Emsal Mahkeme Kararı Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2022/2363 E. 2023/1653 K. 09.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T. C.
K A Y S E R İ
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/2363
KARAR NO: 2023/1653
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: KAYSERİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 08/06/2022
NUMARASI: 2020/51 Esas, 2022/457 Karar
DAVANIN KONUSU: Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Maddi Tazminat
DAVA TARİHİ: 23.01.2020
İSTİNAF KARARININ
VERİLDİĞİ TARİH: 05.10.2023
YAZILDIĞI TARİH: 09.10.2023
Yukarıda ayrıntılı bilgileri yazılı Kayseri 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2020/51 Esas, 2022/457 Karar sayılı kararı kararına karşı davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuş ve dosya istinaf incelemesi yapılmak üzere Dairemize tevzi edilmiş olmakla dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:Tarafların İddia ve Savunmalarının Özeti: Davacı vekili, dava dilekçesinde özetle: … tarihinde sürücü … ’nin idaresindeki … plakalı aracı ile … Caddesini takiben … Caddesi istikametine giderken kavşağa geldiğinde yola katılım yaparken sağ tarafından bisikleti ile gelen davacı … ’e sol yan tarafından aracıyla çarpması sonucunda yaralamalı ve maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiğini, davacının sol lateral melleol kırığı oluştuğunu ve ameliyat olduğunu, bunun akabinde geçici ve kalıcı olarak iş göremezliğe uğradığını, ilgili hesaplamaların yapılarak gerekli ödemelerin taraflarına yapılması için davalı … A.Ş.’ye 13/11/2019 tarihli dilekçelerinde başvurduklarını, zararın karşılanması şeklinde bir dönüş alamadıklarını, meydana gelen bu kazada sürücü … ’nin “kavşaklarda ilk geçiş hakkı olan araçların ilk geçiş hakkını vermemek’ ve “DUR levhasına uymamak” maddesini ihlal ederek tamamen kusurlu olduğunu, ayrıca Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 2019/60789 sayılı dosyasında alınan kusur bilirkişi raporunda sürücü … ’nin 1. derecede asli kusurlu olduğu ve davacının ise 2. derecede asli kusurlu olduğunun belirlendiğini, ancak davacının olayda kusuru olmadığını bu nedenlerle davalı … A.Ş. Şirketi’nin müteselsilen sorumlu olduğunu, 13/11/2019 tarihli dilekçelerinde sigorta şirketine başvurulduğunu ve şirket tarafından kesin ve sürekli maluliyet oranına ilişkin sağlık kurulu raporunun eksik olduğu ve ilgili raporun alınması gerektiği şeklinde dönüş olduğunu, kaza tarihi yeni olduğundan aynı zamanda davacının da iyileşme sürecinde olması sebebiyle bahsi geçen raporun alınamadığını, bu durumun davalı şirkete bildirildiğini ve akabinde yapılan arabuluculuk görüşmelerinde de durumun anlatılmış olduğunu buna rağmen davalı tarafın ısrarla raporun alınmasını talep ettiğini, bu durum sonucunda davalı sigorta şirketinin isteminin davacının haklarını sürüncemede kalmasına yol açacak nitelikte olduğunu bu nedenlerle davalı … Sigorta’dan karşılanmak üzere fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 250,00-TL kalıcı 250,00-TL geçici toplamda 500,00-TL maddi tazminatın davalı … A.