Emsal Mahkeme Kararı Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2022/2354 E. 2023/1619 K. 05.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
KAYSERİ
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/2354
KARAR NO: 2023/1619
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ : Kayseri 2. Asliye Ticaret Mahkemesi
NUMARASI : 2020/357
DAVA: Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
İSTİNAF KARARININ
VERİLDİĞİ TARİH: 05/10/2023
YAZILDIĞI TARİH: 05/10/2023
Kayseri 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2020/357 Esas 2022/588 Karar sayılı ilamı asıl ve birleşen dosyada davacı vekili, asıl ve birleşen dosyada davalı … vekili ve davalı …vekili tarafından istinaf incelemesi için Dairemize gönderilmekle inceleme aşamasında dosyadaki tüm bilgi ve belgeler incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLÜP GÖRÜŞÜLDÜ:
Asıl dosyada davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin 21.06.2019 günü saat 16:30 sıralarında kendisine ait …plakalı … marka otomobili ile Kayseri … yolu …Sk. kavşağında seyir halinde iken …’de çalışan … sevk ve idaresindeki … plaka sayılı iş makinasının hatalı U dönüşü yapması ile trafik kazası meydana geldiğini, müvekkilinin kullandığı araçta bulunan …’in hayatını kaybettiğini, arka koltuktaki …’nın yaralandığını, müvekkilinin yaralandığını elinde birden fazla kırık oluştuğunu, vücudunda yaralar olduğunu, uzun süre tedavi gördüğünü, işine gidemediğini, bakım gözetim ihtiyacı olduğunu, müvekkilinin aracının müvekkili muhafazasında olduğunu ve perte ayrıldığını, huzurdaki dava açılmadan önce 20.07.2019 tarihinde sigorta şirketi davalı ….’ne zararların tazmini için başvuru yapıldığını, dava tarihi itibariyle herhangi bir ödeme yapılmadığını, müvekkilinin kaza tarihinde 2.020,90-TL ücret ile çalıştığını, kaza tarihinden sonra uzun süre çalışamadığını, geçici çalışamadığı süreç boyunca kazanç kaybı olduğunu, müvekkilinin geçici iş göremezlik zararının – tespiti gerektiğini, müvekkilinin aracını kullanamadığından ikame araç gideri zararı bulunduğunu, müvekkilinin bakıcı gideri zararı bulunduğunu, müvekkilinin araçta sıkıştığını, uzun süre tedavi işleriyle uğraşmak zorunda kaldığını, kazada en yakın arkadaşlarından …’i kaybettiğini, müvekkilinin bu durumlardan aşırı üzüntü duyduğunu, bu durumun müvekkilinde manevi zarar teşkil edeceğini beyan ederek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla; adli yardım taleplerinin kabulünü, müvekkilinin maddi zararlarına karşılık olmak üzere şimdilik 1.000,00-TL maddi tazminatın kaza tarihinden (sigorta şirketi yönünden ihbar tarihinden) itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tüm davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak müvekkiline verilmesini, müvekkilinin yaşadığı tüm acı ve ızdıraba karşılık olmak üzere 50.000,00-TL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren işletilecek yasal faizi ile birlitle … ile …’ndan müştereken ve müteselsilen alınarak müvekkiline verilmesini, vekalet ücreti ve yargılama giderlerinin davalılara yükletilmesini talep ve dava etmiştir.
Birleşen Mahkemenin 2021/944 esas sayılı dava dosyasında davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin 21/06/2019 günü saat 16:30 sıralarında kendisine ait …plakalı …marka modelli otomobiliyle Kayseri İli …Yolu … Sokak kavşağında seyir halinde iken … çalışanı olan …’ın sevk ve idaresindeki … plaka sayılı iş makinasının hatalı bir şekilde dönüş yapması sebebiyle trafik kazasının meydana geldiğini, müvekkilinin aynı yönde ve sol şeritte seyir halinde iken iş makinası şoförünün hatalı şekilde dönüş yapması sonucu fren yapmasına rağmen duramayarak iş makinasına çarpmak zorunda kaldığını, bu hususun 21/06/2019 tarihli kaza tespit tutanağında sabit olduğunu, kaza anında müvekkilinin aracında bulunan …isimli şahsın hayatını kaybettiğini, yine araçta arka koltukta