Emsal Mahkeme Kararı Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2022/2619 E. 2023/1855 K. 02.11.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T. C.
KAYSERİ
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/2619
KARAR NO: 2023/1855
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: KAYSERİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 23/06/2022
NUMARASI: 2020/156 Esas 2022/525 Karar
DAVANIN KONUSU: Ölüm ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat
DAVA TARİHİ: 25.02.2020
İSTİNAF KARARININ
VERİLDİĞİ TARİH: 02.11.2023
YAZILDIĞI TARİH: 02.11.2023
Kayseri 1. Asliye Ticaret MAHKEMESİ’nin 2020/156 Esas 2022/525 Karar sayılı kararı davacı vekili tarafından istinaf incelemesi için Dairemize gönderilmekle dosyadaki tüm bilgi ve belgeler incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLÜP GÖRÜŞÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde; Müvekkili ve arkadaşının 25/11/2018 tarihinde 13:40 sıralarında otobüs durağında beklerken davalıların çarpması sonucu ağır bir şekilde yaralandığını, meydana gelen trafik kazasında müvekkilinin sağ orta bacak ve sol diz bölgelerinden ağır bir şekilde yaralandığını, Kayseri Şehir Hastane’sinin geçici hekim raporuna göre hayati fonksiyonlarının etkileme derecesinin 9 olduğu kanaatine varıldığının bildirildiğini, müvekkilinin başına gelen olay sonucu engelli hale geldiğini, %23 engellilik oranı içeren Kayseri Şehir Hastanesi’nden alınan raporu bulunduğunu, kazanın … plakalı araç sürücüsü …’ın asli kusurlu olduğunu, …’in ise çarpışma şiddeti ve araçlardaki hasar göz önüne alındığında tali kusurlu olduğu kanaatine varıldığını, şahıslar hakkında ceza davası açıldığını, müvekkilinin 1997 doğumlu genç bir birey oluşu, tedavi giderleri, kazanç kaybı, çalışma gücünün azalmasından ya da yitirilmesinden doğan kayıplar, ekonomik geleceğin sarsılmasından doğan kayıplar, kazanın yarattığı ruhsal ve yaşamsal olumsuzluklar gözetilerek davalılar açısından müşterek ve müteselsilen olmak üzere fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 1.000,00 TL maddi 100.000,00 TL manevi tazminata hükmedilmesini talep ettiklerini, arabuluculuk sürecinin de olumsuz sonuçlandığını, ileri sürerek; fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 1.000,00 TL maddi ve 100.000,00 TL tazminatın davalılardan alınarak davacıya verilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; Atfedilen kusur oranına, kaza tespit tutanağına, ve alınmış olan maluliyet raporuna, maddi ve manevi tazminat taleplerine itiraz ettiklerini, müvekkilinin yasalara uygun şekilde dönüşünü gerçekleştirdiği sırada bu kazanın meydana geldiğini, kusur oranına ilişkin yeniden rapor alınması gerektiğini, davacı tarafın sigorta şirketi ve Güvence Hesabı’na dava açmadan önce başvuruda bulunması gerektiğini, davacının yapmış olduğu başvurunun araştırılması gerektiğini, varsa ödemelerin bilgilerinin dosyaya celp edilmesini talep ettiklerini, davacı tarafın manevi tazminata ilişkin beyanlarını kabul etmediklerini, manevi tazminat talebinin fahiş olduğunu savunarak davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı Güvence Hesabı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacı tarafından başvuru şartının yerine getirilmediğini, kazanın oluşumunda davacının kusur oranının tespit edilmesi gerektiğini, kaza nedeniyle davacının maluliyetinin oluşup oluşmadığı ve oluşmuşsa bunun kaza nedeniyle olup olmadığının tespit edilmesi gerektiğini, müvekkili kurumun geçici iş