Emsal Mahkeme Kararı Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2022/1850 E. 2023/1038 K. 26.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
KAYSERİ
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/1850
KARAR NO: 2023/1038
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: KAYSERİ 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 11/05/2022
NUMARASI: 2019/922 Esas 2022/373 Karar
ASIL DOSYADA;
DAVA:Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
BİRLEŞEN KAYSERİ 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’NİN 2021/165 ESAS, 2021/157 KARAR SAYILI DOSYADA;
DAVA: Tazminat (Ölüm ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
İSTİNAF KARARININ
VERİLDİĞİ TARİH:26/05/2023
YAZILDIĞI TARİH:26/03/2023
Kayseri 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2019/922 Esas 2022/373 Karar sayılı ilamı asıl ve birleşen dosya davacılar vekili, asıl ve birleşen dosya davalıları… A.Ş vekili ile … A.Ş vekili tarafından istinaf incelemesi için Dairemize gönderilmekle inceleme aşamasında dosyadaki tüm bilgi ve belgeler incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLÜP GÖRÜŞÜLDÜ: Asıl dosyada davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; davacıların murisi …’in idaresindeki … plakalı araç ile davalı sigorta şirketi tarafından ZMSS poliçesi düzenlenmiş, davalı Belediyenin alt işveren olduğu, davalı … A.Ş tarafından işletilen ve malik olunan davalı …’in idaresindeki … plakalı araç arasında 23/09/2019 tarihinde kazanın meydana geldiğini, murisin ustabaşı olarak inşaatlarda çalıştığını, meydana gelen kazada vefat ettiğini, olaya ilişkin Kayseri C. Başsavcılığı’nın 2019/44139 soruşturma nolu dosyasında soruşturma yapıldığını ve davalı …’in kusurlu bulunduğunu, olaya ilişkin Kayseri 14. Asliye Ceza Mahkemesi’nde dava açıldığını, davalının hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verildiğini ve dosyanın istinaf incelemesinde olduğunu, murisin ölümü nedeni ile davacı …’nin destekten yoksun kaldığını, murisin emekli olması yanı sıra inşaatlarda da ustabaşı olarak çalıştığını ve aylık ortalama 2.500,00-TL ek gelir elde ettiğini, davacının annesi …’in ev hanımı olduğunu, davacıların murislerinin ölümü nedeni ile manevi açıdan büyük üzüntüler yaşadıklarını, davalı sigorta şirketine davadan önce başvuru yapıldığını ancak ödeme yapılmadığını, yine arabulucuya başvurulmasına rağmen anlaşma sağlanamadığını belirterek ihtiyati haciz ve ihtiyati tedbir talebi ile birlikte davacı … için şimdilik 1.000,00-TL maddi tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tüm davalılardan ve davacı … için 35.000,00-TL, davacı … için 35.000,00-TL, davacı … için 30.000,00-TL, davacı … için 30.000,00-TL ve davacı … için 30.000,00-TL manevi tazminatın davalı sigorta hariç diğer davalılardan kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile ödenmesini talep ve dava etmiştir.Birleşen dosyada davacı … vekili dava dilekçesinde; davacı adına Kayseri 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2019/922 Esas sayılı dosyası ile müteveffa …’in trafik kazasında vefat etmesi nedeniyle davalılar aleyhine maddi-manevi tazminat davası açtıklarını, bu davanın halen derdest olduğunu ve her iki dava arasında bağlantı bulunduğunu, bu nedenlerle davaların birleştirilmesi talebinde bulunduklarını, 23/09/2019 tarihinde müteveffanın sevk ve idaresindeki … plakalı araç ile davalı …’in sevk ve idaresindeki … plakalı aracın kırmızı ışığa riayet etmeyerek dönüş yaptığını ve müteveffanın önüne çıktığını, kazanın meydana geldiğini ve …’in vefaatına neden olan kazanın meydana geldiğini, Ankara Adli Tıp Grup Başkanlığının raporuna göre davalı sürücü …’in %100 kusurlu olduğunun tespit edildiğini, Kayseri CBS 2019/44139 Soruşturma sayılı dosyada alınan bilirkişi raporuna göre ise davalı sürücü …’in asli kusurlu bulunduğunu, Kayseri 14. Asliye Ceza Mahkemesinin 2019/669 Esas sayılı dosyasında yapılan yargılama sonunda davalı sürücü …’in taksirle ölüme neden olma suçundan hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verildiğini, kararın henüz temyiz nedeniyle Yargıtayda bulunduğunu, kusurlu aracın davalı sigorta şirketi tarafından sigortalı bulunduğunu, sigorta şirketine başvuruda bulunulduğunu, eksikliklerin tamamlanmasının istendiğini, tekrar başvuruda bulunulduğunu ancak herhangi bir anlaşma sağlanamadığını, arabuluculuk görüşmelerinden de bir sonuç elde edilemediğini, davalıların kazadan sonra taşınır ve taşınmaz mallarını kaçırmak kastıyla 3. kişilere devretme ihtimallerinin bulunduğunu, bu nedenle İİK m.257 gereğince ihtiyati haciz kararı verilmesini, kabul görmemesi halinde teminatsız olarak ihtiyati tedbir kararı verilmesini, kaza nedeniyle eşini kaybeden davacının destekten yoksun kalma tazminat tutarı için fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 250.796,72-TL’nin kaza tarihinden itibaren işleyecek faizi ile davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalılara yükletilmesini talep ve dava etmiştir.
