; ilk dava tarihi olan 18/01/2011 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte ve poliçe teminat bedeli de gözetilerek 144.114,42-TL ile sınırlı olmak üzere) davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacı … ‘a ödenmesine dair karar verilmiş, bu karara karşı sadece davacı tarafça istinaf kanun yoluna başvurularak bakıcı gideri nedeniyle tazminat talebinin zamanaşımı nedeniyle reddine dair karar verilmesinin hatalı olduğu istinaf itirazı olarak ileri sürüldüğünden ve ilk derece mahkemesinin 25/10/2022 tarihli ikinci kararında sürekli iş göremezlik tazminatı aynen hüküm altına alındığından davacının sürekli iş göremezlik tazminatının ilk kararla birlikte kesinleştiği ve taraflar lehine usulü kazanılmış hak oluştuğu değerlendirilerek ilk derece mahkemesinin 25/10/2022 tarihli ikinci kararına karşı taraflarca yapılan istinaf başvurusu nedeniyle sürekli iş göremezlik tazminatı yönüyle bir değişiklik yapılmasına yer olmadığı anlaşılmıştır. Dolayısıyla bu aşamadan sonra yapılacak istinaf inceleme ve değerlendirmelerinin bakıcı gideri talebiyle ilgili olduğu nazara alınmalıdır.
Aynı taraflar arasında daha önce görülen davaya ilişkin Kayseri 1. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2017/216 Esas, 2019/334 Karar sayılı dosyasının incelenmesinde; davacının … , davalıların … , … ve … . olduğu, davanın trafik kazasından kaynaklanan maluliyet tazminatı ve manevi tazminat davası olduğu, yapılan yargılama sonucu davalı … . hakkındaki manevi tazminat talebinin reddine, diğer davalılar hakkındaki manevi tazminat talebinin kısmen kabulüne karar verildiği, davacının hakettiği maluliyet tazminatının toplamda 260.322,00 TL olarak tespit edildiği ancak bozmadan sonra ıslah yapılmadığı için taleple bağlı kalınarak 30.885,58 TL maluliyet tazminatı üzerinden maddi tazminat davasının kabulüne karar verildiği, kararın 25/12/2019 tarihinde kesinleştiği anlaşılmıştır.
Dairemizin 09/03/2022 tarihli, 2021/1258 Esas, 2022/444 Karar sayılı kaldırma kararında ayrıntılı olarak açıklandığı üzere; somut olaya ilişkin Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin 2014/19341 Esas, 2017/2511 Karar sayılı bozma kararındaki kabul ve bozma gerekçesi ve İstanbul Adli Tıp Kurumu 3. İhtisas Dairesinden alınan … tarihli rapordaki açıklamalar bir bütün olarak nazara alındığında davacının kazadan sonra tam olarak iyileşemediği, tedavisinin devam ettiği, tedavi sürecinde yaralanma nedeniyle gelişen durum olduğu, maluliyetin (zararın) öğrenildiği tarihin İstanbul Adli Tıp Kurumu 3. İhtisas Dairesinden alınan… tarihli raporun tebliğ tarihi olan 24/01/2019 tarihi olduğu konusunda bir tereddüt bulunmamaktadır. Davacının yaralanmadan kaynaklanan zararın nihai sonucunu Adli Tıp Kurumu raporu ile öğrendiği, eldeki tazminat istemine ilişkin davanın da öğrenme tarihinden itibaren iki yıllık ve kaza tarihinden itibaren 10 yıllık süre içerisinde açıldığı gözetilerek, dava dilekçesindeki talep bakımından davalıların zamanaşımı itirazının reddi ile davanın esasının incelenmesi gerektiği ortaya çıkmıştır.
Davacı vekili 07/09/2022 tarihli ve talep artırım dilekçesi olarak nitelendirdiği dilekçesinde, davanın belirsiz alacak davası olduğunu ve bakıcı gideri talebini 774.909,52 TL’ye artırdığını belirtmiştir. İlk derece mahkemesince de bu rakam üzerinden davanın kabulü cihetine gidilmiştir.