göremezlik zararlarını ve tedavi giderlerini karşılamasının mümkün olmadığını, müvekkiline ancak bedensel zaralar kapsamında başvurulabileceğini, geçici iş göremezlik tazminat taleplerinin teminat kapsamı dışında bırakıldığını, SGK tarafından kaza nedeniyle davacıya maddi tazminata mahsuben ödeme yapılıp yapılmadığı hususunun sorulması gerektiğini, müvekkili kurum tarafından davacıya yapılan ödeme doğrultusunda müvekkili kurumun kaza nedeniyle sorumluluğunun kalmadığını, müvekkili kurumun sorumluluğunun teminat limitleri dahilinde olduğunu, sorumluluğu aşar nitelikte karar verilmemesi gerektiğini, müvekkili kurumun ticari şirket olmadığından yasal faize hükmedilebileceğini davanın araç işletenine ihbar edilmesi gerektiğini savunarak davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … A.Ş. vekili cevap dilekçesinde özetle; Davanın davaya konu tazminat bedelinin ödenmiş olması sebebiyle reddi gerektiğini, sigorta şirketinin sigortalısının kusuru oranında tazminat ödemesi yapmakla yükümlü olduğunu, davacının öncelikle sigortalı araç sürücüsünün kusurunu ispat etmesi gerektiğini, davacının sürekli sakatlık durumunun ATK’dan alınacak rapor ile ispatlanması gerektiğini ve maluliyetinin tespiti halinde tazminat hesabının aktüer sıfatına sahip bilirkişi tarafından yapılması gerektiğini, bilirkişi incelemesi yapılırken ödeme tarihindeki verilerin dikkate alınması gerektiğini, mahkemece müterafik kusur ve hatır taşıması hususlarının araştırılması gerektiğini, davacının dava konusu kaza nedeniyle elde ettiği gelir ve tazminatların mahsubunun gerektiğini, geçici iş göremezlik zararları, bakıcı ve tedavi giderlerinin müvekkili sorumluluğunda olmadığından davacı yanın bu yöndeki taleplerinin reddi gerektiğini, kabul anlamına gelmemekle birlikte müvekkili şirketin sigorta bedelini ödeme yükümlülüğünün dava tarihinde muaccel hale geldiğini, bu sebeple mahkeme faize hükmedilmesi halinde dava tarihinden itibaren işletilecek yasal faize hükmedilmesi gerektiğini savunarak davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; Soruşturma dosyasındaki beyanlar soruşturma dosyasındaki kusur raporu ve mahkememizce alınan kusur raporu uyarınca, sürücü … sevk ve idaresindeki … plakalı aracın … Caddesini takiben … caddesi istikametinden gelerek … bulvarı istikatemine seyir halendeyken gidiş istikametine göre solunda bulunan … sokağa giriş yapmak için sola dönüş yaptığı esnada aracın ön kısımları ile …caddesini takiben …bulvarı istikametinden gelerek … caddesi istikametinde olan sürücü … (…) sevk ve idaresindeki … plakalı aracın ön sol kısımlarına çarpması ve çarpmanın şiddeti ile … plakalı aracın savrularak sağ ön kısımları ile gidiş istikametine göre sağında bulunan otobüs durağındaki … çarptığı anlaşılmıştır. Sürücü …’ın KTK’nun 67/1- a maddesi uyarınca sürücülerin sağa ve sola dönerken kara yolunu kullananlar için tehlike oluşturabilecek ve bunların hareketlerini zorlaştıracak şekilde davranmak ve KTK’nun 53/1-b-5 maddesi uyarınca dönüş sırasında karşıdan gelen veya emniyetle durulamayacak kavşağa yaklaşmış olan taşıtların geçmesini beklemek kuralını ihmal ettiğinden %75 oranında kusurlu olduğu … plakalı araç sürücüsü…’ın ise KTK’nun 52/1-a maddesi uyarınca kavşaklara yaklaşırken hızlarını azaltmama kuralını ihmal ettiğinden %25 oranında kusurlu olduğunu davalıların ise arasında müteselsil sorumluluk ilkesinin geçerli olduğu anlaşılmıştır. Mahkememiz Erciyes Üniversitesi Üniversitesi Adli Tıp Başkanlığı bünyesinde rapor