Emsal Mahkeme Kararı Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2022/1527 E. 2023/1445 K. 14.09.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
KAYSERİ
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/1527
KARAR NO: 2023/1445
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: KAYSERİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 21/10/2021
NUMARASI: 2021/134 Esas 2021/932 Karar
DAVA TÜRÜ: Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat
İSTİNAF KARARININ
VERİLDİĞİ TARİH: 14/09/2023
YAZILDIĞI TARİH: 14/09/2023
Kayseri 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2021/134 Esas 2021/932 Karar sayılı ilamı davacı vekili, davalı … A.Ş vekili ve davalı … Başkanlığı vekili tarafından istinaf incelemesi için Dairemize gönderilmekle inceleme aşamasında dosyadaki tüm bilgi ve belgeler incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLÜP GÖRÜŞÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı … A.Ş.’nin zorunlu trafik sigortası ile sigortaladığı ve davalı … adına kayıtlı … plaka sayılı aracın 18/11/2015 tarihinde Kayseri-Tomarza istikametinde anayolda ilerlemekte iken davalı belediyenin malik ve işleteni olduğu … plaka sayılı belediye yolcu otobüsünün … Mah – Kayseri istikametinde tali yoldan anayola anayola kontrolsüz bir şekilde giriş yaptığını, iki aracın çarpıştığını, ve bu nedenle tek taraflı, maddi hasarlı birden fazla yaralanmalı trafik kazasının meydana geldiğini, tutanakta davalı belediyeye ait olan … plaka plakalı otobüsün ilk geçiş hakkını vermemek, geçiş önceliğine uymamak kurallarını ihlal ettiği gerekçesiyle … plaka sayılı araç sürücüsününü ise kavşaklarda hızını azaltmamak ve dikkatsizlikten dolayı kusurlu bulunduğunu, müvekkilinin … plaka sayılı araçta yolcu olarak bulunduğunu ve yaralandığını, kazayla ilgili olarak Kayseri CBS’nin 2015/50339 soruşturma numarası ile soruşturma başlatıldığını, kazadan sonra Kayseri Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne götürülen müvekkilinin kaza nedeniyle hayati tehlike geçirdiğini, beyin kanaması geçirdiğini, 5 günü yoğun bakımda olmak üzere 10 gün yatılı tedavi gördüğünü, kaza tarihinde henüz 26 yaşında olan müvekkilinin büyük hayati tehlike geçirdiğini, müvekkilinin Kumtel şirketinde fırın, soba, ısıtıcı vs. aletlerin montaj işinde çalıştığını, müvekkilinin maaş dışında 3 ayda bir net 350,00 TL düzenli ve devamlı olarak ikramiye aldığını ileri sürerek; şimdilik 5.000,00 TL maddi tazminatın davalı sigorta şirketi yönünden dava tarihinden, diğer davalılar yönünden ise 18/11/2015 kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte tüm davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, sigorta şirketinin limit ile sorumlu tutulmasına, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalılar üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; 2918 sayılı KTK uyarınca meydana gelen olayda müvekkili idarenin sorumluluğu bulunmadığını, dosyada mevcut trafik kazası tespit tutanağı incelendiğinde davacının yolcu olarak içerisinde bulunduğu … plakalı aracın sürücüsü olan …’ın yasada belirtilen hız sınırını ihlal ettiğini, araç sürücüsüne davanın ihbarını talep ettiklerini savunarak davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın husumet yönünden reddi gerektiğini, müvekkilinin kazaya karışan aracı 09/07/2015 tarihli oto kiramala sözleşmesi uyarnca dava dışı dışı …’a kiraya verdiğini, kaza esnasında aracı kullanan …’ın …’ın çalışanı olabileceğini, …’ın … A.Ş.’ye kesmiş olduğu faturaların celbini talep ettiklerini, kaza esnasında aracı sevk ve idare eden …’a, aracı kiralayan …’a ve … A.Ş.’ye davanın ihbarını talep ettiklerini, müvekkiline ait aracın kazanın oluşumunda herhangi bir kusunun bulunmadığını, davacı tarafın SGK’ya başvuru yapmış olduğunu belirttiğini, davacıya SGK tarafından ödenecek olan peşin sermaye değerinin belirlenerek tazminattan düşülmesi gerektiğini, müvekkilinin işleten sıfatına haiz olmadığını savunarak davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … A.