Emsal Mahkeme Kararı Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2022/1998 E. 2023/1218 K. 16.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
KAYSERİ
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/1998
KARAR NO: 2023/1218
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: KAYSERİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 24/05/2022
NUMARASI: 2019/908 Esas 2022/390 Karar
DAVANIN KONUSU: Ölüm ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat
DAVA TARİHİ: 12/12/2019
İSTİNAF KARARININ
VERİLDİĞİ TARİH: 16/06/2023
YAZILDIĞI TARİH: 16/06/2023
Kayseri 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2019/908 Esas 2022/390 Karar sayılı kararı davacı ve davalı … A.Ş vekili tarafından istinaf incelemesi için dairemize gönderilmekle dosyadaki tüm bilgi ve belgeler incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLÜP GÖRÜŞÜLDÜ:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalılardan … Şti tarafından ZMMS poliçesi ile sigortalanan ve diğer davalının işleteni olduğu ve sevk ve idaresindeki … plakalı aracın 23/11/2018 günü saat 23:00 sıralarında davacının sevk ve idaresindeki … plakalı motosikletine şerit ihlali yapmak sureti ile çarptığını, bu kazada davacının yaralandığını, bu kazadan sonra davalının dava dışı …’e de çarptığını, trafik kazası tespit tutanağında kazanın meydana gelmesinde davalılardan …’in şerit ihlali yapmak sureti ile kazaya sebebiyet vermesinden dolayı kusurlu bulunduğunu, Kayseri Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 2019/3201 Hazırlık sayılı dosyasından alınan kusur raporunda davalı …’in asli kusurlu olduğu, davacıya ise atfı kabil bir kusur olmadığı şeklinde rapor düzenlendiğini, davacının Kayseri Şehir Hastanesi’nden aldığı rapora göre % 17 oranında maluliyetinin olduğunu, davacının kargo elemanı olarak çalıştığını ve aylık net 2.200,00 TL net gelirinin olduğunu, ayrıca davalının hamallık işi yaptığından aylık 1.500 TL civarında ek gelirinin olduğunu, davacının kazada sonra uzunca bir süre çalışamadığını, davacının kazadan sonra davalı sigorta şirketine başvurduğunu, sigorta şirketinin ödeme yapmadığını belirterek öncelikle davalı … adına kayıtlı … plakalı aracın kaydına ve bu davalı adına kayıtlı olduğu tespit edilecek taşınır ve taşınmaz mallara ihtiyati tedbir niteliğinde ihtiyati haciz kararı konulmasını, davacının güç (efor) kaybı için şimdilik 5.000,00 TL’nin davalı …’ten kaza tarihinden itibaren, sigorta şirketinden ise temerrüt tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini, 30.000,00 TL manevi tazminatın haksız fiil tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı …’ten tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı … A.Ş. vekili cevap dilekçesinde özetle; kusur oranlarının belirlenmesi gerektiğini, kazaya üç araç karıştığını, her ne kadar kazanın oluşumunda sigortalı araca kusur verilmişse de iki aracın çarpışmasından sonra üçüncü aracın kazaya karıştığını ve araçlara çarptığını, bu nedenle kazanın oluşumundaki kusurun yanı sıra davacının yaralanmasındaki kusurun hangi araç nedeniyle olduğunun belirlenmesi gerektiğini, üçüncü araç sürücüsü …’in 1.04 promil alkollü olduğunu, sigorta şirketlerinin sigortalısının kusuru oranında zarardan sorumlu olduğunu, davacı tarafından kazaya karışan diğer araç sürücü ve sigortasından tazminat alınıp alınmadığı bilinmemekle dava sonunda rücu hakkı olacağından davanın …’e ve aracın sigortası olmadığı görülmekle Güvence Hesabına ihbarını talep ettiğini, davacı tarafından alınan engelli raporunda kaza ile ilişiği bulunmayan işitme kaybına da maluliyet oranı verildiğini, bu nedenle maluliyet oranı belirlenirken kazadan kaynaklı maluliyetinin tespitini talep ettiğini, davacının talep ettiği geçici iş göremezlik tazmşinatından sigorta şirkletinin sorumluluğunun olmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.Davalı … cevap dilekçesinde özetle; kusur oranlarının