Emsal Mahkeme Kararı Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2022/248 E. 2022/1941 K. 09.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T. C.
KAYSERİ
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/248
KARAR NO: 2022/1941
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: KAYSERİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 04/11/2021
NUMARASI: 2018/248 Esas 2021/984 Karar
DAVA: Tazminat
İSTİNAF KARARININ
VERİLDİĞİ TARİH: 09/12/2022
YAZILDIĞI TARİH: 09/12/2022
Kayseri 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2018/248 Esas 2021/984 Karar sayılı ilamı davalı … A.Ş vekili tarafından istinaf incelemesi için Dairemize gönderilmekle inceleme aşamasında dosyadaki tüm bilgi ve belgeler incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLÜP GÖRÜŞÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde; 06/09/2015 tarihinde sürücü …’ın sevk ve idaresindeki … aracı ile … Mezarlığı yönünden … Petrol istikametine seyir halinde iken müvekkili …’nın motosikletinin arıza yapması sonucu el yordamıyla iterek götürmekteyken motosikletine ve müvekkiline çarpması neticesinde yaralamalı ve maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiğini, … hakkında Develi Asliye Ceza Mahkemesi’nin 2016/184 esas sayılı dosyası ile ceza yargılaması yapıldığını, kaza nedeniyle müvekkilinin ağır derecede yaralandığını, müvekkili hakkında %64 oranında malul raporu verildiğini, müvekkilinin kaza yapmış olduğu aracın davalı sigorta şirketi tarafından … poliçe numarası ile sigortalandığını, sigorta şirketine yazılı başvuru yapılmasına rağmen bir sonuç alınamadığını, davaya konu kazaya sebebiyet veren aracın ruhsat sahibinin ise … olduğunu, müvekkili …’nın eşinin %64 oranında maluliyet haline düşmesinden ve kendi geçimini sağlayacak bedeni yeterliliğini kaybetmesinden dolayı eşinin desteğinden yoksun kaldığını, …’nın 37 yaşında olduğunu, uzun süre ailesinin geçimini sağlayacakken dava konusu kaza nedeniyle bu yeteneğini kaybettiğini, müvekkili …’nın bu kazadan dolayı ağır bir özgüven kaybı yaşadığını, psikolojik olarak ciddi bunalıma düştüğünü ileri sürerek; fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla … ve yaralanmaya bağlı eşinin maddi desteğinden yoksun kalan müvekkili …’nın poliçe gereği hak sahibi oldukları şimdilik 1.000,00-TL maddi tazminatın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, … için 30.000,00-TL … için 30.000,00-TL manevi tazminatın davalılar … ve …’dan tahsiline, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalılara tahmilini talep ve dava etmiştir. Davalılar … ve … vekili cevap dilekçesinde özetle; iddia edildiğinin aksine …’ya ait kesinleşmiş bir maluliyet raporu bulunmadığını, Develi Asliye Ceza Mahkemesi’nce dosyanın herhangi bir karara bağlanmadığını, davacılardan …’nın destekten yoksun kalma tazminatı talebinin kabul edilebilir nitelikte olmadığını, Borçlar Kanunu’nun 53. maddesi uyarınca destekten yoksun kalma tazminatının ölüm halinde talep edilebileceğinin açıkça belli olduğunu, davacılar tarafından talep edilen manevi tazminat miktarlarının da oldukça yüksek olduğunu savunarak davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacılar üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … A.Ş. vekili cevap dilekçesinde özetle; zamanaşımı nedeniyle davanın reddi gerektiğini, davacının istemiş olduğu 1.000,00-TL maddi tazminat talebinin tam olarak ne tür bir zarar olduğu ve ne kadarının hangi zararına ilişkin olduğunun anlaşılamadığını, manevi tazminat taleplerinin poliçe kapsamı dışında olduğunu, müvekkilinin poliçe üzerinde yazılı azami teminat limitleri ile sınırlı olmak üzere poliçede yazılı özel şartlar ve trafik sigortası genel şartları kapsamı ile sınırlı olduğunu, dava öncesi davacı tarafa 41.956,87-TL tutarında ödeme yapıldığını, davacı …’nın destekten yoksun kalma tazminatı talep edebilmesi için zarar görenin vefat etmesi gerektiğini, kusur oranlarının tespit edilmesi gerektiğini, davacı tarafından