Ş. vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının Kumtel şirketinde işçi olarak çalıştığını ve kaza esnasında servis aracı içerisinde olduğunu, sigortalıların işverence sağlanan bir taşıtla yapıldığı yere toplu olarak götürülüp getirilmesi sırasında meydana gelen olayarın iş kazası olarak nitelendirildiğini, servis düzeninin bulunduğu bir iş yerinde sigortalıların güvenli güvenli bir şekilde iş yerine götürülüp getirilmelerinin işverenin yükümlülüğünde bir sorumluluk olduğunu, bu nedenle söz konusu tazminat davasının İş Mahkemesi’nde açılması gerektiğini husemetin iş verene yöneltilmesi gerektiğini, görev ve husumet nedeni ile davanın reddinin gerektiğini, müvekkili tarafından araç maliki …’e ait … plaka sayılı araca 07/07/2015-07/07/2016 tarihleri arasındaki rizikolar için zorunlu mali mesuliyet sigortası yaptırıldığını, davacıların sigorta şirketine ihbarda bulunmadıklarını, müvekkilinin tümerrüte düşürülmediğini, müvekkili şirketin dava dilekçesinin tebliğği ile haberdar olduğunu, bu nedenle dava tarihinden itibaren yasal faiz talep olunabileceğini, ceza dava dosyasının getirtilip incelenmesi gerektiğini, eğer davacı şikayetten vazgeçmiş veya uzlaşmışsa işbu davaadan feragat etmiş sayılacağını, davayı kabul anlamına gelmemek kaydıyla davacının ne kadar maaş aldığının araştırılması gerektiğini, ATK’dan rapor alınması gerektiğini savunarak davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ
İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; “…1)Davacının davalılar … ve … A.Ş. Hakkındaki maddi tazminat talebinin kısmen kabul kısmen reddi ile, 15.952,89 TL geçici iş göremezlik tazminatı, 171.204,21 TL kalıcı iş göremezlik zararından olan toplam 187.157,10 TL maddi tazminatın davalı … A.Ş.’nin dava tarihi olan 02/03/2016 tarihinden itibaren işleyecek değişen oranlarda avans faizi ile birlikte sigorta poliçesi limiti ile sınırlı olmak koşulu ile davalı …’nin kaza tarihi olan 18/11/2015 tarihinden itibaren işleyecek değişen oranlarda avans faizi ile birlikte davalılar … A.Ş.ve …’nden müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine, 2)Davacının … hakkındaki maddi tazminat davasının reddine,” şeklinde karar verildiği görülmüştür.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; hükme esas alınan maluliyet raporlarındaki çelişkilerin giderilmediğini, somut itirazlarının yine karşılanmadığını, cevapsız bırakıldığını, davacının kafatasında açıklık bulunduğunu, … tarihli ERÜ maluliyet raporunda, hem işitme kaybından dolayı hem de kafatasındaki kırıktan ve açıklıktan dolayı sürekli iş göremezlik oranının toplam % 23,89 olarak tespit edildiğini, İstanbul ATK. 3. İhtisas Kurulu raporunda ise sadece işitme kaybından dolayı % 14,2 sürekli iş göremezlik oranının tespit edildiğini, raporda kafatasındaki açıklığa ilişkin olumlu ya da olumsuz hiçbir değerlendirmenin bulunmadığını, İstanbul ATK kurumunda tahlil, tetkik, röntgen vs. imkanlarının olmadığını, dolayısıyla yeni bir röntgen veya başka bir işlem yapılmasının mümkün olmadığını, Üniversitelerde çekilen grafilere göre rapor verdiğini, çok somut olan bir konunun üniversiteler ve ist.atk arasında neden farklı yorumlara neden olduğunu, halen sorunun cevabını bilmemekle birlikte, 8 yıllık davayı kaybetmiş bulunduğunu, bu belirsizliklerin açığa çıkarılması gerekirken mahkemece araştırma yapılmaksızın, basit olan bir rapor ile yetinerek aynı kararı vermesinin doğru olmadığını, Üniversite raporları doğrultusunda hüküm kurulması gerekirken İstanbul ATK. raporları doğrultusunda hüküm kurulmasının hatalı olduğunu, davalı … yönüyle davanın husumetten reddinin hatalı olduğunu, davalının savunmasının 3. kişileri de bağlayacak güçte olması gerektiğini ancak sunulan kira sözleşmesinin noter onaylı olmadığını, taraflarca her zaman düzenlenmesi mümkün olan belgelerden olduğunu, faturalardan bahsedilmiş ise de tarafların ticari defter kayıtları ile bu iddiaların teyit edilmesinin gerektiğini ayrıca faturaların yine vergi kayıtları ile teyit edilmesi gerektiğini dolayısıyla bu eksiklikleri tamamlamayan davalının içtihatlarla belirtildiği şekilde yasal deliller ile işleten olduğu yönündeki güçlü karinenin aksini ispatlayabilmiş olmadığını, kabul etmemekle birlikte, 1 yıl süre ile fiili hakimiyetin geçtiğine dair yasal mahiyette bir delil de ileri sürülemediğini,Kayseri Minibüscüler ve Servis İşletmecileri Esnaf Odası’nın … tarihli cevabi yazısında