belirlenmesi gerektiğini, kazaya üç araç karıştığını, her ne kadar kazanın oluşumunda sigortalı araca kusur verilmişse de iki aracın çarpışmasından sonra üçüncü aracın kazaya karıştığını ve araçlara çarptığını, bu nedenle kazanın oluşumundaki kusurun yanı sıra davacının yaralanmasındaki kusurun hangi araç nedeniyle olduğunun belirlenmesi gerektiğini, üçüncü araç sürücüsü …’in 1.04 promil alkollü olduğunu, Savcılık hazırlık dosyasında alınan kusur raporunun gerçeği aydınlatmadığını, kazaya karışan üçüncü araç sürücüsü yönünden araştırma yapılmadığını, davacının talep ettiği manevi tazminatın zenginleşmeye dönük olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ
İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda;
1-Davacının davalılar aleyhindeki maddi tazminat davasının kısmen kabul kısmen reddine, 77.674,06 TL kalıcı iş göremezlik zararına ilişkin maddi tazminatın, davalı … A.Ş.’nin sorumluluğu ZMMS poliçe teminat limiti ile sınırlı olmak kaydı ile davalı …’ten haksız fiil tarihi olan 23/11/2018 tarihinden ve davalı … A.Ş.’den dava tarihi olan 12/12/2019 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya ödenmesine, davacının fazlaya ilişkin talebinin reddine,
2-Davacının davalı … aleyhindeki manevi tazminat davasının kısmen kabul kısmen reddine, 20.000,00 TL manevi tazminatın haksız fiil tarihi olan 23/11/2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, davacının fazlaya ilişkin talebinin reddine dair karar verildiği görülmüştür.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacı vekili tarafından süresi içinde verilen istinaf dilekçesinde özetle; ilk derece mahkemesi kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, hükme esas alınan bilirkişi raporundaki tespitlerin doğru ve yerinde olmadığını, kaza esnasında davalı araç sürücüsünün müvekkiline çarpması sonucunda müvekkilinin sert bir şekilde asfalta kafasını vurduğunu, işbu darbe sonrasında işitsel rahatsızlığının sirayet ettiğini, kaza ile zarar arasındaki illiyet bağının tespitinin hukuki nitelendirme kapsamında kalmasına karşılık, rapor tanzim eden heyet tarafından böyle bir tespitin yapılmasının da usul ve yasaya aykırı olduğunu, belirlenen % 6 oranında maluliyet oranının düşük olduğunu, kaza tarihinden sonra müvekkilinin vücudunda meydana gelen yaralanmaya ilişkin tedavi ve iyileşme süreci tamamlandıktan sonra Kayseri Şehir Hastanesi’nden alınan raporda maluliyet oranının % 8 olduğunu, müvekkilinin kaza sebebiyle içsel huzurunun bozulması ve manevi ızdırap yaşamasından gayri müvekkilinin kazadan dolayı psikiyatrik tedavi gördüğünü ve tıbbi anlamda psikiyatrik bir hastalığının olduğunun tespit edildiğini, dosya kapsamındaki her iki raporda da kaza sebebiyle müvekkilinde oluşan ve tıbben tedavi ile takip edilmesi gereken psikiyatrik rahatsızlığa ilişkin herhangi bir değerlendirme yapılmadığını, bu hastalığın kalıcı maluliyete sebebiyet verip vermediği, verdi ise hangi oranda verdiği ve “Balthazard Formülü”ne göre genel maluliyet oranı üzerindeki etkisinin tespit edilmediğini, mahkemece hüküm altına alınan 20.000,00 TL manevi tazminatın, günümüz ekonomik şartları, paranın alım gücü ve enflasyon durumu, kazanın meydana gelmesinde müvekkilinin atfı kabil bir kusurunun bulunmaması, maddi tazminat hesaplamasındaki kısıtlamaların sebebiyle maddi zararın tam olarak tespit edilememesi, emsal Yargıtay içtihatları kapsamında manevi tazminatın telafi edici ve caydırıcı etkiye sahip olması gibi hususlar gözetildiğinde az olduğunu bu nedenlerle ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, davanın istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi talebiyle istinaf kanun yoluna başvurduğu görülmüştür.Davalı … A.