Emsal Mahkeme Kararı Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2022/23 E. 2022/1810 K. 18.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T. C.
KAYSERİ
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/23
KARAR NO: 2022/1810
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: KAYSERİ 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 09/11/2021
NUMARASI: 2020/120 Esas 2021/937 Karar
DAVA: Tazminat (Ölüm ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
İSTİNAF KARARININ
VERİLDİĞİ TARİH: 18/11/2022
YAZILDIĞI TARİH: 18/11/2022
Kayseri 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2020/120 Esas 2021/937 Karar sayılı ilamı davacılar vekili, davalı …. Anonim Şirketi vekili, davalılar …. ve …. vekili tarafından istinaf incelemesi için Dairemize gönderilmekle inceleme aşamasında dosyadaki tüm bilgi ve belgeler incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLÜP GÖRÜŞÜLDÜ: Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; davacıların müşterek çocuğu …. ‘nun, sevk ve idaresindeki …. plaka sayılı motosiklet ile sürücüsünün …., malikinin …. olduğu …. plakalı araç arasında 05.06.2019 tarihinde meydana gelen trafik kazasında ….’nun vefat ettiğini, davalı sürücü ….’nun kusurlu bulunduğunu, kazaya sebebiyet veren …. plaka sayılı aracın, …. Sigorta AŞ tarafından ZMMS sigorta poliçesi ile sigortalandığını, müracaat üzerine, kabul edilmemesine rağmen 29.08.2019 tarihinde 100.496,00-TL tazminat, 5.000,00-TL vekalet ücreti açıklaması ile ödeme yapıldığını, bu sebeplerle müteveffa çocuklarının desteğinden yoksun kalan davacı anne ve baba için, 1.000,00-TL destekten yoksun kalma tazminatının tüm davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile, davacıların her biri için 100.000,00-TL manevi tazminatın davalılar davalılar ….ve ….’dan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı …. A.Ş vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili sigorta şirketine başvuru üzerine, davacılara 29.08.2019 tarihinde 105.496,00-TL ödeme yapıldığını, davacıların zararının karşılandığını, davaya konu trafik kazasında sigortalı aracın kusuru olmadığını, kusur araştırması ve kusur indirimi yapılması gerektiğini, ayrıca kaza tarihinden itibaren faiz talebinin yerinde olmadığını bildirerek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ :İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda;
“…1-Maddi tazminat davasının KABULÜ İLE; Davacı …. . için 70.451,32-TL ve davacı …. . için 118.809,16-TL destekten yoksun kalma tazminatının davalılar …. ve …. yönünden olay tarihi olan 05/06/2019 tarihinden itibaren davalı …. Sigorta A.Ş yönünden ise temerrüt tarihi olan 29/08/2019 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacılara verilmesine,2-Manevi tazminat davasının KISMEN KABULÜ KISMEN REDDİ İLE; Davacı ….. için 40.000,00-TL ve …. için 40.000,00-TL manevi tazminatın davalılar …. ve …. ‘dan olay tarihi olan 05/06/2019 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen tahsili davacılara hakettikleri bedelin ayrı ayrı ödenmesine, fazlaya ilişkin talebinin reddine,” şeklinde karar verildiği görülmüştür.