Emsal Mahkeme Kararı Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2022/134 E. 2022/1871 K. 25.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T. C.
KAYSERİ
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/134
KARAR NO: 2022/1871
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: KAYSERİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 20/10/2021
NUMARASI: 2019/781 Esas 2021/924 Karar
DAVA: Tazminat (Ölüm ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
İSTİNAF KARARININ
VERİLDİĞİ TARİH: 25/11/2022
YAZILDIĞI TARİH: 25/11/2022
Kayseri 1. Asliye Ticeret Mahkemesi’nin 2019/781 Esas 2021/924 Karar sayılı ilamı davalı vekili tarafından istinaf incelemesi için Dairemize gönderilmekle inceleme aşamasında dosyadaki tüm bilgi ve belgeler incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLÜP GÖRÜŞÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 17/08/2019 tarihinde sürücü …’ın sevk ve idaresindeki … plakalı araç ile sürücü …’nın sevk ve idaresindeki tescilsiz Kuba marka motosikletin ön kısmı ile … plakalı aracın sağ ön yan çamurluk kısmına çarpması sonucu yaralamalı ve maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiğini, dava dışı sürücü …’ın geliş istikametinde bulunan ışıkların altındaki levhada sola dönüş yapan araçlara yol ver yazmasına rağmen yol vermemesi nedeniyle 2918 sayılı KTK’da yer alan 57/1-a maddesini ihlal ettiğini, müvekkili …’nın ise kural ihlalinin olmadığını, kaza sonrası müvekkilinin … Hastanesi’nde ve … Hastanesi’nde tedavi altına alındığını, kazaya sebebiyet veren … plakalı aracın davalı … Sigorta A.Ş.’ne … numaralı zorunlu mali sorumluluk (trafik) sigorta poliçesi ile kaza tarihinde sigortalı bulunduğunu, dava açmadan önce davalı sigorta şirketine başvuruda bulunduklarını ancak 15 gün içinde cevap verilmediğini, arabuluculuk görüşmelerinden de sonuç alamadıklarından bahisle davanın kabulü ile fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 1.000,00-TL daimi maluliyet (sakatlık) tazminatının davalı şirkete başvuru tarihi olan 03/09/2019 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini dava ve talep etmiştir. Davalı vekili dosyaya sunduğu cevap dilekçesinde; davacı tarafından müvekkili şirkete usulüne uygun bir başvuru yapılmadığını, bu sebeple davanın dava şartı eksikliğinden reddedilmesi gerektiğini, ayrıca yetki itirazlarının bulunduğunu, yetkili mahkemelerin İstanbul Anadolu Mahkemeleri olduğunu, kabul anlamına gelmemekle birlikte müvekkili şirketin, belirlenecek olan gerçek zarardan sigortalısının dava konusu olan trafik kazasındaki kusuru oranına isabet eden oranda ve poliçe limiti ile sınırlı olarak sorumlu olacağını, müvekkili şirketin poliçe dahilinde davacının geçici iş göremezlik ve bakıcı giderlerinden sorumlu olmayacağını, davacının, dava konusu kazada kask takıp takmadığının belirsiz olduğunu, kabul anlamına gelmemekle birlikte şayet bir hesaplama yapılacaksa bu hususun göz önünde bulundurulmasını ve müterafik kusur indirimi yapılması gerektiğini, davacının gelir durumunun kesin delillerle ispatlanması gerektiğini, müvekkili şirkete usulüne uygun başvuru yapılmadan açılan huzurdaki davanın reddine, yetkisiz mahkemede açılan iş bu davanın usulden reddine, esasa girilmesi durumunda da davanın esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; “…Açılan davanın kısmen kabul kısmen reddi ile, davacının sürekli iş göremezlik zararı olarak 48.165,53-TL’nin dava tarihi olan 09/11/2019 tarihiden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine,” şeklinde karar verildiği görülmüştür.