da, davalıya ait aracın ve işleten olduğu iddia edilen …’ın oda kayıtlarına yer almadığının bildirildiğini, görüleceği üzere, resmi kayıtlarda, vergi kayıtlarında, ticari defterlerde iddia edildiği gibi …’ın işleten olduğuna dair delil sunulamadığını, davalı tarafından, 3. kişilerin kendi aralarında her zaman düzenleyebileceği belgelerin sunulduğunu, içtihatlarda aranılan yasal delillerle ispatlanabilmiş bir iddianın bulunmadığını, ZMMS poliçesinde sigortalı olarak da davalı …’in gözüktüğünü beyan ederek davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; 2918 Sayılı KTK uyarınca meydana gelen olayda müvekkili İdarenin sorumluğunun bulunmadığını, davacının yolcu olarak içerisinde bulunduğu … plakalı aracın sürücüsü olan ve ihbar olunan olarak dosyada ismi geçin …’ın yasada belirtilen hız sınırını ihlal etmiş olmasının kazanın meydana gelmesinde önemli bir etken olduğunu, araç sürücüsünün kusurunun ağırlığının tespitinin gerek husumet yöneltilmesi gerekse mahkemenin olası hükmedeceği tazminat miktarı açısından önemli olduğunu ancak bu hususun mahkeme tarafından dikkate alınmadığını, davacının uğramış olduğu zarara oranla hükmedilen tazminat miktarının çok yüksek olduğunu beyan ederek mahkeme kararının müvekkili idare aleyhine hükmedilen tazminat açısından kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … A.Ş vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Karayolları kanununa göre öncelikli sorumluluk taşımacılık mali sorumluluk sigortasından karşılanması gerektiğinden ve müvekkili şirket aracın ZMMS yapan olduğundan müvekkili şirketin sorumluluğunu kaldırdığını, Kayseri 1 Asliye Ticaret mahkemesince dosyanın iadesinden sonra yapılan yargılamada bu hususun araştırılmadığını ve yeniden eksik inceleme sonucunda müvekkili şirket dava sonunda ZMMS şirketi olması rağmen sorumlu tutulduğunu, davacıya ait maluliyet raporunun daha önce istinaf konusu edilmesine ve istinaf sebebi haklı bulunmasına rağmen Trafik Sigortası Genel Şartlarıyla tespit edilen Erişkinler için Engellilik Değerlendirilmesi hk.Yönetmeliğe göre tespit edilmediğini, Kayseri 1. Asliye Ticaret Mahkemesi tarafından 15.952,89-TL geçici iş göremezlik talebinin kabulüne karar verdiğini, bu hususun yerel mahkeme tarafından hatalı olarak değerlendirildiğini, Trafik Sigortası Genel Şartları’nın 01.06.2015 yılında değişmiş olup bu tarih ve sonrasında akdedilen poliçelerde uygulanması gerektiğini, bu nedenle yerel mahkemece geçici iş göremezlik tazminatına karar verilmesinin hatalı olduğunu beyan ederek mahkeme kararının kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Kayseri 1.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 20/02/2020 tarih, 2016/318 Esas, 2020/143 Karar sayılı kararı ile trafik kazası sonucu davacı yolcu …’ın yaralanması neticesinde, davacı … yönünden 6098 sayılı TBK’nun 54.maddesi gereği cismani zararın tazminine ilişkin talebin kısmen kabul kısmen reddine karar verilmiş, kararın davacı vekili, davalı … şirketi vekili ve davalı … vekilinin istinafı üzerine, Dairemizin 09/02/2021 tarih ve 2020/874 Esas 2021/139 Karar sayılı karar ilamı ile davacı vekilinin istinaf talebinin kabulüne, davalı … şirketi vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulüne ve davalı …Başkanlığı vekilinin istinaf başvurusunun reddine karar verilerek, ilk derece mahkemesi kararının HMK’nın 353/1-a/6 maddesi uyarınca kaldırılmasına ve dosyanın yeniden hüküm kurulmak üzere ilk derece mahkemesine gönderilmesine karar verilmiş, ilk derece mahkemesince kaldırma kararından sonra yapılan incelemeler ve araştırmalar neticesinde, Kayseri 1.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 21/10/2021 tarih ve 2021/134 E. 2021/932 K. sayılı kararı ile Dairemizin kaldırma kararından önceki verilen karar doğrultusunda, davalılar … şirketi ile … Başkanlığına yönelik açılan davanın kısmen kabul, kısmen reddine, davalı …’e yönelik davanın ise reddine karar verilmiş, kararın davacı vekili, davalı … şirketi vekili ve davalı … vekilinin istinafı üzerine, istinaf incelemesi için dairemize gelmiş olduğu tespit edilmiştir.
İstinaf incelemesi HMK 355. maddesi gereğince ileri sürülen istinaf sebepleri ve kamu düzeni ile sınırlı olarak yapılmıştır.
