Emsal Mahkeme Kararı Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2022/1438 E. 2023/738 K. 06.04.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T. C.
KAYSERİ
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/1438
KARAR NO: 2023/738
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: KAYSERİ 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 22/04/2022
NUMARASI: 2021/88 Esas 2022/344 Karar
DAVA:Tazminat (Ölüm ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
İSTİNAF KARARININ
VERİLDİĞİ TARİH:06/04/2023
YAZILDIĞI TARİH:06/04/2023
Kayseri 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2021/88 Esas 2022/344 Karar sayılı ilamı davalı … vekili tarafından istinaf incelemesi için Dairemize gönderilmekle inceleme aşamasında dosyadaki tüm bilgi ve belgeler incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLÜP GÖRÜŞÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde; davalı … sevk ve idaresindeki … plakalı araç ile bisiklet sürerken yere düşen kızları … doğumlu …’ün vefatına sebebiyet vererek ölümlü/yaralanmalı trafik kazası meydana geldiğini, … plakalı aracın kaza tarihi itibariyle … nolu ZMMS poliçesi ile davalı …Ş tarafından sigortalı olduğunu, sigorta şirketin yapmış olduğu kısmi ödemenin yetersiz olduğunu belirterek müvekkili … için 50,00-TL, … için 50,00-TL olmak üzere toplam 100,00-TL destekten yoksun kalma tazminatının kaza tarihinden itibaren işletilecek faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen davalılardan tahsiline karar verilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalılara yükletilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı …Ş vekilinin cevap dilekçesinde özetle; öncelikle görevli Mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemeleri olduğunu, davacılar tarafından müvekkili şirkete usulüne uygun olarak başvuru yapılmadığını, işbu davanın belirsiz alacak davası olarak açılmasının usule uygun olmadığını, davacı tarafından destek yoksun kalma tazminatı talebine ilişkin dava açıldığını bu nedenle davacının ıslah yoluyla arttırmasına muvafakat etmediklerini, müvekkili şirketin sigortalısının dava konusu kazanın meydana gelmesinde kusurunun bulunmadığını, dava konusu kazada davacıların tam kusurlu olduğunu, kabul anlamına gelmemekle davacıların dava tarihinden önceki bir tarihten itibaren faiz talep etmesinin yasal dayanağı olmadığını, müvekkili şirket yönünden temerrüt gerçekleşmediğinden vekili şirketin faiz yargılama gideri, vekalet ücretinden sorumlu tutulamayacağını, olay tarihinden itibaren müvekkili şirketten faiz talep edilmesinin tamamen yersiz ve haksız olduğunu belirterek müterafik kusurun tazminattan düşülmesini, haksız ve hukuki dayanaktan yoksun davanın reddi ile müvekkili şirketin dava açılmasına sebep olmadığının tüm yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesini talep etmiştir.
Davalı … vekilinin cevap dilekçesinde özetle; davacının müvekkili hakkındaki tam kusurlu iddiasının gerçek dışı olduğunu, müvekkilinin meydana gelen kazadan dolayı herhangi bir kusurunun bulunmadığını, trafik kaza tespit tutanağında da asli kusurlu olmadığının, tali kusurlu olduğunun, davacıların asli kusurlu olduğunun tespit edildiğini, müteveffanın taşıt yolu üzerinde ailesinin bilgisi dahilinde bisiklet sürdüğünü, bu bakımdan davacıların kazanın meydana gelmesinde tam kusurlu olduğunu belirterek davacı tarafın taleplerinin müvekkili açısından hukuki bir dayanağı bulunmadığını, haksız ve hukuka aykırı davanın reddi ile yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ:İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda;
“…1-Davacı …’ün maddi tazminat talebinin REDDİNE,
2-Davacı …’ün maddi tazminat talebinin kabulü ile; 73.100,58-TL destekten yoksun kalma tazminatının davalı …Ş yönünden temerrüt tarihi olan 08/12/2020 tarihinden itibaren, diğer davalı … yönünden ise kaza tarihi olan 21/06/2020 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine,” şeklinde karar verildiği görülmüştür.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:Davalı … vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; mahkeme kararına dayanak bilirkişi raporunda tespit edilen tazminat tutarında fahiş hesaplama hatasının bulunduğunu, bilirkişi raporunda bakiye ömür hesaplamasının TRH 2010 tablosu esas alınarak yapılmış olsa da tazminat hesaplamasının progresif rant yöntemi ile yapıldığını, bu durumun müvekkili şirketin sorumlu olduğu miktarın çok üzerinde tazminat ödemesi anlamına geleceğini, müvekkili şirket aleyhine tazminata hükmedilmesi durumunda, tazminat hesabının TRH2010 mortalite tablosuna göre ve %1,8 teknik faiz oranı kullanılarak yapılması gerektiğini, müteveffanın müterafik kusuru olup olmadığının tespit edilmesi gerekmekte iken işbu husus tespit edilmeden tazminat hesabı yapılması ve bu hesap doğrultusunda hüküm kurulmasının hatalı olduğunu, davada müterafik kusurun varlığı araştırılmadan tazminat hesaplaması yapıldığını, müteveffanın davaya konu kaza sonucunda kendi vefatında kusuru bulunup bulunmadığının tespit edilerek bu kusur oranında hesaplanan tazminattan indirim yapılması gerektiğini, SGK tarafından davacılara ödeme yapılıp yapılmadığı hususu araştırılmadan zarar hesabı yapılmış olmasının hatalı olduğunu, SGK tarafından yapılan ödemelerin tazminat hesabından mahsup edilmesi gerektiğini beyan ederek mahkeme kararının kaldırılarak davacının davasının reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: HMK’nın 355. maddesindeki düzenleme gereğince davalı …Ş.’nin istinaf sebepleri ve kamu düzenine ilişkin hususlar ile bağlı kalınarak ilk derece mahkemesine ait dava dosyası esas bakımından incelendiğinde;
Dava, haksız fiilden kaynaklı 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 53. maddesi gereği destekten yoksun kalma tazminatı istemine ilişkindir.