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; mahkemece rapora dair itirazlarının yok sayılarak müvekkili şirketin adil yargılanma hakkının ihlal edildiğini, alınan raporların hüküm kurmaya elverişli olmadığını, mahkemece hatalı maluliyet yönetmeliği uygulanması ve hatalı maluliyet tespit edilmesinin hukuka aykırı olduğunu, hükme esas alınan kusur durumunun tespitinin gerektiğini, müterafik kusur indiriminin göz önünde bulundurulması gerektiğini, takdiri indirimin en az % 20 oranında olması gerektiğini, davacının kask ve dizlik kullanmamasının zarara neden olduğunu, hükme esas alınan hesap raporunda PMF 1931 yaşam tablosunun göz önünde bulundurulması gerektiğini, reddedilen tutar yönünden vekalet ücretine hükmedilmemesinin kanuna ve içtihatlara aykırı olduğunu, yargılama giderlerinin kabul/ret oranına göre paylaştırılması gerektiğini, davacının dizlik kullanmayarak zararı arttığını bildiğine ve bilmesi gerektiğine göre, davacının kusurunu bilmemesi düşünülemeyeceğine göre müvekkili lehine vekalet ücretinin hükmedilmesi gerektiğini beyan ederek mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: HMK’nın 355. maddesindeki düzenleme gereğince davalı … Sigorta A.Ş’nin istinaf sebepleri ve kamu düzenine ilişkin hususlar ile bağlı kalınarak ilk derece mahkemesine ait dava dosyası esas bakımından incelendiğinde; Dava, haksız fiilden kaynaklı 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 54. maddesi gereği cismani zarardan doğan maddi tazminat istemine ilişkindir. Somut uyuşmazlıkta, 17/08/2019 tarihinde davacının idaresindeki tescilsiz motorsiklet ile dava dışı …’ın sevk idaresindeki … plakalı aracın çarpışması neticesinde davacının yaralandığı sabittir. Davalı … Sigorta Şirketi … plaka sayılı aracın zorunlu mali mesuliyet sigorta şirketidir. Kusura ilişkin tanzim edilen 30/03/2020 tarihli trafik-makina bilirkişi raporunda, … plakalı araç sürücüsünün kavşakta ilk geçiş hakkını vermemesi nedeniyle %80 kusurlu olduğu, davacının ise kavşağa girerken hızını azaltmaması nedeniyle %20 kusurlu olduğuna ilişkin tespiti olayla uyumlu bulunmuştur. Yargıtay uygulamalarına göre, maluliyet raporu adli tıp uzmanları tarafından düzenlenmeli ve maluliyet oranı kaza tarihindeki mevzuata uygun olarak belirlenmelidir. Haksız fiil sonucu çalışma gücünde kayıp olduğu iddiası ve buna yönelik bir talebin bulunması halinde, zararın kapsamının tespiti açısından maluliyetin varlığı ve oranının doğru bir şekilde belirlenmesi gerekmektedir. Söz konusu belirlemenin ise Adli Tıp Kurumu veya Üniversite Hastanelerinin Adli Tıp Anabilim Dalı bölümleri gibi kuruluşlarının çalışma gücü kaybı olduğu iddia edilen kişide bulunan şikâyetler dikkate alınarak oluşturulacak uzman doktor heyetinden kaza tarihi 11.10.2008 tarihinden önce ise Sosyal Sigorta Sağlık İşlemleri Tüzüğü, 11.10.2008 tarihi ile 01.09.2013 tarihleri arasında Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği, 01.09.2013-01.06.2015 tarihleri arası Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmeliği, 01.06.2015-20.02.2019 tarihleri arası Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurul Raporları Hakkında Yönetmelik, 20.02.2019 tarihinden sonra Erişkinler İçin Engellilik Değerlendirmesi Hakkında Yönetmelik hükümleri dikkate alınarak yapılması gerekmektedir. (Yargıtay 4. Hukuk Dairesi’nin 2021/6197 Esas, 2021/8738 Karar Sayılı ilamı) Somut olayda, ilk derece mahkemesince, usulüne uygun teşekkül ettirilmiş olan … Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığı’ndan alınmış olan 23/03/2020 tarihli rapor “Erişkinler İçin Engellilik Değerlendirmesi Hakkında Yönetmelik” kapsamında hazırlandığından mevzuata uygun kuruluşlardan ve maluliyet yönünden mevzuata uygun yönetmelik uygulanarak alınmıştır. Davacıya ilişkin maluliyet raporunun kaza tarihinde yürürlükte olan