Emsal Mahkeme Kararı Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2022/2773 E. 2023/1992 K. 20.11.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T. C.
K A Y S E R İ
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/2773
KARAR NO: 2023/1992
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: KAYSERİ 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 28/09/2022
NUMARASI: 2020/393 Esas, 2022/694 Karar
DAVANIN KONUSU: Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Maddi ve Manevi Tazminat
DAVA TARİHİ: 22.06.2020
İSTİNAF KARARININ
VERİLDİĞİ TARİH: 20.11.2023
YAZILDIĞI TARİH: 20.11.2023
Yukarıda ayrıntılı bilgileri yazılı Kayseri 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2020/393 Esas, 2022/694 Karar sayılı kararına karşı davalı … A.Ş. vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuş ve dosya istinaf incelemesi yapılmak üzere Dairemize tevzi edilmiş olmakla dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: Tarafların İddia ve Savunmalarının Özeti: Davacı vekili, dava dilekçesinde özetle; 29/03/2018 tarihinde davacının yolcu olarak içinde bulunduğu … plakalı araç ile … ile … plakalı araçlar arasında meydana gelen kazada davacının ağır şekilde yaralandığını, olayın meydana gelmesinde … plakalı aracın sürücüsü … ’un tam kusurunun etkili olduğunu, davacının kaza esnasında yolcu olması nedeni ile üzerine atılacak bir kusur bulunmadığını, olay nedeni ile davacının günlük işlerini yapamaz hale geldiğini ve … Devlet Hastanesi tarafından düzenlenen raporda da belirtildiği üzere davacının olay nedeni ile %30 engelli hale geldiğini, davacının olay tarihi öncesinde asgari ücretle çalışmakta olduğunu, davacının kaza nedeni ile maddi manevi zarar gördüğünü, olay nedeni ile Kayseri 9. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 2019/900 E sayılı dosyasında yargılamanın devam ettiğini belirterek fazlaya ilişkin haklarının saklı tutulması ile 500 TL geçici iş göremezlik, 500 TL kalıcı iş göremezlik olmak üzere toplam 1000 TL maddi tazminatın faizi ile birlikte davalılardan tahsili ile, 40.000 TL manevi tazminat bedelinin davalı Kemal’den faizi ile birlikte tahsil edilmesine karar verilmesinin talep edildiği görülmüştür.Davalı … A.Ş. vekili, cevap dilekçesinde özetle; Zamanaşımı defileri olduğunu, davacı tarafça tam olarak sigortaya başvuru yapılmadığını, davalının sigortalının kusuru oranında ve poliçe limiti ile sınırlı sorumlu olduğunu, kusur oranının tespiti için Adli Tıptan rapor alınması gerektiğini, davacının kaza anında emniyet kemerinin takılı olup olmadığının tespiti gerektiğini, davacının maluliyet iddiası nedeni ile Adli Tıp Kurumu’ndan rapor alınması gerektiğini, davalının geçici iş göremezlik ile tedavi giderleri talebinden poliçe kapsamında sorumlu olmadığını, davacının olay nedeni ile herhangi bir kazanımı varsa bunun tazminat bedelinden indirilmesi gerektiğini, tazminat raporunun aktüer bilirkişiden TRH tablosu dikkate alınarak alınması gerektiğini, ceza dosyasının bulunması halinde bekletici mesele yapılması gerektiğini, davalının faiz talebinden sorumlu olmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesinin talep edildiği görülmüştür.İlk Derece Mahkemesi Kararının Özeti: İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonunda; Maddi tazminat davasının kabulü ile, 4.809,36 TL geçici iş göremezlik tazminatı ve 427.136,80 TL kalıcı iş göremezlik tazminatı olmak üzere toplam 431.946,16 TL tazminat bedelinin (Davalı sigorta şirketinin bu bedelin poliçe limiti olan 360.000,00 TL’si ile sınırlı sorumluluğu olmak üzere) davalı …’tan olay tarihi olan 29/03/2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte, davalı Sigorta Şirketinden temerrüt tarihi olan 16/05/2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte müştereken ve müteselsiline tahsili ile davacıya verilmesine, manevi tazminat davasının kabulü ile, 40.000 TL manevi tazminat bedelinin davalı … ’tan olay tarihi olan 29/03/2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsili ile davacıya verilmesine, dair karar verildiği anlaşılmıştır.Taraflarca İleri Sürülen İstinaf Sebepleri: Davalı … A.