Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T. C.
K A Y S E R İ
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/2320
KARAR NO: 2023/1662
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: KAYSERİ 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 01/07/2022
NUMARASI: 2021/357 Esas, 2022/582 Karar
DAVANIN KONUSU: Trafik Kazasından Kaynaklanan Maddi ve Manevi Tazminat
DAVA TARİHİ: 11.03.2021
İSTİNAF KARARININ
VERİLDİĞİ TARİH: 06.10.2023
YAZILDIĞI TARİH: 10.10.2023
Yukarıda ayrıntılı bilgileri yazılı Kayseri 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2021/357 Esas, 2022/582 Karar sayılı kararı kararına karşı davacılar vekili, davalı …vekili, davalı … vekili ve davalı …vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuş ve dosya istinaf incelemesi yapılmak üzere Dairemize tevzi edilmiş olmakla dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
Tarafların İddia ve Savunmalarının Özeti: Davacılar vekili, dava dilekçesinde özetle: … tarihinde saat 23:30 sularında pepsi firmasının işçisi olan …’ün sevk ve idaresindeki pepsi firmasının …’den kiraladığı …marka / model … plaka sayılı araç ile …Mah. …Cd. üzerinde seyir halinde iken davacıların babası …’a çarpması sonucunda, …’ın 28 metre savrularak cadde üzerine düşmesi ve arkasından plakası bilinmeyen ve sürücüsü belirlenemeyen bir başka aracın bir kez daha çarparak 42 metre daha sürüklenmesi sonucu ölümü ile sonuçlanan trafik kazası meydana geldiğini, olay sebebi ile alınan 05/07/2017 tarihli trafik bilirkişisinin müteveffaya herhangi bir kusur yüklemediğini, davalılardan …’in kaza sonrasında olay yerinden kaçtığını, 11/06/2017 tarihinde yakalanarak tutuklandığını ve olay ile ilgili olarak Kayseri 5. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 2017/454 Esas sayılı dosyası ile kamu davası açıldığını, müteveffanın çocuklarının babalarının kaza nedeniyle kırık, yara, bere içinde gördüğünü ve bu durumun psikolojilerini etkilediğini, bir kısım çocuklarının da yurt dışında bulunduğunu ve babalarının cenazesine katılamadığını, bu nedenlerle davacıların ruh sağlığının onarılmaz derecede bozulduğunu, davacıların destekten yoksun kalan olay nedeni ile acı ve üzüntüler içinde hayata tutunmaya çalışan kişiler olduğunu, müteveffanın 74 yaşında olduğunu, yaşlılık aylığı ile geçimini sağladığını ve ayrıca kısa süreli işlerde çalıştığını, davalı ….’ye 02/04/2018 tarihinde yaptıkları başvuruya cevap verildiğini, 02/11/2018 tarihinde yaptıkları başvuruya ise cevap alamadıklarından bahisle öncelikle alacaklarının karşılıksız kalmaması adına davalılardan …’ne ait … plakalı araç ve davalı …’ün adına kayıtlı taşınmaz mallarının tespitine ve 3. kişilere devrinin engellenmesi için ihtiyati tedbir konulmasını, akabinde davanın kabulü ile davacılardan … için 30.000,00-TL manevi tazminat, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile şimdilik 1.000,00-TL maddi/destekten yoksun kalma tazminatı, … için 30.000,00-TL manevi tazminat, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile şimdilik 1.000,00-TL maddi/destekten yoksun kalma tazminatı, … için 30.000,00-TL manevi tazminat, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile şimdilik 1.000,00-TL maddi/destekten yoksun kalma tazminatı, … için 30.000,00-TL manevi tazminat, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile şimdilik 1.000,00-TL maddi/destekten yoksun kalma tazminatı, …için 30.000,00-TL manevi tazminat, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile şimdilik 1.000,00-TL maddi/destekten yoksun kalma tazminatı, … için 30.000,00-TL manevi tazminat, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile şimdilik 1.000,00-TL maddi/destekten yoksun kalma tazminatı, olmak üzere tüm davacılar için toplam 6.000,00-TL tutarlı maddi tazminatın davalılardan (sigorta şirketi yönünden poliçe değerleri ile sınırlı olmak üzere) müştereken ve müteselsilen tahsiline, 180.000,00-TL manevi tazminatın haksız fiilin gerçekleştiği tarih olan 10/06/2017’den itibaren hesaplanacak yasal faizi ile davalılardan (davalı sigorta şirketi yönünden poliçe değerleri ile sınırlı olmak üzere) müştereken ve müteselsilen tahsiline, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
Davalı …vekili, cevap dilekçesinde özetle; Kazaya karışan …plakalı aracın uzun süreli kira sözleşmesi ile …ve ….’nin kullanımına sunulduğunu, aracın şoförsüz kiralandığını, davada müvekkili şirketin araç maliki sıfatıyla yer aldığını, kazaya karışan araç trafik kazasının meydana geldiği sırada adı geçen şirketlere kiralandığından ve müvekkilinin araç üzerinde fiili hakimiyeti bulunmadığından müvekkili şirketin araç işleten vasfı bulunmadığını, aracın işletenlik niteliğinin davalı …’de olduğunu, bu nedenle davanın husumet nedeniyle reddinin gerektiğini, dava konusu alacakların zamanaşımına uğradığını, araç sürücüsünün kornaya basmasına ve aracın yönünü sağa çevirmesine rağmen müteveffanın koşarak aracın önüne geldiğini belirttiğini, davacıların destekten yoksun kalma tazminatı taleplerine ilişkin olarak destek ilişkisinin varlığının temelinde destek olunanın ihtiyaçlarının sürekli ve düzenli olarak karşılanması hususunun yer aldığını, davacıların müteveffanın desteğini aldıklarını ispat etmesi gerektiğini, davacı tarafça talep edilen 270.000,00-TL manevi tazminat tutarının fahiş olduğunu ve zenginleşme amacı taşıdığını, bu nedenlerle öncelikle davanın husumetten reddini, aksi durumda zamanaşımından reddini, söz konusu davanın …’ye ihbarını ve esasa girilmesi durumunda davanın esastan reddi ile yargılama giderlerinin davacılar üzerinde tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı …vekili, cevap dilekçesinde özetle; Davanın müvekkili sigorta şirketi yönüyle husumetten reddinin gerektiğini, davacıların taleplerinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, haksız ve kötü niyetle açılan davanın reddini, yargılama giderlerinin davacı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı …. vekili, cevap dilekçesinde özetle; Bahsi geçen … plaka sayılı aracın müvekkili sigorta şirketi nezdinde 05/03/2017-2018 tarihleri arasında … nolu kasko poliçesi ile sigortalı olduğunu, bu poliçe nedeniyle müvekkili şirketin sorumluluğunun sigortalının kusuru oranında olacağını ve müvekkili şirketin sorumluluğunun sigortalının kusurlu olması halinde söz konusu olacağını, poliçe kapsamında bedeli ve maddi zararlar için kişi başına 75.000,00-TL ile sınırlı olduğunu, sigortalı araç sürücüsünün kazanın meydana gelmesinde kusuru bulunmadığını, bu durumun tespiti için dosyanın Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesi’ne yollanmasını ve uzmanlardan kusur yönünde rapor aldırılması gerektiğini, davacıların manevi tazminat taleplerinin fahiş miktarda olduğunu ve zenginleşme amacı taşıdığını, öncelikle