Emsal Mahkeme Kararı Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2022/2687 E. 2023/1937 K. 09.11.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T. C.
KAYSERİ
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/2687
KARAR NO: 2023/1937
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: KAYSERİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 20/06/2022
NUMARASI: 2020/635 Esas 2022/515 Karar
DAVANIN KONUSU: Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ: 01.10.2020
İSTİNAF KARARININ
VERİLDİĞİ TARİH: 09.11.2023
YAZILDIĞI TARİH: 09.11.2023
Kayseri 1.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2020/635 Esas 2022/515 Karar sayılı ilamı davacılar vekili ve davalı … tarafından istinaf incelemesi için Dairemize gönderilmekle inceleme aşamasında dosyadaki tüm bilgi ve belgeler incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLÜP GÖRÜŞÜLDÜ:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
Davacılar vekili dava dilekçesinde; müvekkillerinden …’ün eşi, … ve …’ün babası …’ün sevk ve idaresinde bulunan … plakalı aracın 19/03/2020 tarihi saat 21.00 civarında Kayseri Nevşehir istikameti … Karayolu mevkinde arızalanması sonucu dörtlüler yakılı ve her türlü önlemler alınmış şekilde aracın yolun en kenarına emniyet şeridine çekerek çekicinin gelmesi beklenmeye başladığını, araçta müteveffa …, müvekkili …, müvekkilinin annesi, babası, kardeşi, gelinleri ve müvekkilinin yeğeninin bulunduğunu, yol kenarında beklenmesi sırasında aynı istikamette seyir eden davalı …’ın sevk ve idaresinde bulunan … plakalı aracın hız sınırını üzerinde ve davalının uyarılara rağmen dikkatsizliği ve tedbirsizliği ile müteveffaya ve araca çarpması sonucu trafik kazasının meydana geldiğini, kazada …’ün hayatını kaybettiğini, müteveffanın aracının arıza yapıp yol kenarına çekilmesiyle ilgili her türlü önlemi almasına rağmen kazanın tamamen bu davalının hız sınırını aşan seyri ve dikkatsizliği nedeniyle meydana geldiğini belirterek; müvekkili … lehine fazlaya ilişkin hakkı saklı kalmak kaydıyla şimdilik 1.000,00-TL destekten yoksun kalma tazminatının, müvekkili … lehine fazla ilişkin hakkı saklı kalmak kaydıyla şimdilik 1.000,00-TL destekten yoksun kalma tazminatının, müvekkili … lehine fazla ilişkin hakkı saklı kalmak kaydıyla şimdilik 1.000,00-TL destekten yoksun kalma tazminatının davalı sigorta şirketi yönünden poliçe miktarıyla sınırlı olmak kaydıyla kaza tarihi olan 19/03/2020 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tüm davalılardan müteselsilen alınarak müvekkillerine verilmesini, 500,00-TL cenaze ve defin masraflarına ilişkin maddi tazminatın davalı sigorta şirketi yönünden poliçe miktarıyla sınırlı olmak kaydıyla kaza tarihi olan 19/03/2020 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tüm davalılardan müteselsilen alınarak müvekkillerine verilmesini, müvekkili … için; 100.000,00-TL manevi tazminatın davalılar …, … Müdürlüğü ve … Limited Şirketi’nden kaza tarihi olan … tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte alınarak bu müvekkiline verilmesini, müvekkili … için (Velayeten Anne …) 50.000,00-TL manevi tazminatın davalılar …, …Müdürlüğü ve … Limited Şirketi’nden kaza tarihi olan … tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte alınarak bu müvekkiline verilmesini ve müvekkili … için; (Velayeten Anne… ) 50.000,00-TL manevi tazminatın davalılar …, … Müdürlüğü ve … Limited Şirketi’nden kaza tarihi olan … tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte alınarak bu müvekkiline verilmesini, davalı … Limited Şirketi’nin üzerine kayıtlı bulunan ve kazaya karışmış olan … plakalı aracın 3. kişilere devir ve temlikini önleyici tedbir konulmasını, davalılar …, … Anonim Şirketi, … Genel Müdürlüğü ve … Limited Şirketi’nin menkul ve gayrimenkullerine dava değeri kadar ihtiyati haciz konulmasına karar verilmesini ve yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalılar üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … A.