bulunan … isimli bayanın hayati tehlike geçirecek şekilde yaralandığını, müvekkilinin sol el parmağında birden fazla kırık oluştuğunu, müvekkilinin uzun bir süre tedavi gördüğünü, bu sürede işine gidemediğini, ihtiyaçlarını tek başına devam ettiremediğini, bakım ve gözetime ihtiyaç duyduğunu ayrıca kullandığı aracın kaza nedeniyle perte çıktığını, 21/06/2019 tarihli kaza tespit tutanağında ve Kayseri Cumhuriyet Başsavcılığının 2019/29788 soruşturma numaralı dosyasında aldırılan 04/07/2019 tarihli kusur tespit raporunda …plaka sayılı … tipi iş makinası operatörü davalı …’ın asli kusurlu olduğunun ifade edildiğini, kazaya neden olan ve belediye adına kayıtlı iş makinası operatörü davalı … ın, kaza tarihinde … çalışanı olduğunu, bu münasebetle diğer davalı … nin kusursuz sorumluluk hallerin düzenleyen 6098 sayılı TBK’nın 66. Madde hükümleri gereğince “adam çalıştıran” sıfatıyla ve kusursuz olarak sorumlu olduğunu, dava şartı olarak arabuluculuğa başvurduklarını, fakat karşı tarafla uzlaşma sağlanamamış olup müvekkilin zararlarının giderilmediğini, müvekkilin kaza tarihinde aylık 2.020,90-TL ücret ile çalıştığını, bu kaza nedeniyle maluliyet oluştuğunu, ömür boyu çalıştığı tüm işlerde daha fazla efor harcamak zorunda kalacağını tüm bu sebeplerle öncelikle iş bu ek davanın aynı kazaya ilişkin açılan Kayseri 2. Asliye ticaret mahkemesinin 2020/357 esas sayılı dava dosyası ile birleştirilerek şimdilik 100,00-TL sürekli iş göremezlik tazminatının kaza tarihinden itibaren işletilecek en yüksek yasal faizi ile birlikte tüm davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … vekili cevap dilekçesinden özetle; davanın zaman aşımı nedeniyle usulden reddi gerektiğini, davada davacının zararı ile olay arasındaki nedensellik bağının baştan araştırılması ve kusur derecesinin buna göre belirlenmesi gerektiğini, davaya konu trafik kazasının, davacının hız kurallarına uymayışından kaynaklandığını, 36 m fren izi olduğunu, davacının kendi kusurunun sebebiyet verdiğini, iş makinesi operatörünün herhangi bir kural ihlalinin olmadığını, dolayısı ile müvekkili idare yönünden husumet yokluğu nedeniyle davanın reddi gerektiğini, manevi tazminatın haksız fiile sebep olan araç sürücüsünden talep edilebileceğini, müvekkili açısından husumet yokluğu nedeniyle reddi gerektiğini, iş bu davanın müvekkili idare yönünden husumet yokluğu nedeniyle reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesini talep etmiştir.
Davalı …vekili cevap dilekçesinden özetle; başvurunun (dava) şartının usulüne uygun olarak yerine getirilmediğini, müvekkilinin temerrüde düşürülmediğini, arabuluculuk tutanağının müvekkili açısından geçerli olmadığını, bağlayıcı olmadığını, dava dilekçesinde sonuç ve istem kısmında hangi maddi tazminat kaleleri için ne kadar talap edildiğinin açıklanmadığını, açıklattırılması gerektiğini, hasar tazminatı ile değer kaybı tazminatının iki ayrı tazminat olduğunu, aracın perte ayrıldığının ifade edildiğini, bu hususun çelişkili olduğunu, meydana gelen trafik kazasında kusur oranının belirlenmesi gerektiğini, Sağlık Kurulu Raporu’na göre davacının kalıcı özürlülüğü bulunmadığını, davacının trafik kazası ile ilgili maluliyeti olduğunu iddia ediyorsa bunu ispatlaması gerektiğini, ZMMS Genel Şartlara göre Geçici İş Göremezlik zararı ile bakıcı giderleri poliçe teminatı kapsamında olmadığını, talebin reddi gerektiğini, ZMMS Genel şartlarına göre ikame araç gideri dolaylı zarar olduğunu poliçe teminatı kapsamında olmadığını, kaza neticesi kurum ve kuruluşlardan davacıya ödeme yapılıp yapılmadığının irdelenmesini, davacı gelirine ilişkin vergilendirilmiş delil sunamadığını, sosyal durum araştırması gelir beyanının dikkate alınmasını, faiz oranı ve faiz başlangıç tarihini kabul etmediklerini belirterek iş bu davanın reddi ile yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesini talep etmiştir.