Ş.’den alınarak davacıya ödenmesini, olay tarihinden itibaren yasal faizin işletilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili, cevap dilekçesinde özetle; Davacı tarafın; … plakalı aracın davalı şirket nezdinde sigorta poliçesi ile sigortalı olduğundan bahisle maluliyet tazminatı talep ettiğini, davacının davacını Kayseri Asliye Ticaret Mahkemesinde açtığını fakat davaya bakmaya davalı şirketin yargı çevresinde bulunduğu İstanbul Anadolu Mahkemeleri yetkili olduğunu, bu sebeple davanın yetkisizlikten reddinin gerektiğini, davacıdan davalı şirketin başvurusu üzerine maluliyet oranının tespit edilmesi için hastane evrakı ve maluliyet raporunun talep edildiğini ancak davacı tarafın işbu belgeleri ibraz etmeden dava açtığını, dava şartı yerine getirilmediğinden davanın reddinin gerektiğini, davacı tarafın şirketlerine işbu davadan önce yaptığı başvuru üzerine şirket tarafından … numaralı hasar dosyasının açıldığını, davalı şirkete maluliyet raporu ibraz edilmediğinden şirket tarafından tazminat hesabının yapılamadığını, davacı tarafın dava konusu kazada malul kalması nedeniyle tedavi süresince geçici işgöremezlik gideri tazminatını talep ettiğini, davacının işbu taleplerinin yeni Trafik Sigortası Genel Şartları uyarınca teminat dışı olduğunu, bu nedenle de tedavi giderleri nedeniyle tüm sorumluluğun SGK’da olduğunu, davalı şirketin herhangi bir sorumluluğunun kalmadığını, davacı tarafın istiap haddi aşılmış şekilde yolculuk yaptığını, davanın kabulü anlamına gelmemek kaydıyla yapılacak hesaplamada müterafik kusur indirimi yapılmasını talep ettiklerini, davacı tarafın tek kişilik bisiklette iki kişi yolculuk yaptığını, davacı tarafın kendi kusuru ile malul kaldığını, haksız olarak açılan davanın yetki yönünden reddini, davacının davasının ispatı halinde; davalı şirketin öncelikle ferilerden sorumlu tutulmamasını, olmaz ise, asıl alacak, yargılama giderleri ve avukatlık ücreti açısından ayrı ayrı poliçe limiti ile sorumlu tutulmasını, faizin en erken dava tarihinden başlatılmasını, davanın reddedilen kısmı açısından yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yüklenmesini talep etmiştir.İlk Derece Mahkemesi Kararının Özeti: İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonunda; Davacının geçici iş göremezlik tazminatı talebinin kabulü ile 2.425,08-TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, davacının sürekli iş göremezlik tazminatı talebinin reddine, dair karar verildiği anlaşılmıştır.Taraflarca İleri Sürülen İstinaf Sebepleri: Davacı vekili, süresi içinde verdiği istinaf dilekçesinde özetle; Dosya kapsamında alınan bilirkişi raporuna karşı yapmış oldukları itirazları dikkate alınmadan ilk derece mahkemesince karar verildiğini, davaya konu kazada sürücü … ‘nin tamamen kusurlu olduğunun görüldüğünü, 20.10.2020 tarihli bilirkişi raporunda kusur oranlarına ilişkin yapılan değerlendirmeyi kabul etmediklerini, itirazları doğrultusunda dosyanın yeniden rapor düzenlenmek üzere ATK’ya sevkine karar verilmesi gerekirken bu hususta karar verilmediğini, yeterli değerlendirme yapılmaksızın düzenlenen bilirkişi raporu doğrultusunda verilen kararı kabul etmediklerini, müvekkilinin maluliyet durumunun Çalışma Gücü ve Meslekte Kanma Gücü Kaybı Yönetmeliği’ne göre %6,1 şeklinde tespit edilirken Erişkinler İçin Engellilik Değerlendirmesi Hakkında Yönetmelik’te %0 oranında tespit yapılmasının açıkça hukuka aykırı olduğunu, meydana gelen trafik kazası akabinde mağdur olan müvekkilinin daha fazla mağdur eden bir durumun söz konusu olduğunu, ilk derece mahkemesince verilen kararda hükmedilen geçici iş göremezlik zararına dava tarihinden itibaren yasal faiz uygulanmasına hükmedildiğini, faiz tarihinden haksız fiilin gerçekleştiği ve müvekkilinin zarara uğramış olduğu kaza tarihi olan 02.10.2019 tarihinden itibaren uygulanması gerektiğini, eğer Dairemiz aksi kanaatte ise de sigorta şirketine başvuru dilekçesinin teslim edildiği tarih olan 15.11.2019 tarihinden davalı sigorta şirketinin temerrüde düştüğünün kabulü ile faiz tarihinin bu tarihten itibaren uygulanmasına karar verilmesi gerekirken dava tarihinden itibaren işletilen faizin kabulünün mümkün olmadığını, bu nedenlerle ilk