Emsal Mahkeme Kararı Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2022/1782 E. 2023/1056 K. 29.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T. C.
K A Y S E R İ
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/1782
KARAR NO: 2023/1056
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: KAYSERİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 12/05/2022
NUMARASI: 2018/895 Esas, 2022/359 Karar
DAVANIN KONUSU: Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Maddi ve Manevi Tazminat
DAVA TARİHİ: 10.12.2018
İSTİNAF KARARININ
VERİLDİĞİ TARİH: 29.05.2023
YAZILDIĞI TARİH: 29.05.2023
Yukarıda ayrıntılı bilgileri yazılı Kayseri 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2018/895 Esas, 2022/359 Karar sayılı kararına karşı davalı … A.Ş. vekilince istinaf kanun yoluna başvurulmuş ve dosya istinaf incelemesi yapılmak üzere Dairemize tevzi edilmiş olmakla dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:Tarafların İddia ve Savunmalarının Özeti: Davacılar vekili, dava dilekçesinde özetle; Müvekkillerinin … günü gece saat 00:00 sıralarında … Bulvarı üzerinde doğu istikametinde yol alan … ‘in sevk ve idaresinde olan … plakalı araçta yol almakta iken davalılardan … ‘un sevk ve idaresinde olan … aracın kusurlu bir şekilde kendilerine çarpması sonucu yaralandıklarını, tüm tedavilere rağmen tam şifa bulamadıklarını, maddi ve manevi zarara uğradıklarını, kazanın oluşumunda davalılardan … ‘un asli kusurlu olduğunu, Kayseri CBS’nin 2017/18614 soruşturma numaralı dosyasında toplanan deliller ile sabit olduğu üzere alkolmetreye üflemekten kaçınan … ‘un kan da vermediğini ve alkollü olduğunu gizleme gayretine girdiğini, trafik kazası tespit tutanağında da anlaşılacağı üzere müvekkillerinden … ‘in ve park halindeki … plaka numaralı kamyonetin sahibinin kazanın meydana gelmesinde bir kusurunun bulunmadığını, … sevk ve idaresindeki aracın malikinin trafik kaza tespit tutanağına göre … olduğunu, araç sahibi olan bu davalının da sorumluluğu bulunduğunu, müvekkili … ‘ın kaza nedeniyle sol tibia kırığı tanısıyla hastaneye kaldırıldığını, müvekkili … ‘in yaralandığını ve 5 günlük bir tedavi süreci geçirdiğini, müvekkili … ‘nun kazada yaralandığını ve 20 -25 günlük bir tedavi süreci geçirdiğini, davalılardan … A.Ş.’nin davalının idaresindeki aracın ZMMS şirketi olduğunu ileri sürerek; … için 100,00 TL sürekli işgöremezlikten dolayı maddi tazminat 120,00 TL ambulans ücretinin fatura tarihinden ve 551,62 TL ilaç ve muayene katkı payı tutarlarının dava tarihinden yasal faizleriyle, iş göremezlik tazminatı ve manevi tazminatın olay tarihinden yasal faiziyle, … yönünden 100,00 TL sürekli işgöremezlikten dolayı maddi tazminat 108,00 TL otopark ücretinin ödeme tarihinden itibaren yasal faizi ile ve 40.000,00 TL manevi tazminatın belirlenecek sürekli işgöremezlik tazminatının olay tarihinden itibaren yasal faiziyle, … için 100,00 TL sürekli işgöremezlikten dolayı maddi tazminat ve 30.000,00 TL manevi tazminatın olay tarihinden itibaren yasal faiziyle davalı sigorta şirketi (maddi tazminatlar yönünden sigorta poliçe limiti ile sınırlı olmak üzere) tüm davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile müvekkillerine verilmesine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalılara yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı … vekili, cevap dilekçesinde özetle; Davanın ticari dava olmadığını, görevsizlik kararı verilmesi gerektiğini, müvekkilinin araç sahibi olduğunu ancak somut olayda işleten durumunda olmadığını, müvekkilinin araç kiralama sözleşmesi gereği kazaya karışan … plaka sayılı aracı … tarihinde süresiz olarak davalılardan … ‘a kiraladığını ve aracı teslim ettiğini savunarak davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.Davalı … A.