Asıl dosyada davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; davalının olayda herhangi bir kusuru ve sorumluluğu bulunmadığı için davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Asıl dosyada … vekili cevap dilekçesinde özetle; 2918 sayılı KTK uyarınca meydana gelen olayda davalının sorumluluğunun olmadığını, somut olayda davalının kusurlu sorumluluğunun olmadığını, davalının işleten sıfatı olmadığını, 09/05/2011 tarihli ve 356 sayılı meclis kararı ile toplu taşıma hizmetlerinin işletmeciğilini 10 yıllığına davalı … AŞ’ye devredildiğini, davalının manevi tazminat sorumluluğu olmadığını belirterek davalı yönünden davanın husumet yokluğu nedeni ile reddine karar verilmesini talep etmiştir.Asıl dosyada davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; meydana gelen kazada ölen …’in müterafik kusuru ve tali kusuru olduğunu, ölenin motorlu demir kesme makasını hiçbir tedbir almadan koltuğun arkasında araca koyması nedeni ile bu demirin çarpmasının …’in ölümüne neden olduğunu, davalının kullandığı aracın davalı sigorta şirketi tarafından olay tarihinde ZMSS poliçesinin bulunduğunu, davalının poliçe limiti kadar zarar talebinden sorumlu olduğunu, zarar hesaplanırken tarafların kusur durumu ile müterafik kusurun dikkate alınması gerektiğini, TRH tablosu gereğince hesaplama yapılması gerektiğini, davacılara bir ödeme yapılmış ise bunun tespiti gerektiğini, manevi tazminat talebinin sebepsiz zenginleşmeye yol açmaması gerektiğini, … AŞ’den aracın kasko poliçesi olup olmadığını sorulmasını ve bu poliçede manevi tazminat sorumluluğu bulunması halinde davanın ihbarı ile davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.Asıl dosyada davalı… vekili cevap dilekçesinde özetle; davadan önce davalıya usule uygun başvuru yapılmamış olması nedeni ile dava şartı yokluğundan davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, davalının sorumluluğunun araç sürücüsünün kusurunun bulunması halinde kusuru oranında olduğunu, bu nedenle Adli Tıp Kurumundan kusur raporu alınması gerektiğini, tazminat talebinin TRH moralite tablosuna uygun olarak hesaplanması gerektiğini, ölenin nüfus kayıt örneğinin dosyaya eklenmesi gerektiğini, davacının SGK’dan gelir sağlayıp sağlamadığının tespiti gerektiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Birleşen dosyada davalı … A.Ş vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının dava dilekçesinde iddialarının müvekkili firma tarafından kabulünün mümkün olmadığını, müvekkili firmanın olayda herhangi bir kusuru ve sorumluluğunun bulunmaması sebebiyle davanın reddi ile yargılama giderleri ile ücreti vekaletin karşı tarafa yükletilmesini talep etmiştir.Birleşen dosyada davalı … vekili cevap dilekçesi özetle; müteveffa …’in kaza sonucu yaşamını yitirdiğinde 55 yıl 9 ay 29 yaşında iken bilirkişi tarafından bakiye ömrü 17 yıl 9 ay 29 gün olarak hesaplandığını, davacılar murisinin 73 yaş yaşayacağının varsayıldığını, bu hesaplama Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin benimsediği TRH 2010 moralite tablolusuna göre 5 yıl daha fazla olduğunu, müteveffa …’in trafik kazasında kavşaklara yaklaşırken hızını azaltmadığı ve çor süratli seyir ettiğinden dolayı tali kusurlu olduğunu ayrıca müteveffa hemen sürücü koltuğunun arkasına inşaatlarda kullanılan 380 kg ağılığında motorlu demir kesme makasını hiç bir tedbir alınmaksızın koyması, fren yaptığı nada maktulün kafasına bu makasın çarpması nedeniyle aldığı darbeden dolayı ölmesi yani maktulünde kusurlu olduğu hususu dikkate alınarak davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, olay günü ve saati müvekkilinin kullandığı otobüsün yanında kırmızı ışıkta durmakta olan ve şehir istikametine gelmekte olan … plakalı minibüs sürücüsü …’in kaza anının tek görgü tanığı olduğunu, zira müvekkili ile olay anı öncesi yan yana duran minibüsteki …’in şehir istikametine geldiğini, müvekkilinin de aynı yoldan sola dönmekte olduğunu, her iki aracın kırmızı ışıkta geçerek gelip müvekkilinin aracına çarptığını, müvekkilinin sürücüsü olduğu … plaka sayılı aracın… A.Ş nezdinde 31/13/2018-31/12/2019 vadeli Zorunlu Mali Mesuliyet sigorta poliçesi ile sigortalı olduğunu, sigorta şirketi poliçe sebebiyle davacıların maddi tazminat taleplerinden poliçe limiti kadar sorumlu olduğunu, maddi tazminat hebasında müvekkilinin kusur ile davacılar murisinin kusurunun hesaplanması gerektiğini ve ayrıca müteveffanın kendi tedbirsizliği nedeniyle müterafik kusurunun da dikkate alınması gerektiğini, davacıların öncelikle fahiş miktardaki manevi tazminat taleplerinin reddi gerektiğini ayrıca hükmedilebilecek manevi tazminat bakımından da müteveffanın trafik kazasının oluşumundaki kusuru ile ölümüne neden olan kendi müterafik kusurunun dikkate alınması gerektiğini, birleşen davanın öncelikle usulü eksiklikten dolayı reddini, olmazsa davacıların maddi ve manevi tazminat taleplerinin murisi kazanın oluşumundaki tali kusuru ile ölümün meydana gelmesindeki illiyet bağını kesin müterafik kusuru dikkate alınarak esastan reddini, dava harç ve giderlerinin davacılara yükletilmesini ve davacıların taraflarına ücreti vekalet ödenmesine dair karar verilmesini talep etmiştir.
