Emsal Mahkeme Kararı Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2022/2564 E. 2022/1950 K. 09.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
KAYSERİ
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/2564
KARAR NO: 2022/1950
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: KAYSERİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 22/06/2021
NUMARASI: 2018/809 Esas 2021/594 Karar
Kayseri 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2018/809 Esas Sayılı Asıl Dava Dosyasında;
DAVA: Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ:12/11/2018
KARAR TARİHİ:22/06/2021
Birleşen Kayseri 2.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2018/826 Esas 2019/212 Karar Sayılı
Dosyasında;
DAVA: Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ: 26/11/2018
Birleştirme Karar Tarihi: 07/03/2019
KARAR TARİHİ: 22/06/2021
Birleşen Kayseri 2.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2021/336 Esas 2021/298 Karar Sayılı
Dosyasında;
DAVA:Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
İSTİNAF KARARININ
VERİLDİĞİ TARİH: 09/12/2022
YAZILDIĞI TARİH: 09/12/2022
Kayseri 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2018/809 Esas 2021/594 Karar sayılı ilamı davacılar vekili, davalı … Anonim Şti vekili, davalı … vekili tarafından istinaf incelemesi için Dairemize gönderilmekle inceleme aşamasında dosyadaki tüm bilgi ve belgeler incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLÜP GÖRÜŞÜLDÜ: Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; 08/09/2018 tarihinde davalılardan … ‘un sevk ve idaresindeki … plakalı aracı ile Develi istikametinden Kayseri istikametine seyretmekte olduğu sırada Tomarza Merkez ışıklı kavşağa geldiğinde yolun gidiş istikametine göre sol taraftaki orta refüjden yaya yolu üzerinden karşıya geçmekte olan davacılardan … ‘in aracına sol ön kısmıyla çarpması sonucu yaralamalı trafik kazasının meydana geldiğini, bu kazanın meydana gelmesinde davalının kusurlu olduğunu, davacı … ‘in bu kazaya bağlı olarak kemiklerinin kırıldığını ve tedavisinin hala devam ettiğini, işinden geri kaldığını ve ailesinin bakımına muhtaç kaldığını belirterek davacılardan … için şimdilik 1.000,00-TL iş göremezlik tazminatının ve şimdilik … için 500,00-TL bakıcı ücretinin kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan; davacı … için 60.000,00-TL, eşi … için 25.000,00-TL, annesi … için 20.000,00-TL, babası … için 20.000,00-TL, çocuklardan … için 15.000,00-TL, … için 15.000,00-TL, kardeşleri … için 7.500,00-TL, … için 7.500,00-TL ve … için 7.500,00-TL manevi tazminatın davalılardan kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiş ve bu aşamada … plakalı araç kaydına ihtiyati tedbir veya ihtiyati haciz konmasını talep etmiştir. Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın zamanaşımına uğradığını, Mahkemenin işbu davaya bakmaya görevli olmadığını, kazanın olduğu gün yol çalışması olması nedeni ile davacının hızını düşürdüğünü, kendisine yeşil ışık yanarken fakat sarı ışık yanmak üzereyken davacının yola atladığını, davacının kaza esnasında telefonda konuştuğunu, davalının engelli aracı kullandığını, aracında hız limitleyici bulunduğunu, saatte 60 km hızdan fazla hızını arttırmasının mümkün olmadığını, davalı aşırı hız yapsaydı aracındaki hava yastıklarının kaza esnasında açılmasının gerektiğini, davacının vücudunda kırık olmadığını, ceza dosyasında Erciyes Ünv. Tıp Fakültesi’nden gelen yazı cevabında davacının vücudunda kemik kırığının olmadığının belirtildiğini, davacının kazadan kısa bir süre sonra Facebook isimli sosyal paylaşım sitesinde çok iyi olduğuna dair paylaşımlarda bulunduğunu, davacılardan … haricindeki diğer davacıların tazminat taleplerinin reddinin gerektiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Birleşen Kayseri 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2018/826 Esas 2019/212 Karar Sayılı Dosyasında;
Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; 08/09/2018 tarihinde … plakalı aracın yaya yolunda karşıya geçen müvekkillerinin kardeşi … ‘e çarparak ağır şekilde yaralanmasına sebebiyet verdiğini, müvekkillerinin kaza nedeniyle yaşadıkları acı ve ızdırabın tartışmasız olduğunu, bu nedenlerle usul ekonomisi bakımından davanın Kayseri 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2018/809 Esas sayılı dosyası ile birleştirilmesine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; talep edilen alacağın zamanaşımına uğradığını, kazanın müvekkilinin yeşil ışıkta geçerken davacının yola atlaması nedeniyle meydana geldiği, müvekkilinin ışık ve hız ihlali yapmadığını, yaralanan şahsın bizzat kendisinin dava açabileceğini, bu nedenlerle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Birleşen Kayseri 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2021/336 Esas 2021/298 Karar Sayılı Dosyasında;
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 08/09/2018 tarihinde davalı … ‘un sevk ve idaresindeki … plakalı araç ile davacının yaya halde bulunduğu esnada davacıya çarpması sonucu kazanın meydana geldiğini, Kayseri 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2018/809 Esas sayılı dosyası ile davacı … ‘in trafik kazasında yaralanması nedeniyle davalılar aleyhine maddi tazminat davası açtıklarını, bu davanın halen derdest olduğunu ve her iki dava arasında bağlantı bulunduğunu, bu nedenlerle davaların birleştirilmesi talebinde bulunduklarını, davalılar aleyhine Kayseri 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2018/809 E.sayılı dosyasıyla ikame edilen; sürekli iş göremezlik, geçici iş göremezlik zararı ve geçici bakıcı zararı alacağı davasında 01/02/2021 tarihli bilirkişi raporunda; müvekkili yönünden davalılardan 154.630,00-TL sürekli iş göremezlik, 7.386,22-TL geçici iş göremezlik zararı ile 1.420,65-TL geçici bakıcı zararı talebinde bulunabileceği belirlenmiş olup 01/02/2021 tarihli bilirkişi raporuna göre davanın 03/03/2021 tarihinde ıslah edildiğini, ancak Mahkemenin 30/03/2021 tarihli duruşma zaptının 1 nolu ara kararında dosyanın TRH 2010 yaşam tablosuna göre hesaplama yapılması için dosyanın yeniden bilirkişiye tevdiine karar verildiğini, bu karar gereğince alınan 05/04/2021 tarihli bilirkişi raporunda % 19 özür oranına göre sürekli iş göremezlik zararının 183.547,06-TL olduğu tespit edildiğini, 01/02/2021 ve 05/04/2021 tarihli bilirkişi raporlarında yapılan hesaplama nedeniyle oluşan 28.917,06-TL farkın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini talep ettiğini tüm bu sebeplerle ek davayı açma gereği hasıl olduğunu beyan etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ :İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda;