derece mahkemesince verilen kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.Delillerin Değerlendirilmesi ve Gerekçe: Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun incelenebilmesi için Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 352. maddesi gereğince ön inceleme koşullarının gerçekleşmiş olması gerekmektedir. Bu maddede sayılan koşullardan birinin mevcut olmaması halinde istinaf başvurusunun usulden reddedilmesi zorunludur. Bu şartlar kamu düzeninden olup, yargılamanın her aşamasında re’sen dikkate alınmaktadır. İstinaf talebine konu dosya kapsamı incelendiğinde; 6100 sayılı HMK’nın 352. maddesinde düzenlenen ön inceleme koşullarında herhangi bir eksiklik bulunmadığı, davacının istinaf başvurusunun ön inceleme bakımından kabul edilebilir olduğu ve inceleme aşamasına geçilmesi gerektiği tespit edilmiştir.6100 sayılı HMK’nın 355. maddesinde, Bölge Adliye Mahkemesinin, incelemesini kamu düzenine ilişkin hususlar hariç olmak üzere istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplere bağlı olarak yapması gerektiği hususu düzenlenmiştir. (Aynı yönde Yargıtay 22. Hukuk Dairesinin 2018/9860 Esas ve 2018/14781 Karar sayılı ilamında da Bölge Adliye Mahkemelerinin istinaf sebepleri ile bağlı olduğu vurgulanmıştır.)Dava, trafik kazasından kaynaklanan cismani zarar nedeniyle geçici ve sürekli iş göremezlik tazminatı istemlerine ilişkindir. İlk derece mahkemesinin davanın kısmen kabulüne dair kararına karşı kamu düzenine ilişkin hususlar ile davacının istinaf itirazlarıyla sınırlı olarak yapılan istinaf incelemesi sonucunda;İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; Davacının geçici iş göremezlik tazminatı talebinin kabulü ile 2.425,08-TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, davacının sürekli iş göremezlik tazminatı talebinin reddine dair karar verilmiştir.Dosya içerisindeki bilgi ve belgeler esas alındığında;… tarihli trafik kazasında … plaka sayılı araç sürücüsü … ‘nin 2918 sayılı K.T.K. 47/1-c, 57/1-a kural ihlalleri ile “kusurlu” ve m.84/h kural ihlali ile “asli kusurlu” olduğu, bisiklet sürücüsü davacı … in, 2918 sayılı K.T.K. m. 46/1-a ve Karayolları Trafik Yönetmeliği (KTY) m. 94/A-a ve m. 94/A-k kural ihlalleri ile “kusurlu” olduğu, mevcut kural ihlallerine göre kusur oranı değerlendirmesinde, … plaka sayılı araç sürücüsü … nin kazanın meydana gelmesindeki etki derecesi dikkate alındığında %60 (yüzde altmış) oranında kusurlu olduğu, davacının ise %40 (yüzde kırk) oranında kusurlu olduğu anlaşılmıştır. İlk derece mahkemesince, hükme esas alınan 20/10/2020 tarihli trafik bilirkişisi raporunda da yukarıdaki şekilde açıklama ve tespitlere yer verildiği görülmüştür. Bu haliyle; ilk derece mahkemesince kabul edilen kusur durumunun gerek olayın gelişim şekliyle gerekse hukuk davası dosya kapsamıyla ve ayrıca ceza dosyası kapsamında alınan 23/12/2019 tarihli trafik bilirkişisi raporuyla uyumlu olduğu anlaşıldığından, davacının kusur raporu ve oranı bakımından yaptığı istinaf itirazlarının yerinde olmayıp reddedilmesi gerektiği kanaatine ulaşılmıştır.Maluliyete ilişkin alınacak raporların 11/10/2008 tarihinden önce Sosyal Sigorta Sağlık İşlemleri Tüzüğü, 11/10/2008 tarihi ile 01/09/2013 tarihleri arasında Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği, 01/09/2013 tarihi ile 01/06/2015 tarihleri arasında Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmeliği, 01/06/2015 tarihi ile 20/02/2019 tarihleri arasında Özürlülük Ölçütü Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik 20/02/2019 tarihinden sonra Erişkinler için Engellilik Değerlendirmesi Hakkında Yönetmelik hükümlerine uygun olarak düzenlenmesi