Emsal Mahkeme Kararı Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2022/2104 E. 2023/1197 K. 15.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
KAYSERİ
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/2104
KARAR NO: 2023/1197
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: KAYSERİ 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 15/06/2022
NUMARASI: 2021/792 Esas, 2022/505 Karar
DAVANIN KONUSU: Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 18.11.2021
İSTİNAF KARARININ
VERİLDİĞİ TARİH: 15.06.2023
YAZILDIĞI TARİH: 15.06.2023
Kayseri 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2021/792 Esas 2022/505 Karar sayılı kararına karşı davalı … A.Ş. vekilinin istinaf başvurusu nedeniyle Dairemize gönderilmiş olmakla inceleme aşamasında dosyadaki tüm bilgi ve belgeler incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLÜP GÖRÜŞÜLDÜ:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Karayolları 6. Bölge Müdürlüğü yol ağında bulunan 805-02 Kontrol kesim nolu … yolunun Km: … mevkiinde 01.07.2021 tarihinde sürücü … sevk ve idaresindeki ve mülkiyeti aynı kişiye ait, … A.Ş tarafından sigortalı olan … plakalı aracın idareye ait ekipmanlara çarparak zarar vermiş ve 32.405,00 TL idare aleyhine maddi hasar meydana getirmiş olduğunu, idare ekiplerince yerinde yapılan inceleme neticesinde meydana gelen hasarın tutanak altına alınmış olduğunu, söz konusu meydana gelen zararın miktarı davacı idare personeli tarafından icmal tablosunda hesaplanarak bulunduğunu, arabuluculuğa başvurulmasına rağmen sonuç alınamadığını, meydana gelen kaza neticesinde trafik ekiplerinde görevli polis memurlarınca trafik kazası tespit tutanağı tutulduğunu, kaza tespit tutanağına göre kazanın araç sürücüsünün 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 56/1-a maddesinde belirtilen şerit izleme ve değiştirme kurallarına uymamak yükümlülüğünü yerine getirmemesinden kaynaklandığı belirtildiğini, meydana gelen olayda araç sahibi Karayolları Trafik Kanunu gereği bu zarardan kusursuz olarak sorumlu olduğunu, davalı tarafın %100 oranında kusurlu olmadığı tespit edilse dahi 2918 sayılı Karayolları Trafik Yasası’nın 88. maddesi gereğince bir üçüncü kişinin uğradığı zarardan dolayı birden fazla kişi tazminatla yükümlü bulunuyorsa bunların müteselsil alarak sorumlu olacaklarının düzenlendiğini, Borçlar Kanunu’nun 163. maddesi gereğince ise davacıya istediği borçluya başvurma hakkı tanındığını, bahsi geçen yasa doğrultusunda davalı tarafların meydana gelen kamu zararının tamamından sorumlu tutulması gerektiğini, (17. HD. E.2014719698, K.2014/14153) kamu zararının ödenmesi hususunda davalı taraflara ihtar yapılmasına rağmen, bugüne kadar herhangi bir ödeme yapılmamış olduğunu, bu nedenle hasar bedelinin zarar tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ve dava konusu zararla ilgili olarak … plakalı araç kaydına, üçüncü kişilere devir ve teslimini önlemek için karar kesinleşene kadar mahkemece tedbir konulmasını ve fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, 32.405,00 TL hasar bedelinin kaza tarihinden sigorta şirketi yönünden ise temerrüde düşme tarihinden, itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı sigorta vekili cevap dilekçesinde özetle; zorunlu mali mesuliyet sigortasının kamu zararlarından sorumlu olmadığını, bu nedenle husumet itirazları olduğunu, mahkeme aksi kanaatte ise; kaza günü bariyer yapım çalışması olup olmadığı, çalışma var ise uygulamada idarelerin zorunlu olarak yaptırdığı montaj sigorta poliçesi yahut all risk sigorta poliçesinin olup olmadığı tespit edilmesi gerektiğini, eğer böyle bir durum var ve bu çalışmadan kaynaklı gerekli tedbirlerin alınmaması nedeniyle kaza gerçekleşmiş ise bu durumda da trafik sigorta poliçesinden kaynaklı sorumluluk doğmayacak olduğunu, başvuru (dava) şartı usulüne uygun şekilde yerine getirilmemiş ve davalı temerrüte düşürülmemiş olduğunu, bu nedenle davanın usulden reddini talep ettiklerini, davacı taraf, davalı sigorta şirketine başvuru yaparken ZMMS Genel Şartları Ek-6 gereğince tüm evrakları iletmediğinden; usulüne