“…A-Mahkememizin 2018/809 Esas Sayılı Davasında;
1-Davacı … ‘in maddi tazminat davasının KISMEN KABUL KISMEN REDDİ ile kalıcı iş göremezlik tazminatı için 154.630,00-TL ve geçici iş göremezlik tazminatı için 7.386,22-TL olmak üzere toplam 162.016,22-TL’nin davalı sigorta şirketinin sorumluluğu poliçe teminat limiti ile sınırlı olmak kaydı ile davalı … ‘dan 08/09/2018 tarihinden ve davalı sigorta şirketinden dava tarihi olan 12/11/2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya ödenmesine, davacının fazlaya ilişkin talebinin REDDİNE,
2-Davacı … ‘in bakıcı giderine yönelik açmış olduğu maddi tazminat davasının reddine,
3-Davacıların davalı … Şti aleyhinde açtıkları manevi tazminat davalarının ayrı ayrı REDDİNE,”
B-Birleşen Kayseri 2.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2018/826 Esas 2019/212 Karar Sayılı Davasında;
1-Davacıların davalı … Şti. aleyhinde açtıkları manevi tazminat davalarının ayrı ayrı REDDİNE,
2-Davacıların davalı … aleyhinde açtıkları manevi tazminat davalarının KISMEN KABUL KISMEN REDDİ ile davacı … için 2.000,00-TL ve davacı … için 2.000,00-TL olmak üzere toplam 4.000,00-TL’nin davalı … ‘dan 08/09/2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte alınarak davacılara ödenmesine, davacıların fazlaya ilişkin manevi tazminat taleplerinin ayrı ayrı reddine,
C-Birleşen Kayseri 2.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2021/336 Esas 2021/298 Karar Sayılı Davasında;
1-Davacı … ‘in maddi tazminat davasının KABULÜ ile 28.917,06-TL’nin davalı sigorta şirketinin sorumluluğu poliçe teminat limiti ile sınırlı olmak kaydı ile davalı … ‘dan 08/09/2018 tarihinden ve davalı sigorta şirketinden, Kayseri 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2018/890 Esas sayılı davasının dava tarihi olan 12/11/2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya ödenmesine,” şeklinde karar verildiği görülmüştür.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacılar vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; mahkemenin gerekçeli kararında; müvekkilleri lehine farklı miktarlarda manevi tazminatlar ile maddi tazminata hükmedilmiş olup hükmedilen tazminatların müvekkillerin uğradığı mağduriyeti giderecek miktarlar olmadığını, müvekkillerinden kazaya uğrayan … için % 19 maluliyet oranı belirlenmiş olup bu oran da müvekkilinin gerçek maluliyetini karşılayan bir oran olmadığını, müvekkilinin bu kaza sebebiyle bir ayağında kısalık oluştuğunu ve bu hususun mahkemeye bildirilmişse de bu konuda müvekkilinin yeniden hastaneye sevki sağlanmadan sadece dosya üzerinden rapor aldırılmasının eksik inceleme olup kararın kaldırılmasının gerektiğini, müvekkillerinin bu kaza sebebiyle manevi olarak da çok yıprandıklarını, özellikle müvekkillerinden … ‘in yaralanmış olduğundan kusur durumları da dikkate alındığında belirlenen manevi tazminat tutarlarının da hakkaniyetli olmayıp uğranılan manevi zararı karşılar nitelikte olmadığını, her ne kadar manevi tazminatın sebepsiz zenginleşme aracı olmadığı muhakkaksa da ağır kusurlu davalıları da ödüllendirir miktar kadar da az olmaması gerektiğini, mahkemece her bir davacı aleyhine reddedilen maddi ve manevi tazminat miktarları yönünden her bir davalı lehine ayrı ayrı vekalet ücretine hükmedilmişse de tek vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken, ayrı ayrı vekalet ücreti takdirinin hatalı olduğunu beyan ederek mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. Davalı … vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; manevi tazminat takdir edilirken tarafların sosyal ekonomik durumlarının da göz önüne alınması gerektiğini, müvekkilinin şuan üniversite öğrencisi olup, hiçbir geliri olmayıp ailesinin desteği ile hayatını idame ettiren engelli bir birey olduğunu, mahkemenin manevi tazminat yönünden gerekçesini yazdığını, tarafların sosyal ekonomi durumlarının dikkate alınması gerektiğinden bahsettiğini, müvekkilinin asgari ücretin altında gelirinin olduğunu tespit ettiğini ancak tüm bunlara rağmen yazdığı gerekçeye pek de uymayan bir şekilde manevi tazminata hükmettiğini, bu kadar fahiş ve yüksek olan manevi tazminatı müvekkilinin ödemesinin mümkün olmadığı gibi, hiç bir geliri olmayan müvekkilinin ciddi anlamada mağdur olmasına neden olacağını, manevi tazminat miktarı çok yüksek olup, bu hususta sayın mahkemece yeniden değerlendirme yapılarak, tarafların sosyal ekonomik durumları da göz önüne alınarak yeni ve daha düşük bir tazminata hükmedilmesi gerektiğini, müvekkilinin kazanın meydana geldiği yöne doğru hareket halindeyken yol çalışmasının olması nedeniyle yolun tek şeride döndürülmüş olmasından dolayı hızını azalttığını ve yoluna devam ettiğini, kendisine yeşil yandığını ve sarı ışığın yanmaya başlayacağını görünce de yola devam etmek istediğini, ancak bu sırada karşıdan karşıya geçmek isteyen davacının yola atlaması nedeniyle yaralamalı trafik kazası meydana geldiğini, davacı … ‘in kaza anında telefonla konuştuğunu, dolayısıyla dikkatsizliği sonucunda gelen arabayı görmediğini ve yola atladığını, bu da davacının kusurlu olduğunu kanıtladığını, her ne kadar trafik kazası tespit tutanağında ve Tomarza Cumhuriyet Başsavcılığında hazırlanan bilirkişi raporunda müvekkilinin azami hız sınırının iki katı hız ile seyrettiği, kırmızı ışık ihlali yaptığı için kazanın meydana geldiği ileri sürülmüş olsa da öncelikle müvekkilinin kırmızı ışık ihlali yaptığının söylenmeyeceğini, müvekkilinin trafik lambası yeşilden sarıya dönecekken yoldan geçmeye çalıştığını, müvekkilinin engelli aracı kullandığını, arabasında hız limitleyicinin bulunduğunu, hız limitleyicinin olmasından dolayı müvekkilinin 60 km hızı geçebilmesinin mümkün olmadığını, müvekkilinin aracının bu hızı çıkılmayacak şekilde ayarlandığını, kesinlikle müvekkilinin azami hız sınırı olan 50 Km’nin iki katı hıza ulaşmasının mümkün olmadığını, bilirkişi raporunun tamamen hatalı olduğunu, her ne kadar müvekkilinin ortalama 95 km hız ile seyir halinde olduğu ileri sürülmüş ise de müvekkilinin aracında 6 adet hava yastığı bulunmakta olup bir anda ani fren yapan kişinin hava yastıklarının açılmaması hayatın olağan akışına aykırı olacağını, dolayısıyla bu hususun da müvekkilinin aşırı hız yapmadığını gösterdiğini, müvekkiline sadece hız yapmış olduğundan bahisle daha fazla kusur atfedildiğini, müvekkilinin yol çalışmasının olduğunu gördüğünde de hızını azalttığını ve azaltarak ilerlediğini, bu nedenle kabul etmemekle birlikte şayet müvekkiline kusur atfedilecek ise de karşı taraf ile eşit oranda kusurlu olduklarının ortada olduğunu, bu nedenle davacıların haksız olarak müvekkilinden maddi ve manevi tazminat talep etmiş olmasının hukuka aykırı olduğunu, davacılar vekilinin abartılı bir şekilde müvekkilinde kemik kırıkları oluştuğunu, iş gücünden yoksun kaldığını, hayati tehlike geçirdiğini beyan etmesinin hukuka aykırı olduğunu, meydana gelen kazadan dolayı yaralanan … ‘in annesi, babası, eşi, çocukları, kardeşleri için manevi tazminat talep etmiş olmasının hukuka ve hakkaniyete aykırı olduğunu, karşı vekalet ücretine ilişkin mahkeme kararında usulen hatalar bulunduğunu beyan ederek mahkeme kararının kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı … A.