Birleşen dosyada davalı vekili… A.Ş vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafın dava öncesinde müvekkili şirkete başvuruda bulunmuşsa da bu başvurunun Karayolları Trafik Kanununun 97. maddesine uygun bir başvuru olmadığını, Trafik Sigortası Genel şartlarında düzenlenen başvuru belgesine eklenmesi gereken belgelerin davacı tarafın müvekkili şirkete başvurusunda eksik olduğunu, davacı tarafın müvekkili şirkette 07/10/2019 gelen evrak tarihli usulüne uygun olmayan başvuruda bulunduğunu, usule uygun bir başvuru da bulunmadığını, açılan haksız ve hukuka aykırı davanın reddini, davanın açılmasına sebebiyet vermemiş olduklarını göz önünde bulundurularak aleyhlerine faiz, masraf ve vekalet ücretine hükmedilmemesine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ
İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda;
“…Davalı tarafça ölenin olayda müterafik kusurunun bulunduğu iddiası ileri sürülmüş ise de, dosyadaki mevcut deliller itibari ile ölen hakkında düzenlenen otopsi tutanağında da ölümün kafasına demir kesme aleti gibi sert bir cismin çarpasından kaynaklı olduğuna ilişkin değerlendirme yapılmamış, ölenin müterafik kusuru tespit edilememiş ve Adli Tıp Kurumu’nun 18/12/2020 tarihli raporunda da ölenin kusurunun bulunmadığı belirtilmiş olduğu görülmüştür. Davalı sigorta şirketi tarafından davacıya eksik evrakların tamamlanması konusunda bildirimde bulunulması üzerine davacı tarafın evrakların 21/10/2019 tarihinde davalı sigortaya mail yolu ile göndermesine rağmen davalı sigortanın ödeme yapmadığı ve bu şekilde 8 iş günü sonrası olan 01/11/2019 tarihinde davalı sigortanın temerrüde düştüğü anlaşılmakla faize bu tarihten itibaren karar verilmiştir. … hakkında dava açılmış ise de, gelen 15/04/2021 tarihli müzekkere cevabında … plakalı aracın davalı şirkete ait olduğu, taşıma işinden kaynaklı … bedellerinin söz konusu şirket tarafından tahsil edildiğinin belirtildiği görülmekle, aracın işletme devrinin … AŞ’ye ait olduğunu sunulan sözleşmenin 9. Ve 14. Maddeleri gereğince anlaşılmış olup işleten sıfatının söz konusu şirkette olması nedeni ile davalı Belediyenin dava konusu talep yönünden taraf sıfatının bulunmadığı değerlendirilmiş ve davalı Belediye hakkında açılan esas ve birleşen davanın ayrı ayrı HMK madde 114/1-d ve HMK madde 115/2 gereğince dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verilmiştir. 23/09/2019 tarihinde meydana gelen kazada tarafların kusur durumunun tespiti amacı ile Ankara Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesinden 18/12/2020 tarihli rapor alındığı ve raporda davalı sürücü …’in kazada %100 kusurlu olduğunun belirtildiği görülmüş olup, daha önce ceza dosyasında alınan rapor ile mahkememizce alınan rapor arasında çelişki olması nedeni ile çelişkinin giderilmesi için talimat yolu ile İTÜ otomotiv kürsüsü bilirkişi heyetinden … tarihli rapor alındığı ve alınan bu raporda da davalı sürücü …’in %100 kusurlu olduğunun belirtilmiş olduğu görülmüştür. Bu raporlar ile Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin 2019/5206 E, 2020/8874 K sayılı ilamı gibi güncel ilamları dikkate alınarak esas ve birleşen Kayseri 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2021/165 E, 2021/157 K sayılı dosyası açısından davacılar … ve … için düzenlenen aktüer bilirkişisinin 10/02/2022 tarihli raporunda ise, davacının …’nin 73.002,51-TL ve davacı …’nin ise 469.050,75-TL alacağının olduğu ve davalı sigorta şirketinden ise poliçe limiti dikkate alındığında garameten paylaşım sonucu davacı … için söz konusu tazminat bedelinden 52.524,32-TL ile sınırlı sorumlu ve davacı … için ise 337.475,68-TL ile sınırlı sorumlu olduğunun belirtildiği görülmüştür. Davalıların kusurlu araç sürücüsü, aracın işleteni ve aracın olay tarihinde geçerli sigorta poliçesini düzenlemekle maddi zarar talebinden sorumlu oldukları anlaşılmış ve davacı vekilinin 05/04/2022 tarihli ıslah dilekçesi de dikkate alınarak;
ASIL DAVA YÖNÜNDEN;
1-Davalı … hakkında açılan davanın HMK madde 114/1-d ve HMK madde 115/2 gereğince dava şartı yokluğundan usulden reddine,
2-Diğer davalılar yönünden maddi tazminat davasının kabulü ile, 73.002,51-TL destekten yoksun kalma tazminat bedelinin davalılar … ile … AŞ’den olay tarihi olan 23/09/2019 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte, davalı sigorta şirketinden ise söz konusu tazminat bedelinin poliçe limiti itibari ile 52.524,32-TL’sinden sorumlu olmak üzere temerrüt tarihi olan 01/11/2019 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacı …’e verilmesine,