almıştır. Kaza tarihinde yürürlükte olan Özürlülük Ölçütü Sınıflandırması Ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik hükümlerine hükümlerine uygun olarak düzenlenmesi gerekir. ( Yargıtay 4. Hukuk Dairesi 2021/3153 E,2021/2473 sayılı ilamı doğrultusunda) Anılan düzenlenme uyarınca mahkememiz rapor almıştır. Anılan raporda %8 oranında sürekli malul olduğu , (9) ay geçici iş göremez olduğu tespit edilmiştir. Mahkememiz TRH 2010 tablosu üzerinden ve tedavi giderlerinin hasaplama yapılması amacıyla dosyayı aktüerya lisansı olan bilirkişiye ve adli tıp uzmanına dosya tevdi etmiştir. Anılan raporun yöntemine uygun olduğu davacının 97.061,09 TL sürekli iş göremezlik zararının ve 17.696,87 TL geçici iş göremezlik zararının ve 8.000,00 TL kaçınılmaz tedavi giderinin bulunduğu görülmüştür. Davacının ise 15.492,07 TL ve 136.486,00 TL olmak üzere toplam 151.978,07 TL sigortalardan ödeme aldığı davacının toplam zararının ise 122.757,96 TL olduğu anlaşılmakla davacının zararı fazlası ile karşılanmakla maddi tazminat istemlerinin reddine karar verilmiştir. Duyulan acı, çekilen ızdırap manevi zarar değil, onun görüntüsü olarak ortaya çıkabilir. Hakim, manevi tazminatın tutarını belirlerken, saldırı oluşturan eylem ve olayın özelliği yanında tarafların kusur oranını, sıfatını, işgal ettikleri makamı ve diğer sosyal ve ekonomik durumlarını da dikkate almalıdır. Tutarın belirlenmesinde her olaya göre değişebilecek özel durum ve koşulların bulunacağı da gözetilerek takdir hakkını etkileyecek nedenleri karar yerinde nesnel (objektif) olarak göstermelidir. Çünkü yasanın takdir hakkı verdiği durumlarda hakimin, hukuk ve adalete uygun karar vereceği TMK’nun 4. maddesinde belirtilmiştir. Takdir edilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir işlevi (fonksiyonu) olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi malvarlığı hukukuna ilişkin bir zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. O halde bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek tutar, var olan durumda elde edilmek istenilen doyum (tatmin) duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. Somut olayda, ekonomik ve sosyal durum araştırması, kazanın oluş şekli çekilen ızdırap, davacının maluliyet oranı, 9 ay geçici iş göremez oluşu ve davalı gerçek kişilerin haksız fiil hükümleri çerçevesinde müştereken ve müteselsilen sorumlu olmaları nedeni ile yukarıda açıklanan kıstaslar çerçevesinde davacının maddi tazminata ilişkin istemlerinin reddine, davacının manevi tazminat isteminin kısmen kabulü ile, 10.000,00 TL manevi tazminatın davalılar … ve …’dan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, alacağa kaza tarihi olan 25/11/2018 tarihinden itibaren yasal faiz uygulanmasına, fazlaya ilişkin istemin reddine dair karar verildiği görülmüştür.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; 11/08/2021 tarihli bilirkişi raporu incelendiğinde davalı sigorta şirketi ve davalı Güvence Hesabının müvekkiline ödemiş olduğu tazminatın sürekli iş göremezlik zararı kapsamında sayıldığını, geçici iş göremezlik zarar bedeli olan 17.696,87 TL’nin davalı sigorta şirketi, Güvence Hesabı veya davalı gerçek kişilerce karşılanmadığını, kalıcı ve geçici iş göremezlik tazminatı ayrımı yapmaksızın maddi tazminat talebinin reddine karar vermenin, bu noktada yeterli gerekçe olmaksızın bilirkişi raporunu gözardı ederek hüküm kurma yoluna gitmenin usul ve yasaya aykırılık teşkil ettiğini, müvekkilin maddi zararlarının tam olarak