Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T. C.
K A Y S E R İ
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/2694
KARAR NO: 2023/1970
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: KAYSERİ 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 14/10/2022
NUMARASI: 2021/179 Esas, 2022/733 Karar
DAVANIN KONUSU: Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Maddi ve Manevi Tazminat
DAVA TARİHİ: 13.03.2021
İSTİNAF KARARININ
VERİLDİĞİ TARİH: 14.11.2023
YAZILDIĞI TARİH: 14.11.2023
Yukarıda ayrıntılı bilgileri yazılı Kayseri 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2021/179 Esas, 2022/733 Karar sayılı kararına karşı davalı …. vekilince istinaf kanun yoluna başvurulmuş ve dosya istinaf incelemesi yapılmak üzere Dairemize tevzi edilmiş olmakla dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
Tarafların İddia ve Savunmalarının Özeti: Davacı vekili, dava dilekçesinde özetle; Dava konusu …. tarihli trafik kazasında sürücüsü …. , maliki …. olan, …. plakalı araç sürücüsünün trafik kurallarına aykırı davranması sonucu müvekkili …. ‘in ağır şekilde yaralandığını, …. sayılı aracın …. . tarafından sigortalı olduğunu, işbu dava konusu kaza neticesinde sigorta şirketine …. tarihinde müracaat edildiğini ancak yapılan görüşmelerde herhangi bir netice alınamadığını, bunun üzerine arabulucaya gidildiğini ancak oradan da bir netice alınamadığını belirterek fazlaya ilişkin dava ve talepler saklı kalmak kaydıyla müvekkili için 25,00-TL geçici işgöremezlik ve 25,00-TL sürekli işgöremezlik olmak üzere toplam 50,00-TL tazminatı ihbar tarihinden itibaren gecikme faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen, 25.000,00-TL manevi tazminatın davalı …. ‘dan kaza tarihi itibariyle işleyecek yasal faizi ile birlikte alınarak davacıya verilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı …. vekili, cevap dilekçesinden özetle; Davacı tarafın usulüne uygun başvuruda bulunmadığını, öncelikle kusur durumunun tespiti gerektiğini, kazanın çok taraflı trafik kazası olduğunu, davacının sürücü urumunda olduğundan kendi kusurundan yaralanmasının mümkün olmadığını, kaza tespit tutanağından motosiklet kullanımı için ehliyetinin bulunup bulunmadığını anlaşılmadığını, ehliyeti bulunmuyor ise müterafik kusur indirimi yapılması gerektiğini, maluliyet durumunun ve ödemelerin tespitinin ardından sigorta genel şartları ekine uygun olarak TRH ve Teknik faiz yöntemi ile davacı vergilendirilmiş düzenli geliri üzerinde hesaplama yapılması gerektiğini, müvekkili şirketin tedavi giderleri, geçici iş göremezlik ve geçici iş göremezlik dönemi geçici bakıcı talepleri nedeniyle herhangi bir sorumluluğunun bulunmadığını, 01/06/2015 tarihli Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk (Trafik) sigortası genel şartları ile birlikte, tedavi giderlerinden müvekkili şirketin sorumluluğunun olmadığı, sorumluluğun SGK’da olduğunu belirterek haksız ve hukuki dayanaktan yoksun olarak açılan davanın reddi ile yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesini talep etmiştir.
İlk Derece Mahkemesi Kararının Özeti: İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonunda; Davacının maddi tazminat davasının kabulü ile, 3.719,52-TL geçici işgöremezlik tazminatı ve 83.269,96-TL sürekli işgöremezlik tazminatı olmak üzere toplam 86.989,48-TL’nin davalı …. yönünden kaza tarihi olan …. tarihinden, davalı …. yönünden ise temerrüt tarihi olan 31/03/2020 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, davacının manevi tazminat davasının kısmen kabulü ile; 20.000,00-TL manevi tazminatın davalı …. ‘dan kaza tarihi olan 02/02/2020 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine, dair karar verildiği görülmüştür.