Ş. vekili, süresi içinde verdiği istinaf dilekçesinde özetle; 2022 yılı itibariyle asgari ücretlerdeki artış göz önüne bulundurulduğunda müvekkili şirket aleyhine haksız bakiye tazminat çıktığını, ilk derece mahkemesince bu hususun göz önünde bulundurulması gerektiğini, bilirkişi raporuna itirazlarında belirttikleri üzere yaşam süresinde TRH Yaşam Tablosu ile birlikte %10 artırım ve %10 iskonto oranı esas alınmasının hatalı olduğunu, TRH – %1,8 teknik faizle hesaplama yapılması gerektiğini, kaza esnasında davacıların emniyet kemerinin takılı olup olmadığı konusunun araştırılması gerektiğini, davacının içinde bulunduğu araçta herhangi bir ivaz karşılığı bulunup bulunmadığının tespitinin müvekkili şirketinin sorumluluğu açısından büyük önem taşıdığını, bir başka deyişle somut olayda hatır taşımasının mevcut olduğunun tespiti halinde aleyhe hükmedilme ihtimali olan tazminat miktarında yerleşik içtihatlar gereği indirim yapılması gerekeceğini, Erciyes Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığı tarafından tanzim edilmiş raporun kabulünün mümkün olmadığını, davanın kabulü anlamına gelmemek kaydıyla hükme elverişli maluliyet oranının tespiti için emsal Yargıtay kararları uyarınca Adli Tıp Kurumu’ndan rapor alınması gerektiğini, maluliyet oranının Adli Tıp Kurumu 3. İhtisas Kurulu marifetiyle tespit ettirilmesi gerektiğini, müvekkili şirketin geçici iş göremezlik zararlarından sorumluluğunun olmadığını, bu nedenlerle ilk derece mahkemesince verilen kararın kaldırılarak davanın müvekkili şirket yönünden reddine karar verilmesini talep etmiştir.Delillerin Değerlendirilmesi ve Gerekçe: Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun değerlendirilerek incelemeye alınabilmesi için Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 352. maddesinde sayılan ön inceleme koşullarının gerçekleşmiş olması zorunludur. Bu maddede sayılan koşullardan birinin mevcut olmaması halinde istinaf başvurusunun usulden reddedilmesi gerekir. Bu şartlar kamu düzeninden olup yargılamanın her aşamasında re’sen dikkate alınmaktadır. İstinaf talebine konu eldeki dosya kapsamı incelendiğinde, Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 352. maddesinde sayılan ön inceleme koşullarında herhangi bir eksiklik bulunmadığı, davalı … A.Ş. vekilince yapılan istinaf başvurusunun ön inceleme bakımından kabul edilebilir olduğu tespit edilmiştir.Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-a maddesinde 6 bent halinde belirtilen koşulların varlığı durumunda ise davanın esası incelenmeden ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ve davanın yeniden görülmesi için dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine karar verileceği aynı maddede düzenlenmiştir. Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-a maddesi 6. bendinde, tarafların davanın esasıyla ilgili olarak gösterdikleri delillerin hiçbiri toplanmadan veya gösterilen deliller hiç değerlendirilmeden ilk derece mahkemesince karar verilmiş olması istinaf aşamasında duruşma yapılmadan istinaf başvurusunun kabulüne dair karar verilecek usul hatası olarak kabul edilmiştir.6100 sayılı HMK’nın 355. maddesinde, Bölge Adliye Mahkemesinin, incelemesini kamu düzenine ilişkin hususlar hariç olmak üzere istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplere bağlı olarak yapması gerektiği hususu düzenlenmiştir. (Aynı yönde Yargıtay 22. Hukuk Dairesinin 2018/9860 Esas ve 2018/14781 Karar sayılı ilamında da Bölge Adliye Mahkemelerinin istinaf sebepleri ile bağlı olduğu vurgulanmıştır.)
Yukarıda yapılan genel açıklamalar ışığında, istinaf başvurusuna konu ilk derece mahkemesinin dosyası davalı … A.Ş. vekilinin istinaf sebepleri ile kamu düzenine ilişkin hususlara bağlı kalınarak incelendiğinde; dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davalı vekilinin aşağıdaki bentler kapsamı dışında kalan sair istinaf itirazları yerinde görülmemiştir.İstinaf incelemesine konu dava, trafik kazasından kaynaklanan cismani zarar nedeniyle maddi ve manevi tazminat taleplerine ilişkindir.Zararın meydana gelmesinde veya artmasında mağdurun da kusurunun bulunması halinde sözkonusu olan müterafik kusur 6098 sayılı TBK’nın 52.maddesinde düzenlenmiştir. Mağdurun kusurunun zararın meydana gelmesinde başlıca etken olması halinde zarar verenin sorumluluğunun kalkması sözkonusu olabileceği gibi belirlenen kusura göre zarar ve ziyandan indirim yapılmasını da gerektirebilir.Müterafik kusur indiriminde her somut olayın özelliğine göre olayın meydana geliş tarzı ve zararın artmasında zarar görenin kusurlu davranışının sonuca etkisi değerlendirilerek uygun oranda bir indirim yapılması gerekir ve zarar görenin müterafik kusurunun tespiti halinde TBK.nun 52.maddesi uyarınca tazminattan uygun bir indirim yapılması, gerek öğretide gerekse Yargıtay İçtihatlarında benimsenmiş ve yerleşmiş bulunmaktadır. Müterafik kusura ilişkin savunma bir def’i olmadığından bu yönde bir savunma olmasa da bu hususun resen dikkate alınması gerekir.2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 78. maddesinde “Belirli sürücülerin ve yolcuların, araçların sürülmesi sırasında koruyucu tertibat kullanmaları zorunludur. Kullanma ve yolların özelliği gözetilerek hangi tip araçlarda sürücülerinin ve yolcularının şehiriçi ve şehirlerarası yollarda hangi şartlarda hangi koruyucu tertibat kullanacakları ve koruyucuların nitelikleri ve nicelikleri ile emniyet kemerlerinin hangi araçlarda hangi tarihten itibaren kullanılacağı yönetmelikte belirtilir” düzenlemesi yapılmıştır.Somut olayda; davalı … A.