Emsal Mahkeme Kararı Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2022/1490 E. 2023/796 K. 13.04.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
KAYSERİ
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/1490
KARAR NO: 2023/796
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: KAYSERİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 24/03/2022
NUMARASI: 2021/294 Esas 2022/233 Karar
DAVANIN KONUSU: Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 15/04/2021
İSTİNAF KARARININ
VERİLDİĞİ TARİH: 13/04/2023
YAZILDIĞI TARİH: 13/04/2023
Kayseri 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2021/294 Esas 2022/233 Karar sayılı kararı davalı … Şirketi vekili tarafından istinaf incelemesi için dairemize gönderilmekle dosyadaki tüm bilgi ve belgeler incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLÜP GÖRÜŞÜLDÜ:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 30/10/2020 tarihinde müvekkiline ait, sürücüsü … olan, … plaka sayılı aracın kavşağa yaklaştığı sırada kontrollü bir şekilde durduğunu, trafikte beklediği sırada sigortacısı işleteni ve sürücüsü davalılar olan … plaka sayılı aracın hızlı ve dikkatsiz bir şekilde gelerek müvekkilinin aracına çarptığını, müvekkilinin aracının da çarpmanın etkisiyle önünde duran beyaz renkli … marka araca çarptığını, kaza sonrası beyaz renkli … marka aracın olay yerini terk ettiğini, bundan sonra işleteni müvekkili olan sürücüsü ile işleteni davalı olan aracın sürücüsü tarafından trafik kazası tespit tutanağı düzenlendiğini, davalı aracının tam kusuruyla meydana gelen kazada müvekkilinin aracının arka ön ve yan taraflarında hasar meydana geldiğini ve hava yastıklarının açıldığını ileri sürerek şimdilik tamir masrafı zararı olarak 250,00 TL’nin, değer kaybı zararı olarak 250,00 TL’nin, araç mahrumiyet zararı tazminatı olarak 250,00 TL’nin, 30/10/2020 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, Kayseri 2. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2021/1 D. İş sayılı dosyasından yapılan yargılama giderleri ile vekalet ücreti için şimdilik 250,00 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalılar üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … Şirketi vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu uyuşmazlığa ilişkin müvekkili tarafından … nolu … tarihleri arasında … sigortalanan … plakalı aracın karışmış olduğu kaza sonucu davacı tarafa ait aracın uğradığı değer kaybı talep edilmekle poliçe kapsamında zarar açısından kaza tarihinde araç başına azami teminat limitinin 41.000,00 TL olduğunu, davacının müvekkili şirkete başvurması üzerine … nolu hasar dosyasının açıldığını, yapılan hesaplamaya göre davacıya 699,19 TL değer kaybı ve 2.500,00 TL maddi zarar ödemesi yapıldığını, müvekkili şirketin söz konusu ödemeyle birlikte üzerine düşen tüm sorumluluğu yerine getirdiğini savunarak davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili yönünden dava şartı arabuluculuk başvurusunda bulunulmadığını, davacının taleplerinin zamanaşımına uğradığını, değer kaybına ilişkin davaların belirsiz alacak olarak kabul edilmesinin mümkün olmadığını, kazanın davacı yanın dikkatsizliği ve trafik kurallarını ihlal etmesi nedeniyle meydana geldiğini, davacı yana ait tramer kayıtlarına kesin karine olarak güvenmenin mümkün olmadığını savunarak davanın reddine yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ
İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda;
Davacısının davasının kısmen kabul kısmen reddi ile,
1-Davacının tamir bedeline ilişkin davasının kabulü ile, 26.078,22 TL’nin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, alacağın 250,00 TL’lik kısmının sigorta şirketi yönünden 15/03/2021 tarihinden davalılar … ve … yönünden ise 30/10/2020 tarihinden itibaren yasal faiz uygulanmasına, bakiye kısmına ise ıslah tarihi olan 03/03/2022 tarihinden itibaren yasal faiz uygulanmasına,