dosyaya sunulan tedavi evraklarının yargılama neticesinde müvekkili şirket aleyhine verilecek olası bir hükme esas teşkil etmesinin hukuken mümkün olmadığını, müvekkilinin geçici iş göremezliğe ilişkin tazminat talebi ile sair tedavi giderleri taleplerinden sorumlu olmadığını, müvekkilinin dava öncesi yapılan ödeme ile sorumluluğunu yerine getirdiğini savunarak davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacılar üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; “…Davacı … tarafından ikame edilen geçici iş göremezlik, sürekli iş göremezlik ve bakıcı giderine ilişkin tazminat taleplerinin kabulü ile, 79.168,16-TL tazminatın davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, alacağa sigorta şirketi yönünden dava tarihinden gerçek kişilere yönelik ise olay tarihinden itibaren yasal faiz uygulanmasına, davacı … tarafından istenilen maddi tazminat isteminin reddine, davacı … tarafından ikame edilen manevi tazminat isteminin kısmen kabulü ile, 15.000,00-TL manevi tazminatın davalılar … ve …’dan alınarak davacıya verilmesine, davacı … tarafından ikame edilen manevi tazminat isteminin kısmen kabulü ile 5.000,00-TL manevi tazminatın davalılar …ve …’dan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin isteminin reddine,” şeklinde karar verildiği görülmüştür.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :Davalı … A.Ş vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; geçici iş göremezlik tazminatı, bakıcı gideri ve tedavi gideri, tedavi teminatı içerisinde değerlendirilmekte olup, müvekkili şirketin söz konusu talebe ilişkin sorumluğunun bulunmadığını, davacının tüm zararı müvekkili şirket tarafından karşılandığını, kararın esas alınan maluliyet oranının %61 olup, müvekkili şirketin daha önce yaptığı ödemelere esas alınan oranın % 64 olduğunu, 09/01/2020 tarihli bilirkişi raporunda da davacı yanın karşılanmamış zararının bulunmadığının tespit edildiğini, mahkemece ödemenin yapıldığı 2016 yılına göre hesaplama yapılarak maddi zararın karşılanıp karşılanmadığının teyit edilmesi gerektiğini, şayet zarar karşılanmıyorsa içinde bulunduğu yıl itibariyle hesaplama yapılması gerekmekte iken yanlış hesap yöntemine göre bakiye zarar olduğu kanaati ile hüküm kurmasının haksız ve hukuka aykırılık teşkil ettiğini, sigorta şirketi tarafından davacıya ödemenin yapıldığı gün ile maluliyet tazminatının hesaplanmasına ilişkin bilirkişi raporunun düzenlendiği gün arasında geçen sürede, sigorta şirketinden alınan paranın getirisinin yasal faiz ölçüsünde güncelleştirilip belirlenmesi ve sigorta şirketi tarafından yapılan ödeme ile birlikte, hesaplanan maluliyet tazminatından indirilmek suretiyle bulunacak miktar üzerinden maluliyet tazminatına hükmedilmesi gerektiğini beyan ederek mahkeme kararının kaldırılmasına, davanın müvekkili sigorta şirketi yönünden reddine, reddedilen miktar yönünden tarafına ret vekalet ücreti hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE : HMK’nın 355. maddesindeki düzenleme gereğince davalı vekilinin istinaf sebepleri ve kamu düzenine ilişkin hususlar ile bağlı kalınarak ilk derece mahkemesine ait dava dosyası esas bakımından incelendiğinde; Dava, haksız fiilden kaynaklı 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 54. ve 56. maddeleri gereği cismani zarardan doğan maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir. Somut uyuşmazlıkta, 06/09/2015 tarihinde davacı …’nın arızalanan elektrikli bisikletini yolun karşına geçirmeye çalıştığı sırada davalı …’ın sevk ve idaresindeki … plakalı aracın davacıya çarpması neticesinde davacı …’nın yaralandığı sabittir. Davalı sigorta şirketi … plaka sayılı aracın zorunlu mali mesuliyet sigorta şirketi olup diğer davalı … ise aracın işletenidir. Eldeki davada davacı … anılan kazadan dolayı geçici ve sürekli iş göremezlik tazminatı, bakıcı gideri tazminatı ve manevi tazminat talep ederken diğer davacı … ise eşinin yaralanmasından kaynaklı maddi ve manevi tazminat talep etmektedir.
