Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.
T.C.
KAYSERİ
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/2698
KARAR NO: 2023/1932
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: KAYSERİ 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 18/10/2022
NUMARASI: 2020/850 Esas, 2022/739 Karar
DAVA TÜRÜ: Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat
DAVA TARİHİ: 10/12/2020
İSTİNAF KARARININ
VERİLDİĞİ TARİH: 09/11/2023
YAZILDIĞI TARİH: 09/11/2023
Kayseri 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2020/850 Esas, 2022/739 Karar sayılı kararı davalı … A.Ş. vekili tarafından istinaf incelemesi için dairemize gönderilmekle dosyadaki tüm bilgi ve belgeler incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLÜP GÖRÜŞÜLDÜ:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesi ile özetle; … tarihinde …Bulvarında meydana gelen yaralamalı trafik kazasında, malikinin… olduğu, sürücü … sevk ve idaresindeki … plakalı aracın yaya olan müvekkiline çarptığını, müvekkilinin sol bacağında yaralandığını, kırık sonucu bacağına platin takıldığını, kaza tutanağında, kazanın sürücünün kendisine hitap eden kırmızı fasılalı lambaya riayet etmeyerek seyrine devam ettiği sırada, yeşil yaya ışığında geçiş yapan ve geçişini tamamlamak üzere olan müvekkiline çarpması sonucu meydana geldiğini, müvekkilinin kusurunun bulunmadığını, davalının kullandığı aracın ZMMS …poliçe no ile … AŞ nezdinde sigortalı olduğunu, 04.11.2018 tarihinde Kayseri Ticaret Mah. 2016/711 Esas sayılı dosyası ile sürücü ve araç maliki aleyhine müvekkilinin geçici ve kalıcı iş göremezlik zararı nedeni ile Kayseri 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’ne maddi ve manevi tazminat davası açıldığını, 28.02.2020 tarihli raporda geçici ve sürekli iş göremezlik nedeniyle tazminat miktarının 37.941,90 TL olarak tespit edildiğini ancak dava ve ıslaha göre davalılar … ve … aleyhine 26,637,62TL maddi tazminatın olay tarihi olan … tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsiline, mahkeme ilamının icra takibine konu edildiğini, ancak herhangi bir ödeme yapılamadığını, alacağın tahsil imkanının da bulunmadığını, sigorta şirketi ile 14.10.2020 tarihinde telekonferans yoluyla gerçekleşen arabuluculukta da anlaşma sağlanamadığını, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere, 1000TL’lik alacağın 100,00TL’si geçici iş göremezlik zararı, 900,00TL kalıcı iş göremezlik zararı olmak üzere toplam 1.000,00 TL maddi tazminatın davaladın alınarak müvekkiline verilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin trafik kazası bakımından olası sorumluluğunun 01.08.2015 tarihinde yapılan değişiklik ile yeniden düzenlenen ZMMS Genel Şartları uyarınca belirlenmesini, kusur oranlarının teşpiti için hem ATK hem de TCK Genel Müdürlüğü Fen Heyeti’nden uzman bilirkişi heyetinden rapor alınmasının zorunluluk arz ettiğini, davacı tarafından dosyaya sunulan maluliyet oranı raporlarının müvekkili aleyhine verilecek olası bir hükme esas teşkil etmesinin hukuken mümkün olmadığını, ATK’dan tespiti gerektiğini, geçici iş göremezlik ve bakıcı gideri bakımından müvekkili şirketin sorumluluğunun bulunmadığını, haksız eylem sonucu yaralanma ve maluliyet sebebiyle açılacak maddi tazminat davalarında, tazminatın denkleştirilmesi kuralı gereğince, olay sebebiyle elde edilen kazanımların tazminat tutarından indirilmesi ile haksız eylem sonucu gerçekleşen gerçek zararın belirlenmesi ve ona göre tazminata hükmedilmesi gerektiğini, tazminat hesabının Hazine Müsteşarlığı tarafından kabul edilen bir aktüer uzmanı seçimi ile hesapların yaptırılmasını, kabul anlamına gelmemek üzere, müvekkilinin faizden sorumluluğunun sınırlı olduğunu, dava konusu kaza nedeniyle müvekkili şirketten kaza tarihinden itibaren avans faizi istenilmesinin hukuka aykırı olduğunu, zaman aşımı def’i ve başvuru şartının gerçekleşmemiş olması nedeniyle davanın reddini, aleyhe hüküm kurulacak olması halinde, SGK tarafından yapılan-yapılacak ödemelerin müvekkili sorumluluğundan tenzilini, davanın ikame edilmesine sebep olunmadığından faiz, harç, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesini talep etmektedir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ
İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda;
1-) Davanın kısmen kabul kısmen reddine,
2-Davacının 100,00-TL geçici iş göremezlik tazminat talebinin reddine,
3-Davacının sürekli iş göremezlik maddi tazminat talebinin kabulü ile; 115.569,83-TL üzerinden… kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine dair karar verildiği görülmüştür.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı … A.Ş. vekili tarafından süresi içinde verilen istinaf dilekçesinde özetle; hükme esas alınan bilirkişi hesap raporunda %10 artırım ve %10 iskonto yönteminin kullanılmasının hatalı olduğunu, şirket aleyhine haksız ve fahiş sonuç doğurduğunu, TRH Yaşam Tablosunun kullanılması hususuna itirazları bulunmadığını, ancak TRH yaşam tablosu ile birlikte PMF yöntemi ile birlikte kullanılan %10 artırım ve %10 iskonto yönteminin kullanılmasının hatalı olduğunu, kaldı ki ödeme tenzili yapılması hususunda müvekkili şirketin ödediği tutarın yeni hesap yöntemine göre revize edilmemesinin hesaplamada büyük hata oluşturacağını, zira bu karma yöntemin ülkenin ekonomik durumuyla örtüşmediğini, davacı lehine haksız kazanç kapısı sağladığını, ilk derece mahkemesinin mahkemenin silahların eşitliği ilkesini gözeterek hesap yöntemi değişmesi sebebiyle müvekkili şirket aleyhine haksız bakiye çıkılmasını gözetmesi gerektiğini, yine kanunun geriye yürümezliği ilkesi doğrultusunda TRH %1.8 faiz üzerinden ek rapor aldırılması gerektiğini, her halükarda haksız eylem sonucu yaralanma ve maluliyet sebebiyle açılacak maddi tazminat davalarında, tazminatın denkleştirilmesi kuralı gereğince, olay sebebiyle elde edilen kazanımların tazminat tutarından indirilmesi ile haksız eylem sonucu gerçekleşen gerçek zararın belirlenmesi ve ona göre tazminata hükmedilmesi gerektiğini, bu kapsamda tazminat hesabının da uzmanlık gerektirdiğinden, Hazine Müşteşarlığı tarafından kabul edilen bir aktüer uzmanı seçilerek anılan hesaplamaların yaptırılması gerektiğini, bu konuda uzman olmayan hukukçulara bu görev tevzi edilmemesi gerektiğini, her halükarda hükme esas bilirkişi raporunda yapılan hesaplamanın usul ve yasaya aykırı olduğunu, bilirkişi tarafından hazırlanan raporda mağdurun kaza tarihinde 17 yaşında olmasına rağmen çalışma yaşı dikkate alınmadığını, hesaplamanın kaza tarihinden itibaren başlatıldığını, ancak davacının kaza tarihinde 17 yaşında olduğundan hesaplamanın kişinin 18 yaş sonu yani çalışma yaşı başlangıcı itibariyle başlatılması gerektiğini, ayrıca hükme esas kusur bilirkişisi raporunun eksik inceleme ve araştırma sonucunun hazırlandığını, eksik ve hatalı değerlendirmeler içerdiğini, müvekkili şirketin zorunlu mali mesuliyet sigortasından doğan sorumluluğunun sigortalının kusuru oranında olduğunu, bu sebeple en doğru ve geçerli tespitin yapılabilmesi için hem Adli Tıp Trafik İhtisas Dairesinden hem de Karayolları Genel Müdürlüğü Fen Heyetinden seçilecek kusur konusunda uzman bilirkişi heyetinden rapor alınmasının zorunlu olduğunu, bu sebeple yetersiz inceleme ürünü olan itiraza konu raporu kabul etmediklerini, Erciyes Üniversitesi Öğretim Üyesi tarafından tanzim edilen işbu raporun hükme esas