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:Davacılar vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; manevi tazminat taleplerinin red edilen kısmını istinaf ettiğini, müvekkillerinin murisi olan müşterek çocukları …. nun. daha 22 yaşında davalının vefat ettiğini, çocuklarının mürüvvetini, askerliğini, mezuniyetini daha birçok güzel günlerini göremeyecek olan müvekkillerinin aradan geçen süreye rağmen derin bir üzüntü ve ızdırap içerisinde olduğunu, müteveffanın vefatına davalı sürücü ….’nun sebep olduğunu, araç malikinin kusursuz sorumluluğunun olduğunu, müvekkillerinin asgari ücretle geçinen yoksul bir aile olduğunu, vefat eden oğullarının acısının hala devem etmekte ve müvekkillerinin yüreğini yaktığını, mahkemece müvekkilleri lehine artırılacak olan manevi tazminat müvekkillerinin çocukları ile geçirecekleri 1 dakikayı bile yerine getiremeyecek olsa da bir nebze olsa hem müvekkillerinin hem kamuoyunun vicdanını rahatlatacağını, tüm bu sebepler ile yerel mahkemece verilen manevi tazminatların günümüzdeki ekonomik şartlar gereği ve müvekkillerinin uğradığı manevi zarar karşılığı olarak çok çok düşük olduğunu, manevi tazminat taleplerinin fazlaya dair kısmının reddinin kabul edilemeyeceğini beyan ederek mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir. Davalılar …. ve …. vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; hazırlanan bilirkişi raporunda bir bilirkişinin yeterli olmadığını, maddi zarar hesabı için hesap bilirkişisine görev verilirken, kusur oranlarının tespiti ve müterafik kusur için başka bir kusur bilirkişisi görevlendirilerek kusur oranının tespitinde hakkaniyetli bir değerlendirme yapılması gerektiğini, mahkemenin bu hususu değerlendirmeyerek hatalı rapor esas alındığını, motosiklet sürücüsünün kazayı önleyebilme gibi bir durumu bulunmaktayken belli bir hız sınırında hareket edip uyması gereken kuralları ihlal ettiğini, kusurun derecelendirilmesi hususunda tehlike yaratan davranışta bulunan, kendisinden diğer tarafa göre daha fazla özen beklenen ve birden fazla emredici trafik kuralını ihlal eden tarafın ağır ya da tamamen kusurlu olacağı, dikkatli kişilerin göstermesi gereken özeni göstermeyenin ise tali kusurlu olacağı ilkesinden yararlanarak olayda motosiklet sürücüsünün tali kusurlu olarak nitelendirilmesinin yanlış olduğunun ortada olduğunu, zira motosiklet sürücüsünün dikkatli özeni göstermesi gereken kişilerin olması gereken özene sahip olmadığı, raporda belirtilen hususları kendisininde ihlal ettiğinin ayrıca anlaşıldığını, kusur tespitinin teknik değil hukuki bir konu olduğunu, bu sebeple kusurun hakim tarafından değerlendirilmesi gerektiğini, kusurun % 75 asli kusur-% 25 tali kusur olarak belirlenmesinin usul ve esas açısından doğru olmadığını, kusur oranının hiç değilse eşit oranda belirlenmesi gerektiğini, söz konusu belirlemede hukuka aykırılık söz konusu olduğunu, tüm bu sebeplerle davacı tarafa …. Sigorta A.Ş tarafından 29/08/2019 tarihinde 100.496,00-TL tazminat 5.000,00-TL vekalet ücreti ödendiğini, …. Sigorta A.Ş’ne yapılan başvuru sonrasında uzman aktüer firmaya hesaplama yaptırıldığını ve 131.871,00-TL destek tazminatı hesaplandığını, daha sonrasında müteveffanın kaza tespit tutanağında açık olarak kasksız olduğunun tespit edilmesi ve ölüm sebebinin beyin kanaması olması nedeni ile hesaplamadan % 20 müterafik kusur indirimi yapılarak davacı tarafa 105.496,00-TL ödeme yapıldığını, gerçekleştirilen bu ödemenin TRH 2010 yaşam tablosu ve 1,8 teknik faiz yöntemiyle hesaplanmış olup bu kapsamda gerçekleştirilen ödemenin hakkaniyete uygun olduğunu, mahkemece itirazları irdelenmeden usul ve yasaya aykırı eksik inceleme yapıldığını, aktüer bilirkişi tarafından % 25 kusuru müterafik kusur gibi nitelendirilmiş olmasına karşın % 25 kusurun kazada müteveffanın kendi kusuru olduğunu, müterafik kusur ile kazadaki kusurun aynı şey olmadığını, hükme esas alınan bilirkişi raporunda % 25 kazadaki kusurun müterafik kusur