Emsal Mahkeme Kararı Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2022/2674 E. 2022/1940 K. 09.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T. C.
KAYSERİ
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/2674
KARAR NO: 2022/1940
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: KAYSERİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 30/06/2022
NUMARASI: 2021/715 Esas 2022/555 Karar
DAVA: Tazminat
İSTİNAF KARARININ
VERİLDİĞİ TARİH: 09/12/2022
YAZILDIĞI TARİH: 09/12/2022
Kayseri 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2021/715 Esas 2022/555 Karar sayılı ilamı davacılar vekili ve davalı vekili tarafından istinaf incelemesi için Dairemize gönderilmekle inceleme aşamasında dosyadaki tüm bilgi ve belgeler incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLÜP GÖRÜŞÜLDÜ: Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; 24/03/2021 günü … ‘nin sevk ve idaresindeki … plakalı kamyonet ile davacılar murisi yolcu koltuğunda olan … ‘nın vefat ettiğini, kazada … plakalı aracın tam kusurlu olduğunu, murisin kaza tarihi itibariyle yaklaşık gelirinin 4.500,00-TL olduğunu ileri sürerek; fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla davalı poliçe limitleri ile sınırlı olmak üzere her bir müvekkili için 100,00-TL destekten yoksun kalma tazminatının olay tarihinden itibaren işletilecek reeskont faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı cevap dilekçesinde özetle; müteveffa … ‘in meydana gelen trafik kazası nedeniyle annesi ve babası tarafından Sigorta Tahkim Komisyonu’na başvurduklarını, belirtilen kusur oranının taraflarında kabul edilmediğini, var ise herhangi bir sorumluluğun poliçe limiti ile sınırlı sorumlu olduğunu, dava dilekçesinde gelir ile ilgili hiçbir delile dayanmadığını, SGK tarafından bağlanmış ya da bağlanacak rücuya tabi ödemelerin düşülmesi gerektiğini, savunarak davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; “…Davacıların davasının kabulü ile,
1-Davacı… için 16.900,87-TL destekten yoksun kalma tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, alacağa 02/07/2021 tarihinden itibaren yasal faiz uygulanmasına,
2-Davacı … için 254.429,80-TL destekten yoksun kalma tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, alacağa 02/07/2021 tarihinden itibaren yasal faiz uygulanmasına,
3-Davacı … için 24.495,28-TL destekten yoksun kalma tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, alacağa 02/07/2021 tarihinden itibaren yasal faiz uygulanmasına,” şeklinde karar verildiği görülmüştür.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :Davacılar vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; mahkemece desteği gelirinin düşük belirlendiğini, çalışmak üzere Kayseri ilinden Tokat iline giden, tehlikeli iş olan dinamit ateşleme ve patlama işi yapan desteğin işi tecrübe ve ustalık istediğini, buna rağmen hesaplamanın asgari ücrete göre yapıldığını, tanığın asgari ücretin üzerindeki kısmın elden ödendiğini ifade ettiğini, meslek odaları ve sendikalardan gelen ücret araştırmasının gelirin asgari ücretten yüksek olduğunu ortaya koyduğunu, Maden İşçileri Sendikası’na göre aylık ücreti asgari ücretin 1.287 katı olduğunun belirlendiğini, müteveffanın maaşında haciz olduğundan asgari ücretin üstünde kalan kısmı elden verildiğini, davalı tarafça iddia edilen eksik evrakların gönderilmediği iddiasının gerçeği yansıtmadığını, sigorta şirketi tarafından SGK’dan PSD değeri çıkartılması istendiğini o evrakın dahi tamamlanarak gönderildiğini, Sigorta şirketinin de evrakların tamamlanması üzerine hesaplama yaptığını ve sonunda tarafına dava öncesinde bir teklifte bulunduğunu, davalı tarafça hukuka aykırı diğer itirazlarının değerlendirilmeye değerin mahiyette olmadığını beyan ederek mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir. Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; başvurudan önce müvekkili sigorta şirketine usulüne uygun başvuru yapılmamış olduğundan, dava şartı noksanlığı nedeniyle başvurunun usulden reddedilmesi gerektiğini, başvuru aşamasında müvekkili şirkete veraset ilamı ve güncel vukuatlı nüfus kayıt örneğinin sunulmadığını, esas alınan bilirkişi raporunda prograsif rant tekniğine göre hesaplama yapılmasının hatalı olduğunu, hesaplamanın % 1,8 teknik faizli peşin değer hesabı ile yapılması gerektiğini, olayın iş kazası olduğundan SGK tarafından bağlanan/bağlanacak olan rücuya tabi peşin sermaye değerli gelirin tespiti ile tazminat hesabından düşülmesi gerektiğini, konunun gerekçeli kararda durumun eğerlendirilmemesinin hukuka aykırı olduğunu, ilgili kazanın iş kazası niteliğinde değerlendirilmesi gerektiğini, mağdurun kazadan dolayı herhangi bir sosyal kurumdan tazminat alıp almadığının araştırılması gerektiğini beyan ederek mahkeme kararının kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE : İstinaf başvurusunun Bölge Adliye Mahkemesince esas yönünden incelenebilmesi için öncelikle Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 352. maddesi gereğince ön inceleme koşullarının gerçekleşmiş olması gerekmektedir. Bu maddede sayılan koşullardan birinin mevcut olmaması halinde istinaf başvurusunun ön inceleme aşamasında usulden reddedilmesi zorunludur. Bu şartlar kamu düzeninden olup, yargılamanın her aşamasında re’sen dikkate alınmaktadır. İstinaf başvurusuna konu dosya kapsamı incelendiğinde; 6100 sayılı HMK’nın 352. maddesinde düzenlenen ön inceleme koşullarında herhangi bir eksiklik bulunmadığı, taraf vekillerinin istinaf başvurusunun ön inceleme bakımından kabul edilebilir olduğu ve inceleme aşamasına geçilmesi gerektiği görülmüştür. 6100 sayılı HMK’nın 355. maddesinde, Bölge Adliye Mahkemesinin, incelemesini kamu düzenine ilişkin hususlar hariç olmak üzere istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplere bağlı olarak yapması gerektiği hususu düzenlenmiştir. (Aynı yönde Yargıtay 22. Hukuk Dairesinin 2018/9860 Esas ve 2018/14781 Karar sayılı ilamında da Bölge Adliye Mahkemelerinin istinaf sebepleri ile bağlı olduğu vurgulanmıştır.) Dava, trafik kazasından kaynaklanan destekten yoksun kalma nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkindir. Somut uyuşmazlıkta; davacıların desteği … ‘nın, yolcu olarak bulunduğu … plakalı aracın kaza geçirmesi neticesinde vefat etmiş olup, … plakalı aracın zorunlu mali mesuliyet sigorta şirketi davalıdır. Destekten yoksun kalma tazminatının konusu, desteğin yitirilmesi nedeniyle yoksun kalınan zarardır. Buradaki amaç, destekten yoksun kalanların desteğin ölümünden önceki yaşamlarındaki sosyal ve ekonomik durumlarının korunmasıdır. Olaydan sonraki dönemde de, destek olmasa bile, onun zamanındaki gibi aynı şekilde yaşayabilmesi için muhtaç olduğu paranın ödettirilmesidir. Haksız bir eylem sonucu desteğini yitiren kimse uğradığı zararın ödettirilmesini isteyebilir. Destekten yoksun kalma tazminatı, desteğin mirasçısı olarak geride bıraktığı kişilere değil, desteğinden yoksun kalanlarına aittir. Hükme esas alınan 17/03/2022 tarihli trafik bilirkişi raporunda; kazanın oluşumuna göre, … plaka sayılı araç sürücüsü … seyrinde havanın kar yağışlı, yol şartlarının karlı olmasının farkında olarak, aracının hızını, takip mesafesini, risk halinde aracının kontrolünü sağlayacak şekilde hıza sahip olması gerektiği, ancak orta şeritte önünde seyreden araç şartların gereği frenleme yaptığında, sürücü … ‘nin hızını kontrol etmek istediği, frenleme yaptığı, ancak hızın şartlara göre yüksek olduğunu fark ettiğinde önündeki araca çarpmamak için sağındaki şeride saptığı, ancak kaplamanın karlı olması sebebiyle aracın kaydığı, kontrolünü kaybettiği ve sağ şeridin sağındaki emniyet şeridi üzerinde park halindeki araçlara çarptığı olayda %100 kusurlu olduğu, park halinde duran … (… plakalı Y.römork) plaka sayılı çekici ve … (… plakalı