Emsal Mahkeme Kararı Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2022/2107 E. 2023/1300 K. 23.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T. C.
K A Y S E R İ
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/2107
KARAR NO: 2023/1300
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: KAYSERİ 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 29/06/2022
NUMARASI: 2019/411 Esas, 2022/569 Karar
DAVANIN KONUSU: Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Maddi ve Manevi Tazminat
DAVA TARİHİ: 01.08.2019
İSTİNAF KARARININ
VERİLDİĞİ TARİH: 23.06.2023
YAZILDIĞI TARİH: 03.07.2023
Yukarıda ayrıntılı bilgileri yazılı Kayseri 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2019/411 Esas, 2022/569 Karar sayılı kararına karşı davalı … vekilince istinaf kanun yoluna başvurulmuş ve dosya istinaf incelemesi yapılmak üzere Dairemize tevzi edilmiş olmakla dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: Tarafların İddia ve Savunmalarının Özeti: Davacılar vekili, dava dilekçesinde özetle: 05/03/2019 tarihinde davacı … ’un idaresindeki … plakalı araç ile davalı şirkete ait olup davalı … ’ın idaresindeki … plakalı aracın çarpışması ile trafik kazasının meydana geldiğini, kazaya davalı … ’in kusurunun sebep olduğunu, kaza nedeni ile davacıların ciddi şekilde yaralandığını, davacıların kaza nedeni ile uzun süre çalışamadıklarını, olaydan sonra … plakalı aracın pert işlemine tabi tutulduğunu, aracın davacı … ’ın babası … adına kayıtlı olduğunu, davacının bu sürede kazan mahrumiyetine uğradığını, davacıların ek ders ücretlerinden mahrum kaldıklarını, davalıların oluşan bu zarandan sorumlu olduklarını, davalı şirkete ait aracın olay tarihinde sigortası olmadığını, olaydan sonra sigorta yapıldığını, bu nedenle güvence hesabına başvurduklarını, olay nedeni ile davacıların maddi ve manevi anlamda sıkıntılar yaşadıklarını belirterek davacıların şimdilik 50 TL maddi ve 100.000 TL manevi zararlarının olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan tahsili ile davacıya verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı … Ltd. Şti. vekili, cevap dilekçesinde özetle; Davanın usulden reddine karar verilmesi gerektiğini, davacılar arasında zorunlu dava arkardaşlığı olmadığı için davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, davanın ihbarını talep ettiklerini, olayda tarafların kusur durumlarının tespitinin gerekli olduğunu, davacıların maluliyet oranlarının tespiti için İstanbul 3. İhtisas Kurulundan rapor alınması gerektiğini, manevi tazminat taleplerinin çok yüksek olduğunu ve davalının mahvına sebep olabileceğini, bakıcı gideri talebinin somut deliller ile ispat edilmesi gerektiğini belirterek davanın usulden ve esastan reddine karar verilmesinin talep etmiştir.Davalı … , cevap dilekçesinde özetle; Davanın usulden reddine karar verilmesi gerektiğini, davacılar arasında zorunlu dava arkardaşlığı olmadığı için davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, davanın ihbarını talep ettiğini, olayda tarafların kusur durumlarının tespitinin gerekli olduğunu, davacıların maluliyet oranlarının tespiti için İstanbul 3. İhtisas Kurulundan rapor alınması gerektiğini, manevi tazminat taleplerinin çok yüksek olduğunu ve mahvına sebep olabileceğini, bakıcı gideri talebinin somut deliller ile ispat edilmesi gerektiğini belirterek davanın usulden ve esastan reddine karar verilmesinin talep etmiştir.Davalı … vekili, cevap dilekçesinde özetle; Öncelikle davanın eksiksiz olarak yerine getirilmeden açıldığından davanın usulden reddi gerektiğini, davacı tarafın başvurusunun eksik olduğundan, genel şartlarda belirtilen kusurun, zararın ve tazminatın kapsamı ile miktarının hesaplanabilmesi için gerekli olan belgelerin noksan ibraz edildiği belirlendiğinden, yasaya uygun geçerli bir başvurudan söz edilemeyeceğini, davanın yetkisiz mahkemede açıldığını, İstanbul-Merkez Mahkemeleri ve İcra Daireleri yetkili olduğunu, dava dilekçesinde, maddi tazminat yönünden dava değeri fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydıyla 50,00 TL olarak gösterildiğini, 50,00 TL olarak talep edilen maddi tazminat tutarından ne kadarının araçta uğranılan değer kaybı, aracın kullanılmaması dolayısıyla uğranılan zarar, tedavi, geçici iş göremezlik olduğunun açık olmadığını, olaya karıştığı belirtilen … plaka sayılı motorlu aracın 05.03.2019 olay tarihinde geçerli zorunlu trafik sigorta poliçesi olup olmadığı tramer merkezinden tespit edilmesi gerektiğini, davacı … ‘un kullandığı … plaka sayılı araçta meydana gelen değer kaybı, kullanılmamasından doğan zarar ve kayıplar ile geçici iş göremezlik talebinin muhatabı güvence hesabı’nın olmadığını, davacının maruz kaldığı olay sebebiyle yaralandığı iddiasıyla dava açıldığını, davacı tarafın talep ettiği hakların tespiti ve temini ile ilgili taleplerin kabul edilmesinin mümkün olmadığını, müvekkil kurumun ancak kalıcı maluliyet sebebiyle sorumlu tutulabildiğini, Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Mesuliyet Sigortası Genel Şartlarının A.6. maddesi k bendi düzenlemesi gereği tedavi giderleri, geçici iş göremezlik, kazanç kaybı sigorta kapsamının dışında olduğunu, manevi tazminat taleplerinin teminat dışı olduğunu, müvekkil kurumun manevi tazminat ile sorumlu tutulamayacağını belirterek davanın dava şartı yokluğu sebebiyle reddine, mahkemenin yetkisizliği sebebiyle dava dilekçesinin yetki yönünden reddine, araç değer kaybı, aracın kullanılamaması sebebiyle uğranılan zarar, geçici iş göremezlik tedavi giderleri dolayısı ile talep edilen maddi tazminat kalemlerinin hiçbiri … ‘nın sorumluluğuna girmediğinden bu yöndeki taleplerin reddine karar verilmesini, ayrıca manevi tazminat talebinin de müvekkili yönünden haksız ve mesnetsiz olması sebebiyle de davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.İlk Derece Mahkemesi Kararının Özeti: İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonunda; Maddi tazminat davasının kısmen kabulü kısmen reddi ile, davacı … için 839,09 TL geçici iş göremezlik tazminatı ile davacı … için 5 TL tedavi gideri, 1.645,20 TL geçici iş göremezlik tazminatı, 41.006,29 TL kalıcı iş göremezlik tazminatı olmak üzere toplam 43.495,58 TL’nin davalılar … ile … Ltd Şti’den olay tarihi olan 05/03/2019 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte, davalı … ’ndan temerrüt tarihi olan 25/07/2019 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte müştereken ve müteselsiline tahsili ile davacılara hakettikleri bedelin ayrı ayrı verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine, davalı … hakkında açılan manevi tazminat davasının reddine, davalılar … ile … Ltd Şti hakkında açılan manevi tazminat davasının kısmen kabulü kısmen reddi ile, davacı … için 15.000,00 TL ile davacı … için 25.000 TL olmak üzere toplam 40.000 TL tazminat bedelinin davalılardan olay tarihi olan 