Ş. vekili tarafından verilen cevap dilekçesinde özetle; kabul anlamına gelmemek kaydıyla kazanın çift taraflı trafik kazası olup kusur oranların tespiti gerektiğini, kusur oranlarının belirlenmesinin ardından, müteveffanın aile nüfus kayıt örneğinin dosya içerisine kazandırılarak destek tazminatı hesabının sigorta genel şartlarına uygun olarak yapılması gerektiğini, davacılara sosyal güvenlik kurumu tarafından rücuya tabi ödeme yapılmış ise dosya içerisine kazandırılarak tazminattan mahsup edilmesi gerektiğini, cenaze ve defin giderleri sigorta teminatı dahilinde olmadığından cenaze ve defin gideri talebinin kendileri açısından reddi gerektiğini, davacı tarafın sair iddialarını da kabul etmediklerini, müvekkili şirket açsından temerrüt ile sorumluluk başlamakla kaza tarihinden faiz talebinin kabulünün mümkün olmadığını belirterek haksız ve hukuki dayanaktan yoksun davanın reddi ile yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı taraf üzerinde bırakılmasını talep etmiştir.
Davalı … Genel Başkanlığı tarafından verilen cevap dilekçesinde özetle; müvekkili derneğin Nevşehir Kan Bağış Merkezi’nde bünyesinde … olarak görev yapan …’ın sevk ve idaresinde bulunan … plakalı kan toplama aracı ile davacıların murisi müteveffa …’ün sevk ve idaresinde bulunan … plakalı aracın … tarihinde saat 21:00 sularında çarpışması neticesinde ölümlü trafik kazası meydana geldiğini, davacı tarafın davalı …’ın müvekkili dernek bünyesinde sigortalı çalıştığı ve bu nedenle müvekkili … Derneği’nin TBK’nun 66. maddesine göre adam çalıştıranın sorumluluğu kapsamında sorumluluğunun bulunduğu iddiası ile müvekkili derneğe husumet yöneltildiğini, dava dilekçesinde müvekkili derneğin her ne kadar davalı olarak gösterilmiş olsa da; davalı müvekkili ile diğer davalı … arasında bir iş akdi bulunmadığını, müvekkilinin bünyesinde iş akdi ile çalıştırılan böyle bir işçi bulunmadığını, buna göre, davalı müvekkili derneğin “ihale eden” sıfatını haiz olup, gerçekte işveren tarafın davanın ihbarını talep ettikleri … A.Ş. firmasının çalışanı olduğunu, müvekkili derneğin işbu dava konusu olayda adam çalıştıran sıfatını haiz olmadığını, bu nedenle müvekkili derneğe TBK’nun 66. maddesi kapsamında husumet yöneltilmesini kabul etmediklerini, husumetin dava konusu hak ile taraflar arasındaki ilişki olduğunu, bir davada davalı sıfatına sahip olmanın dava konusu hakkın sujesi olmayı gerektirdiğini, bu sebeple husumetin davalı … ile işçi-işveren ilişkisi bulunmayan müvekkil derneğe yöneltilerek dava açılmasının usul ve yasaya aykırılık teşkil ettiğini, işbu nedenle müvekkili dernek açısından davanın husumet yokluğu nedeniyle reddinin gerektiğini beyanla, davanın … A.