3-Manevi tazminat davasının kısmen kabulü kısmen reddi ile, davacı … için 35.000,00-TL ve davacılar …, …, … ve … için 20.000’er TL olmak üzere toplam 115.000,00-TL’nin davalılar … ile … AŞ’den olay tarihi olan 23/09/2019 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacılara hak ettikleri bedelin ayrı ayrı verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine,
BİRLEŞEN KAYSERİ 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’NİN 2021/165 ESAS, 2021/157 KARAR SAYILI DOSYASINDA;
1-Davalı … hakkında açılan davanın HMK madde 114/1-d ve HMK madde 115/2 gereğince dava şartı yokluğundan usulden reddine,
2-Diğer davalılar yönünden davanın kabulü ile, 469.050,75-TL destekten yoksun kalma tazminat bedelinin davalılar … ile … AŞ’den olay tarihi olan 23/09/2019 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte, davalı sigorta şirketinden ise söz konusu tazminat bedelinin poliçe limiti itibari ile 337.475,68-TL’sinden sorumlu olmak üzere temerrüt tarihi olan 01/11/2019 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacı …’e verilmesine, ” şeklinde karar verildiği görülmüştür.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
Asıl ve birleşen dosyada davacılar vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; davalı …nin şirketlerinden olan … Anonim Şirketi nin %98 hissesinin, …ne ait olduğunu, raylı sistemin Toplu Taşıma Hizmetlerinin işletmeciğinin 10 yıllığına … Anonim Şirketi’ne tahsis edilmesi sorumluluğunu kaldırmamakta, davalının işleten sıfatını taşıdığını, kazaya karışan otobüsün belediye halk otobüsü olduğunu, halk otobüsünün belediyeye bağlı olarak çalıştığını ve denetiminin de belediye tarafından yapıldığını, otobüsün çalışmasından belediyenin de ekonomik yönden yararlandığını, otobüsün üzerinde “… ibaresinin de yazılı bulunduğunu, müvekkilleri …, …, … ve …’nın babalarının ölümü neticesinde yaşadıkları acı ve üzüntünün yanında kendilerine destek olan, güç veren varlığı da kaybettiklerini, eksik kaldıklarını, bu kaybın kaza nedeniyle aniden ve vahim bir şekilde yaşanmış olmasının müvekkillerinin iyileşme süreçlerinin de uzamasına sebep olduğunu, müvekkillerinin bu kaza nedeniyle, yaşanabilecek en büyük acılardan olan baba acısı yaşadıklarını, müvekkillerinden …’nin babasını genç yaşta kaybettiğini, babasının ne okul mezuniyetlerini görebildiğini, ne düğününü görebildiğini, davacı …’in de babasını kaybettiğinde bekar olup, yakın dönemde yaptığı düğününde babasının yokluğunu derinden hissettiğini, müvekkilleri için belirlenen manevi tazminat tutarının oldukça az olduğunu, birleşen dosyada davalı …’nin şirketlerinden olan … Anonim Şirketi nin %98 hissesinin, …ne ait olduğunu, raylı sistemin Toplu Taşıma Hizmetlerinin işletmeciğinin 10 yıllığına … Anonim Şirketi’ne tahsis edilmesi sorumluluğunu kaldırmadığını, davalının işleten sıfatını taşıdığını, kazaya karışan otobüsün belediye halk otobüsü olduğunu, halk otobüsünün belediyeye bağlı olarak çalıştığı ve denetiminin de belediye tarafından yapıldığını, otobüsün çalışmasından belediyenin de ekonomik yönden yararlandığını, otobüsün üzerinde “…” ibaresinin de yazılı bulunduğunu beyan ederek mahkeme kararının kaldırılarak asıl ve birleşen davalarında tüm davalılar yönünden davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir. Asıl ve birleşen dosya davalısı… A.Ş vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; mahkemece zorunlu başvuru şartının yerine getirilmediğine ilişkin itirazlarınında dikkate alınmadığını ve dava şartı niteliğinde ki bu hususun göz ardı edildiğini, 26.04.2016 tarihinde yürürlüğe giren 6704 sayılı kanun ile 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun 97. maddesinin değiştirildiğini, trafik kazasından doğan tazminat talepleri için dava yoluna gitmeden önce ilgili sigorta şirketine yazılı olarak başvuru bir dava/başvuru şartı haline getirildiğini, başvuru yanca müvekkili şirkete yapılan başvuruya istinaden şirket nezdinde hasar dosyası açılmışsa da ibrazı zorunlu ve usulüne uygun evrakların (maluliyet raporu) tamamlanmadığını, dolayısıyla müvekkili şirkete yapılan başvurunun KTK 97 çerçevesinde geçerli ve usulüne uygun bir başvuru sayılmasının mümkün olmadığını, bu sebeple huzurdaki davanın usulden reddi gerekirken eksik incelemeye dayalı olarak hüküm verilmesinin hatalı olduğunu, davalı kalmadan ileri gelen somut zararı gidermek zorunda olduğunu, bu nedenle tazminat hesabından önce zarar tutarını belirlemek gerektiğini, somut olarak mütevvefanın desteğinin davacılara sağlandığının somut olarak ispat edilmesi gerekmekte olup, davacı taraflarca bu hususta her hangi bir somur delil ibraz etmediğini, bu sebeple de ispat edilemeyen davanın reddi gerekirken kabulünün hatalı olduğunu, hükme esas alınan kusur bilirkişi raporuna karşı yapmış olduğu haklı itirazlarının dikkate alınmadığını, raporlar arasında var olan çelişki giderilmeden hüküm tesis edildiğini, kusur bilirkişi raporunda