Ş. vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; geçici iş göremezlik tazminatı taleplerinin Trafik Sigortası Genel Şartları, Poliçe Özel Şartları ile Karayolları Trafik Kanunu hükümleri itibariyle, poliçe teminatına dahil olmadığını, davacının talebine konu bakıcı gideri tazminatının Trafik Sigortası Genel Şartları A.5.B maddesi gereği, sağlık gideri teminatı kapsamında olduğunu ve sağlık gideri teminatının ise SGK’nın sorumluluğunda bulunduğunu, anayasa madde 135/5 “iptal kararları geriye yürümez” hükmü gereğince 09/10/2020 tarihli anayasa mahkemesi’nin iptal kararından önceki uyuşmazlıklarda, kanunun iptal edilmemiş şeklinin uygulanması gerektiğini, TRH 2010 yasaş tablosu prograsif rant esas alınmak suretiyle yapılan hesaplamanın gerçek zararı tespit etmede yeterli olmadığından TRH 2010 yaşam tablosu ve 1.8 teknik faize göre hesaplama yapılması gerektiğini, mahkemeden TRH 2010 yaşam tablosu ve prograsif rant yöntemine göre yapılan hesaplamaya dayanılarak kurulan hükmün bozulmasını ve TRH 2010 yaşam tablosu ve 1.8 teknik faize göre hesaplama yapılması için dosyanın bilirkişiye tevdi edilmesini talep ettiğini, ıslaha konu edilen akam için ancak ıslah tarihinden itibaren yasal faiz isteyebileceğini beyan ederek mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE : HMK’nın 355. maddesindeki düzenleme gereğince asıl ve birleşen dosya davacılar vekili, asıl dava ve birleşen dosyalarda davalı … A.Ş. vekili ve asıl ve birleşen dosyalarda davalı … vekilinin istinaf sebepleri ve kamu düzenine ilişkin hususlar ile bağlı kalınarak ilk derece mahkemesine ait dava dosyası esas bakımından incelendiğinde;
Dava, haksız fiilden kaynaklı 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 54. ve 56. maddeleri gereği cismani zarardan doğan maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir. Somut uyuşmazlıkta, 08/09/2018 tarihinde davalı … sevk ve idaresindeki … plakalı aracın davacı yaya … ile çarpışması neticesinde davacının yaralandığı sabittir. Davalı … A.Ş. … plaka sayılı aracın zorunlu mali mesuliyet sigorta şirketidir.
Öncelikle davalı … ‘un kusura yönelik istinaf başvuru sebepleri incelendiğinde; kaza tespit tutanağında; …bu kazada çevrede yapılan incelemede kamera kaydı olmaması nedeni ile sürücü ve yayanın ışık ihlallerinin tespit edilemediği, şoför beyanı, iz ve deliller, çarpma sonucunda araçta oluşan hasara göre sürücü … ‘un sevk ve idaresindeki aracın hız sınırının yapılan incelemelerde yerleşim yeri içi hız sınırının üzerinde olduğu, sürücü … ‘un KTK’nun sürücü kusurlarından 52/1-a (aracın hızını kavşaklara yaklaşırken, dönemeçli yollarda ilerlerken, yaya geçitlerine, hemzemin geçitlere, tünellere, dar köprü ve menfezlere yaklaşırken, yapım ve onarım alanlarına girerken azaltmamak) maddesini ihlal ettiği, davacı yaya … ‘in ise aracın kendisine çarptığı nokta göz önüne alındığında karşıdan karşıya geçişinde uygun yerden geçmediği (yayalar için ayrılmış yerden geçiş yapmadığı) kuralını ihlal ettiği tutanak altına alınmıştır.
Davaya konu kazaya ilişkin Tomarza Cumhuriyet Savcılığı’nın 2018/563 soruşturma sayılı dosyası kapsamında adli trafik bilirkişisi tarafından düzenlenen 19/10/2018 tarihli raporda, kazanın ışık sistemindeki fazlar arası geçiş esnasında güvenli geçiş için konulan koruma süresi içinde yani hem yayaya hem araca kırmızı ışığın yandığı esnada meydana geldiği, sürücü … ‘un şehrin en merkezi noktasında azami hız limitini 2 katı kadar bir hızla kavşağa yaklaştığı, fren yapmadan önceki hızının saatte 95 km olarak hesaplandığı, kırmızı ışıkta duran aracın önünden çıkan yayaya kırmızı ışık ihlali yaparak çarparak kazaya sebebiyet vermesi nedeni ile birinci derece asli kusurlu olduğu, yaya … ‘in ise ışıklı yaya geçidinden orta refüjden yolun karşısına doğru geçerken kendisine hitap eden kırmızı ışığa riayet etmeden karşıya geçerek kazaya sebebiyet vermesi nedeni ile ikinci derecede asli kusurlu olduğu yönünde görüş bildirildiği görülmüştür.
Davalı sürücü … adına kayıtlı aracın trafik tescil kaydında kullanım şeklinin engelli olarak kayıtlı olduğu belirlenmiş olup, davalı … yargılama kapsamında engelli aracı olan … plakalı arcın engelli aracı olduğu ve hız sınırlayıcı sistemine sahip olduğu, bu nedenle hızının 60 km/h aşmasının mümkün olmadığını ileri sürmüş olup mahkemece davalının iddiasının denetlenmesi amacıyla araçla bilirkişi marifetiyle test sürüşü yapıldığı, keşfen makine mühendisi bilirkişisi tarafından düzenlenen 07/01/2020 tarihli raporunda; aracın ayarlanabilir hız limitleyici sisteme( LIM) sahip olduğu ancak sürücü tarafından kolayca devre dışı bırakılabileceği ve bu şekilde normal araçlardan farklı bir yönü kalmayacağı, konuya ilişkin olarak CD İzleme Tutanağı bilgileri incelendiğinde 19:45:48’de dava konusu aracın seyir istikametindeki araçlara trafik ışıklarının kırmızı yanmaya başladığı, çarpmanın 19:45:51 saniyesi içinde meydana geldiği ve en az üç saniye öncesinden itibaren trafik ışıklarının kırmızı yandığı, dolayısı ile … plaka sayılı aracın kırmızı ışık ihlali yaptığının belirgin olduğu, bahse konu trafik kazasında, … plaka sayılı araç sürücüsü … ‘un 2918 sayılı KTK m.47/b kural ihlali, m.52/1-a, b kural ihlalleri ile “kusurlu” ve m.84/a kural ihlali ile “asli kusurlu” olduğu, yaya … ‘in ise 2918 sayılı KTK m.68/b-1 kural ihlali ile “kusurlu” olduğu, belirtilen kusur şartlarında … plaka sayılı araç sürücüsü … ‘un kazanın oluşumundaki etki derecesi dikkate alındığında kusur oranının %70 (yüzdeyetmiş) olması gerektiği, yaya …’in kazanın oluşumundaki etki derecesi dikkate alındığında kusur oranının %30 (yüzdeotuz) olması gerektiği yönünde görüş ve kanaatini bildirmiştir. Rapor taraflara tebliğ edilmiş, davacılar vekili ile davalı … vekilinin itiraz dilekçesi sundukları görülmüştür.