uygun başvurudan, dolayısıyla dava şartının yerine getirildiğinden ve davalı şirketin temerrüde düştüğünden bahsetmek mümkün olmadığını, bu nedenle dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine karar verilmesi gerektiğini, aksi takdirde haksız ve hukuka aykırı davanın esastan reddine karar verilmesi gerektiğini, davanın kabulü halinde dahi; dava açılmasına sebebiyet vermedikleri kabul edilerek, (usulüne uygun başvuru olmadığından) davalı şirket aleyhine faize, yargılama gideri ve vekalet ücretine hükmedilmemesi gerektiğini, davalı şirketin herhangi bir sorumluluğu bulunmadığından davanın reddini aksi takdirde dosyanın Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesi’ne gönderilerek kusur oranının tespit edilmesini talep ettiklerini, davalı şirket tarafından sigortalanan … plakalı aracın sürücüsü …, somut olayda tüm trafik kurallarına uygun davranmış olup kusurlu olduğu şeklindeki iddiasını kabul etmediğini, tek taraflı gerçekleşen kazada, her ne kadar kaza tespit tutanağında sürücünün şerit izleme kuralına aykırı davranması ile kazanın gerçekleştiği yazılsa da sürücünün böyle bir ihlali olmamış olduğunu, (kaza tek taraflı olduğundan) bu yönde bir iddia ve somut delil de bulunmadığını, kaza tespit tutanağında adeta prosedür gereği kusur atfedilmeye çalışıldığını, tutanak da sürücünün imzası da olmadığını, kaldı ki; hatalı şerit izlenmesi sonucu bariyere çarpılması arasında illiyet bağı da bulunmadığını, bu nedenle kazanın sürücünün hatalı şerit izlemesi ile gerçekleştiğinden bahsedilmesi mümkün olmadığını, davalı şirket, sigortalı araç sürücüsünün kusur oranında sorumlu olup, ne sürücünün ne de davalının kusursuz sorumluluğunun bulunmadığını, bu nedenle taraflarına tebliğ edilmeyen delillere karşı beyanda bulunma ve delil sunma haklarını saklı tutuklarını beliterek haksız ve hukuka aykırı davanın öncelikle dava şartı yokluğundan usulden reddini aksi takdirde esastan reddini, davanın kabulü halinde ise; dava açılmasına sebebiyet verilmediğinden, davalı şirket aleyhine faize, yargılama gideri ve vekalet ücretine hükmedilmemesini, kabul anlamına gelmemekle birlikte faize hükmedilmesi halinde, mahkeme aşamasında gerekli tüm evrakların davalı şirkete tebliği tarihinden 8 iş günü sonrasından itibaren aksi takdirde “dava dilekçesinde yazılı miktar yönünden dava tarihinden, ıslahla artırılan miktar yönünden ise ıslah tarihinden itibaren” yasal faize hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ
İlk derece mahkemesince; her ne kadar davalı tarafça davanın reddine karar verilmesi talep edilmiş ise de, 01/07/2021 tarihinde … plakalı aracın meydana getirdiği kaza nedeni ile davacıya ait ekipmanlara zarar verildiği iddiası nedeni ile davacı tarafça tespit edilen zararın gerçek zarar ile uyumlu olup olmadığının belirlenmesi için 25/03/2022 tarihli bilirkişi raporu alındığı ve raporda tespit edilen bedelin davacı kurum çalışanlarının düzenlediği zarara ilişkin tutanak miktarı ile uyumlu olduğu anlaşılarak bilirkişi raporuna itibar edilmiş ve davalı sigorta şirketinin zarara sebep olan aracın dava tarihinde geçerli ZMMS poliçesini düzenlemekle ve davalı …’ın ise araç sahibi ve sürücüsü olmakla zarardan sorumlu olduğu anlaşılmış ve davanın kabulü ile, 32.405,00 TL hasar bedelinin davalı …’tan olay tarihi olan 01/07/2021 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte, davalı sigorta şirketinden temerrüt tarihi olan 27/07/2021 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine dair karar verildiği anlaşılmıştır.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