Taraflarca İleri Sürülen İstinaf Sebepleri: Davalı …. vekili, süresi içinde verdiği istinaf dilekçesinde özetle; İlk derece mahkemesince verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, hükme esas alınan aktüer bilirkişi raporunda 1/Kn tablosu (progressif rant) kullanılarak hatalı şekilde hesaplama yapıldığını, dava konusu kazanın 30.04.2020 tarihinde meydana geldiğini, Anayasa Mahkemesinin iptal kararından önce olduğunu, Anayasa Mahkemesinin iptal kararları geçmişe yürümeyeceğinden kaza tarihinde yürürlükte olan 1,8 teknik faiz hesap yöntemi dikkate alınarak hesaplama yapılması gerektiğini, bu nedenle hatalı ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını talep ettiklerini, hükme esas alınan bilirkişi raporunda işlemiş dönem hesabı AGİ dahil asgari ücret üzerinden hesaplandığını, AGİ çalışması karşılığında vergilere tabi tutulan belirli bir ücret alan çalışanlara verilen vergi indirimi olduğunu, SGK Başkanlığının …. tarihli müzekkere cevabında davacının kaza tarihinde sigortalı çalışmalarına rastlanılmadığının bildirildiğini, davacı yan kaza tarihinde çalışmadığından, çalışmayan bir kişi için çalışanlara uygulanan AGİ’nin hesaba dahil edilmesinin hatalı olduğunu, işlemiş dönem hesabında AGİ hariç hesaplama yapılması gerekirken, AGİ dahil edilerek hatalı hesaplama yapılmış olmasından dolayı yerel mahkeme kararının hatalı olduğunu, müterafik kusur indirimi talebinin incelenmemiş olduğunu, neden reddedildiğine de gerekçeli kararda dikkate alınmadığını ve gerekçelendirilmediğini, bu nedenle eksik ve hatalı ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını talep ettiklerini, sigorta şirketlerince yazılan primlerin bir kısmı Sosyal Güvenlik Kurumuna aktarılmadığını, aktarılan primler neticesinde sigorta şirketlerinin sağlık teminatı kapsamında yükümlülüğünün herhangi bir şarta bağlanmaksızın sona erdiğini, geçici iş göremezlik tazminatının SGK sorumluluğunda olduğunu, bu nedenlerle tehir-i icra talebinin kabulü ile, ilk derece mahkemesince verilen kararın kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Delillerin Değerlendirilmesi ve Gerekçe: Bölge Adliye Mahkemesince istinaf talebinin değerlendirilerek incelemeye alınabilmesi için Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 352. maddesinde sayılan ön inceleme koşullarının gerçekleşmiş olması zorunludur. Bu maddede sayılan koşullardan birinin mevcut olmaması halinde istinaf başvurusunun usulden reddedilmesi gerekir. Bu şartlar kamu düzeninden olup yargılamanın her aşamasında re’sen dikkate alınmaktadır. İstinaf talebine konu eldeki dosya kapsamı incelendiğinde, Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 352. maddesinde sayılan ön inceleme koşullarında herhangi bir eksiklik bulunmadığı, davalı …. vekilinin istinaf başvurusunun ön inceleme bakımından kabul edilebilir olduğu ve inceleme aşamasına geçilmesi gerektiği tespit edilmiştir.
6100 sayılı HMK’nın 355. maddesinde, Bölge Adliye Mahkemesinin, incelemesini kamu düzenine ilişkin hususlar hariç olmak üzere istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplere bağlı olarak yapması gerektiği hususu düzenlenmiştir. (Aynı yönde Yargıtay 22. Hukuk Dairesinin 2018/9860 Esas, 2018/14781 Karar sayılı ilamında da Bölge Adliye Mahkemelerinin istinaf sebepleri ile bağlı olduğu vurgulanmıştır.)
Yukarıda açıklaması yapılan 6100 sayılı HMK’nın 355. maddesindeki düzenleme gereğince davalı …. vekilinin istinaf sebepleri ve kamu düzenine ilişkin hususlar ile bağlı kalınarak ilk derece mahkemesine ait dava dosyası esas bakımından incelendiğinde;
İstinaf incelemesine konu dava, trafik kazasından kaynaklanan cismani zarar nedeniyle geçici ve sürekli iş göremezlik zararları ile manevi tazminat istemlerine ilişkindir.
İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; Davacının maddi tazminat davasının kabulü ile 3.719,52-TL geçici işgöremezlik tazminatı ve 83.269,96-TL sürekli işgöremezlik tazminatı olmak üzere toplam 86.989,48-TL’nin davalı …. yönünden kaza tarihi olan …. tarihinden, davalı …. yönünden ise temerrüt tarihi olan …. tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, davacının manevi tazminat davasının kısmen kabulü ile 20.000,00-TL manevi tazminatın davalı …. ‘dan kaza tarihi olan …. tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine dair karar verilmiştir. Bu karara karşı sadece davalı …. vekilince aleyhine hüküm kurulan maddi tazminatlar yönüyle istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
Bilindiği üzere, trafik kazasında sürücünün kusurlu olması halinde zarar gören zararını 6098 sayılı TBK’nun 49. ve 54. maddeleri uyarınca sürücüden isteyebilir. 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 85. maddesi uyarınca bir motorlu aracın işletilmesinin bir kişinin ölümüne, yaralanmasına veya bir şeyin zararına sebep olması halinde motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüs sahibi bu zarardan müşterek ve müteselsilen sorumlu tutulmuştur. Aynı Kanun md. 3 uyarınca aracın maliki işleten sayıldığından araç malikinden de maddi zararın tazmini talep edilebilir. Öte yandan 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun 91. maddesi ve Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarında, sigortacı poliçede belirtilen aracın işletilmesi sırasında bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına sebebiyet vermiş olmasından dolayı 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununa göre işletene düşen hukuki sorumluluğu zorunlu sigorta limitlerine kadar temin edeceği, düzenlenmiştir. Dolayısıyla davacının, maddi zararını …. plaka sayılı aracın zorunlu mali mesuliyet sigortacısı olan davalı …. .’den isteme hakkı da vardır.