Davalı …vekili cevap dilekçesinden özetle; müvekkilinin …de kepçe operatörü olarak çalışmakta olduğunu, 27.06.2019 tarihinde Kayseri- …yolu yapım çalışmasında çalışan müvekkilinin sevk ve idaresindeki … plakalı aracı ile sinyal vererek U dönüşü yapmak isterken arka taraftan gelen davacı sevk ve idaresindeki … plakalı araç ile çarpıştığını, trafik kazası meydana geldiğini, kazanın … plakalı araç sürücüsünün hız sınırını aşarak aracını kullanmasından meydana geldiğini, yolda uyarı levhaları olduğunu, davacının bunlara uymadığını, kusur oranlarının belirlenmesi gerektiğini, 1.000,00-TL maddi tazminat talebinin hangi kalemlere ait olduğunun miktar belirtilerek davacı tarafındanı açıklanması gerektiğini, davacı tarafça dava dilekçesinde 50.000,00-TL manevi tazminat talebinde bulunulduğunu, rakamın oldukça fahiş olduğunu, manevi tazminatın zenginleşme aracı olarak kullanılamayacağını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Birleşen Mahkemenin 2021/944 esas sayılı dosyasında davalı … vekili cevap dilekçesinde; davacının dilekçesinde yer alan beyanları kabul etmediğini, öncelikle iş bu davanın zamanaşımı nedeniyle usulden reddine karar verilmesi gerekitiğini, davaya konu trafik kazasının davacının hız kurallarına uymayışından kaynaklandığını, kazaya kendi kusuru ile sebebiyet verdiğini, trafik kazası tespit tutanağında her ne kadar iş makinesi operatörüne kusur etfedilmiş ise de kazaya ait olay yeri görüntüleri incelendiğinde iş makinesi operatörünün herhangi bir kural ihlalilinin olmadığını, buna bağlı olarak da müvekkili idarenin hukuki bir sorumluluğunun söz konusu olmadığını, izah edilen nedenlerle hukuki mesnetten yoksun iş bu davanın müvekkili idare yönünden husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Birleşen Mahkemenin 2021/944 esas sayılı dosyasında davalı … vekili cevap dilekçesinde; davacı tarafın 21/06/2019 tarihinde Kayseri İli … yolu … Sokak kavşağında davacı …’ın sevk ve idaresindeki … plaka sayılı araç ile müvekkili şirket tarafından sigortalanan … adına kayıtlı ve sürücüsü … olan …plaka sayılı iş makinesinin çarpması sonucunda davacının yaralandığı iddiasıyla sürekli iş göremezlik tazminatı talepli huzurdaki iş bu davayı açmış ise de haksız ve hukuka aykırı iş bu davanın reddine karar verilmesini, her ne kadar davacı taraf dava dilekçesinde dava açılmadan önce arabuluculuk yoluna gittiğini ve dava dilekçesine ek olarak arabuluculuk tutanağını dosyaya sunduğunu belirtmiş isede uyap üzerinden yapılan incelemede söze konu edilen arabuluculuk tutanağının dosyaya sunulmadığını, dava şartı eksikliği ile davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ :İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda;
“…A-Asıl Dava Dosyası Yönünden;
1-Davacının geçici iş göremezliğe ilişkin tazminat talebinin kısmen kabulü ile: 3.880,12-TL maddi tazminatın davalı …yönünden temerrüt tarihi olan 02/08/2019 tarihinden itibaren, diğer davalılar … ve …’ndan ise kaza tarihi olan 21/06/2019 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine,
2-Davacının araç hasar bedeline ilişkin tazminat talebinin kabulü ile; 12.000,00-TL tazminatın davalı …yönünden temerrüt tarihi olan 02/08/2019 tarihinden itibaren, diğer davalılar … ve …’ndan ise kaza tarihi olan 21/06/2019 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine,
3-Davacının ikame araç bedeline yönelik maddi tazminat talebinin kısmen kabulü ile; 600,00-TL ikame araç bedelinin kaza tarihi olan 21/06/2019 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar … ve …’ndan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, diğer davalı … yönünden talebin reddine,
4-Davacının manevi tazminat davasının kısmen kabulü ile; 13.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 21/06/2019 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar … ile …ndan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine,
5-Davacının 100,00 TL bakıcı giderine ilişkin tazminat isteminin reddine,
B-Birleşen Mahkemenin 2021/ 944 esas 2022/203 karar numaralı dosyası yönünden;