olarak dikkate alınarak yanlış hesaplama yapılmış olup, mahkemece itirazlarının dikkate alınmadan, hatalı rapor esas alınarak hüküm kurulduğunu beyan ederek mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir.Davalı …. Sigorta Anonim Şirketi istinaf başvuru dilekçesinde özetle; ödeme tarihi verileri ve ödeme tarihindeki hesap yöntemi ile müterafik kusur indiriminin de dikkate alınarak yapılan ödemenin yeterli olup, mahkemece itirazlarının irdelenmeden usul ve yasaya aykırı eksik inceleme yapıldığını, müvekkili şirket tarafından ödemenin yapıldığı 29/08/2019 tarihinde TRH ve prograsif hesap yönteminin olmadığını ve genel şartların iptal edilmediğini, öte yandan mahkemece güncel mevzuat tarihler dikkate alınmadan uygulanacak olsaydı Karayolları trafik kanunundaki değişikliğin açık olduğunu, müvekkili şirkete başvuru yapıldıktan sonra, müvekkili şirket tarafından davacı tarafında belirttiği üzere 105.496,00-TL ödeme yapıldığını, ödemenin tamamının tazminat ödemesi olarak yapıldığını, müvekkili şirkete başvuru sonrasında uzman aktüer firmaya hesaplama yaptırıldığını ve 131.871,00-TL destek tazminatı hesaplandığını, daha sonrasında müteveffanın kaza tespit tutanağında açık olarak kasksız olduğunun tespit edilmesi ve ölüm sebebinin beyin kanaması olması nedeni ile hesaplamadan % 20 müterafik kusur indirimi yapılarak davacı tarafa 105.496,00-TL ödeme yapıldığını, aktüer bilirkişi tarafından % 25 kusuru müterafik kusur gibi nitelendirilmiş olmasına karşın % 25 kusurun kazada müteveffanın kendi kusuru olduğunu, müterafik kusur ile kazadaki kusurun aynı şey olmadığını, hükme esas alınan bilirkişi raporunda % 25 kazadaki kusurun müterafik kusur olarak dikkate alınarak yanlış hesaplama yapılmış olup mahkemece itirazları dikkate alınmadan, hatalı rapor esas alınarak hüküm kurulduğunu beyan ederek mahkeme kararının kaldırılmanı talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE : İstinaf başvurusunun Bölge Adliye Mahkemesince esas yönünden incelenebilmesi için öncelikle Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 352. maddesi gereğince ön inceleme koşullarının gerçekleşmiş olması gerekmektedir. Bu maddede sayılan koşullardan birinin mevcut olmaması halinde istinaf başvurusunun ön inceleme aşamasında usulden reddedilmesi zorunludur. Bu şartlar kamu düzeninden olup, yargılamanın her aşamasında re’sen dikkate alınmaktadır. İstinaf başvurusuna konu dosya kapsamı incelendiğinde; 6100 sayılı HMK’nın 352. maddesinde düzenlenen ön inceleme koşullarında herhangi bir eksiklik bulunmadığı, davacılar vekili, davalılar …. ve …. vekili ile davalı …. Sigorta A.Ş. vekilinin istinaf başvurusunun ön inceleme bakımından kabul edilebilir olduğu ve inceleme aşamasına geçilmesi gerektiği görülmüştür.Dava, tek taraflı trafik kazasından kaynaklanan destekten yoksun kalma nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Somut uyuşmazlıkta; davacıların desteği …..’nun sevk ve idaresindeki …. plakalı motosiklet ile davalı …. yönetimindeki …. plakalı aracın çarpışması nedeniyle …..’nun vefat ettiği olayda, davalı …., …. plakalı aracın işleteni, davalı ….Sigorta A.Ş. ise zorunlu mali mesuliyet sigorta şirketidir. Destekten yoksun kalma tazminatının konusu, desteğin yitirilmesi nedeniyle yoksun kalınan zarardır. Buradaki amaç, destekten yoksun kalanların desteğin ölümünden önceki yaşamlarındaki sosyal ve ekonomik durumlarının korunmasıdır. Olaydan sonraki dönemde de, destek olmasa bile, onun zamanındaki gibi aynı şekilde yaşayabilmesi için muhtaç olduğu paranın ödettirilmesidir.