2-Davacının değer kaybına ilişkin davasının kabulü ile, 3.300,81 TL’nin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, alacağın 250,00 TL’lik kısmının sigorta şirketi yönünden 15/03/2021 tarihinden … ve … yönünden ise 30/10/2020 tarihinden itibaren yasal faiz uygulanmasına, bakiye kısmına ise ıslah tarihi olan 03/03/2022 tarihinden itibaren yasal faiz uygulanmasına,
3-Davacının sigorta şirketine karşı ikame araç bedeli talebinin reddine,
4-Davacının ikame araç bedeline ilişkin gerçek kişilere yönelik davasının kabulü ile 2.250,00 TL’nin davalılar … ve …’den müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, alacağın 250,00 TL’sine 13/04/2021 tarihinden bakiyesine ise ıslah tarihi olan 03/03/2022 tarihinden yasal faiz uygulanmasına dair karar verildiği görülmüştür.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
Davalı … Şirketi vekili tarafından verilen istinaf dilekçesinde özetle; ilk derece mahkemesinin kararının eksik incelemeye dayalı olduğunu, usul ve yasaya aykırı olduğunu, başvuru sahibinin müvekkili şirkete başvurması üzerine müvekkili şirketçe hasar dosyası açıldığını, alınan eksper raporunda başvuru sahibine ait aracın maddi hasar ilişkin zararının olduğunun tespit edildiğini, başvuru sahibine 10.12.2020 tarihinde kusur durumuna göre; 2.500 TL maddi hasara ilişkin tazminat ödemesi, 19.03.2021 tarihinde ise 699,19 TL değer kaybına ilişkin ödeme yapıldığını, yapılan ödeme ile müvekkili şirketin poliçeden doğan tüm sorumluluğunu yerine getirdiğini, ilk derece mahkemesinin kararına esas olan birlirkişi raporunun hatalı olup, gerçeği yansıtmadığını, söz konusu araç hasarının giderildiğini, başka bir zarar kalmadığından başvuranın sebepsiz zenginleşmesine neden olacak şekilde müvekkili şirket aleyhine tazminata hükmedilmesinin hatalı olduğunu, mevcut hüküm gereğince, aracın onarımı esnasında şirketlerinin anlaşmalı tedarik ıskonto oranın parça da %15-20 düşülerek ödemenin yapılması gerektiğinin bilirkişi ve hakem tarafından kesinlikle gözardı edilmemesi gerektiğini, değişimi uygun gözüken parçalar üzerinde tedarikçi iskontosu düşülerek piyasa şartlarına göre makul işçilikler üzerinden hesaplama yapılmasını, tedarikçi firma ile müvekkili şirket arasındaki anlaşma gereği orjinal parçalara iskonto uygulandığını, zaten sektörde tüm sigorta şiketlerinin aynı şekilde çalıştığını, tedarikçi firma ile sigorta şirketi arasındaki bu anlaşmanın başvuranı bağlamadığını, bilirkişi hesabını piyasa şartlarına göre değil, genel şartlar değer kaybı hesaplama yöntemine göre yapması gerektiğini, bilirkişi tarafından tespit edilen tutarın fahiş olup aracın piyasa değerinin çok üstünde bir tutar üzerinden değerlendirme yapıldığını, değer kaybı hesaplaması dışında kalan haller değer kaybı hesabına gerektiği şekilde dahil edilmediğini, genel şartlar hesaplama yöntemi dikkate alındığında müvekkil şirketin herhangi bir sorumluluğu bulunmadığını, tüm sorumluluklarını yerine getirmiş olduğunun görüleceğini, bilirkişi raporuna itirazlarında belirtmiş oldukları üzere esasa konu olan bilirkişi raporunda ön taraf hasarı da müvekkili şirketi sorumluluğuna dahil edildiğini, karşı aracın takip mesafesini koruması gerektiğinden, bu hasardan müvekkili şirketin sorumlu bulunmadığını ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmesi talebiyle istinaf kanun yoluna başvurduğu görülmüştür.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE:Dava, trafik kazasından kaynaklı olarak araçta meydana gelen hasar neticesinde oluşan değer kaybından ve araç mahrumiyetinden oluşan maddi tazminata ilişkindir.
Kayseri 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 24/03/2022 tarih, 2021/294 Esas 2022/233 Karar sayılı kararı ile, trafik kazasından kaynaklı olarak araçta meydana gelen hasar neticesinde oluşan değer kaybından ve araç mahrumiyetinden oluşan maddi tazminat davasının kısmen kabulüne, kısmen reddine karar verilmiş, 08/04/2022 tarihinde “tashih şerhi” ile düzeltme yapılarak davanın kabulüne karar verilmiştir.