gerekir.02/10/2019 tarihinde gerçekleşen dava konusu olayımızda; davacının geçici ve sürekli iş göremezlik oranının belirlenmesi açısından düzenlenen Erciyes Üniversitesi Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığı’nın 01/02/2021 tarihli raporunda kaza tarihi itibariyle yürürlükte bulunan Erişkinler için Engellilik Değerlendirmesi Hakkında Yönetmelik hükümlerinin esas alınması doğru olup ilk derece mahkemesinin bu raporu hükme esas alarak davacının sürekli iş göremezliğinin olmadığı kanaatine varması yerindedir. Dolayısıyla davacı vekilinin, Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümlerine göre hazırlanan 28/09/2021 maluliyet raporunun esas alınması ve davacının %6,1 oranında sürekli iş göremezliğinin olduğunun kabul edilmesi gerektiği yönündeki istinaf başvurusunun haklı olmadığı ve reddedilmesi gerektiği sonucuna ulaşılmıştır.Davalı sigorta şirketi, karşı aracın trafik sigortacısı olup, 2918 sayılı KTK’nun 99/1. maddesi ile ZMSS Genel Şartları’nın B.2. maddesi uyarınca, rizikonun ihbar edildiği tarihten itibaren 8 iş günü içinde sigortacının tazminatı ödeme yükümlülüğü bulunmaktadır. Bu sürenin sonunda ödememe halinde temerrüdün gerçekleştiği ve davalının temerrüt faizinden sorumlu olduğunun kabulü gerekir. Sigorta şirketine dava tarihinden önce usulüne uygun şekilde başvuru yapılmama durumunda ise davalı sigorta şirketi bakımından temerrüt tarihinin dava tarihi olarak kabulü gerekir. Dosya arasındaki belgelerin incelenmesinden davacının, davalı sigorta şirketine 15/11/2019 tarihi itibariyle başvurduğu anlaşılmaktadır. Ayrıca 14/11/2019 tarihinde arabuluculuk başvurusu yapıldığı da görülmektedir. Yargıtay 4. Hukuk Dairesi’nin E:2021/18933, K:2021/4438 sayılı kararındaki açıklamalar, davacının sigorta şirketine ve arabuluculuğa başvuru tarihleri ile 2918 sayılı KTK’nun 97 ve 99 maddeleri dikkate alındığında temerrüt tarihi olarak 28/11/2019 tarihinin kabul edilip yasal faizin 28/11/2019 tarihinden itibaren başlatılması gerekirken hatalı değerlendirmeyle dava tarihinden itibaren işletilmesi doğru olmayıp davacının istinaf başvurusu bu yöne münhasır olmak üzere kısmen haklı görülmüştür.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu md. 353/1-b-2 uyarınca yargılamada bir eksiklik bulunmamakla birlikte kanunun olaya uygulanmasında hata edilip de yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmadığı veya yargılamada bulunan eksikler duruşma yapılmadan tamamlanacak nitelikte ise Bölge Adliye Mahkemesince düzelterek yeniden esas hakkında karar verilmesi mümkündür. Bu yasal düzenleme ve imkan doğrultusunda, davacının istinaf başvurusu kısmen kabul edilip ilk derece mahkemesi kararı kaldırılarak yasal faizin başlangıç tarihinin 28/11/2019 olarak düzeltilmesi suretiyle yeniden esas hakkında Dairemizce hüküm kurulması gerektiği anlaşılarak aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : (Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere)
A-) Davacının istinaf başvurusunun KISMEN KABULÜNE; 6100 sayılı HMK md. 353/1-b-2 uyarınca Kayseri 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 08.06.2022 tarihli, 2020/51 Esas, 2022/457 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA, hükmün düzeltilerek yeniden tesisine,
B-) 1-) Davacının geçici iş göremezlik tazminatı talebinin kabulü ile 2.425,08-TL’nin temerrüt tarihi olan 28/11/2019’dan itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-) Davacının sürekli iş göremezlik tazminatı talebinin reddine,
3-) Reddedilen kısım yönünden; 492 sayılı Harçlar Kanunu’na ekli (1) sayılı tarife gereğince alınması gerekli 80,70-TL ilam harcının, dava açılışı sırasında tahsil edilen 54,40-TL peşin harçtan ve 138,00-TL ıslah harcından mahsubuna,