davacıların sosyal ve ekonomik durum araştırmalarının yapılmasının gerektiğinden bahisle müvekkili sigorta şirketi aleyhine açılan haksız ve hukuka aykırı davanın reddine, yargılama giderlerinin davacı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … vekili, cevap dilekçesinde özetle; Müvekkilinin müteveffaya çarptıktan sonra yola düştüğünü ve yaralandığını, yaralanan müteveffa henüz yol üzerindeyken sürücüsü ve plakası tespit edilemeyen ikinci bir aracın kendisine çarptığını ve sürüklenmesine neden olduğunu, müteveffanın kaldırıldığı hastanede vefat ettiğini, ölümüne müvekkilinin çarpmasının sebebiyet vermediğini, bu hususun davacı tarafça ispat edilmesi gerektiğini ve ölüm olayının ikinci çarpmanın etkisiyle olma ihtimalinin de değerlendirilmesi gerektiğini, müteveffanın kaza noktasına yakın yerde bulunan yaya geçidi üzerinden geçmediği için kusurlu olduğunu, talep edilen manevi tazminatın fahiş miktarda olduğunu, müteveffanın 1941 doğumlu olması nedeniyle yaşı, sosyal ve ekonomik durum, manevi tazminatın zenginleşme aracı olmaması gerektiğine dair içtihatların dikkate alınması gerektiğini, sigorta şirketleri tarafından davacılara ödeme yapılıp yapılmadığı hususunun araştırılması gerektiğini, açılan davanın reddini, yargılama giderlerinin davacılara tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … vekili, cevap dilekçesinde özetle; Davanın muhatabının … olduğunu, müvekkiline husumet yöneltilemeyeceğini, müvekkili şirketin kazaya karışan …plakalı aracı uzun süreli kira sözleşmesi ile kiraladığını, dolayısıyla sorumluluğunu davalılardan ….’de olduğunu, sürücünün beyanında kazanın meydana geldiği yerin yakınında yaya geçidi bulunduğunu, buna göre müteveffa – yayanın da kusurunun bulunduğunu, öncelikle kusur yönünden İstanbul ATK Trafik İhtisas Dairesi’nden rapor aldırılması gerektiğini, davacıların manevi tazminat taleplerinin zenginleşme amacı taşıdığını, öncelikle davanın müşterek borçlu ve müteselsil kefil …’ye ihbarına, kiralama sözleşmesi içeriği dikkate alınarak davanın müvekkili yönünden husumetten reddini, esasa girilmesi durumunda davanın maddi ve manevi tazminat taleplerinin müvekkili açısından reddine, yargılama giderlerinin davacılar üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İhbar olunan … vekili, cevap dilekçesinde özetle; Sigorta şirketine davacılar tarafından usulüne uygun başvuruda bulunulmadığını, … plaka sayılı aracın …NOLU … vadeli İhtiyari Mali Mesuliyet Sigorta Poliçesi ile sigortalı olduğunu ve 200.000,00-TL ile sınırlı olduğunu, sigortalı araç sürücüsünün kazanın meydana gelmesinde kusurunun bulunup bulunmadığı, var ise kusur oranı adli tıp kurumu trafik ihtisas dairesince belirlenmesi gerektiğini, davacının talep ettiği manevi tazminat miktarının sebepsiz zenginleşme teşkil ettiğini, kaza tarihi itibariyle faiz talep edilmesinin yasal mesnetten yoksun olduğunu belirterek haksız ve mesnetsiz davanın reddi ile haklarında hüküm tesis edilmemesine, dava açılmasına sebebiyet verilmediğinden faiz ve ferilere ilişkin davacı taleplerinin reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İhbar olunan…vekili, cevap dilekçesinde özetle; Davalı … taraflar arasında kefalet sözleşmesi bulunduğundan bahisle davanın …’ye ihbarını talep ettiğini, TBK m.582 ve devamı maddeleri uyarınca bir kefalet sözleşmesinin geçerli olabilmesi için mevcut ve geçerli bir asıl borcun bulunması, kefalet sözleşmesinin yazılı bir şekilde yapılması ve eşin rızasının alınması koşullarının sağlanması gerekmektedir. Somut olayda mevcut ve geçerli bir asıl borcun bulunması şartı gerçekleşmediğini, sözleşmeden doğan yükümlülüklerin diğer müvekkili şirket …tarafından çok önceden yerine getirildiğini, 01/08/2014 tarihli kefalet sözleşmesine kefil olarak gösterilen müvekkil …’nin sorumlu tutulacağı azami miktara ilişkin net bir ibare bulunmadığını ve dolayısıyla da kendisinin sorumlu olduğu miktarı el yazısı ile de belirtmediğini, ayrıca kefalet tarihininde el yazısı ile belirtmediğini, Tüm bu sebeplerle kefalet sözleşmesi için TBK’da öngörülen yazılı şekil şartı sağlanmadığından anılan kefalet sözleşmesi geçerli olamadığını ve hüküm ve sonuç doğuramayacağını, eşin rızasının alınması koşulu sağlanması gerektiğini, …’nin …’nde yöneticiliği yahut ortaklığı bulunmadığını, Eşin rızasının alınmasının TBK’nın emredici bir hüküm olduğunu, eşin rızası alınmadan yapılan bir kefalet sözleşmesinin kendiliğinden başkaca bir işleme gerek kalmaksızın geçersiz olduğunu, bu nedenle diğer davalı …’nın kefalet sözleşmesine dayanarak hak ve talepler iddia etmesi mümkün olmadığını, trafik kazasına karışan … plakalı araç, davalı …’nın da sunduğu üzere uzun süreli kira sözleşmesi ile … ve … kullanımına bırakıldığını, davada … araç maliki sıfatıyla yer aldığını, Trafik kazasının meydana geldiği sırada araç mezkûr şirketlere kiralandığından ve …nin araç üzerinde fiili hakimiyeti bulunmadığından Şirketin “araç işleten” vasfı bulunmadığını, aracın işletenlik vasfı, uzun süreli kiralama sözleşmesiyle birlikte aracın kiracısı şirketlere geçmiştir. Müvekkil …’nin ise …Firmasında çalışan olması haricinde dava konusu ve tarafları ile herhangi bir ilgisi bulunmadığını, Bu nedenle davanın müvekkil Şirket açısından husumet nedeniyle reddi gerektiğini, davacı taraf davacıların hiçbirinin müteveffa babalarının somut desteğinden yararlandığına dair somut bir şey ortaya koyamadığını, davacılar arasında somut bir destek ilişkisi bulunmadığından destekten yoksun kalma tazminatının reddi gerektiğini, Talep edilen 270.000 TL’lik manevi tazminat tutarı ise fahiş olup zenginleşme amacı taşıdığını, hukuken kabul edilebilir nitelikte olmadığını belirterek haksız ve mesnetsiz olarak ihbar olunan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İlk Derece Mahkemesi Kararının Özeti: İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonunda; Davacıların davalı …ne yönelik maddi ve manevi tazminat davalarının pasif husumet dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine, davacıların maddi tazminat davalarının esastan reddine, davacıların davalı …’ne yönelik manevi tazminat davalarının esastan reddine, davacıların diğer davalılara yönelik manevi tazminat davalarının kısmen kabulü ile her bir davacı yönünden 10.000,00 TL olmak üzere toplamda 90.000,00 TL manevi tazminatın davalı …yönünden temerrüt tarihi olan 17/04/2018 tarihinden itibaren (sigorta şirketi poliçe teminat limiti olan 15.000,00 TL ile sorumlu olduğundan …’nin her bir davacının manevi tazminat miktarı yönünden 1.166,66 TL ile sınırlı olarak sorumlu tutulması), diğer davalılar … ve … yönünden ise kaza tarihi olan 10/06/2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacılara verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine, dair karar verildiği anlaşılmıştır.