1-Davacının kalıcı iş göremezliğe ilişkin tazminat talebinin kısmen kabulü ile: 51.749,78-TL maddi tazminatın davalı … yönünden temerrüt tarihi olan 02/08/2019 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte, diğer davalılar …ve …’ndan ise kaza tarihi olan 21/06/2019 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine, ” şeklinde karar verildiği görülmüştür.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Asıl ve birleşen dosya davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; mahkemece davacının kaza anında koruyucu kemer takmadığının kabulü ile geçici ve sürekli iş göremezlik tazminatı tutarlarında %20 oranında müterafik kusur indirimi yapılmışsa da; Kayseri 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nin 2020/70 E. sayılı ceza davası muhteviyatından anlaşılacağı üzere, davacının kaza anında kemerinin takılı olup-olmadığı hususu dosya kapsamında kesin olarak tespit edilemediğini, olayın tek görgü tanığı olan ve kaza anında müvekkilinin kullandığı aracın arka koltuğunda oturan …’nın ceza davasının 30.06.2020 tarihli duruşmasında; “… …’ın kemerinin takılı olup-olmadığını BİLMİYORUM.” şeklinde beyanda bulunduğunu, kaza anında davacının kemerinin takılı olup-olmadığını bilebilecek başka hiçbir görgü tanığının da bulunmadığını, aynı minvalde kazadan hemen sonra tanzim edilen 21.06.2019 tarihli kaza tespit tutanağında davacı-sürücünün kaza anında kemerinin takılı olmadığına dair hiçbir tespitin mevcut olmadığını, aksine delalet eden somut delil bulunmaması karşısında; davacının kaza anında emniyet kemerinin takılı olduğunun kabulünde zorunluluk bulunduğunu bu nedenle davacının kemerinin takılı olmadığı yönündeki farazi kabulle verilen ilk derece kararında hukuki isabetin bulunmadığını, kazanın meydana geliş şekline göre, davacı-sürücünün emniyet kemerinin takılı olması halinde dahi aynı şekilde yaralanabileceği yani emniyet kemerinin sonuca müessir olup-olmadığı üzerinde durulmadan yapılan müterafik kusur izafesi ve tazminat indiriminin hatalı olduğunu, her ne kadar davacının kavşağa girerken hızını yavaşlatmadığı kabul edilmişse de bu tespitin gerçeği yansıtmadığını, kaza anında aşırı hızlı olduğuna yönelik hiçbir somut delil bulunmaması karşısında müvekkilinin kaza anında normal seyir hızında olduğunun kabulünün gerektiğini, mahkemece davacı lehine takdir edilen manevi tazminat tutarının eksik olduğunu, davacının davalının ağır kusuru neticesinde elim bir trafik kazası geçirdiğini ve elini kullanamadığını, aldığı yaralar neticesinde uzun süre tedavi gördüğünü, ülkemizdeki yüksek enflasyon nedeniyle iyice değer kaybeden paranın alım gücü de gözetilerek, kazazede davacıyı vicdanen tatmin edici ve hakkaniyete uygun bir tutarda manevi tazminata hükmedilmemesinin hatalı olduğunu beyan ederek Kayseri 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 01.07.2022 tarih 2020/357 E. 2022/588 K. sayılı kararının bilhassa %20 kusur indirimine ek-olarak farazi kabul ve yanılgılı gerekçe ile %20 oranında müterafik kusur indirimi yapılmış olması ve davanın reddedilen kısımları yönüyle kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Asıl ve birleşen dosya davalısı … vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; davacı tarafın dava açmadan müvekkili sigorta şirketine usulüne uygun başvuru yapmadığını, bu nedenle davanın reddinin gerektiğini, dava şartı yokluğundan davanın reddine karar verilmeyerek, davanın kabul edilmesinin dava açılmasına sebebiyet verilmediği, temerrüde düşülmediği dikkate alınmadan müvekkili şirket aleyhine faize, yargılama giderine ve vekalet ücretine hükmedilmesinin hatalı olduğunu ayrıca faizi kabul anlamına gelmemekle birlikte; asıl davanın kısmi dava olduğunun dikkate alınmaması, faiz başlangıç tarihlerinde ıslah tarihinin esas alınmaması ve birleşen dava dosyasında avans faizine hükmedilmesinin de hatalı olduğunu, davanın kabulü halinde dahi; dava açılmasına sebebiyet vermediği kabul edilerek (dava açılmadan önce müvekkil şirkete usulüne uygun başvuru yapılmadığından) müvekkili şirket aleyhine faize, yargılama gideri ve vekalet ücretine hükmedilmemesi gerektiğini, mahkeme aksi kanaatte ise; müvekkilininin temerrüte düşmediği kabul edilerek, (faizi kabul anlamına gelmemekle birlikte) “dava dilekçesinde yazılı miktar yönünden dava tarihinden, ıslahla artırılan miktar yönünden ise ıslah tarihinden itibaren” yasal faize hükmedilmesi gerektiğini, zira, asıl dava dosyasındaki 09.06.2020 tarihli dava dilekçesinde davanın belirsiz alacak davası olduğu açıkça belirtilmediğinden davanın kısmi dava olduğunu, sonradan ek dava dilekçesi ile “dava belirsiz alacak davasıdır” şeklinde beyanda bulunarak davanın türünün değiştirilmesinin mümkün olmadığını, nitekim 17.05.2022 tarihli ıslah dilekçesinde açıkça talebin “ıslah” edildiği belirtildiğini, ıslah harcının yatırıldığını,bununla birlikte birleşen dava dosyası yönünden avans faizine hükmedilmişse de; yargıtay’ın yerleşmiş içtihatlarına göre “eğer taşıma ticari bir taşıma (taksi, otobüs vb.) değilse yasal faiz hükmedilmelidir.” somut olayda müvekkili şirket tarafından sigortalı aracın ticari kullanımının bulunmadığını, bu nedenle faizi kabul anlamına gelmemekle birlikte faize hükmedilmesi halinde müvekkili yönünden yasal faize hükmolunması gerektiğini, dosyada alınan rapor ile araca total pert