Ş. vekili, cevap dilekçesinde özetle; Dava şartı yokluğu nedeniyle davanın usulden reddi gerektiğini, davacı tarafça dava öncesi müvekkili şirkete usulüne uygun bir başvuru yapılmadığını, kanunda öngörülen başvuru şartının gerçekleşmediğini, dava dilekçesinde bahsi geçen … plakalı aracın müvekkili şirkete … tarihleri arasında … numaralı KTK ZMMS poliçesi ile sigortalı olduğunu, müvekkili sigorta şirketi nezdinde sigortalı araç sürücüsüne atfedilen kusuru kabul etmediklerini, kaza esnasında davacıların emniyet kemerlerinin takılı olup olmadığı konusunun araştırılması gerektiğini, davacı yana SGK tarafından rücuya tabi ödeme yapılıp yapılmadığının ve ayrıca gelir bağlanıp bağlanmadığının tespitinin gerekli olduğunu, ZMMS Genel Şartlarına göre geçici iş göremezlik zararı ile geçici bakıcı giderlerinin poliçe teminatı kapsamında olmadığını, davacı yanın talep ettiği ambulans ücreti, otopark ücreti, ilaç ve muayene katkı payı tutarlarının dolaylı masraf olup geçici iş göremezlik teminatı içerisinde değerlendirilmesi gerektiğini, ZMMS Genel Şartları uyarınca manevi tazminat taleplerinin sigorta kapsamı dışında olduğunu, davacı yanın kalıcı maluliyeti söz konusu davacı yanın maluliyeti özürlülük ölçütü, sınıflandırması, özürlülere verilecek sağlık kurulu raporları hakkında yönetmeliğe göre tespit edilmesi edilmesi gerektiğini, sürekli sakatlık tazminatı belirlenirken vergilendirilmiş gelir yoksa asgari ücretin baz alınması gerektiğini, davacı yanın kaza tarihinden itibaren işleyecek faiz talebinin haksız olduğunu savunarak davanın reddine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.İlk Derece Mahkemesi Kararının Özeti: İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabul kısmen reddi ile; maddi tazminat için; davacı … için 220.923,59 TL sürekli iş göremezlik tazminatının ve 8.000,00 TL kaçınılmaz tedavi giderinin davalı sigorta şirketi poliçe limiti ile sınırlı olmak üzere davalı sigorta şirketinden ve davalı … ‘den müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, alacağa sigorta şirketi yönünden dava tarihinden, davalı … yönünden ise olay tarihi olan 17/03/2017 tarihinden itibaren yasal faiz uygulanmasına, davacı … ve … tarafından açılan maddi tazminat davalarının reddine, manevi tazminat yönünden; davacı … tarafından ikame edilen manevi tazminat davasının kısmen kabulü ile 15.000,00 TL manevi tazminatından davalı … ‘den alınarak davacıya verilmesine, alacağa olay tarihi olan 17/03/2017 tarihinden itibaren yasal faiz uygulanmasına, davacı … tarafından ikame edilen manevi tazminat davasının kısmen kabulü ile 2.000,00 TL manevi tazminatından davalı … ‘den alınarak davacıya verilmesine, alacağa olay tarihi olan 17/03/2017 tarihinden itibaren yasal faiz uygulanmasına, davacı … tarafından ikame edilen manevi tazminat davasının kısmen kabulü ile 4.000,00 TL manevi tazminatından davalı … ‘den alınarak davacıya verilmesine, alacağa olay tarihi olan 17/03/2017 tarihinden itibaren yasal faiz uygulanmasına, fazlaya ilişkin istemlerin reddine dair karar verildiği anlaşılmıştır.Taraflarca İleri Sürülen İstinaf Sebepleri: Davalı … A.