İlk derece mahkemesinin 09/09/2022 tarihli ve 12.09.2022 tarihli tashih şerhleriyle hüküm sonucu bölümünde bir kısım düzeltmeler yapıldığı anlaşılmıştır.
Taraflarca İleri Sürülen İstinaf Sebepleri: A-) Davacılar vekili, süresi içinde verdiği istinaf dilekçesinde özetle; Müteveffanın sürücünün hatası neticesinde toplamda 70 metre sürüklendiğini, kafatasında ve vücudunda birçok kırıkla vefat ettiğinin anlaşıldığını, ATK Trafik İhtisas dairesi ve İTÜ tarafından hazırlanan raporlarda da davalı sürücünün %100 kusurlu olduğunun tespit edildiğini, ilk derece mahkemesinin bizzat kendisi gerekçeli kararında müteveffanın kusursuz olduğunun hüküm altına alınmasına rağmen davacı müvekkilleri olan çocuklarına 10.000,00 TL manevi tazminat hükmetmesinin hukuka aykırı olduğunu, bu nedenlerle ilk derece mahkemesince verilen kararın kaldırılmasına, duruşmalı yapılacak istinaf incelemesi neticesinde yeniden hüküm kurularak davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
B-) Davalı … vekili, süresi içinde verdiği istinaf dilekçesinde özetle; İlk derece mahkemesince verilen kararın usule, yasaya ve dosya içeriğine aykırı olduğunu, kusurun belirlenmesi hususunda yapılan değerlendirmenin yanlış olduğunu, sürücünün olayın meydana geldiği yerin yakınında yaya geçidi olduğunu beyan ettiğini, yayanın bu geçitten geçmesi gerekirken yaya geçitinden geçmemesinin yaya bakımından müterafik kusurunun olacağını gösterdiğini, ilk derece mahkemesince verilen kararda farklı bir hukuki sebebe dayalı talep ve davanın olmamasına rağmen davacılar lehine tek bir vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken mahkemece her bir davacı için ayrı ayrı vekalet ücretine hükmedilmesinin hatalı olduğunu, davacılar vekilinin tüm davacılar için müşterek mesai verdiği dikkate alınarak kararın bozulması gerektiğini, davanın reddedilen kısımları yönünden de tüm davalıların yanında müvekkili lehine de ayrı ayrı vekalet ücretine hükmedilmemesinin yanlış olduğunu, aleyhlerine hükmedilen manevi tazminatı kabul anlamına gelmemekle birlikte, kararda diğer davalı …. aleyhine hükmedilen manevi tazminat bedelinin teminat miktarı ile davacı sayısı dikkate alındığında yanlış hesaplandığını, bu nedenlerle tehir-i icra taleplerinin kabulü ile ilk derece mahkemesince verilen kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C-) Davalı …vekili, süresi içinde verdiği istinaf dilekçesinde özetle; Müvekkilinin %100 kusurlu olduğuna dair değerlendirmeler yapan bilirkişi raporları esas alınarak kurulan hükmü kabul etmediklerini, müvekkili çarptıktan sonra yaralı halde olan müteveffanın olay yerinden kaçan ikinci aracın da kendisine çarpması sebebiyle vefat ettiğini, ölüm olayı ile müvekkilinin eylemleri arasındaki illiyet bağının kesildiğini, en azından olay yerinden kaçan ikinci aracın ölüm olayına sebebiyet verdiği ihtimalinin dikkate alınması ve ölüm neticesine hangi aracın sebebiyet verdiği hususunda illiyet bağının araştırılması gerektiğini, ölüm olayının hangi çarpmanın etkisiyle meydana geldiği tanzim edilen raporların hiçbirinde değerlendirmeye alınmadığını, ölümün müvekkilinin çarpması neticesinde oluştuğunu ispat yükünün davacı tarafta olduğunu, müvekkilinin beyanları dikkate alınmadan hüküm kurulduğunu, manevi tazminat miktarının yüksek belirlendiğini, her bir davacı yönünden talep edilen maddi tazminatların tamamen reddine karar verildiğini, gerekçeli kararın 12. maddesi ile davalılar lehine, her bir davacı yönünden ayrı ayrı vekalet ücreti takdir edilmesi gerekli iken tüm davacılar aleyhine tek bir vekalet ücretine hükmedildiğini, her bir davacı aleyhine ayrı ayrı vekalet ücreti takdir edilmesi gerektiğini, bu nedenlerle ilk derece mahkemesince verilen kararın kaldırılarak, hem ölüm olayı ile müvekkilin eylemleri arasındaki illiyet bağının hem de plakası ve sürücüsü tespit edilemeyen araç sürücüsüne ait kusur durumunun bilimsel olarak tartışıldığı yeni bir rapor alınmasını, bu hususlarda yapılacak değerlendirmeler ve talepleri doğrultusunda yeniden hüküm kurulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
D-) Davalı … vekili, süresi içinde verdiği istinaf dilekçesinde özetle; İlk derece mahkemesince verilen kararın lehlerine tesis edilen vekalet ücretlerine ilişkin kısmı, icra ve infazı kabil olmadığı için kararı lehlerine hükmedilen vekalet ücretleri yönünden istinaf ettiklerini, taraflarına yönelik maddi-manevi tazminat davasının ret gerekçesinin, diğer davalılardan farklı olduğunu, taraflarına yönelik davanın “pasif husumet yönünden usulden reddine” karar verildiğini, diğer davalılar yönünden ise davanın esastan reddedildiğini, bu nedenle maddi-manevi tazminat davalarının usulden reddiyle, lehlerine hükmedilen vekalet ücretlerinin, icra ve infaz kabiliyetine halel getirmeyecek biçimde, diğer davalılardan bağımsız olarak hükümdeki her bir kalem için ayrı ayrı belirtilmesi gerektiğini, kararda lehlerine hükmedilen her bir vekalet ücretinin 5.100,00 TL olması gerektiğini, davada her bir davacı için talep edilen maddi tazminat taleplerinin tamamen reddedilmesine bağlı olarak her bir davacı aleyhine müvekkilleri lehine davacı sayısınca ayrı