Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.
T. C.
KAYSERİ
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/2061
KARAR NO: 2023/1251
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: KAYSERİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 30/05/2022
NUMARASI: 2022/280 Esas 2022/412 Karar
DAVA: Tazminat (Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
İSTİNAF KARARININ
VERİLDİĞİ TARİH:22/06/2023
YAZILDIĞI TARİH:22/06/2023
Kayseri 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2022/280 Esas 2022/412 Karar sayılı ilamı davacı vekili ve davalı vekili tarafından istinaf incelemesi için Dairemize gönderilmekle inceleme aşamasında dosyadaki tüm bilgi ve belgeler incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLÜP GÖRÜŞÜLDÜ:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı sürücü … ‘ın sevk ve idaresindeki … plaka sayılı araç ile … Caddesi’ni takiben … Bulvarı istikametine seyir halinde iken; … Bulvarı … Cadde Kavşağı istikametine seyir halinde olan dava dışı sürücü … ‘ın sevk ve idaresindeki, davalı sigorta şirketi nezdinde ZMMS poliçesi ile sigortalı olan … plaka sayılı araç ile müvekkilin kullandığı araca çarpması sonucu yaralamalı ve maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiğini, işbu kazada davacı müvekkilinin ağır şekilde yaralandığını, geçici ve kalıcı işgöremezliğe maruz kaldığını, bu sebeple bakıma ihtiyacı olduğunu, davaya konu trafik kazasının oluşumunda davacı müvekkilin hiçbir kusuru bulunmadığını, kaza tespit tutanağı ve sair belgelerdeki aleyhe tespit ve değerlendirmeleri kabul etmediklerini, müvekkilinin sol köprücük kemiğinde ve çenesinde kemik kırığı oluşduğunu, dalağının parçalandığını ve kaburgasında kemik kırıkları oluştuğunu, vücudunun çeşitli yerlerinde kırıklar, çatlaklar ve yaralanmalar meydana geldiğini, trafik kazası sebebiyle ciddi şekilde yaralanan müvekkilinin geçici ve kalıcı işgöremezliğe maruz kaldığını, bununla birlikte müvekkilinin dava konusu trafik kazası nedeni ile günlük ihtiyaçlarını dahi tek başına yerine getiremez ve öz bakımını karşılayamaz hale geldiğini, trafik kazası sebebiyle Kayseri 12. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 2017/537 Esas sayılı dosyası ile yargılama yapılmaya devam edildiği, işbu kazada müvekkili … ’ın ağır şekilde yaralanması, geçici ve kalıcı işgöremezliğe maruz kalması sebebiyle uğramış olduğu zararın tazmini için gerekli bilgi, belge ve evraklarla birlikte davalı … Anonim Şirketi’ne başvuruda bulunulduğunu, sigorta şirketi tarafından yasal süresi içerisinde herhangi bir ödeme yapılmadığı gibi cevap dahi verilmediğini, HMK’nun 107/2. maddesi uyarınca belirsiz alacak davası açtıklarını belirterek dava konusu trafik kazasına kusuru ile sebebiyet veren … plaka sayılı aracın kaza tarihi itibariyle … nolu Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk (Trafik) Sigorta Poliçesi uyarınca sigortacısı olup müvekkilin dava konusu kazada yaralanması, maruz kaldığı geçici ve kalıcı iş göremezlik nedeniyle; kalıcı iş göremezlik bedeli olarak şimdilik 100,00-TL, geçici iş göremezlik bedeli olarak şimdilik 3.800,00-TL, bakıcı gideri tazminatı olarak şimdilik 100,00-TL olmak üzere toplam 4.000,00-TL’nın kaza tarihi olan 25/11/2016 tarihinden itibaren işleyecek değişen oranlarda avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiliyle müvekkiline ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; kazaya karışan … plakalı aracın müvekkili şirket nezdinde 10/08/2016-10/08/2017 vade tarihli 18000010 nolu ZMMS poliçesi ile sigortalı olduğunu, müvekkilinin ancak üçüncü kişinin maruz kaldığı gerçek zarar miktarından poliçe limitiyle sınırlı olarak tazminle sorumlu olduğunu, müvekkilinin tedavi giderleri ve bakıcı giderleriyle ilgili sorumluluğunun bulunmadığını, müvekkili şirketin temerrüde düşürülmediğini ve bu sebeple davacının ancak dava tarihinden itibaren yasal faiz talep edebileceğini beyan ederek davanın reddini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; “…Davacı … ‘ın kalıcı iş göremezlik zararına ilişkin maddi tazminat davasının KISMEN KABULÜ ile; 91.634,48-TL maddi tazminatın ZMMS poliçesi teminat limiti ile sınırlı sorumlu olması koşulu ile temerrüt tarihi olan 16/01/2017 tarihinden itibaren işleyecek değişen oranlarda yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, davacının kalıcı iş göremezlik tazminatına yönelik fazlaya ilişkin istemlerinin ve hükmedilen tazminata trafik kaza tarihinden itibaren faiz işletilmesine yönelik istemin REDDİNE, davacının geçici iş göremezlik zararı ve bakıcı gideri zararına yönelik maddi tazminat isteminin REDDİNE,” şeklinde karar verildiği görülmüştür.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; müvekkili davacının dava konusu trafik kazası sonucu, kalıcı ve geçici iş göremezliği nedeniyle uğradığı maddi zararlardan, davalı sigorta şirketi poliçe teminatı kapsamında sorumlu olduğunu, bu sebeple söz konusu zararın davalı yandan (teminat limitleriyle sınırlı olmak üzere) tahsili ile müvekkili başvurana ödenmesi gerektiğini, itiraza konu karar verilirken dayanılan 28.04.2022 tarihli bilirkişi ek raporunda hesaplama yapılırken; dosyanın karara çıkacağı tarih gözetilerek hesaplama yapılmadığını, rapordaki asgari ücret tablosunda da görüleceği üzere en son 2021 dönemine ait asgari ücret hesaplamaya alındığını, karar verirken dayanılan raporun bu nedenle kamu düzenine aykırı olduğundan ve itirazları dikkate alınmaksızın işbu rapora göre hüküm kurulmuş olduğundan istinafa konu kararın da usule ve yasaya aykırı olduğunu, hükme esas alınacak bilirkişi raporunun karar tarihine en yakın tarihli verilerin nazara alınarak düzenlenmiş olması gerektiğini, istinafa konu kararın dayanağı ek bilirkişi raporunun 28.04.2022 tarihli olduğu ve karara hükmedilen tarihin 2022 olduğu gözetildiğinde 2021 asgari ücret verilerine göre işlem yapılmasının açıkça hukuka ve hakkaniyete aykırı olduğunu, bu nedenle en son asgari ücret verilerine göre ek rapor düzenlenmek üzere dosyanın bilirkişiye tevdii edilerek gelen rapora göre karar verilmesi gerekmekteyken yazılı şekilde hüküm kurulmuş olmasının hukuka aykırı olduğunu, hükme esas alınacak bilirkişi raporunda maddi tazminat hesapları yapılırken en son bilinen ücret unsurlarının hesaplamada gözetilmesi ve hüküm gününe en yakın güne kadar yürürlüğe giren tüm asgari ücretlerin uygulanması gerektiğini, daha önce bir veya birkaç hesap raporu verilmiş olsa bile, dava bitinceye kadar yürürlüğe giren asgari ücretler için yeniden ek rapor alınması, kararın kaldırılması halinde yeniden yapılacak hesaplamalarda da en güncel asgari