Ş. vekili, süresi içinde verdiği istinaf dilekçesinde özetle; İlk derece mahkemesince kaza tarihinde yürürlükte olmayan maluliyet yönetmeliğinin hükme esas alındığını, ilk derece mahkemesi tarafından birden fazla maluliyet raporu tanzim edilmişse de hükme kaza tarihinde yürürlükte bulunmayan Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırılması, Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik hükümleri çerçevesinde hazırlanan 18.02.2020 tarihli Erciyes Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp ABD tarafından hazırlanan raporun esas alındığını, sigortacı konumunda olan müvekkili şirketin 6102 sayılı TTK’nın 1461. maddesinde açıkça ifade edilmiş olduğu üzere ancak gerçek zararı karşılamakla yükümlü tutulabileceğini, kaldı ki Erciyes Üniversitesi Adli Tıp ABD tarafından hazırlanan 18.02.2020 tarihli maluliyet raporunun rasyonel olmadığını, iki rapor arasında bariz bir çelişki bulunduğunu, söz konusu çelişkinin giderilmesi gerektiğini, tedavi giderlerine ilişkin olarak müvekkili şirketin herhangi bir sorumluluğunun söz konusu olmamakla birlikte zararın mevcut olması halinde SGK tarafından karşılanması gerektiğini, davacının tedavi gideri zararına ilişkin tüm sorumluluğun SGK kurumunda olduğunu, bu nedenle müvekkili şirket aleyhine hükmedilen tedavi gideri tutarlarından müvekkili şirketin herhangi bir sorumluluğunun bulunmadığını, hükme esas alınan hesap raporunda progresif rant sistemi ile hesaplama yapılmış olmasının hatalı olduğunu, TRH2010 yaşam tablosunun eki olan %1,8 teknik faizi ile hesaplama yapılması gerektiğini, bu nedenlerle tehir-i icra taleplerinin kabulü ile ilk derece mahkemesince verilen kararın kaldırılmasına, reddedilen miktar yönünden tarafların ret vekalet ücretine hükmedilmesine, karar verilmesini talep etmiştir.Delillerin Değerlendirilmesi ve Gerekçe: Bölge Adliye Mahkemesince istinaf talebinin değerlendirilerek incelemeye alınabilmesi için Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 352. maddesinde sayılan ön inceleme koşullarının gerçekleşmiş olması zorunludur. Bu maddede sayılan koşullardan birinin mevcut olmaması halinde istinaf başvurusunun usulden reddedilmesi gerekir. Bu şartlar kamu düzeninden olup yargılamanın her aşamasında re’sen dikkate alınmaktadır. İstinaf talebine konu eldeki dosya kapsamı incelendiğinde, Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 352. maddesinde sayılan ön inceleme koşullarında herhangi bir eksiklik bulunmadığı, davalı … A.Ş. vekilinin istinaf başvurusunun ön inceleme bakımından kabul edilebilir olduğu ve inceleme aşamasına geçilmesi gerektiği tespit edilmiştir.6100 sayılı HMK’nın 355. maddesinde, Bölge Adliye Mahkemesinin, incelemesini kamu düzenine ilişkin hususlar hariç olmak üzere istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplere bağlı olarak yapması gerektiği hususu düzenlenmiştir. (Aynı yönde Yargıtay 22. Hukuk Dairesinin 2018/9860 Esas, 2018/14781 Karar sayılı ilamında da Bölge Adliye Mahkemelerinin istinaf sebepleri ile bağlı olduğu vurgulanmıştır.)