Dosya kapsamında tanzim edilen 15/04/2019 tarihli kusur raporunda; yaya …, trafikte seyreden araçları görerek bunların güvenli geçişini beklemeden karşıdan karşıya geçiş hakkını kullanmak istemekle, trafik kazasının meydana gelmesinde etken rolü nedeniyle kusur oranının % 80 (yüzdeseksen) olması gerektiği, … plaka sayılı araç sürücüsü …, aracın kontrolünü olası riskleri de dikkate alarak sürmesi gerektiği, sollama esnasında müteyakkız olması gerektiği, dolayısıyla sürüşünde gerekli dikkat ve özeni gösteremediğinden kazanın oluşumundaki rolü nedeniyle kusur oranının %20 (yüzdeyirmi) olması gerektiği tespit edilmiştir. Hükme esas alınan 15/04/2019 tarihli raporun kaza tespit tutanağı, ceza dosyası kapsamında alınan İstanbul Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesi’nin … tarihli raporu ve olayla uyumlu olduğu açıktır. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 54. maddesinde, bedensel zarar kapsamına giren zarar türleri sayılmış olup kazanç kaybı da tazmini gereken zararlardandır (aynı yönde düzenleme, 818 sayılı Borçlar Kanunu’nun 46. maddesinde de benimsenmiştir). Anılan yasal düzenlemeyle, sadece çalışma gücündeki sürekli ve kalıcı kayıp halinde değil, belirli süreli kayıp halinde oluşan zararın da tazmininin gerektiği açıkça kabul edilmiştir. Diğer yandan, davalı tarafın savunması haklı kabul edilerek, 01.06.2015 tarihinde yürürlüğe giren ZMSS Genel Şartları’nın A.5-b maddesi gereği geçici işgöremezlik zararının, sağlık giderleri içinde yer aldığı ve ZMSS teminatı kapsamında olmadığı kabul edilmişse de, 6111 sayılı Kanun’un 59. maddesi ile değişik Karayolları Trafik Kanunu’nun 98.maddesinde Sosyal Güvenlik Kurumu’nca karşılanacak sağlık hizmeti bedellerinin neler olduğu açıklanıp sınırlandırılmıştır. KTK’nın 98. maddesi gereği SGK Başkanlığı’nın sorumlu olduğu sağlık giderleri, trafik kazaları nedeniyle üniversitelere bağlı hastaneler ve diğer resmi ve özel sağlık kuruluşlarında yapılan tıbbi tedaviye ilişkin sağlık hizmet bedellerinden ibarettir. SGK’nın hangi sağlık giderlerinden sorumlu olduğu kanunla belirlenmiş olup, normlar hiyerarşisinde daha altta olan genel şartlar ile kanun kapsamının değiştirilip genişletilemeyeceği aşikardır. Açıklanan maddi ve hukuki vakıalar karşısında; Anayasa Mahkemesinin KTK 90/İ maddesinin iptali de göz önüne alınıp TBK’nın 54. maddesi ile KTK’nın 98.maddesi hükümleri birlikte değerlendirildiğinde, kazadaki yaralanmadan kaynaklanan geçici işgöremezlik ve bakıcı giderine ilişkin zararından sorumluluk, zarara neden olanlar ile bu kişilerin sorumluluğunu poliçe ile üstlenen sigorta şirketine ait olduğundan davalı sigorta şirketinin aksi yöndeki istinaf sebepleri yerinde görülmemiştir.