05/03/2019 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte müştereken ve müteselsiline tahsili ile davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine dair karar verilmiştir. Taraflarca İleri Sürülen İstinaf Sebepleri: Davalı … vekili, süresi içinde verdiği istinaf dilekçesinde özetle; Dava öncesi müvekkili … ‘na usulüne uygun şekilde başvuru yapılmadığını, “dava şartı” gerçekleşmediğini, … , sorumluluğu olmadığı halde geçici iş göremezlik ve tedavi gideri yönünden tazminata hükmedilmiş olmasının hatalı olduğunu, tedavi giderinin 6111 sayılı kanunun gereği sağlık giderinin SGK tarafından karşılanması gerektiğinden vekil edenin sorumluluğunun bulunmadığını, davacı … lehine hükmedilen miktarın 5,00 TL ise de, açıklanan gerekçelerle … ‘nın sorumlu tutulamayacağını, hükme esas alınan maluliyet raporunun uygun yönetmelik hükümlerine göre düzenlenmediğini, hatalı raporun hükme esas alınamayacağını, her iki davacının emniyet kemerinin olmadığı tespitleri gözetildiğinde müterafik kusuru olduğu sonucuna varılması ve gerekli indirimin yapılması gerektiğini, yine davacı … hakkında hatır taşımasının varlığının gözetilmeyerek gerekli indirim yapılmamasının da hatalı olduğunu, hükme esas alınan Aktüer Bilirkişi raporunda teknik faiz indirimi uygulanmadığını, TRH 2010 yaşam tablosu ve teknik faiz indiriminin kullanılacağı şekilde hesaplama yapılmadığından davacılar lehine fazladan hesaplama yapıldığını, hatalı rapora göre verilen kararın kaldırılması gerektiğini, usulüne uygun başvurudan söz edilemeyeceği halde, tahsiline karar verilen tazminat yönünden faiz başlangıç tarihinin hatalı belirlendiğini, dava öncesi yapılan başvuru, varsa gerçek zararın ve tazmini gereken miktarın belirlenmesine esas olarak maluliyet raporu noksanlığı nedeniyle değerlendirilmediğini, davanın açılmasına sebebiyet verilmediğini, olay ile ilgili olarak hiçbir sözleşmesel ilişki içerisinde bulunmayan, sadece kanundan doğan sorumluluğu söz konusu olan … ‘nın herhangi bir temerrüdünün söz konusu olamayacağını, bu sebeple faizin başlangıç tarihinin hatalı olduğunu, bu nedenlerle ilk derece mahkemesince verilen kararın kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Delillerin Değerlendirilmesi ve Gerekçe: Bölge Adliye Mahkemesince istinaf talebinin değerlendirilerek incelemeye alınabilmesi için Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 352. maddesinde sayılan ön inceleme koşullarının gerçekleşmiş olması zorunludur. Bu maddede sayılan koşullardan birinin mevcut olmaması halinde istinaf başvurusunun usulden reddedilmesi gerekir. Bu şartlar kamu düzeninden olup yargılamanın her aşamasında re’sen dikkate alınmaktadır. İstinaf talebine konu eldeki dosya kapsamı incelendiğinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 352. maddesinde sayılan ön inceleme koşullarında herhangi bir eksiklik bulunmadığı, davalı … vekilinin istinaf başvurusunun ön inceleme bakımından kabul edilebilir olduğu ve inceleme aşamasına geçilmesi gerektiği tespit edilmiştir.6100 sayılı HMK’nın 355. maddesinde, Bölge Adliye Mahkemesinin, incelemesini kamu düzenine ilişkin hususlar hariç olmak üzere istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplere bağlı olarak yapması gerektiği hususu düzenlenmiştir. (Aynı yönde Yargıtay 22. Hukuk Dairesinin 2018/9860 Esas ve 2018/14781 Karar sayılı ilamında da Bölge Adliye Mahkemelerinin istinaf sebepleri ile bağlı olduğu vurgulanmıştır.)