4-) Kabul edilen kısım yönünden; 492 sayılı Harçlar Kanunu’na ekli (1) sayılı tarife gereğince alınması gerekli 165,66-TL ilam harcından, davacıdan tahsil edilen 111,70-TL peşin harçtan mahsubuna, bakiye 53,96-TL harcın davalıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydına,
5-) 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/A-13. maddesi uyarınca ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği Tarife hükümleri uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.320,00-TL arabuluculuk ücretinin; 1.241,54-TL’lik kısmının davacıdan alınarak, 78,46-TL’lik kısmının davalıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydına,
6-) Davacı tarafın yaptığı 54,40-TL başvurma harcı, 111,70-TL peşin harç ve ıslah harcı, 1.200,00-TL bilirkişi ücreti, 350,00-TL Erciyes Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığı’nda tedavi gideri, 182,10-TL posta ücreti olmak üzere toplam 1.898,20-TL yargılama giderinin kabul – ret oranına göre; 112,83-TL’sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, kalan kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
7-) 6100 sayılı HMK 120 ve 333.maddeleri gereğince taraflarca yatırılan gider avansının kalan kısmının kararın kesinleşmesi halinde tarafça numarası bildirilen veya bildirilecek hesaba, hesap numarası bildirilmediği takdirde adreslerine ödemeli olarak re’sen gönderilmesine,
😎 Karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’nin 13/2. maddesi hükmü uyarınca 2.425,08-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak kendisini vekille temsil eden davacıya ödenmesine,
9-) Karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’nin 13/3. maddesi hükmü uyarınca 2.425,08-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak kendisini vekille temsil eden davalıya ödenmesine,
10-) Bölge Adliye ve Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Cumhuriyet Başsavcılıkları İdari ve Yazı İşlerinin Yürütülmesine Dair Yönetmeliğin 203. maddesi uyarınca dosyanın tarih ve işlem sırasına düzenlenip dizi listesine bağlanmasına, Yazı İşleri Müdürü tarafından kontrolü yapıldıktan sonra İstinafa gönderilmesine veya arşive kaldırılmasına,
C-) 1-) İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından AAÜT md. 2/2 hükmü dikkate alınarak vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
2-) Davacı tarafından peşin olarak yatırılan 80,70 TL istinaf karar ve ilam harcının karar kesinleştiğinde ve talebi halinde davacıya iadesine, davacı tarafından yatırılan istinaf kanun yoluna başvurma harcının ise Hazineye irad kaydına,
3-) Davacı tarafından yapılan 220,70 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcı masrafı, 98,00 TL posta masrafı ve 9,00 TL e-tebligat gideri olmak üzere toplam 327,70 TL istinaf yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-) İstinaf yargılaması bakımından davacı tarafından yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının HMK’nun 333. maddesi, Yönetmeliğin 207/1. maddesi ve HMK Gider Avansı Tarifesi’nin 5. maddesi hükümlerine göre yatırana iadesine,
5-) Kararın kesin olması nedeniyle taraflara tebliği, harç ve gider avansı iadesi işlemlerinin 6100 sayılı HMK md. 302/5 ve 359/3 uyarınca ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dair; tarafların yokluğunda, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu md. 353/1-b-2 uyarınca dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı HMK md. 362/1-a uyarınca uyuşmazlık miktarı itibariyle Yargıtay nezdinde temyiz kanun yolu kapalı (kesin) olmak üzere oybirliği ile karar verildi.05/10/2023