(Yargıtay 4. Hukuk Dairesi’nin 2021/2511 Esas, 2021/2452 Karar Sayılı İlamı ve Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin 2019/6271 Esas, 2020/8104 Karar Sayılı İlamı) Yargıtay 4. Hukuk Dairesi’nin 2021/6241 Esas, 2021/8658 Karar Sayılı ilamında “Trafik kazasında cismani zarara uğrayan ve buna dayalı olarak işgücü kaybı tazminatı isteminde bulunan hak sahiplerinin bakiye ömürleri daha önceki yıllarda Fransa’dan alınan 1931 tarihli “PMF” cetvellerine göre saptanmakta ise de; Başbakanlık Hazine Müsteşarlığı, Hacettepe Üniversitesi Fen Fakültesi Aktüerya Bilimleri Bölümü, BNB Danışmanlık, Marmara Üniversitesi ve Başkent Üniversitesi’nin çalışmalarıyla “TRH 2010″ adı verilen”Ulusal Mortalite Tablosu” hazırlanmıştır. Gerçek zarar hesabı, özü itibariyle varsayımlara dayalı bir hesap olup, gerçeğe en yakın verilerin kullanılması esastır. Bu durumda; Yargıtay Daireleri arasında tazminat hesabında birliğin sağlanması açısından ve yine bu tablonun ülkemize özgü ve güncel verileri içerdiği göz önüne alındığında, Dairemizce de tazminat hesaplamalarında TRH 2010 Tablosu’na göre bakiye ömür sürelerinin belirlenmesinin, güncel verilere ve ülkemiz gerçeklerine daha uygun olacağına karar verilmiştir.” demek suretiyle bakiye ömür sürelerinin TRH 2010 Tablosu’na göre belirleneceğini açıklamıştır. Yargıtay 4. Hukuk Dairesi’nin 2021/5068 Esas, 2021/3211 Karar Sayılı ilamında ve aynı Dairenin 2021/2781 Esas, 2021/2223 Karar sayılı ilamında ve Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin 2019/6352 Esas, 2020/8575 Karar Sayılı ilamında %1,8 teknik faiz uygulanmadan tazminatın hesaplanması; bilinmeyen/ işleyecek devre hesabı yapılırken, bilinen son gelirin her yıl için % 10 artırılıp % 10 iskonto edilmesi yönteminin kullanılması gerektiğini vurgulamıştır. Bu itibarla davacı Mustafa Çarklı’nın davaya konu kaza nedeniyle zararının tespitinde TRH 2010 Tablosu’na göre bakiye ömür sürelerinin belirlenmesi ve bilinen son gelirin her yıl için % 10 artırılıp % 10 iskonto edilmesi yönteminin kullanılması suretiyle tazminat miktarının belirlenmesi ve sigorta tarafından yapılan ödemelerinin kaza tarihine göre zararı karşılamaması nedeniyle rapor tarihine göre zarar belirlenerek güncellenmiş ödeme miktarının mahsup edilmesi usul ve yasaya uygun olduğundan aksi yöndeki davalı sigorta şirketinin istinaf sebepleri yerinde görülmemiştir. 6100 sayılı HMK md. 355 uyarınca istinaf incelemesi istinaf itirazlarıyla sınırlı olarak yapılmasına rağmen kamu düzenine aykırılıklar re’sen nazara alınabilmektedir. Taleple bağlılık ilkesi, HMK’nın 26. maddesinde düzenlenmiş olup, bu madde gereğince hakim tarafların talep sonuçlarıyla bağlı olup, talepten fazlasına veya başka bir şeye hükmedemez. Mahkemece dava dilekçesindeki talebin aşılarak karar verilmesi de kamu düzeniyle ilgili olduğundan istinaf incelemesinde re’sen nazara alınabilmektedir. (Yargıtay 15. Hukuk Dairesi’nin 11.07.2019 tarih, 2019/1234 Esas, 2019/3335 Karar sayılı kararı, Yargıtay 15. Hukuk Dairesi’nin 09.01.2019 tarih, 2018/1701 Esas, 2019/78 Karar sayılı kararı, Hukuk Genel Kurulu’nun 22.11.2017 tarih, 2015/9-3383 Esas, 2017/1436 Karar ve 25.09.2018 tarih, 2017/3112 Esas, 2018/1343 Karar sayılı kararları da aynı doğrultudadır). Bu kapsamda olmak üzere; davacı tarafça dava dilekçesinde faiz talep edilmediği, ıslah dilekçesinde ise ıslah edilen kısım için ıslah tarihinden itibaren