Duruşma açılmasını gerektiren sebepler bulunmadığından HMK’nın 353 ve 355 maddeleri gereğince inceleme ve müzakereler dosya üzerinden yürütülmüştür.
A-) Davacı Vekilinin İstinaf Başvurusunun İncelenmesi Yönünden;
Yargıtay uygulamalarına göre, maluliyet raporu adli tıp uzmanları tarafından düzenlenmeli ve maluliyet oranı kaza tarihindeki mevzuata uygun olarak belirlenmelidir.
“Cismani Zarar Halinde Lazım Gelen Zarar ve Ziyan” başlığı altında düzenlenen TBK’nın 54. maddesinde, bedensel zarara uğranılması nedeni ile talep edilebilecek zarar türleri belirtilmekte olup çalışma gücü kaybı da bu zarar türleri arasında yer almaktadır. Haksız fiil sonucu çalışma gücü kaybının olduğu iddiası ve buna yönelik bir talebinin bulunması halinde, zararın kapsamının belirlenmesi açısından maluliyetin varlığı ve oranının belirlenmesi gerekmektedir. Söz konusu belirlemenin ise Adli Tıp Kurumu İhtisas Dairesi veya Üniversite Hastanelerinin Adli Tıp Anabilim Dalı bölümleri gibi kuruluşların çalışma gücü kaybı olduğu iddia edilen kişide bulunan şikayetler dikkate alınarak oluşturulacak uzman doktor heyetinden, haksız fiilin gerçekleştiği tarihte yürürlükte olan Yönetmelik hükümleri dikkate alınarak yapılması gerekmektedir.
Somut olayda, Dairemizin 09/02/2021 tarihli ve 2020/874 E. 2021/139 K. numaralı karar ilamı gereğince ” (1) davacı …’ın maluliyetine ilişkin İstanbul ATK 2.Üst Kurulu’ndan alınmış olan rapor hükme esas alınmış olup, raporda maluliyet tespitinin Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliğine göre belirlendiği görülmüştür. Kaza, 18/11/2015 tarihinde gerçekleşmiş olup maluliyet oranının tespiti açısından, poliçenin eki niteliğindeki Genel şartlar uyarınca Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik hükümlerine göre rapor alınması hususundaki 2918 sayılı KTK’nın 90. maddesindeki Genel Şartlara ilişkin atıf Anayasa Mahkemesi’nin 17/07/2020 tarihli ve 2019/40 Esas 2020/40 Karar sayılı (Resmi Gazete yayınlanma tarihi 09/10/2020) iptal kararıyla iptal edilmiş olunduğundan kaza tarihi itibari ile yürürlükteki Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmeliği’ne uygun şekilde İstanbul ATK 2.Üst Kurulu’ndan usulüne uygun, denetime ve hüküm kurmaya elverişli olacak şekilde davacının maluliyet derecesi ve oranının belirlenmesi amacıyla rapor alınıp sonucuna göre hüküm kurulması gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş olup, davalı … vekilinin istinafının kabulüne, ilk derece mahkemesi kararının HMK’nın 353/1-a/6. maddesi uyarınca kaldırılması gerektiği kanaatine varılmıştır. (Yargıtay 17.HD.’nin 08/09/2020 tarihli 2019/3181 E. 2020/4988 K. sayılı ilamı-Yargıtay 17.HD.’nin 03/12/2020 tarihli 2019/2697 E. 2020/8083 K. sayılı ilamı) (2) Davacı için Erciyes Üniversitesi Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığı’ndan alınmış olan maluliyet raporunda, yapılan değerlendirmede ikili ayrım yapılarak, sağ kulakta iletim tipi total işitme kaybının vücut genel çalışma gücünden kayıp oranı %17, olay tarihindeki yaşına göre düzeltme yapıldığında %14,2 oranında olduğu, kafatasındaki açıklık nedeniyle %11,3 oranında olmak üzere davacının sürekli işgöremezlik oranının %23,89 oranında olduğunun rapor edilmiş olduğu, İstanbul ATK 3.İhtisas Kurulu’ndan alınmış olan raporda maluliyet oranı %14,2 olarak belirlenmiş, davacının kafatasındaki açıklığa ilişkin çelişki İstanbul ATK 2.Üst Kurulu tarafından giderilmemiş ve bu rapor esas alınarak aktüerya bilirkişisi rapor hazırlamıştır. İlk derece mahkemesince İstanbul ATK 2.