Davacı taraf, 14/08/2010 tarihinde gerçekleşen kaza nedeniyle oluşan maluliyetinden doğan zararın tazmini için, 07/01/2020 tarihinde, belirsiz alacak ya da HMK’nın 107. maddesinden bahsetmeksizin, alınacak raporla tazminatın belirlenmesinden sonra artırım haklarını saklı tutarak eldeki davayı açmış olup, davanın HMK’nın 109. maddesinde düzenlenen “kısmi dava” olduğunun kabulü gerektiği açıktır. Bu nedenle davacı vekilinin 07/09/2022 tarihli ve talep artırım dilekçesi olarak nitelendirdiği dilekçesi usul kuralları uyarınca ikinci ıslah dilekçesi mahiyetinde olup bu dilekçeye hukuki değer atfedilmesi mümkün değildir. Dolayısıyla davacı vekilinin 07/09/2022 tarihli ve talep artırım dilekçesi olarak nitelendirdiği dilekçesi yok hükmünde sayılarak davacı vekilinin 06/01/2021 tarihli birinci ıslah dilekçesi doğrultusunda değerlendirme yapılması gerekmektedir. Bu ıslah dilekçesine karşı tüm davalılar tarafından zamanaşımı savunması yapılmış ancak ilk derece mahkemesince Dairemizin 09/03/2022 tarihli, 2021/1258 Esas, 2022/444 Karar sayılı kararında “dava dilekçesinde talep edilen bölüm için” zamanaşımının dolmadığı tespitine dayanarak ıslah edilen bölüm bakımından da zamanaşımı savunması yerinde görülmeyerek hukuken yok hükmünde olan davacı vekilinin 07/09/2022 tarihli dilekçesindeki talep miktarı üzerinden kabul kararı verilmiştir.
Bu aşamada belirtilmesi gereken önemli bir husus da şudur; Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin E:2018/3575, K:2020/320 sayılı kararındaki açıklamalar ışığında, somut olayımızda davacının kaza nedeniyle tedavisinin uzun sürmesi nedeniyle yaralanma nedeniyle gelişen durum oluştuğu kabul edilip uzamış ceza zamanaşımının zararın tam olarak ortaya çıktığı tarihten başlayacağı kabul edilse dahi 2918 sayılı Karayolları Trafik Yasasının 109. maddesinde her halde kaza gününden başlayarak 10 yıl içinde tazminat taleplerinin zamanaşımına uğrayacağı belirtildiği için ve 06/01/2021 tarihli birinci ıslah dilekçesindeki talebin 10 yıldan sonra yapıldığı konusunda bir tereddüt bulunmadığından bu yönüyle olağanüstü zamanaşımı süresinin dolduğu anlaşıldığından davacının sadece dava dilekçesinde talep edilen 402.940,09 TL bakıcı gideri talebinin kabul edilmesi gerektiği halde ilk derece mahkemesince hatalı değerlendirme ile bakıcı gideri talebinin tam kabulüne karar verilmesi yerinde bulunmamış dolayısıyla davalıların bu kapsamdaki istinaf itirazları yerinde görülmüştür.
Dava konusu yaralanmaya sebebiyet veren … plaka sayılı aracın dosya arasındaki trafik kayıt bilgilerinin incelenmesinde otomobil vasıflı olduğu ve kullanım amacının hususi olduğu görüldüğünden bu aracın sebebiyet verdiği zarar nedeniyle ticari işlerde uygulanan avans faizi uygulanması mümkün olmayıp ilk derece mahkemesince yasal faiz uygulanmasına karar verilmesi doğrudur. (Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin 2016/18755 Esas, 2019/8262 Karar sayılı kararı, Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin 2016/4281 Esas, 2019/541 Karar sayılı kararı da aynı yöndedir.) Dolayısıyla davacı vekilinin hükmedilen tazminatlara avans faizi uygulanması gerektiği yönündeki istinaf itirazı haklı bulunmayarak davacı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu md. 353/1-b-1 uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.
Davacı tarafça bakıcı gideri bakımından davalı … .’ye dava tarihinden önce yapılmış usulüne uygun başvuru bulunmadığından ve taraflar arasındaki önceki davada sadece iş göremezlik talep edilip bakıcı gideri talep edilmediğinden eldeki dosyada hüküm altına alınan bakıcı gideri tazminatı bakımından yasal faizin başlangıç tarihinin ilk dava tarihi olarak kabul edilmesi mümkün olmayıp sigorta şirketi için bakıcı gideri talebi bakımından arabuluculuk başvurusunun yapıldığı 07/08/2019 tarihinden itibaren yasal faize hükmedilmesi gerekmektedir. Dolayısıyla davalı sigorta şirketinin bakıcı gideriyle ilgili faizin başlangıç tarihi bakımından yaptığı istinaf itirazının yerinde olup kabul edilmesi gerektiği kanaatine varılmıştır.
Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin yerleşik uygulamalarına göre, aile içi bakım düşüncesi ile bakıcı giderlerinden hakkaniyet indirim yapılması makul kabul edilmediğinden, davalı tarafın davacının bakıcı giderlerinden hakkaniyet indirimi yapılması yönündeki istinafının yerinde olmadığı görülmüştür. (Yargıtay 17. HD’nin 10/06/2019 tarihli, 2016/4273 Esas, 2019/7158 Karar sayılı ilamı) Öte yandan, resmi kurumlarca davacıya rücuya tabi bir ödeme yapıldığına dair dosya kapsamı itibariyle bilgi ve belge olmadığından hesaplanan tazminattan mahsup yapılması gerektiği yönündeki davalı istinaf itirazı da yerinde bulunmayarak reddedilmiştir.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu md. 353/1-b-2 uyarınca yargılamada bir eksiklik bulunmamakla birlikte kanunun olaya uygulanmasında hata edilip de yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmadığı veya yargılamada bulunan eksikler duruşma yapılmadan tamamlanacak nitelikte ise Bölge Adliye Mahkemesince düzelterek yeniden esas hakkında karar verilmesi mümkündür. Bu yasal düzenleme ve imkan doğrultusunda, davalılar … . ile … .’nin istinaf başvurusu kısmen kabul edilip ayrıca HMK md. 355 uyarınca kamu düzenine aykırılık nedeniyle re’sen nazara alınması gereken hususlar da dikkate alınarak 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu md. 353/1-b-2 uyarınca Dairemizce gerekli düzeltme duruşma açılmaksızın yapılarak; “Davacının davasının KISMEN KABULÜ İLE; a-) Davacı … için 338.070,69-TL sürekli iş göremezlik tazminatının davalılar … ve Kaytaş … ‘den kaza tarihi olan 14/08/2010 tarihinden itibaren, (davalı … . yönünden ise ilk dava tarihi olan 18/01/2011 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte ve poliçe sakatlık teminat bedeli de gözetilerek 144.114,42-TL ile sınırlı olmak üzere) davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacı … ‘a ödenmesine, b-) Davacı … için 402.940,09-TL bakıcı gideri tazminatının davalılar … ve … ‘den kaza tarihi olan 14/08/2010 tarihinden itibaren, (davalı … yönünden ise arabuluculuk başvuru tarihi olan 07/08/2019 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte ve poliçe tedavi teminat bedeli de gözetilerek 175.000,00-TL ile sınırlı olmak üzere) davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacı … ‘a ödenmesine, davacının fazlaya ilişkin bakıcı gideri talebinin zamanaşımı nedeniyle reddine,” dair yeniden esas hakkında hüküm kurulması gerektiği anlaşılarak aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : (Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere)
A-) 1-) Davacının istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-) Davacıdan alınması gereken harç olan 269,85 TL harçtan peşin alınan 80,70 TL harcın mahsubu ile bakiye 189,15 TL harcın davacıdan alınarak Hazineye irat kaydedilmesine, davacı tarafından yatırılan istinaf kanun yoluna başvuru harcının da Hazineye irad kaydına,
3-) Davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
B-) Davalılar … . ile … ‘nin istinaf başvurularının KISMEN KABULÜNE, Kayseri 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 25.10.2022 tarihli, 2022/240 Esas, 2022/758 Karar sayılı kararının, kamu düzenine aykırılık nedeniyle re’sen nazara alınması gereken hususlar da dikkate alınarak 6100 sayılı HMK md. 353/1-b-2 uyarınca düzeltilmesi amacıyla kararın KALDIRILMASINA, hükmün düzeltilerek yeniden tesisine,
Davacının davasının KISMEN KABULÜ İLE;
1-) a-) Davacı … için 338.070,69-TL sürekli iş göremezlik tazminatının davalılar … ve … ‘den kaza tarihi olan 14/08/2010 tarihinden itibaren, (davalı … yönünden ise ilk dava tarihi olan 18/01/2011 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte ve poliçe sakatlık teminat limiti de gözetilerek 144.114,42-TL ile sınırlı olmak üzere) davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacı … ‘a ödenmesine,
b-) Davacı … için 402.940,09-TL bakıcı gideri tazminatının davalılar … ve … ‘den kaza tarihi olan 14/08/2010 tarihinden itibaren, (davalı … yönünden ise arabuluculuk başvuru tarihi olan 07/08/2019 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte ve poliçe tedavi teminat limiti de gözetilerek 175.000,00-TL ile sınırlı olmak üzere) davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacı … ‘a ödenmesine, davacının fazlaya ilişkin bakıcı gideri talebinin zamanaşımı nedeniyle reddine,