Hükme esas alınan 11/11/2020 tarihli trafik bilirkişi raporunda; kendisine hitap eden “DUR” levhasına riayet etmeden kavşağa giren ve ana yoldaki araca ilk geçiş hakkını vermeyen …. plakalı otomobil sürücüsü ….’nun K.T.K.nın 84 / A-8 nolu “Kavşaklarda geçiş önceliğine uymama” asli kusurunu işlediğinden kazanın meydana gelişinde %75 kusuru bulunduğu, ana yolda seyreden ve kavşakta geçiş önceliği kendisinde olmasına rağmen, kavşağa seyir hızını azaltmadan giren ve hızını mahal şartlarına göre ayarlamayan …. plakalı motosiklet sürücüsü ….’nun meydana gelen kazada tali kusurlu olduğu ve %25 kusuru bulunduğu tespit edilmiştir. Anılan rapor, ceza dosyası kapsamında alınan Ankara Adli Tıp Trafik İhtisas Dairesi Başkanlığı’nın …. tarihli raporu, soruşturma aşamasında alınan …. tarihli trafik bilirkişi raporu, kaza tespit tutanağı ve olayla uyumlu olup, kusur tespitine yönelik davalılar …. ve …. vekilinin istinaf sebepleri haklı görülmemiştir.Anayasa Mahkemesi’nin 17/07/2020 tarih 2019/40 Esas 2020/40 Karar sayılı kararıyla 2918 sayılı KTK’nın 90. ve 92. maddelerinde “genel şartlara” atıf yapan cümlelerin iptaline karar verilmiş ve bu karar 09/10/2020 tarihli Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe girmiş olmasıyla birlikte, Yargıtay 17. Hukuk Dairesince zarar görenlerin cismani zarar ve destekten yoksun kalma tazminatı alacağının hesaplanmasında TRH 2010 ve %10 artırım %10 iskonto yöntemi benimsenmiş olup TRH 2010 yaşam tablosunun uygulamasından vazgeçilmemiştir. (Yargıtay 17.HD.’nin 2019/5206 E. 2020/8874 K. 22/12/2020 tarihli ilamı) Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda zararın belirlenmesi bakımından TRH yaşam tablosu ve %10 arttırma %10 iskonto uygulanmak sureti ile hesaplama yapılmıştır, 2918 sayılı KTK’nın 6704 sayılı Yasayla değişik 90, 92, 93, 97 ve 99. maddelerinin kimi yönlerden Anayasanın bir kısım hükümlerine aykırılık oluşturacağından bahisle yapılan itiraz başvuruları üzerine, 09/10/2020 günlü ve 31269 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Anayasa Mahkemesinin 17/07/2020 tarih, 2019/40 esas ve 2020/40 karar sayılı ilamı verilen kısmi iptal kararı dikkate alındığında hesaplama yöntemi olarak 1,8 teknik faiz kullanılarak hesaplama yapılması gerektiği yönündeki davalı sigorta şirketi vekilinin istinaf itirazının da yerinde olmadığı kanaatine varılmıştır. Ayrıca Mahkemece 05/02/2020 ve 16/02/2021 tarihli müzekkereler ile davalı ….
Sigorta A.Ş.’den hangi davacı için ne kadar ödeme yapıldığı sorulmuş ve ödeme belgelerinin gönderilmesi istenilmiş olup, davalı sigorta şirketince 21/05/2021 tarihli müzekkere cevabı ile davacı …. için 59.106,00-TL, davacı …. için 46.390,00-TL ödeme yapıldığı bildirilmiş ancak ödemeye ilişkin belge ibraz edilmemiştir. Davacılar vekili gerek dava dilekçesinde gerekse 04/02/2021 tarihli beyan dilekçesinde yapılan ödemenin 100.496,00-TL’sinin tazminat, 5.000,00-TL’sinin ise vekalet ücreti olduğunu ileri sürmüştür. Davacılar vekilince dosyaya sunulan davalı şirkete ilişkin mail görüntüsünde ödemenin, 100.496,00-TL tazminat 5.000,00-TL vekalet ücreti olarak açıklandığı tetkik edildiğinden davalı sigorta şirketinin ödemenin tamamının tazminata ilişkin olduğuna dair iddiasını ispatlayamadığı açıktır. Sonuç olarak davalı sigorta şirketi tarafından dava açılmadan önce davacılara ödenen 100.496,00-TL’nin güncellenerek düşülmesi ve sonucuna göre karar verilmesi isabetlidir. (Emsal nitelikteki Yargıtay 4.HD.’nin 2021/2255 E. 2021/9297 K. Sayılı ilamı da aynı niteliktedir.)6098 sayılı TBK’nun 56. maddesi gereğince; hakimin olayın özelliklerini göz önünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği bir para tutarı adalete uygun olmalıdır. TBK md. 56/2 uyarınca ölüm halinde ölenin yakınlarının da manevi tazminat talep hakları vardır. Hükmedilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir fonksiyonu olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi mal varlığı hukukuna ilişkin bir zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. O halde bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22/06/1966 günlü ve 7/7 sayılı Yargıtay İBK gerekçesinde takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden hakim bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir. Davaya konu somut olayın gerçekleşme şekli, yeri, zamanı, ölenin olay tarihindeki yaşı, davalı sürücünün kusurunun ağırlığı, ölenin annesi ve babası olan davacılar ile ölenin yakınlıklarının derecesi, ölenin müterafik kusuru, davacıların duymuş olduğu elem, üzüntü ve yıpranmanın giderilmesi ayrıca gelişen hukuktaki yaklaşıma da uygun olarak tatmin duygusu yanında caydırıcılık uyandıran oranda manevi tazminat takdir edilmesi gerektiğinden, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, olay tarihindeki paranın alım gücü, manevi tazminat miktarının bir taraf için zenginleşme aracı, diğer taraf için de yıkım olmaması ilkesi göz önünde bulundurulduğunda, hak ve nesafet kuralları çerçevesinde davacılar yönünden hükmedilen manevi tazminat miktarlarının uygun olduğu sonuç ve kanaatine varılmış dolayısıyla da davacılar vekilinin manevi tazminat miktarları bakımından yaptığı istinaf itirazlarının haklı olmadığı değerlendirilmiştir. Müterafik (birlikte) kusur kavramını belirten Türk Borçlar Kanunu’nun 52. maddesine göre; ”zarar gören zararın doğmasında ya da artmasında etkili olmuş, yahut tazminat yükümlüsünün durumunu ağırlaştırmış ise; hakim, tazminatı indirebilir ya da tamamen kaldırabilir” olarak düzenlenmiştir. Olayın oluş şeklini ve olay yeri özelliklerini anlatır trafik kazası tespit tutanağına göre, destek motosiklet sürücüsünün kaza anında kask kullanmadığı anlaşılmaktadır. Adli doktor tarafından yapılan ölü muayene raporunda, motosiklet sürücüsünün ölümünün kafa travmasına bağlı olduğu belirtilmiştir. Yani destek sürücü ….. kaza esnasında kask takmamış ve ölümü kafa travmasına bağlı gelişmiştir. Ölümle, kask takılmamasının arasında illiyet bağı bulunduğundan ilk derece mahkemesince müterafik kusur indirimi yapılması gerekirken eksik inceleme ile karar verilmesi hatalı olup davalılar …. ve …. vekili ile davalı …. Sigorta A.Ş. vekilinin istinaf itirazları haklı bulunmuştur. Hemen burada belirtmek gerekir ki emsal nitelikteki Yargıtay 4.HD.’nin 2021/11591 E. 2022/5709 K. Sayılı ilamında açıklandığı üzere; hakim tarafların kusur durumunu dikkate alarak tazminatın kapsamını belirledikten sonra bir menfaat karşılığı olmayan hatır için taşıma varsa hatır indirimi yapılacak, ayrıca zarar gören zararın artmasına sebep olmuş ya da zarar doğuran fiile rıza göstermiş ise Yargıtay kararlarında yerleşmiş olduğu üzere tazminattan müterafik kusur indirimi yapılarak nihai zarar ve ödenmesi gereken tazminat belirlenecek, son olarak da davadan önce yapılan ödemenin güncellenen değeri düşülecektir. Bu itibarla kusur durumuna göre tespit edilen tazminattan önce %20 müterafik kusur indirimi düşülmesi son olarak yapılan ödemenin güncellenen değeri düşülmesi gerekmektedir. Dairemizce yapılan hesaplamada desteğin %25 kusurunun tenzili sonucunda davacı …. yönünden hesaplanan 184.790,51-TL’den önce %20 müterafik kusur indirimi yapılmış (147.832,40-TL) ardından güncellenen ödeme mahsup edilerek (147.832,40-TL – 65.981,35= 81.851,05-TL) davacı Yıldız’ın 81.851,05-TL destek alacağı olduğu belirlenmiştir. Davacı …. yönünden yapılan hesaplamada; desteğin %25 kusurunun tenzili sonucunda davacı …. yönünden hesaplanan 122.237,52-TL’den önce %20 müterafik kusur indirimi yapılmış (97.790,01-TL) ardından güncellenen ödeme mahsup edilerek (97.790,01-TL – 51.786,20= 46.003,81-TL) davacı …. ‘nin 46.003,81-TL destek alacağı olduğu belirlenmiştir. Bu şekilde maddi tazminatların kısmen reddedilen miktarın, asıl alacaktan takdiri indirim yapılması nedeniyle yasadan kaynaklandığı ve bu nedenle davalılar yararına vekalet ücreti takdir edilemeyeceği husus yeniden hüküm tesis edilirken dikkate alınmıştır. (Benzer uyuşmazlıklarda Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin E:2018/4519, K:2020/892 ve yine 17. Hukuk Dairesi’nin E:2013/17778, K:2014/2685 sayılı kararlarında da aynı yönde kabul ve açıklamalara yer verilmiştir.) 