Üst Kurulu’ndan, davacının kafatasındaki açıklığın trafik kazası neticesinde oluşup oluşmadığı, oluşmuşsa davacının vücut genel çalışma gücüne herhangi bir etkisinin olup olmadığının, varsa hangi oranda olduğu hususunda ek rapor alınmak ve sonucuna göre işlem yapılması gerektiği halde eksik ve hatalı maluliyet raporu dikkate alınmak suretiyle işlem yapılarak hüküm kurulmuş olduğu anlaşıldığından, bu yöndeki davacı vekilinin istinafının yerinde olduğu görülmüştür.” şeklinde değerlendirme yapılmış, dosya eksikliklerin tamamlanması için ilk derece mahkemesine gönderilmiş, ilk derece mahkemesince Dairemizin kaldırma kararı doğrultusunda daha önce Erciyes Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığı’ndan alınan maluliyet raporu ile İstanbul ATK.3.İhtisas Kurulundan alınmış olan maluliyet raporu arasındaki çelişkinin giderilmesi için başvurulan Adli Tıp Kurumu İkinci Üst Kurulundan alınmış olan 03/06/2021 tarihli raporda, davacının meslekte kazanma gücü kayıp oranının %14,2 oranında, trafik kazası nedeniyle davacının mutat iş ve gücünden kaldığı sürenin 12 ay olduğunun, davacının kafatasındaki açıklığın trafik kazası neticesinde oluşmuş olduğu, ancak otogreftle (kendi kemiği) ile kapatılmış olduğundan yönetmelik kapsamında meslekte kazanma gücü kayıp oranına etki edecek nitelikte olmadığının rapor edilmiş olduğu, İstanbul ATK 2.Üst Kurulu’ndan alınmış olan raporun Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmeliği ile bu yönetmelik kapsamında yer almayan bölüm, cetvel ve listeler için, Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümleri değerlendirilmek suretiyle tesis edilmiş olduğu anlaşılmakla, raporun ilk derece mahkemesince hükme esas alınması isabetli olup, davacı vekilinin aksi yöndeki istinafının yerinde olmadığı tespit edilmiştir.
2918 sayılı KTK’nın “Tanımlar” başlıklı 3. maddesinde “İşleten:Araç sahibi olan veya mülkiyeti muhafaza kaydıyla satışta alıcı sıfatıyla sicilde kayıtlı görülen veya aracın uzun süreli kiralama, ariyet veya rehni gibi hallerde kiracı, ariyet veya rehin alan kişidir. Ancak ilgili tarafından başka bir kişinin aracı kendi hesabına ve tehlikesi kendisine ait olmak üzere işlettiği ve araç üzerinde fiili tasarrufta bulunduğu ispat edilirse bu kimse işleten sayılır.” hükmü düzenlenmiştir. Bu tanım gereğince araç maliki, kendisine ait aracı uzun süreli olarak başka birisine kiraladığı takdirde, aracı kiralayan kişi işleten sayılacak ve işletenin kusursuz sorumluluğunu üzerine alacaktır. Taraflar arasında uzun süreli kira sözleşmesi yapılmış olduğunun ispatı, yalnızca taraflar arasında her zaman düzenlenmesi mümkün olan araç kiralama sözleşmesi ile olmayıp, bu sözleşmenin yapıldığını tasdik edecek şekilde aracın kiracıya teslim edildiğini ve onun fiili tasarrufunda olduğunu ispata ilişkin olarak, aracın kiracıya teslim edildiğine ilişkin teslim belgesinin olup olmadığının, aracın kiralandıktan sonra vergi, trafik cezası kayıtları, kasko ve trafik sigortasına ait ödemelerin kim veya kimler tarafından yapıldığının ilgili yerlerden sorularak araştırılması ve sonucuna göre işleten sayılıp sayılmayacağına karar verilmesi gerekmektedir.
Somut olayda, Dairemizin 09/02/2021 tarihli ve 2020/874 E. 2021/139 K. numaralı karar ilamı gereğince “trafik kazasına karışın … plaka sayılı aracın maliki olan davalı … tarafından, 09/07/2015 – 09/07/2016 tarihleri arasında ihbar olunan …’a 1 yıllığına kiralanmış olduğuna ilişkin araç kiralama sözleşmesi dosya içerisinde mevcut olmakla birlikte, … plaka sayılı aracın ve …’ın Kayseri Minibüscüler ve Servis İşletmeleri Esnaf Odasına kayıtlı olmadığına ilişkin yazının da mevcut olduğu, bu durumda dosya içerisinde ihbar olunan … tarafından düzenlenerek ihbar olunan Kumtel şirketine verilmiş 18/11/2015 kaza tarihinden önceki ve sonraki tarihlere ait taşıma