2-) Alınması gereken 50.618,44-TL karar ve ilam harcından dava açılırken yatırılan 2.265,38-TL peşin harç ile 1.536,14-TL ıslah harcının mahsubu ile bakiye 46.816,92-TL karar ve ilam harcının davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak Hazineye gelir kaydına, (Davalı … ‘nin sorumluluğunun 20.159,36-TL ile sınırlı tutulmasına)
3-) Davacı tarafça yatırılan 54,40-TL başvurma harcı, 2.265,38-TL peşin harç ile 1.536,14-TL ıslah harcı toplamı olan 3.855,92‬-TL’nin davalılardan alınarak davacıya verilmesine, (Davalı … ‘nin sorumluluğunun 1.660,35-TL ile sınırlı tutulmasına)
4-) Davacı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden davacı lehine A.A.Ü.T. 13/1. maddesi uyarınca 109.741,51-TL nispi vekalet ücreti takdirine, takdir edilen vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, (Davalı … ‘nin sorumluluğunun 47.254,69-TL ile sınırlı tutulmasına)
5-) Davalılar … ile … . kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden bu davalılar lehine A.A.Ü.T. 13/1 maddesi uyarınca 57.795,41 TL nispi vekalet ücreti takdirine, takdir edilen vekalet ücretinin davacıdan alınarak adı geçen davalılara verilmesine,
6-) Davacı tarafından yargılama boyunca yapılan; 320,00-TL tebligat gideri, 79,00-TL müzekkere ve posta gideri, 900,00-TL bilirkişi ücreti ile 162,10-TL istinaf kanun yoluna başvurma harcı olmak üzere toplam 1.461,1‬0-TL yargılama giderinin davanın kabul red oranına göre hesap edilen 972,65 TL sinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, bakiye kısmın davacı üzerinde bırakılmasına (Davalı … ‘nin sorumluluğunun 418,82-TL ile sınırlı tutulmasına)
7-) Davalı … tarafından yapılan 54,90 TL posta ve tebligat masrafının davanın kabul red oranına göre hesap edilen 18,35 TL sinin davacıdan alınarak bu davalıya verilmesine, bakiye kısmın davalı … üzerinde bırakılmasına,
😎 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/A-11-13. maddesi uyarınca ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği Tarife hükümleri uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin (yargılama gideri) davanın kabul red oranına göre hesap edilen 878,72 TL sinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak Hazineye gelir kaydına, bakiye kısmın davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına, (Davalı … ‘nin sorumluluğunun 378,37-TL ile sınırlı tutulmasına)
9-) Kararın kesinleşmesine müteakip kullanılmayan gider avansının yatıranlara re’sen iadesine,
C-) 1-) İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından AAÜT’nin 2/2 hükmü dikkate alınarak taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
2-) a-) Davalı … .nin istinaf başvurusunun kısmen kabulüne karar verildiği nazara alınarak; istinaf kanun yoluna başvuran davalı … tarafından peşin olarak yatırılan 5.449,70 TL nispi istinaf karar ve ilam harcının karar kesinleştiğinde ve talebi halinde bu davalıya iadesine, davalı … . tarafından yatırılan istinaf kanun yoluna başvurma harcının ise Hazineye irad kaydına,
b-) Davalı … .nin istinaf başvurusunun kısmen kabulüne karar verildiği nazara alınarak; istinaf kanun yoluna başvuran davalı … tarafından peşin olarak yatırılan 19.007,00 TL nispi istinaf karar ve ilam harcının karar kesinleştiğinde ve talebi halinde bu davalıya iadesine, davalı … tarafından yatırılan istinaf kanun yoluna başvurma harcının ise Hazineye irad kaydına,
3-) a-) Davalı … . tarafından yapılan 220,70 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcı masrafı, 292,25 TL posta masrafı olmak üzere toplam 512,95 TL istinaf yargılama giderinin davacıdan alınarak davalı … .ye verilmesine,
b-) Davalı … . tarafından yapılan 220,70 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcı masrafının davacıdan alınarak davalı … verilmesine,
4-) İstinaf yargılaması bakımından davalılar … ve … tarafından yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının, karar kesinleştiğinde, 6100 sayılı HMK’nun 333. maddesi, Yönetmeliğin 207/1. maddesi ve HMK Gider Avansı Tarifesi’nin 5. maddesi hükümlerine göre yatırına İADESİNE,
Dair; tarafların yokluğunda, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu md. 353/1-b-1,2 uyarınca dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı HMK md. 361/1 uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde Yargıtay 4. Hukuk Dairesi nezdinde temyiz kanun yolu açık olmak üzere oybirliği ile karar verildi.12/12/2023