Ceza dosyası kapsamında ise Ankara Adli Tıp Trafik İhtisas Dairesi Başkanlığı’nın … tarihli raporunda; “Mevcut verilere göre; sanık sürücü … ’un sevk ve idaresindeki aracı ile meskun mahal içinde gece vakti seyrederken geldiği olay mahalli ışık kontrollü kavşakta izlenen görüntülerden anlaşılmakla ışık dönüşümünde yavaşlayıp durması gerekirken bu hususa riayet etmediği, seyir şeridine göre sol tarafından orta refüj kısmından karşıdan karşıya geçiş yapmak istemekle sol şerit üzerinde duraklayan araç önünden geçip sağ şerit bölümüne giriş yapan yayaya kavşak içinde çarpması ile dahil olduğu olayda dikkat ve özen yükümlülüklerine aykırı hareketi sebebi ile asli kusurludur. Müşteki yaya … ’in izlenen görüntülerden anlaşılmakla bulunduğu orta refüj bölümünden kendi istikametine yanan kırmızı ışığa itimat etmeden karşıdan karşıya geçmek istemesi ile sürücünün idaresindeki aracın kavşak içerisinde sadmesine maruz kalmakla dahil olduğu olayda dikkat ve özen yükümlülüklerine aykırı hareketiyle asli kusurludur.” şeklinde tespitte bulunulduğu, … hakkında Tomarza Asliye Ceza Mahkemesi’nin 2019/110 Esas, 2021/246 Karar sayılı dosyasında sürücünün kırmızı ışık ihlali yapması nedeniyle bilinçli taksirle yaralama suçundan ceza verildiği, karara karşı sanık müdafi tarafından istinaf yoluna başvurulması sonucu Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 3. Ceza Dairesi’nin 2021/1957 Esas, 2022/1248 Karar sayılı ilamıyla Ankara Adli Tıp Trafik İhtisas Dairesi Başkanlığı’nın 03/04/2020 tarihli raporuyla sanığın kırmızı ışık ihlali bulunmadığının belirlenmesi nedeniyle bilinçli taksir bulunmadığı belirtilmek suretiyle kararın düzeltildiği, sonuç olarak sanık hakkında verilen para cezasına ilişkin istinaf kararının kesin olduğu belirlenmiştir.
Ceza mahkemesinin maddi nedensellik bağını (illiyet ilişkisi) tespit eden kesinleşmiş hükmünün hukuk hakimini bağlamaktadır. (H.G.K.nın 16/09/1981 gün 1979/1-131 E., 1981/587 K. sayılı ilamı; M. Çenberci, Hukuk Davalarında Kesin Hüküm, 1965, s.22 vd.; H.G.K.nın 27/04/2011 gün ve 2011/17-50 E., 2011/231 K. sayılı ilamı). Bu şekilde kabulün nedeninin de, hukuk usulünün bir şekil hukuku olması, davanın açılması, itirazların ileri sürülmesi, tanıkların ve diğer delillerin bildirilmesinin belirli süre koşullarına bağlı kılınması, tanık listesi verilememesi, iddia ve savunmanın genişletilmesi yasağı gibi, yargılamanın süratle sonuçlandırılması gayesiyle yargılamaya belirli kısıtlamalar getirilmesi ve bunun sonucunda da hukuk hakiminin şekli gerçeği araması, maddi gerçeğin öncelikli hedefi olmaması gösterilmektedir. Ceza hakimi ise bunun tersine öncelikli hedef olarak maddi gerçeğe ulaşmayı hedeflemektedir. Yargıtay’ın yerleşik uygulamasına ve öğretideki genel kabule göre, maddi olgunun tespitine dair ceza mahkemesi kararı hukuk hakimini bağlar. Ceza mahkemesinde bir maddi olayın varlığı ya da yokluğu konusundaki kesinleşmiş kabule rağmen, aynı konunun hukuk mahkemesinde yeniden tartışılması olanaklı değildir. Emsal nitelikteki Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin 2019/5890 Esas, 2020/8066 Karar Sayılı ilamında da açıklandığı üzere kazanın oluş şekline ilişkin teknik veriler belirlendikten sonra HMK’nın 266. maddesi uyarınca hakim, bilirkişilerce tespit edilen kusur oranları ile bağlı olmayıp kusura ilişkin teknik verileri kendisi değerlendirerek kusur oranlarını kendisi belirlemelidir. Hal böyle iken eldeki dosyada davacı …’in kendi istikametine yanan kırmızı ışığa riayet etmediği, davalı …’un ise ışık dönüşümünde yavaşlayıp durması gerekirken bu hususa riayet etmediği, fren izine göre meskun mahal hız sınırını fazlasıyla aştığı gözetilerek tarafların kusurunun eşit olduğu (%50’şer) gözetilerek değerlendirme yapılması gerekmektedir. Davalının kusura ilişkin istinaf sebepleri yapılan açıklamalarla sınırlı olarak kabul edilmiş, hükmün bu yönüyle düzeltilmesi gerektiği tespit edilmiştir.Yargıtay uygulamalarına göre, maluliyet raporu adli tıp uzmanları tarafından düzenlenmeli ve maluliyet oranı kaza tarihindeki mevzuata uygun olarak belirlenmelidir. Haksız fiil sonucu çalışma gücünde kayıp olduğu iddiası ve buna yönelik bir talebin bulunması halinde, zararın kapsamının tespiti açısından maluliyetin varlığı ve oranının doğru bir şekilde belirlenmesi gerekmektedir. Söz konusu belirlemenin ise Adli Tıp Kurumu veya Üniversite Hastanelerinin Adli Tıp Anabilim Dalı bölümleri gibi kuruluşlarının çalışma gücü kaybı olduğu iddia edilen kişide bulunan şikâyetler dikkate alınarak oluşturulacak uzman doktor heyetinden kaza tarihi 11.10.2008 tarihinden önce ise Sosyal Sigorta Sağlık İşlemleri Tüzüğü, 11.10.2008 tarihi ile 01.09.2013 tarihleri arasında Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği, 01.09.2013-01.06.2015 tarihleri arası Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmeliği, 01.06.2015-20.02.2019 tarihleri arası Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurul Raporları Hakkında Yönetmelik, 20.02.2019 tarihinden sonra Erişkinler İçin Engellilik Değerlendirmesi Hakkında Yönetmelik hükümleri dikkate alınarak yapılması gerekmektedir. (Yargıtay 4. Hukuk Dairesi’nin 2021/6197 Esas, 2021/8738 Karar Sayılı ilamı)