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu md. 353/1-b-2 uyarınca yargılamada bir eksiklik bulunmamakla birlikte kanunun olaya uygulanmasında hata edilip de yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmadığı veya yargılamada bulunan eksikler duruşma yapılmadan tamamlanacak nitelikte ise Bölge Adliye Mahkemesince düzelterek yeniden esas hakkında karar verilmesi mümkündür. İlk derece mahkemesi kararında gerekli düzeltmelerin yapılması amacıyla davacılan vekilinin istinaf başvurusunun reddi, davalılar …. ve …. vekili ile davalı …. Sigorta A.Ş. vekilinin istinaf başvurusunun yukarıda açıklanan sebeplerle sınırlı olarak kabulü ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-b-2 maddesi uyarınca ilk derece mahkemesinin kararı kaldırılarak Dairemizce duruşma açılmaksızın yeniden esas hakkında karar verilmesi gerektiği sonuç ve kanaatine varılarak aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : (Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere) ;
A-) Davacının istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
B-) Davalıların istinaf başvurularının yukarıda açıklanan sebeplerle sınırlı olarak KABULÜNE,
C-) Kayseri 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2020/120 Esas 2021/937 Karar sayılı kararının yeniden hüküm kurulmak üzere KALDIRILMASINA, hükmün HMK’nın 353/1-b/2 maddesi gereğince YENİDEN TESİSİNE,
“1-Maddi tazminat davasının KISMEN KABULÜ İLE; Davacı …. için 46.003,81-TL ve davacı …. için 81.851,05-TL destekten yoksun kalma tazminatının davalılar …. ve …. yönünden olay tarihi olan 05/06/2019 tarihinden itibaren davalı …. Sigorta A.Ş yönünden ise temerrüt tarihi olan 29/08/2019 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacılara verilmesine,
2-Manevi tazminat davasının KISMEN KABULÜ KISMEN REDDİ İLE; Davacı …. için 40.000,00-TL ve …. için 40.000,00-TL manevi tazminatın davalılar …. ve …. ‘dan olay tarihi olan 05/06/2019 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen tahsili davacılara hakettikleri bedelin ayrı ayrı ödenmesine, fazlaya ilişkin talebinin reddine,
3-Maddi tazminat davası yönünden alınması gereken 8.733,76-TL karar ve ilam harcından dava açılırken davacılardan alınan 686,52-TL peşin harç ile 643,01-TL ıslah harcının mahsubu ile bakiye 7.404,23-TL karar ve ilam harcının davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak Hazineye gelir kaydına,
4-Manevi tazminat davası yönünden alınması gereken 5.464,80-TL karar ve ilam harcının davalılar …. ve …. ‘dan müştereken ve müteselsilen alınarak Hazineye gelir kaydına,
5-Davacılar tarafından yatırılan 54,40-TL başvurma harcı ile 686,52-TL peşin harç ve 643,01-TL ıslah harcının davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacılara verilmesine,
6-Maddi tazminat davası yönünden davacılar tarafından yargılama boyunca yapılan; 74,25-TL tebligat gideri, 37,45-TL müzekkere ve posta gideri ile 550,00-TL bilirkişi ücretleri olmak üzere toplam 661,70-TL yargılama giderinin kabul/red oranına göre hesaplanan 447,01-TL davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacılara verilmesine,
7-Manevi tazminat davası yönünden davacılar tarafından yargılama boyunca yapılan; 74,25-TL tebligat gideri, 37,45-TL müzekkere ve posta gideri ile 550,00-TL bilirkişi ücretleri olmak üzere toplam 661,70-TL yargılama giderinden davanın kabul oranına göre belirlenen 264,68-TL’lik kısmının davalı …. ve …. ‘dan müştereken ve müteselsilen alınarak davacılara verilmesine, bakiyesinin davacılar üzerinde bırakılmasına,
8-Davalılar tarafından yapılmış bir yargılama gideri bulunmadığından bu hususta bir karar verilmesine yer olmadığına,
9-Davacı …. tarafından açılan maddi tazminat davası yönünden işbu davacı lehine A.A.Ü.T. uyarınca 9.200,00-TL nispi vekalet ücreti takdirine, takdir edilen vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacı …. ‘ya verilmesine,