İlk derece mahkemesi kararına karşı süresi içerisinde davalı… şirketi vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İstinaf incelemesi HMK 355. maddesi gereğince ileri sürülen istinaf sebepleri ve kamu düzeni ile sınırlı olarak yapılmıştır.
Duruşma açılmasını gerektiren sebepler bulunmadığından HMK’nın 353 ve 355 maddeleri gereğince inceleme ve müzakereler dosya üzerinden yürütülmüştür.
Trafik kazası ile ilgili olarak, ceza dosyasında alınan kusur bilirkişisi raporu, eldeki davada alınan kusur bilirkişisi raporu ile aynı trafik kazasına bağlı olarak açılmış olan diğer tazminat davalarında alınmış olan kusur bilirkişisi raporlarının tutarlı olup, birbiriyle çelişkili olmaması gerekir. Raporlar arasında çelişki olduğu takdirde çelişkinin mahkemece Karayolları Genel Müdürlüğü Trafik kürsüsünden seçilecek heyetten ya da İTÜ trafik kürsüsünden seçilecek heyetten rapor aldırılmak suretiyle çelişkinin giderilmesi gerekir.
Somut olayda, eldeki davada kusur ve hasar bilirkişisi …’dan alınmış olan kusur ve hasar raporunda trafik kazasının meydana gelmesine davalı … plaka sayılı araç sürücüsü …’ün sebebiyet vermiş olduğu, trafik kazasının meydana gelmesinde dava dışı … plaka sayılı araç sürücüsü …’ın herhangi bir kural ihlalinin olmadığının, davacının aracında trafik kazası nedeniyle meydana gelmiş olan 28.578,22 TL, aracın trafik kazasından önceki ikinci el piyasa değerinin 74.000 TL olduğunun rapor edilmiş olduğu, kaza tespit tutanağı, dosya içerisindeki bilgi ve belgelerden, alınan raporun olayın oluş şekline uygun düştüğü tespit edilmiş olup, davalı sigorta vekilinin bilirkişi raporunun yetersiz olduğu, hasara ilişkin ödenmesi gereken tüm bedelin ödendiğine ilişkin istinafının yerinde olmadığı görülmüştür.
26.04.2016 tarihinde yürürlüğe giren 6704 sayılı Kanunun 3. maddesiyle 2918 sayılı KTK’nın 90. maddesine eklenen “… bu Kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda öngörülen usul ve esaslara tabidir.” cümlesinde geçen “bu Kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda” kısmı ile “… bu Kanun ve genel şartlarda düzenlenmeyen hususlar hakkında 11/1/2011 tarihli ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun haksız fiillere ilişkin hükümleri uygulanır.” cümlesinde geçen “ve genel şartlarda” kısmı Anayasa Mahkemesi’nin 17/07/2020 tarihi ve 2019/40 Esas 2020/40 Karar sayılı iptal kararı ile iptal edilerek 09/10/2020 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak iptal edilmiş olduğundan, eski genel şartlara göre davacı aracındaki değer kaybının Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin içtihatlarına göre, kazalı aracın modeli, markası, özellikleri, hasarı, yapılan onarım işlemleri, kilometresi, olay tarihindeki yaşı, aracın markası, özellikleri ve model yılı, kullanım amacı, kullanım süresi, yıpranma payı (aracın km’si, metal komponentlerin yoğunluğu, korozyon dozajı ve önceye ait hasarlar nedeni ile orjinalliğin yitirilip yitirilmediği), aracın gördüğü hasarın ağırlığı ve hasara uğrayan bölgeleri, hasarın giderilmesinde kullanılan parçaların niteliği (orijinal olup olmadığı), tramer kayıtlarına göre araçta meydana gelen hasarlar irdelenerek, emsal satışlar da araştırılmak suretiyle, aracın olay tarihindeki 2.el rayiç değeri ile kazadan sonra onarılmış haldeki 2. el rayiç değeri arasındaki farka göre değer kaybının bilirkişi tarafından hesaplanması gerektiği hususu dikkate alınarak, aracın kaza sırasındaki ikinci el rayiç değerinin 74.000 TL, kaza sonrasında onarılmış haldeki 2.el rayiç değerinin 70.00 TL dolayısıyla tespit edilen (74.000 TL-70.000TL=4.000 TL) 4.000 TL değer kaybının, aracın yaşı, kaza sonrasında araçta oluşan hasarın miktarı, değişen parçalar ve değişen parçaların bölgesi dikkate alındığında, fahiş olmadığı, davalı… Şirketi tarafından değer kaybına yönelik ödenen 699,19 TL’nin yeterli olmadığı, davacının değer kaybına yönelik olarak dava açmakta hukuki yararının olduğu, davalı sigorta tarafından ödenmiş olan 699,19 TL’nin 4.000 TL’den mahsup edilerek davacı taraf lehine 3.300,81 TL değer kaybına hükmedilmesi doğru görülmüş olup, davalı sigorta şirketi vekilinin değer kaybının hesaplanmasına yönelik aksi yöndeki istinaflarının yerinde olmadığı görülmüştür.