Somut olayda, ilk derece mahkemesince, usulüne uygun teşekkül ettirilmiş olan Erciyes Üniversitesi Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığı’ndan alınmış olan … tarihli rapor “Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik” kapsamında hazırlandığından mevzuata uygun kuruluşlardan ve maluliyet yönünden mevzuata uygun yönetmelik uygulanarak alınmıştır. Davacı … ‘e ilişkin maluliyet raporunun kaza tarihinde yürürlükte olan yönetmelik hükümleri esas alınmak suretiyle isabetli ve yöntemine uygun olarak alınmış olduğu görülmüştür. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 54. maddesinde, bedensel zarar kapsamına giren zarar türleri sayılmış olup kazanç kaybı da tazmini gereken zararlardandır. (aynı yönde düzenleme, 818 sayılı Borçlar Kanunu’nun 46. maddesinde de benimsenmiştir). Anılan yasal düzenlemeyle, sadece çalışma gücündeki sürekli ve kalıcı kayıp halinde değil, belirli süreli kayıp halinde oluşan zararın da tazmininin gerektiği açıkça kabul edilmiştir. Diğer yandan, davalı tarafın savunması haklı kabul edilerek, 01.06.2015 tarihinde yürürlüğe giren ZMSS Genel Şartları’nın A.5-b maddesi gereği geçici işgöremezlik zararının, sağlık giderleri içinde yer aldığı ve ZMSS teminatı kapsamında olmadığı kabul edilmişse de, 6111 sayılı Kanun’un 59. maddesi ile değişik Karayolları Trafik Kanunu’nun 98.maddesinde Sosyal Güvenlik Kurumu’nca karşılanacak sağlık hizmeti bedellerinin neler olduğu açıklanıp sınırlandırılmıştır. KTK’nın 98.maddesi gereği SGK Başkanlığı’nın sorumlu olduğu sağlık giderleri, trafik kazaları nedeniyle üniversitelere bağlı hastaneler ve diğer resmi ve özel sağlık kuruluşlarında yapılan tıbbi tedaviye ilişkin sağlık hizmet bedellerinden ibarettir. SGK’nın hangi sağlık giderlerinden sorumlu olduğu kanunla belirlenmiş olup, normlar hiyerarşisinde daha altta olan genel şartlar ile kanun kapsamının değiştirilip genişletilemeyeceği aşikardır. Açıklanan maddi ve hukuki vakıalar karşısında; Anayasa Mahkemesinin KTK 90/İ maddesinin iptali de göz önüne alınıp TBK’nın 54.maddesi ile KTK’nın 98.maddesi hükümleri birlikte değerlendirildiğinde, kazadaki yaralanmadan kaynaklanan geçici işgöremezlik zararından sorumluluk, zarara neden olanlar ile bu kişilerin sorumluluğunu poliçe ile üstlenen sigorta şirketine ait olduğundan davalı sigorta şirketinin aksi yöndeki istinaf sebepleri yerinde görülmemiştir. (Yargıtay 4. Hukuk Dairesi’nin 2021/2511 Esas, 2021/2452 Karar Sayılı İlamı ve Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin 2019/6271 Esas, 2020/8104 Karar Sayılı İlamı)
Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda zararın belirlenmesi bakımından TRH yaşam tablosu ve %10 arttırma %10 iskonto uygulanmak sureti ile hesaplama yapılmıştır, 2918 sayılı KTK’nın 6704 sayılı Yasayla değişik 90, 92, 93, 97 ve 99. maddelerinin kimi yönlerden Anayasanın bir kısım hükümlerine aykırılık oluşturacağından bahisle yapılan itiraz başvuruları üzerine, 09/10/2020 günlü ve 31269 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Anayasa Mahkemesinin 17/07/2020 tarih, 2019/40 esas ve 2020/40 karar sayılı ilamı verilen kısmi iptal kararı, somut olaydaki kaza tarihi dikkate alındığında; hesaplama yöntemi olarak 1,8 teknik faiz kullanılarak hesaplama yapılması gerektiği yönündeki davalı sigorta şirketi vekilinin istinaf itirazının da yerinde olmadığı kanaatine varılmıştır. Haksız fiilden doğan tazminat alacaklarında kural olarak faiz başlangıcı olay tarihidir. Zarar gören, tazminat alacağına zararın doğduğu an hak kazanır. Haksız fiillerde olayın vuku tarihinde alacağın muaccel olduğu ve dolayısıyla borçlunun temerrüde düştüğü kabul edilmekte haksız fiil failinin temerrüdü için ayrıca alacağı istemeye yönelik ihtar keşide edilmesine gerek bulunmamaktadır. Taraflar arasındaki uyuşmazlık haksız fiilden kaynaklanmaktadır. Haksız eylem faili, ihtar ve ihbara gerek olmaksızın zararın doğduğu anda, başka bir anlatımla haksız eylem tarihinden itibaren zararın tamamı için temerrüde düşmüş sayılır. Mahkemece davalı sürücüye ilişkin maddi tazminatın tamamı yönünden kaza tarihinden itibaren yasal faize hükmedilmesi doğru olduğu gibi sigorta şirketi yönünden de maddi tazminatın tamamı yönünden dava tarihi itibariyle temerrüdün gerçekleştiğin kabulü yerindedir. (Yargıtay 17. HD. 15/10/2020 tarih 2019/6477 Esas 2020/5698 Karar sayılı ilamı ve Yargıtay 17. HD. 16/05/2019 tarih 2016/9984 Esas 2019/6211 Karar sayılı ilamı) Bu nedenle sigorta şirketi vekilinin ıslah edilen kısım yönünden ıslah tarihinden itibaren yasal faiz işletilmesi gerektiğine dair istinaf başvuru sebebi haklı görülmemiştir. 6098 sayılı TBK’nun 49 ve 56. maddelerine göre Hâkim, bir kimsenin bedensel bütünlüğünün zedelenmesi durumunda, olayın özelliklerini göz önünde tutarak, zarar görene uygun bir miktar paranın manevi tazminat olarak ödenmesine karar verebilir. Hâkim, manevi tazminatın tutarını belirlerken, saldırı oluşturan eylem ve olayın özelliği yanında tarafların kusur oranını, sıfatını, işgal ettikleri makamı ve diğer sosyal ve ekonomik durumlarını da dikkate almalıdır. Tutarın belirlenmesinde her olaya göre değişebilecek özel durum ve koşulların bulunacağı da gözetilerek takdir hakkını etkileyecek nedenleri karar yerinde nesnel (objektif) olarak göstermelidir. Çünkü yasanın takdir hakkı verdiği durumlarda yargıcın, hukuk ve adalete uygun (hak ve nesafetle) karar vereceği Medeni Yasa’nın 4. maddesinde belirtilmiştir. Takdir edilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir işlevi (fonksiyonu) olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi malvarlığı hukukuna ilişkin bir zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. O halde bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek tutar, var olan durumda elde edilmek istenilen doyum (tatmin) duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 01/07/2012 tarihinde yürürlüğe giren 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 56. maddesinde ise; “Ağır bedensel zarar veya ölüm halinde, zarar görenin veya ölenin yakınlarına da manevi tazminat olarak uygun bir miktar paranın ödenmesine karar verilebilir” hükmü düzenlenmiş olup, içtihatlarla kabul edilen bu durum, açık yasa hükmü haline getirilmiştir. Madde metninden de anlaşıldığı üzere, haksız eylem sonucu bedensel zarar görenin yakınları yararına manevi tazminata karar verilebilmesi için, zarar görenin yaralanmasının ağır bedensel zarar niteliğinde olması gerekmektedir. Ağır bedensel zarar, kanunda tanımlanmamış olup, yaralanmanın özelliğine ve yarattığı sonuçlara göre mahkemece takdir edilecektir.