alınabilecek nitelikte olmadığını, tazminat sorumluluğunda kusur unsurunun ne kadar önem arz ettiği de dikkate alınır ise bir Üniversitesi Öğretim üyesi tarafından dayanaktan yoksun bir şekilde tanzim edilmiş rapora riayet edilmesinin hukuka aykırı olduğunu, Erciyes Üniversitesi Tıp Fakültesi Dahili Tıp Bilimleri Bölümü Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığı tarafından tanzim edilmiş maluliyet raporu esas alınarak hesaplama yapılmasının usul ve yasaya aykırı olduğunu, davanın kabulü anlamına gelmemek kaydıyla hükme elverişli maluliyet oranının tespiti için emsal Yargıtay kararları uyarınca Adli Tıp Kurumundan Rapor alınması gerektiğini, maluliyet oranının Adli Tıp Kurumu 3. İhtisas Kurulu marifetiyle tespit ettirilmesi gerektiğini, davacının maluliyetinin bulunmadığını, medikal firma raporu ile ilk derece mahkemesi tarafından alınan maluliyet raporunun çelişmesi halinde çelişkilerin giderilmesi gerektiğini, davayı kabul anlamına gelmemekle beraber davacı tarafın ıslah dilekçesinde ıslah edilen miktar için ıslah tarihinden itibaren faiz işletilmesi gerektiğini, davacının kaza tarihinden itibaren faiz talebinin haksız ve kabul edilemez nitelikte olduğunu, temerrüt tarihinin dava tarihi olduğunu, bu nedenlerle ilk derece mahkemesince verilen kararın kaldırılarak davanın müvekkili şirket yönünden reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE: Dava, trafik kazasından kaynaklı, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 54. maddesi gereği cismani zarardan oluşan maddi tazminat istemine ilişkindir.Kayseri 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 18/10/2022 tarih, 2020/850 Esas 2022/739 Karar sayılı kararı ile, trafik kazasından kaynaklı, geçici ve sürekli iş göremezlikten oluşan maddi tazminat davasının kısmen kabul kısmen reddine karar verilmiştir.İlk derece mahkemesi kararına karşı süresi içerisinde davalı sigorta vekilince istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.İstinaf incelemesi HMK 355. maddesi gereğince ileri sürülen istinaf sebepleri ve kamu düzeni ile sınırlı olarak yapılmıştır.Duruşma açılmasını gerektiren sebepler bulunmadığından HMK’nın 353 ve 355 maddeleri gereğince inceleme ve müzakereler dosya üzerinden yürütülmüştür.Davacı vekili, müvekkili davacı …’un… tarihinde meydana gelen kazada yaralandığını, dava dışı aracın sürücüsü … ile işleteni dava dışı … aleyhine daha önce dava açtıklarını, o davada alınan rapora göre davacıların malul kaldıklarının belirlendiğini, araç sürücüsünün asli kusurlu olduğunu, dava dışı …’ın kendisine çarpan aracın maliki, davalı … A.Ş.’nin kendisine çarpan aracın ZMMS sigorta şirketi, dava dışı …’ın ise kendisine çarpan aracın sürücüsü olup zarardan müteselsilen sorumlu olduğunu belirterek, davacı için 100-TL geçici işgöremezlik, 900- TL sürekli işgöremezlik tazimatının …kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davacı vekili, …’a ilişkin sürekli işgöremezlik tazminat talebini 19/09/2022 tarihli ıslah dilekçesiyle 115.569,83 TL. olarak ıslah etmiştir.Davalı sigorta genel olarak beyanlarında; davanın reddine karar verilmesini istemiştir.Mahkemece, toplanan delillere ve benimsenen bilirkişi raporuna göre, davanın kısmen kabulü ile, davacının geçici işgöremezlik tazminatının reddine, 115.569,83 TL sürekli işgöremezlik tazminatının … kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı sigortadan alınarak davacı…’a verilmesine, fazlaca talebin reddine karar verilmiş; hüküm, davalı …A.Ş. tarafından istinaf edilmiştir.Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre davalı sigorta vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair istinaf itirazlarının reddi gerekmiştir.