Yukarıda açıklaması yapılan 6100 sayılı HMK’nın 355. maddesindeki düzenleme gereğince davalı … A.Ş. vekilinin istinaf sebepleri ve kamu düzenine ilişkin hususlar ile bağlı kalınarak ilk derece mahkemesine ait dava dosyası esas bakımından incelendiğinde;İstinaf incelemesine konu dava, trafik kazasından kaynaklanan cismani zarar nedeniyle iş göremezlik zararı ve SGK tarafından karşılanmayan tedavi masrafları ayrıca manevi tazminat istemlerine ilişkindir.İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; Davanın kısmen kabul kısmen reddi ile davacı … için 220.923,59 TL sürekli iş göremezlik tazminatının ve 8.000,00 TL tedavi giderinin davalı sigorta şirketi poliçe limiti ile sınırlı olmak üzere davalı sigorta şirketinden ve davalı … ‘den müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, alacağa sigorta şirketi yönünden dava tarihinden, davalı … yönünden ise olay tarihi olan 17/03/2017 tarihinden itibaren yasal faiz uygulanmasına, davacılar … ve … tarafından açılan maddi tazminat davalarının reddine, davacıların manevi tazminat taleplerinin kısmen kabulü ile davacı … için 15.000,00 TL, davacı … için 2.000,00 TL, davacı … için 4.000,00 TL manevi tazminatın davalı … ‘den alınarak adı geçen davacılara ayrı ayrı verilmesine, manevi tazminat alacaklarına olay tarihi olan 17/03/2017 tarihinden itibaren yasal faiz uygulanmasına, fazlaya ilişkin manevi tazminat istemlerinin reddine dair karar verilmiştir. Bu karara karşı sadece davalı … A.Ş. vekilince aleyhine hüküm kurulan maddi tazminatlar yönüyle istinaf başvurusunda bulunulmuştur.Bilindiği üzere, trafik kazasında sürücünün kusurlu olması halinde zarar gören zararını 6098 sayılı TBK’nun 49. ve 54. maddeleri uyarınca sürücüden isteyebilir. 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 85. maddesi uyarınca bir motorlu aracın işletilmesinin bir kişinin ölümüne, yaralanmasına veya bir şeyin zararına sebep olması halinde motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüs sahibi bu zarardan müşterek ve müteselsilen sorumlu tutulmuştur. Aynı Kanun md. 3 uyarınca aracın maliki (somut olayımızda davalı … ) işleten sayıldığından araç malikinden de maddi zararın tazmini talep edilebilir. Öte yandan 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun 91. maddesi ve Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarında, sigortacı poliçede belirtilen aracın işletilmesi sırasında bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına sebebiyet vermiş olmasından dolayı 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununa göre işletene düşen hukuki sorumluluğu zorunlu sigorta limitlerine kadar temin edeceği, düzenlenmiştir. Dolayısıyla davacıların, maddi zararını … plaka sayılı aracın zorunlu mali mesuliyet sigortacısı olan davalı … A.Ş.’den isteme hakkı da vardır.
Somut olayda; dosya arasındaki 15/01/2020 tarihli Adli Tıp Kurumu Ankara Grup Başkanlığı kusur raporuna göre davalı … ‘in işleteni davalı … A.Ş.’nin trafik sigortacısı olduğu … plaka sayılı aracın sürücüsünün kazanın meydana gelmesinde %100 oranında kusurlu olduğu anlaşılmıştır. Erciyes Üniversitesi Tıp Fakültesi, Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığının 30/10/2019 tarihli raporuna göre davacı … ‘ın %8 oranında meslekte kazanma gücünü kaybetmiş sayılacağı, iyileşme süresinin altı (6) ay olduğu tespit edilmiş, bu raporun “Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik” kapsamında hazırlandığı görülmüştür. Aktüerya uzmanı bilirkişi ve doktor bilirkişi tarafından müştereken hazırlanan 25/01/2022 tarihli bilirkişi ek raporunda, davacı … ‘ın %8 özür oranına göre nihai gerçek sürekli iş göremezlik zararının 220.923,59 