Somut olayda, davaya konu trafik kazası neticesinde davacı … ‘in 08.09.2018 tarihli trafik kazası sonucu meydana gelen yumuşak doku yaralanmaları, ligament/bağ ve menisküs yırtıkları ile sağ alt ekstremitede mevcut (aksayarak yürüme, atrofi, ligament/bağ ve menisküs yırtıkları, laksisite) patolojileri nedeniyle; altı (6) ay süreyle mutat iş ve gücünden kaldığı (tıbbi şifa süresinin 6 (altı) ay olduğu|, bir (1) ay süreyle bakıcı/yardımcı desteğinin tıbben uygun olacağı ve tüm vücut fonksiyon kaybı oranının ve/veya özür oranının % 19 (yüzdeondokuz) olduğu anlaşılmaktadır. Davacı … ‘in yaralanması ağır bedensel zarar niteliğinde olup, adı geçenin annesi, babası, eşi ve çocukları olan davacıların manevi tazminat talep etme koşulları oluşmuş olduğundan, bedensel zarar gören davacı … ‘in annesi, babası, eşi ve çocukları olan davacıların yansıma yoluyla manevi tazminat talep edemeyeceği yönündeki davalı … vekilinin istinafının yerinde olmadığı görülmüştür. Ancak asıl dosya davacıları … , … ve … ile birleşen Kayseri 2.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2018/826 Esas 2019/212 Karar Sayılı dosya davacıları … ve … ‘in yaralanan davacı … ‘in kardeşleri oldukları, dosya kapsamı ve yaralanmanın niteliği gözetildiğinde yansıma yoluyla manevi tazminat istemlerinin uygun olmadığı gözetilerek davalı taraf istinafı bu kapsamda haklı bulunmuştur. Dava konusu olayın işleniş biçimi, olay tarihi, davacı … ‘in yaralanmasının mahiyeti, 6 ay geçici iş göremezliğinin olması, bir ay süreyle bakıcı ihtiyacı olacağı ve %19 oranında sürekli maluliyetinin bulunması, tarafların eşit oranda kusurlu olması, davacı … ve ailesinin( annesi, babası, eşi ve çocukları olan davacıların) çektiği acı ve duymuş olduğu üzüntünün boyutu, tarafların sosyal ekonomik durumu ve davacı … ‘in aksayarak yürümesine sebep olacak şekilde yaralanması birlikte değerlendirildiğinde ayrıca hakkaniyet ve manevi tazminat miktarının bir taraf için zenginleşme aracı, diğer taraf için de yıkım olmaması ilkesi gözden uzak tutulmayarak davacı … ve davalı … ‘un eşit düzeyde kusurlu olduğu kabulüyle davacı … için 35.000,00-TL, … için 15.000,00-TL, … için 10.000,00-TL, … için 10.000,00-TL, … için 10.000,00-TL, … için 10.000,00-TL takdir edilmesi gerektiğinden davacılar vekili ve davalı … vekilinin istinaf sebepleri kısmen haklı bulunmuştur. Ayrıca davacılar … , … , … , … ve … yönünden manevi tazminat istemlerinin reddine karar verilmesi gerektiğinden hükmün bu yönüyle de düzeltilmesi gerekmiştir. Trafik kazasına dayalı maddi ve manevi tazminat davasının davacıları ile davalılarının kendi aralarında ihtiyari dava arkadaşlığı olup, tazminat davasının trafik kazasından zarar gören her bir kişi tarafından, işleten, sürücü ve sigorta aleyhine ayrı ayrı dava açılabileceği gibi, trafik kazasından zarar gören tüm kişiler tarafından birlikte de dava açılabilir. Trafik kazasından zarar gören birden fazla kişiler tarafından tazminat davasının işleten, sürücü ve sigorta aleyhine birlikte açılması ve davanın kısmen kabul edilmesi durumunda, davacılar lehine ayrı ayrı vekalet ücreti takdir edilmesi, reddedilen miktar üzerinden de davalılar lehine, davacılar lehine takdir edilen vekalet ücretini geçmeyecek miktarda vekalet ücreti takdir edilmesi gerekmektedir. Avukatlık asgari ücret tarifesinin 3/2. maddesinde “müteselsil sorumluluk da dahil olmak üzere, birden fazla davalı aleyhine açılan davanın reddinde, ret sebebi ortak olan davalılar vekili lehine tek, ret sebebi ayrı olan davalılar vekili lehine ise her ret sebebi için ayrı ayrı avukatlık ücretine hükmonulur” hükmü düzenlenmiş olup, bu düzenlemeye göre, mahkemece davanın reddinde ret sebebi davalılar için ortak ise davalı taraf da davalı sayısının ne kadar olduğu önemsenmeyerek, hepsi lehine tek vekalet ücretine hükmedilecek, davanın reddinde ret sebebi ayrı olduğu takdirde her davalı için ayrı ayrı vekalet ücretine hükmedilecektir.
Somut olayda, mahkemece manevi tazminat davası yönünden, talebin kabul edilen kısmı için davacılar lehine ayrı ayrı vekalet ücretine hükmedilmiş olması isabetli olup; davacıların manevi tazminat talebi davalı … yönünden kısmen kabul kımen reddine karar verilmiş, davalı sigorta şirketi yönünden ise sigorta şirketinin manevi tazminattan sorumlu olmaması, poliçede bu yönde kloz bulunmaması nedeniyle talebin reddine karar verilmiştir. Davalı … A.Ş.’nin zorunlu mali sorumluluk sigorta poliçesi gereğince manevi tazminattan sorumluluğunun bulunmaması ve davacılar vekilinin dava dilekçesinde davalı sigorta şirketleri yönünden poliçe limitiyle sınırlı olarak talepte bulunması göz önüne alınarak, manevi tazminat talebinin reddi ile davalı sigorta şirketi lehine vekalet ücreti takdir edilmemesi gerekirken, yazılı olduğu şekilde vekalet ücreti takdir edilmesi isabetli değildir. (Yargıtay 17. HD. 2021/1867 Esas 2021/1628 Karar sayılı ilamı ve Yargıtay 17. HD. 2016/18023 Esas 2019/8756 Karar sayılı ilamı)
Bu durumda davacılar vekilinin vekalet ücretine ilişkin istinaf sebepleri haklı bulunmuş olup ayrıca asıl davada davacı … yönünden 1.420,65-TL maddi tazminat talep edildiği ve mahkemece talebin reddine karar verildiği halde davalılar lehine 1.420,65-TL vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken 1.320,65-TL vekalet ücreti takdir edilmesi yerinde olmayıp hükmün bu yönüyle de düzeltilmesi gerekmektedir.
Hükme esas alınan 05/04/2021 tarihli ek aktüer bilirkişi raporundaki verilere göre, sürücü ve yayanın eşit kusurlu olduğu değerlendirilerek yapılan hesaplamada;
Davacı … ‘in 6 Ay Süreli Geçici İş Göremezlik Zararı:
08.09.2018 —31.12.2018 dönemi
1.603,12 /30 gün x 113 gün : 6.038,41-TL
01.01.2019 — 07.03.2019 dönemi
2.020,90 / 30 gün x 67 gün :4.513,34-TL
Toplam 10.551,75-TL
% 100 Özür oranına göre (10.551,75 x %100) :10.551,75-TL.