Y.römork) plaka sayılı çekici araçların park halinde olması sebebiyle atfı kabil bir kural ihlalinin olmadığı, … plaka sayılı araçta sürücü yanı koltukta yolcu olarak bulunan … ‘nın atfı kabil bir kural ihlalinin olmadığı belirlenmiş olup, anılan raporun ceza dosyası kapsamında yer alan 09/03/2022 havale tarihli bilirkişi raporu, kaza tespit tutanağı ve olayla uyumlu olduğu, yolcu olan desteğin müterafik kusuru bulunduğuna dair bir delil bulunmadığı görülmektedir. Dava 6100 sayılı HMK döneminde açılmış olup davalı sigorta şirketi vekili cevap dilekçesinde hatır indirimi yapılmasına yönelik defi ileri sürmemiştir. Emsal nitelikte olan Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin 2016/7771 Esas, 2018/1835 Karar Sayılı ilamında da ifade edildiği üzere davalı tarafça süresinde ileri sürülmeyen ve davacının açık muvafakatı bulunmadığı yeni savunmaya göre hatır taşıması indirimi yapılması mümkün olmadığından davalı … A.Ş.’nin hatır indirimine yönelik istinaf sebepleri de yerinde görülmemiştir. Anayasa Mahkemesi’nin 17/07/2020 tarih 2019/40 Esas 2020/40 Karar sayılı kararıyla 2918 sayılı KTK’nın 90. ve 92. maddelerinde “genel şartlara” atıf yapan cümlelerin iptaline karar verilmiş ve bu karar 09/10/2020 tarihli Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe girmiş olmasıyla birlikte, Yargıtay 17. Hukuk Dairesince zarar görenlerin cismani zarar ve destekten yoksun kalma tazminatı alacağının hesaplanmasında TRH 2010 ve %10 artırım %10 iskonto yöntemi benimsenmiş olup TRH 2010 yaşam tablosunun uygulamasından vazgeçilmemiştir. (Yargıtay 17.HD.’nin 2019/5206 E. 2020/8874 K. 22/12/2020 tarihli ilamı) Bu şekilde destekten yoksun kalma tazminatının hesabında TRH 2010 Tablosu’na göre bakiye ömür sürelerinin belirlenmesi, % 1,8 teknik faiz uygulanmadan, %10 artırım %10 iskonto yöntemine göre hesaplama yapılması gerektiğinden hükme esas alınan hesap raporunun hesaplama yönetimi itibariyle doğru olduğu, aksi yöndeki davalı vekilinin istinaf sebeplerinin yerinde olmadığı görülmüştür. Davacılar vekilince desteğin maden ocağında patlatıcı olarak görev yaptığı, asgari ücret üzerinde (4.500,00-TL) geliri bulunduğu ancak bankalara olan borcu nedeniyle asgari ücretin üzerindeki kısmın elden ödendiğini ileri sürülmektedir. Desteğin çalıştığı … Ltd.Şti. tarafından gönderilen 2021 yılı Ocak ve Şubat ayı maaş bordrolarına göre desteğin geliri asgari ücret kadardır. Mahkemece Türkiye Maden İşçileri Sendikası’na müzekkere yazılarak emsal gelir araştırması yapılmış ise de 07.02.2022 tarihli cevabi yazıda, örgütlü olunan özel sektör işyerlerinde bir işçinin 01.01.2022-30.06.2022 tarihleri arasında günlük brüt ücretinin ikramiye ve diğer sosyal ödemeler hariç 214,83 TL/Gün olabileceği, sendika arşivinde sendikasız işçilerin ücretlerine dair bilgi bulunmadığı bildirilmiştir. Dava dilekçesi ekinde desteğe ilişkin ateşleyici yeterlilik belgesi sunulmuş olup, aynı işyerinde güvenlik görevlisi olarak çalışan tanık … da desteğin maaşının bir kısmını elden aldığını ancak gelirinin ne kadar olduğunu bilmediğini beyan ettiği gözetilerek desteğin vefat ettiği tarihte patlatıcı/ ateşleyici olarak icra ettiği işten elde ettiği gelirin Maden Mühendisleri Odası ve Ticaret Odasın’dan sorulması, TÜİK verilerinin incelenmesi ve desteğin çalıştığı iş yerinde kendisi dışında patlatıcı olarak görev yapan kişilerin bordrolarının celbi suretiyle gerçek gelirin belirlenmesi gerekirken eksik inceleme ile hüküm tesis edilmesi isabetli olmayıp davacılar vekilinin gelire ilişkin istinaf sebepleri haklı görülmüştür. 2918 sayılı KTK’nın 97. maddesi uyarınca “zarar görenin, zorunlu mali sorumluluk sigortasında öngörülen sınırlar içinde dava yoluna gitmeden önce ilgili sigorta kuruluşuna yazılı başvurulması gerekir. Sigorta kuruluşunun başvuru tarihinden itibaren en geç 15 gün içinde başvuruyu yazılı olarak cevaplamaması veya verilen cevabın talebi karşılamadığına ilişkin uyuşmazlık olması halinde, zarar gören dava açabilir veya 5684 sayılı kanun çerçevesinde tahkime başvurabilir”. 