Maluliyete ilişkin alınacak raporlar 11/10/2008 tarihinden önce Sosyal Sigorta Sağlık İşlemleri Tüzüğü, 11/10/2008 tarihi ile 01/09/2013 tarihleri arasında Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmelik’i, 01/09/2013 tarihi ile 01/06/2015 tarihleri arasında sonrada Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmelik’i, 01/06/2015 tarihi ile 20/02/2019 tarihleri arasında Özürlülük Ölçütü Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik hükümlerine, 20/02/2019 tarihinden sonra da Erişkinler için Engellilik Değerlendirmesi Hakkında Yönetmelik hükümlerine uygun olarak düzenlenmesi gerekir. (Yargıtay 4. Hukuk Dairesi’nin E:2021/11777, K:2022/4888 sayılı ve Yargıtay 4. Hukuk Dairesi’nin E:2021/12597, K:2022/4965 sayılı kararları da aynı yöndedir.) Somut olayımızda kaza 02/02/2020 tarihinde gerçekleştiğinden mahkemece Erişkinler için Engellilik Değerlendirmesi Hakkında Yönetmelik hükümlerine göre davacının kalıcı maluliyetinin %4, geçici iş göremezlik süresinin 2 ay olarak belirlenmesi ve bu maluliyet oranı itibariyle davacının karşılanmayan maddi zararının belirlenmesi doğrudur.
Hesap bilirkişisi tarafından hazırlanan…. tarihli raporda, TRH-2010 yaşam tablosunun ve progresif rant yönteminin kullanılması Yargıtay 4. Hukuk Dairesi’nin E:2021/5068, K:2021/3211 sayılı kararındaki kabul ve açıklamalara uygundur. Dolayısıyla davalı sigorta şirketinin 1,8 teknik faiz uygulanarak hesaplama yapılması gerektiği yönündeki istinaf itirazının yerinde olmadığı ve reddedilmesi gerektiği anlaşılmıştır. Ayrıca hesap raporunda Ocak 2022 tarihinden itibaren asgari ücrette AGİ uygulamasına son verildiği açıklanarak AGİ eklenmeden asgari ücret esas alınarak hesaplama yapıldığı belirtildiğinden davalı sigorta şirketinin AGİ eklenmek suretiyle hesaplama yapılmasının hatalı olduğu yönündeki istinaf itirazı yerinde bulunmayarak reddedilmiştir. Öte yandan, hesap raporunda 31/12/2021 tarihine kadar olan işlemiş aktif dönem için AGİ eklenerek hesaplama yapılmasının Yargıtay içtihatlarına uygun olduğu anlaşılarak davalının bu kapsamdaki istinaf itirazı da yerinde bulunmamıştır.
Davacının yetersiz ehliyetle motosiklet kullanmasının kazanın oluşumuna veya zararın artmasına herhangi bir etkisinin olmadığı Adli Tıp Kurumu Ankara Grup Başkanlığından alınan …. tarihli kusur raporu başta olmak üzere tüm dosya kapsamından anlaşılmakla bu nedenle müterafik kusur indirimi yapılması gerektiği yönündeki davalı istinaf itirazı haklı görülmemiş ve reddedilmiştir.