gerçekleşen kaza sebebi ile müvekkilinin sigortalısı aracın sürücüsü …in %100 oranında kusurlu olduğunu kazaya karışan diğer araç sürücüsü müteveffa …in ise kusursuz olduğu yönünde görüş bildirdiğini, bilirkişinin raporunda belirtmiş olduğu bu kusur dağılımının kabulünün mümkün olmadığını, davacılar murisinin kazanın gerçekleşmesine sebebiyet veren kusuru dışında, müterafik kusurunun da bulunduğu itirazlarının mahkemece incelenmediğini, davacının bu kusuru yanında müterafik kusurunun da (%20) dikkate alınması gerektiğini, her ne kadar kaza sonrası tutulan tutanakta emniyet kemeri tedbirine başvurulup vurulmadığı tespit edilememiştir denilmiş ise de, kaza sonrası davacıların murisinde ölümüne yol açan darbelerin emniyet kemeri tedbirine başvurulmaması sebebi ile meydana geldiğinin anlaşıldığını, hükme esas alınan hesap bilirkişi raporuna karşı yapmış olduğunun haklı itirazlarında dikkate alınmadığını, davayı ve destek olgusunu kabul etmemekle birlikte tazminat hesaplaması yapılacaksa da hükme esas alınan raporda yer alan hesap yönteminin kabulünün mümkün olmadığını, ayrıca hesap raporuna karşı yapmış olduğu “dosya içerisinde müteveffa …in nüfus kayıtlarında annesi ve babasının sağ olup olmadıklarına ilişkin bir bilgi bulunmamaktadır. Hesaplanan meblağın poliçe limitini geçmiş olması sebebiyle garameten hesaplama yapılmış olmasında dolayı anne ve babasının yaşıyor olma ihtimaline binaen olasılıklı hesaplama yapılması gerekmektedir.” yönündeki itirazlarında dikkate alınmadığını, müteveffanın anne ve babasının destek payının göz önünde bulundurulmaması sebebiyle raporda yapılan hesaplamanın hukuka aykırı nitelikte olduğunu, raporun düzenleyen bilirkişinin dosya içerisinde müteveffanın annesi ve babasının sağ olup olmadıklarına ilişkin veri olmadığını bu sebeple hesaplama yapılmadığını belirttiğini, mahkemece kararında tespit etmiş olduğu faiz başlangıç tarihinin de hukuka aykırı ve hatalı olduğunu, kabul anlamına gelmemekle beraber, tazminata hükmedilmesi halinde faiz başlangıç tarihinin dava dilekçesinde belirtilen dava değeri yönünden dava tarihinden, bakiye kısım için ise eğer davacı tarafça ıslah/ek dava yoluna gidilecek ise bu tarihten itibaren olması gerektiğini, zira temerrüt oluşabilmesi için müvekkili sigorta şirketine yapılan usulüne uygun bir başvurunun bulunması gerektiğini, usulüne uygun bir başvuru bulunmadığından geçersiz bir başvuru neticesinde temerrüt gerçekleşmeyeceğinden dava dilekçesinde yer alan miktar yönünden dava tarihinden, bakiye talep yönünden ise ıslah ve/veya ek dava tarihinden itibaren faize hükmedilmesi gerektiğini beyan ederek mahkeme kararının kaldırılarak asıl ve birleşen dosyada davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Asıl ve birleşen dosya davalısı … A.Ş vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; müteveffa …’in kusur durumunun eksik tespit edilerek karar verildiğini, ceza dava dosyasında alınan bilirkişi raporunda müteveffa …’e tali kusur verilmiş olup hız sınırlarını aşması sebebiyle iş bu dava dosyasında da tali kusur verilmesi gerekirken hiçbir kusur verilmemesinin kabul edilemeyeceğini, tazminat hesaplamalarını kanuni sınırların üzerinde yapıldığını, davacılar lehine hükmedilen tazminat miktarlarının oldukça fazla olup davacıların zenginleşmesine sebebiyet verecek nitelikte olduğundan iş bu tazminat miktarları kabul edilemez nitelikte olduğunu, müvekkili firmanın olayda hiçbir kusurunun bulunmadığını, müvekkilinin firmanın kazada hiçbir kusuru bulunmayıp müvekkili firma aleyhinde müşterek müteselsil olarak hüküm kurulmasının kabul edilemez nitelikte olduğunu beyan ederek mahkeme kararının kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dairemizce, HMK’nın 355. maddesi kapsamında istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle bağlı olarak ve kamu düzenine ilişkin hususlar resen dikkate alınmak suretiyle yapılan incelemede;
Asıl ve birleşen dava, ölümlü trafik kazasından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
İlk derece mahkemesince yapılan yargılamada, davacıların murisi …’in ölümü ile sonuçlanan trafik kazasındaki kusur oranlarına ilişkin Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesinden ve itiraz üzerine İTÜ Trafik Kürsüsünden alınan bilirkişi raporlarında, davalı sürücü …’in % 100 oranında kusurlu olduğu, müteveffa …’in kusursuz olduğu belirtilmiş olmakla davalıların kusur oranına ilişkin istinaf sebepleri yerinde görülmemiştir. 