ayrı vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiğini, bu nedenlerle ilk derece mahkemesince verilen kararın vekalet ücretleri yönünden kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Delillerin Değerlendirilmesi ve Gerekçe: Bölge Adliye Mahkemesince istinaf talebinin değerlendirilerek incelemeye alınabilmesi için Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 352. maddesinde sayılan ön inceleme koşullarının gerçekleşmiş olması zorunludur. Bu maddede sayılan koşullardan birinin mevcut olmaması halinde istinaf başvurusunun usulden reddedilmesi gerekir. Bu şartlar kamu düzeninden olup yargılamanın her aşamasında re’sen dikkate alınmaktadır. İstinaf talebine konu eldeki dosya kapsamı incelendiğinde, Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 352. maddesinde sayılan ön inceleme koşullarında herhangi bir eksiklik bulunmadığı, davacılar vekili, davalı …vekili, davalı …vekili, davalı …vekilinin istinaf başvurularının ön inceleme bakımından kabul edilebilir olduğu ve inceleme aşamasına geçilmesi gerektiği tespit edilmiştir.
6100 sayılı HMK’nın 355. maddesinde, Bölge Adliye Mahkemesinin, incelemesini kamu düzenine ilişkin hususlar hariç olmak üzere istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplere bağlı olarak yapması gerektiği hususu düzenlenmiştir. (Aynı yönde Yargıtay 22. Hukuk Dairesinin 2018/9860 Esas ve 2018/14781 Karar sayılı ilamında da Bölge Adliye Mahkemelerinin istinaf sebepleri ile bağlı olduğu vurgulanmıştır.)
Yukarıda açıklaması yapılan 6100 sayılı HMK’nın 355. maddesindeki düzenleme gereğince davacılar vekili, davalı …vekili, davalı …vekili, davalı …vekilinin istinaf sebepleri ve kamu düzenine ilişkin hususlar ile bağlı kalınarak ilk derece mahkemesine ait dava dosyası esas bakımından incelendiğinde;
İstinaf incelemesine konu dava, trafik kazasından kaynaklanan ölüm nedeni ile destekten yoksun kalma tazminatı ve manevi tazminat taleplerine ilişkindir.
İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; Davacıların davalı …’ne yönelik maddi ve manevi tazminat davalarının pasif husumet dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine, davacıların maddi tazminat davalarının esastan reddine, davacıların davalı …ne yönelik manevi tazminat davalarının esastan reddine, davacıların diğer davalılara yönelik manevi tazminat davalarının kısmen kabulü ile her bir davacı yönünden 10.000,00 TL olmak üzere toplamda 90.000,00 TL manevi tazminatın davalı … yönünden temerrüt tarihi olan 17/04/2018 tarihinden itibaren (sigorta şirketi poliçe teminat limiti olan 15.000,00 TL ile sorumlu olduğundan …’nin her bir davacının manevi tazminat miktarı yönünden 1.666,66 TL ile sınırlı olarak sorumlu tutulması), diğer davalılar … ve … yönünden ise kaza tarihi olan 10/06/2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacılara verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine dair karar verilmiştir.
Bilindiği üzere, trafik kazasında sürücünün kusurlu olması halinde zarar gören maddi ve manevi zararını 6098 sayılı TBK’nun 49. ve 53. maddeleri uyarınca sürücüden (somut olayımızda davalı …) isteyebilir. 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 85. maddesi uyarınca bir motorlu aracın işletilmesinin bir kişinin ölümüne, yaralanmasına veya bir şeyin zararına sebep olması halinde motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüs sahibi bu zarardan müşterek ve müteselsilen sorumlu tutulmuştur. Aynı Kanun md. 3 uyarınca aracın maliki işleten sayıldığından araç malikinden (somut olayımızda davalı …) de maddi ve manevi zararın tazmini talep edilebilir. Ancak 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 3.maddesi uyarınca, işleten: araç sahibi olan veya mülkiyeti muhafaza kaydıyla satışta alıcı sıfatıyla sicilde kayıtlı görülen veya aracın uzun süreli kiralama, ariyet veya rehni gibi hallerde kiracı, ariyet veya rehin alan kişidir. Uzun süreli kiralamalarda aracın maliki kendisini işleten sıfatından kurtaramamakta, yalnızca 2918 sayılı kanunun 85. ve devamı maddeleri gereğince, işletenin hukuki sorumluğundan kendisini kurtarmaktadır. Somut olayda trafik kazasına sebebiyet vermiş olan …plaka sayılı aracın davalı …nin mülkiyetindeyken, davalı ….’ye … tarihleri arasında dört yıllığına kiraya verilmiş olduğu ve araç davalı ….’nin zilyetliğindeyken kazanın meydana gelmiş olduğu tespit edilmekle, araç uzun süreli olarak davalı …’ye kiraya verilmiş olunduğundan 2918 sayılı Kanunun 3. maddesi uyarınca davalı … işleten sayılacak, davalı …’nin işleten sorumluluğu olmayacaktır. Dolayısıyla ilk derece mahkemesince bu doğrultuda hüküm kurulması doğru olup davalı ….’nin, işleten sıfatının ve sorumluluğunun olmadığı yönündeki istinaf itirazı haklı görülmemiş ve reddedilmiştir. Öte yandan, adı geçen şirketler arasındaki kira sözleşmesi uyarınca üçüncü kişilere verilen zararlardan davalı …’nin sorumluluğunun kararlaştırıldığı yönündeki davalı …’nin istinaf itirazına itibar edilmesi de mümkün değildir. Zira kira sözleşmesinde böyle bir hüküm olsa dahi sözleşmenin nispiliği ilkesi uyarınca üçüncü kişi konumundaki davacılar bakımından bağlayıcı olmayacağı açıktır.