ücret verilerinin esas alınmasının zorunlu olduğunu, asgari ücretin kamu düzeni ile ilgili olduğundan, işbu hususun davanın her aşamasında gözetilmesi gerektiğini, mahkemece asgari ücret değişiklikleri dikkate alınarak dosya yeniden aktüer bilirkişiye verilip işbu rapora göre hüküm kurulmalıyken; kısa kararda, Kayseri BAM 3. HD’nin 2021/1406 E. -2022/455 K. Sayılı 24.03.2022 tarihli kararının 5. sayfasının ilk paragrafının “önceki aktüer rapor tarihindeki rakamsal veriler esas alınarak (tazminata esas alınan gelir, esas alınan asgari ücret yılı, işlemiş/işleyecek dönem için 2021 yılının esas alınması) aynı aktüer bilirkişiden ek rapor alınması” şeklinde olduğundan bahisle güncel asgari ücret verilerinin hüküm kurulurken dikkate alınmayışı ve bu yöndeki talebinin reddi kararının açıkça hukuka ve hakkaniyete aykırı hale getirdiğini, ayrıca dava konusu kazaya sebebiyet veren … plaka sayılı aracın kamyonet olup, ticari bir araç olduğunu, dava konusu kazaya neden olan aracın ticari bir araç olması nedeniyle dosya kapsamındaki talepleri doğrultusunda hükmedilen tazminat bakımından avans faizinin işletilmesi gerektiğini, karşı yan aracın kamyonet olması nedeniyle hükmedilen tazminat bakımından dosya kapsamındaki talepleri doğrultusunda avans faizine hükmedilmesini talep ettiğini beyan ederek mahkeme kararının davalı aleyhine kaldırılarak müvekkili lehine talebi doğrultusunda hüküm kurulmasını talep etmiştir.Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; dosya kapsamında davacıya 59.487,45-TL ödeme yapılmış olup, yapılan ödemenin hüküm kurulurken dikkate alınmamış olmasının hukuka aykırı olduğunu, öncelikle davacı tarafından talep edilebilecek bir tazminat tutarı bulunmadığından davanın reddine karar verilmesinin aksinin kabulünde dahi yapılan ödemelerin faizi ile mahsup edilmesi gerektiğini, sigortalının kusurlu olmadığını ancak aksi kabul halinde dahi müterafik kusur durumunun nazara alınması ve tazminattan indirim yapılması gerektiğini, bilirkişi raporu ile atfedilen %100 kusurun kabulü mümkün olmamakla birlikte aksi kanaatte dahi davacının da kusuru ile kazanın meydana gelmesine ve zarara, zararın artmasına sebebiyet verdiğini, dolayısıyla tüm bu hususların da nazara alınarak müterafik kusur değerlendirmesi yapılması gerektiğini ancak bu konudaki itirazlarına rağmen müterafik kusur indirimi yapılması gerektiğini, müvekkili şirketin ancak ve ancak sigorta poliçe limitleri kapsamında sorumlu olacağını beyan ederek mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE Bölge Adliye Mahkemesince istinaf talebinin değerlendirilerek incelemeye alınabilmesi için Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 352. maddesinde sayılan ön inceleme koşullarının gerçekleşmiş olması zorunludur. Bu maddede sayılan koşullardan birinin mevcut olmaması halinde istinaf başvurusunun usulden reddedilmesi gerekir. Bu şartlar kamu düzeninden olup yargılamanın her aşamasında re’sen dikkate alınmaktadır. İstinaf talebine konu eldeki dosya kapsamı incelendiğinde, Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 352. maddesinde sayılan ön inceleme koşullarında herhangi bir eksiklik bulunmadığı, taraf vekillerinin istinaf başvurusunun ön inceleme bakımından kabul edilebilir olduğu ve inceleme aşamasına geçilmesi gerektiği görülmüştür.