Somut uyuşmazlıkta, 21.06.2020 tarihinde davacıların kızı …’in taşıt yolunda bisiklet sürerken bisikletiyle düştüğü esnada davalı …’ın sevk ve idaresindeki … plakalı aracın çocuğa çarpması neticesinde …’ün vefat ettiği sabittir. Davalı … … plaka sayılı aracın zorunlu mali mesuliyet sigorta şirketidir.Ankara ATK Trafik İhtisas Kurulu’nun … tarihli raporuyla; 2015 doğumlu sürücü …’ün gözetiminden sorumlu ebeveynin, olay mahallinde, denetim ve gözetiminden sorumlu olduğu kızlarının, trafiği tehlikeye düşürecek şekilde yol içerisinde bisiklet kullandığı esnada davalı sürücünün kullandığı otomobil tarafından çarpılmasıyla meydana gelen kazada % 70 oranında kusurlu oldukları, davalı sürücü … ise sevk ve idaresindeki otomobil ile gündüz vakti meskun mahaldeki yolu takiben seyir halindeyken geldiği olay mahallinde, ifadesinde gördüğünü belirttiği çocuklara rağmen, yola gereken dikkatini vererek, müteyakkız seyretmeye özen göstermediğinden …’ün kullandığı bisiklete önlemsizce çarpmasıyla meydana gelen kazada %30 oranında kusurlu bulunduğu tespit edilmiştir. Hükme esas alınan bu raporun ceza dosyası kapsamında düzenlenen 14.09.2020 tarihli trafik bilirkişisi raporu, kaza tespit tutanağı ve olayın oluş şekline uyumlu olduğu görüldüğünden kusura ilişkin … Şirketi vekilinin istinaf sebepleri yerinde görülmemişitr.
Anayasa Mahkemesi’nin 17/07/2020 tarih 2019/40 Esas 2020/40 Karar sayılı kararıyla 2918 sayılı KTK’nın 90. ve 92. maddelerinde “genel şartlara” atıf yapan cümlelerin iptaline karar verilmiş ve bu karar 09/10/2020 tarihli Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe girmiş olmasıyla birlikte, Yargıtay 17. Hukuk Dairesince zarar görenlerin cismani zarar ve destekten yoksun kalma tazminatı alacağının hesaplanmasında TRH 2010 ve %10 artırım %10 iskonto yöntemi benimsenmiş olup TRH 2010 yaşam tablosunun uygulamasından vazgeçilmemiştir. (Yargıtay 17.HD.’nin 2019/5206 E. 2020/8874 K. 22/12/2020 tarihli ilamı) Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda zararın belirlenmesi bakımından TRH yaşam tablosu ve %10 arttırma %10 iskonto uygulanmak sureti ile hesaplama yapıldığı görülmekle davalı vekilinin teknik faiz uygulanması gerektiğine ilişkin istinaf itirazının yerinde olmadığı kanaatine varılmıştır. Ayrıca davaya konu olayda vefat eden çocuk beş yaşında olup sigortalı çalışan sıfatına haiz olmadığından SGK tarafından ödeme yapılması da mümkün olmayıp hesaplanan tazminattan indirilmesi gereken bir kalem bulunmamaktadır.
6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-1 maddesinde belirlenen koşulların varlığı halinde, incelenen ilk derece mahkemesine ait dava dosyasının ve kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğunun anlaşılması durumunda, istinaf incelemesi sırasında istinaf başvurusunun, duruşma açılmaksızın, esastan reddine karar verileceği düzenlenmiştir. Bu haliyle; ilk derece mahkemesi tarafından kurulan hükmün ve yapılan yargılamanın usul ve yasaya, Yargıtay yerleşik içtihatlarına uygun olduğu anlaşıldığından; davalı …Ş. vekili tarafından yapılan istinaf başvurusunun yukarıda ayrıntılı olarak değerlendirilen sebeplerle 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince duruşma yapılmaksızın esastan reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçelerle;
1-)Davalı …A.Ş vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b/1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-)İstinaf başvurusu nedeniyle alınması gereken 4.993,50-TL nispi istinaf karar harcından başvuru sırasında peşin alınan 1.260,00-TL’nin mahsubu ile bakiye 3.733,50-TL istinaf karar harcının istinaf eden davalıdan alınarak Hazineye irat kaydına,
3-)İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından istinaf vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
4-)Davalı …A.Ş tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin davalı üzerinde bırakılmasına,
5-)İstinaf yargılaması bakımından davalı …A.Ş. tarafından yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının HMK’nun 333. maddesi, Yönetmeliğin 207/1. maddesi ve HMK Gider Avansı Tarifesi’nin 5. maddesi hükümleri uyarınca yatırana iadesine,
6-) Kararın kesin olması nedeniyle taraflara tebliği, harç ve avans iadesi işlemlerinin HMK md. 302/5 ve 359/3 uyarınca ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dair, tarafların yokluğunda, HMK’nın 353/1-b/1 maddesi uyarınca dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, 6100 sayılı HMK’nın 362/1 -a maddesi gereğince KESİN olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 06/04/2023