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 106. maddesinde “Genel ve katma bütçeli kuruluşlara, il özel idareleri ve belediyelere ve kamu iktisadi teşebbüslerine ve kamu kuruluşlarına ait motorlu araçların sebep oldukları zararlardan dolayı bu kanunun işletenin hukuki sorumluluğuna ilişkin hükümleri uygulanır” denilmektedir. Anılan Yasanın sekizinci kısmının “İşletenin Hukuki Sorumluluğu” başlıklı birinci bölümünde yer alan 85-90. maddelerinde, motorlu araçların trafik kurallarına ve gereklerine aykırı davranışları sonunda meydana gelen zararlar nedeniyle gerçek ve özel kişilerle, kamu tüzel kişilerinin ayrım yapılmadan aynı sorumluluk kurallarına bağlı olmaları ön görülmüştür. Bu düzenleme itibariyle yasa, kamu idare ve kurumlarına ait ve bu arada kamu hizmetine tahsis edilen motorlu araçların verdikleri zararlardan dolayı, trafik olaylarından doğan zararların özelliği göz önünde tutularak, kamu idare ve kurumlarının özel kişilerle eşit şartlarda aynı esaslara göre sorumlu tutulması gerektiğini ifade etmiştir. Aynı şekilde anılan yasanın görev ve yetkiye ilişkin 11.01.2011 tarihinde değişikliğe uğrayan 110. maddesinde “işleteni veya sahibi Devlet ve diğer kamu kuruluşları olan araçların sebebiyet verdiği zararlara ilişkin olanları dahil, bu kanundan doğan sorumluluk davaları, adli yargıda görülür” şeklinde ifade edilmiştir. Yasanın anılan bu hükümleri karşısında, kamu araçlarının verdikleri zararlardan dolayı idare, kamu hukuku kurallarına göre değil, “işleten” sıfatıyla özel hukuk kurallarına göre sorumlu tutulabilecektir. Bu durumda, davalı … A.Ş’nin maliki olduğu aracın karıştığı kazada meydana gelen zararlardan, davalı … A.Ş’nin sorumlu olacağı açıktır. Diğer davalı … her ne kadar kazaya karışan … plakalı aracın mülkiyetinin … A.Ş ile yapılan protokol ile bu şirkete devredildiğini ve …’nın işleten sıfatının kalmadığını ileri sürmüş ve ilk derece mahkemesince yukarıda belirtilen gerekçe ile … hakkındaki dava dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddedilmiş ise de; davalı … tarafından diğer davalı … A.Ş’ye 28/12/2015 tarihli protokol ile … hizmetlerinin bir kısmının devredilmiş olması, zarar gören üçüncü kişi konumundaki davacıları bağlamayacak, sözleşme uyarınca, davalı Belediye şartları varsa dava dışı şirkete rücu edebileceğinden davalı … vekilinin davacılara karşı işleten sıfatıyla sorumlu olacağı sonucuna varılmıştır. Zira, davalı belediyenin sorumluluğu hizmet kusuruna değil araç işletenin sorumluluğu ilkelerine dayanmakta olup, bu kuralları uygulamakla görevli olan yargı kolu da adli yargıdır.Yine kazaya karışan … plaka sayılı araç özel halk otobüsü olsaydı dahi davalı Belediyenin özel halk otobüslerinin denetiminden kaynaklanan zarardan da sorumluluğu söz konusu olduğundan (Yargıtay 17. HD’nin 23.03.2017 tarih ve 2014/19963 Esas, 2017/3152 Karar sayılı ilamı) ilk derece mahkemesince aksi yöndeki değerlendirme Dairemizce uygun bulunmamıştır. Sözleşme, iki taraflı hukuki bir işlem olup, muhataplarını bağlar. Kişi, üçüncü kişilere karşı sorumluluklarından, başka birileriyle yapmış oldukları sözleşme gereğince kurtulamazlar. Sözleşmede sorumluluğu ilişkin yapılan düzenlemeler, ancak 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 62. maddesinde düzenlenen “Müteselsil sorumluluk” başlığı altındaki “iç ilişkide” diğer tarafa rücu edilebilecek olacağından; davalı belediyece …. AŞ.’ye 28/12/2015 tarihli protokol ile … hizmetlerinin bir kısmının devredilmiş olması, zarar gören üçüncü kişi konumundaki davacıları bağlamayacak, sözleşme uyarınca, davalı belediye şartları varsa diğer şirkete rücu edebilecektir. Bu durumda davacılar vekilinin davalı …’nın da işleten sıfatıyla sorumlu olacağı yönündeki istinaf talebinin kabulüne karar vermek gerekmiş, Dairemizce HMK 353/1/b/2 maddesi gereği İlk derece mahkemesi kararının bu yönüyle düzeltilmesi yoluna gidilmiştir. Davacılar tarafından gerek asıl davada, gerekse birleşen davada davalı Sigorta şirketine dava açmadan önce usulüne uygun başvuru yapıldığı ancak sigorta şirketi tarafından eksik evrakla başvuru yapılması nedeni ile herhangi bir ödeme yapılmadığı anlaşılmakla, davalı sigorta şirketinin bu hususa ilişkin istinaf talebi yerinde görülmemiş, ilk derece mahkemesince davalı Sigorta şirketinin temerrüt tarihinin 01/11/2019 olarak belirlenmesi de doğru bulunmuştur. İlk derece mahkemesince hükme esas alınan aktüerya bilirkişi raporunun mahkeme denetimine ve Yargıtay kararlarına uygun şekilde TRH 2010 Yaşam tablosu ve % 10 iskonto yöntemine göre hazırlanarak davacılar … ve …’in destek zararının hesaplandığı, müteveffa …’in kazada herhangi bir müterafik kusurunun bulunmadığı anlaşılmış, davalıların bu hususa ilişkin istinaf sebepleri yerinde görülmemiştir. İlk derece mahkemesince hükmedilen manevi tazminat miktarlarının kusur oranları ve tarafların ekonomik ve sosyal durumları dikkate alındığında uygun olduğu sonucuna varılmış, tarafların manevi tazminat miktarına ilişkin istinaf sebepleri yerinde görülmemiştir.