Kural olarak 6098 sayılı TBK’nın 74. maddesi gereğince ceza mahkemesince verilen kararlar hukuk hakimi bakımından bağlayıcı değildir. Ancak, hukuk hakiminin bu bağımsızlığı sınırsız değildir, ceza mahkemesince fiilin hukuka aykırılığına yönelik kesinleşen maddi olgular hukuk hakimi bakımından da bağlayıcı olup, taraflar yönünden de kesin delil niteliği taşımaktadır (Hukuk Genel Kurulunun 17/09/2008 Tarih, 2008/4/564 Esas, 2008/536 Karar). Dava konusu trafik kazası bakımından davalı …hakkında taksirle öldürme suçundan ceza davasının Kayseri 5. Asliye Ceza Mahkemesinin 2017/454 Esas, 2018/907 Karar sayılı dosyasında görüldüğü ve sanığın 5 yıl hapis cezasıyla cezalandırılmasına dair karar verildiği bu karara karşı yapılan istinaf başvurusu üzerine Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 26. Ceza Dairesi’nin 2020/112 Esas, 2020/33 Karar sayılı kararıyla istinaf başvurusunun esastan reddine karar verildiği ve bu suretle mahkumiyet kararının 23/09/2020 tarihinde kesinleştiği anlaşılmıştır.
Somut olayımızda, … günü saat 23:45 sıralarında davalı sürücü … sevk ve idaresindeki … plaka sayılı kamyonet ile … Bulvarı üzerinde … Kavşağı istikametinden …Caddesi Kavşağı istikametine seyri sırasında geldiği olay mahallinde aracının sol ön kısımları ile; yaya geçidi üzerinde solundan yolun karşısına geçmekte olan davacılar desteği yaya …a çarpması akabinde olay yerinden ayrılması sonrası yol içerisine savrulmuş olan yayaya sürücüsü ve plakası tespit edilemeyen bir otomobilin çarparak olay yerinden ayrılması sonucu ölümlü trafik kazası meydana gelmiştir. Davalı sürücü … idaresindeki kamyonet ile gece vakti aydınlatma bulunan meskun mahalde, bölünmüş yolu takiben seyir halinde iken geldiği olay mahallinde bulunan yaya geçidinden karşıya geçen yaya hızını buradan karşıya geçecek olan yayaya ilk geçiş hakkını verebileceği seviyeye indirmesi ve durması gerekirken bu hususa riayet etmeden, kontrolsüz şekilde mahal şartlarının üzerinde bir hızla gelip, etkin tedbir almadan yaya geçidi üzerinden karşıya geçmek isteyen yayaya çarptığı olayda % 100 (yüzde yüz) oranında kusurludur. Müteveffa yaya …gece vakti aydınlatma bulunan meskun mahalde karşıya geçişini yaya geçidinden yaptığı sırada, bu yol üzerinde seyir halinde olan kamyonetin yaya geçidi üzerinde çarpması sonucu meydana gelen olayda, atfı kabil kusuru bulunmamaktadır.
Ceza yargılaması kapsamında alınan kusur raporuyla ve ayrıca kanun yolu incelemesinden geçerek kesinleşen ceza mahkemesi mahkumiyet kararındaki maddi olayın gelişim şekliyle uyumlu değerlendirme yapıldığı nazara alınarak hukuk yargılaması kapsamında Adli Tıp Kurumu Ankara Grup Başkanlığından alınan 20/12/2021 tarihli ve İTÜ Ulaştırma Birimi öğretim üyelerinden oluşan heyetten alınan 02/03/2022 tarihli kusur raporlarına ilk derece mahkemesince itibar edilmesi doğru bulunmuştur. Hukuk mahkemesince alınan kusur raporlarının gerek dosya kapsamıyla gerekse de ceza davasındaki kusur raporlarıyla uyumlu olması nazara alınarak; davalıların, ölenin de kusurlu olduğu, ikinci aşamada müteveffaya çarpan plakası ve sürücüsü tespit edilemeyen ikinci aracın asli kusurlu olduğuna ilişkin hulasa kusur oranı bakımından yaptıkları istinaf itirazlarının yerinde olmayıp reddedilmesi gerektiği sonuç ve kanaatine varılmıştır.
Davacılar, kazada ölen …’ın çocuklarıdır. 6098 sayılı TBK 56/2. fıkrası gereğince manevi tazminat istenmesinde ölenin her bir yakınının ayrı ayrı manevi tazminat isteme hakkı mevcut olduğu gibi bu hak mirasçılık sıfatına da bağlanmamıştır. (Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin E:2019/1346, K:2020/4083 sayılı kararı)
6098 sayılı TBK’nun 56 maddesi gereğince; hakimin olayın özelliklerini göz önünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği bir para tutarı adalete uygun olmalıdır. Hükmedilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir fonksiyonu olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi mal varlığı hukukuna ilişkin bir zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. O halde bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22/06/1966 günlü ve 7/7 sayılı Yargıtay İBK gerekçesinde takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden hakim bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.
Davaya konu somut olayın gerçekleşme şekli, yeri, zamanı, ölenin olay tarihindeki yaşı, davalı sürücünün kusur oranı, davacılar ile ölenin baba/çocuk şeklindeki yakınlıklarının derecesi, davacıların duymuş olduğu elem, üzüntü ve yıpranmanın giderilmesi ayrıca gelişen hukuktaki yaklaşıma da uygun olarak tatmin duygusu yanında caydırıcılık uyandıran oranda manevi tazminat takdir edilmesi gerektiğinden, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, olay tarihindeki paranın alım gücü, manevi tazminat miktarının bir taraf için zenginleşme aracı, diğer taraf için de yıkım olmaması ilkesi göz önünde bulundurulduğunda, hak ve nesafet kuralları çerçevesinde davacılar yönünden hükmedilen manevi tazminat miktarlarının uygun olduğu sonuç ve kanaatine varılmış dolayısıyla da tarafların manevi tazminat miktarları bakımından yaptıkları istinaf itirazlarının haklı olmadığı ve reddedilmesi gerektiği değerlendirilmiştir.
Davacılar, davayı açarken trafik kaydını esas alarak davayı açmış ve malik gözüken davalı …’ne husumet yöneltmiştir. Yargılama sırasında kazaya karışan aracın uzun süreli kiraya verilmiş olduğu ve işleteninin kiralayan olduğu kabul edilmiştir. Davacıların, dava açarken trafik kayıt malikine husumet yöneltmesinde kusuru bulunmamaktadır. O halde, davalı malik …lehine maddi ve manevi tazminatlar bakımından ret sebebi ayrı olduğundan bahisle diğer davalılardan ayrı ret vekalet ücreti hükmedilmesi mümkün değildir. Dolayısıyla bu yöne ilişkin davalı … vekilinin istinaf itirazı isabetli değildir. (Benzer bir hukuki uyuşmazlıkta Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin E:2015/2806, K:2017/1233 sayılı kararında da aynı yönde kabul ve açıklamalara yer verilmiştir.)