Yukarıda açıklaması yapılan HMK’nın 355. maddesindeki düzenleme gereğince taraf vekillerinin istinaf sebepleri ve kamu düzenine ilişkin hususlar ile bağlı kalınarak ilk derece mahkemesine ait dava dosyası esas bakımından incelendiğinde;Dava, haksız fiilden kaynaklı 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 54. maddesi gereği cismani zarardan doğan maddi tazminat istemine ilişkindir.Somut uyuşmazlıkta, 25/11/2016 tarihinde dava dışı … ‘ın kullandığı … plakalı araç ile davacının sevk ve idaresinde bulunan … plakalı aracın çarpışması neticesinde davacının yaralandığı olayda geçici ve sürekli iş göremezlik tazminatı ile bakıcı gideri bedeli istemine ilişkindir. Davalı … A.Ş. … plakalı aracın zorunlu mali mesuliyet sigorta şirketidir.İlk derece mahkemesinin 05/04/2021 tarih 2017/169 E. 2021/413 K. Sayılı kararı sürekli iş göremezlik tazminatı talebinin kısmen kabulüne, geçici iş göremezlik tazminatı ve bakıcı gideri talebinin reddine dair verilen karara karşı davacı tarafça istinaf yoluna başvurulmuş olup Dairemizin 24/03/2022 tarih 2021/1406 E. 2022/555 K. Sayılı kararı ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmiştir.Dairemizin 24/03/2022 tarihli kaldırma kararında da açıklandığı üzere; Ankara Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesi’nin 28/02/2018 tarihli raporu ve kaza tespit tutanağı içeriği dikkate alınarak davaya konu kazanın meydana gelişinde dava dışı sürücü … ‘ın %100 kusurlu olduğuna dair kabul yerinde görülmüştür. İlk derece mahkemesinin 05/04/2021 tarihli kararına karşı davalı tarafça istinaf yoluna başvurulmadığından davacı lehine oluşan usuli kazanılmış hak gözetilerek davalı sigorta şirketinin müterafik kusura yönelik soyut istinaf sebepleri haklı bulunmamıştır.Somut olayda, Adli Tıp Kurumu 2. İhtisas Kurulu’nun 31/01/2020 tarihli raporu ile davacının Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurul Raporları Hakkında Yönetmelik kapsamında geçici iş göremezliğinin 4 ay oluğu, sürekli iş göremezlik oranının % 5 olduğu ve bakıcı ihtiyacı bulunmadığı belirlenmiş olup, davacı … olay tarihinde 18 yaşından küçük olduğundan davacının gelir getiren bir işte çalışmadığı, dolayısıyla bu müddet boyunca mahrum kaldığı herhangi bir kazancı olmadığından geçici iş göremezlik zararı bulunmadığı tespit edilmiştir.(Yargıtay 4. Hukuk Dairesi’nin 2021/6688 Esas, 2021/10500 Karar Sayılı ilamı)İlk derece mahkemesince kaldırmaya konu 05/04/2021 tarihli hükme, esas alınan aktüer raporunda TRH 2010 Tablosu ve %1,8 teknik faiz uygulanarak hesaplama yapıldığından davacı vekilinin hesaplamaya ilişkin istinaf sebepleri kabul edilerek TRH 2010 Tablosu’na göre yaşam sürelerinin belirlenmesi ve % 1,8 teknik faiz uygulanmadan tazminatın hesaplanması, bilinmeyen/işleyecek devre hesabı yapılırken, bilinen son gelirin her yıl için % 10 artırılıp % 10 iskonto edilmesi yönteminin kullanılması suretiyle yeniden sürekli iş göremezlik tazminatının belirlenmesi gerektiği gerekçesiyle ilk derece mahkemesinin 05/04/2021 tarihli kararının kaldırılmasına karar verilmiştir. Kaldırma kararından sonra yapılan yargılamada TRH 2010 Tablosu ve progresif rant yöntemine göre yapılan hesaplamada önceki aktüer rapor tarihindeki rakamsal veriler esas alınarak (tazminata esas alınan gelir, esas alınan asgari ücret yılı, işlemiş/işleyecek dönem için 2021 yılının esas alınması) aynı aktüer bilirkişiden ek bilirkişi raporu alınarak sürekli iş göremezlik tazminatı 91.634,48-TL olarak hüküm altına alınmıştır. Mahkemenin 30/05/2022 tarihli kararına karşı davacı vekilince istinaf yoluna