Sigortanın sorumluluğu, sözleşme hukuku ve KTK gereğince poliçe teminatı ve poliçenin eki olan sigorta genel şartlarıyla sınırlı olup, poliçe teminatı kapsamında olmayan ve sigorta genel şartlarında düzenlenmeyen konularda sigortanın sorumluluğu yoktur. Trafik kazası nedeniyle oluşan kazanç kaybı ve araç mahrumiyetinden doğan ikame araç bedeli zararına ilişkin tazminat talepleri sigorta poliçe teminatı ve sigortanın eki olan sigorta genel şartları kapsamında olmadığından, bu yöndeki taleplerin reddine karar verilmesi gerekir. Davacının araç mahrumiyetinden doğan ikame araç bedeli zararına ilişkin tazminat talebinin sigorta poliçesinin ve eki olan sigorta genel şartlarının kapsamında olmaması nedeniyle ilk derece mahkemesince, araç ikame bedelinden sigortanın sorumlu tutulmaması isabetli olmakla birlikte; davacının dava dilekçesinde araç mahrumiyet bedelinin davalı sigortadan talep edilmediği, HMK’nın 297/2. maddesine aykırı olarak talep edilmeyen bir husus yönünden davalı sigorta lehine hüküm kurulduğu, daha sonra ise HMK’nın 304. maddesinde düzenlenen “hükmün tashihi” gereğince davalı sigorta şirketi lehine araç ikame bedeli yönünden talebin reddine yönelik verilen hükmün, hükümden çıkartılmak suretiyle düzeltilmiş olduğu anlaşılmakla; HMK’nın 304. maddesinde düzenlenen “hükmün tashihi” yoluyla yalnızca yazı ve hesap hataları ile diğer benzeri açık hataların düzeltilebileceği hususu düzenlenmiş olup, somut olayda, davalı sigorta yönünden araç mahrumiyet bedelinin talep edilmemesine rağmen, ilk derece mahkemesince hüküm kurulması ve bu hükmün fark edilince tashih şerhiyle kaldırılması doğru görülmemiş olup, HMK’nın 353/1-b/2. maddesi uyarınca ilk derece mahkemesi kararının tashih şerhiyle birlikte kaldırılarak, HMK’nın 297/2. maddesine uygun olarak, araç mahrumiyeti bedeli yönünden, davalı sigorta haricindeki diğer davalılar … ve …’ten tahsiline karar verilmesi gerektiği görülmüştür.