%50 kusur indirimi sonucu (10.551,75 x % 50) : 5.275,87-TL olduğu, davacının ıslah dilekçesi ile 7.386,22-TL talepte bulunduğu,
Davacı … ‘in % 19 özür oranına göre sürekli iş göremezlik zararının:
İşlemiş Aktif Dönem Geliri : 81.544,65-TL.
İşleyecek Aktif Dönem Geliri : 846.357,04-TL
İşleyecek Pasif Dönem Geliri :452.151 45-TL
Toplam 1.380.053,14-TL
%19 özür oranına göre (1.380.053,14 x %19) : 262.210,09-TL.
% 50 kusur indirimi sonucu (262.210,09 x % 50) : 131.105,04-TL olduğu, davacının ıslah dilekçesi ile 154.630,00-TL talepte bulunduğu gözetilerek davacı … yönünden geçici ve sürekli iş göremezlik tazminatı talebinin kısmen kabulü ile; 5.275,87-TL geçici iş göremezlik, 131.105,04-TL sürekli iş göremezlik talebinin kabulü ile fazlaya ilişkin talebin reddine ayrıca bu itibarla ek dava niteliğinde açılan birleşen Kayseri 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2021/336 Esas 2021/298 Karar Sayılı davasının da reddine karar vermek gerekmiştir. Davacı … yönünden ise ilk derece mahkemesi gerekçesinde de belirtildiği üzere bakıcı gideri talebi yönünden davacı … ‘in aktif husumet ehliyeti bulunmadığından reddine karar verilerek yeniden hüküm tesis edilmiştir.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu md. 353/1-b-2 uyarınca yargılamada bir eksiklik bulunmamakla birlikte kanunun olaya uygulanmasında hata edilip de yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmadığı veya yargılamada bulunan eksikler duruşma yapılmadan tamamlanacak nitelikte ise Bölge Adliye Mahkemesince düzelterek yeniden esas hakkında karar verilmesi mümkündür.
Bu durumda, istinaf kanun yoluna başvuran taraf vekillerinin istinaf başvurularının yukarıda açıklanan sebeplerle sınırlı olarak kabulüne, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-b-2 maddesi uyarınca ilk derece mahkemesinin kararı kaldırılarak Dairemizce duruşma açılmaksızın yeniden esas hakkında karar verilmesi gerektiği sonuç ve kanaatine varılarak aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : (Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere) ;
A-) Davacılar vekili, T… A.Ş. vekilinin ve davalı … ‘un istinaf başvurularının yukarıda açıklanan sebeplerle sınırlı olarak KABULÜ İLE,
Kayseri 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2018/809 Esas 2021/594 Karar sayılı kararının yeniden hüküm kurulmak üzere KALDIRILMASINA, hükmün HMK’nın 353/1-b/2 maddesi gereğince YENİDEN TESİSİNE,
“a) Kayseri 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2018/809 Esas Sayılı Davasında;
1-Davacı … ‘in maddi tazminat davasının KISMEN KABUL, KISMEN REDDİ ile kalıcı iş göremezlik tazminatı için 131.105,04-TL ve geçici iş göremezlik tazminatı için 5.275,87-TL olmak üzere toplam 136.380,91-TL’nin davalı sigorta şirketinin sorumluluğu poliçe teminat limiti ile sınırlı olmak kaydı ile davalı … ‘dan 08/09/2018 tarihinden ve davalı sigorta şirketinden dava tarihi olan 12/11/2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya ödenmesine, davacının fazlaya ilişkin talebinin REDDİNE,
2-Davacı … ‘in bakıcı giderine yönelik açmış olduğu maddi tazminat davasının aktif husumet ehliyeti bulunmadığından reddine,
3-Davacıların davalı … Şti aleyhinde açtıkları manevi tazminat davalarının ayrı ayrı REDDİNE,
4-a) Davacıların davalı … aleyhinde açtıkları manevi tazminat davalarının kısmen kabul, kısmen reddi ile davacı… için 35.000,00-TL’nin, davacı … için 15.000,00-TL, davacı … için 10.000,00-TL, davacı … için 10.000,00-TL, davacı … için 10.000,00-TL, davacı … için 10.000,00-TL olmak üzere toplam 90.000,00-TL’nin davalı … ‘dan 08/09/2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte alınarak davacılara ödenmesine, davacıların fazlaya ilişkin manevi tazminat taleplerinin ayrı ayrı reddine,
b) Davacı … , … , … ‘in (… ) manevi tazminat taleplerinin ayrı ayrı reddine,
5-Maddi tazminat davaları yönünden toplamda alınması gerekli 9.316,17-TL harçtan davacıların başlangıçta peşin yatırdığı 611,38-TL ile ıslah harcı olan 555,00-TL’nin toplamı olan 1.166,38-TL’nin mahsubu ile eksik 8.149,79-TL harcın davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak hazine gelir kaydına,
6-Manevi tazminat davası yönünden alınması gereken 6.147,90-TL harcın davalı … ‘dan alınarak Hazineye gelir kaydına,
7-Davacılar tarafından yapılan toplam başvurma harcı 435,50-TL, peşin harç 611,38-TL, ıslah harcı 555,00-TL olmak üzere toplam 1.601,88-TL’nin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacılara ödenmesine,
8-Davacılar tarafından yapılan keşif harcı 314,00-TL tebligat, müzekkere ve posta gideri 764,70-TL, bilirkişi ücreti 1.450,00-TL olmak üzere toplam 2.528,70-TL yargılama harç ve giderinin kabul ve red oranına göre hesaplanan 1.679,04-TL’sinin davalı sigorta şirketinin sorumluluğu 1.149,30-TL ile sınırlı olmak kaydı ile davalılardan alınarak davacılara ödenmesine, artan kısmın davacılar üzerinde bırakılmasına,
9-Davalı … tarafından yapılan 241,00-TL yargılama giderinin davanın kabul ve red oranına göre hesap edilen 80,97-TL’sinin davacılardan alınarak davalı … ‘a ödenmesine, artan kısmın davalı taraf üzerinde bırakılmasına,
10-Kısmen kabul ile sonuçlanan maddi tazminat davası yönünden davacı … kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden AAÜT’ye göre hesaplanan 21.457,14-TL vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacı … ‘e ödenmesine,
11- Kısmen red ile sonuçlanan maddi tazminat davası (geçici ve sürekli iş göremezlik kazminatı) yönünden AAÜT’ye göre hesaplanan 9.200,00-TL vekalet ücretinin davacı … ‘ten alınarak davalılara ödenmesine,
12-Kısmen red ile sonuçlanan maddi tazminat davası (bakıcı gideri) yönünden AAÜT’ye göre hesaplanan 1.420,65-TL vekalet ücretinin davacı … ‘ten alınarak davalılara ödenmesine,
13-Kısmen kabul ile sonuçlanan manevi tazminat davasında davacı … kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca hesaplanan 9.200,00-TL vekalet ücretinin davalı … ‘dan alınarak davacı … ‘e ödenmesine,
14-Kısmen kabul ile sonuçlanan manevi tazminat davasında davacı … kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca hesaplanan 9.200,00-TL vekalet ücretinin davalı … ‘dan alınarak davacı … ‘e ödenmesine,
15-Kısmen kabul ile sonuçlanan manevi tazminat davasında davacı … kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca hesaplanan 9.200,00-TL vekalet ücretinin davalı … ‘dan alınarak davacı … ‘e ödenmesine,
16-Kısmen kabul ile sonuçlanan manevi tazminat davasında davacı … kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca hesaplanan 9.200,00-TL vekalet ücretinin davalı … ‘dan alınarak davacı … ‘e ödenmesine,