Ş vekili tarafından süresi içinde verilen istinaf dilekçesinde özetle; ilk derece mahkemesi kararının hatalı olduğunu, hükme esas alınan bilirkişi raporunda hatalı hesaplamalar yapıldığını, bilirkişi raporunda 1/Kn tablosu (progressif rant) kullanılarak hatalı şekilde hesaplama yapıldığını, 1,8 teknik faiz hesap yöntemi dikkate alınarak hesaplama yapılması gerektiğini, bilirkişi raporunda dava dışı …’e hatalı şekilde kusur izafe edilmediğini, dava dışı …’in önünde seyreden aracı güvenli ve yeterli mesafeden takip etmemesi nedeniyle duramadığını ve zararın artmasına sebebiyet verdiğini, davacının kaza neticesinde kazaya karışan diğer araçların arasında kaldığını, dava dışı …’in de davacıya çarptığı, kazanın meydana geliş şekli dikkate alındığında bu hususun açık olduğunu bu nedenlerle ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmesi talebiyle istinaf kanun yoluna başvurduğu görülmüştür.Davalı … A.Ş vekili tarafından verilen 03/12/2022 tarihli talep dilekçesinde özetle; davacı ile dosya kapsamında sulh olduğunu, vekalet ücreti ve yargılama gideri talebi olmadığını, feragat nedeniyle karar kurulmasını talep etmiştir.Davacı vekili tarafından verilen 29/11/2022 tarihli talep dilekçesinde özetle; davalılardan sigorta şirketince maddi tazminat ve ferilerinin protokol kapsamında ödendiği, manevi tazminata ilişkin talep, dava ve istinaf hakkının baki kalmak kaydıyla sadece maddi tazminat talebi yönünden istinaf kanun yolu hakkından feragat ettiğini, gereğinin yapılmasını talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE
Dava, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 54/1. maddesi gereği sürekli ve geçici işgöremezlikten doğan maddi tazminat ve aynı kanunun 56/1. maddesi gereği manevi tazminat istemine ilişkindir. Kayseri 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 24/05/2022 tarih ve 2019/908 Esas 2022/390 Karar sayılı kararı gereğince davacı tarafından açılan maddi tazminat davasının ve manevi tazminat davasının kısmen kabul, kısmen reddine karar verilmesi üzerine, kararın davacı vekili, davalı … vekilinin istinafı üzerine, dosyanın istinaf incelemesi için dairemize gelmiş olduğu, dosya istinaf incelemesinde iken taraf vekillerince maddi tazminat konusunda sulh protokolü imzaladıkları, bu sebeple sürekli işgöremezlikten kaynaklı maddi tazminata ilişkin istinaf haklarından feragat ettikleri, ödeme nedeniyle hüküm kurulmasını talep ettikleri, manevi tazminat yönünden ise davacı tarafın istinaf talebinin devam ettiği görülmüştür. İstinaf incelemesi HMK 355. maddesi gereğince ileri sürülen istinaf sebepleri ve kamu düzeni ile sınırlı olarak yapılmıştır. Duruşma açılmasını gerektiren sebepler bulunmadığından HMK’nın 353 ve 355 maddeleri gereğince inceleme ve müzakereler dosya üzerinden yürütülmüştür.Haksız fiil sonucu çalışma gücü kaybının olduğu iddiası ve buna yönelik bir talebin bulunması hâlinde, zararın kapsamının belirlenmesi açısından maluliyetin varlığı ve oranının belirlenmesi gerekmektedir. Söz konusu belirlemenin ise Adli Tıp Kurumu İhtisas Dairesi veya Üniversite Hastanelerinin Adli Tıp Anabilim Dalı bölümleri gibi kuruluşların çalışma gücü kaybı olduğu iddia edilen kişide bulunan şikâyetler dikkate alınarak oluşturulacak uzman doktor heyetinden, haksız fiilin gerçekleştiği tarihte yürürlükte olan mevzuat hükümleri dikkate alınarak yapılması gerekmektedir.Maluliyete ilişkin alınacak raporların, haksız fiil 11/10/2008 tarihinden önce ise Sosyal Sigorta Sağlık İşlemleri Tüzüğüne, 11/10/2008 ila 01/09/2013 tarihleri arasında ise Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği’ne, 01/09/2013-01/06/2015 tarihleri arasında Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmeliği’ne, 01/06/2015 tarihinden sonra ise Özürlülük Ölçütü Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik, 20/02/2019 tarihinden sonra Erişkinler İçin Engellilik Değerlendirmesi Hakkında Yönetmelik hükümleri, yaralananın çocuk olması halinde ise 20/02/2019 tarihinde yürürlüğe giren Çocuklar İçin Özel Gereksinim Değerlendirilmesi Hakkındaki Yönetmelik hükümlerine göre maluliyetin tespiti gerekmektedir.