Dairemizce yapılan incelemede asıl ve birleşen dosya davalıları… A.Ş vekili ile … A.Ş vekilinin istinaf başvurularının esastan reddine, asıl ve birleşen dosya davacılar vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulüne karar vermek gerektiği anlaşılmakla HMK 353/1/b-2 maddesi gereği hükmün düzeltilmesi yoluna gidilmiş ve Kayseri 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2019/922 Esas 2022/373 Karar sayılı kararının kaldırılarak yeniden esas hakkında karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : (Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere) ;
A-)Asıl ve birleşen dosya davalıları… A.Ş vekili ile … A.Ş vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
Asıl ve birleşen dosya davacılarının istinaf başvurusunun KISMEN KABULÜ İLE,
B-) Kayseri 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2019/922 Esas 2022/373 Karar sayılı kararının yeniden hüküm kurulmak üzere KALDIRILMASINA, hükmün HMK’nın 353/1-b/2 maddesi gereğince YENİDEN TESİSİNE,
ASIL DAVA YÖNÜNDEN;
1-Davalılar yönünden maddi tazminat davasının kabulü ile, 73.002,51-TL destekten yoksun kalma tazminat bedelinin davalılar …, … ile … AŞ’den olay tarihi olan 23/09/2019 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte, davalı sigorta şirketinden ise söz konusu tazminat bedelinin poliçe limiti itibari ile 52.524,32-TL’sinden sorumlu olmak üzere temerrüt tarihi olan 01/11/2019 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacı …’e verilmesine,
2-Manevi tazminat davasının kısmen kabulü kısmen reddi ile, davacı … için 35.000,00-TL ve davacılar …, …, … ve … için 20.000’er TL olmak üzere toplam 115.000,00-TL’nin davalılar …, … ile … AŞ’den olay tarihi olan 23/09/2019 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacılara hak ettikleri bedelin ayrı ayrı verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine,
3-Maddi tazminat davası yönünden alınması gereken 4.986,80-TL karar ve ilam harcından dava açılırken davacı tarafından yatırılan 795,82-TL peşin harç ile ıslah harcından mahsubu ile eksik kalan 4.190,98-TL karar ve ilam harcının davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA, (Davalı… Anonim Şirketinin sorumluğunun 3.073,42-TL ile sınırlı tutulmasına)
4-Manevi tazminat davası yönünden alınması gereken 7.855,65-TL karar ve ilam harcının davalılar …, … ile … A.Ş’den müştereken ve müteselsilen alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
5-Davacı tarafından yatırılan 44,40-TL başvurma harcı, 795,82-TL peşin ve ıslah harç toplamı ile 73,10-TL tedbir harcının davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, (Davalı… Anonim Şirketinin sorumluğunun 562,88- TL ile sınırlı tutulmasına)
6-Maddi tazminat davası yönünden davacı … tarafından yargılama boyunca yapılan; 274,30-TL tebligat gideri, 73,25-TL müzekkere ve posta gideri, 161,50-TL ATK fatura ücreti ile 1.194,75-TL bilirkişi ücretleri olmak üzere toplam 1.703,80-TL yargılama giderinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, (Davalı… Anonim Şirketinin sorumluğunun 1.225,86-TL ile sınırlı sorumlu tutulmasına)
7-Manevi tazminat davası yönünden davacılar tarafından yargılama boyunca yapılan; 274,30-TL tebligat gideri, 73,25-TL müzekkere ve posta gideri, 161,50-TL ATK fatura ücreti olmak üzere toplam 509,05‬-TL yargılama giderinden davanın kabul oranına göre belirlenen 365,88-TL’lik kısmının davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacılara verilmesine, bakiyesinin davacılar üzerinde bırakılmasına,
8-Maddi tazminat davası yönünden davalılar tarafından yargılama boyunca yapılan yargılama giderinin davalıların üzerinde bırakılmasına,
9-Manevi tazminat davası yönünden davalı … tarafından yargılama boyunca yapılan 27,48-TL tebligat, posta ve müzekkere ücretinin davanın red oranına göre belirlenen 7,73-TL’lik kısmının davacılardan alınarak iş bu davalıya verilmesine,
10-Manevi tazminat davası yönünden Davalı … A.Ş tarafından yargılama boyunca yapılan 50,00-TL tebligat, posta ve müzekkere ücretinin davanın red oranına göre belirlenen 14,06-TL’lik kısmının davacılardan alınarak iş bu davalıya verilmesine,
11-Maddi tazminat davası yönünden davacı … lehine A.A.Ü.T. 13/1. Maddesi uyarınca 10.290,33 TL nispi vekalet ücreti takdirine, takdir edilen vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacı …’e verilmesine, (Davalı… Anonim Şirketinin sorumluğunun 7.628,16-TL ile sınırlı tutulmasına)
12-Manevi tazminat davası yönünden davacı … lehine A.A.Ü.T. 10/1-4. Maddeleri uyarınca 5.250,00 TL nispi vekalet ücreti takdirine, takdir edilen vekalet ücretinin davalılar …, … ile … AŞ’den müştereken ve müteselsilen alınarak iş bu davacıya verilmesine,
13-Manevi tazminat davası yönünden davacı … lehine A.A.Ü.T. 10/1-4. Maddeleri uyarınca 5.100,00 TL maktu vekalet ücreti takdirine, takdir edilen vekalet ücretinin davalılar …, … ile … AŞ’den müştereken ve müteselsilen alınarak iş bu davacıya verilmesine,
14-Manevi tazminat davası yönünden davacı … lehine A.A.Ü.T. 10/1-4. Maddeleri uyarınca 5.100,00 TL maktu vekalet ücreti takdirine, takdir edilen vekalet ücretinin davalılar …, … ile … AŞ’den müştereken ve müteselsilen alınarak iş bu davacıya verilmesine,
15-Manevi tazminat davası yönünden davacı … lehine A.A.Ü.T. 10/1-4. Maddeleri uyarınca 5.100,00 TL maktu vekalet ücreti takdirine, takdir edilen vekalet ücretinin davalılar …, … ile … AŞ’den müştereken ve müteselsilen alınarak iş bu davacıya verilmesine,
16-Manevi tazminat davası yönünden davacı … lehine A.A.Ü.T. 10/1-4. Maddeleri uyarınca 5.100,00 TL maktu vekalet ücreti takdirine, takdir edilen vekalet ücretinin davalılar …, … ile … AŞ’den müştereken ve müteselsilen alınarak iş bu davacıya verilmesine,