Trafik kazasına dayalı maddi ve manevi tazminat davasının davacıları ile davalılarının kendi aralarında ihtiyari dava arkadaşlığı olup, tazminat davasının trafik kazasından zarar gören her bir kişi tarafından, işleten, sürücü ve sigorta aleyhine ayrı ayrı dava açılabileceği gibi, trafik kazasından zarar gören tüm kişiler tarafından birlikte de dava açılabilir. Trafik kazasından zarar gören birden fazla kişiler tarafından tazminat davasının işleten, sürücü ve sigorta aleyhine birlikte açılması ve davanın kısmen kabul edilmesi durumunda, davacılar lehine ayrı ayrı vekalet ücreti takdir edilmesi, reddedilen miktar üzerinden de davalılar lehine, davacılar lehine takdir edilen vekalet ücretini geçmeyecek miktarda vekalet ücreti takdir edilmesi gerekmektedir. Bu nedenle davalı … vekilinin, kabul edilen bölümler için davacılar lehine tek vekalet ücreti, reddedilen bölümler için davalılar lehine ayrı ayrı vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiği yönündeki istinaf itirazının yerinde olmadığı anlaşılmıştır.
6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-1 maddesinde belirtilen koşulların varlığı halinde, incelenen ilk derece mahkemesine ait dava dosyasındaki kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğunun anlaşılması durumunda istinaf incelemesi sırasında istinaf talebinin esastan reddine karar verileceği düzenlenmiştir. Bu durum istinaf incelemesi sırasında duruşma yapılmadan karar verilebilecek haller kapsamında yer almaktadır.
Yukarıda ayrıntılı olarak değinilen ve açıklanan sebeplerle davacılar vekili, davalı …vekili, davalı …vekilinin istinaf başvurularının yerinde olmadığı ve 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-1 maddesi uyarınca esastan reddedilmesi gerektiği sonuç ve kanaatine varılmıştır.
Davalı … vekilinin yerinde görülmeyen bir kısım istinaf itirazları yukarıda açıklanmıştır. Ancak bu davalı vekilinin, davacıların reddedilen maddi tazminat talepleri bakımından her bir davacı aleyhine ayrı ayrı ret vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiği halde tek vekalet ücretine hükmedilmesinin hatalı olduğu yönündeki istinaf itirazı haklıdır. O halde, davalı … vekilinin istinaf başvurusunun vekalet ücreti yönünden kabul edilerek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılması gerekmiştir.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu md. 353/1-b-2 uyarınca yargılamada bir eksiklik bulunmamakla birlikte, kanunun olaya uygulanmasında hata edilip de yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmadığı veya yargılamada bulunan eksiklikler duruşma yapılmadan tamamlanacak nitelikte ise, Bölge Adliye Mahkemesince duruşma yapılmaksızın yeniden esas hakkında karar verilmesi mümkündür.6100 sayılı HMK m. 353/1-b-2’deki yasal düzenleme ve imkan doğrultusunda; davalı …vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabul edilerek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, hüküm sonucunun 12 nolu bendinin davacıların reddedilen maddi tazminat talepleri bakımından her bir davacı aleyhine ayrı ayrı ret vekalet ücretine hükmedilmesi suretiyle kararın düzeltilerek Dairemizce yeniden karar verilmesi gerektiği anlaşılarak aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : (Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere)
A-) 1-) Davacılar, davalı … ve davalı …’nin istinaf başvurularının 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-) a-) Davacılardan alınması gereken harç olan 269,85 TL harçtan peşin alınan 80,70 TL harcın mahsubu ile bakiye 189,15 TL harcın davacılardan alınarak Hazineye irat kaydedilmesine, davacılar tarafından yatırılan istinaf kanun yoluna başvuru harcının da Hazineye irad kaydına,
b-) Davalı …nden alınması gereken harç olan 6.147,90 TL harçtan davalı …’nden peşin alınan 1.536,98 TL harcın mahsubu ile bakiye 4.610,92 TL harcın davalı …’nden alınarak Hazineye irat kaydedilmesine, bu davalı tarafından yatırılan istinaf kanun yoluna başvuru harcının da Hazineye irad kaydına,
c-) Davalı …’nden alınması gereken harç olan 269,85 TL harçtan peşin alınan 80,70 TL harcın mahsubu ile bakiye 189,15 TL harcın davalı …’nden alınarak Hazineye irat kaydedilmesine, davalı … tarafından yatırılan istinaf kanun yoluna başvuru harcının da Hazineye irad kaydına,
3-) Davacılar ve davalı … ile davalı … tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerlerinde bırakılmasına,
B-) Davalı …’ün istinaf başvurusunun KISMEN KABULÜNE, Kayseri 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 01.07.2022 tarihli, 2021/357 Esas, 2022/582 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA, 6100 sayılı HMK md. 353/1-b-2 uyarınca hükmün düzeltilerek yeniden TESİSİ İLE;
1-) Davacıların davalı …’ne yönelik maddi ve manevi tazminat davalarının pasif husumet yokluğu nedeniyle REDDİNE,
2-) Davacıların, davalı … dışındaki diğer davalılara karşı olan maddi tazminat davalarının esastan REDDİNE,
3-) Davacıların, davalı …’ne yönelik manevi tazminat davalarının esastan REDDİNE,
4-) Davacıların, davalılar …, …. ve ….’ye yönelik manevi tazminat davalarının kısmen kabulü ile her bir davacı yönünden 10.000,00 TL olmak üzere toplamda 90.000,00 TL manevi tazminatın davalı … yönünden temerrüt tarihi olan 17/04/2018 tarihinden itibaren (ve sigorta şirketinin poliçe teminat limiti olan 15.000,00 TL ile sorumlu olduğundan …’nin her bir davacının manevi tazminat miktarı yönünden 1.666,66-TL ile sınırlı olarak sorumlu tutulması kaydıyla), diğer davalılar …ve … yönünden ise kaza tarihi olan 10/06/2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacılara verilmesine, fazlaya ilişkin manevi tazminat talebin reddine,
5-) Maddi tazminat davası yönünden alınması gereken 80,70-TL maktu karar ve ilam harcının dava açılırken davacılardan alınan 59,30-TL peşin harç ile 958,00-TL tamamlama harcından mahsubuna,
6-) Manevi tazminat davası yönünden alınması gereken 6.147,90-TL karar ve ilam harcının dava açılış sırasında davacı tarafça yatırılan ve mahsuptan geriye kalan 936,60-TL harçtan mahsubu ile eksik kalan 5.211,30-TL’nin karar ve ilam harcının davalı …, … ile …’den alınarak hazineye gelir kaydına, (…’nin bu tutarın 607,64-TL’lik kısmından sorumlu tutulmasına,)
7-) Davacı tarafından yatırılan 59,30-TL başvurma harcı ile dava başında yatırılan ve mahsuptan geriye kalan 936,60-TL’nin davalı …, … ile …’den alınarak davacıya verilmesine, (…’nin bu tutarın 165,92-TL’lik kısmından sorumlu tutulmasına,)