Somut olayda, Erciyes Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığı’ndan davacının maluliyet oranın tespitine ilişkin … tarihli raporda davacının vücut genel çalışma gücü kayıp oranının %6 oranında kaybettiğinin, trafik kazası nedeniyle davacının mutat iş ve gücünden kaldığı sürenin 6 hafta olduğunun, davacıdaki işitme kaybı ile psikolojik bozuklukla trafik kazası arasında illiyet bağının olmadığının rapor edilmiş olduğu bildirilmiştir. Erciyes Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığı’ndan alınmış olan … tarihli raporun, 23/11/2018 tarihinde yürürlükte olan “Özürlülük Ölçütü Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik” değerlendirilmek suretiyle tesis edilmiş olduğu anlaşılmış olup, davacı vekilinin maluliyet raporuna yönelik itirazlarının yerinde olmadığı görülmüştür.Olay tarihinde yürürlükte olan TBK’nın 56. maddesi hükümlerine göre, hakimin manevi tazminat adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği bir para tutarı adalete uygun olmalıdır. 22/06/1996 günlü ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararının gerekçesinde takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Diğer yandan hakim manevi tazminatın miktarını tayin ederken saldırı teşkil eden eylem ve olayın özelliği yanında tarafların kusur oranını, sıfatını, işgal ettikleri makamı ve diğer sosyal ve ekonomik durumlarını da dikkate almalıdır. Miktarın belirlenmesinde her olaya göre değişebilecek özel hal ve şartların bulunacağı da gözetilerek takdir hakkını etkileyecek nedenleri karar yerinde objektif olarak göstermelidir. Çünkü kanunun takdir hakkı verdiği hususlarda hakimin hukuka ve hakkaniyete göre hüküm vereceği Türk Medeni Kanunu’nun 4. maddesinde belirtilmiştir. Hükmedilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir fonksiyonu olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. O halde bu tazminatın sınırı, onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır.
Somut olayda, taraflar arasında yaşanan olayın oluş şekli, olay tarihi, kusur durumu, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, paranın satın alma gücü ile yukarıda ilkeler birlikte değerlendirildiğinde, ilk derece mahkemesince davacı lehine hükmedilen manevi tazminatın uygun olduğu anlaşılmakla, davacı vekilinin aksi yöndeki istinafının yerinde olmadığı görülmüştür.
Yukarıda izah edilen sebeplerle; dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde, dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davacı vekilinin istinaf başvurularının HMK’nın 353/1-b/1 maddesi gereğince esastan reddine, sürekli işgöremezlikten kaynaklı maddi tazminat talebi sulh ile sonuçlandığından HMK’nın 353/1-b/2 maddesi gereğince ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak, sürekli işgöremezlikten kaynaklı maddi tazminat talebi hakkında esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına, geçici işgöremezlikten kaynaklı maddi tazminat talebinin reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : (Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere) ;
A-) Davacının istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
Davalı … A.Ş’nin istinaf başvurusunun sulh sözleşmesi nedeniyle KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA,
B-) Kayseri 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2019/908 Esas 2022/390 Karar sayılı kararının yeniden hüküm kurulmak üzere KALDIRILMASINA, hükmün HMK’nın 353/1-b/2 maddesi gereğince YENİDEN TESİSİNE,
1-) Davacının sürekli işgöremezlikten kaynaklı maddi tazminat talebi hakkında ESAS HAKKINDA KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA,
2-) Davacının geçici işgöremezlikten kaynaklı maddi tazminat talebinin REDDİNE,
3-) Davacının davalı … aleyhindeki manevi tazminat davasının KISMEN KABUL KISMEN REDDİNE, 20.000,00 TL manevi tazminatın haksız fiil tarihi olan 23/11/2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, davacının fazlaya ilişkin talebinin reddine,