Yukarıda izah edilen sebeplerle ilk derece mahkemesi kararında davanın esasıyla ilgili hükme etki edecek tüm delillerin toplandığı, ihtilafın doğru olarak tanımlandığı, kanunun olaya uygulanmasında ve gerekçede hata edilmediği anlaşılmakla, davalı … Şirketi vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1. maddesi uyarınca esastan reddine, ilk derece mahkemesinin tashih şerhli gerekçeli kararının kamu düzeni yönünden 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b/2 maddesi gereğince kaldırılarak yeniden hüküm kurulmasına karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : (Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere) ;
A-) Davalı … Şirketi’nin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
B-) Kayseri 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2021/294 Esas 2022/233 Karar sayılı tashih şerhli kararının kamu düzeni yeniden hüküm kurulmak üzere KALDIRILMASINA, hükmün HMK’nın 353/1-b/2 maddesi gereğince YENİDEN TESİSİNE,
Davanın KABULÜ ile,
1-) Davacının tamir bedeline ilişkin davasının kabulü ile, 26.078,22 TL’nin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, alacağın 250,00 TL’lik kısmının sigorta şirketi yönünden 15/03/2021 tarihinden davalılar … ve … yönünden ise 30/10/2020 tarihinden itibaren yasal faiz uygulanmasına, bakiye kısmına ise ıslah tarihi olan 03/03/2022 tarihinden itibaren yasal faiz uygulanmasına,
2-) Davacının değer kaybına ilişkin davasının kabulü ile, 3.300,81 TL’nin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, alacağın 250,00 TL’lik kısmının sigorta şirketi yönünden 15/03/2021 tarihinden davalılar … ve … yönünden ise 30/10/2020 tarihinden itibaren yasal faiz uygulanmasına, bakiye kısmına ise ıslah tarihi olan 03/03/2022 tarihinden itibaren yasal faiz uygulanmasına,
3-) Davacının ikame araç bedeline ilişkin davasının kabulü ile 2.250,00 TL’nin davalılar … ve …’ten müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, alacağın 250,00 TL’sine 13/04/2021 tarihinden bakiyesine ise ıslah tarihi olan 03/03/2022 tarihinden yasal faiz uygulanmasına,
4-) 492 sayılı Harçlar Kanunu’na ekli (1) sayılı tarife gereğince; alınması gereken 2.160,57 (sigorta şirketi yönünden 2.006,88) TL harçtan davacı tarafından peşin yatırılan 59,30 TL peşin harç ve 527,34 TL ıslah harcı olmak üzere toplam 586,64 TL harcın mahsubu ile bakiye 1.573,93 (sigorta şirketi yönünden 1.420,24) TL harın davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak Hazineye gelir kaydına,
5-) 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/A-13. maddesi uyarınca ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği Tarife hükümleri uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin (yargılama gideri) davalı sigorta şirketinden alınarak Hazineye gelir kaydına,
6-) Davacı tarafından peşin yatırılan 59,30 TL başvurma harcı, 59,30 TL peşin harç ve 527,34 TL ıslah harcı olmak üzere toplam 645,94 TL harcın davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacı tarafa verilmesine,
7-) Davacı tarafından yapılan kep reddiyat gideri 0,60 TL, 12 e tebligat gideri 66,00 TL 3 müzekkere gideri 30,00 TL, 8 tebligat gideri 178,00 TL, bilirkişi ücreti 600,00 TL ve tespit masrafları 972,50 TL olmak üzere toplam 1.847,10 TL yargılama giderinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacı tarafa verilmesine,
😎 Davalı taraflarca yapılan herhangi bir yargılama gideri bulunmadığından bu konuda mahkememizce herhangi bir karar verilmesine yer olmadığına,
9-) HMK’nun 333/1. maddesi gereğince varsa artan gider avansından kullanılmayan kısmın karar kesinleşmesinden sonra yatıran ilgili tarafa iadesine,
10-) AAÜT’ye göre hesap edilen 5.100,00 TL vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacı tarafa verilmesine,
C-) Davalı … Şirketi’nin istinaf başvurusu reddedilmiş olmakla;
1-) Alınması gereken 2.006,88 TL istinaf karar harcından davalı tarafından peşin yatırılan 501,72 TL harcın mahsubu ile eksik kalan 1.505,16 TL harcın davalıdan alınarak Hazineye irat kaydına,
2-) İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
3-) Davalı tarafından yapılan istinaf yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına,
D-) 1-) İstinaf yargılaması bakımından istinaf kanun yoluna başvuran tarafından yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının HMK’nun 333. maddesi, Yönetmeliğin 207/1. maddesi ve HMK Gider Avansı Tarifesi’nin 5. maddesi hükümleri uyarınca yatırana iadesine,
2-) Kararın kesin olması nedeniyle taraflara tebliği, harç ve avans iadesi işlemlerinin HMK’nın md. 302/5 ve 359/3 uyarınca ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dair; tarafların yokluğunda, Hukuk Muhakemeleri Kanunu md. 353/1-b/2. maddesi uyarınca dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı HMK’nın 362/1 – a maddesi uyarınca KESİN olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 13/04/2023