😎 Manevi tazminat davası yönünden davacı tarafından yargılama boyunca yapılan; 1.000,00-TL posta tebligat – 390,00-TL posta ve müzekkere gideri ve 2.250,00-TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 3.640,00-TL giderinin maddi manevi tazminat talepleri göz önünde bulundurularak yarısına denk gelen 1.820,00-TL’nin kabul red oranına göre belirlenen 606,67-TL’nin davalı …, … ile …’den alınarak davacılara verilmesine, (…nin bu tutarın 101,07-TL’lik kısmından sorumlu tutulmasına,)
9-) Davalı …. tarafından yargılama boyunca yapılan 50,00-TL yargılama giderinini davacıdan alınarak işbu davalıya verilmesine,
10-) Davalı … tarafından yargılama boyunca yapılan 2,50-TL yargılama giderinin davacılardan alınarak işbu davalıya verilmesine,
11-) Taraflarca yatırılan gider avansından artan kısmının karar kesinleştiğinde yatıran ilgi tarafa iadesine,
12-) Davacıların reddedilen maddi tazminat talepleri yönünden;
a-) Davalılar kendilerini vekil ile temsil ettirdiklerinden davalılar lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. uyarınca belirlenen 1.000,00-TL vekalet ücretinin davacı …dan alınarak davalılara verilmesine,
b-) Davalılar kendilerini vekil ile temsil ettirdiklerinden davalılar lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. uyarınca belirlenen 1.000,00-TL vekalet ücretinin davacı …’ndan alınarak davalılara verilmesine,
c-) Davalılar kendilerini vekil ile temsil ettirdiklerinden davalılar lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. uyarınca belirlenen 1.000,00-TL vekalet ücretinin davacı …’den alınarak davalılara verilmesine,
ç-) Davalılar kendilerini vekil ile temsil ettirdiklerinden davalılar lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. uyarınca belirlenen 1.000,00-TL vekalet ücretinin davacı …’dan alınarak davalılara verilmesine,
d-) Davalılar kendilerini vekil ile temsil ettirdiklerinden davalılar lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. uyarınca belirlenen 1.000,00-TL vekalet ücretinin davacı …’dan alınarak davalılara verilmesine,
e-) Davalılar kendilerini vekil ile temsil ettirdiklerinden davalılar lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. uyarınca belirlenen 1.000,00-TL vekalet ücretinin davacı …’den alınarak davalılara verilmesine,
f-) Davalılar kendilerini vekil ile temsil ettirdiklerinden davalılar lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. uyarınca belirlenen 1.000,00-TL vekalet ücretinin davacı …’den alınarak davalılara verilmesine,
g-) Davalılar kendilerini vekil ile temsil ettirdiklerinden davalılar lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. uyarınca belirlenen 1.000,00-TL vekalet ücretinin davacı …’den alınarak davalılara verilmesine,
ğ-) Davalılar kendilerini vekil ile temsil ettirdiklerinden davalılar lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. uyarınca belirlenen 1.000,00-TL vekalet ücretinin davacı …’dan alınarak davalılara verilmesine,
13-) Manevi tazminat davası yönünden davacı … Kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden bu davacı lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. 10/1. Maddesi uyarınca 5.100,00-TL maktu vekalet ücretinin davalı …, … ile…den alınarak işbu davacıya verilmesine, (…’nin bu tutarın 1.666,66-TL’lik kısmından sorumlu tutulmasına,)
14-) Manevi tazminat davası yönünden davacı … Kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden bu davacı lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. 10/1. Maddesi uyarınca 5.100,00-TL maktu vekalet ücretinin davalı …, … ile …’den alınarak işbu davacıya verilmesine, (…’nin bu tutarın 1.666,66-TL’lik kısmından sorumlu tutulmasına,)
15-) Manevi tazminat davası yönünden davacı …Kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden bu davacı lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. 10/1. Maddesi uyarınca 5.100,00-TL maktu vekalet ücretinin davalı …, …ile…’den alınarak işbu davacıya verilmesine, (…’nin bu tutarın 1.666,66-TL’lik kısmından sorumlu tutulmasına,)
16-) Manevi tazminat davası yönünden davacı … Kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden bu davacı lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. 10/1. Maddesi uyarınca 5.100,00-TL maktu vekalet ücretinin davalı …, … ile …’den alınarak işbu davacıya verilmesine, (…nin bu tutarın 1.666,66-TL’lik kısmından sorumlu tutulmasına,)
17-) Manevi tazminat davası yönünden davacı …Kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden bu davacı lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. 10/1. Maddesi uyarınca 5.100,00-TL maktu vekalet ücretinin davalı …, … ile …’den alınarak işbu davacıya verilmesine, (…’nin bu tutarın 1.666,66-TL’lik kısmından sorumlu tutulmasına,)
18-) Manevi tazminat davası yönünden davacı … Kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden bu davacı lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. 10/1. Maddesi uyarınca 5.100,00-TL maktu vekalet ücretinin davalı …, … ile …’den alınarak işbu davacıya verilmesine, (…’nin bu tutarın 1.666,66-TL’lik kısmından sorumlu tutulmasına,)
19-) Manevi tazminat davası yönünden davacı … Kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden bu davacı lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. 10/1. Maddesi uyarınca 5.100,00-TL maktu vekalet ücretinin davalı …, … ile …’den alınarak işbu davacıya verilmesine, (…’nin bu tutarın 1.666,66-TL’lik kısmından sorumlu tutulmasına,)
20-) Manevi tazminat davası yönünden davacı …Kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden bu davacı lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. 10/1. Maddesi uyarınca 5.100,00-TL maktu vekalet ücretinin davalı …, … ile …’den alınarak işbu davacıya verilmesine, (…’nin bu tutarın 1.666,66-TL’lik kısmından sorumlu tutulmasına,)
21-) Manevi tazminat davası yönünden davacı … Kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden bu davacı lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. 10/1. Maddesi uyarınca 5.100,00-TL maktu vekalet ücretinin davalı …, … ile …’den alınarak işbu davacıya verilmesine, (…’nin bu tutarın 1.666,66-TL’lik kısmından sorumlu tutulmasına,)