faiz talep edildiği halde ilk derece mahkemesi tarafından davacı … lehine hükmedilen maddi tazminat için davalı sigorta şirketi yönünden olay tarihinden, diğer davalılar … ve …yönünden ise olay tarihinden itibaren faize hükmedilmesi talebin aşılması mahiyetinde olduğundan karar bu yönüyle de doğru bulunmamıştır. İlk derece mahkemesi kararındaki, yukarıda ayrıntılı olarak belirtilen faize ilişkin hata bakımından gerekli düzeltmelerin yapılması amacıyla kamu düzeni yönünden kaldırılmasına, davalı sigorta şirketi vekilinin istinaf başvurusu sebeplerinin reddi ile Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-b-2 uyarınca, duruşma yapılmaksızın, ilk derece mahkemesi kararı kaldırılarak, yukarıda belirtilen hataların düzeltilmesi suretiyle Dairemizce yeniden esas hakkında hüküm kurulması gerektiği anlaşılarak aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : (Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere) ;
A-)Davalı … Anonim Şirketi vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
B-) Kayseri 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2018/248 Esas 2021/984 Karar sayılı kararının yeniden hüküm kurulmak üzere kamu düzeni yönünden KALDIRILMASINA, hükmün HMK’nın 353/1-b/2 maddesi gereğince YENİDEN TESİSİNE,
“1-Davacı … tarafından ikame edilen geçici iş göremezlik, sürekli iş göremezlik ve bakıcı giderine ilişkin tazminat taleplerinin kabulü ile 79.168,16-TL tazminatın davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, tüm davalılar yönünden ıslah edilen 78.178,16-TL yönünden ıslah tarihi olan 21/06/2021 tarihinden itibaren yasal faiz uygulanmasına,
2-Davacı … tarafından istenilen maddi tazminat isteminin reddine,
3-Davacı … tarafından ikame edilen manevi tazminat isteminin kısmen kabulü ile, 15.000,00-TL manevi tazminatın davalılar …ve … ‘dan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı … tarafından ikame edilen manevi tazminat isteminin kısmen kabulü ile,5.000,00-TL manevi tazminatın davalılar …ve …’dan alınarak davacıya verilmesine,
5-Fazlaya ilişkin isteminin reddine,
6-Davacı …’nın maddi tazminat davası yönünden 492 sayılı Harçlar Kanunu’na ekli (1) sayılı tarife gereğince alınması gereken 59,30-TL harcın davacılar tarafından peşin yatırılan 208,35-TL peşin harçtan mahsubu ile peşin harcın 149,05-TL olarak ele alınmasına,
7-Davacı …’nın maddi tazminat davası yönünden 492 sayılı Harçlar Kanunu’na ekli (1) sayılı tarife gereğince; alınması gereken 5.407,97-TL harçtan davacılar tarafından peşin yatırılan 149,05-TL peşin harç ve 267,02-TL ıslah harcı olmak üzere toplam 416,07-TL harcın mahsubu ile bakiye 4.991,90-TL harcın davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak HAZİNE’YE GELİR KAYDINA,
8-Davacıların manevi tazminat talepleri yönünden 492 sayılı Harçlar Kanunu’na ekli (1) sayılı tarife gereğince alınması gereken 1.366,20-TL harcın davalılar … ve …’den müştereken ve müteselsilen alınarak HAZİNE’YE GELİR KAYDINA,