Davalı … A.Ş. vekili istinaf dilekçesinde özetle; ilk derece mahkemesince verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, Zorunlu Mali Mesuliyet Sigortasının kamu zararlarından sorumlu olmadığını, bu nedenle müvekkili şirket yönünden davanın reddi gerekirken davanın kabulüne karar verilmesinin hatalı olduğunu, hesap raporunda 32.404,91-TL tazminat hesaplanmış iken 32.405,00 TL tazminata hükmedilmesinin hatalı olduğunu, her ne kadar yargılama giderinden arabuluculuk ücretinden davalıların müşterek ve müteselsilen sorumlu olduğuna yönelik hüküm oluşturulmuş ise de; diğer davalı …’ın Arabuluculuk görüşmelerine katılmadığını, 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-11 maddesi gereğince yargılama giderlerinden yalnızca diğer davalı …’ın sorumlu olduğunu, bu hususun dikkate alınmadan müvekkili şirket yönünden de yargılama giderlerine hükmedilmesinin hatalı olduğunu, kusur ve hesap raporunun hatalı olduğunu, bu nedenle hükmün de hatalı olduğunu, davacı tarafın dava açmadan müvekkili sigorta şirketine usulüne uygun başvuru yapmadığını, bu nedenle davanın reddi gerektiğini, dava şartı yokluğundan davanın reddine karar verilmeyerek davanın kabul edilmesi, dava açılmasına sebebiyet verilmediği, temerrüde düşülmediği dikkate alınmadan müvekkili şirket aleyhine faize, yargılama gideri ve vekalet ücretine hükmedilmesinin hatalı olduğunu, bu nedenlerle tehir-i icra talebinin kabulüne, ilk derece mahkemesince verilen kararın kaldırılarak davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dairemizce, HMK’nın 355. maddesi kapsamında istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle bağlı olarak ve kamu düzenine ilişkin hususlar resen dikkate alınmak suretiyle yapılan incelemede; Dava, zorunlu mali mesuliyet trafik sigortacısı tarafından, kazada zarar gören 3. kişilere ödenen tazminatın, sigortalıdan rücuen tahsili istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince Makina Yüksek Mühendisi ve Dr. Öğretim Üyesi …’dan alınan raporda, kazanın sürücü … sevk ve idaresindeki … plakalı aracı ile …’dan … istikametine seyir halindeyken kaza yeri … Karayolu Km 72+300’e geldiği esnada direksiyon hakimiyetini kaybetmesiyle orta refüjdeki çelik bariyerlere aracının sol ön köşe lastik kısımlarıyla çarpıp, bariyere 52 mt hasar vermesiyle maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiği, bu kazanın oluşumunda sürücü …’ın 2918 sayılı KTK’nun 52/1-b ve 56/1-a kurallarını ihlal ettiği, böylece tam kusurlu olduğu anlaşılmıştır. Yine bilirkişi aynı raporda bu kaza nedeniyle oluşan kamu zararının 32.404,91 TL olduğunu belirlemiştir.
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 91/1. maddesinde, “İşletenlerin, bu kanunun 85/1. maddesine göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası yaptırmaları zorunludur.”; 85/1 maddesinde, “Bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüsün ünvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen biletle işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar.”; 85/son maddesinde ise, “İşleten ve araç işleticisi teşebbüsün sahibi, aracın sürücüsünün veya aracın kullanılmasına katılan yardımcı kişilerin kusurundan kendi kusuru gibi sorumludur.” hükümlerine yer verilmiş, Karayolları Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarının A-1. maddesinde de, “Sigortacı bu poliçede tanımlanan motorlu aracın işletilmesi sırasında bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına sebebiyet vermesinden dolayı 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’na göre işletene düşen hukuki sorumluluğu, zorunlu sigorta limitlerine kadar temin eder.” şeklinde ifade edilmiştir.Bu durumda davalı sigorta şirketinin kamu zararının ZMMS Kapsamı dışında kaldığı yönündeki istinaf sebebi yerinde görülmemiştir. Yine arabuluculuk ücreti yönünden de davalı sigorta şirketi yargılama giderleri kapsamında sorumlu olduğundan bu hususa ilişkin istinaf talebi de yerinde değildir. Somut olayda, davacı vekilince, 18.11.2021 tarihli dava dilekçesiyle fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak koşuluyla 32.405,00 TL hasar bedelinin kaza tarihinden (sigorta şirketi yönünden ise temerrüde düşme tarihinden) itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan tahsili talep edildiği, 25.08.2022 tarihli bilirkişi raporunda davacının zararının 32.404,91 TL olduğunun belirtildiği, ilk derece mahkemesince hükme esas alınan bilirkişi raporuna göre 32.404,91 TL hasar bedeline hükmedilmesi gerekirken 32.405,00 TL hasar bedeline hükmedilmesi doğru bulunmamıştır. Dolayısıyla davalı … A.Ş.’nin bu hususa ilişkin istinaf başvurusu yerinde görülmüştür.