yönetmelik hükümleri esas alınmak suretiyle isabetli ve yöntemine uygun olarak alınmış olduğu anlaşılmakla davalı sigorta şirketi vekilinin istinafının yerinde olmadığı görülmüştür.6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 54. maddesinde, bedensel zarar kapsamına giren zarar türleri sayılmış olup kazanç kaybı da tazmini gereken zararlardandır (aynı yönde düzenleme, 818 sayılı Borçlar Kanunu’nun 46. maddesinde de benimsenmiştir)Anayasa Mahkemesi’nin 17/07/2020 tarih 2019/40 Esas 2020/40 Karar sayılı kararıyla 2918 sayılı KTK’nın 90. ve 92. maddelerinde “genel şartlara” atıf yapan cümlelerin iptaline karar verilmiş ve bu karar 09/10/2020 tarihli Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe girmiş olmasıyla birlikte, Yargıtay 17. Hukuk Dairesince zarar görenlerin cismani zarar ve destekten yoksun kalma tazminatı alacağının hesaplanmasında TRH 2010 ve %10 artırım %10 iskonto yöntemi benimsenmiş olup TRH 2010 yaşam tablosunun uygulamasından vazgeçilmemiştir. (Yargıtay 17.HD.’nin 2019/5206 E. 2020/8874 K. 22/12/2020 tarihli ilamı) Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda zararın belirlenmesi bakımından TRH yaşam tablosu ve %10 arttırma %10 iskonto uygulanmak sureti ile hesaplama yapıldığı görülmekle davalı vekilinin PMF yaşam tablosunun kullanılması gerektiğine ilişkin istinaf itirazının da yerinde olmadığı kanaatine varılmıştır.Müterafik (birlikte) kusur kavramını belirten Türk Borçlar Kanunu’nun 52. maddesine göre; ”zarar gören zararın doğmasında ya da artmasında etkili olmuş, yahut tazminat yükümlüsünün durumunu ağırlaştırmış ise; hakim, tazminatı indirebilir ya da tamamen kaldırabilir” olarak düzenlenmiştir. Somut olayda … Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığı’ndan alınmış olan 18/12/2020 tarihli rapor da; “…’da 17.08.2019 tarihli trafik kazası sonucu meydana gelen yaralanmaların genel ağırlığı ve lokalizasyonu dikkate alındığında dizlik takılması ile diz bölgesinde meydana gelen hasarın (femur medial kondil ve patella kırıkları) önlenmesi ya da hafifletilmesinin olasılık dahilinde olduğu, ancak bu hususun kesinlik derecesinde ayırt edilmesinin adli tıbbi açıdan mümkün bulunmadığı” belirtilmiş olup, davacının yaralanmasının, diz ve tibia kırıkları ile diz artroplastisine bağlı olduğu gözetilerek, davacının kazalı motosiklete koruyucu ekipman olan dizlik kullanmaksızın bindiği dosya kapsamından anlaşılmaktadır. Müterafik kusur indiriminde, her somut olayın özelliğine göre olayın meydana geliş tarzı ve zararın artmasında zarar görenin kusurlu davranışının sonuca etkisi değerlendirilerek uygun oranda bir indirim yapılması gerekmektedir. Buna göre hesaplanan tazminattan Yargıtay 4. ve 17.Hukuk Dairelerinin istikrarları uygulamalarına göre 6098 sayılı TBK md. 52. maddesi gereğince %20 oranında müterafık kusur indirimi yapılması gerekirken, ilk derece mahkemesince %10 müterafik kusur indirimi yapılması isabetli olmayıp davalı vekilinin bu yöndeki istinaf başvuru sebepleri haklı bulunmuştur. (Yargıtay 4. Hukuk Dairesi’nin 2021/3058 Esas, 2021/2528 Karar Sayılı ilamı, Yargıtay 4. Hukuk Dairesi’nin 2021/19521 Esas, 2022/7719 Karar Sayılı ilamı) TBK.’nun 52. maddesinden kaynaklanan hakkaniyet ve takdiri indirim nedeniyle davanın kısmen kabul edilmesi halinde indirimden dolayı reddedilen kısım yönünden davalı yararına vekalet ücreti takdir edilemeyeceği gözönüne alınarak yazılı olduğu şekilde yapılan indirimden dolayı reddedilen kısım için vekalet ücretine hükmedilmemesi yerinde olup davalı vekilinin aksi yöndeki istinaf başvuru sebepleri yerinde görülmemiştir. (Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin 2014/8601 Esas, 2016/3248 Karar Sayılı ilamı) 