başvurulmuş ise de emsal nitelikteki Yargıtay 4. Hukuk Dairesi’nin 2021/2781 Esas, 2021/2223 Karar sayılı ilamı gözetilerek hesaplamada usul ve yasaya aykırı bir durum bulunmamaktadır. Her ne kadar davacı vekilince avans faiz talepleri bulunmasına rağmen mahkemece yasal faize hükmedildiği ileri sürülmekte ise de ilk derece mahkemesinin 05/04/2021 tarihli kararına karşı davacı vekilince başvurulan istinaf kapsamında bu yönde bir istinaf sebebi ileri sürülmediği ve davalı lehine usuli kazanılmış hak oluştuğu gözetilerek davacı vekilinin istinaf sebepleri yerinde görülmemiştir.Davalı vekilince mahkemenin 05/04/2021 tarih 2017/169 E. 2021/413 K. Sayılı kararı sonrası icra dosyası kapsamında ödeme yapıldığı ancak yeniden yapılan hesaplamada ödemenin mahsup edilmediğini lieri sürmüş ise de dosya kapsamında davalı vekilinin bu yönde bir beyanı veya ödeme belgesinin bulunmadığı yine istinaf dilekçesi ekinde de ödeme belgesinin bulunmadığı kaldı ki icra dosyası kapsamında yapılan ödemenin infaz aşamasında gözetilmesi geretiği de dikkate alınarak davalı vekilinin aksi yöndeki istinaf sebepleri yerinde görülmemiştir.6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-1 maddesinde belirlenen koşulların varlığı halinde, incelenen ilk derece mahkemesine ait dava dosyasının ve kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğunun anlaşılması durumunda, istinaf incelemesi sırasında istinaf başvurusunun, duruşma açılmaksızın, esastan reddine karar verileceği düzenlenmiştir. Bu haliyle; ilk derece mahkemesi tarafından kurulan hükmün ve yapılan yargılamanın usul ve yasaya, Yargıtay yerleşik içtihatlarına uygun olduğu anlaşıldığından; taraf vekilleri tarafından yapılan istinaf başvurusunun yukarıda ayrıntılı olarak değerlendirilen sebeplerle 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince duruşma yapılmaksızın esastan reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : (Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere)
A-)1-) Davacının istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b/1 maddesi gereğince esastan REDDİNE,
2-) Alınması gereken 179,90-TL istinaf karar harcından peşin alınan 80,70 -TL harcın mahsubu ile eksik kalan 99,20-TL harcın davacıdan alınarak Hazineye irat kaydına,
3-)Davacı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
B-)1-) Davalının istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b/1 maddesi gereğince esastan REDDİNE,
2-) İstinaf başvurusu nedeniyle alınması gereken 6.259,55-TL istinaf karar harcından davalı tarafından başvuru sırasında peşin yatırılan 1.565,00-TL harcın mahsubu ile eksik kalan 4.694,55-TL istinaf karar ve ilam harcının istinaf eden davalıdan alınarak Hazineye irat kaydına,
3-) Davalı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin davalı üzerinde bırakılmasına,
C-) 1-) İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından AAÜT md. 2/2 uyarınca taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
2-) Taraflarca istinaf yargılaması bakımından yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının, HMK’nun 333. maddesi, Yönetmeliğin 207/1. maddesi ve HMK Gider Avansı Tarifesi’nin 5. maddesi hükümlerine göre yatırana İADESİNE,
3-) Kararın kesin olması nedeniyle taraflara tebliği ve gider avansı iadesi işlemlerinin 6100 sayılı HMK md. 302/5 ve 359/3 uyarınca ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dair; tarafların yokluğunda, 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın 362/1 -a maddesi uyarınca KESİN olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 22/06/2023