işlemi uygulandığı ve aracın değer kaybına uğramadığı tespit edilmiş olup araç bedeli- değer kaybı tazminatı talepleri yönünden davanın reddine karar verilmemesinin hatalı olduğunu, 600,00-TL araç bedeli- değer kaybı tazminatı talebi yönünden red kararı verilmesi gerektiğini, aksi takdirde araç bedeli için 200,00-TL, araçta meydana gelen hasar için 200,00-TL, değer kaybı için 200,00-TL (toplam 600,00-tl) istendiğinin kabulü ile 200,00-TL araç bedeli ve 200,00-TL değer kaybı taleplerinin reddine karar verilmesi gerektiğini, zira 600,00-TL sadece “araç hasar bedeli” olarak talep edilmiş gibi diğer tazminat kalemlerinden red kararı verilmemesinin hatalı olduğunu, maluliyet raporlarının eksik, hatalı ve çelişkili olup raporlar arasındaki çelişki giderilmeden, yetkili olmayan kurumdan alınan rapora göre hüküm verilmesinin hatalı olduğunu, kazazedenin tanı ve tedavisinde görevli hekimlerin yukarda bahsedilen uzmanlık alanlarından oluşması gayet isabetli olmakla birlikte mevzuatta belirtildiği gibi adli tıp uzmanının tanı ve tedavide yer almamasından dolayı sağlık kurulunda yer almadığının açıkça ortaya konulduğunu, açıkça görüldüğü üzere üniversitelerin adli tıp anabilim dallarının “erişkinler için terör, kaza ve yaralanmaya bağlı durum bildirir sağlık kurulu raporu” hazırlamalarının hukuki dayanağının olmadığını, bu nedenle dosyanın adli tıp kurumu 3. ihtisas dairesine gönderilerek; 17.12.2019 tarihli kayseri şehir hastanesi’nin sağlık kurulu raporu, … tarihli atk maluliyet raporu ve erciyes üniversitesi tıp fakültesi adli tıp anabilim dalı başkanlığı’nın … tarihli maluliyet raporu arasındaki çelişkinin giderilerek sürekli iş göremezlik oranı ve geçici iş göremezlik süresinin tespitinin gerektiğini, yerel mahkemece itirazlar dikkate alınmadan, gerekçe belirtilerek itirazların reddine karar verilmeden, bu hususta hiçbir değerlendirme yapılmaksızın dosya aktüer raporu alınması için bilirkişiye tevdii edilmesi ve bu rapora göre hüküm verilmesinin hatalı olduğunu, dosyada alınan kusur raporu hatalı olup bu nedenle hükmün de hatalı olduğunu, ZMSS genel şartlarına göre “geçici iş göremezlik zararı” poliçe teminatı kapsamında olmadığından müvekkili şirketin sorumlu olmadığını, bu nedenle müvekkili yönünden geçici iş göremezlik tazminatına hükmedilmesinin hatalı olduğunu, geçici iş gücü kaybı zararından sosyal güvenlik kurumunun sorumlu olup, müvekkili şirketin herhangi bir sorumluluğunun bulunmadığını beyan ederek mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
Asıl ve birleşen dosya davalısı … vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; 2918 Sayılı KTK uyarınca meydana gelen olayda müvekkili idarenin sorumluluğunun bulunmadığını, davada davacının zararı ile olay arasındaki nedensellik bağının baştan araştırılması ve kusur derecesinin buna göre belirlenmesi gerektiğini, buna rağmen mahkeme tarafından bu husus araştırılmadan eksik inceleme sonucu verilen kararın kanuna ve hukuka aykırı olduğunu, trafik kazasının davacını hız kurallarına uymayışından kaynaklanmış olup davacının kazaya kendi kusuru ile sebebiyet verdiğini, diğer davalı olan iş makinesi operatörüne kusur atfedilmiş ise de iş makinesi operatörünün herhangi bir kural ihlali buna bağlı olarak da müvekkili idarenin hukuki bir sorumluğunun söz konusu olmadığını, dolayısıyla kendi kusuru ile davaya konu kazaya sebebiyet veren davacının açmış olduğu bu davanın müvekkili idare yönünden husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmesi gerekirken mahkemece müvekkili idarenin kusurunun varlığından bahisle tazminata hükmedilmiş olmasının kanuna ve hakkaniyete aykırı olduğunu, manevi tazminat talebi yönünden davanın müvekkili idare açısından husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmesi gerektiğini beyan ederek mahkeme kararının kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE : Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun incelenebilmesi için Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 352. maddesi gereğince ön inceleme koşullarının gerçekleşmiş olması gerekmektedir. Bu maddede sayılan koşullardan birinin mevcut olmaması halinde istinaf başvurusunun usulden reddedilmesi zorunludur. Bu şartlar kamu düzeninden olup, yargılamanın her aşamasında re’sen dikkate alınmaktadır. İstinaf talebine konu dosya kapsamı incelendiğinde; 6100 sayılı HMK’nın 352. maddesinde düzenlenen ön inceleme koşullarında herhangi bir eksiklik bulunmadığı, asıl dava ve birleşen dosyada davacı vekili ile asıl dava ve birleşen dosya davalısı …. ve davalı …vekilinin istinaf başvurularının ön inceleme bakımından kabul edilebilir olduğu ve inceleme aşamasına geçilmesi gerektiği görülmüştür.