İlk derece mahkemesi kararının HMK’nın 353/1-b/2. maddesi gereğince kaldırılarak, 32.404,91 TL hasar bedelinin davalı …’tan olay tarihi olan 01/07/2021 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte, davalı sigorta şirketinden temerrüt tarihi olan 27/07/2021 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesi yönünde düzeltilmesi gerektiği görülmüştür.İlk derece mahkemesi kararında hasar bedeli talebi yönünden gerekli düzeltmelerin yapılması amacıyla davalı … A.Ş. vekilinin istinaf başvuruları kabul edilip 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-b-2 maddesi uyarınca ilk derece mahkemesinin kararı kaldırılarak Dairemizce duruşma açılmaksızın yeniden esas hakkında karar verilmesi gerektiği sonuç ve kanaatine varılarak aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan gerekçelerle;
A-Davalı … A.Ş. vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ İLE,
Kayseri 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2021/792 Esas 2022/505 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA ve hükmün HMK’nın 353/1-b-2 maddesi gereğince YENİDEN TESİSİNE,
” 1-) Davanın KABULÜ ile, 32.404,91 TL hasar bedelinin davalı …’tan olay tarihi olan 01/07/2021 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte, davalı sigorta şirketinden temerrüt tarihi olan 27/07/2021 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine,
2-) Alınması gereken 2.213,57 TL nispi karar ve ilam harcının davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
3-) Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. gereğince hesaplanan 5.100,00 TL maktu vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine,
4-) Davalı … A.Ş. kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. gereğince reddolunan hasar bedeli yönünden hesaplanan 0.09-TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalı … A.Ş.’ye verilmesine,
5-) Davacı tarafından yargılama boyunca yapılan, 122,40 TL tebligat ücreti, 30,10 TL müzekkere ve posta ücreti, 850,00 TL bilirkişi ücreti toplamı olan 1.002,5‬0 TL yargılama giderinden davanın kabul/red oranına göre hesap edilen 1.002,39 TL’nin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, kalan kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
6-) Artan gider avansı olması halinde karar kesinleştiğinde resen harcanmayan gider avansının davacıya iadesine,
7-) 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/A-11-13. maddesi uyarınca ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği Tarife hükümleri uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.360,00-TL arabuluculuk ücretinden (yargılama gideri) davanın kabul/red oranına göre hesap edilen 1359,86 TL’nin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile HAZİNEYE GELİR KAYDINA, 0,14 TL’nin ise davacıdan tahsili ile HAZİNE’YE GELİR KAYDINA,”
B-Davalı … A.Ş. vekilinin istinaf başvurusu kabul edilmiş olmakla;
1-) İstinaf karar harcının talep halinde davalı … A.Ş.’ye iadesine,
2-)İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
3-) Davalı … A.Ş. tarafından yatırılan 220,70-TL istinaf kanun yoluna başvurma harcı ve 86,00 TL posta ücreti olmak üzere toplam 306,70-TL’nin davacıdan alınarak davalı … A.Ş. verilmesine,
4-)Davalı tarafından istinaf yargılaması bakımından yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının, HMK’nun 333. maddesi, Yönetmeliğin 207/1. maddesi ve HMK Gider Avansı Tarifesi’nin 5. maddesi hükümlerine göre yatırana iadesine,
5-)Kararın kesin olması nedeniyle taraflara tebliği, harç ve avans iadesi işlemlerinin HMK md. 302/5 ve 359/3 uyarınca ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dair; tarafların yokluğunda, Hukuk Muhakemeleri Kanunu md. 353/1-b/2. maddesi uyarınca dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca KESİN olmak üzere oybirliği ile karar verildi.