17-Davacı … tarafından açılan manevi tazminat davasının reddedilen kısmı yönünden davalılar …, … ile … AŞ lehine A.A.Ü.T. 10/2. maddesi uyarınca 5.100,00 TL Maktu vekalet ücreti takdirine, takdir edilen vekalet ücretinin davacı …’den alınarak davalılar …, … ile … AŞ’ne verilmesine,
18-Davacı … tarafından açılan manevi tazminat davasının reddedilen kısmı yönünden davalılar …, … ile … AŞ lehine A.A.Ü.T. 10/2. Maddesi uyarınca 5.100,00 TL Maktu vekalet ücreti takdirine, takdir edilen vekalet ücretinin davacı …’den alınarak davalılar …, … ile … AŞ’ne verilmesine,
19-Davacı … tarafından açılan manevi tazminat davasının reddedilen kısmı yönünden davalılar …, … ile … AŞ lehine A.A.Ü.T. 10/2. Maddesi uyarınca 5.100,00 TL Maktu vekalet ücreti takdirine, takdir edilen vekalet ücretinin davacı …’dan alınarak davalılar …, … ile … AŞ’ne verilmesine,
20-Davacı … tarafından açılan manevi tazminat davasının reddedilen kısmı yönünden davalılar …, … ile … AŞ lehine A.A.Ü.T. 10/2. Maddesi uyarınca 5.100,00 TL Maktu vekalet ücreti takdirine, takdir edilen vekalet ücretinin davacı …’dan alınarak davalılar …, … ile … AŞ’ne verilmesine,
21-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/A-11-13. maddesi uyarınca ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği Tarife hükümleri uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.320,00-TL arabuluculuk ücretinin davalılar …, …, … AŞ ile… A.Ş’den müştereken müteselsilen alınarak HAZİNE’YE GELİR KAYDINA,
22-Artan gider avansı olması halinde karar kesinleştiğinde ve talep halinde harcanmayan gider avansının ilgililerine iadesine,
BİRLEŞEN KAYSERİ 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’NİN 2021/165 ESAS, 2021/157 KARAR SAYILI DOSYASINDA;
1-Davalılar yönünden davanın kabulü ile, 469.050,75-TL destekten yoksun kalma tazminat bedelinin davalılar …, … ile … AŞ’den olay tarihi olan 23/09/2019 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte, davalı sigorta şirketinden ise söz konusu tazminat bedelinin poliçe limiti itibari ile 337.475,68-TL’sinden sorumlu olmak üzere temerrüt tarihi olan 01/11/2019 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacı …’e verilmesine,
2-Kabul edilen dava yönünden alınması gereken 32.040,86-TL karar ve ilam harcından dava açılırken davacı tarafından yatırılan 856,60-TL peşin harç ile 745,45-TL ıslah harcı toplamı olan 1.602,05-TL’nin mahsubu ile eksik kalan 30.438,81-TL karar ve ilam harcının davalılar …, …, … AŞ ve… Anonim Şirketi’nden müştereken ve müteselsilen alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA, (Davalı… Anonim Şirketinin sorumluğunun 21.958,37-TL ile sınırlı tutulmasına)
3-Davacı tarafından yatırılan 59,30-TL başvurma harcı ile davacı tarafça peşin ve ıslah harcı olarak yatırılan toplam 1.602,05-TL harç ile 97,70-TL tedbir harcının davalılar …, …, … AŞ ve… Anonim Şirketi’nden müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, (Davalı… Anonim Şirketinin sorumluğunun 1.268,96-TL ile sınırlı tutulmasına)
4-Davacı kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden davacı lehine A.A.Ü.T. uyarınca 40.502,54‬ TL nispi vekalet ücreti takdirine, takdir edilen vekalet ücretinin davalılar …, …, … AŞ ve… Anonim Şirketi’nden müştereken ve müteselsilen alınarak davacı …’e verilmesine, (Davalı… Anonim Şirketinin sorumluğunun 32.073,29- TL ile sınırlı tutulmasına)
5-Artan gider avansı olması halinde karar kesinleştiğinde ve talep halinde harcanmayan gider avansının ilgililerine iadesine,
C-) Asıl ve birleşen dosya davacılarının istinaf başvurusu kısmen kabul edilmiş olmakla;
1-) İstinaf karar harçlarının talep halinde davacılara iadesine,
2-) İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
3-) Davacılar tarafından yatırılan 441,40-TL istinaf kanun yoluna başvurma harcı 2 adet elektronik tebligat ücreti 18,50-TL ve 123,20-TL posta masrafı olmak üzere toplam 583,10-TL yargılama giderinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacılara verilmesine,
D-) Asıl ve birleşen dosya davalıları… A.Ş vekili ile … A.Ş vekilinin istinaf başvuruları reddedilmiş olmakla;
1-) Asıl ve birleşen dosyada maddi tazminat yönünden alınması gereken toplam 37.027,66-TL istinaf karar harcından davalılar … A.Ş ve… A.Ş tarafından peşin yatırılan toplam 15.917,32-TL harcın mahsubu ile eksik kalan 21.110,34-TL harcın davalılar … A.Ş ve… A.Ş’den müştereken ve müteselsilen alınarak hazineye irat kaydına, (davalı… A.Ş’nin sorumluluğunun 15.188,60-TL ile sınırlı olmasına)
2-) Asıl dosyada manevi tazminat yönünden alınması gereken 7.855,65-TL istinaf karar harcından davalı … A.Ş tarafından peşin yatırılan 1.963,91-TL harcın mahsubu ile eksik kalan 5.891,74-TL harcın davalı … A.Ş’den alınarak Hazineye irat kaydına,
3-) İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
4-)Davalılar tarafından yapılan istinaf yargılama giderinin kendi üzerlerinde bırakılmasına,
E-) 1-) İstinaf yargılaması bakımından istinaf kanun yoluna başvuranlar tarafından yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının HMK’nun 333. maddesi, Yönetmeliğin 207/1. maddesi ve HMK Gider Avansı Tarifesi’nin 5. maddesi hükümleri uyarınca yatırana iadesine,
2-)Kararın kesin olmaması nedeniyle taraflara tebliği işlemlerinin Dairemiz tarafından yerine getirilmesine,
Dair, tarafların yokluğunda, 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı HMK md. 361/1 uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde Yargıtay nezdinde temyiz kanun yolu açık olmak üzere oybirliği ile karar verildi.