Asıl dava trafik kazasından kaynaklanan cismani zarar nedeniyle geçici iş göremezlik tazminatı ile bakıcı gideri ve manevi tazminat istemleri ile araç hasar bedeli, değer kaybı ve ikame araç bedelinin tazmini istemine ilişkin olup ve birleşen dava ise sürekli iş göremezlik talebine ilişkindir.
Somut uyuşmazlıkta; 21/06/2019 tarihinde davacının sevk ve idaresindeki … plakalı araç ile davalı … idaresindeki … plakalı iş makinasının çarpışması neticesinde davacı yaralanmıştır. Davalı …, … plakalı aracın ZMMS olup, diğer davalı …ise işleten sıfatına haizdir.
Ankara Adli Tıp Trafik İhtisas Dairesi Başkanlığı’nın … tarihli raporunda, sürücü …, sevk ve idaresindeki iş makinası ile meskun mahalde, iki şeritli bölünmüş yol üzerinde sağ şeritte seyir halinde iken geldiği olay mahalli kavşakta, sol şeritte seyreden araçların güvenli geçişini beklemeden kavşaktan U dönüşü yapmak için sol şeride doğru manevra yaptığı esnada yola gereken dikkatini vermemiş, şerit değiştirme kurallarına riayet etmemiş, bu haliyle seyir yoluna girdiği kavşağı düz seyirle geçmek isteyen otomobilin çarptığı olayda, %80 oranında kusurlu olduğu, sürücü …ise sevk ve idaresindeki otomobil ile meskun mahalde, bölünmüş yolda seyri sırasında olay mahalli kavşağa mahal şartlarının üzerinde bir hızla gelerek sola dönmek için manevra yapan iş makinasına çarptığı olayda, iş makinasını gördüğünde hızını azaltarak geçişini daha dikkatli yapması gerekirken, bu hususlara riayet etmediği olayda %20 oranında kusurlu olduğu tespit edilmiş olup hükme esas alınan raporun, ceza dosyasında hükme esas alınan Ankara Adli Tıp Trafik İhtisas Dairesi Başkanlığı’nın … tarihli raporu, 04/07/2019 tarihli trafik bilirkişisi raporu, kaza tespit tutanağı ve kazanın oluş şekli ile uyumlu olduğu açıktır. Bu nedenle taraf vekillerinin kusura ilişkin istinaf sebepleri haklı bulunmamıştır.
Müterafik kusur açısından yapılan değerlendirmede; davacının kaza sırasında emniyet kemeri takmadığı kaza tespit tutanağı ile sabittir. Davacının kaza nedeniyle yaralanması yalnız el bölgesinde olmayıp 21/06/2019 tarihli trafik kazası sonucu akciğer kontüzyonu, alveoler hemoraji de meydana geldiğinden emniyet kemeri takmaması ile zarar arasında nedensellik bağı olduğu açıktır. Bu nedenle davacı vekilinin aksi yöndeki istinaf sebepleri yerinde görülmemiştir.
Çift taraflı trafik kazası nedeniyle davacının yaralanmasına sebep olan … plakalı araç sürücüsü, işleteni ve sigorta şirketi müteselsilen ve müştereken sorumlu olup, araç sürücünün sorumluluğu kusur sorumluluğuna, araç maliki işleten olanın sorumluluğu kusursuz sorumluluğa, sigortanın sorumluluğu ise poliçeden kaynaklı sözleşme sorumluluğuna dayandığından, trafik kazasından sorumlu olmadığı yönündeki davalı … vekilinin istinafının yerinde olmadığı görülmüştür.