Yukarıda açıklaması yapılan 6100 sayılı HMK’nın 355. maddesindeki düzenleme gereğince davalı … vekilinin istinaf sebepleri ve kamu düzenine ilişkin hususlar ile bağlı kalınarak ilk derece mahkemesine ait dava dosyası esas bakımından incelendiğinde;İstinaf incelemesine konu dava, trafik kazasından kaynaklanan cismani zarar nedeni ile maddi ve manevi tazminat istemlerine ilişkindir.İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; maddi tazminat davasının kısmen kabulü kısmen reddi ile, davacı … için 839,09 TL geçici iş göremezlik tazminatı ile davacı … için 5 TL tedavi gideri, 1.645,20 TL geçici iş göremezlik tazminatı, 41.006,29 TL kalıcı iş göremezlik tazminatı olmak üzere toplam 43.495,58 TL’nin davalılar … ile … Ltd Şti’den olay tarihi olan 05/03/2019 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte, davalı … ’ndan temerrüt tarihi olan 25/07/2019 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte müştereken ve müteselsiline tahsili ile davacılara hakettikleri bedelin ayrı ayrı verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine, davalı … hakkında açılan manevi tazminat davasının reddine, davalılar … ile … Ltd Şti hakkında açılan manevi tazminat davasının kısmen kabulü kısmen reddi ile, davacı … için 15.000,00 TL ile davacı … için 25.000,00 TL olmak üzere toplam 40.000,00 TL tazminat bedelinin davalılardan olay tarihi olan 05/03/2019 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte müştereken ve müteselsiline tahsili ile davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine dair karar verilmiştir. Bu karara karşı sadece davalı … vekilince kısmen kabul edilen maddi tazminatlar yönüyle istinaf başvurusunda bulunulmuştur. Dolayısıyla istinaf incelemesi davalının istinaf itirazları kapamında maddi tazminat yönüyle yapılacaktır.Somut olayda; davacı sürücü … ‘un, 05/03/2019 günü saat 08:30 sularında, idaresindeki … plaka sayılı otomobille Kayseri istikametinden Malatya istikametine seyrettiği yolun olay yeri kesiminde aracının sol ön kısmıyla, aynı istikamet önünde seyrederken Talas Belediyesi Şantiyesine dönmek için yolun sağ tarafından sol taraf orta ayırıcıya doğru manevra yapan davalı sürücü … idaresindeki … plaka sayılı beton mikseri kamyonun sol arka lastik kısmına çarptığı dava konusu trafik kazası meydana gelmiştir. Davacı sürücü … ; idaresindeki otomobille yolun olay yeri kesimine yaklaşımda, sağ tarafta beklediğini gördüğü kamyona karşı müteyakkız davranmayıp ikazda bulunmamakla, mahalden geçişi esnasında bulunduğu sağ taraftan sola doğru yaptığı manevrayla şeridinde önünü kapatmakla seyir durumunu bozan şoför … idaresindeki bu kamyonun sol arka lastik kısmına uygulamakta geciktiği fren tedbiriyle çarptığı olayda dikkat ve özen yükümlülüklerine aykırı davranmakla %15(yüzdeonbeş) oranında kusurlu görülmüştür. Davalı şoför … ; idaresindeki kamyonla hız limitinin yüksek olduğu meskun mahal sınırları dışındaki yolun olay yeri kesimindeki kavşaktan sol tarafa dönüş manevrasını, diğer araçlara nazaran manevra için daha fazla zamana ihtiyacı olduğu kullandığı aracın teknik özelliğini gözetip yolun trafikten arındığı en güvenli anı bekleyerek yapması gerekirken anılan hususun aksine davranarak, yolun sağından sol tarafına doğru yaptığı kontrolsüzce manevra nedeniyle şeridinde önünü kapatmakla seyir durumunu bozduğu