Anayasa Mahkemesinin 17.7.2020 tarihli, 2019/40 E-202/40 K. sayılı kararı ile Karayolları Trafik Kanunu’nun 90. maddesinin birinci cümlesinde yer alan “…ve bu Kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda…” ibaresi ile ikinci cümlesindeki “…ve genel şartlarda…” ibaresinin ve 92. maddesinin (i) bendinin Anayasa’ya aykırı olduğuna ve iptaline karar verilmiş olması nedeniyle, davacının zararının ve zararın kapsamının 2918 sayılı KTK’nın ve 6098 sayılı TBK’nın haksız fiile ilişkin hükümlerine ve Yargıtay uygulamalarına göre belirlenmesinin gerekmesi, 6098 sayılı TBK’nun 54. maddesinde çalışma gücünün azalmasından veya yitirilmesinden doğan kayıplar ile kazanç kaybının, bedensel zararlar kapsamında sayılmış olup, geçici iş görmezlik zararlarının da bu kapsamda bulunması, sürücü ve işletenin, zarar görenin geçici iş görmezlik zararlarından sorumlu olması nedeniyle, aracın sigortalı olması halinde 2918 sayılı Yasanın 90. maddesi gereğince, sigortanın sorumluluğu da TBK hükümlerine göre belirleneceğinden ve geçici iş göremezlik zararları da 2918 sayılı Kanunun 92. maddesinde sigorta teminatı dışında tutulmadığından, davacının geçici iş göremezlik tazminatı, davalı sigorta şirketinden talep edebilir. Her ne kadar, davalı tarafından ZMSS yeni genel şartları ve 6111 Sayılı Yasa ile değişiklik yapılan 2918 sayılı Yasanın 98. maddesi gereğince geçici iş görmezlik zararlarının tedavi giderleri kapsamında olduğundan bahisle, SGK’nun sorumluluğunda olduğu iddia edilmiş ise de, genel şartlara atıf yapan kanuni düzenleme Anayasa Mahkemesince iptal edildiği gibi, geçici iş göremezlik zararı tedavi gideri olmayıp, 2918 Sayılı Yasanın 98. maddesinde, geçici iş göremezlik zararlarının SGK’nun sorumluluğunda olduğuna ilişkin her hangi bir düzenlemenin de yer almaması, 6111 sayılı Yasa ile getirilen düzenlemede; trafik kazaları sebebiyle üniversitelere bağlı hastaneler ve diğer bütün resmî ve özel sağlık kurum ve kuruluşlarının sundukları sağlık hizmet bedellerinin karşılanacağı belirtilmiş olup, geçici iş göremezlik ödemelerinin bu yasa kapsamı içerisinde bulunmamaktadır. (Yargıtay 10.H.D.’nin 2016/10172 E. 2019/10217 K. 24.12.2019 Tarihli, Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 2012/5743-2013/4496 sayılı, 01.04.2013 tarihli ilamı vb.) Yapılan açıklamalar doğrultusunda davalı sigorta şirketinin geçici iş göremezlik yönünden sorumluluğu devam ettiğinden aksi yöndeki istinaf itirazı kabul edilmemiştir.
6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-1 maddesinde belirtilen koşulların varlığı halinde, incelenen ilk derece mahkemesine ait dava dosyasındaki kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğunun anlaşılması durumunda istinaf incelemesi sırasında istinaf talebinin esastan reddine karar verileceği düzenlenmiştir. Bu durum istinaf incelemesi sırasında duruşma yapılmadan karar verilebilecek haller kapsamında yer almaktadır.
Hal böyle olunca yukarıda açıklanan nedenler ve tüm dosya içeriğine göre; istinaf başvurusunda bulunanın sıfatı ve istinaf nedenleriyle sınırlı olarak yapılan inceleme üzerine; ilk derece mahkemesince taraflarca gösterilen delillerin toplanmasında, değerlendirilmesinde esas ve usul bakımından hukuka aykırılık bulunmadığı ve davalı … A.Ş. vekilinin tüm istinaf nedenleri yerinde görülmediğinden 6100 sayılı HMK’nun 353/1. fıkrası (b-1) bendi uyarınca istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin karar verilmesi gerektiği anlaşılarak aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : (Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere)
1-) Davalı …. .’nin istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-) Alınması gereken 5.942,25-TL istinaf karar ve ilam harcından istinaf başvurusu sırasında peşin alınan 1.485,60 TL’nin mahsubu ile bakiye 4.456,65 TL’nin davalı …. .’den alınarak Hazineye gelir kaydına, davalı …. tarafından yatırılan istinaf kanun yoluna başvuru harcının da Hazineye gelir kaydına,
3-) İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından AAÜT md. 2/2 uyarınca vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
4-) Davalı …. tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin davalı … A.Ş. üzerinde bırakılmasına,
5-) Davalı …. tarafından istinaf yargılaması bakımından yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının, HMK’nun 333. maddesi, Yönetmeliğin 207/1. maddesi ve HMK Gider Avansı Tarifesi’nin 5. maddesi hükümlerine göre yatırana İADESİNE,
6-) Kararın kesin olması nedeniyle taraflara tebliği ve gider avansı iadesi işlemlerinin 6100 sayılı HMK md. 302/5 ve 359/3 uyarınca ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dair; tarafların yokluğunda, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu md. 353/1-b-1 uyarınca dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca uyuşmazlık miktarı itibariyle Yargıtay’da temyiz yolu kapalı (KESİN) olmak üzere oybirliği ile karar verildi.14/11/2023