Dosya kapsamına göre aynı trafik kazası ile ilgili olarak, Kayseri 2. Asliye Ticaret Mahkemesinde … tarihinde davacı… tarafından, kendisine çarpan aracın sürücüsü …ile aracın işleteni …’a aleyhine maluliyet tazminatı davası açıldığı, Kayseri 2 .Asliye Ticaret Mahkemesinin 16/09/2020 tarih, 2016/711 Esas, 2020/424 Karar sayılı kararı ile davacı … için 25.637,62 TL geçici ve sürekli iş göremezlikten oluşan maddi tazminata hükmedildiği ve kararın istinaf edilmeksizin 29/06/2021 tarihinde kesinleştiği, UYAP üzerinden ve dosya arasındaki Kayseri Asliye Ticaret Mahkemesinin 2016/711 Esas, 2020/424 Karar sayılı dosyasının incelenmesinden anlaşılmaktadır. Anılan davada verilen hüküm, iş bu eldeki dava yönünden kesin hüküm oluşturmaz ise de güçlü delil teşkil etmektedir.İlk derece mahkemesince, iş bu davada, davacıya çarpan aracın ZMMS’i olan davalı sigortaya karşı açılan maddi tazminat davasının kısmen kabulüne 115.569,83 TL sürekli işgöremezlik tazminatının davalı sigortadan alınarak davacı …’a verilmesine, geçici işgöremezlik tazminatı talebinin reddine hükmedilmiş ise de, iş bu dava yönünden güçlü delil teşkil eden ve dava dışı … ile …’ın müşterek ve müteselsil sorumlu olarak aleyhlerine açılıp sonuçlanan Kayseri 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 16/09/2020 tarih, 2016/711 Esas, 2020/424 Karar sayılı kararı ile hüküm altına alınan kararda hesap edilen ancak ıslah yolu kapalı olması nedeniyle davacı tarafça tamamıyla talep edilemeyen 37.941,90 TL sürekli işgöremezlik tazminatını aşacak şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir. Böyle bir durumda; ilk derece mahkemesince, Kayseri 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 16/09/2020 tarih, 2016/711 Esas, 2020/424 Karar sayılı kararında hükmedilen, davacı … için 25.637,62 TL işgöremezlik tazminatının bilirkişi tarafından hesap edilen ve davacı açısından kesinleşen 37.941,90 TL işgöremezlik tazminatının mahsubu göz önüne alınarak, bu zarar miktarı ile bağlı olunduğunun ve eldeki davada gelişen durum olmadıkça yeniden rapor alınarak zarar hesabı yapılamayacağı hususları birlikte göz önüne alınarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, önceki dava gözetilmeden verilen karar hatalı bulunmuş ve kararın bu nedenle kaldırılması gerekmiştir. (Benzer hukuki uyuşmazlıklarda Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin E:2014/23362, K:2017/6541 sayılı ve yine 17. Hukuk Dairesi’nin E:2014/14453, K:2015/4815 sayılı ve 17. Hukuk Dairesi’nin E:2018/3182, K:2020/5345 sayılı kararlarında da aynı yönde kabul ve açıklamalara yer verilmiştir.)Hukuk Muhakemeleri Kanunu md. 353/1-b/2 uyarınca yargılamada bir eksiklik bulunmamakla birlikte kanunun olaya uygulanmasında hata edilip de yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmadığı veya yargılamada bulunan eksikler duruşma yapılmadan tamamlanacak nitelikte ise Bölge Adliye Mahkemesince düzelterek yeniden esas hakkında karar verilmesi mümkündür. Bu yasal düzenleme ve imkan doğrultusunda, davalı … A.Ş.’nin istinaf başvurusu kısmen kabul edilip 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu md. 353/1-b/2 uyarınca Dairemizce gerekli düzeltme duruşma açılmaksızın yapılarak, davacı tarafın kararı istinaf etmemiş olması hususu dikkate alınarak davalı … A.Ş. bakımından … için 37.941,90 TL sürekli işgöremezlik tazminatı üzerinden “tahsilde tekerrür olmamak üzere” ifadesine de yer verilmesi şeklinde yeniden esas hakkında hüküm kurulması gerektiği yapılan inceleme sonunda görülmüştür.
Trafik kazasına dayalı alacak, trafik kazasının meydana gelmiş olduğu tarih itibariyle muaccel olur. Ancak trafik kazasında düzenlediği poliçe nedeniyle sorumluluğu olan sigorta açısından sorumluluk haksız fiil sorumluluğu olmadığından, poliçeye dayalı alacak yönünden sigortaya başvuru tarihinden itibaren 8 işgünü geçtikten sonra alacak muaccel hale gelecek, başvuru yapılmaması ya da başvuru yapılmasına rağmen birtakım belgelerin sigortaya temin edilerek verilmemiş olması sonucunda dava açılması halinde ise sigorta açısından dava tarihi itibariyle alacak muaccel hale gelecek ve faiz bu muaccel tarihinden itibaren işlemeye başlayacaktır. Yargıtay yerleşik uygulamalarına göre, her ne kadar davacıya ait kaza tarihinde yürürlükte olan yönetmeliğe göre uygun kurumdan alınacak olan maluliyet raporunun temin edilememesi dava öncesinde davacıdan kaynaklı bir eksiklik olmasa da sigorta genel şartlarında davalı sigortanın ödemede temerrüte düşürülmesi için maluliyet raporunun davalı sigortaya sunulmasının şart olduğu sunulmadığı takdirde, davalı sigortanın başvuru neticesinde temerrüte uğramayacağı, ancak dava öncesinde arabulucuya başvurulduğu takdirde, tarafların anlaşamaması halinde, arabulucuya başvurulması ile davalı sigortanın davaya konu edilen destekten yoksun kalma zararı bakımından, arabulucuya başvuru tarihi itibariyle temerrüte düştüğünün kabulü gerektiğinden, davalı sigortanın temerrüt tarihinin arabuluculuk başvuru tarihi olan 17/09/2020 tarihi olarak düzeltilmesi gerektiği, davalı sigorta vekilinin bu yöndeki istinafının kısmen yerinde olduğu görülmüştür.