9-Davacılar tarafından peşin yatırılan 149,05-TL peşin harç, 35,90-TL başvurma harcı ve 267,02-TL ıslah harcı olmak üzere toplam 451,97-TL harcın davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacılara verilmesine,
10-Davacılar tarafından yapılan bilirkişi ücreti 1.300,00-TL, talimat gideri 59,50-TL, 14 müzekkere gideri 142,40-TL, 6 elektronik tebligat gideri 27,50-TL, 12 tebligat gideri 168,00-TL ve kep reddiyat gideri 0,35-TL olmak üzere toplam 1.697,75-TL yargılama giderinin davanın kabul/ret oranına göre hesap edilen 1.222,38-TL sinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacılara verilmesine, bakiyesinin davacılar üzerinde bırakılmasına,
11-Davalı … tarafından yapılan 20 elektronik tebligat gideri 100,00-TL yargılama giderinin davanın kabul/ret oranına göre hesap edilen 28,00-TL’sinin davacılardan alınarak davalıya verilmesine, bakiye kısmının kendi üzerinde bırakılmasına,
12-Diğer taraflarca yapılan herhangi bir yargılama gideri bulunmadığından bu konuda mahkememizce herhangi bir karar verilmesine yer olmadığına,
13-HMK’nun 333/1. maddesi gereğince varsa artan gider avansından kullanılmayan kısmın karar kesinleşmesinden sonra yatıran ilgili tarafa iadesine,
14-Maddi tazminat davası yönünden AAÜT’ye göre hesap edilen 11.091,86-TL nispi vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıl …’ya verilmesine,
15-Maddi tazminat davası AAÜT’ye göre hesap edilen 10,00-TL vekalet ücretinin davalı …’dan alınarak davalılara verilmesine,
16-Manevi tazminat davası yönünden AAÜT’ye göre hesap edilen 4.080,00-TL vekalet ücretinin davalılar … ve …’den alınarak davacı …’ya verilmesine,
17-Manevi tazminat davası yönünden AAÜT’ye göre hesap edilen 4.080,00-TL vekalet ücretinin davacı …’dan alınarak davalılar … ve …’e verilmesine,
18-Manevi tazminat davası yönünden AAÜT’ye göre hesap edilen 4.080,00-TL vekalet ücretinin davalılar …ve …’den alınarak davacı …’ya verilmesine,
19-Manevi tazminat davası yönünden AAÜT’ye göre hesap edilen 4.080,00-TL vekalet ücretinin davacı …’dan alınarak davalılar …ve …’e verilmesine,
C-) Davalı … Anonim Şirketi vekilinin istinaf başvurusu reddedilmiş olmakla;
1-) Alınması gereken 5.407,97-TL harçtan peşin yatırılan 1.352,00-TL harcın mahsubu ile bakiye 4.055,97-TL’nin davalı …Anonim Şirketi’nden alınarak Hazineye irat kaydına,
2-) İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
3-) Davalı tarafından yapılan istinaf yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına,
D-) 1-) İstinaf yargılaması bakımından istinaf kanun yoluna başvuran tarafından yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının HMK’nun 333. maddesi, Yönetmeliğin 207/1. maddesi ve HMK Gider Avansı Tarifesi’nin 5. maddesi hükümleri uyarınca yatırana iadesine,
2-) Kararın kesin olması nedeniyle taraflara tebliği, harç ve avans iadesi işlemlerinin HMK’nın md. 302/5 ve 359/3 uyarınca ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dair; tarafların yokluğunda, Hukuk Muhakemeleri Kanunu md. 353/1-b/1,2. maddesi uyarınca dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca KESİN olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 09/12/2022