Davaya konu kaza nedeniyle dava açılmadan önce Kayseri Şehir Hastanesi’nden alınan … tarihli sağlık kurulu raporunda davacının trafik kazasından kaynaklanan engeli bulunmadığı bildirilmiştir, eldeki dosyada ise Erciyes Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Başkanlığının … tarihli raporunda ise davacının geçici iş göremezlik süresi 1 ay, sürekli iş göremezlik oranı ise %3 olarak belirlenmiş olup bakıcı ihtiyacı olmadığı açıklanmıştır. Raporlar arasındaki çelişki usulüne uygun teşekkül ettirilmiş olan Adli Tıp Kurumu 2. İhtisas Kurulu’nun 05/01/2022 tarihli raporu ile giderilmiş olup anılan raporda davacının geçici iş göremezlik süresi 3 ay olarak belirlenmiş olup mahkemece sürekli iş göremezliğe yönelik rapor tanzim edilmesi talep edilmediğinden bu hususta bir açıklama yapılmadığı görülmektedir. Sonuç olarak Erişkinler için Engellilik Değerlendirmesi Hakkında Yönetmelik hükümlerine kapsamında davacının geçici iş göremezliğinin 3 ay, sürekli iş göremezlik oranının %3 olarak tayin edilmesi ve bu veriler doğrultusunda hesaplama yapılması yerindedir.
Haksız fiilden doğan tazminat alacaklarında kural olarak faiz başlangıcı olay tarihidir. Zarar gören, tazminat alacağına zararın doğduğu an hak kazanır. Haksız fiillerde olayın vuku tarihinde alacağın muaccel olduğu ve dolayısıyla borçlunun temerrüde düştüğü kabul edilmekte haksız fiil failinin temerrüdü için ayrıca alacağı istemeye yönelik ihtar keşide edilmesine gerek bulunmamaktadır.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık haksız fiilden kaynaklanmaktadır. Haksız eylem faili, ihtar ve ihbara gerek olmaksızın zararın doğduğu anda, başka bir anlatımla haksız eylem tarihinden itibaren zararın tamamı için temerrüde düşmüş sayılır. Davalı …, kazaya karışan …plaka sayılı aracın trafik sigortacısı olup, 2918 sayılı KTK’nun 99/1. maddesi ile ZMSS Genel Şartları’nın B.2. maddesi uyarınca, rizikonun ihbar edildiği tarihten itibaren 8 iş günü içinde sigortacının tazminatı ödeme yükümlülüğü bulunmaktadır. Bu sürenin sonunda ödememe halinde temerrüdün gerçekleştiği ve davalının temerrüt faizinden sorumlu olduğunun kabulü gerekir.
Somut olayda davacının usulüne uygun olarak sigorta şirketine başvuru yaptığı, sigorta şirketi tarafından ödeme yapılmadığı gözetilerek başvuru tarihinden sekiz iş günü sonra temerrüde düştüğünün kabul edilmesi yerindedir, ayrıca davalı sigorta şirketi vekilinin ıslah edilen kısım yönünden ıslah tarihinden itibaren yasal faiz işletilmesi gerektiğine dair istinaf başvuru sebebi de yerinde değildir.
Davacı birleşen davada sigorta şirketi yönünden avans faiz talep etmiş olup Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin E:2018/4265, K:2019/9714 sayılı kararında da belirtildiği üzere zarara sebebiyet veren araç, ticari nitelikte olup, TTK’nın 3. maddesi uyarınca bu müesseseyi ilgilendiren fiil ve işlerin ticari iş sayılması ve ayrıca 3095 sayılı Yasa’nın 2. maddesinin 2. fıkrasında; ”arada sözleşme olmasa bile, ticari işlerde temerrüt faizi, T.C.Merkez Bankası’nın kısa vadeli avanslar için öngördüğü faiz oranına göre istenebileceği” belirtilmiş olmasına göre, olayda talep doğrultusunda sigorta şirketi yönünden istem gibi avans oranında temerrüt faizine hükmedilmesi isabetlidir.
Olay tarihinde yürürlükte olan 6098 sayılı TBK md. 56 hükmüne göre, hakimin özel halleri göz önünde tutarak bedensel bütünlüğü zarara uğrayan lehine manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği bir para tutarı adalete uygun olmalıdır. Manevi tazminat, zarara uğrayanda, manevi huzuru gerçekleştirecek ve tazminata benzer bir fonksiyonu da olan özgün bir nitelik taşır. Manevi tazminat bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. Zarar görenin zenginleşmemesi, zarar sorumlusunun da fakirleşmemesi gerekmektedir. Takdir edilecek miktarın, mevcut halde elde edilmek istenen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22.6.1976 günlü ve 7/7 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde de takdir edilecek manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden, hakim bu konuda takdir hakkını kullanır iken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.
Manevi tazminat zenginleşme aracı olmamakla beraber, bu yöndeki talep hakkındaki hüküm kurulurken olay sebebiyle duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amaçlanmalı ve bu sebeple tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile birlikte olayın meydana geliş şekli de göz önünde tutularak, hak ve nesafet kuralları çerçevesinde bir sonuca varılmalıdır. Zira, Türk Medeni Kanununun 4. maddesinde, kanunun takdir hakkı verdiği hallerde hakimin hukuka ve hakkaniyete göre hükmedeceği öngörülmüştür.