sol şeridi takiben doğru seyirle kavşağa giren geçiş hakkına sahip davacı sürücü … idaresindeki otomobilin aracının sol arka lastik kısmına çarpmasına sebebiyet verdiği olayda dikkatsiz, tedbirsiz ve kurallara aykırı bu hareketleriyle %85(yüzdeseksenbeş) oranında kusurludur.Dosya kapsamına göre kazaya karışan … plakalı aracın kaza tarihinde zorunlu mali sorumluluk sigortasının bulunmaması nedeniyle davalı … 5684 sayılı Sigortacılık Kanunu’nun 14/2-b maddesi ve … Yönetmeliği’nin 9/1-b maddesi sorumlu olduğu anlaşılmıştır.Davacı tarafça dava açılmadan önce davalı … başvurulduğu ve davalı tarafından maluliyet raporunun eksik olduğu gerekçesiyle ödeme yapılamayacağı yönünde 18/07/2019 tarihinde cevap verildiği bu haliyle 2918 sayılı KTK md. 97 kapsamında başvuru şartının yerine getirildiği anlaşıldığından, davalının KTK md. 97’deki başvuru şartı yerine getirilmeden dava açıldığı yönündeki istinaf itirazı haklı bulunmamıştır.Davalı … , kazaya karışan … plakalı aracın trafik sigortası olmadığı için 5684 sayılı Sigortacılık Kanunu’nun 14/2-b maddesi ve Güvence Hesabı Yönetmeliği’nin 9/1-b maddesi uyarınca sigorta şirketi gibi sorumlu olduğundan 2918 sayılı KTK’nun 99/1. maddesi ile ZMSS Genel Şartları’nın B.2. maddesi uyarınca, rizikonun ihbar edildiği tarihten itibaren 8 iş günü içinde tazminatı ödeme yükümlülüğü bulunmaktadır. Bu sürenin sonunda ödememe halinde temerrüdün gerçekleştiği ve davalının temerrüt faizinden sorumlu olduğunun kabulü gerekir. Somut olayda; her ne kadar davacılar vekili 12.07.2019 tarihinde davalı … başvurmuş ise de, bu başvuruda maluliyet raporunun eksik olduğu görüldüğünden, anılan tarihin temerrüt belirlemesinde etkisi yoktur. Davacı tarafın davaya konu edilen maddi zararlarının ödenmesini sağlamak amacıyla, 09.07.2019 tarihinde arabuluculuk yoluna başvurduğu, Arabuluculuk Bürosu’nun 26.07.2019 tarihli son tutanağı ile tarafların anlaşamadığının ve arabuluculuk sürecinin sona erdiğinin kayıt altına alındığı görülmektedir. Alternatif başvuru yolu olan arabulucuya başvurulması ile davalının davaya konu edilen maddi zararlar bakımından temerrüde düştüğünün kabulü gerektiğinden, davalı … temerrüt tarihinin hatalı olduğu yönündeki istinaf itirazı yerinde bulunmamıştır. (Yargıtay 4. Hukuk Dairesi’nin E:2021/18933, K:2021/4438 sayılı kararında da aynı yönde kabul ve açıklamalara yer verilmiştir.)Maluliyete ilişkin alınacak raporlar 11/10/2008 tarihinden önce Sosyal Sigorta Sağlık İşlemleri Tüzüğü, 11/10/2008 tarihi ile 01/09/2013 tarihleri arasında Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmelik’i, 01/09/2013 tarihi ile 01/06/2015 tarihleri arasında sonrada Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmelik’i, 01/06/2015 tarihi ile 20/02/2019 tarihleri arasında Özürlülük Ölçütü Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik hükümlerine, 20/02/2019 tarihinden sonra da Erişkinler için Engellilik Değerlendirmesi Hakkında Yönetmelik hükümlerine uygun olarak düzenlenmesi gerekir. (Yargıtay 4. Hukuk Dairesi’nin E:2021/11777, K:2022/4888 sayılı ve Yargıtay 4. Hukuk Dairesi’nin E:2021/12597, K:2022/4965 sayılı kararları da aynı yöndedir.) Somut olayımızda kaza 05/03/2019 tarihinde gerçekleştiğinden mahkemece 20/02/2019 tarihinden sonra uygulanması gereken Erişkinler için Engellilik Değerlendirmesi Hakkında Yönetmelik hükümlerine göre hazırlanan maluliyet raporlarını hükme esas alarak karar verilmesi doğrudur. Dolayısıyla davalının maluliyet oranı ve uygulanan yönetmeliğin hatalı olduğu kapsamındaki istinaf itirazlarının da reddedilmesi gerektiği kanaatine varılmıştır.Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin E:2020/8835, K:2021/2355 sayılı kararındaki açıklamalar da nazara alındığında; davacılar için, TRH 2010 Tablosu’na göre muhtemel bakiye ömrün belirlenmesi ve bilinmeyen/işleyecek devre hesabı yapılırken, bilinen son gelirin her yıl için % 10 artırılıp % 10 iskonto edilmesi yönteminin kullanılması doğru olup davalı … ‘nın %1,8 teknik faiz uygulanarak tazminatın hesaplanması gerektiği yönündeki istinaf itirazı haklı bulunmamıştır.Dosya kapsamında bulunan … Sosyal Güvenlik Müdürlüğü’nün 09/08/2019 tarihli yazı cevabında, davacılara geçici iş göremezlik ödemesi yapılmadığı bildirildiğinden bu yönüyle eksik araştırmayla karar verildiği şeklindeki davalı … istinaf itirazı da haklı bulunmamıştır.Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin E:2015/7677, K:2015/10693 sayılı kararında da belirtildiği üzere davalı … , bedensel zararlardan sorumlu iken ve … hakkında düzenlenen hükümlerde hesabın geçici iş göremezlik tazminatından sorumlu olmadığı yönünde bir hüküm bulunmamasına göre geçici iş görememezlik zararının ve SGK tarafından karşılanmayan tedavi giderlerinin … teminatının kapsamında kaldığı yönündeki ilk derece mahkemesi kararı doğru olup aksi yöndeki davalı istinaf itirazı yerinde bulunmamıştır. Öte yandan KTK’nın 6704 sayılı Yasayla değişik 90, 92, 93, 97 ve 99. maddelerinin kimi yönlerden Anayasanın bir kısım hükümlerine aykırılık oluşturacağından bahisle yapılan itiraz başvuruları üzerine, 09/10/2020 günlü ve 31269 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Anayasa Mahkemesinin 17/07/2020 tarih, 2019/40 esas ve 2020/40 karar sayılı ilamında; 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 14/04/2016 tarihli ve 6704 sayılı Yasası’nın 3. maddesiyle değiştirilen 90. maddesinin birinci fıkrasında yer alan “… ve bu Kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda ..” ibaresi ile ikinci cümlesinde yer alan “… ve genel şartlarda…” ibaresinin; aynı Kanunun 92’nci maddesine 6704 sayılı Yasa’nın 4. maddesiyle eklenen “i” bendinin; Anayasaya aykırı olduğundan iptaline karar verilmiştir. Bu nedenle, davalının sorumluluğunun kapsamının 26.04.2016 tarihinde yürürlüğe giren Karayolları Trafik Kanunu’nun 90. maddesinde yapılan değişiklikle Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk (Trafik) Sigortası Genel Şartları’na göre belirleneceği söylenemez. Dolayısıyla da 01.06.2015 tarihinde yürürlüğe giren Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk (Trafik) Sigortası Genel Şartları A.5. maddesinin (b) bendine göre geçici iş göremezlik tazminatından Sosyal Güvenlik Kurumunun sorumlu olacağı düzenlemesinin de olayımızda uygulanma imkanı kalmayıp geçici iş göremezlik tazminatından ve SGK tarafından karşılanmayan tedavi giderlerinden davalının sorumlu tutulması doğrudur.Kazaya karışan … plakalı aracın kaza tarihinde zorunlu mali sorumluluk sigortasının bulunmaması nedeniyle davalı … sorumlu olduğu ve davacı … ‘ın kazaya karışan diğer araç olan … plaka sayılı araçta yolcu olarak bulunduğu anlaşıldığına göre davalı … bakımından hatır taşıması indiriminin uygulanması mümkün değildir. Dolayısıyla bu yöndeki davalı istinaf itirazının da yerinde olmadığı anlaşılmıştır.Kaza tespit tutanağında davacı sürücü … ‘un emniyet kemeri takıp takmadığının tespit edilmediği yazılıdır. Zira tutanaktaki belirsiz anlamına gelen 7 numaralı seçenek işaretlidir. Davacı sürücü … ‘un nizamlara aykırı ve kendi can emniyetini tehlikeye atacak şekilde emniyet kemeri takmadan yolculuk yaptığı hususunda yeterli somut delile rastlanmadığı, davalı tarafça da bu yönde herhangi bir delilin dosyaya sunulmadığı anlaşılmaktadır. Bu haliyle, davacı tarafın emniyet kemeri takmadığı ve nedenle müterafik kusurunun bulunduğu yönündeki davalı taraf iddiasının ispatlanamadığı anlaşıldığından, müterafik kusur indirimi yapılması gerektiği yönündeki davalı taraf istinaf itirazı haklı bulunmamıştır.6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-1 maddesinde belirtilen koşulların varlığı halinde, incelenen ilk derece mahkemesine ait dava dosyasındaki kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğunun anlaşılması durumunda istinaf incelemesi sırasında istinaf talebinin esastan reddine karar verileceği düzenlenmiştir. Bu durum istinaf incelemesi sırasında duruşma yapılmadan karar verilebilecek haller kapsamında yer almaktadır.Hal böyle olunca yukarıda açıklanan nedenler ve tüm dosya içeriğine göre; istinaf başvurusunda bulunanın sıfatı ve istinaf nedenleriyle sınırlı olarak yapılan inceleme üzerine; ilk derece mahkemesince taraflarca gösterilen delillerin toplanmasında, değerlendirilmesinde esas ve usul bakımından hukuka aykırılık bulunmadığı, davalı … vekilinin tüm istinaf nedenleri yerinde görülmediğinden 6100 sayılı HMK’nun 353/1. fıkrası (b-1) bendi uyarınca istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin karar verilmesi gerektiği anlaşılarak aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : (Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere)
1-) Davalı … ‘nın istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-) Alınması gereken 2.971,18-TL istinaf karar ve ilam harcından istinaf başvurusu sırasında peşin alınan 743,70 TL’nin mahsubu ile bakiye 2.227,48 TL’nin davalı … ‘ndan alınarak Hazineye gelir kaydına, davalı … tarafından yatırılan istinaf kanun yoluna başvuru harcının da Hazineye gelir kaydına,
3-) İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından AAÜT md. 2/2 uyarınca vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
4-) Davalı … tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin bu davalı üzerinde bırakılmasına,
5-) Davalı … tarafından istinaf yargılaması bakımından yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının, karar kesinleştiğinde, HMK’nun 333. maddesi, Yönetmeliğin 207/1. maddesi ve HMK Gider Avansı Tarifesi’nin 5. maddesi hükümlerine göre yatırana İADESİNE,
6-) Kararın kesin olması nedeniyle taraflara tebliği ve gider avansı iadesi işlemlerinin 6100 sayılı HMK md. 302/5 ve 359/3 uyarınca ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dair; tarafların yokluğunda, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu md. 353/1-b-1 uyarınca dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca uyuşmazlık miktarı itibariyle Yargıtay’da temyiz yolu kapalı (KESİN) olmak üzere oybirliği ile karar verildi.23.06.2023