Ş.’ne ihbarına, haksız ve mesnetsiz davanın usule ve esasa ilişkin açılamaları doğrultusunda reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … vekilince verilen cevap dilekçesinde özetle; her ne kadar davacı tarafın dava dilekçesinde mütevaffanın her türlü önlemi almasına rağmen müvekkilinin hız sınırını aştığını, müvekkilinin dikkatsizliği ve tedbirsizliği nedeniyle kazanın meydana geldiğini iddia etmişse de işbu iddianın gerçeklikten uzak olup kabulünün mümkün olmadığını, kaza tespit tutanağından da görüleceği üzere 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun 59. maddesi gereğince; müteveffanın “yerleşim birimleri dışındaki karayolunda zorunlu hallerde gerekli önlemleri almadan duraklamak ve park etmek” kuralını ihlal ettiğinden kusurlu bulunduğunu, davacılar salt müvekkilinin kusuru sonucu kazanın meydana geldiği gibi lanse etmişlerse de müteveffanın da sinyalleri yakmamasının ve gerekli önlemleri almamasının kazanın oluşumunda etkili olduğunu, kaldı ki; kaza mahallinde hız sınırı 110 km iken müvekkilinin 94 km ile kazaya sebebiyet verdiğini, bu durumun araçta bulunan hız takip cihazı ile de sabit olduğunu, her ne kadar davacıların maddi ve manevi tazminat talepli işbu davayı müvekkiline karşı izafe etmişlerse de kazada müvekkilinin herhangi bir kusurunun bulunmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İhbar Olunan … A.Ş. vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin üst işverenin emir ve talimatlarına ihale şartnamesi uyarınca bağlı olduğunu, dolayısıyla meydana gelen olayda müvekkili şirketin değil üst işverenin yönlendirmesi ve talimatlarının söz konusu olduğunu, müvekkili şirketin hiçbir etkisinin ve dolayısıyla kusurunun olamayacağı ortada iken davacıların iddialarını kabul anlamına gelmemekle birlikte; bir an davacıların taleplerinde haklı olduğu düşünülse dahi bu hususun sorumluluğunun müvekkili şirkete yüklenemeyeceğini, davacıların iddialarını kabul etmemekle beraber dava açılmasına sebebiyet verildi ise bu konuda da müvekkili şirketin bir sorumluluğunun bulunmadığını ve tüm sorumluluğun davacılara ait olduğunu, yargılama neticesinde muhtemel bir tazminat kararı çıksa dahi müvekkili şirketin sorumluluğundan bahsedilebilmesi için işçinin müvekkili şirket nezdinde çalıştırdığı sürenin sonundan itibaren 2 yıl sürenin geçmemesi gerektiğini, aksi takdirde müvekkilinin sorumluluğunun zamanaşımına uğramış olacağını, bu sebeple öncelikle zamanaşımı itirazlarının bulunduğunu beyanla davacının alacaklarının zamanaşımına uğraması nedeni ile davanın reddini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; Davanın trafik kazası sebebiyle destekten yoksun kalma tazminatına yönelik maddi ve manevi tazminat davası olduğu, KTK 97. Maddesine ilişkin dava şartlarının tamamlanmış olduğu ve dava açılmadan önce davacıların davalı sigorta şirketine başvurduklarının anlaşıldığı, kusur durumu yönünden yapılan değerlendirmede Ankara ATK Grup Başkanlığınca düzenlenen raporda sürücü …’ın %85, müteveffanın %15 oranında kusurlu olduğu, bu raporun mahkemece benimsendiği ve hükme esas alındığı, maddi zarara ilişkin değerlendirmede, Aktüer bilirkişiden rapor alındığı, alınan rapora göre sigorta şirketinin poliçe limiti oranında 300.673,79 TL ile sorumlu olduğunun tespit edildiği, ayrıca davacıların destekten yoksun kalma miktarlarının belirlendiği, davalı … A.Ş.nin ZMMS poliçesi teminat limiti ile sınırlı olması sonucu destekten yoksun kalma zararlarının 945.441,57 olarak tespit edildiği, cenaze ve defin giderlerinin 500,00 TL ve toplamda poliçe limitinin kaza tarihi itibariyle 410.000,00 TL ile sınırlı olduğu, bu nedenle davacıların maddi zararlarının ZMMS poliçesinin teminat limitini aşıyor olması nedeni ile poliçe limitinden 500,00 TL cenaze ve defin zararı düşülerek kalan miktarın 409.500,00 TL garame hesabı yapılması gerektiği tespit edilmiş ve ayrıca manevi zarara ilişkin davacıların taleplerinin kısmen kabulü ile davacı …için 75.000,00 TL, davacı… için 40.000,00 TL ve davacı …için 40.000,00 TL manevi tazminatın vefat tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacılar vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Dosya kapsamında kusura ilişkin alınan raporların keşif yapılmadan, yerinde inceleme yapılmadan rapor alınmasının hatalı ve eksik olduğunu, müteveffa …’ün aracın arıza yapması sonucu yolun en sağına emniyet şeridine aracı çekerek gerekli tüm önlemleri aldığını, her ne kadar alınmış olan raporda müteveffanın aracın çevresinde bulunması sebebiyle kusur yüklenilmiş ise de iş bu durumun kabulünün mümkün olmadığını, davalının emniyet şeridinde duran aracı görmeyecek kadar kontrolsüz, hızlı ve dikkatsiz bir şekilde seyir ederek kazaya sebep olduğunu, kaza anında davalı tarafın frene basmadığını ve herhangi bir korna sesi duyulmadığını, davalının söz konusu kazada tam ve asli kusurlu olduğunu, müteveffa …’ün vefat etmesi üzerine müvekkillerin büyük bir yıkım yaşadığını, müvekkili …’ün genç yaşta hayat arkadaşı ve en büyük destekçisini kaybettiğini, buna rağmen talep edilen tazminat miktarlarının kısmen kabulüne karar verilmesinin hukuka ve hakkaniyete aykırı olduğunu, taleplerin zenginleşme amacı güdülmeden hakkaniyet ilkesine uygun talep edildiğini, bu nedenlerle ilk derece kararının kaldırılmasını, yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı taraf üzerinde bırakılmasını talep etmiştir.
Davalı … Genel Başkanlığı istinaf dilekçesinde özetle; Davalı müvekkili dernek yönünden usulden reddi gerekirken, davanın kabulüne karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, davacının, ıslah ettiği tutarın zamanaşımına uğradığını, ilk derece mahkemesince zamanaşımı nedeniyle ıslah taleplerinin reddi gerekirken ıslaha göre hüküm kurulmasının hukuka aykırı olduğunu, müvekkili derneğin davanın oluşumunu engellemek adına üzerine düşen tüm sorumluluğu yerine getirdiğini, bu nedenle dava konusu olay nedeniyle sorumlu tutulmasının mümkün olmadığını, müteveffanın dava konusu kazanın meydana gelmesinde asli kusurlu olduğunu, davalı müvekkili şirketin dava konusu olay ile ilgili sorumlu tutulmasının mümkün olmadığını, ilk derece mahkemesince doğrultusunda hüküm kurulan bilirkişi raporunun hükme esas alınmaya elverişli olmadığını, ilk derece mahkemesince eksik inceleme sonucu hüküm kurulmasının hukuka aykırı olduğunu, bu nedenlerle ilk derece kararının kaldırılmasını, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dairemizce, HMK’nın 355. maddesi kapsamında istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle bağlı olarak ve kamu düzenine ilişkin hususlar resen dikkate alınmak suretiyle yapılan incelemede;Dava, ölümle sonuçlanan trafik kazası sonucu açılmış destekten yoksun kalma tazminatı ve manevi tazminat talebine ilişkindir.İlk derece mahkemesince yapılan yargılamada Adli Tıp Kurumu’ndan alınan kusur raporunda davalı sürücü …’ın %85 oranında, müteveffa …’ün %15 oranında kusurlu olduğu belirlenmiş, kusur raporunun ceza yargılamasında alınan kusur raporları ile uyumlu olduğu görülmüştür. Dairemizce yapılan incelemede belirlenen kusur oranlarının hükme esas alınmasında herhangi bir isabetsizlik görülmemiş, tarafların kusur oranına ilişkin istinaf sebepleri yerinde bulunmamıştır.