faturalarının bir suretinin de eklenmesi suretiyle bu faturalara ilişkin herhangi bir verginin tahakkuk ettirilip ettirilmediği, ettirilmiş ise kim adına tahakkuk ettirilmiş olduğunun, ödenmiş ise kim tarafından tahsil edilmiş olduğunun sorulması, kira sözleşmesinden sonra araca ilişkin herhangi bir trafik cezası kaydının olup olmadığının, varsa kim adına trafik cezası belgesinin düzenlendiğinin ve trafik cezası ödenmişse kim ya da kimler tarafından ödendiğinin Emniyet Müdürlüğü’ne yazı yazılmak suretiyle öğrenilmesi, aracın varsa kasko ve trafik sigortasına ilişkin ödemelerin kim ya da kimler tarafından ödendiğinin ilgili kasko ve trafik sigortasından yazı ile öğrenildikten sonra sonucuna göre işlem yapılması gerekirken, eksik inceleme neticesinde davalı … ile ihbar olunan … arasında düzenlenen araç kiralama sözleşmesini yeterli görmek suretiyle araç maliki olan davalı … hakkında açılan davanın reddine karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup, bu yöndeki davacı vekilinin istinafının yerinde olduğu görülmüştür.” şeklinde değerlendirme yapılmış, dosya eksikliklerin tamamlanması için ilk derece mahkemesine gönderilmiş, ilk derece mahkemesince Dairemizin kaldırma kararı doğrultusunda gerekli araştırmalar ve incelemeler neticesinde, trafik kazasına sebebiyet vermiş olan … plaka sayılı aracın 18/11/2015 kaza tarihi itibariyle malikinin davalı … olduğu, aracın zorunlu mali mesuliyet sigortasının davalı … adına düzenlenmiş olduğu, ancak aracın 09/07/2015-09/07/2015 tarihleri arasında dava dışı …’a kiralanmış olduğuna ilişkin araç kiralama sözleşmesinin dosya içerisine sunulmuş olduğu, davacının … şirketinde çalıştığı ve işyerinden Tomarza’ya evine giderken servis aracı olan … plaka sayılı aracın … plaka sayılı araçla çarpışması neticesinde yolcu konumunda olan davacının yaralanmış olduğu, kaldırma kararından sonra … Başkanlığından alınmış olan 10/06/2021 tarihli yazıda dava dışı …’ın başvurusu üzerine … plaka sayılı araca UKOME Kurulunun 2015/02-65 sayılı kararı ile Develi-Kayseri arasında personel servisliği yapmak için özel izin belgesi verilmesine karar verilmiş olduğu hususu birlikte değerlendirildiğinde 2918 sayılı KTK’nın 3.ve 85.maddesi gereğince … plaka sayılı aracın işleteninin davalı … değil, dava dışı … olduğunun kabulünün gerektiği anlaşılmakla, ilk derece mahkemesince davalı …’e karşı açılan davanın reddine karar verilmiş olması isabetli olmuş olup, davacı vekilinin aksi yöndeki istinafının yerinde olmadığı tespit edilmiştir.
B-) Davalı … Aş. Vekilinin İstinaf Başvurusunun İncelenmesi Yönünden;
Maluliyete ilişkin alınacak raporların, haksız fiil; 11/10/2008 tarihinden önce ise Sosyal Sigorta Sağlık İşlemleri Tüzüğüne, 11/10/2008 ila 01/09/2013 tarihleri arasında ise Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği’ne, Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmeliği’ne, 01/06/2015 tarihinden sonra ise Özürlülük Ölçütü Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik, 20.02.2019 tarihinden sonra Erişkinler İçin Engellilik Değerlendirmesi Hakkında Yönetmelik hükümleri, yaralananın çocuk olması halinde ise 20/02/2019 tarihinde yürürlüğe giren Çocuklar İçin Özel Gereksinim Değerlendirilmesi Hakkındaki Yönetmelik hükümlerine göre maluliyetin tespiti gerekmektedir.
Somut olayda, trafik kazasının meydana gelmiş olduğu 18/11/2015 tarihinde ” Erişkinler İçin Engellilik Değerlendirmesi Hakkında Yönetmelik” hükümleri yürürlükte olmadığından davalı sigorta vekilinin davacının maluliyetinin “Erişkinler İçin Engellilik Değerlendirmesi Hakkında Yönetmelik hükümleri” dikkate alınarak hesaplanması gerektiği yönündeki istinafının yerinde olmadığı tespit edilmiştir.