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu md. 353/1-b-2 uyarınca yargılamada bir eksiklik bulunmamakla birlikte kanunun olaya uygulanmasında hata edilip de yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmadığı veya yargılamada bulunan eksikler duruşma yapılmadan tamamlanacak nitelikte ise Bölge Adliye Mahkemesince düzelterek yeniden esas hakkında karar verilmesi mümkündür. İlk derece mahkemesi kararındaki belirtilen müterafik kusura ilişkin indirim oranına dair hata bakımından gerekli düzeltmelerin yapılması amacıyla davalı vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-b-2 maddesi uyarınca ilk derece mahkemesinin kararı kaldırılarak Dairemizce duruşma açılmaksızın yeniden esas hakkında karar verilmesi gerektiği sonuç ve kanaatine varılarak aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : (Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere) ;
A-) Davalının istinaf başvurusunun KISMEN KABULÜNE,
B-) Kayseri 1. Asliye Ticeret Mahkemesi’nin 2019/781 Esas 2021/924 Karar sayılı kararının yeniden hüküm kurulmak üzere KALDIRILMASINA, hükmün HMK’nın 353/1-b/2 maddesi gereğince YENİDEN TESİSİNE,
“Açılan davanın kısmen kabul kısmen reddi ile,
1-Davacının sürekli iş göremezlik zararı olarak 42.813,81-TL’nin dava tarihi olan 09/11/2019 tarihiden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine,
2-Alınması gerekli 2.924,61-TL ilam harcı ve 1.320,00-TL arabuluculuk ücreti olmak üzere toplam 4.244,61-TL’nin davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafın yaptığı 44,40-TL başvurma harcı, 44,40-TL peşin harç, 185,00-TL ıslah harcı, 1.000,00-TL bilirkişi ücreti ve 180,90-TL posta ücreti olmak üzere toplam 1.454,70-TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT hükümleri uyarınca 9.200,00-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak kendisini vekille temsil eden davacıya ödenmesine,
5-6100 sayılı HMK 120 ve 333.maddeleri gereğince taraflarca yatırılan gider avansının kalan kısmının kararın kesinleşmesi halinde davacı tarafça numarası bildirilen veya bildirilecek hesaba, hesap numarası bildirilmediği takdirde adreslerine ödemeli olarak re’sen gönderilmesine,
6-Gerekçede belirtildiği üzere davalı yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
7-Bölge Adliye ve Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Cumhuriyet Başsavcılıkları İdari ve Yazı İşlerinin Yürütülmesine Dair Yönetmeliğin 203.maddesi uyarınca dosyanın tarih ve işlem sırasına düzenlenip dizi listesine bağlanmasına, Yazı İşleri Müdürü tarafından kontrolü yapıldıktan sonra İstinafa gönderilmesine veya arşive kaldırılmasına,
C-) Davalının istinaf başvurusu kısmen kabul edilmiş olmakla;
1-) İstinaf karar harcının talebi halinde davalıya iadesine,
2-) İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
3-) Davalı tarafından yapılan toplam 162,10-TL istinaf kanun yoluna başvurma harcı masrafı ve 60,60-TL dosya gönderi gideri olmak üzere toplamda 222,70-TL istinaf yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Ç-) 1-) İstinaf yargılaması bakımından istinaf kanun yoluna başvuran tarafından yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının HMK’nun 333. maddesi, Yönetmeliğin 207/1. maddesi ve HMK Gider Avansı Tarifesi’nin 5. maddesi hükümleri uyarınca yatırana iadesine,
2-) Kararın kesin olması nedeniyle taraflara tebliği, harç ve avans iadesi işlemlerinin HMK’nın md. 302/5 ve 359/3 uyarınca ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dair; tarafların yokluğunda, Hukuk Muhakemeleri Kanunu md. 353/1-b/2. maddesi uyarınca dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca KESİN olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 25/11/2022