4-) Davacının maddi tazminat davası yönünden alınması gereken 179,90 TL karar harcının davacı tarafından peşin yatırılan 85,38 TL peşin harç ile 248,40 TL ıslah harcı olmak üzere toplam 333,78 TL harçtan mahsubu ile bakiye 153,88 TL karar harcının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
5-) Davacının manevi tazminat davası yönünden alınması gereken 1.366,20 TL karar harcından davacı tarafından peşin yatırılan 34,17 TL peşin harcın mahsubu ile eksik kalan 1.332,03 TL karar harcının davalı …’ten alınarak Hazineye irat kaydına,
6-) Davacı tarafından yatırılan 34,17 TL peşin harç ile 44,40 TL başvurma harcı olmak üzere toplam 78,57 TL harcın davalı …’ten alınarak davacıya verilmesine,
7-) 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/A-13. maddesi uyarınca ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği Tarife hükümleri uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin (yargılama giderinin) davanın kabul ve red oranına göre 244,99 TL’sinin müştereken ve müteselsilen davalılardan, 1.075,01 TL’sinin davacıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydına,
😎 Davacı tarafça yapılan tebligat ve müzekkere gideri 503,85 TL, bilirkişi ücreti 2.500,00 TL, ERÜ rapor ücreti 350,00 TL ve Ankara ATK rapor ücreti 323,00 TL olmak üzere toplam 3.676,85 TL yargılama giderinin kabul ve red oranına göre hesap edilen 682,40 TL’sinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine, bakiye kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
😎 Davalı …’in gider avansından harcanan 11,00 TL tebligat ve posta gideri yargılama giderinin davanın kabul ve red oranına göre hesap edilen 8,95 TL’sinin davacıdan alınarak iş bu davalıya ödenmesine, artan kısmın bu davalı üzerinde bırakılmasına, 9-) Davacı manevi tazminat davası yönünden kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca kabul edilen kısım üzerinden 5.100,00 TL vekalet ücretinin davalı …’ten alınarak davacıya ödenmesine,
10-) Davalı … maddi tazminat davası yönünden kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca red edilen kısım üzerinden 9.200,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı …’e verilmesine,
11-) Davalı … A.Ş’nin maddi tazminat davası yönünden vekalet ücreti talebi olmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
12-) Davalı … manevi tazminat davası yönünden kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca red edilen kısım üzerinden 5.100,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı …’e ödenmesine,
13-) Taraflarca yatırılan gider avansından kullanılmayan kısmının karar kesinleştiğinde ilgili tarafa resen iadesine,
C-) Davacının istinaf başvurusu reddedilmiş olmakla;
1-) Alınması gereken 179,90 TL istinaf karar harcından peşin alınan 80,70 TL harcın mahsubu ile eksik kalan 99,20 TL harcın davacıdan alınarak Hazineye irat kaydına,
2-) İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
3-) Davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına,
Ç-) Davalı … A.Ş’nin istinaf başvurusuna karar verilmesine yer olmadığına kararı verilmekle;
1-) İstinaf karar harcının talep halinde davalıya iadesine,
2-) İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
3-) Davalı tarafından yatırılan 220,70 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcı, 133,00 TL tehiri icra karar harcı ve 145,50 TL posta masrafı olmak üzere toplam 499,20 TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
D-) 1-) İstinaf yargılaması bakımından istinaf kanun yoluna başvuran tarafından yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının HMK’nun 333. maddesi, Yönetmeliğin 207/1. maddesi ve HMK Gider Avansı Tarifesi’nin 5. maddesi hükümleri uyarınca yatırana iadesine,
2-) Kararın kesin olması nedeniyle taraflara tebliği, harç ve avans iadesi işlemlerinin HMK’nın md. 302/5 ve 359/3 uyarınca ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dair; tarafların yokluğunda, Hukuk Muhakemeleri Kanunu md. 353/1-b/2. maddesi uyarınca dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı HMK’nın 362/1 – a maddesi uyarınca KESİN olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 16/06/2023