TL olduğu, SGK tarafından karşılanmayan tedavi masrafları toplamının 8.000,00 TL olduğu belirlenmiştir. Aktüerya uzmanı bilirkişi tarafından hazırlanan 25/01/2022 tarihli bilirkişi ek raporundaki hesaplamalarda prograsif rant yöntemi ve TRH 2010 yaşam tablosu kullanılmıştır.Maluliyete ilişkin alınacak raporlar 11/10/2008 tarihinden önce Sosyal Sigorta Sağlık İşlemleri Tüzüğü, 11/10/2008 tarihi ile 01/09/2013 tarihleri arasında Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmelik’i, 01/09/2013 tarihi ile 01/06/2015 tarihleri arasında sonrada Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmelik’i, 01/06/2015 tarihi ile 20/02/2019 tarihleri arasında Özürlülük Ölçütü Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik hükümlerine, 20/02/2019 tarihinden sonra da Erişkinler için Engellilik Değerlendirmesi Hakkında Yönetmelik hükümlerine uygun olarak düzenlenmesi gerekir. (Yargıtay 4. Hukuk Dairesi’nin E:2021/11777, K:2022/4888 sayılı ve Yargıtay 4. Hukuk Dairesi’nin E:2021/12597, K:2022/4965 sayılı kararları da aynı yöndedir.) Somut olayımızda kaza 17/03/2017 tarihinde gerçekleştiğinden mahkemece 01/06/2015 tarihi ile 20/02/2019 tarihleri arasında uygulanması gereken Özürlülük Ölçütü Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik hükümlerine göre davacı … ‘ın maluliyetinin %8 olarak belirlenmesi ve bu maluliyet oranı itibariyle davacının karşılanmayan maddi zararının belirlenmesi doğrudur. Dolayısıyla davalı sigorta şirketinin maluliyet oranı ve uygulanan yönetmeliğin hatalı olduğu kapsamındaki istinaf itirazlarının reddedilmesi gerektiği kanaatine varılmıştır. Öte yandan, davalı sigorta şirketi tarafından istinaf dilekçesinin ekinde sunulan uzman görüşünün kaza tarihinde yürürlükte bulunmayan Erişkinler için Engellilik Değerlendirmesi Hakkında Yönetmelik hükümlerine göre hazırlandığı anlaşıldığından bu raporun dikkate alınması ve maluliyet oranı bakımından çelişki ortaya çıktığının kabulü mümkün değildir.Hesap bilirkişisi tarafından hazırlanan 09/06/2021 havale tarihli ek raporda, TRH-2010 yaşam tablosunun ve progresif rant yönteminin kullanılması Yargıtay 4. Hukuk Dairesi’nin E:2021/5068, K:2021/3211 sayılı kararındaki kabul ve açıklamalara uygundur. Dolayısıyla davalı sigorta şirketinin 1,8 teknik faiz uygulanarak hesaplama yapılması gerektiği yönündeki istinaf itirazının yerinde olmadığı ve reddedilmesi gerektiği anlaşılmıştır.Sosyal Güvenlik Kurumu, 6111 sayılı yasa ile değiştirilen 2918 sayılı yasanın 98. maddesi kapsamında tüm tedavi giderlerinden değil, ancak söz konusu madde kapsamında kalan tedavi giderlerinden sorumludur. Belgeye dayanmayan tedavi giderleri, 6111 sayılı yasa kapsamında değildir. Belgeli olmayan tedavi giderlerinden SGK sorumlu olmayıp, sigorta şirketi sorumludur. Tedavi giderleri bakımından bir talep olduğunda mahkemece, davaya konu edilen belgeli tedavi giderlerine ilişkin olarak, sunulan tedavi belgeleri incelenmek ve sunulan belgelerdeki giderlerin davadan önce SGK ve davalı trafik sigortacısı tarafından ödenen bedeller olup olmadığı da irdelenmek suretiyle, belgelerdeki tedavi giderlerinin kazayla ilgili olup olmadığının denetlenmesi, 6111 sayılı Kanunun 59. ve geçici 1. maddesi gereği SGK’nın sorumluluğunda olanların bulunup bulunmadığı, varsa miktarı konularında uzman doktor bilirkişiden rapor alınması; alınacak raporla SGK’nın sorumlu olduğu tedavi gideri olduğunun saptanması halinde, SGK’nın davaya dahil edilmesinin sağlanması suretiyle yargılamaya devam edilerek, davacının tedavi giderleri konusunda bir karar verilmesi gerekir. Eldeki dosyada da tam olarak bu şekilde bir inceleme ve değerlendirme yapılarak Adli Tıp