Davalı sigorta vekilinin geçici işgöremezlik tazminatından sorumlu olmadıklarına ilişkin istinafı, Dairemizin 09/02/2021 tarihli ve 2020/874 E. 2021/139 K. numaralı karar ilamı gereğince, “6098 Sayılı TBK’nın 54. maddesinde çalışma gücünün azalmasından veya yitirilmesinden doğan kayıplar ile kazanç kaybı, bedensel zararlar kapsamında sayılmış olup, geçici iş görmezlik zararlarının da bu kapsamda olmasına, sürücü ve işletenin, zarar görenin geçici iş görmezlik zararlarından sorumlu olması nedeniyle, aracın sigortalı olması halinde 2918 Sayılı Yasanın 90. maddesi gereğince, sigortanın sorumluluğu da TBK hükümlerine göre belirleneceğinden ve geçici iş göremezlik zararları da 2918 Sayılı Kanunun 92. maddesinde sigorta teminatı dışında tutulmadığından, davacının geçici iş göremezlik tazminatını, davalı sigorta şirketinden talep edebilmesine, her ne kadar, davalı tarafından ZMSS yeni genel şartları ve 6111 Sayılı Yasa ile değişiklik yapılan 2918 Sayılı Yasanın 98. maddesi gereğince geçici iş görmezlik zararlarının tedavi giderleri kapsamında olduğundan bahisle, SGK’nın sorumluluğunda olduğu iddia edilmiş ise de, genel şartlara atıf yapan kanuni düzenleme Anayasa Mahkemesi’nce iptal edildiği gibi, geçici iş göremezlik zararı tedavi gideri olmayıp, 2918 Sayılı Yasanın 98. maddesinde geçici iş göremezlik zararlarının SGK’nın sorumluluğunda olduğuna ilişkin düzenlemenin de yer almamasına göre mahkeme kararının usul ve yasaya uygun bulunduğu anlaşılmış olup, davalı … vekilinin bu yöndeki istinafının yerinde olmadığı görülmüştür. ” şeklinde değerlendirme yapılmak suretiyle incelenmiş olup, davalı sigorta vekilinin davacının geçici işgöremezlik tazminatından sorumlu olmadıkları yönündeki istinafının yerinde olmadığı tespit edilmiştir.
Somut olayda, Dairemizin 09/02/2021 tarihli ve 2020/874 E. 2021/139 K. numaralı karar ilamı gereğince, “(1) Zorunlu Karayolu Taşımacılık Mali Sorumluluk Sigortası, 4925 sayılı Karayolu Taşıma Kanunu’nun “Sorumluluk ve Sigorta” başlıklı bölümünde düzenlenmiş olup; Kanunun 17. maddesinde: “Şehirlerarası ve Uluslararası yolcu taşımacıları, duraklamalar dahil olmak üzere kalkış noktasından, varış noktasına kadar geçecek süre içinde meydana gelecek bir kaza nedeniyle yolcunun ölümü, yaralanması ya da eşyanın zarara uğramasından dolayı sorumludurlar” açıklaması yapıldıktan sonra, 18. maddesinde: “Taşımacılar, yolcuya gelebilecek bedeni zararlar için bu Kanunun 17 nci maddesinden doğan sorumluluklarını sigorta ettirmek zorundadırlar” denilmiştir. (2) Zorunlu Karayolu Taşımacılık Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları’nın “Tazminat Ödemesinde Öncelikli Sigorta” başılığını taşıyan B.8. maddesinde ise; “Meydana gelen zarar öncelikle bu sigortadan karşılanır. Sigorta sözleşmesinin hiç yapılmamış olması, yapılmış fakat geçersiz hale gelmiş olması, süresinin bitmiş olması veya meydana gelen zararın bu sigorta teminatlarının üzerinde bulunması halinde teminatların üzerinde kalan kısım için; sırasıyla 13/10/1983 tarih ve 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununa göre yapılması zorunlu olan mali sorumluluk sigortasına ve varsa ihtiyari mali sorumluluk sigortasına başvurulur” denilmektedir. Buna göre taşıma ilişkisinde, taşımacılık mali sorumluluk sigortası, mali sorumluluk sigortası ve ihtiyari mali sorumluluk sigortası arasında sıralı sorumluluk ilişkisi kabul edilmiştir.(3) Somut olayda yaralanan …’ın bulunduğu … plaka sayılı aracın, yukarıda izah edilen araştırmalar neticesinde servis aracı olduğu anlaşıldığı takdirde, mahkemece aracın 4925 sayılı yasa kapsamında olup olmadığı, zorunlu taşımacılık sigortası bulunup bulunmadığı, varsa sorumluluğunun kapsamı araştırılarak, buna göre davalı zorunlu mali sorumluluk sigortacısı olan istinaf eden Halk Sigortanın sorumluluğunun belirlenmesi gerekirken, ilk derece mahkemesince bu hususta yeterli araştırma yapılmadan, ZMMS şirketi olan Halk Sigortanın sorumluluğuna gidilmesi hatalı olup, bu yöndeki davalı sigorta vekilinin istinafının yerinde olduğu görülmüştür.” şeklinde değerlendirme yapılmış, dosya eksikliklerin tamamlanması için ilk derece mahkemesine gönderilmiş olmasına rağmen ilk derece mahkemesince Dairemizin kaldırma kararı doğrultusunda … plaka sayılı aracın 4925 sayılı yasa kapsamında olup olmadığı, zorunlu taşımacılık sigortası bulunup bulunmadığı, varsa sorumluluğunun kapması araştırılarak, buna göre davalı ZMMS’i olan Halk Sigortanın sorumluluğunun belirlenmesi hususunda ilk derece mahkemesince herhangi bir araştırma, inceleme ve değerlendirme yapılmamış olduğu ancak, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmayarak, bu hususun Dairemizce giderilmesinin HMK’nun 353/1-b/3.maddesi uyarınca mümkün olduğu kanaatine varılarak, … Birliğine yazı yazılmak suretiyle … plaka sayılı aracın Zorunlu Karayolu Taşımacılık Mali Sorumluluk Sigortasının olup olmadığının araştırılarak cevap verilmesi istenmiş, … Birliğinden gelen yazıda … plaka sayılı aracın Zorunlu Mali Mesuliyet sigortası haricinde herhangi bir sigortasının olmadığı anlaşılmakla; davalı … vekilinin aksi yöndeki istinafının yerinde olmadığı tespit edilmiştir.