2918 sayılı KTK’nın 97. maddesi dava şartı olup, sigortaya başvurmak yeterlidir. Aynı kanunun 99. maddesinde ise “Sigortacılar, hak sahibinin mali sorumluluk şartlarıyla belirlenen belgeleri, sigortacının merkez veya kuruluşlarından birine ilettiği tarihten itibaren sekiz işgünü içinde zorunlu mali sorumluluk sigortası sınırları içinde kalan miktarları hak sahibine ödemek zorundadırlar” hükmü düzenlenmiş olup, bu hükme göre kendisine tazminat talebiyle başvurmuş olan hak sahibi mali sorumluluk şartlarıyla belirlenen belgeleri sigortaya eksiksiz olarak sunacak ve ödenecek tazminat bu sunulan belgeler ve bilgiler dikkate alınarak hesaplanarak, hak sahibine ödenecektir. Belgelerin eksik sunulması ve sonradan tamamlanmaması halinde tazminat hesabı yapılamayacağından sigortanın ödeme yapması kendisinden beklenilemeyecektir. (Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin 20118/3847 Esas, 2020/823 Karar Sayılı ilamı) Bu durumda sigorta temerrüte uğramış olmayacak, dava tarihinden ya da icra takibinden itibaren temerrüte uğramış sayılacaktır. Bu itibarla dosya kapsamında bilgi ve belgelerden davacının 21/06/2021 tarihinde davalı sigorta şirketine başvurduğu, sigorta şirketi tarafından eksik evraka ilişkin ilişkin bir bildirim yapılmadığı, mahkemece başvurunun sekiz işgünü sonrası olan 02/07/2022 tarihinde sigorta şirketinin temerrüte düştüğü yönündeki kabulü usul ve yasaya uygun olup davalı sigorta şirketi vekilinin dava şartının gerçekleşmediğine ilişkin istinaf başvuru sebebi yerinde değildir. Yukarıda ayrıntılı olarak belirtildiği üzere davanın çözümünü sağlayacak ve esasına etki edecek nitelikteki deliller usulünce ve tam manasıyla toplanmadan dolayısıyla değerlendirilmeden hüküm kurulmuş olduğundan, taraf vekillerinin istinaf talebi yukarıda yapılan açıklamalarla sınırlı olarak kabul edilerek, ilk derece mahkemesi kararının, duruşma yapılmaksızın, kaldırılması ve davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye iadesi gerektiği sonuç ve kanaatine varılmıştır. Bu nedenle; ilk derece mahkemesi kararının kaldırılıp davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye gönderilmesine dair 6100 sayılı HMK md. 353/1-a-6 gereğince duruşma açılmaksızın aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçelerle;
1-) Davacılar vekili ve davalı vekilinin istinaf başvurularının KABULÜ İLE; 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a/6 maddesi gereğince Kayseri 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2021/715 Esas 2022/555 Karar sayılı KARARININ KALDIRILMASINA,
2-) Davanın yukarıda gerekçe bölümünde belirtilen hususlar değerlendirilerek yeniden görülmesi için dosyanın MAHKEMESİNE İADESİNE,
3-) Peşin alınan istinaf karar harcının istek halinde istinaf kanun yoluna başvuran taraflara iadesine,
4-) İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından istinaf kanun yoluna başvuran yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
5-) İstinaf kanun yoluna başvuran taraflarca yapılan istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına,
6-) İstinaf yargılaması bakımından istinaf kanun yoluna başvuran tarafından yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının HMK’nun 333. maddesi, Yönetmeliğin 207/1. maddesi ve HMK Gider Avansı Tarifesi’nin 5. maddesi hükümleri uyarınca yatırana iadesine,
7-) Kararın kesin olması nedeniyle taraflara tebliği, harç ve avans iadesi işlemlerinin HMK’nın md. 302/5 ve 359/3 uyarınca ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dair; tarafların yokluğunda, 6100 sayılı HMK md. 353/1-a/6. maddesi gereğince dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı HMK md. 353/1-a, 362/1 – g maddeleri uyarınca KESİN olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 09/12/2022