Somut olayın özelliklerine göre, olay tarihi, davacının kazanın meydana gelişinde %20, davalının ise %80 kusurlu oluşu ayrıca davacının emniyet kemeri takmaması nedeniyle müterafik kusuru bulunuşu, haksızlığın boyutu, davacının yaralanmasının mahiyeti, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, olay tarihindeki paranın alım gücü göz önünde bulundurulduğunda, hak ve nesafet kuralları çerçevesinde davacı için takdir edilen manevi tazminat miktarı uygun olup aksi yöndeki davacı vekilinin aksi yöndeki istinaf başvuru sebepleri haklı görülmemiştir.
Davacı dava dilekçesi ve talep açıklama dilekçesinde araç hasar bedeli ve değer kaybına yönelik fazlaya yönelik hakları saklı kalmak üzere 600,00-TL talep etmiş olup, ıslah dilekçesinde ise hasar bedeli/değeri kaybına yönelik talep ettiği 600,00-TL’nin 12.000,00-TL hasar bedeli olarak ıslah edildiğini açıklamıştır. Bu şekilde davacının tüm talebinin hasar bedeline yönelik olduğu gözetilerek değer kaybı yönünden ayrıca bir karar verilmemesi usul ve yasaya uygundur.
6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-1 maddesinde belirlenen koşulların varlığı halinde, incelenen ilk derece mahkemesine ait dava dosyasının ve kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğunun anlaşılması durumunda, istinaf incelemesi sırasında istinaf başvurusunun, duruşma açılmaksızın, esastan reddine karar verileceği düzenlenmiştir. Bu haliyle; ilk derece mahkemesi tarafından kurulan hükmün ve yapılan yargılamanın usul ve yasaya, Yargıtay yerleşik içtihatlarına uygun olduğu anlaşıldığından; asıl dava ve birleşen dosyada davacı vekili ile asıl dava ve birleşen dosya davalısı …. ve davalı … vekili tarafından yapılan istinaf başvurularının yukarıda ayrıntılı olarak değerlendirilen sebeplerle 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince duruşma yapılmaksızın esastan reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : (Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere)
A-) 1-)Asıl ve birleşen dosyada davacı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b/1 maddesi gereğince ayrı ayrı esastan REDDİNE,
2-) Asıl dosya yönünden alınması gereken 269,85-TL istinaf karar harcından peşin alınan 80,70-TL harcın mahsubu ile eksik kalan 189,15-TL harcın davacıdan alınarak Hazineye irat kaydına,
3-) Birleşen dosya yönünden alınması gereken 269,85-TL istinaf karar harcından peşin alınan 80,70-TL harcın mahsubu ile eksik kalan 189,15-TL harcın davacıdan alınarak Hazineye irat kaydına,
4-)Davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin davacıların üzerinde bırakılmasına,
B-) 1-) Asıl dava ve birleşen dosya davalısı …. ve davalı …vekili istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b/1 maddesi gereğince esastan REDDİNE,
2-) Asıl dosya yönünden istinaf başvurusu nedeniyle alınması gereken 2.013,78-TL istinaf karar harcından davalılar …ve … tarafından başvuru sırasında peşin yatırılan 1.087,60-TL harcın mahsubu ile eksik kalan 926,18-TL istinaf karar ve ilam harcının istinaf eden davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak Hazineye irat kaydına, (davalı …’nin sorumluluğunun 498,90-TL ile sınırlı olmasına)
3-) Birleşen dosya yönünden istinaf başvurusu nedeniyle alınması gereken 3.535,03-TL istinaf karar harcından davalılar … ve … tarafından başvuru sırasında peşin yatırılan 1.767,51-TL harcın mahsubu ile eksik kalan 1.767,52-TL istinaf karar ve ilam harcının istinaf eden davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak Hazineye irat kaydına,
4-) Davalılar tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin davalıların üzerinde bırakılmasına,
C-) 1-) İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından AAÜT md. 2/2 uyarınca taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
2-) Taraflarca istinaf yargılaması bakımından yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının, HMK’nun 333. maddesi, Yönetmeliğin 207/1. maddesi ve HMK Gider Avansı Tarifesi’nin 5. maddesi hükümlerine göre yatırana İADESİNE,
3-) Kararın kesin olması nedeniyle taraflara tebliği ve gider avansı iadesi işlemlerinin 6100 sayılı HMK md. 302/5 ve 359/3 uyarınca ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dair; tarafların yokluğunda, 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın 362/1 – a maddesi uyarınca KESİN olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 05/10/2023