Yukarıda izah edilen sebeplerle ilk derece mahkemesi kararında davanın esasıyla ilgili hükme etki edecek tüm delillerin toplandığı, ihtilafın doğru olarak tanımlandığı, ancak kanunun olaya uygulanmasında ve gerekçede hata edildiği anlaşılmakla, davalı sigorta vekilinin istinafının kısmen kabulü ile 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b/2. maddesi gereğince davacı …’un sürekli işgöremezlik tazminatına ilişkin hükmün kaldırılarak, yeniden hüküm kurulmasına karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : (Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere) ;
A-) Davalı … A.Ş.’nin istinaf başvurusunun KISMEN KABULÜ İLE,
B-) Kayseri 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2020/850 Esas, 2022/739 Karar sayılı kararının yeniden hüküm kurulmak üzere KALDIRILMASINA, hükmün HMK’nın 353/1-b/2 maddesi gereğince YENİDEN TESİSİNE,
1-Davanın KISMEN KABUL KISMEN REDDİNE,
2-Davacının 100,00-TL geçici iş göremezlik tazminat talebinin reddine,
3-Davacının sürekli iş göremezlik maddi tazminat talebinin kısmen kabulü ile; 37.941,90-TL sürekli işgöremezlik tazminatının 17/09/2020 temerrüt tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, (tahsilde tekerrür olmamak üzere)
4-Alınması gereken 2.591,81-TL karar ve ilam harcından, davacı tarafından yatırılan 54,40-TL peşin harç ve 392,00-TL ıslah harcının mahsubu ile eksik kalan 2.145,41TL harcın davalıdan alınarak Hazineye irat kaydına,
5-Davacı tarafından yatırılan 54,40 TL başvuru harcı, 54,40 TL peşin harç ile 392,00-TL ıslah harcı olmak üzere toplam 500,80 TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davacı tarafından yargılama boyunca yapılan; 226,00-TL posta ve tebligat gideri, 1.750,00-TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 1.976,00-TL yargılama giderinin davanın kabul red oranına göre hesap edilen 648,16 TL’sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiyesinin davacının üzerinde bırakılmasına,
7-Davalı tarafından yapılmış olan yargılama giderleri bulunmadığından bu hususta bir karar verilmesine yer olmadığına,
8-Davacı taraf kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden A.A.Ü.T. uyarınca belirlenen 17.900,00-TL vekalet ücreti takdirine, takdir edilen vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
9-Reddine karar verilen davacının geçici iş göremezlik ve sürekli iş göremezlik talebi yönünden, davalı kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden A.A.Ü.T. 13/3 maddesi uyarınca belirlenen 17.900,00-TL nispi vekalet ücreti takdirine, takdir edilen vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
10-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/A-11-13. maddesi uyarınca ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği Tarife hükümleri uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.320,00-TL arabuluculuk ücretinin (yargılama gideri) davanın kabul-red oranına göre belirlenen 432,96-TL’ sinin davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
11-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/A-11-13. maddesi uyarınca ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği Tarife hükümleri uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenecek olan 1.320,00-TL arabuluculuk ücretinin (yargılama gideri) davanın kabul-red oranına göre belirlenen 887,04-TL’ sinin davacıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
12-Tarafların yatırmış olduğu gider avansından artan kısmın karar kesinleştiğinde avansı yatıran ilgili tarafa resen iadesine,
C) Davalının istinaf başvurusu kabul edilmiş olmakla;
1-) İstinaf karar harcının talep halinde davalıya iadesine,
2-) İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
3-) Davalı tarafından yatırılan 220,70 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcı ve ve 113,00 TL posta masrafı olmak üzere toplam 333,70 TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
D-) 1-) İstinaf yargılaması bakımından istinaf kanun yoluna başvuran tarafından yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının HMK’nun 333. maddesi, Yönetmeliğin 207/1. maddesi ve HMK Gider Avansı Tarifesi’nin 5. maddesi hükümleri uyarınca yatırana iadesine,
2-) Kararın kesin olması nedeniyle taraflara tebliği, harç ve avans iadesi işlemlerinin HMK’nın md. 302/5 ve 359/3 uyarınca ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dair; tarafların yokluğunda, Hukuk Muhakemeleri Kanunu md. 353/1-b/2. maddesi uyarınca dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı HMK’nın 362/1 – a maddesi uyarınca KESİN olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 09/11/2023