karşılanmadığını, sürekli iş göremezlik zararının da halen bulunduğunu, ilk derece mahkemesi tarafından hak ve nefasete uygun bir giderim sağlanmadığını, ilk derece mahkemesince takdir edilen manevi tazminat miktarının asgari ölçüde tutulduğunu, müvekkilinin dava konusu kaza nedeniyle uğramış olduğu manevi zararı karşılamaya yetmeyeceğini, bilirkişi raporlarında belirlenen maluliyet arasındaki çelişkinin giderilmeksizin hüküm kurulma yoluna gidildiğini, duruşma talepleri bulunduğunu, tehiri icra taleplerinin kabul edilerek istinaf incelemesi sonuçlanıncaya kadar icra takibinin geri bırakılmasına, ilk derece kararının kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:Dairemizce, HMK’nın 355. maddesi kapsamında istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle bağlı olarak ve kamu düzenine ilişkin hususlar resen dikkate alınmak suretiyle yapılan incelemede;
Dava, trafik kazasından kaynaklı açılan maddi ve manevi tazminat davasıdır.İlk derece mahkemesince yapılan yargılamada toplanan deliller ve alınan bilirkişi raporuna göre davacının toplam maddi zararının 122.757,96 TL olduğu, davalı …A.Ş. tarafından davacıya 24.09.2019 tarihinde 15.492,07 TL ödeme yapıldığı, yine davalı Güvence Hesabı tarafından 12.11.2019 tarihinde 136.486,00 TL ödeme yapıldığı, toplam ödeme miktarının 151.978,07 TL olduğu, bu durumda davacının maddi zararının dava açılmadan önce davalı sigorta şirketlerince karşılanmış olduğu görülmekle maddi tazminat talebi yönünden davanın reddine karar verilmesinde herhangi bir isabetsizlik görülmemiştir.
Davacının kazadaki yaralanma derecesi, tarafların ekonomik ve sosyal durumu, kaza tarihindeki paranın satın alma gücü dikkate alındığında, davacı lehine manevi tazminat talebinin kısmen kabulü ile 10.000,00 TL manevi tazminata hükmedilmesinde herhangi bir isabetsizlik yoktur.
Bu haliyle; ilk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucu vakıa ve hukuki değerlendirmede kanuna aykırılığın bulunmadığı, davanın kısmen kabulüne yönelik ilk derece mahkemesinin verdiği kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşılmakla 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b/1 maddesi gereğince davacının istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : (Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere)
1-) Davacının istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b/1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-) Alınması gereken 269,85 TL istinaf karar harcından peşin alınan 80,70 TL harcın mahsubu ile eksik kalan 189,15 TL harcın davacıdan alınarak Hazineye irat kaydına,
3-) İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından AAÜT md. 2/2 uyarınca vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
4-) Davacı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
5-) Davacı tarafça istinaf yargılaması bakımından yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının, karar kesinleştiğinde, HMK’nun 333. maddesi, Yönetmeliğin 207/1. maddesi ve HMK Gider Avansı Tarifesi’nin 5. maddesi hükümlerine göre yatırana iadesine,
6-) Kararın kesin olması nedeniyle taraflara tebliği ve gider avansı iadesi işlemlerinin 6100 sayılı HMK md. 302/5 ve 359/3 uyarınca ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dair; tarafların yokluğunda, Hukuk Muhakemeleri Kanunu md. 353/1-b/1 uyarınca dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı HMK’nın 362/1 -a maddesi uyarınca KESİN olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 02/11/2023