C-) Davalı … Başkanlığı Vekilinin İstinaf Başvurusu Yönünden;
Somut olayda, Dairemizin 09/02/2021 tarihli ve 2020/874 E. 2021/139 K. numaralı karar ilamı gereğince, ” İhbar olunan …’ın sevk ve idaresindeki … plakalı araç ile ihbar olunan …’ın sevk ve idaresindeki … plaka sayılı aracın çarpışması neticesinde çift taraflı trafik kazası meydana gelmiş olduğu, … plaka sayılı aracın sürücüsü …’ın trafik kazasının meydana gelmesinde %75 oranında kusurlu olduğu, … plaka sayılı araç sürücüsü …’ın %25 oranında kusurlu olduğu, davacının ise … plaka sayılı araçta yolcu olup herhangi bir kusurunun olmadığı tespit edilmekle birlikte, araçta yolcu olan davacıya karşı araç sürücüleri ve işletenleri ile sigortaları müteselsilen ve müştereken sorumlu olup, araç sürücülerinin sorumluluğu kusur sorumluluğuna, araç maliki işleten olanların sorumluluğu kusursuz sorumluluğa, sigortanın sorumluluğu ise poliçeden kaynaklı sözleşme sorumluluğuna dayandığından, trafik kazasından sorumlu olmadığı yönündeki davalı … Başkanlığı vekilinin istinafının yerinde olmadığı görülmüştür.” şeklinde değerlendirme yapılmak suretiyle incelenmiş olup, davalı … Başkanlığı vekilinin, trafik kazasına sebebiyet vermiş olan … plaka sayılı aracın araçmaliki-işleteni konumunda olan … Başkanlığı’nın trafik kazasından, dolayısıyla oluşan tazminattan sorumlu olmadığı yönündeki istinafının yerinde olmadığı tespit edilmiştir.
Yukarıda izah edilen sebeplerle ilk derece mahkemesi kararında davanın esasıyla ilgili hükme etki edecek tüm delillerin toplandığı, ihtilafın doğru olarak tanımlandığı, kanunun olaya uygulanmasında ve gerekçede hata edilmediği anlaşılmakla, davacı vekilinin, davalı … Aş. ve davalı … Başkanlığı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nun 353/1-b/3. maddesi uyarınca esastan reddine karar vermek gerekmiş aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan gerekçelerle;
1-) Davacı vekilinin, davalı … Aş. vekili ve davalı … Başkanlığı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-3 maddesi gereğince esastan REDDİNE,
2-) Alınması gereken 269,85 TL istinaf karar harcından davacıdan peşin olarak alınan 80,70 TL harcın mahsubu ile eksik kalan 189,15 TL harcın davacıdan alınarak Hazineye irat kaydına,
3-) İstinaf başvurusu nedeniyle alınması gereken 12.784,70 TL istinaf karar harcından davalılar … A.Ş ve … Başkanlığı tarafından başvuru sırasında peşin yatırılan toplam 6.392,36-TL harcın mahsubu ile eksik kalan 6.392,36 TL istinaf karar ve ilam harcının istinaf eden davalılar … A.Ş ve … Başkanlığı’ndan müştereken ve müteselsilen alınarak Hazineye irat kaydına,
4-) Davacı vekili, davalı … Aş. vekili ve davalı … Başkanlığı vekili tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerlerinde bırakılmasına,
5-) İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından AAÜT md. 2/2 uyarınca vekalet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,
6-) Davacı vekili, davalı … Aş. vekili ve davalı … Başkanlığı vekili tarafından istinaf yargılaması bakımından yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının, HMK’nun 333. maddesi, Yönetmeliğin 207/1. maddesi ve HMK Gider Avansı Tarifesi’nin 5. maddesi hükümlerine göre yatırana İADESİNE,
7-) Kararın kesin olması nedeniyle taraflara tebliği ve gider avansı iadesi işlemlerinin 6100 sayılı HMK md. 302/5 ve 359/3 uyarınca ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dair; tarafların yokluğunda, Hukuk Muhakemeleri Kanunu md. 353/1-b-3 uyarınca dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca Yargıtay’da temyiz yolu kapalı (KESİN) olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 14/09/2023