Ş. vekili davacının emniyet kemerinin takılı olmadığını, davacının çarpmanın etkisiyle yaralanmasının meydana geldiğini belirterek müterafik kusur indirimi yapılmasına yönelik itirazda bulunmuş, ilk derece mahkemesince davacının müterafik kusurunun ispatlanamadığı gerekçesiyle bu savunma yerinde görülmemiştir. Ancak kaza tespit tutanağında yolcu konumundaki davacının emniyet kemerinin takılı olmadığı tespit edilmiş ve ilgili bölümde bu yönde işaretleme yapılmıştır. Maluliyet raporuna göre davacıda tespit edilen vertebra kırığı ile vertebra stabilizasyonu nedeniyle maluliyet oranının %23 olduğu tespit edilmiştir.Açıklanan nedenlerle İlk Derece Mahkemesince; davacının omurga bölgesinden yaralanması ve kazanın oluş şekli ile kaza tespit tutanağında yolcu konumundaki davacının emniyet kemerinin takılı olmadığının tespit edildiği gözetilmek suretiyle emniyet kemerinin takılı olup olmadığı değerlendirilerek, takılı olmadığının saptanması halinde oluşan maluliyet arasında illiyet bağı olup olmadığı konusunda Erciyes Üniversitesi Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığından ek rapor da alınarak, emniyet kemeri takılı olmaksızın yolculuk edildiğinin anlaşılması ve bu durumun maluliyetle illiyeti bulunduğunun saptanması halinde hesaplanan tazminattan Yargıtay 4. Hukuk Dairesinin yerleşik uygulamasına göre %20 oranında müterafik kusur indirimi yapılması gerekirken, bu hususlar yeterince araştırılıp değerlendirilmeden hüküm tesisi doğru olmamış, eksik incelemeye dayalı kararın kaldırılması gerekmiştir. (Benzer bir uyuşmazlıkta Yargıtay 4. Hukuk Dairesi’nin E:2021/13829, K:2022/10768 sayılı kararında da aynı yönde kabul ve açıklamalara yer verilmiştir.)
Yukarıda ayrıntılı olarak belirtildiği üzere davanın çözümünü sağlayacak ve esasına etki edecek nitelikteki deliller usulünce ve tam manasıyla toplanmadan dolayısıyla değerlendirilmeden ilk derece mahkemesince hüküm kurulmuş olduğundan, davalı … A.Ş. vekilinin istinaf talebi kabul edilerek, ilk derece mahkemesi kararının, duruşma yapılmaksızın, kaldırılması ve davanın (istinaf kanun yoluna başvuran/başvurmayan lehine/aleyhine oluşan usuli kazanılmış haklara riayet edilerek) yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye iadesi gerektiği sonuç ve kanaatine varılmıştır. Bu nedenle; ilk derece mahkemesi kararının kaldırılıp davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye gönderilmesine dair 6100 sayılı HMK md. 353/1-a-6 gereğince duruşma açılmaksızın aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : (Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere)
1-) Davalı … A.Ş.’nin istinaf başvurusunun yukarıda belirtilen sebeplerle KABULÜNE, 6100 sayılı HMK md. 353/1-a-6 uyarınca Kayseri 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 28.09.2022 tarihli, 2020/393 Esas, 2022/694 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,
2-) Davanın yukarıda gerekçe bölümünde belirtilen hususlar değerlendirilerek yeniden görülmesi için dosyanın mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
3-) Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 2/2. maddesi gereğince ve Dairemizce dosya hakkında duruşma yapılmaksızın karar verilmesi gözetilerek; davalı lehine vekalet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,
4-) Davalı tarafından peşin yatırılan istinaf karar ve ilam harcının talep halinde davalıya İADESİNE, istinaf kanun yoluna başvuru harcının ise HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
5-) Davalı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yeniden yapılacak yargılama sonucu verilecek nihai kararda dikkate alınmasına,
6-) İstinaf yargılaması bakımından davalı tarafından yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının HMK’nun 333. maddesi, Yönetmeliğin 207/1. maddesi ve HMK Gider Avansı Tarifesi’nin 5. maddesi hükümlerine göre yatırana İADESİNE,
7-) Kararın kesin olması nedeniyle taraflara tebliği, harç ve gider avansı iadesi işlemlerinin HMK m. 302/5 ve 359/3 uyarınca ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dair; tarafların yokluğunda, 6100 sayılı HMK md. 353/1-a-6 gereğince dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı HMK md. 353/1-a, 362/1-g uyarınca kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi.20/11/2023