22-) Davacı …’ın davalılar … ile …’ne yönelik kısmen reddine,diğer davalı … ile …’ne yönelik ise reddine karar verilen manevi tazminat talebi yönünden davalı …, …, … ile …kendilerini bir vekil ile temsil ettirdiğinden davalı … ile …lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. 10/3. Maddesi uyarınca,diğer davalılar … ile … lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. 10/2. Maddesi uyarınca belirlenen 5.100,00-TL maktu vekalet ücretinin iş bu davacıdan alınarak iş bu davalılara verilmesine,
23-) Davacı …’nun davalılar … ile …’ne yönelik kısmen reddine,diğer davalı … ile …ne yönelik ise reddine karar verilen manevi tazminat talebi yönünden davalı …, …, … ile …kendilerini bir vekil ile temsil ettirdiğinden davalı … ile …. lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. 10/3. Maddesi uyarınca,diğer davalılar … ile … lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. 10/2. Maddesi uyarınca belirlenen 5.100,00-TL maktu vekalet ücretinin iş bu davacıdan alınarak iş bu davalılara verilmesine,
24-) Davacı …’in davalılar … ile …’ne yönelik kısmen reddine,diğer davalı … ile …ne yönelik ise reddine karar verilen manevi tazminat talebi yönünden davalı …, …ve … kendilerini bir vekil ile temsil ettirdiğinden davalı … ile …lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. 10/3. Maddesi uyarınca,diğer davalılar … ile … lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. 10/2. Maddesi uyarınca belirlenen 5.100,00-TL maktu vekalet ücretinin iş bu davacıdan alınarak iş bu davalılara verilmesine,
25-) Davacı …’ın davalılar … ile…’ne yönelik kısmen reddine,diğer davalı … ile …’ne yönelik ise reddine karar verilen manevi tazminat talebi yönünden davalı …, … ile …ile …kendilerini bir vekil ile temsil ettirdiğinden davalı … ile …lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. 10/3. Maddesi uyarınca,diğer davalılar … ile … lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. 10/2. Maddesi uyarınca belirlenen 5.100,00-TL maktu vekalet ücretinin iş bu davacıdan alınarak iş bu davalılara verilmesine,
26-) Davacı …’ın davalılar …ile …’ne yönelik kısmen reddine,diğer davalı …ile …’ne yönelik ise reddine karar verilen manevi tazminat talebi yönünden davalı …, … ile … ile …kendilerini bir vekil ile temsil ettirdiğinden davalı … ile …lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. 10/3. Maddesi uyarınca,diğer davalılar … ile … lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. 10/2. Maddesi uyarınca belirlenen 5.100,00-TL maktu vekalet ücretinin iş bu davacıdan alınarak iş bu davalılara verilmesine,
27-) Davacı …’in davalılar … ile …’ne yönelik kısmen reddine,diğer davalı … ile …’ne yönelik ise reddine karar verilen manevi tazminat talebi yönünden davalı …, … ile … ile …kendilerini bir vekil ile temsil ettirdiğinden davalı … ile …lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. 10/3. Maddesi uyarınca,diğer davalılar … ile …lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. 10/2. Maddesi uyarınca belirlenen 5.100,00-TL maktu vekalet ücretinin iş bu davacıdan alınarak iş bu davalılara verilmesine,
28-) Davacı …’in davalılar … ile …’ne yönelik kısmen reddine,diğer davalı … ile …’ne yönelik ise reddine karar verilen manevi tazminat talebi yönünden davalı …, … ile … ile …kendilerini bir vekil ile temsil ettirdiğinden davalı … ile …lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. 10/3. Maddesi uyarınca,diğer davalılar … ile … lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. 10/2. Maddesi uyarınca belirlenen 5.100,00-TL maktu vekalet ücretinin iş bu davacıdan alınarak iş bu davalılara verilmesine,
29-) Davacı …nin davalılar … ile …’ne yönelik kısmen reddine,diğer davalı … ile …’ne yönelik ise reddine karar verilen manevi tazminat talebi yönünden davalı …, … ile …ile …kendilerini bir vekil ile temsil ettirdiğinden davalı …ile …lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. 10/3. Maddesi uyarınca,diğer davalılar …ile…Ltd Şti lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. 10/2. Maddesi uyarınca belirlenen 5.100,00-TL maktu vekalet ücretinin iş bu davacıdan alınarak iş bu davalılara verilmesine,
30-) Davacı …’ın davalılar … ile …’ne yönelik kısmen reddine,diğer davalı … ile …’ne yönelik ise reddine karar verilen manevi tazminat talebi yönünden davalı …, … ile … ile …kendilerini bir vekil ile temsil ettirdiğinden davalı … ile …lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. 10/3. Maddesi uyarınca,diğer davalılar … ile … lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. 10/2. Maddesi uyarınca belirlenen 5.100,00-TL maktu vekalet ücretinin iş bu davacıdan alınarak iş bu davalılara verilmesine,
31-) 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/A-11-13. maddesi uyarınca ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği Tarife hükümleri uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenecek olan 1.320,00-TL arabuluculuk ücretinin ( manevi tazminat davasının zorunlu arabuluculuğu tabi olmaması, maddi tazminat davasının da reddedilmiş olması gözetilerek ) davacılardan alınarak Hazine’ye gelir kaydına,
C-) 1-) İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından AAÜT md. 2/2 hükmü dikkate alınarak vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
2-) Davalı …’ün istinaf başvurusunun kabulüne karar verildiği nazara alınarak; istinaf kanun yoluna başvuran davalı …tarafından yatırılan istinaf karar harcının karar kesinleştiğinde ve talebi halinde bu davalıya iadesine, adı geçen davalı tarafından yatırılan istinaf kanun yoluna başvurma harcının ise Hazineye irad kaydına,
3-) Davalı …tarafından yatırılan 220,70 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının davacılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davalı …’e verilmesine,
4-) İstinaf yargılaması bakımından taraflarca yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının, 6100 sayılı HMK md. 333, Yönetmeliğin 207/1. maddesi ve HMK Gider Avansı Tarifesi’nin 5. maddesi hükümlerine göre yatırana İADESİNE,
5-) Kararın kesin olması nedeniyle taraflara tebliği, harç ve gider avansı iadesi işlemlerinin HMK m. 302/5 ve 359/3 uyarınca ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dair; tarafların yokluğunda, 6100 sayılı HMK md. 353/1-b-1,2 uyarınca dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı HMK md. 362/1-a uyarınca uyuşmazlık miktarı itibariyle Yargıtay nezdinde temyiz kanun yolu kapalı (kesin) olmak üzere oybirliği ile karar verildi.06/10/2023