10-Davacı …. tarafından açılan maddi tazminat davası yönünden işbu davacı lehine A.A.Ü.T. uyarınca 13.096,17-TL nispi vekalet ücreti takdirine, takdir edilen vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacı …. ‘ya verilmesine,
11-Davacı …. tarafından açılan manevi tazminat davası yönünden işbu davacı lehine A.A.Ü.T. 10/1-4 Maddeleri uyarınca 6.000,00-TL nispi vekalet ücreti takdirine, takdir edilen vekalet ücretinin davalılar …. ve …. ‘dan müştereken ve müteselsilen alınarak davacı ….’ya verilmesine,
12-Davacı …. tarafından açılan manevi tazminat davası yönünden işbu davacı lehine A.A.Ü.T. 10/1-4 Maddeleri uyarınca 6.000,00-TL nispi vekalet ücreti takdirine, takdir edilen vekalet ücretinin davalılar …. ve …. ‘dan müştereken ve müteselsilen alınarak davacı ….’ya verilmesine,
13-Davacı ….. tarafından açılan manevi tazminat davası yönünden davalılar …. ve …. lehine A.A.Ü.T. 10/2. Maddesi uyarınca 6.000,00-TL nispi vekalet ücreti takdirine, takdir edilen vekalet ücretinin davacı …. ‘dan alınarak davalılar ….ve ….’ya verilmesine,
14-Davacı ….. tarafından açılan manevi tazminat davası yönünden davalılar …. ve …. lehine A.A.Ü.T. 10/2. Maddesi uyarınca 6.000,00-TL nispi vekalet ücreti takdirine, takdir edilen vekalet ücretinin davacı …..’dan alınarak davalılar …. ve ….’ya verilmesine,
15-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/A-11-13. maddesi uyarınca ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği Tarife hükümleri uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.320,00-TL arabuluculuk ücretinden (yargılama gideri) davanın kabul oranına göre belirlenen 704,84-TL’lik kısmının davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak Hazine’ye gelir kaydına,
16-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/A-11-13. maddesi uyarınca ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği Tarife hükümleri uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.320,00-TL arabuluculuk ücretinden (yargılama gideri) davanın red oranına göre belirlenen 615,15-TL’lik kısmının davacılardan müştereken ve müteselsilen alınarak Hazine’ye gelir kaydına,
17-HMK’nun 333/1. maddesi gereğince varsa artan gider avansından kullanılmayan kısmın karar kesinleştikten sonra yatıran ilgili tarafa iadesine,
Ç-) Davacıların istinaf başvuruları reddedilmiş olmakla;
1-)Alınması gereken 80,70-TL istinaf karar harcından peşin alınan 59,30-TL’nin mahsubu ile 21,40-TL’nin davacı ….’dan alınarak Hazineye irat kaydına,
2-) Alınması gereken 80,70-TL istinaf karar harcından peşin alınan 59,30-TL’nin mahsubu ile 21,40-TL’nin davacı …..’dan alınarak Hazineye irat kaydına,
3-) İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
4-) Davacılar tarafından yapılan istinaf yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına,
D-) Davalıların istinaf başvuruları kabul edilmiş olmakla;
1-) İstinaf karar harçlarının talepleri halinde davalılara iadesine,
2-) İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
3-) Davalılar tarafından yapılan toplam 486,30-TL (162,10*3) istinaf kanun yoluna başvurma harcı masrafı ve davalı …. tarafından yapılan 60,60-TL dosya gönderi gideri olmak üzere toplamda 546,90-TL istinaf yargılama giderinin davacılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davalılara verilmesine,
E-) 1-) İstinaf yargılaması bakımından istinaf kanun yoluna başvuran tarafından yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının HMK’nun 333. maddesi, Yönetmeliğin 207/1. maddesi ve HMK Gider Avansı Tarifesi’nin 5. maddesi hükümleri uyarınca yatırana iadesine,
2-)Kararın kesin olmaması nedeniyle taraflara tebliği işlemlerinin Dairemiz tarafından yerine getirilmesine,
Dair, tarafların yokluğunda, 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı HMK md. 361/1 uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde Yargıtay nezdinde temyiz kanun yolu açık olmak üzere oybirliği ile karar verildi.18/11/2022