17-Kısmen kabul ile sonuçlanan manevi tazminat davasında davacı … kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca hesaplanan 9.200,00-TL vekalet ücretinin davalı … ‘dan alınarak davacı … ‘e ödenmesine,
18-Kısmen kabul ile sonuçlanan manevi tazminat davasında davacı … kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca hesaplanan 9.200,00-TL vekalet ücretinin davalı … ‘dan alınarak davacı … ‘e ödenmesine, 19-Davalı … kısmen red ile sonuçlanan manevi tazminat davasında kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca hesaplanan 9.200,00-TL vekalet ücretinin davacı … ‘ten alınarak davalı … ‘a ödenmesine,
20-Davalı … kısmen red ile sonuçlanan manevi tazminat davasında kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca hesaplanan 9.200,00-TL vekalet ücretinin davacı … ‘ten alınarak davalı … ‘a ödenmesine,
21-Davalı … kısmen red ile sonuçlanan manevi tazminat davasında kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca hesaplanan 9.200,00-TL vekalet ücretinin davacı … ‘ten alınarak davalı … ‘a ödenmesine,
22-Davalı … kısmen red ile sonuçlanan manevi tazminat davasında kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca hesaplanan 9.200,00-TL vekalet ücretinin davacı … ‘ten alınarak davalı … ‘a ödenmesine,
23-Davalı … kısmen red ile sonuçlanan manevi tazminat davasında kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca hesaplanan 5.000,00-TL vekalet ücretinin davacı … ‘ten alınarak davalı … ‘a ödenmesine,
24-Davalı … kısmen red ile sonuçlanan manevi tazminat davasında kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca hesaplanan 5.000,00-TL vekalet ücretinin davacı … ‘ten alınarak davalı … ‘a ödenmesine,
25-Davalı red ile sonuçlanan manevi tazminat davasında kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca 7.500,00-TL vekalet ücretinin davacı … ‘ten alınarak davalı … ‘a ödenmesine,
26-Davalı … red ile sonuçlanan manevi tazminat davasında kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca 7.500,00-TL vekalet ücretinin davacı … ‘ten alınarak davalı … ‘a ödenmesine,
27-Davalı … red ile sonuçlanan manevi tazminat davasında kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca 7.500,00-TL vekalet ücretinin davacı … ‘ndan alınarak davalı … ‘a ödenmesine,
28- Davalı … A.Ş’ne yönelik reddedilen manevi tazminat talebi yönenden vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
29-Taraflarca yatırılan gider avansından kullanılmayan kısmının karar kesinleştiğinde ilgili tarafa iadesine,
b-Birleşen Kayseri 2.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2018/826 Esas 2019/212 Karar Sayılı Davasında;
1-Davacıların davalılar aleyhinde açtıkları manevi tazminat davalarının ayrı ayrı REDDİNE,
3-Alınması gerekli 80,70-TL karar ve ilam harcından davacılar tarafından peşin olarak yatırılan 51,24-TL harcın mahsubu ile bakiye 29,46-TL’nin davacılardan alınarak hazineye gelir kaydına,
5-Davacılar tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacıların üzerinde bırakılmasına,
6-Davalılar tarafınan yatırılan herhangi bir harç ve yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta mahkememizce bir karar verilmesine yer olmadığına,
7-Davalı … kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca hesaplanan 7.500,00-TL vekalet ücretinin davacı … ‘ten alınarak davalı … ‘a ödenmesine,
8-Davalı … kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca hesaplanan 7.500,00-TL vekalet ücretinin davacı … ‘ten alınarak davalı … ‘a ödenmesine,
9-Davalı … A.Ş’ne yönelik reddedilen manevi tazminat talebi yönenden vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
10-Taraflarca yatırılan gider avansından kullanılmayan kısmının karar kesinleştiğinde ve istek halinde ilgili tarafa iadesine,
c-Birleşen Kayseri 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2021/336 Esas 2021/298 Karar Sayılı Davasında;
1-Davacı … ‘in maddi tazminat davasının REDDİNE,
2-Alınması gerekli 80,70-TL karar ve ilam harcın davacı tarafça peşin yatırılan 98,77-TL harçtan mahsubu ile bakieye 18,07-TL harcın talebi halinde davacıya iadesine,
3-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/A-13. maddesi uyarınca ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği Tarife hükümleri uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.320,00-TL arabuluculuk ücretinin (yargılama gideri) davacıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydına,
4-Davacı tarafça yapılan yargılama giderinin davacının üzerinde bırakılmasına,
5-Davalılar tarafından yatırılan herhangi bir harç ve yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta mahkememizce bir karar verilmesine yer olmadığına,
6-Davalılar kendilerini vekille temsil ettirdiklerinden karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T gereğince belirlenen 9.200,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
7-Taraflarca yatırılan gider avansından kullanılmayan kısmının karar kesinleştiğinde ve istek halinde ilgili tarafa iadesine,
B-) Davacıların, davalı … ve davalı … Anonim Şirketi’nin istinaf başvurusu kısmen kabul edilmiş olmakla;
1-) İstinaf karar harcının talep halinde bu taraflara iadesine,
2-) İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
3-) Davacı … tarafından yatırılan 162,10-TL istinaf kanun yoluna başvurma harcı, davacı … tarafından yatırılan 220,70-TL istinaf kanun yoluna başvuru harcı, davacı … tarafından yatırılan 128,00-TL dosya gönderi gideri ve davacı … tarafından yatırılan 76,60-TL dosya gönderi gideri olmak üzere toplam 587,40-TL’nin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
4-) Davalı … tarafından yatırılan (162,10*3) 486,30-TL istinaf kanun yoluna başvuru harcı ve 43,60-TL tebligat gideri olmak üzere toplam 529,90-TL’nin davacılardan alınarak bu davalıya verilmesine,
5-) Davalı … A.Ş tarafından yatırılan (162,10*2) 324,20-TL istinaf kanun yoluna başvuru harcının davacılardan alınarak bu davalıya verilmesine,
C-) 1-) İstinaf yargılaması bakımından istinaf kanun yoluna başvuran tarafından yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının HMK’nun 333. maddesi, Yönetmeliğin 207/1. maddesi ve HMK Gider Avansı Tarifesi’nin 5. maddesi hükümleri uyarınca yatırana iadesine,
2-)Kararın kesin olmaması nedeniyle taraflara tebliği işlemlerinin Dairemiz tarafından yerine getirilmesine,
Dair, tarafların yokluğunda, 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b/1,2. maddeleri uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 6100 sayılı HMK’nın 362/1 – a maddesi uyarınca kesin, asıl dosya davacısı … yönünden 6100 sayılı HMK md. 361/1 uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde Yargıtay nezdinde temyiz kanun yolu açık olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 09/12/2022