İlk derece mahkemesinin gerekçeli kararında da belirtildiği üzere; davalı… Limited Şirketi kazaya karışan … plakalı aracın kayden maliki olup daha önce diğer davalı …Derneği ile aralarında uzun süreli kira sözleşmesi düzenlendiği anlaşılmakla bu şirket yönünden davanın husumet nedeniyle reddine karar verilmesinde herhangi bir isabetsizlik yoktur. … Derneği, her ne kadar davalı sürücü …ile işçi- işveren ilişkilerinin bulunmadığını belirterek oluşan zarardan sorumlu olmadıklarını ileri sürmüş ise de araç maliki şirket ile aralarındaki uzun süreli kira sözleşmesi yapılması ile işleten sıfatını kazandığından hakkındaki davanın kabulüne karar verilmesinde herhangi bir isabetsizlik yoktur. Bu nedenle davalı …Derneği’nin bu hususa ilişkin istinaf sebepleri de yerinde görülmemiştir. Ayrıca ölümle sonuçlanan trafik kazası söz konusu olup, haksız fiil aynı zamanda bir suç teşkil ettiğinden ve eylem için (TCK md. 85) kaza tarihinde yürürlükte bulunan 5237 sayılı TCK’nın 66. maddesinde öngörülen ceza zamanaşımı süresinin 15 yıl olduğu dikkate alındığında dava tarihi olan 01.10.2020 tarihinde zamanaşımı süresinin dolmadığı da aşikardır.İlk derece mahkemesince alınan aktüerya raporunun Yargıtay kararlarına uygun şekilde TRH 2010 Yaşam Tablosu ve %10 iskonto yöntemine uygun olarak hazırlandığı anlaşılmakla hükme esas alınmasında herhangi bir isabetsizlik görülmemiştir.Kazadaki kusur oranları, tarafların ekonomik ve sosyal durumları ve kaza tarihindeki paranın satın alma gücü dikkate alındığında ilk derece mahkemesince hükmedilen manevi tazminat miktarlarının dosya kapsamına uygun olduğu sonucuna varılmış, tarafların bu hususa ilişkin istinaf sebepleri yerinde bulunmamıştır.Manevi tazminatın reddedilen kısmı yönünden davalılar lehine vekalet ücretine hükmedilmesinde herhangi bir isabetsizlik yoktur.
6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-1 maddesinde belirtilen koşulların varlığı halinde, incelenen ilk derece mahkemesine ait dava dosyasındaki kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğunun anlaşılması durumunda istinaf talebinin esastan reddine karar verileceği düzenlenmiştir. Bu durum istinaf incelemesi sırasında duruşma yapılmadan karar verilebilecek haller kapsamında yer almaktadır.
Bu haliyle; ilk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucu vakıa ve hukuki değerlendirmede kanuna aykırılığın bulunmadığı, maddi tazminat yönünden davanın kabulüne, manevi tazminat yönünden ise kısmen kabulüne yönelik ilk derece mahkemesinin verdiği kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşılmakla, 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b/1 maddesi gereğince tarafların istinaf başvurularının esastan reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : (Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere)
A-) 1-) Davacıların istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b/1 maddesi gereğince esastan REDDİNE,
2-) Alınması gereken 269,85 TL istinaf karar harcından peşin alınan 80,70 TL harcın mahsubu ile eksik kalan 189,15 TL harcın davacıdan alınarak Hazineye irat kaydına,
3-) Davacılar tarafınca yapılan istinaf yargılama giderlerinin davacılar üzerinde bırakılmasına,
B-) 1-) Davalı … Derneği’nin istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b/1 maddesi gereğince esastan REDDİNE,
2-) Davalı kurum harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına,
3-)Davalı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin davalı üzerinde bırakılmasına,
C-) 1-) İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından AAÜT md. 2/2 uyarınca taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
2-) Taraflarca istinaf yargılaması bakımından yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının, HMK’nun 333. maddesi, Yönetmeliğin 207/1. maddesi ve HMK Gider Avansı Tarifesi’nin 5. maddesi hükümlerine göre yatırana İADESİNE,
Dair; tarafların yokluğunda, 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın 361/1 maddesi uyarınca tebliğden itibaren 2 hafta içerisinde Yargıtay temyiz yolu açık olmak üzere karar verildi.09/11/2023