Uzmanı Dr. … tarafından hazırlanan 25/01/2022 tarihli raporda 6111 sayılı yasa ile değiştirilen 2918 sayılı yasanın 98. maddesi kapsamında SGK tarafından karşılanmayan tedavi giderlerinin (tedavi nedeniyle ulaşım masrafları dahil olmak üzere) 8.000,00 TL olarak tespit edildiği görülmektedir. Bu haliyle, SGK tarafından karşılanmayan ve davacı … ‘ın trafik kazası sebebiyle elinden çıkan tüm tedavi giderlerinin davalı sigorta şirketinden tazmini hususundaki ilk derece mahkemesi hükmü yerinde olup, tedavi giderlerinin sigorta teminatı dışında olduğu yönündeki davalı sigorta vekilinin istinafının yerinde olmadığı görülmüştür.İlk derece mahkemesinin hüküm sonucunun 17 ve 20 numaralı bentlerinde davacıların reddedilen maddi tazminat talepleri bakımından davalılar lehine vekalet ücretine hükmedildiği görüldüğünden davalı sigorta şirketi vekilinin reddedilen maddi tazminatlar bakımından davalı taraf lehine vekalet ücretine hükmedilmediği yönündeki istinaf itirazlarının yerinde olmadığı ve reddedilmesi gerektiği anlaşılmıştır.6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-1 maddesinde belirtilen koşulların varlığı halinde, incelenen ilk derece mahkemesine ait dava dosyasındaki kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğunun anlaşılması durumunda istinaf incelemesi sırasında istinaf talebinin esastan reddine karar verileceği düzenlenmiştir. Bu durum istinaf incelemesi sırasında duruşma yapılmadan karar verilebilecek haller kapsamında yer almaktadır.Hal böyle olunca yukarıda açıklanan nedenler ve tüm dosya içeriğine göre; istinaf başvurusunda bulunanın sıfatı ve istinaf nedenleriyle sınırlı olarak yapılan inceleme üzerine; ilk derece mahkemesince taraflarca gösterilen delillerin toplanmasında, değerlendirilmesinde esas ve usul bakımından hukuka aykırılık bulunmadığı ve davalı … A.Ş. vekilinin tüm istinaf nedenleri yerinde görülmediğinden 6100 sayılı HMK’nun 353/1. fıkrası (b-1) bendi uyarınca istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin karar verilmesi gerektiği anlaşılarak aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : (Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere)
1-) Davalı … A.Ş.’nin istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b/1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-) İstinaf başvurusu nedeniyle alınması gereken 15.637,77 TL nispi istinaf karar harcından başvuru sırasında peşin alınan 3.909,45-TL’nin mahsubu ile bakiye 11.728,32-TL istinaf karar ve ilam harcının istinaf eden … A.Ş.’den alınarak Hazineye irat kaydına, davalı tarafça peşin yatırılan istinaf kanun yoluna başvuru harcının da Hazineye irad kaydına,
3-) İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından AAÜT md. 2/2 uyarınca vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
4-) Davalı … A.Ş. tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin davalı … A.Ş. üzerinde bırakılmasına,
5-) Davalı … A.Ş. tarafından istinaf yargılaması bakımından yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının, karar kesinleştiğinde, HMK’nun 333. maddesi, Yönetmeliğin 207/1. maddesi ve HMK Gider Avansı Tarifesi’nin 5. maddesi hükümlerine göre yatırana İADESİNE,
6-) Kararın kesin olması nedeniyle taraflara tebliği ve gider avansı iadesi işlemlerinin 6100 sayılı HMK md. 302/5 ve 359/3 uyarınca ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dair; tarafların yokluğunda, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu md. 353/1-b/1 uyarınca dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca uyuşmazlık miktarı itibariyle Yargıtay nezdinde temyiz kanun yolu kapalı (KESİN) olmak üzere oybirliği ile karar verildi.29/05/2023